21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SEORCumhuriyet Olimpiyat 8 6 yaşında cimnastiğe başladı, 35'ine kadar mutluluğu tanıyamadı, şimdi ise ABD'de yaşıyor ÜÜnü göklerevaran mutsuz kız ABD kızlarının ünlü antrenörü Don Peters, Comanci'yi şöyle anlatacaktı: "Bu kız sanki mermerden yapılmış, sanki dünya dışı bir yaratık, kendisine özel bir stili, bir kişiliğivar..."llk Olimpiyat altınını kazandıktan sonra bu "ruhunu gizleyen" kızı basın toplantısına götürdüler. Işkenceye veya idama gider gibi isteksiz ve korkaktı. Hiçkımseyle içli dışlı olmayı istemezken, basın kalabalığı önüne çıkmak dayanılır şey değiidi. O başansı ile yalnız kalmak istiyordu. Ve basın - her zaman olduğu gibi -olduk olmadık sorular soruyordu: "Hayatının en büyiik arzusu nedir?" Yüzünde hiçbir mimik olmaksızın cevap veriyordu: "Evime dönmekL" 17 MART2004 A Itı yaşında ^ 1 spora baş- X I layan, efde ettiği başanlarla, ondört yaşında iken yalnız spor dünyasının değil, tüm dünyanın en ünlü ın- sanlanarasındayer alan, yaşı otuzbe- şe varana kadar asla mutluluktanımayan; gül- meyı becerememiş, içı- ne kapanık, soğuk görü- nüşlü ama alabıldığıne sevimlı bir genç ka- dının huzünlü yaşam öyküsüdür bu... Bu, bir jimnastikçı kızın öyküsüdür. Kızjimnastıkçilerilk kez 1928'de ka- tıldılar Olimpıyata. Fakat sadece takım yanşması olarak... Kızlararası bireyse)jim- nastik ancak 1952'de Helsınki'de başla- dı. Sovyetler Bırliğı sporculan da ilk kez Helsinki'de boy gösterdiler. Ve Sovyet kız- lan bu spora damgalannı vurdular. Za- manla, önce Macaristan, sonra Çekoslo- vakya ve Romanya gırdı madalyalı kızlar arasına. Larissa Latynina, Agnes Kele- ti, Vera Çaslavska... Bol altın madalya- lı parlak sporcular olarak olimpiyat tari- hine geçtiler. Sonra bir kız çıktı Sovyet- ler'den, Belarus doğumlu, şirin mı şirin, civelek mi cıvelek, bebekleriyle oyna- yan bir kız çocuğu edasıyla altın madal- yalan toplayan... Klasik stilin dışında ve bu sporun üslubunu değiştirebilecek b/rkız... Hersportifhareketi, hersevinci profesyo- nel bir artist göstensi gibi sergileyen: 01- ga Korbut. Korbut, bir anda seyircilerin sevgi- lisi oluverdi. Ama onun saltanatı kısa sü- recekti. Çunkü bir başka meleksahne ala- caktı Olimpiyat arenalannda. Olga'nın sa- hıp olduğu avantajlann hıçbiri onda yok- tu. Artistik tarafı sıfırdı. Gülmüyordu. So- ğuktu. Jimnastik sporunun canlı ve haşa- n yıldızı Olga'dan çok farklı bir kızdı bu... Ama önce anlaşılamayan fakat ızledikçe açığa çıkan garip bir üstünlüğü vardı: Jim- nastıği estetik bırdans gibi değil, çelik bir yay düzenı içinde yapıyor, bir bakıma "mû- kemmeliyeti" anyordu. Bir hareketi ya- parken en küçük bir kas seğırmesı bile gös- termiyor; mekanik bir olgunluk ve kusur- suzluk içinde bıtiriyordu. Ve henüz 14 ya- şında ıdi. Sanki mermerden yapılmış ABD kızlannın ünlü antrenörü Don Peters, onu şöyle anlatacaktı: "Bu kız sanki mermerden yapılmış, sanki dünya dışı biryaratık, kendisine özelbir stili, bir kışiliği var..." ilk Olimpiyat altınını kazan- dıktan sonra bu "ruhunu gizleyen" kızı basın toplantısına götürdüler. işkenceye veya ıdama gıder gibi isteksiz ve korkak- tı. Hiçkımseyle ıçli dışlı olmayı istemezken, basın kalabalığı önüneçıkmak dayanılırşey değıldı. 0 başansı ile yalnız kalmak isti- yordu. Ve basın - her zaman olduğu gibi - olduk olmadık sorular soruyordu: "Ha- yatının en büyük arzusu nedır?" Yüzün- de hıçbır mımik olmaksızın cevap veri- yordu: "Evime dönmek!.." Her kafadan bir ses çıkıyordu. Bıri sordu: "Daha kaçyılbu sporuyapmayı düşünüyorsun?"Aynı do- nuk yüzle ama sadece parlak gözlerini kocaman açarak "Ben ondörtyaşındayım" dıyordu. Nadia Comaneci idi bu küçük kı- zır adı. Ve Münıh'te o güne kadar hiçbir olmpiyatta görülmemiş bir başanya ula- şarak değışık aletlerde 10 puan alan ilk sporcu oluyordu. ABC TV'nin ünlü spor ycaımcusu Gordon Maddux şöyle konu- şuyordu: "Bu kız, bütün sporian dikkate aJsrak söylüyorum, dünyanın en büyük sporcusudur. Çünkü ağıhığı ile sahıp ol- duğu sportifgücü kıyaslarsanız, Sovyet- ler'in yenilmez adamı ve dünyanın en güçlü haltercisi Vassiiy AJexeyev'cfen daha güçlüdür." Turisheva'ya yenildi ama... Kimdi bu kız? Nereden gelipde dün- yanın gündemine oturmuştu? Bir yıl ön- ce 1975'de daha onüç yaşındayken Av- rupa Şampiyonası'na katıldığını ve ünlü Scvyet sporcusu Turisheva'ya beş alet- te ae yenildiğini bilenler vardı tabii... Ama kirr yetiştirmışti bu çocuğu? Hangi koşul- lautiı onu böyle mekanik bir robot kadar haasız duruma getiren? Ve en önemlisi, her çocuğun çılgınlar gibi zafer sarhoşu olaDağı şu olanaklar içinde sevinci, kıvan- cı, gülümsemeyi tanımayan ruhsuz bir ın- sar haline getiren neydi? Kim yetiştirmışti bu kızı? Adam biröğretmendi. Resmi göre- vi okul öncesi yaşlardan başlayarak, ço- cuV.an ızlemek ve gelecekte "Sosyalist Errekçiler Kahramanı" olacak gençleri keşfetmekti. Adı Bela Karolyi idi adamın ve <endisini stajyer antrenörüm diye ta- nımardı. Bırgün bir anaokulunun bahçe- sinte cıva gibi koşup atlayan, cıvıldaşan Atina'da inşaatlarda son aşamaya gelinirken biten tesisler görücüye çıktı. (Fotoğraf: AP) Spekülasyonlara karşın Atina'da tesisler sözleşme tarihine yetişecek nşaatta son çiviler çakılıyortina'da son hazırlıklaryapılıyor. Ağus- tos ayında gerçekleştirilecek 2004 Olimpiyat Oyunlan'naevsahipliğiya- pacak olan Yunanistan'da olimpiyat köylerinin ve etkinliklerin düzenleneceği stadyumlann, yüzme ha- vuzlannın tamamlanmak üzere olduğu açıklandı. Milyonlarca dolarlık harcamaların yapıldığı kentte zamana karşı büyük bir yarış var. Atina Olimpyiat Komitesi ile Uluslaralarası Olimpiyat Komitesi arasında zaman zaman çıkan problemler ya da işçilerin maaşlarını alamadıklan gerekçesiyle iş yavaşlatmalarına karşın herkesin korktuğu olmadı. Sık sık uluslajs«*sı ajanslarda yer alan inşa- at fotoğrafları her ne kadar organizasyonlara ka- tılacak olan sporculan, antrenörlerini ve hatta ül- kelerini uzun uzun düşündürse de yetkililer olim- piyatlann sözleşmede yer alan zaman diliminde bi- tirilmiş olacağını açıkladı. Ancak bu durum IOC başkanı Jaques Rog- ge'a fazla inandıncı gelmemiş olacak ki Atına Olim- piyat Komitesi'ni hazıriıkların biran önce bitirilme- si için uyardı. Olimpiyatlar birleştiricidir Olimpiyatların birleştiriciliğı uzun bir süredir birbirleriyle çatışan Güney ve Kuzey Kore'yi sade- ce bu organizasyon için de olsa biraraya getirdi. Sidney'de olduğu gibi 2004 Atina Olimpiyatlan'na da tek bir bayrak altında girmeye karar veren iki ülke yetkililerı gelecek olimpiyatlarda ise ortak sporcu yollayabileceklerini belirttiler. Milliyet değiştiriyor Olimpiyat oyunlarının tanıdık yüzü Isveçli Xeno Mueller olimpiyatlara kısa bir süre kala mil- liyet değiştirmeye karar verdi. 31 yaşındaki başanlı kürekçi 1991 yılından bu yana yaşadığı ABD'nin vatandaşlığına geçerek, bu ülke için yanşabileceğini açıkladı. 6 yaşlannda iki kız gördü. Bir süre izledi... Sonra zil çaldı ve çocuklar koşarak bina- ya girdiler. Karolyi, "Bu çocuklan bulma- lıyım" dedi, hersınrfın kapısını açıp aradı, buldu kızlan ve sordu"Jimnastikçı olmak ister misiniz?" Bunun ne demek olduğu- nu anladıklan kuşkuluydu ama kabul et- tiler. O kızlardan biri Nadia idi. Moldo- va'nın küçük birkasabasında babası oto tamirciliği yapıyordu. Karolyi, Nadia'yı spor salonuna ilk götürdüğü gün hayretleriçin- de kalmışt: Müthiş biryetenek... Ve alfc ya- şında Nadia, jimnastikçı oldu. Nadia'nın hayatı o gün değişecek ve gelecekteki soğuk ruhlu kızın yenı karakterinintohum- lan o gün atılacaktı. O artık ne çocuk, ne deöğrenci olabilirdı. O, birjimnastikçi idi arükveSosyalistEmekçilerKahramanı ol- mayaadaydı. Özel yaşamı olamazdı onun... Olamadı da... Yedi yıl, tüm zamanı jimnastik antrenmanı ve akranlan arasın- da müsabakalar yaparak geçti ve 13 ya- şındaAvrupa Şampiyonası'na girdi. Turisc- heva'ya üst üste yenılgiler. Kendisine kal- sa vız gelirdı ama onu yetiştirmeye çalı- şanlar şok geçirdiler. Ondan sonraki bir yı- lı robot gibi yaşadı. Kahramanolmak onun kaderiydı. Agresıftı, kontsantrasyonu yük- sekti, kendıne güveni tamdı amaeksikle- ri vardı. Biraz gösteriye dönük olmalı ve kontrolünü daha yükseğe çıkarmalıydı. Onu asla "gösteriye dönük hale getire- mediler. Çünkü daha çalışmada birinci yı- lı dolmadan, yani yedi yaşındayken, bir baş- ka "Kahramanyetiştirici" adamın onun ak- lını çelmek, sirkte çalıştırmak istediğini ve Nadia'nın "Benhalkıneğlencesiolamam" diye yaşından büyük bir cevap verdiğini bilmiyorlardı. Sonunda Nadia çelik gibi bir jimnastikçı oldu ama bir "shovvgiri" asla olamadı. Üstelik gülme, oynama ye- teneği de hiç gelişmedi. Çünkü çocukluk- tan çıkıp henüz genç bir kız olmadığı gün- lerde bile olgun bir insandan istenen gö- rev sorumluluğu baskısı altında yaşamış- tı. • İşkence başladı Nihayet 14 yaşında şampiyon oldu. Dünyanın en ünlü insanlan arasına girdi. Artık amacına ulaşmış bir insan olarak bi- raz rahatlayacaktı (!?). Öyle mi? Hayır asıl işkence şımdi başlamıştı. Çünkü her "Sosyalist Emekçiler Kahra- manı"nın görevlen vardı. Şimdi de haya- tı salonlarda, uçaklarda ve müsabakalar- da geçecekti. Oradan oraya sürükleyecek- ler ve onun ruhunu biraz daha renksiz bir stresesokacaklardı. Sonunda "Yeterrrr!" demeyi düşündü ama bunu bir türlü söy- leyemedi: Intihar etmeyi denedı. Başara- madı. Sonradan onun birsinir knzi nede- niyle bir süre sanatoryumda kaldığı açık- landı. Aynı hayat yenıden başlayacaktı. Yeniden jimnastiğe dondu. 1979'da Forth VVorth'da Dünya Şampiyonası'na gitti, elinden yaralandığı için yanşamadı... Ama 1980'de Moskova'daydı. Büyük şampıyon, çelik jimnastikçı, dünyanın dılinden düş- meyen sporcu ama bireysel veyatoplum- sal olarak insanlarla ılışkiye girmesini bil- meyen bu mahzun genç kız şımdi 25 ya- şındaydı. Ve Moskova'dakifinallerde, sporcu olduğu ilk günlerden beri belkı de hiç ya- şamadığı bir kaza geldı başına: Asimetrik barda yanşırken düştü... Ve o gün ancak gümüş madalya alabıldı. Sonraki dört yılda da yaşam şartla- n değişmedi. Ama hep düş kurdu acaba 1984'de Los Angeles'a gidemez mıydi? Gitti.... Gitti ama Los Angeles Oyunlan Organizasyon Komitesı'nin onur konuğu olarak. Dahasonra bir sureülkes/nde genç kızlara antrenörlük yaptı. 1976'da ilk altnı kazandığı zaman ba- sın toplantısında "Daha ne kadar zaman sporyapacaksın?" diye soran galiba hak- lı çıkmıştı. Az kalsın 1980'de bile olama- yacaktı. • • • 27 Ekim 1989 gunü 34 yaşında 1.50 boyunda, vücudu dinç fakat ruhu çökmüş bir genç kadın, 14 yaşında iken "Sosya- list Emekçiler Kahramanı" ödülünü almış olduğuhalde Romanya'nın Macanstan sı- nınna kadar yürüyerek geldi. ABD'Iİ bir diplomatla daha önce anlaşmış olarak ül- kesini terketti. Daha önceleri göçmen ola- rak ABD'ye gitmiş ve Flonda'da yerleş- mış olan Constantin Panart adlı eski bir Rumen vatandaşının yanınasığındı. Pana- it yaşlı başlı bir adamdı ve dört çocuk sa- hıbiydi. Önce çevredeki bazı Rumen göç- menler, sonra da onlann etkisiyle Ameri- kalılar bu birlikte yaşayışı kabul etmediler. Panait ve Nadia evlendiler. Ne var ki kısa bir süre sonra boşandılar. Sonradan Na- dia, Panait'ı ömrünün üç ayını ağırbirbas- kı altında yaşatmakla itham edecekti. ABD'ye yerleşti Nadia, ömründe ilk kez her türtü baskıdan kurtulmuş olarak özgürlüğünü duyumsadı. Bir süre bırkaç ticari firma ile ilgilendı. Sonra kendisi gıb' eski bir Olim- piyat Şampiyonu olan Bart Conner ile evlendi ve Amerika'ya yerleşti. • • • Bu, Moldova'nın Onesti kasabasın- da bir oto tamircisinın kızı olarak dünyaya gelen, 6 yaşında spora başlayan, 14 yaşın- da spordaki başansı ile dünyanın en ünlü insanlarından bin olan, çocukluğunu da genç kızlığını da yaşamadan, 35 yaşına kadar ruhsuz bir makina gibi yaşamını sü- rüklemiş ve ancak ondan sonra normali bulmuş bir genç kadının hazin öyküsiıdür. SAY118
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle