18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2004 ÇARŞAMBA DİZt Beyrut, Şam ve Amman 'a gittiL Savaşların, iç savaşlann ortasındaki kentlere. Beyrut, hâlâ 25 yıllık iç savaşın yaralarım sarmakla meşgul. Amman, çözülmeyen, çözülemeyen bir sorunun Filistin sorununun yanı başında ayakta durmaya çalışan bir ülkenin başkentL Şam, yeni ve genç bir cumhurbaşkanıyla ABD baskısına direniyor. Doğu Konferansı gezimizin bu kez hedefi Liibnan, Ürdün ve Suriye deki aydınlardu Onlarla, bu bölgenin geleceğini konuştuk. Bir araya gelip nasıl bir ortak zemin oluşturabileceğimizi gözden geçirdik. SAVAŞLARIN ORTASINDA ÜÇ KENT •Beyrut-Amr ORALÇALIŞLAR-1- Kendi topraklannda sürgünbir halk Vaat edilmiş topraklardan zorla çıkartılan Filistinliler sığınaıklan hiçbir ülkede halâ yurttaşlık hakkı kazanamaaı • Lübnan zengm bir ülke, Filistinliler yoksul. Şatila'da yaşayanlann çoğunu 1948 yılında "Vaat edilmiş topraklar"'dan zorla sürülenler oluşruruyor. Daracık sokaklan, 1 kilometrekare alanıyla Şatila'da 1948 yılında lObin kişi yaşarken şımdı bu sayı 16 bine çıkmış. Filistinliler 50 yılı aşkın bir süredır. bu ülkenin yurttaşı olamamışlar. U rdün'un Nebo Tepesı'nde- yız Musa'nınoldüğüneına- nılan bir yer burası. Yerden 800 metre yükseklıkte. Aşağıda Ölü Denız gönilüyor tlensı îsrail Ra- mallah'a. Betlehem'e çokyakın. "\fc- at edilmiş topraklar" ayaklanmızın altında uzanıyor. 6. yüzyıldan kalma bir kıhserun mozaıklenndekı renkler gözumuzu alıyor Nebo Tepesı ya da Nebo Dağı. Ürdün" ün başkentı Am- man'a 30 kılometre kadar uzakhkta- kı Mabada kentının sınırlan ıçınde lncil'de sözü edılen Mabada şımdı küçük bir kasaba görunümünde Beyrut'un orta yennde Filistin mül- tecı kampı Şatıla"da>ız 11 yıl önce ne kadar yoksulsalar hâlâ o kadar Beynıt'ta Fiüstinli mültedkrin yaşadığı Şaüia'ıun sokaklannı öldürüJen Hamas Bderi RantisTnin fotoğraflan kapbyor. yoksullar. Filistin sı\il toplum örgüt- lennin başkanı Kasım Ayna, Şati- la'da îsrail Başbakanı Şaron'un 22 yıl önce 2 bın 500 Fılıstınlıyı öldürdü- ğü yerde bızı karşıladı. Öldürülenle- nn anısına çıçek bıraktık. Lübnan zengın bir ülke, Fılıstın- lıleryoksul Şatila'da yaşayanlann ço- ğunu 1948 yılında "Vaat edilmiş top- raklar"dan zorla sürülenler oluşru- ruyor. Daracık sokaklan, 1 kılomet- reİcare alanıyla Şatila'da 1948 yılın- da 10 bın kışı yaşarken şımdı bu sa- yı 16 bıne çıkmış. Filistinliler 50 yı- lı aşkın bir süredır. bu ülkenin yurt- taşı olamamışlar. Çalışma haklan yok, mülk edinme haklan yok. Fi- İıstinliler Arap ülkelen ıçinde eğitı- mı en yüksek olan halk Arap ülkelennın çoğunda "Vaat edilmiş topraklar"dan süruhnuş Fı- lıstınlıler yaşıyorlar. Ürdun'ün nüfiı- sunun yüzde 70'ıne yakınını Filis- tinliler oluşruruyor Urdün aslında bir Filistin ülkesı. Kutsal kıtaplarda da öyle yazıyor. Fılıstınlılenn bu ül- kesınde Haşımı hanedanından bir kral bulunuyor. Ingılizler yıllar önce Fılıstınlılere, Fılıshnlı olmayan bir krah uygun görmüşler. Beyrut'un "yasak" mahallelennden bınne gıdıyoruz. Gün boyu Hızbul- lah'ınlıden Seyit Hasan Nasrallah'la göruşme ıhtımalımızden söz edıldı. Ancak nerede ne zaman görüşeceğı- mız bellı değıldı. Akşam vaktı haber geldı, Hızbullah'ın egemenlığındekı mahallelerden bınsine gıttık. Bura- ya gıren bütün yollar demır kapılar- la kapatılmıştı Bu bölgeye yaban- cının gırmesı mümkün değıldı Tam anlamıyla bir kurtanlmış bölgede yaşıyordu Hızbullah. Lübnanlılar 1975'te başlayıp 1990 yılında bıten savaştan çok acı çekmış- lerdı Lübnan'ın güney ucu Îsrail'e komşuydu. Bir tarafi Ürdün. bir tarafi Sunye. Lübnan yönehmı üzennde Suriye'ninher zaman büyük bir ağır- lığı oldu. Bu ağırlık günümüzde de sürüyor. Hizbullah'ın siyasi ve askeri lideri Seyit Hasan Nasrallah'ın referansı molla rejimi DemokrasL, aıııa Iran kadar ;ezımizın belkı de en • önemlı görüşmele- nnden bınsını Hız- bullah'ın siyasi ve asken lı- den SeyitHasan Nasrallah'la yaptık. Bızi neftı renklı kı- yafetlen olan üç günlük sa- kallı gençler karşıladılar. Kulaklarında telsızlere ' bağlı alıcılar olduğu gö- ruluyordu Bıryerlerden aldıklan talımata göre , hareket edıyorlardı. „ . . . VT „ . Bızıoncebırbinanın Seyıt Hasan Nasrallah Nasrallah cüppesıyle göründü. Erkeklenn el- leraıı sıktı, kadınlara selam \ermekle yetın- dı. Lübnan'mheryerinde fotoğraflannatamk olduğumuz Nasrallah fotoğraflanna göre da- ha gençtı. Ikı serçe parmağında yuzük ve ko- lunda parlak bır saat göze çarpıyordu. Bol şekerlı çaylann ardından Nasrallah tam üç saat konuştu. Sorulara o kadar uzun ce- vaplar \erdı kı, bırçok soruya zaman kalma- dı. Işte Nasrallah'ın sövlediklen: "Bizi, özelikle mekânımızda ziyaret eden kardeşlerime ve bacılanma teşekkür ediyo- rum. Ilk defa çeşitli görüşlerden oluşan bir TürkiyeK grup bölge sorunlannı bizlerie konuş- tedi ABD, BM'ye baskı yaparak seçim orta- numnolırmdıgıfîkrini kabul ettirdi. Eğer ABD kendisi açısmdan bir garanti görse bunu ka- bul ederdL Gerekçderi kaos ortanu. Üç ay ön- cesine kadar Irak'uı önemli bir kesiminde si- lah dahi sıkılmamıştL Kaosa kendileri neden oldular. Azmlıklara çok aşın haklar verdüer. (Burada Kürtlen kast edıyor ) Bu yolla bir çö- züm mümkün değiLEkonomik dunım, Sad- dam döneminden daha kötüye gitti. Binlerce devtetw ordu nıensubu işten çıkankfa. Irak hal- kının tanıamı. Barzanı ve Talabanı dışmda kimse işgali istemiyor. İşgale karşı direniş için- de bazılan süahh. bazılan siyasi mücadeieyi ter- tma aldılar. San-sıyah Hizbul- lah bayrağı \e kırmızı-yeşil Lübnan bayraklannın yan ya- na durduğu gınş yennde bek- lerken kadınlann gelmesuıı ıs- tedıler. Onlan ayn ve sıkı bir aramadan geçırdıklennı sonra oğrendık. Hızbullah bayrağın- da şunlar yazıyordu: "Onlar Allahın seçtigj insanlanhr. Ga- Bp geleceklerdir_. Onlarla Allah yolunda savaşın. Allah sirin el- İerinizleonlan cezalandıracak- tirT Fotoğrafçekme yasağı Fotoğraf çekemeyeceğımızi, gorüntu alamayacağımızı, ken- dılennın göriişmelennı kayde- deceklennı \ e ertesı gün bıze ulaştıracaklannı soyledıler Söy- ledikleri doğru çıkmadı. Nas- rallah'la yaptığımız görüşme- yı gorüntüleyemedık \e fotoğ- raflan da alamadık Defter \e kalem dışındaki bütün eşyalanmızı bırakarak korumalann kılıdıyle çalışan bır asansöre bmip 4. kata çık- tık. İkı apartman odası büyük- lüğünde uzunca bır salona alın- dık Yerlerde fabrika halılan serilıydı. Sıra sıra koltuklara oturup Nasrallah'ı beklemeye başladık Nasrallah "ın otura- cağı koltuğun önünde bir mık- rofon dunıyordu Bır kamera- man da görüntü almak ıçın kö- şede beklıyordu. şam'da hayat Sume'de Baas Partisinin egemenligi sürü\or. Nüfusun >üzde 14'ü Hıristiyan. Bu farklılık Şam'ın görünen \üzünü zenginleştirijor. Sur içi Şam'da her taraf küçük a\aznıalarla dolu. Shaset Surive'de tehlikeli bir iş. Son günkrde devletten bağunsız öğrenci dernegi kuranlann ruruklandıgı anlatıhvor. En zararsızı kafelerde oturup aşktan söz ermek dhor gençler. Yıkıntılar iç Sava$ın Anısı Be>Tut'un herhangi bir yerinde, aniden karşınıza bir yıkınn çıkabilir. 1975-2000 yılları arasında Nlüslünıanlada Hıristhanlar arasındaki iç savaşta 150 bin kişi öldü. On binlerce insan Bevrut'u terk erti. Binlerce bina içinde oturulamaz hale geldi. Beyrut şimdi yeniden inşa edilhor. Bomba ve kurşun deükteri kapatılmaya, yaralar sanlmaya çaişılr>or. Humeyniresmibaş köşede Nasrallah "ın oturacağı koltuğun arkasında- ki duvarda ıkı fotoğraf asılıydı Bır çerçeve- nın ıçınde Humeyni ve îran'ın şımdıkı dını lı- den Hamaney'in fotoğraflan yeralıyordu. Dı- ğennde ıse Nasrallah'ın fotoğrafı. Israıl'in öl- dürmek ıçın her yerde aradığı Seyit Hasan nıak için bura\a geldL Bundan çok memnon oluyoruz. Irak'ta olanlar tam anlamıyla bir işgal. Irak'taki halk kitielerinin bunun işgal olduğu- nu anlamalan için zamana ihth aç \ardi. Ora- ya demokrasi getirilmesi için önce serbest se- çimlerin \ apdması gerekir. Seyıt Sistanı (Şii li- der)ABD'hîerden serbest seçim yapdmasını is- cih edhor. ŞiOerin direnişte geç kalmasınm ne- deni Saddam döneminde çok ezilmiş olnıala- nydL Askeritecriibeleri yokru. Şülerin bir kıs- mı da ABD'nin tutumunu bekliyordu." 'İntihar eylemlerinde ABD parmağT Nasrallah Irak'taki bazı eylemlenn arkasın- da ABD parmağı olacağını düşünüyor: "Ba- zı Vahhabi ve Selefi gruplan (bütününü suçla- rruyorum) Irak'a dışandan geti>orlar. Bu grup- lar ABD'ye karşı fiilen direnmi\orlar. Bazı yerlere saldınlar düzenledilerveABD bundan çok memnun kaldL Büieşmiş Milleder Tem- silciligi'ne, NecePe ve Kazimiye'ye > r apüklan intihar saldınlan ve Aşure günündeki bomba- lamalar tam anlamıyla provokasyon niteta'ğin- de. Irak'ta pohslere yönelik intihar saldınlan düzenlediler. Irak polisinin çoğunluğu direni- şe sempati) le bakı> orlar. hırsızbk, yağmacüık gibi olayiarda düzeni saglıyorlar. BM binası- na saldın kimin yararuıa? Ulusal liderlere ya- pdan saldınlan Idm ister? Bu bonv- ; balamalan yapan gruplann ABD ile ilişkisi olduğunu düşünüyoruz.'" Mollarejimidemokrasisi Nasrallah'ın demokrasi konu- sunda sorduğumuz sorulara \er- diğı cevap ılgınçtı. Demokrasıyı sa\ımduğunu söylüvordu kı . Bu demokrasının tıpkı fran'dakı mol- la rejıminde olduğu gibi Islama re- feransh olduğunu \e îran'dakı gi- bi olacağını belırttı. Yanı Islama uy- gun olanlar demokrasiden(!) yarar- lanacaklardı. Işte Nasrallah'ın söylediklen- "Lübnan'da bütün ötekileri tara- yoruz. (Lübnanı nüfusunun yüz- de 35'ı Hınstıyan.) Farkh dini ve siyasi görüşlere sahip olmak bir araya gebnemize engel değSdir. Hiz- bullah'ın temel işi direniştir. Dire- niş sırasında liderlerimiz eşleri ve çocuklanyla şehit oldular. Lübnan'da shasal çoğunluktan \ana\iz. Ötekinin yok edilmesini istemeyiz. Listelerinıizde seçimlere katılan ada\lann bir kısnu bizim ü\enıiz değil. Seçimlerde (bız ora- dayken yerel seçimler yapıldı) ka- dnilan listelerimize koyduk. Böl- gemizde ilk defa bir kadın mühen- dis belediye meclisine girdL Lüb- nan bir Doğu tophımu olduğu için kadın aday bulmakta zorluk çeld- yoruz. DemokrasihaDdarm kendiyöne- timlerini kendilerinin seçmesidir. Bazı tslami harekeüer demokra- | siylesorunlular.Demokrasrvekar- şılar. Bu yanlışür. Yasama hakkı miüetin hakkıdır. Biz tslamcı olarak denıok- rasidenyanayız,tabö ki Islama uygun ohna kay- drvla. İran örneğini uygun bir örnek olarak görüyoruz." YARIN: DÜRZİ LİDER CANBULAT VE Şİİ LİDER FADLALLAH AVRUPA'DAN GURAY OZ Dünyayı Kandırmak Dünya çok savaş hilesi gördü. Savaşlar strateji ve taktıklerle, yani bır tür hileyle kazanılıyor. Şu günlerde pahalı yapım filmı gösterilen Troya sava- şı da surları bır tahta at hilesıyle aşan Aşil'ın Hek- tor'u nasıl yendiğınin hıkâyesıdır. Doğru ya da değil. ama kazanılan zafere uygun- dur; Mustafa Kemal'ın Kurtuluş Savaşı'nın tayın edicı son muharebesınden sonra "Şimdi Hek- tor'un öcünü aldım" dediği nvayet edilir. Şımdı ıse savaşlar teknık üstünlükle kazanılıyor ve hileler de savaş meydanmda değil, Birieşmiş Mil- letler salonlarında bütün dünyaya karşı ve bütün dünyayla alay edilerek yapılıyor. Herhalde unutma- dık; ABD, saldırabılmek ıçın, Irak'ın kıtle ımha sı- lahlarına sahip olduğunu, atom sılahlan gelıştırdı- ğıni ıddıa etmıştı. Koskoca ABD'nin Dışışlerı Ba- kanı tüm dünya ülkelennın temsılcilennın önunde, tüm TV kanallarının naklen yayımladığı bir Guven- lik Konseyi toplantısında Irak'ın gezicı biyolojik-kim- yasal silah fabrıkaları kurduğunu öne sürüp şema- laria gösterı yapmıştı. Uydurma kanrtlarla başlatılan ışgalde binlerce Irak- lı öldüriıldü. Kıyım sürüyor. Dışişlen Bakanı ise "Ya- nılmışız, aslı yokmuş, CIA raporları yanlış çık- t" dıyor. • • • Bu kadar da değil. Işgalcinın gaddarlıkla eğrtilmiş, emir almış asker- lerı ışkencenın türlüsünü savaş esırlerı üzerinde denedıler. Işkencenın sürüp gıttığinden herkes emındir Çünkü "işkence yapın" emn Beyaz Sa- ray'dan. Pentagon'dan gelıyordu. Dırenışı kırmak için başvurdukları zulümden şımdı nıye vazgeçsın- ler ki? Yenı bır yalanla pekâlâ ışlerine devam eder- ler. Işkencecılerin başı hem itiraflarla, fotoğraf ve filmlerle kanıtlanmış ışkencelenn yapıldığını kabul ediyor hem de yüzsüzlüğu tarıhe geçırıyor "De- mokrasilerle diktatörlükler arasındaki temel fark, özgür ülkelerin bu tür olaylarla yüzleşe- bilmesidir" dıyebılıyor. Siz hiç böyle demokrasi tarrfi duydunuz mu? Demokrasi, işkence yapılmayan değil, işkence yapılan ve işkence yapıldığı kabul edılen ülkeymış. Bütün dünya da seyredıyor bu rezılliğı. Bır başka ve sessızce onaylanan rezıllık ise iş- kenceye uğrayan Iraklı savaş esırlerine "mah- kûm", "terörist" denılmesidir. Neden mahkûm bu Iraklılar? Ülkelennın ışgalıne dırendikleri için mi hüküm giydiler? Hangı mahkemede yargılandılar, hangi yargıç mahkûm erti onlan? Bu savaş esırlerine TV kanalları, gazeteler han- gi hakla "mahkûm" dıyebıliyor? Neden hıç kim- se ıtiraz etmiyor bu rezillığe? Nasıl oluyor da ülkelerini savunan direnışçilere "terörist" denilebilıyor? Hiç utanma kalmadı mı dünyada? • • • Hayır, besbelli kı, yüzsüzlük dalga dalga yayıl- mış, asıl olarak Ingiltere'ye karşı kazanılrnış bır kur- tuluş savaşının muzaffer ülkesı olan Türkıye'yı de egemenliğıne almıştır. Ülkemızde de teslımıyetçı- lik egemen görüş halıne gelmıştır. "Ne yapalım, başka çare yok, ABD bu yüzyıhn egemenidir, boyun eğmekten başka yol yoktur" dıyenler medyaya hâkimdirler. Çağımızın bu zorbalığına karşı çıkanlar kelime- lenn ve sürüp giden bır yanılgının üzennde ısrarla durmalıdıriar. ABD emperyalızmi, Yeni Dünya Dü- zeni'nin tüm ülkelerde, tum kıtalarda egemen ol- ması için, tüm bilgısi, teknığı ve zorbalığı ıle cep- heye çıktı. Yakında cepheyı daha da genışletecek, yeniden muttefik arayışına ginşecektır. Yenı Dün- ya Düzeni, kendisını uzun bır süre dizgınlemeyi başaran sosyalist dünyayı yenılgıye uğratmış, böy- lelikle zıncırlerınden boşanmış vahşi kapıtalızmin adıdır. Bu canavarın yeniden dızgınlenmesi, neye kar- şı mücadele edıldığınin iyıce anlaşılmasına bağlı- dır. Burada söz konusu olan yalnızca ülkelenn iş- galcılerden kurtarılması değıldir. Direnişçiler ve Irak halkı, ABD'nin Irak'tan çekildıği gün, geçmişi ara- tacak bir düzenın ülkelenne egemen olduğunu ve ABD'nin de hiçbir yere gitmedığini görecekler. Bizım ülkemızın de geleceğı tehlıkededır. "Ya boyun eğ ya da sonuçlarına katlan" şantajı ABD'si. AB'sı, NATO'su, IMF'sı ile Türkıye'nın de başındadır. Bu nedenle de aklımızı başımıza dev- şınnenın zamanıdır. Geçen yüzyıhn yanlışı. bağım- sızlıkla sömurü sıstemını bırbırinden ayn görmek- tı. Doğru olan, ustumüze çullanmış olan sıstemin içerde ve dışarda yenılgıye uğratılmasıdır Bu yüzyılda Hektor'un öcünün alınmasının baş- ka yolu yoktur. e-posta:guray.oz a cumhurtyet.com.tr 68'liler Birliği Vakfı DAYANIŞMA YEMEĞİ Her \ıl düzenledığımız geleneksel dayanışma yemeğını bu yıl "2004 YAZ BULUŞMASI" adı altında gerçekleştrnyoruz. Daveüyeler Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden de sağlanabilır İZLENCE: 19.00 Açılış Kokteyb Açıhş Konuşması İLR4N SELÇUK 20.00 Yemek 21.00 Değışık Müzık Dınletısı Tarih 23 Mayıs 2004 Pazar Yer • ALEGRİA Latın. Jazz. Blues. Clup Adres Tomtom Vlah. Akarsu Sokak No 1-2,4-5 Galatasaray (Galatasaıay Yapi Kıedı Kültür Merkea arkası) ÜetişimTel:0532 0532 281 54 54
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle