Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURlYET 17 MART 2004 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI Ulusal Kanal, Star TV ve Gazetesinden Sonra...
MUMTA2 SOYSAL
Top Kapmaca
TİPİK çocuk oyunudur: Halka biçiminde dizi-
lenferin ortasında bir "ebe". Herkes birbirine top
atacak, ortaclaki kapmaya çalışacak. Kapabilen
hafkaya geçer, atark en kaptıran ortaya. Topu ka-
pıncaya kadarki şaşkınlık ve oradan oraya dönüp
koşuşun çaresizliği çocukluk sonrasında bile ko-
layf unutulmaz.
. Son yıllann Türkiye'si de dış politikada yaşadı-
ğı şaşkınlıklan kolay unutmayacaktır. Içindeki za-
yjfiıklar ve dışa dönü k değerlendirmelerdeki yan-
lışlar herkes tarafıncJan sezildiği için başkalann-
ca_oradan oraya koşturulan, şu ya da bu devle-
tirrtutumuna fazla bel bağlayan, söylenen her
söze kanıp olmayacak vaatlere kapılan, peş pe-
şe hayal kırıklığı yaşamaktan yorgun düşmüş,
beemiş, morali bozu Imuş bir Türkiye.
Ama, uzaklardaki olaylarda bile hâlâ umut ışı-
gtbulup iyimserlik yaratmaya çabalayan.
İ
spanya seçimlerini alın.
Aznar kaytoerti; bütün Iberikliler gibi anadan
babadan gelme upuzun adıyla Jose Luis Rod-
riguez Zapatero iktidarda. Bombalı trenler ola-
yı açıklığa ka^uşturu Imadan Bask aynlıkçılar ye-
rine El Kaide'ye yakıştınldığı için faturayı Irak'aas-
ker gönderenler ödemiş oldu.
Şimdi, her olayın olduğu gibi bunun da AB
adaylığımızı nasıl etkileyeceği üzerine spekülas-
yonlar hemen başladı. Kimileri "Kitle terörü ya-
şayan her ülkede aynı şeyi yaşamış olan Türki-
ye'ye sempati artıyor; İspanya, adaylığımıza za-
ten sıcak bakan ülke olarak artık bizi daha çok
kollar" diyor, kimileri ise "Pailama sabahı tren kalk-
madan önce çıkıp giden bir Faslı görûldüğü için
bu terörolayı da Islamayakıştınldı" diyerek Müs-
lüman oluşumuzdan ötürü AB'ye girme olasılığı-
mızın azaldığını düşiinmekte.
Avrupa kapılannda oyalanan, oradan oraya sü-
rüklenen bir halkın tipik şaşkınlığı, uzak yakın her
olaydan kendi tutkusu için sonuç çıkarma çare-
siztiği.
Müzakere tarihi alma çabası ile Kıbns'a çö-
züm arama arasında bağ kurmakta da ay-
rfı şaşkınlık. Böyle bir bağ gerçekten var mı, yok-
sa bu bağ başka birtutumu örtbas etmek için ba-
hane olarak mı kullanılıyor?
Bağ ciddi ise o zarnan "çözüm" için Türkiye'yi
sTkboğaz edenler, çözümü kolaylaştıracak konu-
lârda niçin ciddi davranmıyorlar? Orneğin, "Me-
rak etmeyin, Kıbns'taki çözümün özelliği Avru-
pa 'müktesebat'ınagetirilecek 'derogasyon' de-
nen kalıcı istisnaiaıia korunacaktır" diyenler şim-
di neden "Olmaz öyle şey" demektedirler? Ver-
heugen niçin hâlâ bir böyle birşöyle konuşmak-
tadır? Yoksa, Tiirk tarafını Birleşmiş Milletler ile
Avrupa Birfiği arasında atılıp duran toplar peşine
koşturarak şaşkınlaştırmak mı istenmektedir?
TutumumuzLi kendimiz belirleyip onda karariı ol-
saydık hiç top kapmacada ebe durumuna düşer
miydik?
Yayın organianmn Basın Yasası'na göre çalışanJannın işlerine son
verilmekte olması en başta çalışma özgürlüğüne aykındır.
Yazarlannın işine son verilmesi ile kamunun alacağının "tahsil"i
arasında ne gibi bir ilgi olduğunu açıklamak da olanaksızdır.
Prof. Dr. Çetin YETKİN
• ktıdann önce ulusal
I
kanala, arkasından
da Star televizyünu-
navegazetesinekar-
şı ızlediği tutum. ağır
aksak da olsa işleyen de-
mokratık rejimimize indı-
rilmiş büyük bir darbedir.
Yanlış anlaşılmamak için
özellıkle de bir noktanın
altını çizmek istenm: Uzan
Grubu'nun bugüne değin
yapıp ettiklerine arka çık-
mak başka şeydir, basın
özgürlüğünü ve demokra-
tik yapıyı savunmak baş-
ka şeydir. Uzanlar'ınuygu-
lamalaruu ben de eleşrır-
miş bulunuyorum, hâlâ da
eleştiriyorum. Ancak, Star
televizyonuna ve gazete-
sıne el konulması, bu ikı
yayın organının yayınlan-
na tümüyle karşı olunsa
bile, son kerte tehlıkeli bir
gidişinsomutkarutlanola-
rak görülmehdır. Kaldı ki
Ulusal Kanal'a karşı ızle-
nen hukuk dışı tutum, Star
televizyonuna ve gazete-
sine yapılanlara ve bun-
dan sonra olabileceklere
de ışık tutmaktadır. Güdü-
len amaç, iktidann hoşu-
nagitmeyenyayınlanndur-
durulmasıdır. Çünkü, Ulu-
sal Kanal'ın durumunda
yasal olarak yetkili kuru-
luş RTÜK olmasına ve bu
kurul 15.10.2003 tarih ve
2003/64 sayüı toplantısın-
da aldığı 4 No'lu kararla
Ulusal KanaTın yayınla-
nru sürdürebileceğini be-
lirtmiş olmasına karşın
Ulaştırma Bakanhğı kara-
nn gereğini yerine getir-
memekte direnmekte ve
böylece bu kanala açıkça
"idari sansürnygulamak-
tadır".
Bankalann kamuya
borçlannedeniyle sahiple-
rinm malvarlığına el ko-
nulmasına olanak veren
yasal düzenleme, "makab-
line şamil" yani geriye
doğnı uygulanabilmesiy-
le ve alacaklı olan kamu-
ya hem davacı ve hem de
yargıç statüsü tanımasıyla
ve daha başka nedenlerle
anayasaya ve hukuka açık-
ça aykındır; ancak, uygu-
]ama, söz konusu yasanın
kendısine ve yürürlükteki
baska yasalara bile apaçık
bir biçimde ters düşmek-
tedir.
Çünkü, bir kere, banka-
lann neden olduğu kamu
alacağının "tahsfl"ini sağ-
lamak için yapılan yasal
düzenlemenin amacı, ge-
rekçesınde de yasa met-
ninde de belirtildiği üzere
"alacağuı tahsilTdir. Bu
nedenle de bir işletmeye,
fabrikaya, mala vb'ye el
konulabilir. Bunda amaç,
bunlann elde edeceği ge-
ürle ya da satışından sağ-
lanacak parayla kamu za-
rarının alacağının karşı-
lanmasıdır. Bu çerçevede,
Startelevizyonunun ve ga-
zetesinin muhasebesine,
gehrlerine el konulabilir;
satışına da gidüebdir. Ne
varJdyayınmaelkonulma-
sı, yayın çizgisinin değiş-
tirilmesi ile alacağının kar-
şılanmasının hiçbir ilgisi
yoktur. Biryayın organı, bir
fabrika. bir süpermarket,
bir bakkal dükkâm değil-
dir. Bu nedenle, bu uygu-
lama yasanın amacı dışın-
dadır ve dolayısıyla yasa-
ya aykındır.
Yayın organlannınBasm
Yasası'na göre çahşanlan-
nın işlerine son verilmek-
te olması ise en başta ça-
hşma özgürlüğüne aykın-
dır. Yazarlannın işine son
verilmesi ile kamunun ala-
cağının "talısa''i arasında
ne gibi bir ılgi olduğunu
açıklamak da olanaksız-
dır.
Öte yandan, örnegm bir
fabrikaya el konulduğun-
da onun başına atanacak
yeni yönetimin ideolojik
ve siyasal yapısı ne olursa
olsun, ekonomi ve piyasa
koşullanna göre davrana-
cak olduğu varsayılır. Oy-
sa, biryayın organının yö-
neticıleri değiştirildiğin-
de. yayın politikası da is-
ter ıstemez, o kişilerin si-
yasal ve ideolojik yapıla-
nnı yansıtacaktır. Yürür-
lükteki hiçbir yasa, hiçbir
makama ve kişıye böyle
birdeğışiklik yapma hak ve
yetkisini tanımamaktadır.
Üstelik, uygulama san-
sürden de ötedir. daha sa-
kıncalıdu". Çünkü sansür
demek, bir haberin ya da
yazınnı yaymlanmasının
engellenmesi demektir.
Ancak, şimdı engelleme
ya da yasaklamanın>'anı sı-
ra bir de iktıdann ıstediğı
doğrultuda yayın yapılma-
sı sağlanmış durumdadır.
Uygulamanın amaca ay-
kın olduğunun bir başka
kanın da şudur: Örneğın bir
gazetenin "müşteri"sı,
okurlandır. Okurlannın o
gazeteyi almalannın, ızle-
melerinin nedeni yayın çiz-
gisini beğenmekte olmala-
ndır. Eğer bu yayın çizgi-
si değişirse gazete okurla-
nnı yitırir. Bu durumda ga-
zetenin satamayacağını,
gelir sağlayamayacağını
söylemeye gerek yoktur.
Şımdi, eğer amaç kamu
alacağının "tahsTi ise bu
yayın organlannın neden
böylece göz göre göre za-
rar eder duruma getiril-
"GOGSUMDEN VAZGECMEM!"Göğsünü aldırmadan meme kanserini yenen kadınlar,
mücadeleyi nasıl kazandıklarını anlattı...
BANKACININ SEKS • "~
HAYATITEHLİKEDEAraştırrnalara göre, haftada 48 saatten
fazla çolısmak cinselliği bitiriyor. ' _.
t'n riskli meslek grubunda olan bankacılar, SKtU
^erapis+erin kapısında kuyrukta! "
AKTÛEL SAĞLIK KİT*I>IARI SERİS]
>MEMEKANSERt
KATRILYON!
SECİM SEKTÛ
Beler
ABD NIN IRAK'TAKI
YENİ GÖZDESİ
EIR9BHWfflW^e a
adayı olarak anılıyor.
1 KATRİLYONLUK
SEÇİV1SEKTÖRÜ
Belediye başkan adaylarının
tanıtım için harcadıkiarı para,
ekonomiyi canlandırdı.
aşkanı
; ESKI IEKORORÜJ:Ü sy^cusL
! IKAK DEVLtT BASKAN ADAYI
MUVAFFAK EL-RUBAI
BANKACININ SE
HAYATI IMF'LİK
Cok calısf"Jİtt*n
"nsel hay
biten bankatılar. terapıstle
kaptsını aşındınyor
Meme kanserin
yenen kadınlarj
Piyasa değeri
Derginizje
ücretsiz
İlac gibi kitaplar
AktüeJSağlık Kitapları Serisi'nde bu hafta:
20 krtapron o- Itsan Aktüe Soglık Kitoplan Serisi
"tekesin kifâ(rf}/ndû Mıxımsı önerifen bir seri.
Aktüel Soğlık Kitapları Serisi
BR AGRISI - *EMEKANSERİ - ASTIM - SISMANLIK ve OBEZİTE - ANTIAGING - KISIRLIK
-BASAĞRISI PROSTAT ALZHEIMER-HİPERTANSİYON• CİNSELFONKSİYON
BOZÜKIUKLAH- MEHCOZ • KALP KRİZİ - MANTAR - ALERJİ - VİTAMİNLER -
AKUPUNKTUİ ZEHİRLENMELER - SJVİLCELER - DEPRESYON
llnl•OLlll
Yctp ı Krecâ Sıgonı 'nın katkılarıyla.
BAYİ LERDE
YAPI^CKREDI
SİGORTA
MûftBtİ HtnnMtorl (O 212) 336 09 09
Kimler risk altında? Meme kanseri nasıf oluşur ve yoyılır?
Hangi sıklıkta görülür. Her îümör kanser mî?
Korunma ve tedavi yolları neler?
Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır?
'Internotioncl Medical Publishing ve Boyut Yayın Grubu işbirligiyle hozırlondı.
'Profesörier ve doçender tarafından derlendi, güncellendi.
mekte olduğunun sorul-
ması gerekir.
Gerçekte sorunun yanı-
tı ortadadır. El koyma ge-
rekçesinde Star TV'nin ve
gazetesınin yayınlanndan
duyulan rahatsızlık da el
koyma nedenlen arasında
açıkça belirtilmiştır. Baş-
ka bir deyişle yayınlan ho-
şa gitmeyen bu yayın or-
ganlarmm susturulması yo-
luna gıdıldiği açıkça ıtiraf
edümıştir. Gerekçe bu
olunca, amacın bu yayın
organlannın sahıplennın
borçlarının tahsil edilme-
si değil, fakat yayınlannın
susturulması olduğu ken-
diliğinden tartışma götür-
mez bir biçimde ortada-
dır. Kaldı ki bir yayın or-
ganuun temel ya\in poli-
tikasını sahiplerinin belir-
leyeceğı yasada öngörül-
müştür Yetkıliler. mülki-
yete el konulmadığını, yal-
nızca yönetimin devralın-
dığuu ısrarla belirttiklen-
ne göre, her iki yayın or-
ganının da sahibi değişmiş
değıldir O halde yayın po-
litikalan neye dayanılarak
değıştınlmektedir?
Yayın organlannın du-
rumlannı düzenleyen ken-
dilerine özel yasalar \ardır.
Bunlarla ilgilı hertürlü ış-
lem bu yasalar çerçevesin-
de vürütülür. Olavımızda
ise bu özel yasalar yok sa-
yılmıştır.
Burada sorulması gere-
ken asıl soru, eğer Ulusal
Kanal da Star T\
T
ve gaze-
tesi de iktidar yanhsı yayın
j-apıjflr okalardı, bö>1e uy-
gulamalarJakarşılaşıpkar-
şılaşma>acakolduklândır.
Bu çerçevede de olupbı-
tenler daha geniş bir açı-
dan değerlendinldığinde.
iktidann yasalan işine gel-
diği zaman ve çarpıtarak
uygulamak yoluna saptı-
ğını ve böylece karşısında-
ki güçlen etkisizleştırmek
istediği görülecektır. Söz-
gelimi, YÖK ile yenı ya-
sal düzenleme tartışmala-
n sırasında rektörlerin ik-
tidara topluca karşı çıkma-
lan üzerine Istanbul Def-
terdarhğı"nın bu ilde büro-
lan bulunan tüm öğretim
üyelerinin defterlenm du-
rup dururken incelemeye
alması, Mahye Bakanı'nın
Istanbul Üniversitesi'nin
Baltalimanı'ndaki "sosN-al
tesis"ını elınden almava
kalkışmas) ya da TÜSl-
AD, hükümeti şöyle bir
eleştirince, Başbakan'ın
halkın buıkınılerini, özel
bankalann riskli olduğu-
nu belirterek hükümet
(devlet) bankalanna yatır-
masını öğütlediğini unut-
mamalıyız. Star TV'ye ve
gazetesine karşı girişilen
uygulama, bankalan olan,
içlerinden kimilerinin ban-
kalan da batık bulunan öte-
ki TV kanah ve gazete sa-
hıplenne birgözdağı değil-
se nedir ki?
Bu arada, tt
medvaw
mızın
büyük bölümünün uygula-
mayı alkjşlamalan. eğer
bu gözdağının sonucu de-
ğilse gerçekten kaygı ve
utanç vencıdır. Hele maf-
ya TV kanah kursa ona da
mı ses çıkarmayacağız, gi-
bi bir sav daha da düşün-
dürücüdür. Çünkü. bir ya-
yın organının yayınlan suç
öğesı taşıyorsa ona uygu-
lanacak olan Basın Yasa-
sı, Türk Ceza Yasası var-
dır Batık bankalann ka-
mu borçlannı tahsil etmek-
le görevh olan kurullann
bu alanda hem savcı hem
yargıç ve hem de ınfaz'ic-
ra memuru olmalannı öne
sürebıhnek olacak şey de-
ğildır. Hem sonra sayılan
az da olsa bazı T\^ kanah
ve gazetelerin sahiplenrun
polıs kayıtlannın ve adh
sicillerinın ne denlı kaba-
nk olduğunu, bu savda bu-
lunanlar acaba bihnıyor-
lar mı ki onlara hiç ses çı-
karmıyorlar! Yine bunun
gibi, daha önce bu gazete
bana sövüp saymıştı, ger-
çeğe aykm yaym yaprruş-
tı, başına gelenler ıyı oldu
dıye yazı yazabıhnek. hu-
kuk düzenı nedir bıhne-
mek demektir.
Gidiş tehlikelidir. Ben-
zetmek gibi olmasın ama,
AdolfHitkrde iktıdara az
bir oyla ve demokratık sis-
tem ıçınde seçımle gelmiş-
ti. Öncelen var olan yasa-
lan çarpıtıp uygulayarak
aykın sesleri sustunna yo-
luna gitti. Arkasından Ş
1
»-
salar" çıkararak muhalif-
lerini ve basım susturdu.
Daha sonra da yasaya fı-
lan da gerek görmedı, ka-
ba kuvvetle ışim gördü.
Sonunda tüm Alman
"mcdya"sı onu allaşlaya-
cak. alkışlamakla da kal-
mayacak, tapacaktır.
PENCERE
Alffa ile Beta!•••
Eski zamanlarda genç Alfa, bilge Beta'ya gidip
demiş ki:
- Bana hukuk öğret; ama, sana verecek param
yok; derslerin karşılığını ilk kazanacağım davadan
ödeyecegime söz veriyorum.
Geçmiş çağda avukatlık böyle bir süreçten son-
ra sağlanıyormuş...
Beta derslere başlamış, öğrencisine hukukun
temel bilgilerini aşılamış, sonunda ruhsat vermiş:
- Artık yetiştin!..
Ne var ki Atfa haylazın biri çıkmış, ne borcunu
ödüyor, ne davaya giriyor...
Beta öğrencisine borcunu ödemesi için dava
açmış ve amacını açıklamış:
- Davayı kazansam da kaybetsem de fark etmez!..
Davayı kazanırsam, yargıcın karanyla borcunu öde-
mek zorundasın; kaybedersem aramızdaki söz-
leşme nedeniyle ilk davanı kazandığın için borcu-
nu ödemek zorunda kalacaksın...
Alfa:
- Hayır hocam, demiş, davayı kazanırsam, ka-
rara göre borcumu ödemeyeceğim; kaybedersem,
aramızdaki sözleşmeye göre ilk kazandığım dava-
dan sağladığım parayla borcumu ödeyecegim için
borcumu ödemeyeceğim.
Yukardaki fıkra soyut mantığın cilvelerini sergi-
lediği için felsefe kitaplannda yer alan bir alacaklı
örneğidir.
•
İspanya, ABD ile bırtikte Irak işgaline katılmıştı;
Ispanyolfarçok mutlu idiler, keyifleri gıcırdı, son yıl-
larda iyıce palazlanmışlardı, AB üyesi olarak yok-
sul halklara tepeden bakıyorlardı...
Oylarını da iktidardaki sağcı ve muhafazakâr
'HaJkçı Parti'ye vereceklerdi..
Lanetlenesı terörün hışmına uğradılar..
Terör daha önce de çok uzak değildi Ispanyol-
lara; ama, böylesini görmemişlerdi.
Bu terör başka terör, bir canlı robot saldınya ge-
çiyor, kendisini de yok eden bombayı patlatıyor;
çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı masum in-
sanlan katleden eylem tüyler ürpertici...
Ispanyollar geçen pazar günü seçimlerden ön-
ce terörün dehşetıni yaşayınca, birden ayıldılar;
sokaklara döküldüler; terörü protesto ettiler; Is-
panya'da seçmen, muhafazakâr Halkçı Parti'ye
oy vermekten kaçındı; Sosyalist Parti'ye kaydı; ye-
ni iktidar Irak'tan askennı çekecek; işgale katıl-
maktan vazgeçiyor İspanya...
Tüm yabancı basında ve Türkiye medyasında Is-
panya'ya övgü yağıyor.
•
Yaşanan olayı değerlendirirken çeşitlı açılardan
yaklaşılabilir...
Alfa dıyor ki:
- İspanya terörü lanetledi..
Beta diyor ki:
- İspanya teröre boyun eğdi..
Ikisidedoğrumu?..
Terör Ispanya'yı içinden vurmasaydı, Don Ki-
şot'un torunlan, ABD ile birlikte, emperyaiizmin en
vahşi saldırısını Irak'ta yürütmekten vazgeçecek-
lermiydi?..
Alfa diyor ki:
- Terör haklı mıydı?..
Hiç terör haklı olur mu?..
Ama Irak'ı işgal eden ve terörün en beterini kos-
koca bir ülkede her gün uygulayan küresel emper-
yalizm haklı olur mu?..
Emperyalist küreselleşme olmaz olsun!..
BUYUK SEÇi
ARAŞTIRMASI
İSTANBUL - ANKARA - İZMİR
FÖO55E0
TARHAN ERDEM 3 BÜYÜK ŞEHİRDE NTV İÇİN ARAŞTIRDI:
HANGİ PARTİ NE KADAR OY AUYOR? KİM ÖNDE GİDİYOR?
BÜYÜK SEÇİM ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI AÇIKLANIYOR
YARIN 20:30
www.ntvmsnbc.com
İERKEZ DERGI GRUBU