Katalog

SKYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 1996 CUMARTESİ 12 KULTUR Listelerden inmiyor Eurovision'un son dönemde müzik sektörüne kazandırdığı en önemli isin, şüphesiz Celine Dion. tsviçre adma yanşmaya katılan Kanadalı Di- on, o günden sonra Avrupa'ya adımı- nı atmıştı. İtahan Panorama dergısinin Dion için ilgınç bır tanımlaması var; ona 60'iı yıllann Mina'sı. 70"lerin Barb- ra Streisand'ı. 80'lerin Liza Minnel- li'si. 90'lann NVhitney Houston'ı di- yor ItaKanlar veekliyorlar: "21.yüz- yıla gircrkon dünyarun cn iyi kadın vo- kalio." Celine Dion Noel öncesi Fransızca D'cux, tngilızcc TheColourofMy Lo- veadlı albümicnyle Fransa'da listele- rin bir ve ikinci sıraiannı ele geçir- miş. yalnız bu iilkede satışı dört mil- yona yükselmişti. Aynı albümler Ka- nada, ABD, Ispanya, Portekiz, Al- manya \e Türkiye'de (bizde D'eux çıktı) Hstclere girdi. Özellikle lngilte- re gibı yabancı sözde müziğe kapalı bir yerde Fransızca D'uex ikı milyon sattı, Japonya'da da lıstebaşı olan ilk kadın şarkıcı unvanını aldı. 26 yaşındaki şarkıcının yaptığı iyi işler buııunla bitmiyor. 1991 'de Güzel ve Çirkin filminin parçasıyla Dion Grammy alırken \Valt Disne> T Oscar kazanmıştı Ardından >ıne bir film müzığı VVhen 1 Fall in Love'la (Meg Ryan - Tom Hanks) lıstclere girmişti. Dion'un Mrrını Timeşöy le açıklamış- tı: "Fısıtadan aniden yükseklere çıka- bilen bir usta." tlk plağını 1982'de yapan Kanada- lı şarkıcıntn D'cux'su Türkiye'de de iyi satıyor. Bu albümün popülaritesi tûkenmeden gelecek ay yeni albümü Falling into You pıyasaya çıkacak. Içinde Becausc You Love Me, River Deep'in yenı versiyonu, Tina Tur- ner'ın Mountain Hİgh'ı, It's All Co- ming Back to Me gibı önemli parça- lann olacağı yeni albümü bir Avrupa turuyla tanıtacak Celine Dion. Kasetin geliri okula gidecek Seksenlerin başından bugüne mü- zik çalışmalanm yurtdışında sürdüren Ufiık Adalı. Türkiye'de Kırmızı Gül adlı ilk albümünü yayımladı. Yedi ya- şında bağlamaya başlayan. daha o dö- nemde Ege bölgesınde Mahzuni, İh- sani gıbi ustalarla aynı sahneyi payla- şan Ufuk Adalı, türkü formundaki bes- telerini ve geleneksel türküleri Avru- pa'nm çeşıtlı ülkelerini dolaşarak yo- rumluyor. Adah'nın Almanya'da doldurduğu iki Türkce bir de Almanca albümü var. Adalı. Kırmızı Gül'ün gelirini Salih- li'ye bağlı Adala köyünde inşa edilen Nergis Demet tlköğretim Okulu'na harcayacak... - Okul projcsi nasıl doğdu, inşaat ne aşamada? Yedı. sekiz yıllık yasaklı dönemden sonra Türkiye'ye gidıp gelmeye baş- ladım. Yurtdışındaki birikimimi iyice değerlendirmek amacıyla iki yıl önce ilkokul yaptırma girişımimiz oldu . Okulu yan yanya bitirmış durumda- yız, 500 öğrenci kapasiteli olacak ve kasetin geliri bu okula akacak. Etraf- ta çok dağ köyü var. Buralardaki öğ- rencileri taşimalı sistemle birmerkez- de toplayıp ilk ve ortaokulu birarada okumalannı sağlayacağız. -Albümün müzikal çizgisi nedir ? Amacım halk müziğıni hissettinr- ken gitar, bass gıbi akustik aletlerden de olabildıgince yararlanmak. Müzik çizgim 70'lerde Moğollar ve Apaş- lar'ın yaptığının bıraz daha günceli. Bence o arkadaşlar 20 yıl sonrasının müziğinı yapmaya çalıştılar, ama an- cak şımdi arabesk ve popu yaşadıktan sonra onlann müziğının oturacağına ınanıyorum. Benim çizgim halk müziği motif- lerinı kullanip bestelerimi rock motif- leriyle süslemek ve popun klasik havasından kurtulup daha çağdaş bır- şeyler yaprrak şeklinde anlatılabilir. Genç rockçdar <; ısımııyorr> CUMHUR CANBAZOĞLU rürkiye'de etrafında olup biteni sorgulayan rockın seyri hiç de içaçıcı değil. Sayılan onu aşmayan rockçıîar dışında suya sabuna dokunmayan rock albümleri üretiliyor ve bunlar giyim kuşam, saç biçimi gibi plastik ambalajla tüketiciye sunuluyor; rockın pasifıze olmasma ve ısırmamasına dikkat ediliyor. 'Ozgüriük, olmaymca çok büyük, olunca da çok küçük bir arzudur'. Bu tünıce. özgürlükle ve yaşamı sorgulayan temalarla nefes alan rock müziğin uzun süredir etkisi altında olduğu durumu çok iyi yansıtıyor. Ancak durum umutsuz değil; 68 kuşağının yaktığı ateşle taşlan yerinden oynatan, 80'lerde düzene, pop müziğine ve Reagancı politikalara yenik düşen rock ye niden ayağa dikiliyor. Uzun süre sol temalan tek başlanna sırtlayan U2 ve Sting artık yalnız degil. Batı'daki yapay özgürlüğün geç farkına varan BruceSpringstcen'in de katılımıyia rock cephesı güçlendi ve rap müziğe kaptırdığı misyonunu geri almaya başladı. Türkiye'de ise etrafında olup biteni sorgulayan rockın seyri hiç de içaçıcı değil. Bulutsuzluk Özlemi, Moğollar, Kesmeşeker, Tibet Ağırtan gibi sayılan onu aşmayan rockçılar dışında suya sabuna dokunmayan rock albümleri üretiliyor vc bunlar giyim kuşam, saç biçimi gibi plastik ambalajla tüketiciye sunuluyor; rockın pasifize olmasına ve ısırmamasına dikkat ediliyor. Örneğin Seyyal Taner'den bosalan tahta oturaçakmış gibi gözüken yeni seslerden Ozlem Tekin onca yıllık rock geçmişine ve müziğinin buram buram rock kokmasına karştn ısrarla yaptığmm altematif pop olduğunu vurguluyor. Bunun yanında rock Burak Kut gibi popçulann koltuğuna sıkıştınlarak uysallaştinlıyor... Ycrlı rockın neden pasif kaldığını, protest müziğe yıllannı vermiş isimlere sorduk : Nejat Yavaşogullan (B. Özlemi): 'Genç rockçılan desteklemeye, onlan eleştirmemeye özen gösteriyoruz ama ortalıkta ne dediğinı bilen adam da yok. 12 Eylül'den sonra çok kötü bir eğitim sistemi ile ezberci, düşünmekten korkan insanlar yetiştirdiler. Ama pes etmemek, yaşanılanlan kağıda dökmek gerek; Sting gidiyor. Şilı'de kaybolan kadınlar ıçin şarkı vazıyor. Bizimkıler burada gözlerinın önündeki gerçeği göremiyor. Hâlâ îngılızce I Love You filan diye şarkı söylüyorlar Bu memlekette Cezaevinde Bayram Görüşmesı diye şarkı yaptık. Bizi msanlar önce fark etmediler ama beş yıl sonra," Bu adamlar doğru söylüyorlar', dedıler. Aslında o kadar çok yazılacak şey var ki, Gazi Olaylan'ndan Hakkâri'de çöp yiyen çocuklara dek. Artık rockın Kenıancı'da onun bunun şarkısmı, kafayı sallayarak çalmak olmadıgını anlamalannm zamanı geldi... Tuzaklar da olacaktır, çünkü rock dikkat çekmeye başladı. Büyük firmalar rocka ilgi gösterebilirler. Burak Kut'a yaptırdıklan gibi şinanay yavrum türü rockı destekleyebilirler. Muhakkak bir naylon rockçı ya da gnıp çıkartacaklardır ama gerçekleri söylemekten vaz geçmemek, o yola itibar etmemek ve inatla albüm yapmak için çabalamak gerek... Herşeyeçabuk ulaşmak istiyorlar Bülent Ortaçgfl : 'Ben rock için genel tesbit yapmak istemiyorum, müzisyen çok özel şartlardan sonra oluşan bir kişilik. Zaman zaman yaşanılan çağda on tane oluyor. zaman zaman üç tane. Bence sorun Türk müziğinde orijinal kişilenn bulunmamasında yatıyor. Genç çocuklar yeni değerlerin etkisiyle herşeye çok çabuk ulaşmak istiyorlar, çabuk şöhret, çabuk iyi gitar çalmak, çabuk iyi şarkı yazmak. Ama bunlann belirli bir görüşün, birikimin, altyapının ürünü olduğunun kimse farkjnda değil. Insanın kendi kendine kalıp dünyayı değiştirmek gibi bir güdüye sahip olması gerek. Onun dışında yapılacak şarkılarda ikinci şahsa 'Seni çok seviyorum'dan başka ne anlatacaksm ki. Şarkı, müzisyenin dünyayı kendi gözlerince değiştirmek istemesinin ürünü değilse sonunda aşk, meşk, çiçek böcek te biter iş. 12 Eylül sonrasmı bu kadar eleştirmeyelim; 12 Eylül'ün, 'Boşverin, bunlar yaramaz şeyler', diye insanlara birşeyler dikte ettirdiği doğru ama belki de hiç bir zaman dünyayı değiştiren şarkılar yapanlar yoktu Türkiye'de; belki de rock akıllardan geçen isyanın formu hiç olmadı. Taner Öngür (Moğollar): Bulutsuzluk Özlemi, Moğollar, Kesmeşeker, yıllar süren mücadelelerden sonra albüm yapabildiler; şimdi de diğerlerine göre daha kolay albüm olanağı bulabiliyorlar. Gençler arasında iyi yolda olup albüm şansı yakalayamayanlar var ama albüm yapıp da hiçbir şey söylcmeyen rockçılar da var. Aslında dünyada rockın içi boşalmış durumda. Bir ara bu kriz 'grunge'Ia aşılmaya çalışıldı ama her zaman olduğu gibi bozuk sesler çıkınca endüstri tarafından bu sesler satın alındı, içleri boşaltıldı. Punkta da gördük bu durumu... Son dönemde rockın yapması gerekenleri başkalannm yaptığını ispata, mesajı tersine çevirip insanlan pasifıze etmeye uğraşıyorlar. Örneğin Ferdi Tayfiır'un verdiğı mesaj kayıp insanlar konusunda sadece oturup ağlayabilirsiniz, başka yapacağınız birşey yok, sesinizi çıkarmayın türünden bir şey... Bugün eline gitan, bağlamayı alıp sisteme karşı gelmeyi değil, kaset yapıp Kral TV'de görünmeyi ve şöhret olmayı, yol bulmayı düşünüyor gençler. Örneğin yenilerden Özlem Tekin yaptığına altematif pop diyor ve Türkçe söylüyor. Volvox olarak çalışırlarken nükleer gösteriye çağırdık ve 'Türkçe parçalar yapm', dedik. 'Türkçe rocka uymaz', dediler. Türkçe rocka karşı gelip şimdi Türkçe pop yapmasının vardır herhalde bir nedeni'. Okay Temiz Hintliler'le albümyaptıOkay Temiz konseı; ve albüm üretme konusunda en verimli sanatçılanmızdan biri. Her yıl uzun konser listesiyle ve muhakkak bir iki albümle dinleyenlerini memnun ediyor. Ama biz bu etRinliklerin çok azına ulaşabiliyoruz. Temiz, Türkiye'deki müzik pazanndan yeterli desteği göremeyince birikimlennin büyük bölümünü yurtdışında insanlara aktanyor; arada sırada burada da birşeyler yapıyor... Temiz'in iki albümü bir ay içinde yayımlanmayı bekliyor. Bunlar, daha önce piyasaya çıkan ve artık bulunamayan Life Road (1983) ile Hintliler'le yaptığı Okay Temiz-Karnataka Coliege of Percussion albümleri... Life Road gibi eski albümlcrinizi yenidcn \a>ımlatmayı düşünüyor musunuz ? Son dönemde Okay Temiz-Magnetic Band in Filland adlı bir albüm yaptım ve Türkiye'de kimse ilgilenmeyince Yunanistan'a sattım. Almanya'da da çıkardığım albümlerim var. Türkiye'de albüm yapıyorsunuz, adamlarda kaç tane sattığını bildirecek bir anlayış yok. Aka Gündüz'le yaptığımız Zikir binlerce sattı ve hâlâ satıyor. Adamlar 'satmıyor diyor. 'Bu kadar bandrol almışsın, onlar nerede', diyorsun. Onlan başka albüm için kullandım diyor. Devlet buna ses çıkarmıyor. Böyle şey olur mu? Mahkemeye verdik, kazandık ama yine de eski tas eski hamam Bunun için artık benim albümleri isteyen Türk plakçılara yabancı şirketlerin adreslerini veriyorum, gidip oralardan ithal etsinler. Şimdi Gümrük Birliği de başladı, ithal daha kolaylaştı, sipariş bir hafta da gelir. - Kamataka Coliege of Percussion adlı Hint grubuyla \aptiginiz Fidayda'nın klibi tele\iz\on kanallannda gösterilmeye başlandt Nasıl birara\a geldi bu gnıp ? Bu grupla yıllar önce Hindistan'da karşılaşmıştık. Avrupa'da konserler verdik, Temiz, Türkiye'deki müzik pazanndan yetcrli desteği göremeyince birikimlennin büyük bölümünü yurtdışında insanlara aktanyor; arada sırada burada da birşeyler yapıyor_ Temiz'in iki albümü bir ay içinde yayımlanmayı bekliyor. Bunlar, daha önce piyasaya çıkan ve artık bulunamayan LifeRoad"(1983) ile Hintliler'le yaptığı Okay Temiz- Karnataka Coliege of Percussion albümkri- lngiltere'de plak yaptık. Sonra Türkiye'ye çağırdım onlan, RAKS projeyle ilgilendi. Büyük bölûmü Hint parçalardan meydana gelen bir albüm hazırladık, bugünlerde piyasaya çıkacak. - Yazm Balkan Orkestrası'yla verdiğiniz konser öncesi bir haber yapmıştık. Konser nasıl geçti? * •"-"- Çok mühim bir grup o, güzel müzik yaptık. Bizden Arif Sağ'ı da davet etmişlerdi, 18 bin mark isteyince kaldı. Şimdi yine Lubiana ve Atina'da biraraya gelip çalacağız. - Bu yıl için Türkiye programmda neler \-ar? Geçen gün hesapladım, Türkiye'de yedi senede on bir gün önemli sanat olaylanna katılmışım. Yıllarca uğraşmama rağmen Kültür Bakanlığı'ndan hiçbir şey çıkmadı. Kültürle uğraşan resmi kurumlar, her nedense, güzel olaylan paylaşmak istemiyorlar. Hal böyle olunca biz de yurtdışına gidiyoruz, tsveç'i, Finlandiya'yı temsil ediyoruz. Başka söyleyecek bir şeyim yok, tek ümidim kültürden ve sanattan anlayan bürokratlann işbaşına gelmesi. Şimdiye kadar Türkiye'den hiçbir şarkıcıyı yurtdışına ihraç edemedik, ettik diyenler hata yapar. Çünkü yurtdışına giden şarkıcılar ya Türk işçilerine, ya da Ermenilere, Yahudilere, Rumlara konser veriyorlar. Fakat biz enstrümantal müziğimizle hangi ülkeye gitmişsek o ülkenin insanı gelip bizi dinliyor. Bizde enstrümanına çok hâkim insanlar, gazino şarkıcılannın ardında geçimlerini sağlamak için helak oluyor. Durum böyle olunca Türkiye'de faıklı İşler yapmak zorlaşıyor, ama yine de 30-31 Mart'ta tzmirFestivali'nde, Nisan'ın başında da tstanbul'da çalacağız. Tabii Avrupa'da da birçok caz festivalinde programlanmız olacak. Karanbkta kaybolanlara ağıt Âşık Mahzuni Şerif yeni bir albüm hazırlıyor. Mayıs ayında piyasaya çıkması planlanan albümün içeriğini ve 1995'te yayımlanan Zevzek isimli son çalışmanın nasıl bir ilgi topladığını telefonla Ankara'da yaşayan "Usta"ya sorduk: - Z&rvdk halktan nasıl ögi gördü? Zevzek son yıllarda yaptığım çalışmalann en başanlılanndan biri. tlginin Zevzek tammmda odaklanması kaseti tahminimden fazla tanıttı. - Pekiyi kbn bu zevzek? Zevzek bir kimlikten ziyade bir tip. 35 yılı aşan sanat yaşamımda Zevzek gibi çok enteresan tipler türküledim. Bunlardan Mamudo, Abidağa, Murti, Aburcubur Adam, Çürük Hababam, Sümsük, Keyfo, Babo hatırlayabildiklerim. Bunlann hepsi bizim toplumda günlük karşılaştığimız tipler. Zevzek bunlann sonuncusu ve hemen hemen Anadolu insanmın her on beş. yirmi ailesinden birisinde karşılaşrığımız tiplerden. Başıboş. patavatsız, aklına düşcni söyleyen, ileıiden geriden nasiplenmeyi düşünmeyen. özellikle boy ve posuyla mütenasip aptal fikirler taşıyan, elinde avucunda biriken birkaç kuruşu bıçak, kama, tabanca gibi zararlı gösterişlere harcayan insan tipi. Bu tipler her zaman kültürsüz insanlanmızdan çıkmıyor, akademik hüviyetli zevzeklere de rastlanıyor. - Yeni albümdc neler olacak, çalışmalar nc zaman bitecek? Albüm sanıyorum mayıstan önce bitecek. Bu çalışmada ulkemde > aşanan acılan özellikle işlemeye çalıştım. Memleket gündemini hâlâ meşgul eden Hasan Ocak ıçin bir ağıt hazırlamayı ında Ha>an Ocak simge, bütün Hasan Ocaklara bir atıftır bu. Ülkemde karanlıkta kaybolan tüm yurtsever. rüm vatan evlatlannın bir ağıdı olsun istedim. Bence kimliğinde halk ozanlığı gibı bir mısyonu ta^ımış düşündunı olan her vatanperver insan, namuzsuzluğun ve adaletsizligin her türüne tepki göstermelidir. Erinden generaline, çöpçüsünden armatörüne kadar bu ülkenin bütün insanlan benimdir. Hiç kimsenin bumunun kanamasını istemiyorum ve diyorum ki bitsin insanın insana, kardeşin kardeşe zulmü. - Birçok sanatçı yaprtlannızı yeniden >T)rumladL Telif haklanndan en çok zarar görenlerdensiniz. Neler yaşadınız bu konuda? Son yapacağım albümle birlikte 57 albümüm olacak. Daha önce de dört yüzün üzerinde 45'lik ve 11 longplay yapmışım. Star sanatçılardan hemen hemen altmış kişi yüzlerce eserimi okudu. beni de onore etti. ama son zamanlarda âşıklar edebiyatında mahlas ya da tapşırma dediğimiz, eser sahibinin adı okuyucular tarafından çıkanlıp atılıyor ve büyük ayıp ediliyor. Ben de artık affetmiyorum. hemen hemen hepsi notertescillı olan eserlerimi okuyan vç okutan istismarcılan teker teker yakalayıp mahkemeye \enyorum. Başkanlar da rocksöyler Seattle kenti yalnız gnınge demek değil, müzikçilerin hepsi de Nirva- na'nın yetimleri değil. Kurt Coba- in'm intihannm yarattığı şok geçtı ve gençler arasmda değişik yollar ara- yanlann sayısı yûkselmeye başladı, Seattle'daki 'garaj gruplan gelene- ğJ' artık iyi sonuçlar veriyor. Rock'a bağlı, büro başanlannı bir yana itip gürültülü rock yapan eski okul arkadaş- lanndan olu- şan gruplar dikkat çeki- yor bu kentte. Seatle'ın sah- neye sürdüğü son grubun adı hayli il- ginç:ThePre- sidents of The Lnited States of America. The Presi- dents of The United States of America'nm gecmişini özetleyen bilgilerde şunlaryazılı: Chris BaDow ve Dave Dedener i 985'ten beri birlik- te şarkı yazıyorlar. Yıllar sonra yan- lanna davulcu Jason Fınn'i alıp grup kuruyorlar. Grubun adı tesadüfen or- taya çıkıyor. 1994'te on parçalık de- mo albümleri piyasaya \criliyor. Plakçılann dikkatını çektıkten son- ra geçen yıl kendi adlannı taşıyan al- bümleri yayımlaruyor. Bu albüm ocak ayında Türkiye'de de çıktı... Grubun iki ilginç özelliği var, al- bümdeki on üç parça toplam otuz se- kiz dakika sürüyor. Bu müzik sektöründe mini bir dev- rim. Kısa albümlerin kabul edilmedi- ği piyasaya böyle bir ürün soktular ve son rakamlara göre üç ayda ABD'de yanm milyon albüm sattı- lar. l k ı n c i s i Chns 'basi- tar' adını ver- dıği iki telli bir bass gitar çalıyor, Dave de üç telli gi- tar: yanı tüm y aptıkları müzik beş te- levebirda\"u- !a bağlı. Hoş da soundlan var, özellikle Lumbp ve bir cover olan KickOutTheJams iyi par- çalar. ABD başkanlannm bu müzikle pı- yasadakı yollannın hayli uzun olaca- ğı anlaşılıyor. İlgınç bır not daha; ABD başkanlanndan hangilennin müzisyen olduğunu araştırmışlar. Clinton'ın saksofon çaldığını biliyo- ruz; Truman ve Nixon da pıyanoda hayli ustaymış... SELMI ANDAK 'Kral ve Ben' ile Gerçek Müzikale Toplum ve medya yüzeyinde sessiz geçilen ve sanatsal değeri benzeri örneklerde olduğu gibi gereğiyle yansıtılamayan, ne var ki Atatürk Kültür Merkezi'nin sa- lonunu dolduran sanatsever izle- yicilerin coşkun alkışlanyla onur- landırılmış olan, olağanüstü bir sanat olayını yaşadık: Istanbul Devlet Opera ve Ba/es/'nin müdi- resi ve genel sanat yönetmeni Yekta Kara'nın girişimi ve Hal- dün Dormen'in sahneye koyuşu ile gerçekleştirilen dünyaca ünlü müzikal "Kral ve Ben"\r\ sanatçı- lanmız tarafından başanyla oyna- nışı geniş anlamda övgüye değer. Şöyle ki, sanat dünyasında "sahne sanatı" ve özellikle "mü- zikli gösteri" alanı günümüzde "Müzikal Çağı"n\ yaşamaktadır. "Gerçek anlamda müzikaller" ise yeniliklerin sürekli yaratılması ve teknolojinin de destek olarak ge- lişmesi, ister klasik ister modern bir müzikaiin sahneye konuşu ve oynanışında ancak büyük emek sarf edilerek üstesinden gelinebi- lecek birçok temel unsurları içer- mektedir: übrettonun (metin) dayandığı konunun uygun yorumlanması, melodilerin (ezgi) veritimlerinmü- zikal türlerine uygun olarak ses- lendirilmesi, sadece seslerin de- ğil fıziksel karakterlerin de rol alanlarda doğru seçimı, hareket- lerin, mimiklerin, danslann, dekor, kostüm, ışık ve özellikle orkestra ve koronun, aynı zamanda kore- ografinin ve diğer tüm unsurtann biıieşimi, oldukça zor ve titiz bir seçim ve çalışmayı gerektirmek- tedir. Işte bu açılardan Istanbul Dev- let Opera ve Sa/es/'nin "Kral ve Ben" müzikalindeki başarısı da "zonj basarmak" sayılır. Bu başa- nnın büyük payı, kuşkusuz ülke- mizde müzikal türlerini sahneye koymakta eşsiz ustalığını her za- man kanrtlayan Haldun Dormen'e aittir. Müziğini Richard Rodgers'ın bestelediğı, librettosu (metin) Os- car Hammerstein II ve Türkçesi Nüvit Özdoğru'ya ait, dekor-kos- tümünü Osman Şengezer'in, koreografisini Selçuk Borak'ın, koro yönetimini Yıldız Künuf- ku'nun, ışığı Bülent Darcan'ın uyguladıklan "Kral ve Ben"öe İs- tanbul Devlet Opera ve Bale Or- kestrası'nı orkestra şefi Serdar Yalçın yönetti... Değişik tarihlerde, rolleri dönü- şümlü olarak üstlenen değerliyo- rumculan, opera bale ve çocuk balelerini, konzertmeister Füsun Alpakın'ı ve teknik kadro ile bir- likte tüm emeği geçenleri ayrım yapmadan, "kolektif bir çaba" olarak alkışlanm. Yerli popta zirve yanşı iyice kızıştı. Haluk Levent, Bir Gece Vakti'yle '1 numara'ya çıkarken Le\ent Yüksel, Levent Yüksel'in 2. Kasetiyle bir sıra indi. Geçen hafta üçüncülük Senden Uzak'la Ege'nin oldu Türk sanat müziğimie Muazzez Er- soy'un Nostalji ladlı albümle liderliği sürüyor. Abla Ersoy Bülent Ersoy, Be- nim Dünya Güzellerim'le ikinci; Se- da Sayan, Ah Geceler'le üçüncü. Türk halk müziğinde sırada fazla değişiklik olmuyor; Burhan Çaçan, Beni AnnemeGötüriin'lebirincı; Hül- ya Süer, Gönlüm Anadolu'dayla ikin- ci, Güler Duman, Bu Devran'la üçün- cü. Yabancı popta Loreena MacKen- nith, The Mirror'la lider; Queen'in Made in Heaven'ı, Shagsy'nin Boram- bastic'ı onu izliyor. -HhsofTheFifties - Reggae Feeling - Night Feeling - Süper Rock Sessions-2 - Romantic Jazz - Dreams in Rock - Den Pirazi - Giorgios Alkeos - Ne, Den Akousate Lathos - Christos Argerino - Greatest Hits - Dolly Parton -Danzig4-Danzig - Ehis Christmas Album - E. Pres ley - Number One Hits - Strange Days - M.F.M.P. - Unforgettable Lwe Songs - Ston Area - Sofia Arvaniti - Prasina Fanaria - Dafhı - hnsomnia -Green Day (CD> - Love & Respect - Marla Glen - This is Marla Glen - Marla Glen - Agır ü Mirov - Koma Amed - Bekle Yarim - Ertuğrul Polat - Ah Geceler - Seda Sayan