Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EKİM 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
T Ü R B İ Y A T I N B İ 0 C R A
Unuttuğumuzbir şey var....AHLANTiME.N
Is\ içrîli genç yazar Alain de
Botton. -Kiss&TeU" adlı kıtabın-
<da "sıraıfan' bır msanın. "Lond-
wa'da kü,ıik bir kırt&siye dükkâ-
runda çsbşan. pub'a gidip süî iç-
•mekte diTten. haftada bir kez > ü-
zen. dabı çok kitap okumak iste-
nnesine kjrşın birriirlüzaman bu-
tamayanAaşamı bovunca 18kişh -
!«• öpüşmiiş'* yirmiİi yaşlanndak;
Isabel Roigers'ın va>amöyküsünü
anlatır. A}nntıdangeçılme>en. va-
z-annın kiTiı zaman çızelgelere \e
s.emalara. e elbette fotoğraflara da
b>as;vurarak. yazdığı. kurgu bir bı-
y ografidıı bu. Kim bılir. belki ya-
zartn gercekten tanıdığı bınsidir
Isabel. Arcak bu kıtap. kıtapçıla-
rın 'Biyografi' raflanna konmak
içinyazılnamı$tır. Yazann amacı.
Batı'daki otapçılarda sayısız raf
iş>gal eden. ünlü sıyasetçilerden ya-
zarlara. düjünürlere. sınema -.arıat-
çılanna vemüzjsyenlere. ış.adarn-
lanna. sperculara \e mankenlere
dek uzanan bir "şöhretli simalar'
geçidine donüşen bıyografi yazı-
nını incedeninceyealayaalmaktır.
Bir 'anti-biyografi'dır Alaın de
Botton'un matrak kıtabı.
Türk yaanında biyografî
Türkiye'de ise. değil artık suyu
çıkanldığı ıçin dalgasını geçmek.
düpedüz eksikligı hissedılen bir
alan. biyografi yazını. Örnekleri-
ne pek nadir rastlıvoruz. Türki-
ye'nın gerek siyaset yaşamında.
gerek sanat. edebıyat. kültür orta-
mında iz bırakmış kişılerin bıvog-
rafileri >a da otobıyografilen ara-
L'ilığıvla tanhimizle daha kı^ısel.
daha yakından. daha samımı bır
bag kurma olanağından büv ük öl-
çüde yoksunuz. Düşüııün kı Afa-
türk'ün en yavgın olarak okunan
biyografisının yazan bıle bızden
çıkmamış.
Batı'da yazılan bıyografiler.
'onavlanmış" \e *ona>lanmamış'
diye ikiye aynlır. Onaylanmiş bı-
yografiler. yazannın,yazdığı kişı-
nin izni \e katkisiyla yazdığı tür-
de kitaplardır. aslında otobıyogra-
fi de sayılabılır bu türe gırenler,
bivografiye konu olan şahıs "ge-
reİdi' elemeleri yapmıştır çünkü;
okura, onaydan geçmiş bir portre
sunulur.
Onaylanmamış bıvografılen
okumaksa herzaman daha ze\ kli-
dir! Yazar. başinı ağnımayı göze
alıyorsa dilediğini yazmakta öz-
giirdür. Bu tür kıtaplar yazan bi-
yograficilerin. bellı nomılan göz
öniinde bulundurması beklenır.
V'azık kı bu tür biyografiler de ge-
nelde sansasyon yaratmayı amaç-
ladıgmdan. okurun bu türe olan
güveninı sarsmıştır. Buaçıdan ba-
kıldığında, yazannın konusuna
saygı ve sevecenlikle yaklaş.tığı
Cahide Sonku Erdal İnönü Haldun Taner
dürüst. nesne) bıyografilerazınlık-
ta kalır.
Ingılızlerin çok yaygın bir ata-
sözü var. Kedi meraktan öldü...
Ba^ka yaşamlann cekıminekendı-
ni kaptırmak. insana özgü bir nıe-
rak. Batı'da en çok okunan türle-
rin arasında başı çekiyor biyogra-
fi. Kitap dergilen. yeni çıkan bı-
yografileri tanıtım amacıvla özel
savfalar ayinyor. Her\enı bivog-
rafiyle. \enı tartı^malar gıındenıe
gelivor. "Alice Harikaiar DıŞann-
da"nın yazan Lewis Carroİİ, ger-
çekten küçük kızlara tutkun bır
sübyanc) mıydı'.' Car> Grant, bır
ıki bivografî yazannın ıddıa ettiğı
gibi fngilız casu^ıı muydu? Sha-
kespeare.oy unlannı kendi yazma-
mışmı^.. doiru ınu?
Biyografi yazarlığına soyun-
mak ise belkı Freud'un dediğı gi-
bi gercekten de yazarının konu-
> "tuhaf bir bağ'" kurmastm
beraberindegetın\or. 't'azann bin-
lebi zorlu bir görcvin. dahası ^o-
rumluluğun altından kalkabilmesi
ıçın tutkuvla bağlı olmasi gerekı-
yorkonusuna. Scvgıyle. >a da bı-
yografıye konu olan kişınin kötü
talilıiyse. nefretle bır tutku. bir
bağlılık o\>a gerek bu! Jean Ge-
net'nın de\ bir bıvografı>ını yazan
Edmund VV hite. "Bir de baknor-
sunu/, son derece sıradan biryaşa-
mı olan bir küçük burju\a kaik-
mı^ bir doin ya^amını kendi kü-
çük standartlanvla ölçmeye cesa-
ref edi>or... Bi>ografi. küçük iıısan-
lann büyük insanlardan öç aldığı
bir türdür" dıyor (The Indepen-
dent \Veekend, Mart 1996). Ro-
man, öykii. şiir gibı türlerde ürün
\eremevenlerin biyografi yazarlı-
ğına soy undugu da bir ba^ka eleş-
tirel görijy
Türkiye'de biyografi yazarlığı-
nagelince... Herolay birbirkayar-
ken belleğimızden. durmadan bel-
lekMZİİgıınızı tartışıyoruz. Bir de
Pınar Kür'ün değindiği gıbi. ölü-
ııün arka.sından (kötü) konuşma-
mak kuralınıız \ar. Tomris L'yar
da bu konuda gösterdığımız ıki-
y üziii u\ rı >ö> le anlatır: "... İki üç
gün sonra >a/ılar çıkar. Ölen ister
nanıııslu biri. ister çıkarcının teki,
ister \aşarkcn \arfığı>la herkesi
hezdirmitj bir ııkala olsun. sö/ler
değişmez. En bü>ük sahtekârhğı-
nıı/dır: ölünün arkasındarı i\i ko-
nuşulur. İ\ilik. cesetler arasında
eşit olarak dağıhJır. \azılar da de-
ğişmez zaten. Once katram >a da
ola> olarak ölümle ilgili bir giri^
bir şiirden bir parça. sonra betı/er
ölümlerin u/unca emek-ürünü bir
listfsi. "Bırgün bana demiştı ki..."
di>e başla\an aktarmalar. kişisel
ovünmeler, en sonra da çiğ bir ses-
leniş: 'E\ falanca. senı unutmaya-
cağız' gibi. Tekdüzeiiğin dışınaçık-
mayan gözü >aşlı >azılar; abartıt-
mış,sa»gısız, >apa> ö* güler" (Gün-
döküniii. 1975-1980).
Ölülerin arkasından yazamadı-
ğımıza göre. yaşayanlara hiç mı
hiç bula^mıyoruz. Nice şajrleri-
miz. yazarlanmız. re.ssamlanmız.
tıyatrocularımız \ar. biyografileri
çoktan gecıkıni^.
Bu alanlarda tek tük biyografi-
ye rastlanırken, ışadamlannın ça-
İışkanlıgına diyecek yok.
Kimi ijadamı oturup kendi ya-
zıyoryaşamöyküsünü, kimisi yaz-
dınyor. Bu arada. Türkiye'de en
çok okunan biyografiyerin başın-
da. Altın Kitaplar'dan çıkan lococ-
cageliyor, Kinross'un Atatürk'üy-
le çekişen bu kitabın başansında-
ki küçük sır. kitaba eklenen bajîık:
"Zengin Olma Sanah".
Ayrıca Atilla ÖzkınmlTnın be-
lirttiği gibı. "Meşrutiyettengünü-
nıü/t biyografi alanında verilen
ürünler, dahaçokincelemevearaş-
tırmaya dayanan monografi tü-
ründedir. GeneüikJe edebiv atçılan
konu edinen biyografik >apıtlarsa
o kişivi tanıtma>ı amaçiayan el ki-
taplan nifeliğindedir. Batı'da Rö-
nfsans'tan başlayarak büyük ge-
lişme gösteren \e baş/ıca edebiyat
tiirleri arasındayer alan biyografi,
Türk edebtvatında gereken ilghi
görmemiştir."
Yukandaki satırlar, MılliyetSa-
nat dergibinin bundan tam 12 yıl
önce. biyografi konusunu kapak
yaptığı sayısından. Bu 12 vılda bi-
leyayımlanan biyografilerin sayı-
sı birelin parmaklannı geçmez.
Yine de son yıllarda Türk yazı-
nında bu alanda bir kıpırdanma-
dan söz edilebilir belki: Zeynep
Oral'ın Leyla Gencer'in yajjamını
anlatan kitabı "Tutkunun Roma-
nı", FiiizAli'nin. babası Sabahat-
tin Ali'yi anlattığı "FiJizHiç İ'zül-
mesin", Ayşe Kulin'in Münir \u-
rettin Selçuk'un biyografisi "Bir
Tatlı Huzur". Selimİleri''nin oy un-
laştırdığı "Cahide / Ölüm ve El-
mas", Sezer Dunı ile Orhan Dıı-
ru'nun birlıkte hazırladıklan Oğuz
Haluk Alplaçin'ın dostlannın ağ-
zından >aşamöyküsü "OPera'da-
ki Hayalet'", Demet Taner'ın Hal-
dun Taner biyografisi "Canlar
ÖlesiDegir.Mİna Urgan'ın "Vlr-
ginia HbolPu. İlfıan Selçuk'un
"> ü/başı Selahattin'in Romanı",
Gökhan.AJiçura'nın EnginCezzar
ve Bedia Muvahhit biyografileri,
Şirin De>rim'm "Şakir Paşa Aile-
si", Erdal İnö'nü'nün anılan. şu sı-
ralar kitapçı raflanndan eksık ol-
mayan bir iki örnek.
Bizde arşivcilik yok
Bırbiri ardına çıkan bu kitaplar.
bu konuya daha duyarlılıkla egil-
meye başladıgımızın birgösterge-
si sayılabilir mi? Bu konuda göz-
lenen ilgı, yaşadığımız toplumsal
değişim sürecinın bir uzantısı mı?
Bu birkaç bivografi yenilerinin
yazılmasına etken oluşturacak
mı? Yoksa bellegimize sahıp mi
çıkmaya başlıyoruz?
Kimi yazarlanmıza. bu konuda
sorular yönelttik.
Çoğu, araştırma kaynakiannın
yetersizlıginden yakmdı. Saglıklı
biyografilerin yazılabilmesinin
kuşkusuz ön koşulu. bizde yine
pek olmayan birolgu: Arşfvciük.
Oysa söz uçuyor. yazı kalıyor.
Biyografi vazını, yıllaröncesin-
de Milliyet Sanat dergisinde ka-
pak konusu olduğunda "Biraz da-
ha yaşam" başlıgıyla gündeme
gelmiştı. Gercekten öyle. Çünkü
unurtukça onları. biraz daha öl-
dürmüvor muvuz?
Orhan Pamuk: Biz biyografi
değil, menkıbename yazanz
Türk edebiyatında bıvografinin az
vazılan ve okunan bir türolmasını evet
bireksiklik olarak göruyorum. Ama
Türk edebiyatına başka edebiyatlardan
"eksikJeri" nelerdir diye
yaklaşmaktansa. neden bö\ le oluyor
diye >ormak isterim.
Bizde biyografi "eksikliğini" ilk
nefeste şu durumlar. alı^kanlıklarla
ilişkilendinrdim.
]. Bireyin. insanın hayatına az önem
vedeğer vermemiz.
2. Insanı sevaplan ve günahlanyla
görüp anlamaktan çok öv mek ve
cezalandırmaya ilgi duymak ve insanı
iviligin ve kötülüğün birsimgesi
olarak görme isteğimiz.
; 3. Okumaya ilginin azlığı ve
üni\ersite. yayın ve gazetecilik
dünyasının örgütleniş
ve düşünüşünün
biyografi
yazabilecek
heveslilere yeterli
zaman. para. vazılı
kaynak vermemesi.
İlk iki nedenı. "Biz
bir cemaat
ttplumuyuz" diye de
söylerdim.
Kendimizi cemaatler.
takımlar. aşıretler.
<ümeler. yöreler \ s.
ile tarif eder. kendi
hayatımızın
hıkâyesınden çok
ceınaatimizin
tarihiyle ilgilenir.
kendi ahlakı [
s;çimlerimizden çok \^
takımımıza bağiı
kalmak ile
dertleniriz. Bu
dünyada insaıı alçakgönüllüdür ve
kendini ve benzerlerini önemsemez.
Önemsediğimızde biyografi değil.
hagiografi-menkıbename vazarız.
nsanlan kahranıan ya da azız -ya da
tam tersı alçak. rezil- olduklan için
ilgınç buluruz. Oysa biyografi
ahramanlan veazızleri. alçaklan \e
rezilleri insan oldukları için ilginç
•ılmak ıçin yazılır. Bizim sevdığimiz
menkıbenameler ı>e azizlerin. din
büy üklerinin v üceliklenni.
nlgeliklerinı. cesaretini \e hikmeîmi
ı getirir. yalnızca onlar erı^ılmez bir
dünyada yaşarken biyografi daha
demokrat, daha erişilebilir bir insan
resmi çizer.
Modern biyografi Kleopatra'nın
aslında kom^u kız gibi bir :>ev
olduğunu. modern edebiyat komşu
kızda gizlı bir Kleopatra olduğunu
kanıtlamaya çalışır. Bızlerise
Kleopatra'nın erişilmez Kleopatra
olduğunu okuyup onunla büyiilenmek
isteriz. Bizim için kutsal olan insan
değil. efsanelerimizdir. Biyografi
yazamayız da destan yazanz. Modern
edebiyat ise mesela Joyce sıradan
insanın birgünlük hayatında 700
sayfalık bir destan görür: Uhsses.
Aziz N'esin, Nâzım Hikmet'in modern
bir biyografisini yazıp bir gazetede
tefrika ediyordu ki öyle saldırdılar ki
ona (Nâzım
Hikmet'i kötülüvor)
kitap yanda kaldı.
VilmazGüney'in
katilliği ve
kumarbazlığının
ciddiyetle tartısjldığı
bir metni
okuduğumu
hatıriamışorum
Alçakgönüllü
hayarının rengi
efsanelerden o kadar
j uzak olan Sait FaıVi
U bileöylesine
jı~~*»>'' Û efsaneleştirmişizdir
•W f J ki onun
ı e>cınselliğinden
] k
ahsedilemez. Biz
'ıramanlanmızı
.,1e birseveriz ki
hiç aîilamayızonlan.
Orhan Panıuk Yıllar sonra kendi
anlayışsızlığımızı
onların hayatı sanmamız sevgimizin
yaptığı bir ikinci kötülük olur.
Kahramanlarımıza hayran olup
tapınmak \ a da küfür etmek yenne
onları kendimıze benzetmek
bıvografinin anlama yöntemidir.
Kendimizi fazla önemsemek gibi bır
sonuca -kımı Batı biyografileri beni
böyle sıkıyor- yol açmazsa bunun
önemli in.sanlann hayatlannı
ögrenmek ıçin iyi bir yol olduğunu
dû>üııüyorum. \'aktını ve malzemem
olsaydı Sait Faik'in bivografisini
yaznıaya girişmek isterdım.
Jl
SORULAR
1- Türk edebiyatında
biyografi türünün geiişmemiş
olmasını bir eksikiik olarak
değerlendiriyor musunuz?
~ Bu tiiriin Türkiye'de
neredeyse hiç geiişmemiş
olmasının ne tür nedenleri
olabilir? Bu alandaki iosıriık,
yalnızca araştırma
ka\ nakJannın jeterii
olmamasına bağlanabilir mi?
J- Son dönemde biyografi
ya da bıyografiye yaklaşan
türde kitaplar, geçmişe oranla
daha sık yayımîanır oldu.
sözgelimi Şakir Paşa ailesinin
öyküsü, Münir Nurettin
Selçuk, Engin Cezzar
kitaplan vb. Bu ufak
kıpırtının, içinde
bulunduğumuz döneme
rastlamasının özel bir nedeni
olabilir mi?
4- Genet'nin biyografisini
yazan Edmund White'
>
a göre
biyografi yazarJan "•ilginç
yazariara öykünen, sıkıcı
insanlar". Martin Amisy
}azar oJamayanların biyografi
>^zan olduğu görüşünde.
Sizin edebi biyografilerieilgfli
düşünceleriniz nedir?
5" Türk sanat ve edebiyat
tarihinde "biyografisi
mutlaka yazîlmalı" diye
düşündüğünüz edebiyatçı ya
da sanatçılar \ar mı?
O- Ofobiyografinizi
yazmaj ı düşünü>or
musunuz?
Yann: Şelim İleri ve
Tahsin Yücel'in yanıtlan
MemetFuat: Yaşamöyküsü
yazarlığı nedense gelişmedi1- Yaşamöyküsü asiında bireleştiri
türüdür. Anlatı çerçevesinegirdiği için
de sanatla iç içedir Romana çok yakın.
Bizde nedense gelişmedi. Tek tük
örnekleri var. ama yaj>amö\küsü yazan
diye anabileceğimiz yazarlanmız yok.
Eksikiik elbette.
2- Sanmıyorum. Yeterli bilgi
olduğunda da yaşamöyküsü
yazılmıyor. Eleştiri alanında bu türün
gözden düşmesıne "yapıt'ın öne
çıkması neden oldu. Bugün
incelenmesi gerekenin *sanatçı' değil.
'yapıt'olduğuna inanılıyor. Aslında
ikisi de çeşitli açılardan önemlidir.
Ama çağdaş eleştiri yöntemleri
yaşamöyküsü eleştirmenliğine duy ulan
güçlü bir repkr'y le ortaya çıktıklan için
olaya çeşit/i açılardan bakmalan
beklenemez. Anlatı
sanatlannda ise
'yaşamöyküsü"
yaşanmış gerçekier
adına kurmacanın
önünü kesiyor.
Anlatılan yaşamı
anlatıyı ilginç kılacak
kadar renkli
olmayabilır. Bir
yaşamdan esmleııip
gerektiğinde
kurmacaya da olanak
\eren bir roman
yazınak daha kolaydır.
Araya ne istersenız
sokarsınız.
3- Sanmıyorum.
Anamala dayalı
varlıklı yayınevleri.
baskı tekniğindekı
gelişmelen
kullanmaktaıı hoşlandıklan için çoğaldı
bu tür kitaplar. Yoksa yaşamöyküsü
yazarlıgının toplumsal ya da sanatsal
önemı kavrandığı için değil. Eski
fotoğraflar filan hoşa gidiyor.
Kentlerin yaşamöyküsünü anlatan
yazarlar bana daha bilinçli
görünüyorlar. Insanlann
yaşamöyküsüne kımse öylesine
kendini vererek. bir varar umarak
yaklaşmıvor. \'alnız Kemal Sülker'i
unutmav a11m. Bu y azar Nâzım
Hikmet'in vas^ımöyküsünü anlatma
ijini çok bilinçli olarak elealmış, uzun
yıllar bılgi bıriktırmi'j. yazabileceği
günlerin gelmesinı beklemiştir.
4- Demek kı Batıda da yaşamöyküsü
yazarlan küçümseniyor. Bu
küçümsemeye karşın orada
yaşamöyküsü yazarlan yetişiyorsa
istek büyük demektir. Anlaşılan. okuru
var, yayınev leri yaşamöyküsü kıtaplan
yazılmasını destekliyor. yazarlan bu işe
yönlendiriyorlar. Yazar olamayanîann
yaşamöyküsü yazan olduklan gibi
sözler şuna dayanıyor: Yazdığı
romanlan yayımlatamayan ünsüz bir
yazar, tanınan birinin yaşamöyküsünü
yazıp o kişinin ününden yararlanarak
biryayım olanağı bulabilir. îşi başanrsa
arkasını da getirir. bakarsınız.
yaşamöyküsü yazan olmuş. Şu ya da
bu türün yazan olmak ya da
"olamamak" bir nitelik aynmından
kaynaklanmaz, yaşamda pek çok şeyi
rastlantılarbelirler. Yazınsal
yaşamöykülerine
gelince... Hızlı bir
roman okuru
olduğumyıllarda,
sanatçılann
yaşamöy külerini
anlatan romanlan
çok tat alarak
okurdum. Shelley,
Van Gogh, Gauguin
gibi... Yalnız
sanatçılann değil.
siyasa adamlannın
da: Tom Paine,
Machiavelli... Bizde
de tek tük var böyle
kitaplar. Oğuz Atay
Bir Bilim Adamının
Romanı'nda
Mustafa İnan'ı
Memet Fuat
roman tadı vererek. Birdc îlhan
Berk'in benzersiz bir kitabı var: Uzun
Bir Adam. Kendim üsrüne bir kalem
denemesi... O tadına doyulmaz yapıtta
da özyaşamöyküsü sürekli şiirle
kmştınr... Ben severim bu tür
kitaplan...
5- Aramızdan aynlmış bütün
sanatçılann yaşamöyküleri yazılsın
isterim. Bu arada toplumun dönüşüm
günlerinde yaşamış. olaylara kanşmış
olanlann başlanndan geçenleri elbette
daha çok merak ederim.
6- Hayır. Bıryılı aşkın birsüredir,
anılanmı yazıyorum. Epeyce ilerledim.
Bitirebilirsem. o anılardan benim
yaşamöyküm de aşağı yukan çıkar.
İstanbul Kadm Kuruluşfarı Binliği
Cumhuniyefi kutluyor
KültürSenisi-İstanbul'daki 38 kadın kuruluşundan
oluşan istanbul Kadın Kuruluşları Birligi.
Cumhurijet'in 73. yıldönümü nedeniyle bır kutlama
düzenleyecek. 28 ekim günü saat 13.30'da AKM Büyük
Salon'da gerçekleşecek program kapsamında Meriç
V'elidedeoâlu'nun hazırladığı ve Cumhuriyet'in
kuruluşunu Atatürk'ün kendi dilınden anlatan bır
saydam gösterisı. Prof Dr. Necla Arat'ın yöııeteceği ve
Prof Dr. Ayşe Ekşi. Av. Nazan Moroğlu ve gazetemiz
yazan llhan Selçuk'un katılacağı açık oturum yer
alıyor. IV Devlet Konservatuvan Gençlik Korosu'nun
seslendireceği marşlarla başlayacak olan program. E^in
Afşar'm konseri ile sona erecek.
Masal Gepçek Tiyatrosu
Red Kiri sahneliyop
Kültür Senisi- 1986 \ ılından bu yana çocuklara
yönelik oyunlan sahneleven Masal Gerçek Tıyaırosıı.
bu sezon "Red Kit'i oynuyor. Oyuıı her cumartesi-pazar
günü Beşiktaş Kültür Merkezi'nde saat 13.00'te
sahnelenecek. Oyunun galası 27 ekim paza.r günü saat
13.00'te yapılacak. Sait Seçkin'ın oyunlaştırdığı. Reha
Bilgen'in yönetfiği "Red Kit'te Alper Kul. Cetnre Özer.
Hülya Çelikezer. Tarkan Yılnıaz. Erkan Çclikkol,
Akasya Asıltürkmen. Okan Karaca. Bülent Aksıı.
Güngör VarJı. Okay Şenol ve ÖzgürÖzüigün rol alıyor.
Müzikler Oktay Şenol. kostümler Elvan Gülerv üzlü.
dekor Mete Yıİmaz ve koreografi Sev ınç Erbulak'a ait.
Gramofon'da caz geceleri
KültürScrvisi- Cafe Gramofon'da. 30 ekıme dek her
akşam caz geceleri düzenleniyor. Margert VV'ıttram.
Elisabeth Rnnker-VVittram, Herbert W'alter. Andreas
Goldbach ve Thomas Kıeutzer'den oluşan "5th Avenııe"
topluluğunun vereceğı konserler 22.30 - 01.30 saaıleri
arasında yapıhyor. Herhangı birenstrüman eşliğinde
olmadan müzik yapan a capella bir vokal topluluğu. İki
senedirGüney Âlmanya'da ve Fransa'da başarılı
kon.serler veren. üç erkek. iki bavandan oluşan toplultık
ilginç örnekleri içereıı bır repertuvar siınuyorlur
Karagöz, Hamburg'da sepgilendi
Kültür Sen isi - Karagöz sanatçısı Cengiz üzek. 15-27
ekim tarihleri arasında Hamburg Etnografya Müzesi
tarafından düzenlenen Nasrettin Hoca şenliğıne katıldı.
Özek. uluslararası nitelikteki şenlikiebırdizı gösteri ve
>eminer sundu. Daha önce de Almanya. Fransa.
İngiltere. Daniıııarka. İsveç. Finlandiva. Hollanda.
Malta gibi ülkelere davetli olarak giden ve Karagöz
üzerine seminerler veren Özek'in yaptığı figürlerdcıı
oluşan birçok koleksiyon. Avrupa'da kimi nnizelerde
daimi olarak .sergileniyor. Özek, 1997 baharında
düzenlemeyı planladıgı Uluslararası Kukla Festivalı'nin
hazırlıklarına başladı.
Rûstem Baturn geri dönüyor
Kültür Sen isi-
Ülkemizde stand-up
komedinin öncülerinden
Rüstem Batum. tek
kişilik gösterisiyle
yeniden izleyicilennin
İcarşısına çıkmaya
hazırlanıyor. En son altı
yıl önce sergilediği 'İki
Ters Bi Düz Laflar' adlı
stand-up gösterisiyle ilgi
çeken sanatçı, yenı
gösterisiyle lOkasımdan
itibaren Kenter
Tiyatrosu'nda. Siyasetten
konuşan ayılara. psikolojiden pop müzığe. kadın erkek
ilişkilerinden reklamlara, televizyondan kurt adaınlara.
paparazzilerden cep telefonlarına. astroloıiden hareme
birçok koııunun hicvedildiği gösteride Rüstem Batum.
seyirciye yüksek tempolu bir oyun sunuyor.
'Koca Sinan'm yaşamı sahnede
KümîrSenisi- Mımar Sinan'm yaşamını konu alan
'Koca Sinan' adlı oyuıı. ŞehirTiyatrolan Fatih Reşat
Nurı Sahnesi'nde perde açtı. Fazıl Hayati
Çorbacıoğlu'nun yazdığı. Can Doğan'ın yöııettiğı
oyunda Mazlum Kiper. Ayşen Çetiner. Doğan Ba\li.
Rıdvan Çelebi. Berrin Koper. Yalçın Akçay. Ersan
Barkın. Haşmet Zeybek. L'ğurtan Atakan başlıca rolleri
paylaşıyor. Süleymaniye Camıi'nin yapımı sırasında
ünü dünyaya yayılan Mimar Sinan ve dönemin padişahı
Kanuni Sultan Süleyman'ın kimliklerinde sanat ve
iktidar temasının işlendiği oyun. ay sonuna dek Fatih
Reşat Nuri Sahnesi'nde perde açacak.
Yul Bpynnep'm fotoğrafları
Kültür Senısi- Ünlü sınerna oyuncusu \'ul Brynner'ın
yaşamını konu alan bir biyografi. Brynner'ın
bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor. Oyuncunun kızı
Victoria Brynner tarafından )azılan albüm kıtap. 1985
yılında kansere yenik düşerek yaşamını yitiren
Brynner'ın çok başanlı bir fotoğrafçı olduğunu
kanıtlayan belgelerle dolu. Sinemadan önce sirklerde
çalışan. Paris'teki gece kiüplennde gitar çalan lıatta
radyoculuk biie yapan karizmatik oyuncunun
fotoğrafını çektiği ünlü isimler arasında Sahador Dali.
Jcan Cocteau, Ron Hovvard bulunuyor. Robert Capa \e
Cartier Bresson gıbi ünlü fotoğraf ustaları ile
kıyaslanan Yul Brynner'ın yayımlanan çalışmalan
arasında 50 adet siyah-beyaz fotoğraf bulunuyor.
BUGÜN
CRR'de saat 19.30'da 'Giora Feidman'ın kon.seri
dinlenebiIir.<232 98 30)
E\ REıNSEL KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 14.00'te
Ibrahim Çiftçioğlu'nun hazırlayıp sunduğu "Ekim
Devrimı ve Resim " başlıklı seminer. saat 18.00'dede
"Damdaki Kemancı" adlı fılın izlenebilir.
(243 08 03)
NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde saat 13.00'te Yılnıaz
Güney'in konu olduğu Alımet Soner'in "Adana-
Paris" adlı belgesel filmi gösterilirken saat 15.00te de
>'ılmaz Güney üzerine bir seminer ver alıyor.
(414 5150)
SAHAF CAFE Kİ LTÜR MERKEZİ'nde saat
11.00'de "Şiir Sevdalılan Kendi Şiirlerini Okuyor"
başlıklı etkinlik. saat 14.00'te "Türkiye'de Çizgi
Roman" başlıklı söyleşi. saat 14.30'da da kitap
müzayedesi yer alıyor.
BAKIRKÖY BELEDfYE TİYATROLARI V l NL S
EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 15 00 te
"Hacıvatmaz " adlı ovuıı sahnelenivor.