25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Pamııkta ihracat sorunu ABD yolcusu çiftçi birlikleriyle ilişkiye giren Ege Çiftçiler Derneği, pamuk ihracatma getirilen kısıtlamanm tnası durumunda Avrupa ülkeleriyle ABD'nin, Türk tekstiline kota uygulamasmı isteyeceklerini açıkladı Amerikalı kaldınlmaması MERİHAK İZMİR -Türkiye'n\n pa- muk ihracatına koyduğu ko- tayı Avrupa Birliği Konse- yi'ne şikâyeteden Egeli çift- çiler. konuyu ABD'ye gö- türme hazırlığında. ABD'li çiftçi birlikleriyle ilişkiye giren Ege Çiftçiler Derneği. kotanın kaldınlmaması du- rumunda Avrupa ülkeleriy- le ABD'nin. Türk tekstiline kota koymasını isteyeceğini açıkladı. Olayın "kandava- sına" döndüğünü belirten Ege Çiftçiler Derneği Baş- kanvekili Suat Zeytinoğlu. "Pamuk ihracatına uygula- nan kotavı kaldırmazlarsa tekstil ürünlerine kota geli- yor" dedi. Türk tekstilcisi ve pamuk üreticinın tartışmasına hü- kümetlerin çözüm getireme- mesi. ka\ ganın sınır ötesine taşmasına yol açti. Tekstılci- nin. dünyada pamuk üretı- minindüştüğübırdönemde, pamuğun iç piyasaya ancak yeteceği görüşünden hare- ketle. dönemin başbakanı Tansu Çiller"e çjkarttırdığı kısıtlama. hâlâ sürüyor. Ilk önce konan 60 sentlik fon. gümriik bırliğine girilme- siyle birlikte bufonunkaldı- nlarak verine kotanın konul- • Sorunu ABD'ye kadar götüreceklerini belirten Ege Çiftçiler Derneği Başkanvekili Suat Zeytinoğlu, "Avrupa'dakı dava, bitmek üzere. Pamuk ihracatına uygulanan kotayı kaldırmazlarsa tekstil ürünlerine kota geliyor. ABD zaten ticarette destekli mahn girmesi konusunda hassas. Tüm çabamız üreticimizin dünya fiyatlanndan ürün satabilmesidir" dedi. ması. pamuk piyasasını rü- müyle tüccann eline teslim etti. Fiyatlan istedıkleri za- man yükselten. istedikleri zaman frenleyen tüccar. köylünün zararetmesine ne- den oldu. Sezonun başlamasıyia birlikte önceki sezonun da altında ürünlerini satan üre- tici borç batağına saplanır- ken fiyatlar tekstilcinin kontrolüyle hep a> nı düzey- de kaldı. Geçen sezon 105 Fivatlan istedikleri zaman \iikselten, istedikleri zaman frenle\en tüccar, kövlünün zarar etmesine neden oluvor. bin lira dolayında sezonu kapatan pamuk. şeni sezon- da uzun süre yine bu fiyat- tan işlem gördü. Üretici bu fiyattan ürününü satarken aracı \e büyük üreticiler. s- tok vaparaİc fiyatların >ük- selmesıni bekledi.l ni;>anda 12) bin 412 liradan işlem gören standart I pamuk. 24 nisanda 125 bin 514 lira>a çıktı. Kurban Bayramı son- rası ise pamukta büvük bir çıkışyaşandı. 3mayısta 140 bin 667 liradan işlem gören pamuk fiyatmı düşürmek is- teyen tüccar. piyasaya gir- medi ve alım yapmadı. Bu- na karşın fiyatlann artışi en- gelenemedi. 17 mayısta pi- yasaya giren tüccar 152 bin İiradan pamuk alırken dün fiyat 167 bin liraya çıktı. Pamuk fiyatlarının yük- selmesinde ithalat silahını elinde tutan tekstilci, hükü- mete v aptığı baskılarla Tariş \e Çukobirlik gibi tanm sa- tış kooperatifleri birlikleri- nin piyasadaki etkenliğini kırarak fiyatlarda istediği oynamayı >aptı. Bu aşama- da devreve giren \e hükü- meti kotayı kaldırması için ikna etmeye çalışan Ege Çiftçıler Derneği konuyu uluslararası boyuta taşıdı. Ege Çiftçiler Derneği Yö- netim Kurulu Başkanvekili Suat Zeytinoğlu. Av rupa Birliği yargı organlarına ka- dar konuvu eötürdüklerini vurgulayarak "DTM'ye şi- kâyet edeceğimi/i bildirdik. Ancak istemlerimizidikkate almadılar. Biz de başvuru- muzu >aptık. kotalı ihracat, topal ördek gibi. Türkiye'de pamuk, garibanın elinden çıktı. Dayanma gücii olma- yan üretici 110-120 bin lira- dan sattT dedi.Zeytinoğlu. şunlan söyledi: "Yunanlı üretici bir kilo pamuk elde ettiğinde v üzde 70'i kadar destek aliNor. Sübvansiyona karşın oradan pamuk alamıyoruz. Bizde yüzde 8 sübvanshon var. Yiizde 70 sübvansiyon alan satamıvor. maalesefv üzde 8 alan çifrçüniz. şu andaki fî- > atların \ üzde 30-40 altında satıyor. İnsan, o zaman ada- let bu işin neresinde diyor. Sübvanse, üretici kesesinden veriliyor tekstilciye. Tekstil- cinin gücü fazla, zulmünü vapacak anlıyoruz. Ama sır- tuıı de\ letedayamasına üzü- lüyoruzT üreticininbirbölümünün buğdav üretimıne kaydığını da dile getiren Zeytinoğlu. "İnsanlar neden işini güeü- nü bırakıp başka ürün ara- maya zorluvorlar? Yazık. ABD'li çiftçi birlikleriyle te- mas kurduk. Onlara da ko- ta koyduracağız. Olay, kan davasına döndü, oraya ka- dar da götüreceğiz. Avru- pa'daki dava, bitmek üzere. Pamuk ihracatına uygula- nan kotayı kaldırmazlarsa tekstil ürünlerine kota geli- yor. ABD.zaten ticarette des- tekli malm ABD'ye girmesi konusunda hassas. Tüm ça- bamız, üreticimizin dünya fi- yatlanndan mallarını sata- bilmesinedir. Bunun için de ihracatuı serbest hırakılma- sıgerek~dedı. Odalar Birliği'ne yeniden seçilen Miras, bugün 4 başkanvekilini belirleyecek TOBB'de gözler, vekîlliklerdeİZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu)- TOBB'de gözler. vönetim kurulunda görev dagılımınaçevrildi. TOBB Baş- kanı Fuat Miras'ın; sanavi ve ticaret odalarını temsilen AN Osman l'lu- soy'u. sanayi odalarını temsilen Zafer Çağlayan'ı. borsaları temsilen Hasan Ozmen'ı. ticaret odalarını temsilen de Aü Zafer Taciroğlu'nu başkanvekili yapması beklenıvor. tstanbul Sanayi Odası'ndan yönetime giren Köksal Yü'celen'ın muhasip üye olacağı bıldı- riliyor. TOBB seçimlerinde bölgesel dağı- lımlara dıkkat ederek yönetiminı oluş- turan Miras'ı. bugün zorlu bir toplan- tı beklıyor. 4 başkanvekilini belirleye- cek olan Miras'ın. Istanbul'da voğun olarak çaltşttğı bildınliyor. Miras, bu- gün yeni yönetim kuruluyla ılk toplan- tısını yapıyor. Ilk toplantıda yapılacak olan görev dağılımı TOBB'nin iki yıllık patronu- nun. çalışma ekibini de belirlemiş ola- cak. Miras'ın 4 başkanvekilliğini An- kara, İstanbul. lzmir ve Anadolu ara- Miras'ın zorlu toplantısı Taciroğlu temsikisi. Özmen. İzmir'den gelecek. Çağla\an,sıralamada 2'incL sında paylaştırmast beklenıyor. Sanayicıler. Miras' ın. TOBB Genel Kurulunda sundugu listeyle yönetımı aşağı yukan belirlemiş olduğuna dik- kat çekiyorlar. Sanayıciler, Miras'ın listesındekı sı- ralamaya göre, Trabzon Sanayi Ticaret Odası Başkanı Ali Osman Ulusoy. An- kara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağ- layan. Ankara Ticaret Borsası Başka- nı Erol Gemalmaz ile tstanbul Ticaret Odası'ndan Ali Zafer Tacıroğlunun başkanvekilliğine getirılebıleceğını belirtıyorlar. istanbul Sanayi Oda- sı'ndan Köksal Yüceler'in isemuhasip üyehğine kesin bakıvorlar. Mıras'ın başkamekilliğinin oluşumunda yöne- tim kurulundaki gibi. dengelere dikkat etmesi bekleniyor. Buna göre. İz- mir'den Özmen'in başkanvekili olaca- ğı bildiriliyor. Miras'ın bu aşamada Ankaradan i- ki kışiyi başkanvekilliğine almasının sorun varatabileceği belırtili\or. Bu aşamada Miras'ın önüne ıki seçeneğin çıktığı \urgulanı\or. Bunlardan ilki. Çağlayanın Ankara"dan sanayi odası- nı temsilen başkanvekili olması. Bu durumunda. İzmir'den borsa temsılci- si Özmen'in başkanvekili olacaâı öğ- renildi. Gemalmaz'ın Ankara'yı ve borsaları temsilen başkanvekili olma- sı durumunda İzmir'den Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetım Kurulu Başka- nı Atıl Akkan'ındiğerbaşkanvekili ol- ması beklenıvor. TUSİAD temsilciliğinin acılısı Türk ve AB'li sanayici Brüksel'de buluşuyor Ekonomi Senisi - Türk ve Avrupalı sanayici işadamlan. TÜSİAD'ın Brüksc' temsilciliğinin açılışında bir araya gelirlerken Başbakan Mesut V ılmaz da Avrupalı parlamenterlerle görüşecek. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı JaquesSanter'in davetlisı olarak 3 haziran pazartesı günü Brüksel'e gidecek olan Başbakan Mesut Yılmaz. Avrupa Parlamentosu Başkanı klaus HaenschiO AB Komisyonu Başkanı Santer ile TLSlAD'ın Brüksel temsilciliğinin açılışını yaptıktan sonra Belçika Başbakan" ı Jean-Luc Dehaene ile bir araya celecek. Brüksel'de Avrupa Bırligi kurumlannın bulunduğu "A\rupa Mahallesi"ndekı kendi binasında faaîıyete geçen TL'SİAD temsilcıliği. bir ^andan TÜSİAD ve TİSK'in üve olduğu Avrupa Sanavi velşveren Konfederasyonları Bırlığı LNlCE'detürközel sektörünü temsil ederken bir v andan da Av rupa Birliği kurumları ile Türk özel sektörü aras>mda doğrudan iletışımı geliştirmek ıçin çalışacak. Dr. Bahadır Kaleağası tarafından yürütülecek olan temsilcilık. türk işdünvasının Batı A\rupa'daki ilişkilennı takıp edeceği bir ırtıbat bürosu olarak da faaliyet sösterecek. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM nemli potansiyelle- rini zayıflatarak bir başka krizin eşiği- ne getirmişti. A ralık 1994'te yaşadığı döviz krizi ve devalüasyonun arka- sından şiddetli bir ressesyona giren Meksika şkonomisinde topar- lanma işaretleri belirdi. Ancak dikkat- li bir bakış, Meksika'nın bir ekonomik krizden çıkarken bir diğerinin eşiğine gelmekte olduğunu gösteriyor. Mek- sika'ya bakınca data fabula naratur{\) deyimini anımsamamak elde degil. KlSirdÖngÜ İhracata dayalı toparlanma 1995 yılında Meksika ekonomisi, yüzde 7 gerilemiş ve enflasyon, bir önceki yılın tek haneli rakamlarından yüzde 51 'e fırlamıştı. Şiddetli bir de- valüasyondan sonra ihracat yüzde 33 arttı. dış ticret açığı yüzde 1.55 milyar dış ticaret fazlasına dönuştü. Bu se- nenin ilk 4 ayında rakamlar ekonomik gerilemenin yavaşladığını, dış ticaret fazlasının arttığını gösteriyor. 1996'nın ilk 4 ayında GSMH, yıllık olarak yüz- de 1 geriledi. Dış ticaret fazlası 2.8 milyar dolara yükseldi ve enflasyon, nisanda yıllık yüzde 36.9'a geriledi. İhracat ise yıllık yüzde. 20 civarında bir hızla artmaya devam ediyor. Bunlar madalyonun bir yüzü. Ma- dalyonun öbür yüzünde ise bir başka manzara var. Dünya Ekonomik Foru- mu uluslararası rekabet kapasitesi in- deksine göre Meksika, 48 ülke içinde sondan ikinci. OECD ülkeleri içinde . ise sonuncu. Öyleyse Meksika, bu dış ticaret fazlasını ve müthiş dış ticaret artışını ve ekonomik topaıianmayı ne- ye borçlu? Mexico City'de Centre For Free Enterprise Research'ün müdü- rü ekonomist Roberto Salinas-Le- on'a göre bu başarının nedeni sürek- I) devalüasyon, ithalatın azaltılması ve gerçek ücretlerin düşük tutulması (Wall Street-Journal 28/5/1996). 1995 Mart ayından bu yana tüketici talebinin sürekli olarak her ay düşmüş ve işsizliğin azalmamış olmasj (Busi- ness Week 3/6/1996) bu tespiti des- tekliyor ve ekonomik toparlanmanın, ulusal ekonominin aleyhine ve bir avuç ihracatçının yararına gerçekleş- tirildiğini gösteriyor. Roberto Salinas- Leon'a göre, bu ekonomik toparlan- ma yaşanırken Meksika ekonomisi, tarihinin en şiddetli parasal krizi için- de kıvranıyor; üretkenliği ve rekabet gücü hızla aşınıyordu. Anlaşılan, bu ekonomik toparlanma, bir iyileşme yaratmamış, aksine ne olursa olsun dış ticaret fazlası yaratalım, döviz el- de edelim ve uluslararası güveni sağ- layalım anlayışı ekonomiyi, uzun dö- Meksika: Bir Krizden Öbürüne Şimdi dış ticaret fazlasının yarattığı güven ortamında yabancı sermaye, tekrar yavaş da ol- sa Meksika'ya dö- nerken, gelişen ta- lebe paralei peso da tekrar değerlen- meye başladı ve 1 dolar = 7.4 peso düzeyine geldi. Ge- çen sene sadece düşük ücretlere ve devalüasyona da- yanarak ihracatı arttıranlar, şimdi bu gelişme karşısmda sıkışmaya başladı- lar. Uretkenlik geliş- mediği ve iç pazar sürekli zayıfladığı, dolayısıyla kaçacak yer de olmadığı için, ihracat lobisi- nin elinde devalü- asyon politikasın- dan başka bir araç yok. Ulusal Dış Ti- caret Konseyi Baş- kanı Gilberto Marmn'a göre Meksika'nın dışarı- da rekabet etmeye devam etmesi için pesonun ABD ve Meksika enflasyon oranları göz önüne alınarak gerçek anlamda yüzde 10 değer kaybetmeye devam etmesi ge- rekiyor. Meksika bir kısırdöngüye girmiş durumda: Uluslararası piyasalarda güven sağlamak, dış borçlannı öde- mek için dış ticaret fazlası yaratmaya çalışttkça ulusal ekonomi tahrip olu- yor, yoksulluk artıyor ve siyasi istikrar- sızlık derinleşiyor. Böylece hem birta- raftan gelecekteki ihracat olanakları yok ediliyor hem de çok istediği ya- bancı sermaye gelmeye başlayınca. pesogüçleniyorve Meksika'nın ulus- lararası rekabet şansı azalmaya baş- lıyor. Bu kısırdöngü içinde, ister iste- mez döviz gelirleri azalacak ve bir sü- re sonra tekrar dış ticaret açığının ge- ri gelmesi, yabancı yatırımcılann gü- veninin sarsılması vb. ile Meksika başladığı noktaya dönecek. Aslında tam da başladığı noktaya döneme- yecek. Çünkü arada geçen zaman içinde ulusal ekonomi daha da tahrip olmuş, rekabet gücü gerilemiş, yok- sulluk artmış, dolayısıyla toplumsal gerginlikler daha derinleşmiş olacak. Toplumsal istikrar aşınıyor Daha şimdiden bu senaryonun ilk işaretleri görülmeye başlandı. Rober- to Salinas-Leon'un tespit ettiği gibi bir taraflan gerçek ücretlerin düşmesi yoluyla devalüas- yonların, ekonomik toparlanmanın yü- kü, işçilerin omuz- larına yıkılmış du- rumda. Bunun yanı sıra, bizim ekmek- le aynı toplumsal değere sahip olan tortilla piyasasın- da, devlet desteği- nin kaldırılması ve serbestleştirilme koşulları daha da ağırlaşacağa ben- zer. Bu piyasa, ek- mek dağıtım sektö- ründe tekel duru- munda olan Bimbo şirketiyle mısır unu piyasasını kontrol eden Mesco şirke- tinin kontrolüne geçmek üzere. Mesco'nun ulusla- rarası gıda piyasa- sının devlerinden Archer Daniels Midland'le işbirli- ğine girmeye hazır- landığı da gelen haberler arasında {The Economist, 25.5.1996). Buge- lişmelerbirtaraftan mahalle fırınlarını yok ederken. diğer taraftan mısır üreti- cisi küçük köylüyü dev tekellerin ve dünya mısır fiyatlarının dalgalanmala- nnın insafına bırakacak. Her ülke için olduğu kadar. Meksika için de ekono- mik gelişme ve siyasi istikrar açısın- dan son derece önemli olan tanm/ta- hıl sektörü. dünya ekonomisinin, ya- nı dışsal dinamiklerin eline bırakılıyor. Yoksullaşma ve bunun özellikle kır- sal ekonomilerde yarattığı basıncın bir sonucu Çiapas Kızılderilileri ayak- lanmıştı. Zaman içinde taraflar, hükü- metin verdiği tavizlerle de karşılıklı gö- rüşme noktasına gelmişlerdi. Şimdi bir taraftan hükümetle Çiapas arasın- daki ilişkiler yeniden bozulmaya baş- larken. diğer taraftan bir başka Kızıl- derili bölgesi olan Guerroro 'da artan yoksulluğun yarattığı toplumsal hu- zursuziuktan dolayı köylüleri üzerinde asker ve polis baskısının artmaya ve yeni bir ayaklanmanın mayalanmaya başladığı haberleri geliyor {Internati- onalHerald Trıbune, 31.5.1996). Roberta Salinas-Leon'a göre reka- bet gücünün gerçekten artması, dö- viz kurlarına değil, işçi eğitimine ya- pılacak yatırıma. teknolojik yenilen- meye ve bu yolla üretkenliğin arttırıl- masına bağlı. Salınas-Leon, "Meksi- ka halkının yaşam standartlan ise an- cak bu şekılde artabilir" diyor. Peki, a- ma tüm bunlar için gerekli siyasi yapı ve ekonomik kaynak nerede? Çok partili sistem değişimi Meksika. çok partili sisteme geçti- ğinden beri, siyasi partiler ve devlet yapısı hızlı birdeğişim geçiriyor. Geç- mişin halkçı. diğer bir deyişle yönet- mek için geniş kesimlerin tüketim ve üretim gereksinimlerini göz önüne alan, içsel dinamiklere öncelik veren politikalar terk ediliyor. Serbestleştirme. özelleştirme ve dı- şa açılma ile piyasa ekonomisi yay- gınlaştırılarak Meksika global ekono- minin dinamiklerine bağlanıyor. Mer- kezi kontrol mekanizmaları zayıflıyor. Bu, görünüşte bir siyasi çoğulculuk getirirken Meksika devletinin işleyiş süreçlerinde de belirsizliğin artması- na yol açıyor (Business Week, 31.5.1996). Kaynak sorununa gelince, piyasa ekonomisi koşullarında kaynak yarat- manın iki yolu var: Birincisi ülke için- de işçileri daha ucuza çalıştırarak da- ha fazla üretmeye zorlayarak kârları yükseltmek ve bu yolla tasarruflan arttırmak. ikincisi borç almak. Birinci- si yoksullaşma ve siyasi istikrarsızlık demek. ikincisi ise global düzeyde borç verilebilir fonlan kontrol eden ya- tırımcıların isteklerine uyulmadığı tak- dirde gerçekleştihlemiyor. Uluslara- rası mali sermaye ise uzun dönemli yatirım ve gelişmeyi değil. kısa dö- nemli getiri oranlarını, ülkenin döviz yaratma olanaklarını düşünerek ha- reket ediyor. Bu koşullarda Meksika ve birçok az gelişmiş ülke, devalüasyon, resses- yon, devalüasyon.. çemberi içinde bir krizden diğerine gidip gelirken insa- nın aklına da ister istemez, "Sende bu ense, bunda da bu para varken..." di- ye başlayan hikâye geliyor... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Oyuncaklaşma Ekonomik ve siyasal bunalım giderek derinleşiyor; derinleştikçe de çözüm olasıhkları zayıflıyor. Bu du- rumda tekil ayrıntılar üzerinde durmak tamamıyla an- lamsızlaşıyor; çünkü sorunlar yumağı, başı ve sonu belli olmayan çok ağır zincirlerden oluşan bir yapıya ya da karmakarışık bir "oyuncakçı dükkânı "na ben- ziyor. Ekonomi, uygun deyimiyle. "baştan kara" gidiyor. Yılın neredeyse yansının geride kalmasına karşın. hü- kümet yeni bütçeye göre düzenlemesi gereken 1996 Yılı Programı'nı yayımlamış değildir. Oysa 1996, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın ilk uygulama yılıdır ve ek- sik bir başlangıç. 2000 yılına dek uzayacak dönemin ekonomik gelişmelerini çok olumsuz etkıleyecektir. Ekonomi, "uzun dönem için" değil, gelecek bırkaç ay ıçın bile "önünü görme" olanağını tümüyle yitirmıştır. Durum, bu köşede sürekli vurgulanan sermaye biri- kimi şaşkınlığından daha da ağır bir bunalıma gidiş- tir. Bizi yönetenlerın bir türlü aigılamak istemediği bu durum yabancıları harekete geçırmiş bulunuyor. IMF ve Dünya Bankası temsılcilerini, "kredi notu" veren özel kuruluşlann görevlilerının gelişi izledi. Hastalan üzerine görüş alışverişi yapan doktorlar gibi, bir taraf- tan değışik toplum kesımlerinı "yokluyorlar", öbür ta- raftan da ekonomiyi yönetenleri "uyarıyorlar". Çok tehlikeli virajlardan geçmekte olan ekonominin her an "bir kazaya" uğrayabileceğinı özenle vurguluyor, an- cak karşılarında "siyasal sorumlu" bulamıyorlar. Çok ağır "yapısal sorunları" bulunan Türkiye eko- nomisinde bunalımın iki ana "göstergesi" vardır: Enf- lasyon ve dış ödeme güçlüğü. Tühkiye son yıllarda dünya "enflasyon ligi"nde yu- karılara tırmanıyor. En son verilere göre, tüketici fiyat- larının yıllık artışı Venezuela'da yüzde 85.8, Türkiye'de de yüzde 80.8'dir. Bunları, Rusya 68.3. Meksika 36.9 ve Brezılya 18.2 ile izliyor. Bir başka anlatımla, gele- neksel olarak enflasyon bağımlısı ülkeleri ve Rusya'yı geride bırakan bir fiyat artışı yaşıyor Türkiye. Gerçek- te Türkiye, -1974 sonrasındakı kımi ınişçıkışları bir ya- na bırakırsanız- "kesintısiz yuksek enflasyon" ile bu- nun getirdiği ekonomik, toplumsal ve siyasal yıkım- ları yaşıyor. Görünürde döviz sıkıntısı çekilmemekle birlikte dış açığın giderek büyüdüğü görülüyor. Kaldı kı. ekono- miyi yönetenler yılbaşından bu yana dış ekonomik ilişkilerin sayısal verılerini açıklamıyor. Bu olgu. heryö- nüyle "dolarlaşmış" bulunan ekonomiyi daha çok "bi- linmezliklerin" ıçıne atıyor. Bu ortamda hükümet edenler. geçen hafta birbirle- riyle "Hazine'yiyağmalama" kavgası verıyordu. • • • Sıyasete gelince, orada bir "oyuncaklaşma" süre- ci yaşanıyor. Meclis'ın çalışmasından hükümet ortak- lıklarmın oluşumuna dek her siyasal konu artık "şeri- atçı part/"ye göre bıçımlenıyor. Öbür partiler de söy- lem ve davranışlarını bu partiyi gözeterek oluşturuyor. Siyaset, gerçekte. şeriatçı partinin "oyunca^/"yapıl- mış bulunuyor. Onde gelen sermaye çevreleri, şeriatçı partiyi ken- dileri için "nasıl evcilteştıreceklerini" tartışıyor; kimi "önemli" sıyasetçıler de bu partinin işbaşına gelme- sine toplumun hazır olmadığı "kaygısını" taşıdıkları- nı, bunun "zamanının" gelmediğı "kanısında" olduk- lannı vurguluyor. Ve böylelikle de "siyaset yaptığını" sanıyor. Bu olgular tüm toplum yapısına yansıyor. Kamu yö- netimi mekanizması işlemiyor. Sorun yalnı'z "kararsız- lık" ya da "geleceğı kestirememenin" çıldırtıcı yıkımı değil. siyasetin üst noktalannın oyuncaklaştığını göz- lemenin yarattığı bunalımdır. • • • Oyuncaklar. belki insanlık kadar eskidir. Arkeolojik kazılardadeğişik uygarlıkların oyuncaklan bulunuyor; en çok karşılaşılan da "taşbebek" oyuncaklamntş. Yal- nız bunların "tarihsel gelişmesı" ile uygarlığın ilerle- mesi arasında belli bir koşutluk varmış; önce "kolları ve bacakları oynayan" taşbebekler yapılmış; bunu, başı oynayan bebeklerın yapımı ızlemış. Günümüzde oyuncakların iki özelliğinin bulunması ayrıca ıstenıyor. Bunlardan birincisi, oyuncak parça- cıklarının değişik biçimler alabilmesi. birçok oyunca- ğa dönüşmesidir. Kısaca "esnekliktir". Aranan ikinci özellik ise "uzaktan kumanda" edilmeleridir. Uzaktan kumandalı oyuncakların yaygınlaşması, günümüzün üretim teknolojisinin gelişmişlik düzeyini de yansıtıyor. • • • Biçim değiştirme esneklikleri ve uzaktan kumanda- lı özellikleriyle Türkiye'nın sıyasetçilerinin çok büyük bölümü, yıllardır toplumun istem ve özlemlerini oyun- cak yerine koydular, sorunlara çözüm bulmadılar. Gelinen nokta ise çok ilginç. yıllardır toplumu oyun- cak yerine koyanlar sonuçta "kendılen oyuncaklaş- tı", Üstelik geçmişte yalnızca IMF ve Dünya Bankası vardı, son yıllarda bunlara yabancı "ekonomiyi değer- lendirme kuruluşları" eklenmişti; bunların tamamı "Batı'dandı"; şimdilerde bir de "Doğu'dan" şeriatçı parti eklendi. Oyuncak gürültüsü nedeniyle çıldırmanın bir yara- rı yok. Oyuncaklardan, "eğlenmenin dışında ne bek- lenir" de demeyın. Oyuncakların asıl işlevi "öğretici- lıktir". Ve önemli olan, bu siyasal "oyuncak dükkânı "nı baştan sona yeniden düzenlemektir. Toplum olarak "oyuncak olmamanın" bir başka yo- lu bulunmuyor. İTO Başkanı Mehmet Yıldırım dünyası siste araba kullanıyor' (1) Burada senin hıkâyen anlatılıyor. Ekonomi Senisi- İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldınm vılın ilk avına aıt dış ticaret istatistıklerinin halen öğrenilemenıesi yüzünden hem kamu sektörünün hem de özel sektörün önünü göremediğini söyledi. Yıldınm. "felafısi mümkün olmayacak sürprizlerle karşılaşmamak için istatistiklerin bir an önce hazırlanıp açıklanması gerekir" dedi. Dış ticaret rakamlarını bile hazırla\ama\anlardan ciddi sorunlara çözüm getirmelerinin beklenmesini aşırı iv imserlik olarak nitelendiren İTO Başkanı Mehmet Yıldınm" Havati önem tas.iv an dış ticaret verilerinin, gümrüklerdeki voni vapılanmadan kaynaklanan sorunlar nedeniyle henüz ha/ırlanamadığı duvunılan ahnmaktadır. Eğer. bu doğruvsa ülke bürokra&tsi siyasi istikrarsızlığa rağmen görev ini yapmaktadır' diyenlerin yanıldığı ortadadır"dedi. ^'ıldı^m şövle de\am etti: "Bugün hiç kimsc önünü görememektedir. Hem de\let hem özel sektör şaşkın durumdadır. Adeta siste araba kullanıyoruz. Döviz kuru ne olacak; ihracatı arttıncı. ithalatı daraltıcı önlem gerekiyor mu: kritik sektörlerde durum nedir. ne \apmak gerekir kimse bilmiyor. \eriler olmadan ekonominin gidişi hakkında votuıtı vapınak sağlıklı olmavacaktu. Kapının eşiğinde bekleyen >edi şiddetindeki depremin etkisi sanıldığından daha ağır olacaktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle