25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriye! yaşam 10 B Yalnız ufku değil, ufkun ötesini de görebilen liderlere gereksinim var ilgi çağında bilgiyi kullanmak D ilgi çağında bilgi yönetimi karşımıza çok önemli bir unsur olarak çıkıyor. Işlenmemiş ham verilerin yoajmlanarak, karariarave uygulamaJara zemin hazıriayacak işlenmiş bilgilere, yeni yoaımlara dönüşümü ve uygulama ile bilginin işte fark yaratacak şekilde kullanımı olarak ifade edebileceğimiz bilgi yönetimi dayandığı temeller itiban ile kullanıcısına büyük avantaj sağlayacak güçtedir. ALİ NASUH MAHRUKİ . yüzyılın bilgi çağı oldu- ğu ve bılgiyı elinde bu- lunduranın dığerlerine karşı önemli bir üstünlük kazanacağı, bu- gün artık herkesın kabul ettiği bir ger- çek. Devletler, kurumlar ve insanlar ara- sındaki mücadele, çağîmızda dünyayı defalarca kez yoketmeye yetecek guç- teki mevcut silâhlarla değil, bilgi kaynak- lan ve bu bilgi kaynaklarmın çok çeşitli yön- temlerle ve yine çok çeşitli amaçlaria yön- lendirilmesiyle yapılmaktadır. Günümüz- de küresel alanda hegemonya veya böl- gesel olarak üstünlük kurma amaçlı ça- lışmalar, yalnızca siyasal yada askeri bas- kıyla değil, ideolojik araç ve eylemler- le de yapılabiimektedir. Gunümü- zün en güçlü ve hızlı bilgi paylaşım kay- nağı olan yazılı, görsel, işitsel medya ve ta- bii ki ıntemet bu tür yönlendirme- ler için son derece uygun ve dü- şük maliyetli fırsatlar yaratmakta- dır. Bugün için teknolojinin ve bili- min bu tür iletişim imkanlarını iyi kul- lanan devletler, diğerleri karşısın- da her tür mücadeleye iki adım ön- de başlamaktadır. Bilgi çağında bilgi yönetimi kar- şımıza çok önemli bir unsur olarak çı- kıyor. Işlenmemiş ham verilerin yo- rumlanarak, kararlara ve uygulama- lara zemin hazıriayacak işlenmiş bilgi- lere, yeni yorumlara dönüşümü ve uy- gulama ile bilginin işte fark yaratacak şekilde kullanımı olarak ifade edebile- ceğimiz bilgi yöneti mi dayandığı temel- ler itiban ile, kullanıctsına büyük avan- taj sağlayacak güçtedir. Stratejide, ka- rar mekanizmalannda ve fark yaratma- dariskalmak, "b/Vg/yönef/m/" temeline dayalı hesaplardan güç alıyorsa, o artık "risk" oimaktan çıkmış, stratejik bir alter- natf halini almış demektir. Bilgi yönetimi, saltteknoloji veya mantık da değildir. Bil- gi Yönetimi, sezgi ve duygulan da içerir. Bu yüzden Atatürk'ün dediği gibi artjk yal- nız ufku değil, ufkun ötesini de görebıle- cek liderlere her sevıyede acil olarak ih- tiyacımız var. Bilgi, "bilmek" sürecinde değil "ol- mak" sürecinde gerçek anlamını bulur ve değerine kavuşur. Bilgi yaşama yansıdı- ğı takdirde bir anlam ifade eder. Kayıtlı kay- naklarda bulunduklan halde yaşamımız- da hiçbir değışım - dönüşüm yaratmayan bilginin variığı ile yokluğu arasındaki fark bize göre rahatlıkla gözardı edilebilir. Ge- lişimi sürekli kılan şey, öğrendiklenmizin uy^ulamalanmıza, davranışlanmıza yan- sımasıdjr. Bilginin daha sonra kullanılabı- leceği konusunda da önemli endişelerim olduğunu vurgulamak isterim. Sadece 20. yüzyılda insanlık, yerkürede varoldu- ğu günden bugüne ürettiğınden daha faz- la blgi üretmiştir. 21. yüzyılın sonlannda ulaşacağımız hızı ve işleme kapasitesine erişeceğimiz bilginin boyutlannı bugünden hayal etmek bile çok zor. İnsanlık emin adımlarla, ancak doğal vahşiliğinden ve Eskrimci Semra Deliormanlı her gencin bir sporla uğraşması gerektiğini söylüyor Kılıcın ucundaki yaşam Anneve babası da eski sporcu olan Semra ile es<rini ve geieceğini konuştuk 17MART2004 HÜSEYİN KIVA N Ç S emra Deliormanlı, nem lisanslı eskrim sporcusu hem de İstanbul Üniver- sitesi Bakırköy Sağlık Yüksek Okulu hemşrelik bölümü son sınıf öğrenci- si. 1£83 yıl/nda Bulgaristan'ın Razg- rad kentindedoğmuş. Babası, Bulga- ıristarda lisanslı voleybol sporu yap- 'mış. Annesi, beden eğitimi öğretme- ni. 1989 yılında ailece Türkiye'ye göç •etmişer. Semra Deliormanlı ile okudu- ğu ü nversitede konuştuk... • Eskrimle nasıl tanıştınız? hükmetme arzusundan hiçbir şey kay- betmeden, sadece onun şeklini ve örtü- sunü değiştirerek ilerlemektedir. Önümüz- deki süreç bugüne dek yaşananların ya- nında ölçülemez hızda ve boyutta ola- caktır, sonuçlan da öyle... Anadolu gibi jeopolitik ve jeostra- tejik açılardan son derece krrtik ve belir- leyıci bir coğrafyada yaşayan milletler ne olursa olsun güçlü olmak zorundadır. Ana- dolu, tarih boyunca üzerinde hiçbir zaman zayıf ve güçsuz bir milleti barındırmamış- tır. ihtiyaç duyduğumuz bu gücün temel kaynağı da, çağîmızda bilgi ve/veya bıl- giye dayalı unsuriardır. Bir devletin gücü- nü. o devletin oluşturduğu milli birlik ve beraberlık ıçerisindeki milleti oluşturur. Milleti doğru bılgıyle donatmak ve mille- tin potansiyelini ülke için en doğru şekil- de değeriendirmek için bilgi çağında bil- giyi yakalamak zorunda olduğumuzu bir an bıle aklımız- mektedir. Türkiye bir an önce sahip ol- duğu bütün milli güç unsurlarıyla birlik- te, anlamsız çekişmeleri bir kenara bıra- kıp, bir bütün olarak hareket etmeli ve çağ- daş medeniyetler ıçerisinde layık olduğu yere ulaşmak ve bilgi çağını ulusça ya- kalamak için her türlü önlemi almalıdır. 18. yüzyılda buhar makinası ile sa- nayi devnmine geçen batıyı izleyebilmek için Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhu- riyet'i beklemek zorunda kalan milletimiz, intemete de 24 yıl gecikmeli olarak ulaş- mıştır. Matbaa ile kıyaslayacak olursak bu süreci kabul edilebilir olarak da değer- iendirmek mümkün olabilır, ancak 21. yuzyıl, bu tür gecikmelerin faturasını ge- ciken tarafa çok ağır ödetecek bir katla- malı gelişim sistemi ıçerisinde, her bir ge- lişmenin bir diğerinin öncüsü olacak şe- kilde yaşanmaktadır. Butürbirçağ- dan çıkarmamalı- yız. Bugün için Türkiye, bilginin herşey- den daha değerli olduğu ve gelecek için en önemli belirleyici olduğu bu çağda, bilginin elde edilmesi, işlenmesi veyorum- lanarak yaşama yansıtlması anlamında bu- yük bir zaafiyet içerisindedir. Bilgi teknolojilerinde önde giden ülkeler, hızla üretımlerinı ve verimlilikleri- nı arttırmakta, buna bağlı olarak gittikçe güçlenmekte ve kendi ölçeklerinde ege- menliklerıni sağlamlaştırmaktadırlar. Bu sürecın dışındakı ülkeler ancak ağır ko- şullar altında ve bilgiyi üreten ülkelerin izin verdıği ölçüdetakipçı konumda olabilmek- tedır. Bu süreçte üreten ülkeler ve baş- kaları tarafından üretilmiş teknolojiyi alıp kullanan ülkeler arasındaki uçurum git- tikçe daha tehlikeli boyutlara doğru git- da Türkiye'nin hiçbir şekilde kaybedecek dakikası yoktur. Sanayileş- me sürecine geç başlayan ülkemiz, bu sü- reci yakalamaya çalışırken, sanayileşmış ülkeler de boş durmayarak hızlanmış ve bilgi toplumu dedığimız bugünkü toplum yapılarını yaratmıştır. Turkıye bir an önce kendisını bilgi toplumuna taşıyacak adım- ları atmalı ve toplumsal optımızasyona erişmelidir. Bilgi toplumuna geçiş için bi- lışim teknolojilerinın geliştirHmesı, ar-ge faalryetlenne ağıriık venlmesı. verimlilik, ka- lite ve rekabetin arttırılması, bilim ve tek- noloji planlaması yapılması gibi hedefler- den bahsetmemiz gerekir. Bu çalışmala- nu eşgüdümlü bir koordinasyonla yöne- tilmesı gerektiğini de vurgulamalıyız. Sorunlanmıza yuzeysel ve geçıci çözümler yerine köklü çözümler üretmek zorundayız. Yetışmekte olan genç nüfu- sumuzun bilgi teknolojileri çerçevesinde eğitilmesi ve bu insan gücümüze üreti- me dönük iş olanaklarının açılması Tür- kiye'nin kalkınmasında önemli bir avan- taj yaratacaktır. Ulusça uygulayacağımız politika yaratıcılığa, üretkenlığe. katılım- cılığa ve başanya yönelik olmalıdır. Tür- kiye'nin gelecek kısa, orta ve uzun erim- li ihtiyaçlan doğru bir şekilde tespit edil- meli ve çağımızın bilgi teknolojileri temel alınarak buna dönük ınsan kaynaklan ye- tiştirilmelidir. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kül- türel açıdan gelışmesinın sağlanabılme- si için çözümu gereken sorunların en ön- de geleni kuşkusuz eğitımdır. Ülke eko- nomısınin belirlenen hedeflere ulaşmasın- da, artan nufusun gereksinimlerini karşı- lamak amacıyla, değışen ekonomik. sos- yal ve teknolojik koşullara paralel olarak eğitimin de yenılenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedır. Bu bağlamda ekonomik ve toplumsal kalkınma için gereklı iticı güçlerden biri de toplumsal okuma alış- kanlığının veya kitap kültürünün ülke ça- pında gelişmesidır. Bugünkü popüler kül- türyaratma ve medya yönlendirmesi sis- temimizle bunun sağlanabilmesi, keskin bir dönüş yapmadığımız sürece nere- deyse imkansızdır. Dünyanın bılgı çağı- nı yaşadığı ve geleceğin muazzam reka- bet ortamına kendisini hazırladığı 21. yüz- yılın daha başında, toplum olarak bu ya- nşın çok dışında ve hedeflennin çok uza- ğındayız. Bu süreci bir an ewel tersine çevıremezsek, torunlanmız için gelecek, bizim kuşağımız için olduğundan çok da- ha zor olacak. Hala Mustafa Kemal ve arkadaşlarının mırasını yiyen bir top- lum olarak, bızden sonraki kuşaklarayı- kılmaya mahkum bir sıstem bırakmış ol- manın utancı hepimizin olacak. Ekonomik güce ve stratejik ön- görüye sahip olmayan bir devletin bir- biriyle çelişkıli yada bırbirinin etkisini yok eden kararlar alacağını. krizler karşısında o günkü durumu kurtara- cak ancak gelecekte aynı sorunun daha güçlu olarak yaşanmasını en- gellemekten çok uzak geçicı bir ta- kım önlemler almakla yetineceğıni, hazırlıksız olmasından dolayı plansız bir şekilde kaynaklarını verimsiz kullanarak hazır olmadığı bir geleceğe doğru sürük- leneceğini ve sonuçta diğerguçlenn üret- tıkleri stratejik öngörülerin edilgen bir un- suru oimaktan öteye gıdemeyeceğinı söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağ- lamda bir an önce bilgi çağına ayak uy- durabilmek ve bize çok değerli zamanı- mızı kaybettiren unsurlardan silkinerek geleceğe hazır olmak için, etkin bir plan- lama çerçevesinde insan kaynakianmızı en doğru ve verimlı şekilde geliştirmek ve geleceğimizi layık olduğumuz şekilde ya- ratmak ıçın bilgiyi yaşamımızayansıtarak davranışlanmızda ve uygulamalanmızda doğru değişimleri yaratmak zorundayız. Bu konuda ikinci birşansımız olmayabilir... www.nasuhmahruki.com nasuh@nasuhmahruki.com - Türkiye'ye göç ettiğimizde an- nem Bursa Atatürk Lisesi Beden Eği- timi öğretmeni olmuştu. Bursa'ya gel- dikten sonra ailemin desteğiyle bir yıl cimnastik eğitimi aldım. Cimnastik, benim için çok yorucuydu. Antreman- larda çok yoruluyordum. Bunun üze- rine annem Meliha Deliormanlı, be- ni eskrime yazdırdı. Annem de yüzü- cülük ve cimnastik sporuyla ilgilenmiş, asimetrik paralel yapmıştı. Zaten ba- bam dasporcuydu. Bulgaristan'daliş sanslı voleybol oynamıştı. Bu anlam- da ben, sporculuk yaşamında en bü- yük desteği ailemden gördüm. Bur- sa'daki eskrim hocam, Orhan Sütba- kan'dı. Orhan hoca, en az 50 spor- cuyu ulusal olacak düzeyde yetiştir- miştir. Orta 1 'e geçtiğimde eskrime başladım. Orhan hocam da beni çok tutmuştu. Böylece eskrimle tanışmış oldum. Uselerarası eskrim turnuvasın- da kılıç dalında Türkiye ikincısi oldum. Daha önce de flöre dalında derecele- rim vardı. Verim hobi ile gelir - Şu anda sporculuğunuzu Is- tanbul'da sürdürüyorsunuz... - Üniversite eğitimi için istan- bul'a geldim. ikinci yılımda Tenis Esk- rim Dağcılık (TED) Kulübü'ne lisanslı sporcu olarak girdim. Horenau Bog- dan'ın öğrencisi oldum. Bogdan, esk- rimde eski Avrupa şampiyonu olan bir sporcu. TED sporcusu olarak kılıç dalında yapılan Türkiye şampiyonala- rında birinci, ikinci ve üçüncü oldum. - Gençlere ne önerirsiniz? - Her genç mutlaka bir sportif dal- la uğraşsın. Verimli olabilmeleri için mutlaka bir hobileri olmalıdır. Bu, spor alanında da olur, diğer alanlarda da ola- bilir. Okulun yanında farklı etkinlikleri de sürdürmelidirler. Çağımızıda yapılması gereken, iki - üç etkinliği birlikte sürdürmektir. Golf, Eğitim, Cep Telefonu İSMET AKTEKİN ıaktekin(cıttnet.net tr Günümüze dek golfün tarihinden, tu- rizmdeki yerine kadar pek çok ilginç yönüne değindim. Geçenlerde çok güzel bir günde ve keyifle geçen bir oyun- dan sonra kulübün te- rasında arkadaşlarla yaptığımız golf sohbeti sırasında be- nim Cumhuriyet'te gohf yazdığımı bi- len birarkadaş, "Ismetağabey, geçen hafta yazında neler vardı" diye sordu. Arkasından da "bir fotokopisi de ol- sa olur" diye tamamladı!.. Arkadaşımın yaptığı bu çok önemsiz gibi görünen ufak ima, beni aldı yıllar öncesine götürdü. "Cep te- lefonunun icat edilmediği yıllara!.." Buna verilecek en güzel yanrtın ise üstat Çetin Altan'ın 1980'li yıllarda Güneş gazetesinde yazdığı ve benim de çok begendiğim için kesip sakla- mış olduğum bugün bile noktası vir- gülüne hersatırı geçerii olan "Okumu- yoruz Çünkü" başlıklı yazısı olduğunu düşündüm. Bu Çetin Artan klasiği ile sizleri baş başa bırakıyorum: "Okumuyoruz Çünkü" 1. Anamızın karnından herşeyi bi- lerek çıkıyoruz zaten. 2. Atalanmıza layık olmaya çalışı- yoruz, onlar da okumazlardı. 3. Çok zeki olduğumuz için oku- maya gerek duymuyoruz. 4. Okumuşluk genellikle pek bir işe yaramıyor. 5. Paranın yolu kitaptan geçmiyor ki... 6. Onları yazanlar, daha mı iyi ya- şamışlar yani? 7. Peygamber Efendimiz de hiç okumamıştı. 8. Sıkıcı geliyor. 9. Birinin yazdığı ötekininkini tut- muyor. 10. Okul çok- tan bitti, yine mi Tati! okuyacağız? Köylerinde 11. Kim okuyor şezlonglara ki? uzanmış 12. Zaman yok. kitap okuyan 13. Yolunubu- insanlara lan okumadan da "Turist" pekala buluyor. hemen yan 14. Ölümlü şezlonga dünyada o kadar uzanmış, cep kafa patlatmaya telefonu ile değmez. konuşana ise 15. Okuyan, "Türk" öeri\r. "züppelik" etmek B j r o | Güven için okuyor, boş- Aktüel v e r Dergisi (1 - 7 16.Zavalhkar- Ekim2003) deşimin başına ne geldiyse hep oku- maktan geldi. 17. Kitap insanın erkekliğini bozu- yor. 18. Hepsinin yazdığı yalan. 19. Delikanlılığını bilmek yeter, ge- risifasarya... 20. Okumuşları da görüyoruz, so- nunda fıttınyoriar. 21. Mangır yoksa, okumuşsun ne olacak? 22. Kadın dediğin kitaba değil, başka şeye bakar. 23. Beş yüz papeli kitaba verece- ğimize gider bir güzel kafa çekeriz. 24. Ne var ki okumaya değecek? 25. Katını alıp arabanı da altına çektikten sonra; okusan neyazar. oku- masan ne yazar? 26. Okuyacağına diskoya git da- ha iyi. 27. Gazete okurken bile uykum geliyor. 28. Okursak başımız göğe mi ere- cek? 29. Diptomayı alıralmaz, hepsini ya- kacaksın kitapların. 30. Bizim bir ahbap vardı, nişanlı- sını okumaktan kaçırdı. 31. Biz kitap okumaya değil, bir- birinin canına okumaya alışmışız. 32. Ne okuyacağımızı bilmiyoruz ki. 33. Kan dırdınyla, çocuk zırzınndan fırsat kalmıyor. 34. Kirayı düşünmekten kafama girmiyor ki... 35. Televizyon yetiyor bize. 36. Evde oturup kitap inekleyece- ğimize, gider kahvede pineklerizdaha iyi. 37. Hepsi ahlaka aykırı şeyler as- lında. 38. Kitap insanın beynini sulan- dırır be... 39. Kaç okumuşu cebimizden çıkarırız evvel Allah. 40. Hani yani abicim okumak da iyi bir şeydir de; biz gerek görmüyoruz öyle bir polime... Bütçesinden eğrtime aynlan payın yüzde 2 - 2.5 olduğu ülkemizde eğer sayın Çetin Altan yazısını bugün yaz- mış olsaydı 41. maddeyi acaba "Cep telefonu bana yetiyor da artıyor bile ağabey!" olarak ekler miydi? SAY118
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle