Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2004 ÇARŞAMB
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Ulkenin Ozkaynağı
BEŞİKTAŞ'IN yenı başkan adaylanndan Yıldınm Demi-
rören projelerini anlatırken "özkaynakbızim için çokönem-
li. Son yıllarda altyapıdan takıma adapte edilen oyuncula-
ra rastlamadık. Beşiktaş özüne dönecek" demış.
'Özkaynak" ve "altyapı" sözcükleri eskıden Beşıktaşl/ söy-
lemlerde çok geçerdı; son zamanlarda biraz unutuldu. Oy-
sa, yıllar yılı Muradiye'den, Vişnezade'den, Ihlamur'dan,
Yıldız'dan, Ortaköy'ün mahalle aralanndan ve boş arsala-
rından sıvrilip kulüp altyapısına alınan, genç takımdan bi-
rinci takıma yükselen delikanlılardı siyah-beyaz formayı
şampıyonluklara taşıyan. Sonra, profesyonellığin tunç ya-
salan işledi ve gitgide daha yüksek transfer ücretleri için for-
madan formaya geçen yerii, özellikle de yabancı oyuncu-
larfuryası başladı.
Yafnız Beşıktaş'ta değil, hertakımda, her ülkede, bütün
dünyada.
Kulüp yönetımlennden federasyonlara ve FIFA'yla UEFA
gibı ufuslararası kuruluşlara kadar büyük paralann döndü-
ğü çağın futbol dünyasında elbet bu gidışe engel olunamaz-
dı. Ama, yıne de çocukluğundan beri aynı renklere bağla-
nıp yaşlanıncaya kadar sahalarda o renkler ıçın ter döken
oyuncu tipi, artık geçmişın derinlerinde kalmış bir özlem ola-
rak her futbolseverin gönlünde yatar.
Bır "Gençlik Bayramı" sabahında bunlan düşünmeden
edemezsiniz.
Hele kurucusunca "gençlere emanet edilmiş" bir cum-
huriyet/n özkaynak ısrafına her gün tanık olurken.
Böyle kurulup böyle emanet edılmemış devletlerde bile
gençlere nasıl genış ufuklar açıldığını gördükçe, darbe son-
ralannda neredeyse gençlerine savaş ilan eden, onlan ön-
ce ünıversıte kapılannda, sonra vize ıçın konsolosluk önle-
rindesüründüren bircumhuriyetingeleceği için üzülmemek
mümkün mü?
Henüz ergenlık çağlannın başlangıçlanndaki oglan çocuk-
lan ve kızlan, ilköğretım sıralanndan alıp ımam- hatıp okul-
lannın dünyasma sokmak ve ufuklannı daraltmak msafsız-
lık değildır de nedir?
Ekonomiyı hortumculann soygununa, özelleştırmelerin ta-
lanına, borçlanmalann batağma, plansızlığın dağınıklığına
terk ederek eğıtım ve sağlık odeneklennı kısmak, gençliğe
ve geleceğe sırt çevirmek degıl mıdır?
Yatınmsız bir ülkede birde doğru dürüst insan gücü plan-
laması yapmayarak yaşlı olmayışıyla övündüğünüz bır nü-
fusun gençlerini işsizliğe mahkûm etmek kadar acı ve acık-
lı bir ıhmal olabilır mı?
Ünıversitelerin araştırma giderlerine el koymak, yeni ye-
tişen genç akademısyenlerınizi Avrupa Birliğı'nin burslan-
na ve başkalannın çıkarianna uygun projelere mahkûm et-
mek sayılmaz mı?
Bunlar, bır 19 Mayıs sabahında cumhuriyeti kuran genç
komutanı anarken ve çımen sahalan süsleyen genç kız-
lan ve delıkanlılan seyrederken, yürekleri coşturan duygu-
laryanındazıhınleri rahatsız etmesi gereken düşüncelerdir.
19 Mayıs Ulusal Uyanışın Bayramıdır
19 Mayıs'm Atatürk'ü anan, gençliğin ve onun dinamizminin taşıyıcısı,
ateşleyicisi sporla şenlenen yüzü, bir yandan gençlik için 20. yüzyılın ilk
çeyreğinden günümüze kadar bir ufuk yolu çizerken öte yandan da millet
olmanın onurunu, ayncalığını yaşatma cevherini içinde banndıran bir
şenliği muştuluyor.
Prof. Dr. Muzaffer ERYILMAZ Çankaya Beledıye Başka,nı
T
oplumlar ortak hafizalannın sağ-
lamlığı ve berraklığıyla gelece-
| e güçlü taşıyıcı değerlerini ak-
tarabilirler. Türk toplumunun
Cumhuriyetle taçlanan büyük
bir azim. kararlılık, coşku ve ideal içeren,
sancılı ve bugünümüzü de ışıJdandıran özel
günlerini anlamadan. oradaki ruhu kavrama-
dan, geleceğin içinde kendimizi bulmamız
zor, hem de çok zor olacaktır.
19 Mayıs. bizim tarih dönemecüniz, ya-
pıtaşımızdır. Bugün büyük törenlerle kut-
ladığımız bugünün anlam yüklü çehresi-
ni yakrndan tanımak için o günlere bir dö-
nüş yapıp, o koşullan bir film şeridi gibi
göz önünden geçirelim.
Her şeyden evvel 19 Mayıs öncesi Is-
tanbul'daki havaya baktığımızda karam-
sarlık, korku, bıkkınlık ve ürnitsizlik gö-
rüyoruz. Bernard Levvis, Modern Türki-
ye'nin Doğuşu'nda o günlerin atmosferi-
ni şöyle özetliyor: Bağunsızyaşamaarzu-
su bfle iilas etmiş görfinüyordu ve siyasal
tarûşma Türk bağunhlığının alacağı şekil
ile Amerikan ve Ingiliz nıandasuidan han-
gisüıin daha iyi olduğu noktasında topla-
nıyordu.
Mustafa Kemal Söylev'de (Nutuk), bu
durumun benzerine vurgu yaparak; padi-
şahın kendisüıi ve tahtını koruma derdi-
ne düştüğünü, Damat Ferit'inse korkak
ve yalnızca padişahla birlikte kendisüıi
koruma kaygısı taşıdığını belirtiyor ve Is-
tanbul'daki hıgiliz Muhipleri Derneği üye-
leri arasında bizzat padişahın ve Damat Fe-
rit'in de bulunduğunu, bazı okumuşlaruı
da Amerikan mandası fikrini savunduğu-
nu söyiüyordu.
Mondros Mütarekesi'nin ağır ve boğu-
cu koşullannın ünparatorluğa dayatıldığı,
dahası bu ağır koşullann bile ihlal edildi-
ği bir ortamda, padişah ve çevresi mev-
cut askeri gücü dağHmanın ötesinde bir şey
düşünmüyor, düşünmek de istemiyordu.
Mustafa Kemal, Yıldınm Ordulan Grup
KurnandanlığYndan Istanbul'a döndüğün-
de, tarih 13 Kasım'dı. Ne acı tesadüftür ki,
ttilafDe\'letleri donanması da aynı gün ken-
ti işgal etmeye başlamıştı.
Siyasi durumu gözlemleyen, çareler ara-
yan Mustafa Kemal, yeni yeni tomurcuk-
lanan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'nin
taşıdıklan heyecaru paylaşarak yeni ham-
lelere girişti ve Samsun'daki 9. Ordu'ya
(hemen ardından Haziran'da 3. Ordu'ya
dönüşfürüldü) genel müfettiş olarak atan-
ma hakkını elde etti.
Kimi tarihçilerin Mustafa Kemal'in îs-
tanbul'a gelişiyle Samsun'a çıkışı arasın-
daki zaman aralığına bakarak 'onun geç
kaknğına' dair tespitlerinin acelecı ve kes-
tirmeci olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Çünkü Osmanlı başkentinde olupbitenle-
ri yerinde değerlendirmek, mevcut siyasi
güçleri yapılması gerekenJer konusunda
uyarmak ve uyandırmak, dahası girişile-
cek yeni mücadelenin altyapısının hazır-
lığı için bu süre kaçınılmaz bir biçimde ge-
rekliydi.
Yaİon arkadaşlannın, yola çıkacağı va-
purun, îngiliz kuvvetlerince batınlabile-
ceği uyansına rağmen, Mustafa Kemal
her şeyi göze alarak lstanbul'dan Sam-
sun'a gitti. Bu tarih, ulusal şahlanış, ulu-
sal uyanış, ulusal duyuş ve ulusal duru-
şun simgesidir. Cahit Kûlebi'nin dizele-
riyle söylersek: Bir gemi vanaşö Samsun'a
sabaha karşı/ Selam durdu kayığı, çapan,
takasıySdam durdu tayfası/Birdumantü-
terdi bu geminin bacasından bir duman/
Duman değfldi bu!/ Memleketin uçup 0-
den kaygüanydı~.
İLLJJ, £
Doğru eşleştirmeyi yapın, sizi bir adım öne taşıyacak servisleri sindire sindire öğrenin.
Havalar nasıl olursa olsun
benim havam hoş olsun.
Cebim her çaldığında bir disko ortamı
yaratsa, herkes bana baksa.
Öyle bir mesaj hayal ediyorum ki hem canlı,
hem renkli, hem de eğlenceli olsun.
İçimdeki çocuk her yerde
oyun oynamak istiyor.
Laf lafı açsa, maksat muhabbet olsa,
yeni arkadaşlıklar kurulsa.
Rüyamda orangutan gördüm.
Ne demek ki acaba?
6'lının çatısını kursam,
plaseleri bankoları bulsam.
Seviyor mu, sevmiyor mu?
Maç n'oldu acaba?
Yürüsem daha hızlı giderim.
Ne bu böyle bir ileri iki geri.
Deli gönlüm eğlenmek istiyor.
Neredeydi bu yeni açılan bar?
Kainatta ve memlekette neler oluyor acaba?
"Para, para, para", bunu bilir
bunu söylerim.
Yeni bir aşk, yeni bir meşk,
yine sevecek biri fazım.
Canım vurdulu kırdılı bir film istiyor.
Var mı acaba pek yakında?
Yaza incecik girsem,
kumsalda salına salına yürüsem.
Hava Durumu Servisi
Chat Servisi
Cep Oyunlan Servisi
Kişisel Fal Paketi
Polifonik Melodi Servisi
MaxiMeSaj Servisi
Rüya ServisiRUVfi
Ganyan Paketi
SflNVflN 2222
Tribün Paketi
«»NE TR1BUN ytmy 7777^ tİMtHl>,
Sinema Paketi
Haber Paketi
fBOHE
Finans Hattı Servisi
/NeredeNasıl Servisi
Trafik Servisi
TRflFIK
Flört Paketi
flBOE
Sağlıklı Yaşam Paketi
(SOHZ SfiSLIK
Yukarıdaki bulm
ipuçları
ı çözmenize yardım edecek
'da.
T U R K C E L L H I Z M E T I D I R
www.shubuo.com 444 9 539
Mustafa Kemal'in Samsun'un ardından
arkadaşlanyla yayımladığı Amasya Ta-
mimi, 'menıleketinkaygılarınıuçurup' 19
Mayıs'ın tarihi arka planıru bütün çıplak-
lığıyla bize haykırmaktadır. Tamim'in 1.
maddesi 'Vatanın tamanu, milletin istik-
laütebükededir' derken2. maddesi "mer-
kezi hükümetsorumluluğunuyerinegetir-
memekte" dıye devam ediyor. 3. madde-
si ise 'Milletin istiklaünjyinemilletin azim
ve kararhhğı kurtaracakür' diyordu. Bu
üç maddenin, Mustafa Kemal'in Istan-
bul'dan yola çıkmadan evvel yaptığı dü-
şünsel hazırlığın ürünleri olduğunu ve bu-
ram buram bağımsızlık koktugunu söyle-
yebiliriz.
Izmır'in 15 Mayıs'ta (Amenkan-Fran-
sız-îngiliz savaş gemilerinın himayesinde)
Yunanlılarca ışgalinin ve Istanbul'un Iti-
laf Kuvvetleri 'nce sıkı denetim altına alın-
masına rağmen, yüz binlerin bu işgali pro-
testo edişinin ateşlediği ulusal kuvvet ve
bu kuvvetten fışkıran ulusal kudret, Cum-
huriyete giden uzun yolun aydınlatıcısı
olmuştur.
Bugün Türkiye. ulusal egemenliğinden
taviz vererek Kıbns, Avrupa Birliği, ABD
politikalannda 19 Mayısçı ruhun uzağın-
da, tuzaklara düşe düşe, kolunu kanadını
kıra kıra ilerlemeye çalışıyorsa. bu hangi
özgürlüğün, hangi eşitliğin, hangi adale-
tin kapısını aralayacaktır. Oysa Mustafa
Kemafin dediğigibi, 'Hürriyetinde,eşit-
Kğin de adaletinde dayanağı ulusalegemen-
UktirV Kendi iradesini yaşamayan ve ya-
şatamayan bir toplumun, 'başka irade-
ler'in hükümranlığında özgürlükle, eşit-
likle. adaletle buluşacağını söylemek en
hafif deyimle safdilliktir, başka bir şey
değil!
Faal Hüsnü Dağlarca bir şiirinde bize,
'Vatan göklerinden vatan soyler' der. Va-
tan söylemek, vatanı söylemek, bizim hep
ilk işimiz olmalıdır. Ulusal egemenliğin
olmadığı yerde özgürlüğün türkülerini
kim, nasıl söyleyecek? Server Tanilli ho-
camızın sözleriyle söylersek: "MiDet ol-
mak varken 'kalabalık' obnak yoktu yaz-
gumzda, bugün de yok yann da olmaya-
cak." Vatan buruk, millet karamsar ve
yurttaş kimliğinden
uzaklaşmış haldeyse, va-
tanı acılar içinde de ol-
sa yine de hep söyleme-
ye devam edeceğiz.
19 Mayıs'ın Atatürk'ü
anan, gençliğin ve onun
dinamızminin taşıyıcısı,
ateşleyicisi sporla şen-
lenen yüzü, bir yandan
gençlik için 20. yüzyı-
lın ilk çeyreğinden günü-
müze kadar bir ufuk yo-
lu çizerken öte yandan
da millet olmanın onuru-
nu, ayncalığını yaşatma
cevherini ıçınde bann-
dıran bir şenliği muştu-
luyor.
Gençliğin bayraktarlı-
ğında bir ulusal yeniden
uyanış için. 19 Mayıs ru-
hu dün olduğu gibi bu-
gün, yann ve daima akü-
gönül birlikteh'ği içinde
bizim yol göstericimiz
olacaktır.
20. yüzyılın yenilme-
yen, eskimej'en, eskirile-
meyen tek Kurtuluş Sa-
\'aşı, Türkıye'nin Bağım-
sızlık Savaşı olarak hâ-
lâ günceldır.
Günümüzde küresel-
leşme adı altında yeni
sömürgeciliğin sürgit ve
dizginsiz bir biçimde, üs-
telik hamle üstüne ham-
le yaparak ulusal var olu-
şu, bağımsızlıkçı düşün-
celen silmeyi bırincil
erek olarak seçmesini sa-
dece tesadüf olarak mı
açıklayacağız?
Yoksa bunu planlı bir
uluslararası sindirme ha-
reketinin düzmece koz-
mopolitliginin gölgesin-
de, ulusları ekonomik,
siyasal ve kültürel düz-
lemde boyunduruk altı-
na ahna uyanıklığı ola-
rak mı değerlendirece-
ğiz° Elbette ve kuşku
yok ki geçerli olan ikin-
cisidir.
Peki şimdi, ulusalcılı-
ğa dudak büküp onun de-
mode kaldığını söyleme
gafletine düşenlere. ulus-
lararası güç aktörlerinin
tuzağına düştüklenni na-
sıl söyleyecek, onlan na-
sıl ikna edeceğiz? Gali-
ba hazin ama önemli olan
sorusorun da budur.
Bizler, 19Mayıs'lann
ulusalcı çizgisini herkes
için, bu topraklann taşı-
dığı benzersizliğin bilin-
ciyle, tadıyla savunma-
Kng»r^^H ya devam edecek ve Türk
aydınlanmasının ulusal
a^auig»a.-f egemenliğe yaslanan
projektörlerini, umudun
içimize düşürdüğü o sön-
mez kordan ilham ala-
rak hep açık tutacağız.
PENCERE
Yanılgı Uzerine
Yanılgı...
Amerika'nın süper güç olduğu elle tutulur, gözlc
görülür, tartışılmaz birolgudur; ancak bu olağanüs-
tü devlet yenilmez değildir...
Vletnam deneyimi daha dün gibi...
Bush yönetimi şimdi de bir BOP (Büyük Ortado-
ğu Projesi) sevdasına düştü; ancak işe çok kötü baş-
ladı; yanılgı üstüne yanılgı birbirini izliyor...
Bush yönetimine göre:
1) Irak'ta kitle imha silahlan vardı...
2) Saddam'ın zulmünden illallah diyen Irak hal-
kı, Amerikan ordusunu çiçeklerle karşılayacaktı...
3) ABD Irak'a demokrasi götürecekti...
Tümü de yanlış çıktı.
•
Amerika'nın Ortadoğu'ya demokrasi götüreceği
müjdesi verilince, yerli ve yabancı bir sürü gazete-
ci, sözde bilim adamı, yazar kılığında ajan bu giri-
şimi desteklemeye başladılar; ABD Ikinci Dünya
Savaşı'nın zaferi ardından Almanya'ya ve Japonya'ya
da demokrasi götürmemiş miydi?..
Bu tezgâh çabuk fosladı..
Neden?..
Çünkü Almanya ve Japonya sanayileşmiş iki top-
lumdu; Irak'la uzaktan yakından bir benzerlik/eri
yoktu; ikisi de islam kültüründen uzakta bir geliş-
mişlik düzeninde yaşıyorlardı.
•
Gazetelerde önceki gün bir haber çıktı; Ürdün'de-
ki Dünya Ekonomik Forumu'na katılan ABD Dışiş-
leri Bakanı Colin Povvella NBC televizyonu sormuş-
tu:
"- ABD Irak'ta Iran tarzı bir Islami rejim kurulur-
sa ne düşünür?.."
Povvell'ın yanıtı:
"- Irak halkının her türlü karannı kabul etmek zo-
rundayız. Herkes Irak'ın İslam inanctnt temel alan
bir ülke olduğunu anlamalı."
Oysa VVashington, Irak'taki Şiilerin Iran'daki gibi
bir din devleti kurmasına karşı olduğunu çeşitli kez
dile getirmişti.
Türkiye'ye dönük Amerikan yaklaşımı da bir "llım-
lı İslam Devleti"ne doğru eğilimin çeşitli gösterge-
lerini sergiliyor; gün geçmiyor ki ülkemizde ve Ame-
rika'da bu yoldaki heveslerin işaretleri ortaya çık-
masın...
Bugünkü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın daha hiç-
bir resmi sıfatı yokken ABD'ye gidıp Başkan Bush
tarafından kabul edilmesiyle başlayan karşılıklı ya-
kınlık biryana, Türkiye'de Saidi Nursi tarikatının bu-
günkü cemaat lideri Fethullah Gülen Amerikan hi-
mayesine alınmış görünüyor.
•
Başkan Bush'un yönetimi altında Amerika bir
yanlışa daha oynuyor..
Türkiye'yi BOP kapsamında ılımlı (ya da ılımsız)
İslam rejimi tasanmına ehil görmek, ülkemizin tari-
hinden, iç dengelerinden, halkının - aydınlannın - or-
dusunun - milletinin - devletinin koşullarından ha-
bersiz olmak anlamına gelir...
Birseçim sandığından çıkan iktidann eğilimine ba-
karak kurulacak strateji, ancak Irak'taki girişim ka-
dar sağlıklı olabilir...
Amerika Türkiye üzerine rüya görüyor...
Bu rüya, Povvell'ın dudaklarında, ağzında, dilin-
de sürçü lisana dönüşebilir...
Hayata geçirilemez.
Bush yönetiminin Ortadoğu'da yanlış üzerine yan-
lış yapması, Türkiye'nin bu konuda daha dikkatli ol-
masını gerektirmektedir.
Dinsel hizmet verecek elemanlann yetişmesi için
kurulan Imam Hatip üseleri'ne genel lise statüsü ve-
rilmesi, eğitimin dinselleştirilmesi yolunda kapının
açılmasıdır
AKP iktidannın eğitimin laik temelini sarsan bu atlım-
lannın önlenmesi ülkemiz ıçın yaşamsal bir boyuta ulaş-
mtşhr.
Türkiye'yi "Ilımlı İslam Devteti"ne götürecek bu gi-
rişimin karştsındayız.
Tüm sivil toplum örgütlerinin de iktidann bu tutumu
karşısında harekete geçmelerinin gerektiğine inanıyoruz.
KadınAraştırmalan Derneği
S.S. OKUR ÇEVRE KÜLTÜR VE İŞLETME
KOOPERATİFİ
(KOOP-C)
5. OLAĞAN CENEL KURUL T0PLANT1SIILANI
Kooperatıfımizin 5. Olağan Genel Kurul Toplanhsı
23 Mayıs 2004 Pazar gunü saat. 14.00 "te. çoğunluk sağ-
lanamazsa 30 Mayıs 2004 Pazar günü saat: 14.00'te
Eminönü-Cağaloğlu Türkocağı Cad. No: 1 Basın Sa-
rayı (GazetecilerCemiyetı) Kat: 2'deki Burhan Felek Kon-
ferans Salonu'nda aşağıdald gündemle yapılacaktır.
Genel Kurul Toplantısına tüm ortaklanmızın katıl-
masını önemle rica ederiz.
KOOP-C
Vönetim Kurulu
GÜNDEM
1. Açıhş ve saygı duruşu,
2. Başkanlık dıvanının seçimi ve tutanaklara ımza > et-
kisınin venlmesı.
3. Kooperatif başkanının ve konuklann konuşması,
4. Yönetım kurulu, denetim kurulu yazanaklan ıle 31
Aralık 2003 tarihlı bılanço ile gelir-gider çizelge-
lerinin okunması, gönişme\e açılması ve ayn ayn
ona\a sunulması,
5. Yönetim kurulu ve denetim kurulunun aklanması,
6. Ortaklık katılrm paylanrun görüşülerek karara bağ-
lanması,
7.2004 yılı iş izlencesı, taioninı bütçe göriişülerek ka-
rara bağlanması.
8. Ödemelerini geciktırenler ile hiç ödeme yapma-
yanlann durumlannın görüşülmesi, ödeme yapma-
yanlara uygulanacak faız oranlannın belırlenmesı.
9. Yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı ıle
denetim kurulu üyelenne verilecek aylık ücretleri-
nin belirlenerek karara bağlanması,
10. Dilekler ve kapanış