Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Neden bana/v
• Bu İstanbul nasıl bir şehirdir ki?
Sen aşiret kavgasından kaç gel,
otuz dört yaşında çocuğunu bu
günah bilmez kentin toprağına ver.
Üstelik cesedini bile görmeye
dayanmasın yüreğin.
Mehmet anlattı, Rıdvan'ımın
gavur
diyorlari
9
•f ^ eyaz örtiisü bır
m J gözlerını gizle-
M-^^ mıyor. Saçları.
m M burnu. ağzı. ku-
* -~ laklan. erkekle-
nn dünyasına küs. Günah
sessız kılıvor onu. utandırı-
yor. Gözlerı ıse ellı beş yıl-
lık se\ inçlerini iki yıllık ke-
derle örtüvor Oğlunu kav-
betmenin. aramalann. onu
öldürülmüş bulnıanın kede-
n bu Rıdvan'ı yok artık
Büvükoğlu Mehmet an-
latıyor:
"Sicimle boğmuşlar.
Ayaklarından. ellerinden
bağlandığı bellndi. \ ücu-
dunda yanık i/leri vardı.
Na\ lon eritmişler göğsiin-
de. sigara söndürmüşler.
Dişlerinden ikisini kırmış-
lar. Ha\asından a>ak par-
mağına kadar eere\an
vermişler. Elbiselerini ala-
madık. bir a\akkabısı. bir
kemeri bile verilmedi bi-
ze."
Sessızce ağlıyor Asi>e
Karakoç, Mehmet'ı dınler-
ken Rıdvan'ıngörmediğia-
maanlatılanlardanbellcğine
sılinmemecesine kazınmış
görüntüsüne ağlıyor... O
böylesine acı çekerken. ku-
lağına çalınan "Pis Kiirt-
ler, gâ\ urlar" demclere ağ-
lıvor. Askeruğıırlamalan bır
yana, Fenerbahçe-Vanspor
maçından sonra bile kapisi-
nın önünde "Kahrolsun
PKK" sloganlan atılmasına
ağlıyor. "Biz gâvur muyuz
" diye soruvor "Ya terör? O
hiç değmedi ki benim ço-
cuklarıma..."
Annesı Zümreta'yı
anımsıyor. On ikı oğlunun
ölümüyle canı çekılen Züm-
reta'yı. Acılardabulasıcıol-
malı. Zümreta'nın gözvaş-
lan Asiye'yı izliyor...
Zümretanın
gözyaşları...
Dedeşıh köyünün adı
Atabındı diye değiştınlme-
mişti daha Zümreta on dör-
düncü çocuğu Asıye'vı do-
ğurduğunda Onca çocu-
ğundan bir kızla ikı oğlanın
sağ kalmasından olacak
kavgılıydı Zümreta. Dığer-
leri bazen bır gün. bazen de
bir hafta ıçınde erıvıp git-
mıştı gözlerının önünde.
Asiye'den uzak durdu
hastalıklar. yaşadı. Adından
da belli. ağaydı Dayıhan.
Köyün neredevse üçte ikısi
onundu. Bolluk içinde >aşa-
dı Asiye. Yedısınde köyde-
ki okula vazıldı Kövün
imamı Abdurrahman Ka-
rakoç"tan da kuran dersı alı-
>ordu. Bırıncı sinıfı bıtir-
mişti ki. imam. oğlu Musta-
fa için görücü durdu Dayı-
han'ın kapısına. Söz kesildı.
Abdurrahman Karakoç
ansızın ölünce kansı. bir kı-
z\ on bir yaşındaki Musta-
fa">la baş başa kaldı. Töre
gereğivdı. oğlan bır an önce
evlendırilmeli. e\ın sorum-
luluğunu üstlenmeliydi. Da-
yıhan ikı vıl \ennedi Ası-
yeyı. biraz daha büvüme-
liydı. Yıne töredendı. söz
kesildı mı kızla oğlan evle-
nene kadar birbırinı göre-
mezdı Oysa birlikte büyü-
müşlerdi. Bir gün göresi gel-
di Mustafa'nın Asiye'yı.
Sözleştıler Kan ter içinde
geldı ıkısı de buluşma ven-
ne. Korktular \e tek söz et-
meden kaçtılar geldıkleri
yöne. Asiye on üçunü yenı
bitirmiştı kı evlendıler.
E\in bütün işını üstlendı
Asiye. Onunla da yetınme-
di, ot biçtı. kovun. keçı.
manda besledi. Mustafa da
babasının yerine köyün
imamlığına soyundu. Arap-
çanın vanısıra Farsça da bı-
liyordu Kadınlara. çocukla-
ra din dersı verdı. Arazilen
yoktu ama köy lüler bır tarla
vermişlerdı ımamlarına, bir-
kaç da hayvan. Zekâtlar da
ınıanıındı.
Önce Mehmet'ı doğurdu
• Asiye On dördündeydı he-
CUMARTEŞİ
ANNELEAİ
BERAT
GÜNÇIKAN
FOTOĞRAFLAR: E Rs£JtD E
nüz. Sancılan başladığından
doğuma kadar beş kez ba-
> ıldı. Ikinci oğlu Ahmet ikı.
uçüticüsü Alı üç ay yaşadı.
Rıdvan'ı doğurduğunda
"Ya öliirse" dive korktu. A-
ma ölüme karşı durdu Rıd-
\an, vaşadı Onu Hüseyın,
Hasan \ e Abdurrahman ız-
ledı. Hasan'a hamıleydı As-
ıye. Zümreta hastalandı.
Olumünden bir gün öncey-
dı. susadı. Dayıhan da başı-
nın ueundaydı O güne ka-
dar kocasının yanında ne su
ıçmistı. ne de ça\. Ası\e su-
>ugetırdı. Utandı Zümreta.
Baktı ki odadan çıkmıyor
Dayıhan. bardagı eteklerı-
nın arasına gızleyıp içti su-
yunu.
Asiye de Vlustafa'ya UN-
guladı töreyı. Kayınvalide-
sinin yanında ne çocuklan-
na isımlenyle seslendi. ne
de koeasına. Ogullan da ev-
lendiklerınde onuıı şanında
esleri\le konusmayacaklar-
dı. Çoeuklarını sesmeye-
ceklerdı. ateşe değse elîerı
susacaklardı.
Mustafa Karakoç asker-
den döndüğunde köydekı
ka\ganın ıçınde buldu ken-
dıni. Asıve'nın abılen kö-
> ün dığer zenginlern le ara-
zı kavgasına tutuşmuştu.
Bıryılakalmadı. Asıve'nın
abısının. oğlunun. dığer abı-
sınınve amcasınınoğlunun
volu köyün gınşinde kesildi.
Sılahlar sustuğunda dördü
de ölmüştü. Zümreta'yı da
vıkan bu\du ışte. Mustafa
oğullarını düşundü. Köyde
kalsalar. taraf olacaklardı
Çocukları dayılarının kanı-
nın bedelini isteyecektı öl-
dürenlerden. Asi>e'ye "Gi-
deliıtı" dedı "Başıınu dinç
olur, çocukları da okutu-
ruz. Arazimiz >ok, iş de.
Çocuklar böyle büyiitül-
mez."
Köyden çıktıktan
sonra...
Uçer yı I Tutak \e Pat-
nos'ta kaldıktan sonra İstan-
bul'a geldiklerinde yıl
1976'ydı. Cç-dört vıl kirada
oturduktan sonra. Gazi Ma-
hallesf nin alt tarafında bir
arsa alıp üzenne bir de ev
yaptılar. Hasan'laHüseyin'i
ımam hatip lısesine gönder-
dı Mustafa Karakoç Kendi-
si de Sultanahmet ve Beya-
zıt camılerinde murakıp ola-
rak çalışmava başladı. Os-
manlı Arşıvı'nın açılışında
Arapça, Farsça \e Kürtçe
bılgısıvle gore\ aldı.
Tam kente \e e\lerine
alışmısjardı kı. istimlak ka-
rarı geçtı ellenne. Evlennin
üzerinden otovol geçecektı.
Karadenız mahallesınde bır
arsa alıp. yenı e\ lennı bu ar-
sanın üzerıne kurdular.
Yoksulluk. çocuklan
okutma düşünü alıp götür-
dü Ası\e'nın. Mehmet'le
Rıdvan otomobıl tamırcısi
oldu. Abdurrahman otomo-
bil elektnkçisi. Hasan ka-
portacı. Hüseyın de elektrik-
çi. Safiye ıse hıç gönderil-
medi okula.
İstanbul'a geldıklerınde
yanaklan al aldı çoçuklan-
nın Sonraları zayıflayacak-
lardı. kentin ölü yüzü renk-
lennı aiıp götürecektı. Kent.
bununla da yetınmemış.
Mustafa Karakoç'un başına
kanser belasını sarmıştı.
Ilerlemıştı hastalık. vapıla-
Sessizce ağlıyor
Asiye Karakoç.
Rıdvan'ın
görmediği ama
anlatılanlardan
belleğine
silinmemecesine
kazınmış
görüntüsüne
ağlıyor:
"Sicimle boğmuşlar.
Vücudunda yanık
izleri vardı.
Naylon eritmişler
göğsünde, sigara
söndürmüşler.
Hayasından ayak
parmağına kadar
cereyan vermişler..."
vücudunda naylon
yakmışlar,
hayasına elektrikj
vermişler.
Hey gidi
Asiye Karakoç,
sen bunları da mı
görecektin?
POLİTİKA VE ÖTESİ
Ölüye methiye düzmek değil...
Kocasını zamansız
yıtirmıştı. Rıdvan'ını ise
habersiz. Aşiret
kavgasından kaçarken
başka bir kavganın içinde
bulmuştu kendisini.
Yenik düşen o olmuştu
Otuz dördünde, daha
umutlannı. se\ inçlerini
sağmamışken Rıdvanı
elinden almışlardı.
O Rıdvan kı. en savgılisı.
en cömertı. en eana
yakınıydı oğullarının.
De kı şurada bir yoksul var.
üzerındeki ceketı çıkarıp verırdı.
Ölüve methiye düzmek deöildı bu.
tam da Rıdvan'ın
anlatımıydı. Birgünolsun
kırdı mı annesini, yüreği
dağlanırdı.
Haksız olan annesı de
olsa. kendini suçlardı
Ama hem Asiye. hem de
kızları ve gelınlen
istanbııl'da pıknığe
gıttilerse. denızi
gördülerse bu Rıdvan'ın
savesındeydi. Mehmet
bazen kızar.
kızkardeslenni döverdi de abisinin
kaı>ısında boynunu bükerdı Rıdvan.
cak birşey yoktu artık.
"Keşke" diyecekti Asiye
sonraları "İki göziim kör
olsavdı da Mustafa >aşa-
saydı."
Rıdvan nasıl
kayboldu?
Kocasının yokluğuna alı-
şamadı Asiye. Bu acıv la bir-
likte vaşamavı öğrenmıştı
ki. Rıdvan ortadan kaybol-
du En son Gaziosmanpa-
şada bırisiyle randevulaştı-
ğını.randevuyagelenın po-
lislen görünce kaçtığını ha-
ber almışlardı. Tarih 28 Ey-
lül 1995'tı amabutanhinbir
de oncesi vardı.
Bırgeceyansı kapılan ça-
lındı. "Kim o" dive sordu
Mehmet, polıstı. evı arava-
caklardı. Biraz uvku mah-
murluğundan biraz da tedır-
gınlıkten arama ıznını sor-
madı Mehmet Kadınlann
gıvınebilmesı ıçin izın iste-
mek ıçın kapıva çıktığında
ev ın siv ıl v e çelık yeleklı po-
lislerle sarıldığını gördü.
Aradıklan Rıdvandı
"Neden" diye sordu
Mehmet. Bir sıvil polis. ka-
pı aralığından bırını göste-
rip. tanıyıp tanınıadığını
sordu. Tanıvordu. kardeşle-
rının askerlik arkadası. ara
sıra evlerinde kalan Ra-
mı'vdi. Gözaltına alınnııs.tı
Ramı Sorgulamada PKK'lı
olduğunu. Karakoçlar'ın
ev ınde vatıp kalktığını. evde
bırdürbün. suıkast sılahı. te-
tiğı kırıkon dörtlü tabanca.
dokümanlar ve gerıllalara
ait velekler bulunduğunu
söylemişti. Aramada ne sı-
lahlar ne dürbün ne de dokü-
man bulundu. Gardıroptakı
veleklerı gösterıp "Bunlar
gerillaların" dedı bır pohs.
Karşı çıktı Mehmet. Kon-
feksıyoncu birarkadasindan
hem kendısıne hem de kar-
deşlerine bırer tane almıştı
İsterlerse dükkânı da. o dük-
kândakı diğer yeleklerı de
gösterebılırdı Dınlemedi-
ler \eleklerHasan"mgardı-
robundan çıkmıştı.
"PKK"\a vatakhk >apı-
>orsunuz" dıve onu alıp gö-
türdüler.
Daha polıslerevdeydı. so-
kağın başına geldı Rıdvan.
Evlerıne yöneltilen silahla-
rı görünce ürktü. Geri dön-
dü. Ertesı sabah ev ı telefon-
la arav ıp neler olduğunu sor-
du. Âsı>e anlattı olanları.
Hasan ıse on bır gün Gayret-
tepe'de kaldıktan sonra sav -
cılığa çıkarıldı \e sahveril-
dı. Bır hafta sonraydı, şımdi
bir karate salonu işleten Ab-
durrahman'ın önünü kesti
bırilen. Gecevdı. karanlık-
tan gelen "Burava gel" se-
sı korkurtu Abdurrahman'ı.
Kaçmaya başladı. arkasın-
dan altı el ateş ettiler.
Ölüm düstü
aklına...
Rıdvan eve gelmiyordu
artık. Haftada iki üç kez te-
lefon ediyor. ıyi olduğunu
söylüyor. annesinden. kar-
deşlerinden lıaber alıyordu.
Kezlerce sordu Asıye "Ne-
redesin" dıve. söylemedı
Aylarca sadece sesini duva-
bildi oğlunun. Sonra arama-
lan kesildi Rıdvan'ın. Asi-
ye'nin aklına ölüm düştü.
Aramava başladılar. Ümra-
niye'den Gavrettepe'ye.
Kartal'dan İkıtellı'vesorma-
dık yer bırakmadılar Bütün
ilçelennemnıvetamırlerine.
kaymakamlanna dilekçeler
vazdılar. Yoktu.
Gün geçtıkçe Rıdvan'ın
öldüğüne daha bır inanır ol-
du Asıve Ya^asaydı. ikı eli
kandaolsaarardı Aramadı-
ğına göre Mehmet ve dı-
ğer kardeşleri ısevazgeçme-
diler aramaktan. Hasan O-
cak'ın cesedinin bulunduğu
Beykoz'da köylülerin "Ha-
san'dan iki gün önce bura-
da bir ceset daha bulun-
muştu" demelennın üzenn-
den bırkaç gün geçmıştı kı
Cumhurıvet Savcılığı'ndan
haber geldı. "Rıd\an'ın ce-
sedi Adli Tıp'ta."
O aksam Adlı Tıp'a gıttı
Mehmet. Görev liye valvar-
dı. vakardı morga girdi. Par-
çalanmış. morarmanın bile
gideremediği işkence izle-
nv le bezelı yaklaşık kırk ce-
sede bakti Rıdvan yoktu
aralarında. Ertesi gün Rıd-
van'ın kımsesizler mezarlı-
ğında olduğunu öğrendiler.
Yırmi altı gün morgta bek-
letılmiş. sonra da gömül-
müştü. Oysa başvurdukları
her yere. dilekçevle birlikte
adreslerinı. telefon numara-
larını da bırakmışlardı. Ce-
sedın bulunduğu haberi ne-
dense Karadeniz Mahalle-
si'ndeki adreslerine değil.
AğrTyabildirilmıştı.
Savcılığa başvurdular.
Rıdvan'ın hangı mezarda
olduğunu öğrenmelerı bir
haftalarını aldı. Bedeninde-
ki izler. Adlı Tıp kayıtlarına
dageçmişti. Rıdvan. mezar-
dan çıkanlarak üç hazıranda
Gazi Mahallesi mezarlığına
Asiye, Rıdvan,
gelinleri, torunları
bir piknikte.
Rıdvan öldü öleli,
ne deniz kenarına
gidebiliyorlar ne
de pikniğe. Ailenin
diğer erkekleri
evlerine
hapsediyordu
kadınları, "Ne
işleri vardı
gezmekte?"
Rıdvan ise hem
hayatı taşıyordu
onlara hem de
dayaktan
koruyordu.
gömüldü. Asiye uluorta ya-
şamadı acısını. Gözyaşları-
nı içine akıttı Bu kez diğer
çocuklan için duyduğu kor-
kular başladı. Akşam bütün
çocuklan evde toplanana
kadar rahatlamadı >üreğı.
Mehmet'ın dükkânı evden
v üz metre ılerdeydı. Her gün
kezlerce bakıyordu camdan.
Mehmet orada mıydı?
Bırde Maria'yla Lili've
anlatmak vardı Rıdvan'ın
olümünü. Marıa. Avustur-
va'da tanıştığı Gazıosman-
paşa'danıkâhlandığı. Macar
asılh kansıvdı Rıdvanın.
Bır >akınlarının aracılı-
ğıyla gitmiijti Rıdvan Avus-
turya">a. İş bulacak. çalışa-
cak. biraz para binktirip dö-
necekti Bir vıl geçmeden
Maria'yla geldi tstanbul'a
"Evleneceğiz" dedı ailesi-
ne. Karşı çıkmadılar. 1985
vılınınvazındakıvılmıştını-
kâhları. bır yıl sonra sınırdı-
şı edıldı Rıdvan. Geçıneme-
mışlerdı Maria'yla. Kültür-
leri uvuşmamıştı. İçkisinden
yakınıyordu Maria'nın bir
de henüz bır vaşındaki kız-
ları Lili'yi dövmesinden.
Bu da vermemış henüz orur-
ma ıznıni de alamayan Rıd-
v an. bir arkadaşının "Kaçak
işçi" ıhbanyla sınır dişı edil-
mişti.
Avusturva'ya girışı ya-
saktı ama o kızını yanına al-
mak. beceremezse hiç ol-
mazsa bir kez daha görmek
ıstıyordu. Çok uğraştı. Kapı-
kule'den döndürüldü kimi
kere. kımi kere de İtalva sı-
nırından Bır keresınde de
Romanva'ya kadar gidebil-
dı ^rada sırada da olsa. Li-
lı'den aldığı mektuplar içini
rahatlatıyordu Rıdvan'ın.
Polıslenn geldiğı gece de
Lılı'nın mektubu masanın
üzerındevdi. Bir gün önce
gelmiştı. Rıdvan mektubu
görmüş ama töreler uvann-
ca Asiye'nın vanında elıni
sürememiştı. Sabah da ev-
den çıkarken a>nı utançla
öylece bırakmıştı masanın
üzennde Asiye günler son-
ra açmıştı mektubu. içinde
bir de fotoğrafı vardı Li-
lı'nin.... Asiye'nin vanında
bır kez bile almamıştı Ma-
na'nın adını ağzına.
Acılarını tarif edemiyor
Asive. sev inçlerini de. Kor-
kulan ıse daha bır tarifsiz.
Bilıvorkı. bu şehıronadüş-
man. Çocuklarına. umutlan-
na duşman Günah tanımaz
bır sehir İstanbul. Şımdı.
ekmeğınin tadı bile bir baş-
ka kentıni. Ağn'yı özlüyor
da gıdemıvor...
Yarın: Fatma
Morsümbül'ün
isyanı
MEHMED KEMAL
Yazardan Kalan
Günceler...
Gazetede kalabalıkça oturyorduk. Ahmet Nesin
çaktırmadan bir kitap uzattı. Baktım gözucuyla. "Az-
iz Nesin 'in Güncesi"yd\. Aziz Nesin günce tutar mıy-
dı? Demek zaman zaman tutarmış. Merak ettim. ki-
tabı karıştırmaya başladım. ilk satır: 951 Cezaevi. Bır
de not düşmüş: 1950'de Azız Nesin, Fransızca bıl-
memesine karşın, Fransızca bıryazı çevırmek savıy-
la mahkemeye verilmiş ve 16 ay hapse ve 16 ay da
güvenlik gözetimi altında tutulmaya mahkûm edil-
mıştir.
Bu olayı biliyorduk, daha neler var... Karıştırmaya
başladım.
Bır anı:
Cahit Sıtkı'yla Babıâli Yokuşu'ndan inerken bırden
karşımıza bir hamal çıktı. Sırtında boş bir tabut var-
dı. Cahit Sıtkı onu görünce bembeyaz oldu. yüzü fa-
yans gıbi beyazlandı.
Ne rastlantı: Cahit Sıtkı'ya ölüm şaıri derler. Çok da
ölüm şiiri yazmıştır:
Öldük olümden bir şeyler umarak
•
Kemal Tahir'den söz eden bir anı:
1958 yılının ılk aylarında bir gün Kemal Tahir'le bir-
likte otomobille Izmıt'e gidiyorlarmış. Yol yeni yapıl-
mış, çok güzelrnış.
- Ne düşünüyorum bilıyor musun, demiş, bir gün
gelecek buraya beton dökecekler.
- Ben de öyle düşünüyorum.
- Biz o zaman belki ölmüş olacağız. Onu da dü-
şündüm.
Kemal Tahır,
- Ne tuhaf, ben de o zaman kendi otomobilimiz ola- i
cak, otomobilimizle gideceğiz... J
• '
Daktilom iki gün önce bozuldu, oyunun gerısıni el-
le yazdım. Elim hasta çok zorluyorum. Yeni bir dak-
tilo almam gerekiyor. )
•
Yataktaydık. Gece lambası yanıyordu. Bir gece ön-
ceden yarıda kalmış kitabı okumaya başladım. O ba-
na sarılmıştı. O gece restoranda içmiş, sonra bir ar-
kadaşımızın evine gıtmıştik. j
- Sarhoş musun, diye sordum. ,
- Hayır, dedı, ama biraz daha içsem sarhoş olacak- '
tım. i
Kitabı okuyorum. ]
- Kitap mı okuyacaksın? dedi. j
- Evet... dedım. " '
- Öyleyse ben uyuyayım.. dedi. i
Bana arkasını döndü. j
Sarıldım. Baktım. Çıplak, tüm. |
•
Kuşu seviyorum, kediyi sevıyorum, köpeği seviyo-
rum, her şeyi seviyorum; insanları da sevmek istıyo-
rum. En çok sevmek ıstediğım insanlar.
•
Benim niyetim gazetecilikten, köşe yazarlığından
kurtulmaktır. Köşe yazarlığı verımsiz bir alan. Yazı 24
saatte sönüp gıdıyor. Ben köşe yazarlığından yılda 42
bin lirayı, yılda iRî üÇ"?oman yazarak kazanmak isti-
yorum.
• ı
Beni çok kolay yazıyor sanırlar. Oysa çok çok güç'
yazarım; boyuna yazar bozarım. bozaryazarım. Ama
asıl yazmaya çalışmam, yazmaya başlamadan önce
olur. Yazacağım konuyu çok, pek çok düşünür kura-
rım. Daha önce notlar alınm. Bu notlar gittikçe geli-
şir, artar, değişir, yeni biçımler alır.
•
Aziz Nesin'in günce tuttuğunu bilmiyorduk. Tutsa
dergılerde, gazetelerde ucu görünürdü. Ölümünden
sonra yaytmlanmasınt istedıği yazılar arasında gün-
ce yoktu. Bir de ölümünden sonra yakılmasını iste-
diği yazılar vardı, onlar da yakılmıştır. Belki de günü
gelince yakılacaktır.
Aziz yazarın kalan yazılan aziz olsun, yayımlana-
cakları sabırla bekleyelim.
BULMACA SEDAT YAŞAYAS
SOLDA.N SAĞA:
1/Llkemızde
Muğla ılınde vetı-
şen \e "günlük'*
de denılen bır
ağaç... Üstü kapalı 3
olarak anlatma. 2/
Tümör...Bırtarafa
>önelme. dönme.
3/ Ipten düğümlü
saçaklarla oluştu-
rulan bır el sanatı.
4/ Motorlu taşıtla-
nn elektrığinı sağ- 8
lavan aygıt. . Bu- g
run ıltıhabı. 5/ As-
ker. ordu 61 Bır tür otomo-
bıl varısı... Eskı Türklerde
at, köpek. keçı gıbı evcıl
hayvanlann mumvalarına
\enlen ad. 7/ Tanrıtanı- 3
maz...Çmkonunsimgesı... 4
Boru sesı. 8/ Kadın hapıs- c
hanesı.9/Güldürütüründe
kısa oyun. . Bır sına\ şek-
li.
YUIC\R1DAN AŞAĞIYA:
1/ Endonezva'nın ıkıncı
büyük adası. 2/ Asya'da bır
ülke... Çabuk davranan, çevık. 3/ Bazı mantarlann meyda-
na getırdığı bır bağ hastahğı.4/ K.avnağı mıtolojık çağlara
davanan kınşlı bır çalgı... Yabancı... Yıyecek bulamayan.
yoksul kımse 5/ Tanhsel koşullar ne olursa olsun dev letin
ortadan kaldırılmasını ksvunan öğretı. 6/ Boğaz. gırtlak...
ICesmtılerden sonra kalan mıktar. 7/ Pıston... Bır bağlaç. 8/
Su... Gözdeki ıns tabakasının ıltıhabı. 9/ Doğanın neden ol-
duğu vıkım... Atasözlerıne davanan dıdaktık Çın şııri.
İLAN
T.C.
KÖRFEZ ASLİYE HUKUK (İŞ)
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1994 1129
Davacı S.S. Kurumu vekilı Av. Irfan Erdem tarafın-
dan davalılar Veysel Doğan ve vs. aleyhine açılan ku-
rum zarannın giderilmesi davasının mahkememizde
yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı
uyannca.
Şemsettin Günaltay Cad. No: 30 8 Bostancı-İstan-
bul adresinde ikamet eden dav alı Veysel Doğan'ın tüm
aramalara rağmen bulunamadığından adı geçenin
4.7.1996 günü saat 10.00'da mahkememizde >apıla-
cak olan duruşmaya bizzat gelınesi veya kendisini bir
vekılle temsil ettirmesi. aksi takdırde yargılamanın gı-
yabında yapılacağı hususunun tebligatı yenne kaim ol-
mak üzere ilan olunur. 17.5.1996
Basın: 89537