07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 11 ANKARA kulisi IŞIK KANSU Uçurum ve sol U çurum, sokaklarda dolaşınca, /nsanın kafasına "dank" edıyor. Bır yanda, tanesı mılyariarca lıra eden lüks otomobıllerden on, on beşının bırden sergılendığı galerıler, dığer yanda ucuz ekmek kuyrukları Bır yanda, kaynağı kuşkulu paraların çarçur edıldığı alanlar, bır yanda yoksulluğun çaresız yalnızıığı DSP Kayserı Mılletvekılı Ismail Cem ıle bu konuyu konuştuk Cem, Türkıye'nın hâlâ, dunyada orneğı kalmamış bır Reagan, Thatcher kapıtalızmının, Şıkago anlayışında ısrar ettığı goruşunde Cem, şu yorumu yaptı "Bu, aramızdan bazıları çok zengınleşsin, onlardan aşağıya damlayıp süzülebilecek olan zenginlikJe de kitlelerin durumu düzelsin anlayışı. Bu anlayış, kapitalizmin beşiği olan Amerika'da bile terkedildi. Clınton'un siyasetlerı, bu aniayışa karşı oldu. Ama Türkıye'de iktidarlann hem bilgisizliği hem de duyarsıztığı, Özellıkle genış kitlelere olan yabancılaşması sonucunda, bir köşeyi dönme, malı götürme edebiyatı ite bireyci menfaatlerin en üstte tutulduğu, bunların bütünleyıcısı olan rant ekonomısi ile bu hale duştük." Ismajl Cem'e gore dınsel hassasıyetlerle bağlantılı sıyasetın one çıkması bu oluşumla bağlantılı Yoksullaşma surecındekı kıtleler, eşıtlık, adalet, dayanışma ozlemlennı, dınsel ıçenğı de olan bır soylemde gıdermeye yöneliyoriar. Cem, bu yorumunu, kendı gözlemleri ıle desteklıyor "Esas temel neden, soldaki boşluk. Kayseri'de, seçim öncesi gözledim. Işçi, kendi iddiasının, hayat düzeyinin, çocuğunun daha ryı eğrtim görmestnin, artık solun yaptıkları ve söylemleri ile değil, RP'nin söylemi ile mümkün olabileceği varsayımından hareket edryor. Sol, işçiden, emekçiden, kenar mahallelerden, dar gelirli kesimden tamamen kopmuş." Cem'e, bu durumda solun ne yapmaa gerektığını soruyoruz Yanıtı, ozetle şoyle: "Önümüzdeki dönemde, bilinçli olarak, kendi özümüz ve geçmişe bağlı olarak, 1960'lar, 1970'lerdeki Türkıye solunun doğru titreşımlerinin, doğru tercıhlerının uzantıları olarak mısyonumuza şimdi daha bir bilinçle sanlmalıyiz. Kitlelerie olan bağlanmızı, emek dünyasındaki köklerimizı daha bilinçle değerlendirmek ve solu kitleye mal etmek zorundayız. Elbette toplumun tümüne refah götürmek, öncelikle kımsesızın kimsesi olmak, sessiz kıtlenın sesı olma iddiasındayız. Bunu başardığımız ölçüde Türkiye'nin emek dünyası, genış memur, işçi, esnaf, köyJü kitleleri kendi gerçek temsilcileri olan solda yeriennı çok daha kararlı şekilde alacaktır." Haydı sol, ımeceye Hatalar Tansu Çiller'ın latıfeien de olmasa, hayat çok tatsız olacak. Sayın Çıller, geçenlerde demış kı, "Ben, 4 hata işledim." Hatasız kul olmazmış Tansu Hanıma gore bırıncı hatası şu "Herkes kendi zenginferini yaratmış. Ben, bunu yapmadım. Ustelık teşviklen kaldırdım." Tansu Hamm, teşviklen kaldırmış Eh, bız yalnızca medyaya venlen teşviklen bılıyoruz Tansu Hanım, zengın yaratmamış Tofaş'takı kamu hısselennın satışı ıçın danışmanlık yapacak fırmanın seçımıne yonefık ıhaleye bıle kanşan bır Başbakan'ın "yoksul yaratmak" amacında olduğu duşunulebılır mı? Gelelım, ıkıncı hataya "Yaptıklanmı anlatamadım. Basınla diyalog kuramadım. Medyaya ayiracak zamanım olmadı." Bakanlar Kurulu'nun 3 ayda bır toplandığı bır ulkede, Başbakan'ın basınla karşılaşrrası çok zor oluyor, diyalog da kuralamıycr tabıı Uçuncu hatası şuymuş "llk başta bürokratlan değiştirmem lazımdı. Herkes söyledi, ama yapmadım." Merkez Bankası Başkanı, Hazine Musteşarı, Başbakanlık Mustesan fılan burokrattan sayılmaz Son hata "Partım benden ılgi bekliyordu. Partiyi daha çok kucaklamalıydım. Ihmal ettim." üdere değıl, partıye ılgı gosterenlenn ıhracı da bu yuzden gundeme gelmış olmalı Çay yasağı RP'lı haber kaynağımız, hükumet kurma çabaları sırasında, tanhın gozunden kaçmaması gereken onemli bır ayrıntıyı fısıldadı ANAP ıle RP arasında nıkâh hazırlıkları süruyordu. RP Başkanlık Dıvanı gece toplanmıştı Dıvan uyelennın çoğu, ıftar yemeğını henuz hazmetmemışlerdı. Eh, bırer bardak çay gerekırdı hanı. Yok, çay ıçmek yasaktı Bu yasağın gerekçesını kaynağımız bıze şöyle açıkladı. "Dışanda aç kurtlar gibi bekieyen bir gazeteci ordusu vardı. Çay içilseydi, böbrekler daha fazla çalışacak. Böbrekler çalışınca, tuvalete gitme ihtiyacı artacaktı. Tuvalete gitme ihtiyacı, dışan çıkmayı gerektirecekti. Dışan çıkmak demek, gazetecilerin sorulan ile karşılaşmak anlamına geliyordu. Sorularla karşılaşmak, hükümet kurma girişimleri konusunda hassas bir noktada olmayacak yanıtlar venlmesini mümkün kılacaktı. Onun jçin bir yudum bile çay içılmedi." Gerçı çay ıçmemek, ANAP lıden Mesut Yılmaz'ın memleketı Rıze'ye karşı bır tutum gıbı gözükse de RP'lıler, Yılmaz'ın bu konuda aşırı alınganlık gostermeyeceğı inancındaydılar Yorumsuz. (Fotoğraf: UFUKTEKİN) Hassas il CHP Ankara Mılletvekılı Önder Sav'a gore Sıvas'takı gelışmeler, kımılennın sunduğu gıbı "masum bir terörü önleme operasyonu" değıl Sav, dıkkatlerı şuraya çekme çabasmda "Köydeki insana, ya canını ya malını dedikleri zaman, elbette ki malını verir. Ama, böyle bir görüntü yaşandı diye, bütün o köyü, muhtan ile birlikte gözaltına almaya kalkmak da yanlıştir. Ceza hukukundaki klasik yataklık etme tabiri buraya uymuyor. Bunu ayıklamak lazım." Onder Sav, gözaltına alınanlann yüzde yuze yakını yargı kararı ya da kovuşturmaya gerek bulunmadığı gerekçesıyle serbest bırakılıyorsa, bu toplamada bır yanlışhk olduğu kanısında Sav, şunlan soyluyor "Terörün her türiüsüne, yıldırma, tehdit, öldürmeye yönelik emeilerin karşısındayız. Ama, terör görüntüsü adı altında masum insanın burnunun kanamasından yana değiliz. Burada masum insanlann da sıkıntı çektiği ortaya çıkıyor. O zaman, insan haklan ve özgürlüklerden, demokratik hukuk devletinden yana, hukukun üstünlüğünden yana insanlann, partilerin susması düşünülemez. Amacımız, o yöredekı sıkıntılann asgariye indirilmesi, insanlann çaresizliğe düşürülmemesi, korkutulmaması." Sav, bır noktanın özellıkle altını çızıyor ve dıyor kı, "2 Temmuz 1993'teki Sıvas olayı da, 'Aman canım bır şey olmaz' anlayışından kaynaklandı. Olaylar durulmadı ve 37 kişı cayır cayir yandı. Sıvas, böyle bir hassasiyet taşıyan yöre." Umanz, yetkılıler Sav'ın sozlenne kulak verırier. Türkü söylesinler Tolga Çandar'ın son kasetı "Sen Türkülerdesin" çıktı Kasette, Muğla Zeybeğı'nden Kerkuk Turkusu'ne, Rodos Semahı'ndan Gırıt Turkusu'ne, yanı Anadolu'dan Ege'ye, oradan Mezopotamya'ya uzanan lınk şarkılar var Çandar, "Şarkılanmda, Rodos var, Kerkük var, Ege var. Bunlar, birbiriyle kavga etmiyor. Keyifli bir biriiktelik içindeler" dıyor ve onenyor 'Halk, Türk ve Yunan politikacılanm seçerken, türkü söyleyenıni yeglesinler. Iki ülke arasında bir kriz çıkarsa, politıkacılara türku söyletsinler once. Böylece, birçok ortak noktaları olduğunu görecekler ve sorunları çözmek kolaylaşacak." Çandar "Ben ve orkestram, Kardak kayalıklannda turkü söylemeye hazır. Politikacıları da bekliyorum" dıye eklıyor, "Elektrik sorununu da çevredeki savaş gemilerınden çözeriz." Refiğ'in dikkatine... Sarah ıle Musa'nın aşkı, medyatık tarafını yıtırmedı Şımdı de Halit Refiğ, bu ıkılının fılmını çekecekmış. Sanatına çok saygı duyduğumuz Refiğ'e, aşağıdakı mektubu okumasını salık vennz Mektup, ingılızce oğretmenı Yıldız Selçuk'tan gelıyor "Bundan dört beş yıl öncesiydi sanıyorum. Lise son sınıflann birinde çok hanım, çok çalışkan bir öğrencim vardı. Söz konusu olan bu kızımıza, okula gidip gelirken, delikanlının biri göz koymuştu. Delıkanlı, bir gece anne ve babasının komşuya gitmelerini fırsat bilerek, arkadaşlannın da yardımıyia kızın evini basmış ve kızı kaçırmıştı. Sonuçta; delikanlı hapse, kız ailesine teslim edilmişti. Bu olay karşısında öğrencimizin okulla ilişkisi kesilmişti. Zamanın idarecilerine müsaade etmelerini rica etmiştim. Öğrencimizin istem dışı bir kazaya maruz kaldığını, olayın bir trafik kazası gibi düşünülebıleceğini söylemiştim. Gelen müfettişe de düşüncelenmı aynen aktarmıştım. Fakat müfettiş de Unut bu olayı hoca hanım, yasalar musaade etmiyor' dedi. Şimdi, bu küçük İngiliz kızına, okul arkadaşlannın, okul müdürunün, hatta tüm İngiltere'nın sahıp çıkıp, tekrar öğretime dönmesi için elbiıiiğiyle çalıştıklarını görmek, beni kıskandırmadı desem, yaian olur." Sayın Refiğ'ın, medyanın, "bizim oğlan, esas oğlan" çarpık bakışını fılmıne yansıtmayacağı umuduyla. Kİ>1 KİME DLM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI H A R B t SEMİH POROY GADDAR DAVUT MRIKVRTCERE S£*4 Al£ DtYOGSUN 3U /SC CULSUZ ?. 1dyi£ S'ia. sey 6ER&£* BULÜT BEBEK NVRAYÇtFrçt MIRMIRLAR IĞLRDVRAK TARİHTE BLGÜN MÜMTAZARIKM 24Şubat "MZ4M-/ CED/r" KURULUYORf. Ç/Kffr, <3£T7/errıtSf . YeNlLK TaeAFTAIZl OLAAI PAOIŞAH, y&/V/Ç£?e/ 8ÖYLB SA/C OO?A SAĞt ou>uea OgOoSüHA KAgBUNLAR.IM AKKA DA Ç ISYAMf " SÜtJUAtPA Su BrBLtKLEE OZMDAN KALATT.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle