25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 17MART 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr jGabriela Preissova'nın 'Onun Üvey Kızı' adlı oyumından operaya uyarianan Menufa'nın dekorlan Simon Caban'a, kostümleri Ayşegül Alev'e, «. koreografîsi Sibel Kasapoğlu'na ait Koro şefliğini Yıldız „ KünutkıTnun yaptığı yapıtta'Jenufa'yı •;" Burçin Çilingir, J Sema Tüzün; 'Kostelnicka'yı Lynn .;' T.Çağiaı{jaklin Çarkçı, Gülderen Ayvazoğlu; 'Steva'yı da .,; AriEdirneve Turgutİpek dönüşümlü olarak L ' cardandınvoriar. Aytaç Manizade'nin sahnelediği 'Jenufa' operasınm galası bugün AKM'de yapılacak Töreyle savrulan yaşamlarGAMZEAKDEMİR Istanbul Devlet Opera ve Balesı 2003-2004 sezonunun yeni yapıtlan arasına LeosJanacek'ın :*u arada 2004 yıh UNESCO tarafindan Leos Janacek Yıh ılan edıldı- 'Jenufa' adlı operası- nı da yazıyor. Jlk sahnelenışının (Brno/1904) 100. yılını kutlayan ve ön göstenmı 13 Mart Cumartesı günü gerçekleştınlen yapıtın galası bugün sa- ât 20 (KTde AKM'de yapılacak. Yapıtta Jenufa evlılık dışı bir ılışkı yaşadığı Steva'dan hamıledir. Üvey annesı Kostelnıcka ıse bundan habersızdir ve bır gün sarhoş oldu- ğunu görünce Steva'ya kızarak planlanan ev- liliğı bır yıl erteler. Trallk vasanmıslıklar zlnclrl Bu arada Jenufa'ya karşılıksız bır aşk bes- teyen Laca, bır kavga sırasında yanlışlıkla kı- zın yanağını bıçakla keser. -E\de üvey annesınce sakJanan Jenufa gızlı- ce çocuğunu doğurur. Steva, Jenufa'nın eskı gü- zelhğını kaybetmesı üzenne evlıhkten vazge- çer. Laca ıse hâlâ Jenufa'y'a evlenmek ıstemek- tedir. Bu ev lılığın de gerçekleşmeyebıleceğı- • Ilk sahnelenişinin 100. yılını kutlayan 'Jenufa', töre bağlamında günümüzde hâlâ süregelebilen trajik bir gerçek, kök salmış acımasız değer yargılannın insan yaşamını getirdiği dip noktalar... Törelerin, yargısız infazlann, önyargılann elinde örselenenlerin, dibe vurup çıkanlann öyküsü. nı düşunen Kostelnıcka bebeğı gizlıce nehre ata- rak boğar. Laca ıle Jenufa evlılik hazırlıklan ıçındeyken bebefin cesedı bulunur. Kostelnıc- ka suçunu ıtıraf eder. Laca ve Jenufa evlenır. Trajıkbıryaşanmışlıklarzıncın 'Jenufa', ev- rensel bır sorunsala opera sanatının bürün ola- naklannı kullanarak odaktan vurgu yapan ger- çekçı bır bakış Törelenn, yargısız infazlann, önyargılann ehnde örselenenlenn, dıbe vurup çıkanlann öyküsü. Vazgeçmeyenlenn, telaşla,canhavlıy- le yaşamın dallanna tutunanlann. kımı de ta- kılanlann öyküsü Yapıtı sahneleyen Aytaç Manizade, 'Jenu- fa'yı 'töre' olgusuyla ortüştürerek şöyle nıte- lıyor. "Günümüzde ne yazık ki hâlâ sûregele- bilen trajik bir gerçek, kök salmış acımasız de- ğer yargüannın insan yaşamını getirdiği dip noktalar... Seçimler, yaşanmışnklar, ödenen bedeüer, özeffikle de kadm kıstırdmtşhğryia sarsKi bir psi- kolojik-toplumsal bir savaşım... Töm bu noktalarçerçevesinde ber evredeye- ni ve nıutlu bir y aşama adım atmak ve bu bağ- lamda ruhlannı özgür kümak isteyenlerin id- mi boşuııa / kinü değil savaşunı Jenufa 1 . Mekân tüm folklorik öğeleriyie Çekoslovak- ya'nın bir köyü olsa da ashnda özelökle 'töre" boyutuyta mekânsız,zamansız bir yapıt, evren- sel bir acL Bu nedenle çok da köy köy ele alma- dımyapıtL Günümüzde sadece kimi köylerde değil, şe- hiıierde de hâlâ böyie olaylann yaşanabildiği- ne -ki gazetelerin üçüncü sayfa haberierinde neter okuyoruz- dikkat çekmek istedim. Yapıtın sonu tüm bu dramatik gelişime kar- şın sanki mutlu gibi görünse de ben bunu mut- lu gibi görünen ve kabuDenişle bileşik yeni bir \aşama başlamakiçin bir adayhk, yeni bir baş- İangıc; kendince zoriuklan, acılan ya da güzel- Iflderioiabfleeek, ahnması cesaretfeteyenbir risk olarak nitefiyoruırT 'Jenufa'yı Burçin Çilingir. Sema Tüzün; 'Kostelnicka'yı Lynn T. Çağlar, Jakün Çark- çı, Gülderen Avvazoğhı; 'Steva'yı da An Edir- ne ve Turgut lpek dönüşümlü olarak canlan- dınyorlar. Yapıtta blrcok sanatcı rol alıvor Aylin Ateş, YeKz ÇelikkoL, Levent Bakırcu Önay Günay, Kevork Tavityan, Sevan Şencan, Gökhan Ürben, Deniz Erdoğan, A. Pevman Dorkan, FundaGüllü, Avtaç Kahyaoğlu,Nigar Kırtay, Pınar Yıkhrun, L mran Akpınar, Hale Soner, Şöhret İnanç, Tülay Uyar, Arzu Bozkurt yapıtta rol alan dığer sanatçılar. Gabriela Preissova'nın 'Onun Üvey Kıa' ad- lı oyunundan operaya uyarianan 'Jenufa'yı ay- nı zamanda orkestra şefı görevını de üstlenen Serdar Yalçm Türkçeleştırmış. Dekorlan Çek dekoratör Simon Caban. kos- tümlen Ayşegül Alev, koreografîsi Sibel Kasa- poğhı ımzasını taşıyan yapıtın koro şefı Yıldız Künutku. 'Jenufa' 30 Mart, 6 ve 13 Nisan tanhlerin- de saat 20.00'de izlenebılır. (0 212 249 11 35'243 20 11) Sanatçının sergisi 28 Mart 'a kadar ArtHome Sanat Galerisi 'nde devam edecek Bir seramik ustası: SadiDirenKültür Servisi - ArtHome Sanat Galensı, Türk çağdaş seramılc sanatının oncülerinden bın olan Sadi Direnın yapıtlannı sanatsev erlerle buluşturuyor. Seramik formlannda. geleneksel Anadolu kültüriinden aldığı elemanlann soyutlanmış bıçımlenne yer veren ve benımsemiş olduğu temel bıçım elemanlannın değışkenlik olanaklannı. kışisel bır anlatım çızgısı üzennde geliştıren sanatçının sergisi 28 Mart'a kadar sürecek. Çagdaş seramik sanatının gelişımine yapıtlanyla olduğu kadar, yetıştirdıği sanatçılarla da katkıda bulunan Dıren'ın sanatını Krymet Giray, şu sözlerle tanımlıyor: Sadi Diren, sanaönın temeone Anadolu kültünü yerleşrjrir. Biçimin oluşumundan başlayarak ürünün ortaya çılaşına kadar süren üretim serüvenine egemen olan çağdaş teknik beceri ve bilgi birikimini, arkaik esinlerie vanıUaştmr. Diren'in seramik yontulannda biçimsel yahnhğnı ortaya çıkardığı estetik olgunluk yahıihğın ve doğalhğın kurguladığı çok katmanh anlam zenginliğinj vurgular. Sanatçının figürsel soyutlaınalanna örnek olusturan insan fîgürleri, oranlann uyumuna dayanan bir tasanm içinde öznel deformas>onlan gerçekleştirir. Yuvarlablmış oyhımlara karşıthk ohışturan sert ve köşeh' kabamlar, düz ve püruzsüz yüzeyieri canh kılan noktasal \v çizgisel doku ohışumları, kapah formlarla karşıthk olusturan açık yüzeyier, Diren'in sırsız seramik heykellerinin özgün yorumlandır." (0 212 219 73 33) 20. YIL... nqti?zce programlar KAMUOYUNUN DIKKATINE !.. 20 yldır sızlere sor derece tıtizJıkle Ingılızce dıl eğıtımi vermelcte ve 20 yıldır oörencılerımıztarofındanlalcdır ve tovscye eoılmenm onurvnu yaşa'nakîayız Ancak; son bırkoç yıldır 'Oze! Kadtköy Merkez Eâ hm KumîuşlorHngıitzce, Bılgısayar, Muhasebe ve Daktilo Kursları' odındo bır kunjluî 'English Certer'tobdasıkuttanmakta ve bu octo rekbm yopmakfadır Bır yamlgıyo dusulmemejı ve adımızm ıftbannın zedelenmemesı oçısından bugün ıtibanyle Oananbey'dekı Dıl Okulumuzdon başko bır şubemız dmodrâını ve adımızı şu ya da bu jekilde kullanan hıçbır kuruiu^ur bızımle ılgısi olmodığmı sızlerın dtkkatine junmok gereğ nı duyduk ENGLİSH CENTRE KmtCai. Ha92 t L M«02ia)M70»«3-MI X34-225»I 7*73 ı BBT Genç Sanatlar Atölyesi Mart 2004 Programı w-ww.bbtgencsanatlar.com EHMHar UcretsUr kartaltfpe kûltûr Merlezi 41tan Erbnlal Sahnesı Tel ıO212) 543 73 28 17M«rtÇır?amba Tı\atrosu"OlacakŞey Degil"20JO 18Mart Penembt ktanbu! DogaçlaraaO\Tinculan ıt D 0ı -\Mek* 20J0 18 Mart ftrşembe Halk FotoğrafAtölyesı Kayıhan Gt\ E\ 2030 (Her Per|«ınbe) 19M»nCumas ID 0 T Ovun -İnsan- 2030 - M C İ F Kjsa Fılmkr 2115 21 FL\TFI\"E (B«nıol B*}U) CAZ CRITO K.onsCT 20J0 22 Mart PaarteSİ Tank Gunereel (SÖVLEŞt) Şür « Ow« ^ azmk 2030 Halk Fılm Mühesı Gühtkın Tttik - Hûsttın kızu 19.00 t D 0 Naznn Gıbı \ ın>ana ve tnsan 20.3024 Vlart Çarşamba Çıplak ^aklarKumpanyası VVorksJıop 14.00 26 Mart Cuma 29 Mart Pazartesı I F Mud İBakıri,6\ Bld Bşk Halk Sahnesı CKTincuian "Başka GüiMşın Çocuklın" 2030 Halıç Lnnersıtesı konsenattnan Tı>atıo Bölümu -Bülön oğullanm" 2030 31 Mart f arsamba Istanbul Doğaçlama OvTinculan Tı>atro Toplulugu Cumhurfyet 'bı Katkrianyto SATIŞ TEMSİLCİLERİ Ü Hukuk alanında ciddi bir yeri olan dergi ve kitaplarımızın organize bir şekilde pazarlanması için İstanbul, Anka- ra, İzmir ve Adana'da ikâmet eden deneyimli satış temsilcilerine ihtiyaç vardır. Tel.: 02U.5U 06 52 • Tel.: 0216.418 39 16 ANTALYA CUMOKLARA ÇAĞRI 17 Mart 2004 Çarşamba Günü, 18.00-20.30 saatlen arasında, Mülkıyeliler Birliğı Lokali'nde "Medyanın toplumsal I<lr1enmedekı yeri ve aıle kurumumuz üzenndekı yıkıcı etkısı" konulu başlatacağımız kampanyalarla ilgılı bilgılendırme ve gündemımızdekı konulan konuşmak uzere buluşacağız. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ! lletışım: Hıcran KARABUDAK 0242 247 6717-243 4717 0 532 325 05 63 Adres: Karaalıoğlu Parkı, Beledıye Nıkâti Salonu karşısı, Deniz Restoran alîı abonetiği ay ödeyin yıl tatil yapın. "tatil aboneliği" TANITIM TURU 19 Mart-21 Mart 2004 Tarihleri Arasında Yücelen Otel'de 1 Gün Tam Pansiyon Konuğumuz Olun Ulaşım Ücreti Kişi Başı: 60 Milyon Adrm TtKkoojı Cad Basn Sarayı No.f Kar 4 Td S02'2) 520 2< 91 »Z. (02)2; 522 49 2S Faıa (02'2)520 50 2î Gazıtt teJ- '3212; 512 05 05/ 55O-56Î c com.tr DEFNE GÖLGESI TURGAY FtŞEKÇİ Orhan Kemal'i Özledim NTV'de, Tayfun Talipoğlu'nun programında bir köylü kadın konuşuyordu. "Elımde olsaydı." dedi, "kentlere gider, oralarda bır ışe girer. hayatımı ka- zanır, başkalarına gerek duymadanyaşardım. Ama artık benden geçti, yaş 25 oldu," 25 yaşında ama artık hayatını değıştırebileceğın- den umudu kesmiş bu insan Orhan Kemal'i anım- sattı bana. Onun 'ekmek kavgası' peşındeki yok- sul insanlan edebiyata ne denli başanyla taşıdığını düşündüm. Günümüz edebiyatında kendılerine pek yer bu- lamıyor artık yoksul ınsanlar. Toplumumuzda yok- sul insan kalmamış, yokmuşlar gıbı davranıyor ede- bıyatçılanmız. Sıra dışı hayatlann, ılışkılerin yazıl- ması moda şimdi. Nufusunun yarıya yakını köyler- de yaşayan bir toplumda, koyü, köylüyü anlatan edebiyatçılann çıkmaması yadırgatıcı değil mi? Kitle iletışim araçlarının yoksulluğu görmezden geimeleri, yalnızca yıyıp ıçip eğlenen bırtoplummu- şuz izlenimi veren yayınlaryapmalan gibi, edebıyat da bu kesimlerden uzakta Kendi ınsanını tanımayan, anlatamayan bır ede- biyat olabilır mi diyeceksınız ama oluyor ışte. Ortıan Kemal'i ozledım dedım ya, kalkıp Orhan Kemal Müzesi'ne gırtım (Akarsu Caddesı, No: 32 Cihangir-lstanbul). Fotoğraflarduvartarda, kjtaplar, mekruplar... 56yıl- lık kısa sayılabilecek ama yoğun yaşanmış bır ömür- den kalanlar 1930'lann Adana'sında türiü işlerde ça- lışan bır genç, 1940-43 arasında Bursa Cezaevi'nde Nâzım Hikmet'le geçirilen uç buçuk yıl, 1950'de Is- tanbul'a göç. Bundan sonrası yazarlık yaparak ya- şama savaşı. Yaklaşık 20 yılda yazılmış 50'ye yakın kitap. Romanlar, öykuler, oyunlar, senaryolar... Müzede Orhan Kemal'ın kışisel eşyalanna bakı- lınca, bu zoriu yaşam ve yazarlık koşullan daha lyi anlaşılıyor. Giyile gıyıle parlamış, eprımış elbıseler, zorluklar içinde bir hayatın sıradan eşyaları. Neyi göstenyor bu sıradan eşyalar? Yaşamı boyunca hiç kimseyle, hiçbirtoplulukla çı- kar ilişkisine gırmemiş, yazarlığını, özgürluğünü ve yoksulluğunun onurunu sonuna kadar korumuş bir kişiliği. Oturduğu semtler: Fener, Cibali, Fatih, Basınköy Yoksul mahaJlelerde, yoksul kahvelerinde yaşa- nılarak geçırılmiş yıllar. Yaşamı bu denlı yalın. sıradan olmasa, yaprtlan da böylesıne lekesız, aydınlık olur muydu? Yoksulluktan gelmış bırçok buyük yazar vardır. Ama ünlendikten sonra da yoksul kalmayı sürdur- müş büyük yazarlar var mıdır, bilmiyorum. Zengın- leşmek, düzenle uyumun da yollannı açar çünkü. Du- zenle alışvenşe girme, alma-verme ilişkisine sokar insanı. Bu ilişkilerın uzağında yaşadı Orhan Kemal. Yal- nızca yazarak geçınme yolunu seçtı. Ne devletle ne de sermayeyle işı oldu. Salt insan, salt yazar olarak yaşadı ve yazdı. Yapıtlarındaki çocuksu saflık duy- gusu belki bu yuzden hıç kaybolmadı. 1958'de 'Dost' dergisinde kendisiyle bir söyleşi yapan Asım Bezirci'ye şoyle soylüyor: "İnsan sevdiklennin refahını ister. Istemekle de kalmaz, bu refah ve mutluluğun gereklerını arar, bulur, açıklar. Ben de bu ışı yapıyorum. Yurdumun veyurdumun insanlannın mutluluğu, benım ve ço- cuklanmın da mutluluğu demektir. Yani, milletim ge- lişirse, ben de, bana bağlı olanlar da gelişir, iyıgün- lere erer. Ben kalemımı, aslında öteki mılletlerden hiçbir bakımdan gen olmayan milletimin gelişme- sinı engelleyen şartlara karşı koymuş biryazanm Tuttuğum yolda gücümeyürüyorvm, yürüyeceğim. Yazmamak, kendimı ödevlendirdığım kutsal öde- vimden kaytarmak olmaz mı?" Bugünün yazarlan, Orhan Kemal'e bakınca ne göruyorlar dersinız? tflsekci" superonline.com Müziklerle Isa'nın ÇİIesi' • Kültür Servisi - Mel Gıbsorfun yönertiği 'The Passıon of the Chrıst' (Isa"run Çilesi) filmınin müzıkiennden oluşan soundtrack albüm, Sony Müzık"ten çıktı. Otantik Ortadoğu melodilen ve perküsyonlarla süslü filmın tema muzığine John Debney ımza atmış Debney, Isa'nın yaşadığı yer ve zamanın ruhunu, ınanılmaz bır başan ve zengınlıkle albüme yansıtıyor. Ülkemızde rusan ayında göstenme girmesı planlanan fılm, Hınstıyanlar \e Museviler arasındakı 2 bm yılhk tartışmanın yenıden alevlenmesıne neden oldu. K Ü L T Ü R I Ç Î Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I www.yapic.com.tr Toc Organcasyör Mıntanı A-3391
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle