18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KAMUOYUNA Hukukçuların, aldıklan eğitim ve edindikleri hukuk bilinciyle dünya ve ülke sorunlanna sahip çık- mak ve içinde yaşadıklan toplumun aydınlanmasına katkıda bulunmak gibi, örnekleri insanlık tarihi bo- yunca birçok kez yaşanmış ezeli sorumluluklan bulunmaktadır. Bu sorumluluk bilinciyle, Türkiye Barolar Birliği kurulduğu günden beri Cumhuriyetin temel nite- liklerine bağlı yapısıyla, demokratik, laik hukuk devletine daima sahip çıkmıştır. Bu nedenle Türkiye Barolar Birliği, Cumhuriyetle birlikte başladığımız çağdaş uygarlık yolculuğun- da, önümüze çıkantarihi bir dönemeçte olduğumuzu görerek halkımızı aydmlatmayı vicdani bir görev bil- miştir. Ülkemizin nice iç ve dış sorunlarla karşı karşıya bulunduğu bir ortamda, ülkeyi yöneten ve sorunla- n çözme durumunda olanların, öncelikli olan meselelerle değil, kendilerini iktidara getiren demokratik sistemle hesaplaşmaya girdikleri, kendi demokrasi anlayışlannı dayatarak ülkeyi kaosa götürdükleri kay- gıyla izlenmektedir. Bunun sonucu olarak anayasa tarafından güvence altına alınan kurum ve kurullar örselenmekte, geleceğe olan güven duygusu zayıflamaktadır. 4.11.1981 tarihve2547 sayılıYüksekÖğretimK^nımu'ndadeğişiMikyapılmasıhakkındaki 13.5.2004 tarih ve 5171 sayılı Yasa, iddia edildiği gibi meslek liselerinin sorunlannı çözmeye yönelik olmayıp tüm üniversite camiası ve sivil toplum örgütlerinin karşı çıkmalanna rağmen, 3 Kasım'da seçmen tabanına verilen sözlerin yerine getirilmesi amacıyla yapılan bir dayatmadır. Mevcut YÖK Yasası bile toplumun beklentilerine cevap vermezken, bu yasal düzenleme ile üniver- sitelere mali, bilimsel ve idari özerklik verilmediği gibi, Türk eğitim sisteminin geleceği karartılmakta, siyasal iktidarların üniversiteler üzerindeki etkinliği daha da arttınlmaktadır. Siyasal iktidann, halkın bunca ekonomik, siyasal ve sosyal sıkıntılanna karşın, sabır ve umutla ya- şatmak istediği demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yıpratacak eylem ve davranışlardan kaçınması gereklidir. Son günlerde YÖK Yasası ile ilgili çağdaşlık, bilimsellik, katılımcılık, çoğulculuk ve özerk- likle bağdaşmayan yasal düzenleme, toplumda gereksiz bir gerginlik yaratmıştır. Yasa değişikliği ile; yukanda sözünü ettiğimiz değerlendirmeler göz ardı edilerek YÖK yönetiminin, siyasal iktidann dün- ya görüşü doğrultusunda kadrolaşmasına olanak tanmmıştır. Özellikle de imam hatip lisesi mezunlan- na ayncalık tanıyarak özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin yaşam bulduğu üniversitelerin dokusu bo- zulmuş ve üniversitelere girmek için eğitim yapan liseli gençlerimize de büyük haksızlık yapılmıştır. Amaca ulaşmak için dayanak yapılan anlayış ise modern toplumlann yüz yıl önce terk ettiği çoğun- luk egemenliğine dayalı demokrasi anlayışıdır. Toplumun, üniversiteler başta olmak üzere, tüm demokratik kurum ve kuruluşlann ortak görüş ve düşüncelerine aykın olarak çağdaşlığa ve özerk üniversite anlayışına ters düşen bir biçimde, Meclis'te- ki iktidar çoğunluğuna dayanarak çıkartılan YOK Yasa Değişikliğinin sayılan sakıncalan yanında ana- yasaya aykınlığı da göz önünde bulundurularak, Yüce Halkımız ve Sayın Cumhurbaşkam tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğini umut ediyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle