Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Küreselleşme ve Ulus-Devlet
Prof. Dr. ERDOGAN SORAL
• • ncekı yazımızda |21
0
1996) Fransız toplumunun
geleceğıne ku^kuy la baktı-
ğını \e unıutsuzluğunun gı-
derek arttığını belırtmı^tık
Dun>abasını bukaramsar-
lığınsaltFransa >aozguolmadığını. \\-
rupa'dan \tlantık otesı ulkelere kadar
uzandığınıyansıtıyor Bunlann arasında
kapıtalıstdun\anınıkıgelışmi!)4İe\ ulke-
M ABDve Japonvadavardır Sorun. ku-
reselleşnie denılen olgudan kaynaklan-
mı^tır Kure^elle^menın ardında parasal
liberalizm\atmaktadır Parasalcılık. dün-
ya kapitalizminin yenıden yapılanması
i(,ın kullanılan bır araçtır Sermaye bın-
kıminın ulus-dev let sınırlarını a^arak
uluslararası alanda dola^maya başlama-
sı çagımızda erışılemez uzaklıkların
a^ılmaMyla gerçekleynüjtır Bunlar ıletı-
şım, bılışım \e fınans alanından sağlanan
başdondurucu gelışmelerdır
Yenıden yapılanma bır anlamda \ar
olan uretım mallan Ntokunun bu\ume-
sı>le kapıtalist tırmanın olçek ve kımlık
değı^tırmesını hedeflenıektedır Bunun
ıçin fırmalararaM e\lenmelenn (Joınt-
venture) geı\ekle:>rnesı. bu bırle^meden
kuresel tırmalartopluluğunun varatılma-
sı gerekmı^tır Amae rekabete yenı bo-
jutlarkazandmnak \ ığınsal uretımege-
çerek buyuvendumapazarınaucuz nı-
telıklı mal \e hızmet sunmaktır Daha
çok kazaıınıaktır Ozetle kapıtalızmın
toplumvıl veckonomıkorgutlenmebıçı-
mını değıştırerck insan aklının erı^tığı
duzeve koijiıt yenı bır kı\am noktasına
(optımum) ulaşmaktır Dunyaekonomı-
sindekı kararlı dengelen bozmadan boy-
le bır noktaya \armak acaba mumkun
nıııdur' Sannmoruz Çunku kapitalist
üretinıin oıtak paydasmda çıkar bırlı-
ğınde bulu^an faktor saluplerının (ışçı.
sermayedar doğal Lıvnak sahıbı. gın-
%ımcı) yollan kapitalist boluşumde ay rıl-
makta. çıkar bırlığı çıkarçelı^kısınedo-
nuşmektedır Küreselleşme bu çelışkıvı
buyuten bır yorungede gelı^mektedır
Çunku kuresel fırma çelı^km ku(,ulten.
bıtmeyen kavgayı barı^a donuşturen
ulus-devletı artık yanında değıl karşı-
sında gormektedır Dun kendı elı>le ek-
tığını bugun bıçmektedır Yaklaşık ıkı
yuz yılda kurulan dengeler ulus-devletı
yadsıyan küreselleşme} le bozulmakta
toplumsal banşın yennı teror ka\ga \e
kargaşa almaktadır Bu olgu. gıderek yo-
resel olmaktan çıkmış gunumuzde ev-
rensel bır boyut kazanmıştır Bunu gor-
mek ıçın dunyabaMiıındaçıkan bazı ya-
zılara göz atmak yeterhdır Orneğın un-
lu 'Newsweek\ kuresel tırmayı \e onun
patronlannı ağır bır dılle ele^tırmekte-
dır Kuresel Fınmanın patronlannı çok bu-
yuk paralar kazanan \e bınlerce ıs.çı>ı
kapınınonunekoyan'sanayikatilleri' sı-
radan adamlar olarak nıtelemektedır Iş
çevrelennın Incılı sa\ılan ve ultra-hbera-
lızmın onde gıden tutkunu olarak tanınan
">\aU Street Jounval" da gelışmelerden
endı^e duvduğunu saklamıyor (*)
Dunyanınheryanında. Ingıltere'de Ja-
ponya ve Almanya"da olduğu gıbı Fran-
sa'da da ıktısatçı Gerard Lafa> ulus-de\ -
letlede\ fırmaarasında gıderek buyu>en
bır ayrılığın oluşumundan soz etmekte.
bu olgunun temelınde kureselleişmış bır
ekonomıde ıktıdann 'siyasetle ekonomi
arasında pavlaşılması" sorununun yattı-
ğını belırtmektedır (**)
tktıdar kavgası artık ışçı sınıtıyla pat-
ronlar arasında sinırlı bır alanda surdu-
rulen kavga olmaktan çıkmış ve verını
toplumun çahşan tum katmanlannı kav-
ra>an emekçıler ve kuçuk ışletmelerle
kuresel fırma arasındakı kav gaya bırak-
mıştır Gelışmış kapitalist ulkelerde mer-
kez sağ partılenn ulus-dev lete sahıp çık-
malan ve onun çokuş nedenlerını sorgu-
lamayabaşlamalanbundandır 1980'den
ben >elkenlennı parasal hberahzmın ruz-
gânyladolduran ulus-devletı kuçultme-
\e guçsuzleştırme^e yonelen ve kural-
sıziığı(desregulatıon) ekonomık gelışme-
nın ıtıcı gucu olarak goren sıyasal partı-
lerın bugun geldıklen noktada bır çelış-
kının varlığı gozlenır Nedır bu çelışkı'
Daha dune kadar lıberal ekonomının sa-
vunucusu olan bu partılenn gozunde tır-
ma tum zengınlıklenn>aratıcısı. ekono-
mık ve toplumsal gelışmenın motorudur
En geniş ozgurluk koşullarında kendısi-
ne adanan sermayeyı en ust duzeyde ne-
malandıran vetoplumagonencın kapıla-
rını açan bu firmadır Ne olmuşturda bu
fırma gunumuzde çoğu gelışmış ulkele-
rın merkez sağ partılen tarafından yuk-
sekseslesorgulanmavabaşlanmıştır7
Ne
olduğu açık bupartıler geçdeolsaotıır-
dukları dalı kestıklerının ayırdına vardı-
lar
Bugune kadar tanımadıklan kımlıkte
bır bunalımın karşısında tum silahlann-
dan arınmış olduklarını anladılar
ABD'develngıltere'dekıtleselyokî.ullu-
ğu ve orta sınıfın korku ve endışe dolu
umutsuzluğunu gozledıler Kıta Avrupa-
sı'ndayığınlann yoğun ışsızhğını ızledı-
ler Ayakları altındakı toprağın kaydığı-
nı hıssettıler Nevdı bu kayan toprak'
Temsılı demokrasıye, parlamenter rejı-
me karşı sarsılan ınançtı Yasama, yargı
ve >urutme erklenne >ıtınlen guvendı
Parlamentoy u kuresel firmanın yanından
alıp umutsuz halk kıtlelennın >anına çek-
mek gerekıyordu Bunun yolu ulus-dev -
let kavramı uzennde yenıden bırlığı sağ-
lamaktangecıyordu Busavaşımkaçıntl-
mazdı Ulus-dev letle kuresel fırma ara-
sındakı savaşım bugun değılse \ann mut-
laka gerçekleşecektı Ne yapılabılırdı1
Ilk akla gelen ulus-dev letle kuresel fır-
ma arasında bozulan guç dengesının ye-
nıden kurulması>dı Bu denge nasıl sağ-
lanacaktı7
Gun geçmıvor kı bu konuda
farklı goruşlerortavaatılmasın Ornegın.
lngılız tşçı Partisı lıden Ton> Blair şırket-
lerde 'hissedariartuzelkişiliğindcn'.'par-
tönerlertuzelkişiliğine' geı,ılmesını one-
nyor Seımayenın ışletmedekı dıktator-
v asını kırmanm bır \ olu olar
ak bo\ le bır
orgutlenme bıçımı uzennde duru>or
Bovlelıkle, semıa>esahıplığını. ışletme-
nın tum faalı>etlerınden çıkar sahıbı olan
kımseferle ıkame etmek ıstıyor Işçıler
ve îşçılenn dışında kalan ve de o>unun
dığero\TJncuları konumundaolankışıve
kurumlan kapsayacak bırorgurlenme bı-
çımını tasarlı>or Bunlar yoresel toplu-
luklar. sendıkalar, bankacılar vb olabıhr
dı>eduşunuyor
Bu modelde ışletme artık hıssedarlan-
na uç avda bır hesap cetvellennı gonde-
ren bır kurum değıldır Topluma karşı da-
ha buvuk sorumluluklan olan bır tuzel
kişıdır Işsızlığe, ışten atmalara karşı :»a-
vaşımda. çevrenın korunmasında vb so-
runlarda onvukunıluluklerı vardır Çun-
ku bunlar. onun aynı zamandaozçıkarla-
ndır
Bır başka model. ABD Çalışma Baka-
nı Robert Reich tarafından gelıştınlmış-
tır Bill Clinton'un yakın çevresı, dostla-
rı, demokrat parlamenterler Kongre'ye
bır onen goturmuşlerdır Bu onen>e gö-
re ABD"de fırmalar sorumlu davranış bı-
çımlen sergılemekdurumundadırlar Bır
bolumu bellı savıda koşulu yerıne getır-
me>ı ustlenecektır Orneğın, odedıklen
ucretlenn \,uzde 2'sını personelın >etış-
tınlmesıne, >uzde 3'unu ev edındırme
fonuna vatıracaklar vb vukumlüluklerle
ucretler arasındakı tarklan torpuleyıeı
onlemler alacaklardır Bunlar *sorumlu
işletme' olarak betımlenecek ve bunlar-
dan kurunılar vergısı daha duşuk oranlar-
da tahsıl edılecektır (***) Model venı-
den dağılımla toplumsal boluşumu den-
gelenıe>e çahşan oğelerıçermektedır Bu
vebunabenzermodellerTurkıye'nmdev
î.orunlannın çozumunde yetersız goru-
lebılır Llkenınsos>o-ekonomıkyapısıv-
la u> umlu daha esnek ya da daha radıkal
onermeler uzennde durulabılır Turkı-
>e'nın ekonomık ve sos>al yapısını ırde-
lemek devlet ve hukumet dışı kurumla-
rın (unıversıteler, araştınna kurumlan.
sendıkalar vb orgutlenn) gorevıdır Sı-
yasal ıktıdarbukurumların araştınna so-
nuçlannı bılımsel urunlennı ve ulkenın
sıyasal koşullannı değerlendırerek karar
almak ve u>gulamakdurumundadır Bu
sureçnedenlısağlıklı ışlıyorsasıyasalık-
tıdar tarafından alınan kararlar o denlı
tutarlıolur Turkıye 1980>ıhndaparasal
lıberal kapıtalızme geçerken acaba boy-
le bır sureç ışletılmış mıdır1
Ulkemıze
çağ atlattığı sovlenen felsefenın ıçenğı-
nı ıncelerken boyle bır şeye ra;>tlamadık
Tam tersıne 1980-1995 donemınde var
olan hukumet dışı kurumlan oldukları
düzeyde tutmak gıbı bır davranışa da
rastlamadık De\ letten yerel v onetımle-
re ve kooperatıf sektorune kadar uzanan
çızgıde gelışmevı değıl, hızlı bıryozlaş-
mayı gozlemledık Bunun ızlennı gunluk
> aşantımızda çok açık orneklenyle goru-
>oruz \ahşı kapıtalızmın toplumumuz
uzerındekı toplumsal doku> u parçalayan
olumsuzluklarını yazıh v e gorsel medya-
dan her gun huzunle ızlıyoruz Şehır
meydanında bır genç kızın sevdığı genç
tarafından boğazlanmasını, bır annenın
>atağında, on bır yaşındakı oğlu taraftn-
dan babasının ıstemıyle sılahla oldurul-
mesını ve bu ıkı ola>ın 'namusun temiz-
lenmesi'ınancına bağlanma;>ını urpertıy-
le gozluyoruz Bu duruma getırılmiş.
gozlen kor edılmış bır toplumda küre-
selleşme. değışım sozcuklennın ne anla-
ma gelebıleceğını açıklama>a gerek gor-
muyoruz Ulkemızın geleceğı ıle ılgılı
herhangı bır ongorude bulunmaktan ka-
çınıvor tuneldekı ışığı bulmaya çalışı-
voruz Bu konudakı duşuncelenmızı
'Akılcılıktan Başka \olumuz \ar nıı?'
başlıklı gelecek yazımızda aktarmaya ça-
lışacağız
(*) Enk lzraelewıcz La Grande Ent-
repnse Face a L'Etat-Natıon, Le Monde
9Mars 1996
(**) Gerard Lafav Çompredre La
Mondıalısatıon. Economıca 1996
(***)Enk İzraelevvıcz Belırtılen ma-
kale
ARADA BIR
Pruf. Dr. COŞKUN ÖZDEMtR
OYP'li Dostlara...
Turkıye bırbırı ardına gelen skandallarla sarsıhyor
Turkıye'de değerler sıstemı ahlak sıstemı altust edı-
lıyor ve ulkemız bır çaresızlığe, çurumeye doğru su-
ruklenıyor Bazı aydınlarımızın şaşılası bır tutumla ye-
re goğe sığdıramadığı Özal'ın bu olumsuz gelışmeler-
dekı rolu ve payı bence buyuktur Ama sız, kravatlı, lyı
gıyımlı uygar gorunuşlu DYP ılerı gelenlerı, Turkıye'nın
yozlaşma ve kırlenme dogrultusunda hızla yol alışın-
da "sanşın guzel' dıye nıtelenen unlu lıderınızın oyna-
dığı rolun onunkınden hıç de yerı kalmadığını, hatta
son hafta ve gunlerde onu lyıce aştığını gormuyor mu-
sunuz
7
Goremıyor musunuz'
7
Ben, buyuk devrımcı Atatürk'un ve onu ızleyen Inö-
nü'nun ardından ıktıdara gelen sağ partılenn, 45 yıl-
dan berı Anadolu aydınlanmasına cumhurıyet ılkele-
rıne ve onun temel felsefesıne ıhanet ettıklenne, bu-
gunku duruma gehşımızde başrolu oynadıklanna ına-
nanlardanım Sol partılen de masum saymadığımı ek-
lemelıyım Ama burada soylemek ıstedığım şu Enge-
nlere gıderek, çok eleştırdığım DP donemı de dahıl, on-
cekı lıderlerınızın hıçbırısı bu guzel gorunuşlu, ama
bırbın ardı sıra çırkın tavır ve davranışlar sergıledığı her
gun bıraz daha gozlenen lıdennızle kıyaslanamaz Ne
ımam-hatıp okulları şampıyonu Demirel ne cıddıye-
tını koruyan Cindoruk ne de otekıler . "Bın yıldır ış ba-
şına gelen ılk kadın başbakan olan bacınızı devırmek
ıstıyoriar, bacınızı yalnız bırakmayın"gıbı demago|iler-
le kadınlığını duzeysızce kullanan, "Bana Hazreti Ay-
şe'ye yapılan haksızlıklar yapılıyor, benım gıbısı bın
yılda bırgelır, sız benı ornek alın, ben sızın olamadık-
larınızın temsılcısıyım" gıbı akıl zekâ duzeyı duşuk, so-
muru duzeyı yuksek sozlerle kımlığını sergıleyen bu
hanımın ardında durmaya, onu desteklemeye daha ne
kadar devam edeceksınız
9
Inanılmaz mal mulk, ser-
vet hırsı ıle Erbakan'ı çok gerılerde bırakan, durmak-
Sizın yıneledığı 'ben ben, benım benım ıçın" sozcuk-
lerı ıle sınırsız egosunu ve tutkularını açığa vuran ve
ruh sağlığının yerınde olmadığını ortaya koyan lıder-
den kendınızı kurtaramayacak mısınız''
Bu nıtelıktekı bır lıdenn en az ulkeye olduğu kadar
partınıze çok ama çok şey kaybettırdığını, yandaşla-
rınız arasında bıle ıtıbar yıtırdığınızı gormuyor musu-
nuz7
Rakıp partı lıdennı alt etmek hesabı ıle "Apo'ya
planlanmızı verdı" gıbı duyarlıktan yoksun bır soylen-
tının çıkanlmasına onculuk etmesını nasıl buluyorsu-
nuz Allah aşkına' Aranızdakı kadınlar onun haksızca,
duzeysızce, "akıldışı" bıçımde kadın kımlığını kullan-
masına aldanmamalı, buna ızın vermemelıdırler
O, sergıledığı tasvıp edılmez kotu tavırlarla aslaTurk
kadınlığını temsıl etmıyor Turk kadını Turk halkı yok-
sulluklar, yoksunluklar ıçınde kıvranmaktadır Guçsuz-
dur. eğıtımsızdır bırbakımazavallıdır amaozellıkleşu
son zamanlarda pohtıkacılann sergıledığı çırktnlıktere,
duzeysızlıklere layık değıldır
Umuyorum. dılıyorum kı Turkıye'nın gerçek aydın-
ları, ılerıcılerı, bolunmeye parçalanmaya, bırbırlerını
yemeye ve yıpratmaya çok yatkın solculan, Turkıye'nın
sıyaset sahnesındekı şu çok çırkın çok etkıleyıcı, bır
bakıma kahredıcı goruntuler karşısında bır araya gel-
meyı dayanışma ıçerısme gırmeyı ve ulkesıne, halkına
sahıp çıkmayı başaracaklardır
Yeni Yükseköğretim Yasası Değişikliği
Prof. Dr. M'RTEN OZER
Y
uksekoğretım Yasası'nın madde-
lennı değıştıren taslağın hazırlan-
ma surecınde. Istanbul Unıversıte-
M ıle başlayan Turtîıve'de. unıver-
sıter eğıtımın temel yasal duzen-
lemelennı ızledığımızde. sonucun
çagımıza uvduğunu sovlemek oldukça zor'
TurkıveCumhunyetı'nınkuruluşsurecınde Is-
tanbul Dar- ul-fünun"unun 1920'lerdekı durumu
gerek devletın vonetıcılerı gerekse bılım adam-
lannca vetersız bulunmaktavdı Bu>uk Onderı-
mız \tatiirk. Kurtuluş Savaşı"nın yoğun çabalan
ıçınde dahı oğretım, eğıtımde vapılacak değişık-
lık ve getırılmesi gereklı >enılıklen planlamıştı,
nıtekım Buvuk Mıllet Meclısı'nın I Mart 1923 ta-
nhındegerçekleşenaçılışındayaptıgıkonuşmada,
Ilk Orta ve Dar-ul-funun(unıversıte)egıtımı ge-
reğını ayncalığını veaynntılannı vurgulamış. oğ-
retmen ve profesorlerk ılgılı yasa tasansının Yuk-
sek Meclıse getınleceğını belırtmıştı
Bu tanhten once \e sonra Dar- ul-fûnun'un hu-
kuksal durumunu belırleyen ve unıversıtenın ba-
ğımsızlığı yolunda ılk aşama olarak duşunulen ıkı
yasa çıkarılmıştı 1) Unıversıteye bılımsel ve du-
şünsel ozgurluk tanıyan 1922 yasası. 2) Akademık
ozgurluğu dokunulmaz kılan ve unıversıteyı tuzel
kışılık olarak gosteren 1924 yasası Buna karşın
yayın eksıklığı. profesorlenn duşuk ucretlen, unı-
versıtenın toplumdan kopuk durumu. ders yon-
temlen, uygulama eksıklığı gıbı konularla unıver-
sıtenın gelışmesı yıne de olası gorulemıyordu
Sonunda 31 Mavıs 1933 tanhınde TBMM ta-
rafından. Istanbul Dar-ul-flınun'u lağvedılerek İs-
tanbul t.nrversitesi nm yenıden >apılanması.yük-
seköğretim devrimi nın donum noktasına varıldı
Ankara Unıversıtesrnınkuruluşu surecınde çıka-
nlan 1946 unıversıte yasası ıle unıversıte ıçın en
uvgunolanaklargetınldı Ne>azıkkı 1948"lerde
Koy Enstıtulen. 1950"lerden sonra Halkev len >ok
edılırken getınlen unıversıte yasaları ıse onlem
yasalanbıçımınde, unıversıtelengelıştırmeamaç-
lıolmayıp. tersıne kısıtlamalan sağladı Ovlesıne
kı Mman hocaların eğıtıme katkıda bulunduğu
donemlerde. Prof Rhter'ın Turkıve den. ktanbul
Unıversıtesı'nden edındıgı ızlenımler. bugunku
durumumuzu dıle getırmesı ve hala kabuğumuzu
kıramadığımızı vurgulaması yonunden ılgınçtır
"\nlaşma \e u/laşmanın guçlu olmadığı ortamda.
geçmişın de\rimcilerce,geleceğın gericilerie inkâ-
ru bırbırıne a>rılmaz şekılde bağlıdır: bu nedenle
içtcn parçalanma artmakta; u^haşmavı hıçbır şe-
kilde kabul etmcvcnkr, karşı tarafın şıddet voluv-
la ezılmesi arzusunu su vu/une çıkartmaktadır".
1981 de çıkan 2547 savıh Yuksekoğretım \a-
sasi. unıversıtelerı. yuksekoğretım kurumlan ıle
bırleştınp, sadece eğıtım v e oğretım v ermekle > u-
kumlu yuksekokullarla ünıversıteyı butunleştır-
dı Sayın Prot Doğramacı'nın. yasanın amacını
vurgulamak uzere vaptığı tanıma gore "Lnrversi-
tenin amacı. vuksck duzevde bilinısel çalışma ve
araştırma vapmak. bilgi ve teknoktji uretmek. bi-
limsel verilcri v ay raak. ultısai gelişme ve kalkınma-
ya destek olmakl v urtıçi ve y urtdışı kurumlaıia iş-
biriiğinı sağlamak ve bılim dunvasında hak ettığı
yeri almak, evrensel ve çağdaş gelışmeve katkıda
bulunmaktır."
Belırtılen bu parlak amaca karşın. butunleşme
anlamında tek elden yonetım, unıversıtenın ozerk
yapısını oldukça dennden zedelemış, bılımsel uf-
kunu karartmıştır
Bu yasa. araştırma ve yayın sayılannın arttığı
ne kadar soylense de çalışan bılım adamının ya-
nnına guvenını sarsnıış "ünKersite"nın en azın-
dan çağın onculuğunu \apma şevk ve ıstencını
(ıradesını)ortadankdldırmıştır Nıtekım yasa.otu-
zu aşkın degışıklıklerle yıne Y uksekoğretım Ku-
rulu tarafından duzeltılmeye çalışılmıştır Bu ara-
da da cumhurbaşkanlarımızın, başbakan ve rek-
torlenmızın gereken duzenlemelerın yapılacağı-
nadaırvaatlen ıle dolu 15yılınıdadoldurmuştur
Son avlarda hazırlanan bu yasadakı değişikliği
ongoren taslak ıse Doğramacı Hoca'nın sozunu et-
tığı amaca ozellıkle evrensel ve çağdaş gelışme-
ye tam anlamıy la ters duşmektedır. ustelık Turkı-
ye nın AvrupaBırlığfnegırme surecınde 56 unı-
versıte rektorunun tasvıp etmış olmasına karşın
\vrupa Rektorler KonseyTne katılma şansımızı
dahı kaldıracak duzeyde hazırlanmış olup vone-
tımde ıdan ve malı ışlerde ozerklığı daha da kı-
sıtlayan. merkezıyetçılık anlayışını getırmektedır
Yıllardanberı kurulmayaçalışılan duzenleryenı-
den bozulmakta orneğın unıversıtenın aslı gore-
v ı olan doktora v ermesı v e bu bılımsel huv ıy etı ka-
zandıran "kıirsü'" kavramı ortadan kaldınlmakta.
ıstenılen yerden îstenıldığı gıbı yonetıcı atanan
genel mudurlukler halme getınlmektedır
Dcmokratik ulkelerde,en kıüçuk yapıda sivıl top-
lumlarda dahi, kendi yasal duzenicmelerini ken-
diltri hazıriarken birçok unKersitenin kurucusu,
eğitım ve oğretimle bılimsellik vonunden vetkinli-
ğe (mukemmele) ulaşma çabasında olan, Türki-
yc'nın ılk koklu ve tanhsel Istanbul l niversite-
si'niıı ve de öbur universitelerin goruşleri bile alın-
mamış, unıversıte' sadece kendı y asasına dinle-
ykri olarak seyırci kalmış, gerekli duzeltme oneri-
İerine karşın millervekillerine kulıs yapılması tav-
siyesinde bulunulmuştur.
Bu yasa. zaten ekonomık bunalım ve gelecek
endışesı ıle dopdolu gençlerımızı, akademık ka-
nyer ıçın gucunu sarf eden. bılım adamı olmayı
amaçlayan çocuklarımızı bezgınhk ve bedbınlığe
suruklemekten başka ışe y aramav acak. yozlaşmış
orta oğretımımızın sadece bır devamı olmaya de-
vam edecektır İçımızdekı cevherı gucumuzuta-
nımadığımız ve bu gucun gehşmesıne ortam ha-
zırlamadığımız surece. demokratıkleşmemıze
şuphe ıle bakanlara hak vermemek mumkun de-
ğıl
1
Umudumuz. demokratık ve çağdaş unıversıte ıl-
kelerının unıversıtelerce belırlenerek "Lnivershe-
ler Yasası"nın yenıden hazırlanması hususunda,
sağduyunun (akl-ı selımın) egemen olmasıdır
1
TARTIŞMA
Bu Perde Nasıl Kapanacak!
İNDIRİM
KUPONU
"^^T" "^F" aşamak zorlu
^ ^ j bır ugraş.
^ k X bazen bır
j T oyun Bazen
• maraton
_^L- bazen engellı
koşu yuru yuru bıtmeyen bır
vol Daglarla dolu
"l laşmak için menzile.
gidiyorum gundüz gece
demı> NunusEmre
çağın kosullarında Yunus
once Tapduk'a kul olmuş.
sonra vanıldığmı anlamiş
aradıgını kendınde bulmuş
Çıkarmış aradan şevhı,
tankati bır anlamda laık
olmuş
Gaflet ıçındekı ınsanlan
uyarmiş, somuruculen
eleştırmış kıya-.ıya.
~l nutmayın. bu diinya
ohımludur*'demış Bırvatan
ıdealı ıledevnmın
koşullanna gore Osmanlı
beylığının kuruluşu ıçın
çalışmış Gelelım
Turkıye ve Vatanımız var
ulus> dev letımızı kurmuşuz
\tatürk'un onculuğunde
Bınlen bıze dıvor kı "Havır
Turkıye halkı. ulus dev let
olamazsınız, laik
demokrasınizi vıkacağız, sizi
böleceğiz. emperyalist şirket
hukumetkri kuracağız ulus
devletinizycrinc.»
Kafalannızı kanştınp
yozlaşmış çağdışı seriatçının
din anlayışıyla, bilım dışı
şey lerle hurafev le, batılla. boş
konularla uğraşnracagız."
Bunda ne derece bdsanlı
oiduklannı genel durum
gostenvor Onlara gore ıkı
seçeneğımız \ar va
emperyalist kapıtalızmın
somurusune teslım olacağız
ya da manev ı degerlerı vok
eden vahşı kapıtalızmın
urunu şerıatçı partıye Onlar
cehaletı karanlığı. hatta
teknolojık buluşlan ınsanları
bomurmek ıçın çıkarlan ıçın
kullananlar
Lçüncu seçenek bızlerde
halkımızda "Vaşamak zorlu
bir ugraş. bir oy unsa bu
oyunda bizler avdınlığı. laik
demokratık hukuk
devletindc yaşayıp gelişmeyi
seçenleriz" demek pek bır
>ev anlatmaz Bırer ınsan
olarak neler vaptığımız. laık
demokratık hukuk dev letının
bırer vatanda^ı olarak neler
yapmaya çalıştığımız
kendımızı olçmek. anlamak
Coopers
&Lybrand
Executive
Resourcing
Ülkemizin önde gelen holdinglerinden birine ait kültür ve
sanat vakfında görevlendirilmek üzere
Kültür ve Sanat Yönetmeni
aranmaktadır.
Klasık muzık, resım ve plastık sanatlarla ılgılı çalışmaların
yurutulmesı kultur ve sanat faalıyetlennın"koordıne
edılmesınden sorumlu olacak sanatçı-yonetmen, yurtıçı ve
dışındakı sanatçılarla gereklı ıletışımı kuracak ve değışık
programlar hazırlayacaktır lyı derecede Ingılızce bılmek,
yoğun çalışma temposuna uyum sağlayabılmek aranan
ozellıkler arasındadır
Solutions
for Business
llgılenen adaylann gunduz bulunabıleceklen telefon
numarası ve fotograflı ozgeçmışlennı Insan Kaynaklan
Bolumu, Murat Demıroğlu dıkkatıne posta veya faksla
gondermelen nca olunur
Buyukdere Caddesı No 111 / 2-5
Gayrettepe 80300 Istanbul
Fax (212)288 96 37
ıçın daha yararlı
Bır de yeryuzunun bagınşı
varelbette İnsanlar kadar
yeryuzu de bağınyor
artık karşı çıkıyor
sömurucülere "Sömurme
daha fazla" dıye \e tanh
bılımı de anlatıyor kı. son
sozu doğa soylemış
genellıkle \klıma gelıverdı
bazı ulkeler 50-60 (kaç
kereyse) nukleer deneme
yapacağına ulkelenn bılım
adamlan bır araya gelıp daha
az say ıda nukleer deneme
yapsalardı belkı de deprem
sayısı azalır. hava. su. toprak
bu denlı radyasyona
bulanmazdı Olmadı ya da
olamadı Sılahlanma yanşı
vs yendı Oyle
zannedıvorum kı dunvanın
her yennden lıptan fızığe
çe\re bıhmınden zıraata
elektronıkten toplumbılımıne
kadar tum dallarda bılım
adamlan bır arava gelıp
ellenndekı bılgılen. buluşları
da bır araya getırseler birçok
konu açıklanabılecek.
aydınlanabılecek Internet ın
kurulmasının bu açıdan
varan olacağını umuyorum
Bakalım bu perde nasıl
kapanacak bır sonrakı perde
olacak mı' Umutsuzluk
gaflettır Bakın ne demıs
Niustafa Kemal "Baylar
(bayanlar). dunya sınav
alaiudır. Turk ulusu bunca
zaman sonra yine bir sınav.
hem de bu kez en çetin bir
sınav karşısında. Sınavı
başarmak gerek."
A\laCdk
Telefenk tZMÎT
PENCERE
'Kurtuluş' ve 'Kuruluş'
Prof Bulent Tanör'un 'Kurtuluş Uzerıne' adlı kı-
tabından bu koşede soz açmıştım
Tanor, kıtabında "Turk Devrımı'nın ıkı buyuk aşa-
ması vardır" dıye yazıyordu, "Kurtuluş ve Kuruluş
Bınncısı bağımsızlık savaşına ve bunun yurutulme
bıçımınde gorulen ılgınç ozellıklere ılışkındır Ikıncı-
sı, yenı ulus devletın kurulması ve koklu reförmlann
yapılması aşamasıdır Tanhlerle konuşmak gerekır-
se, Kurtuluş donemı Mondros Mutarekesı'nın erte-
sınden başlar ve Lozan Antlaşması 'na kadar olan
donemı kapsar (Kasım 1918 - Temmuz 1923) ikın-
cı aşama dıye adlandırdığım Kuruluş' bırıncısıyle ıç
ıçe başlar 23 Nısan 1920'de açılan Buyuk Mıllet
Meclısı yenı bır sıyasal kuruluşun da başlangıcıdır
(..) Kuruluş'la ılgılı sureç 1940'lara kadar devam
edecektır"
Işte bu ıkıncı donem, yanı 'Kuruluş'a ılışkın kıtabı
da yayımlanan Tanor dıyor kı
"Aslında bu ıkı sureç ıç ıçe geçmıştır, dıyalektık
bağlarla bırbınne kenetlenmıştır Kurtuluş ıçın sava-
şırken Kuruluş olgusu da hayata doğmuştu (1920)
Kurtuluş'tan sonra da Kuruluş yenı bıryukselış ka-
zandı "
•
Prof Bulent Tanor 'Turk Devnmı' dıyor, ben ço-
ğunlukla '1923 Devnmı' dıye yazmayı yeğlıyorum,
adı ne olursa olsun, bu konu uzennde çok duşunu-
lecek, yazılacak tartışılacaktır 1789 devnmı uzerın-
den 200 yılı aşan bır zaman geçtı Fransa'da tartış-
ma, araştırma, ınceleme, yorumlama durmadı
21 'ıncı yuzyıla 4 kala Turkıye de Atatürk'un gun-
cel sayılması devrımın canlılığını vurgular
Kımılen 1923'u savunuyor
Kımılerı saldırıyor
Mustafa Kemal, 21 'ıncı yuzyıl eşığınde gunceldır
Neden?
Prof Bulent Tanor, kıtabının sonunda 'Turk Devn-
mı' ıçın bır 'bılanço denemesı' yapmış Bu deneme-
nın son sayfasını aktarıyorum
"Turkıye, 50 yıllık çok partılı rejımını ve uzennde-
kı butun baskılara karşın bugunku demokratıkleşme-
sını esas olarak Kemalıst devrıme borçlu gorunmek-
tedır Turkıye, bu devrımın emperyalızm ve Ortaçağ
kurumlarına karşı verdığı mucadeleden geçerek,
ozurlu de o/sa bugunku sıyasal ve kulturel duzeyı-
ne ulaşabıldı, bıreyın ve sıvıl toplumun onunu aça-
bıldı
Ata/Turk Devrımı'nın, onderın yaşamı ve tek par-
tılı otonter rejimın omru ıle sinırlı olacağı sanısı var-
dı Çok partılılık koşulları bu kazanımların esasta da-
yanıklılığını ortaya koydu Bugun Turk Devrımı'nın
kazanımları ve ana duşuncesı, antıfanatızm, aydın-
lanma, çagdaşlaşma, ılerleme ve laıkleşme gıbı çağ-
rışımlarla yuklu bır 'kuvvet-fıkır (ıdee-force) durumu-
na gelmektedır Bu nıtelığıyle de ulkenın duşunce ve
sıyaset yaşamının, asıl onemlısı de sıvıl toplum guç-
lennın ortak ve merkezı buluşma alanı olmaktadır
Gerçekten de, buyuk çoğunluguyla kamuoyu
odakları ve kurumlan (basın, yayın, partıler, sendı-
kalar, dernekler, unıversıter yaşam, meslek kuruluş-
lan vb), demokrası ve ınsan haklan sorunlannın aşıl-
masında, Turk Devnmı 'nın getırdıklennı bırer engel
olarak değıl, asgarı tramplen olarak algılamaktadır
Ilgınçtır kı genel eğılımlerı bakımından tutucu pro-
fıller veren sıyasal ve partısel yaşam da bu çerçe-
venın dışında değıldır Bugun, dıncı sag dışında,
muhafazakâr karakterlı ve onemlı kıtle destegme sa-
hıp bulunan partıler de bu merkezı goruşe baglıdır-
lar
Bır yabancı gozlemcının ışaret ettığı gıbı, Kema-
lıst reformlar başlangıçta mılyonlarca ınsanın gun-
luk yaşammı pek etkılememıştı 1950'den sonra
meydana gelen gelışmeler ve bunlann yanı sıra et-
kın sıyasal partılenn ve seçımlerın varlığıyla, bu re-
formlar daha etkılı ve katılımcı bır şekılde yaşanma-
ya başladı "
•
'Kuruluş Uzerıne 10 Konferans', Der Yayınla-
rı'ndan yenı çıktı
Kurtuluş Uzenne 10 Konferans'la bırlıkte okunma-
sı gereken bır kıtap
İBEYAZPERDENİN ARDINDAKİ KENTLER
H A B I T A R Î ULUSLARARASIFİLM FESTİVALİ
BEYOGLU ALKAZAR SINEMAS1 / 245 73 83
3 HAZİRAN PAZAKTESİ 4 HAZİRAN SAU
12.00 TAT1L
15.00 MOHAN
JOSHITE ÇAĞftl
19.00 VALPARAISO,
VALPARAISO
21.30 MOHAN
JOSHTTE ÇAĞM
12.00 ŞAMMY VE ROSIE
İŞİ PİŞİRDİ
15.00 DÜNYANIN
SONUNAKAOAR
19.00 SAMMY VE ROSIE
İŞİ PİŞİRDİ
21.30 DÜNYANIN
SONUNA KADAR
BEYOGLU AVRUPA SINEMASI / 245 73 83
3 HAZİRAN PAZARTESİ 4 HAZİRAN SAU
12.00 ADI VASFIYE
15.00 SEVMKU FAHİŞE
I 19.15 DOĞU KAVSAĞI
I 21.30 SEVİMÜ FAFIİŞE
12.00 DOĞU KAVSAĞI
15.00 SEVİMÜ FAHİŞE
19.15 C BIOK
21.30 SEVIMU FAHİŞE
ORTAKOY FERIYE SINEMASI / 236 28 64
3 HAZİRAN PAZARTESİ 4 HAZİRAN SAU
12.00 YERALTl
15.00 AŞIKLAR
18.00 AVRUPA
21.00 AŞIKLAR
12.00 ŞARKÜTERİ
15.00 YERALTl
18.00 AVRUPA
21.00 SEVDİĞİM MEVSIM
türsak
Işın adı
Nıtelıgı
Keşfi
Ihale tanhı
Son muracaat
Ihale şeklı
İHALE İLANI
Kat karşılıgı apart otel yapım ışı
Inşaat
250 000 000 000 - (1996 B F ıtej
- 14/06/1996 saat 14 001e
12/06/1996 saat 1700'yekadar
Yardim ve lyılık Vakfı 2886 sayılı Devlet
Ihale Yasası na tabı değıttr
Şartnamesınde belırtıldığı şeklıvte
yapım ıcın talıp olan fırmalardan on
seçımle yeteriı gorulen ve yapmayı
taahhut ettığı projesı beğenılen firmalar
açık arttırma usulu ıle ıhaleye
katılacaklardır
Inşaat yapılacak yer Içel Mersın Kargıpman Beldesı
Geçıcı temınat
Kesın temınat
7 5OOOOOOOO-TL
Alınacaktır
Şartname ve eklerı Dosyasındadır Dosya bedelı
25 000 000 - TL dır Yardım ve lyılık
Vakfı Başkanlığı ndan veya Mersın
Yardım ve lyılık Vakfı Huzurevı
Muhasebesınden satın alınarak
gorulebılır
ILANEN DUYURULUR