23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 1996 PAZAR . HABERLER fiasın Konseyi îoplantısı • İstanbul Haber Ser\isi - Basın Konseyi. üniversite temsılcilerivle Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Yavınlan Hakkındaki Kanun'un aksa>an vönlenni belırlemek amacı>la 22 ekım salı günü Basın Konseyı Merkezi'nde Dırtoplantı düzenlevecek. Toplantıda. 13 Nisa'n 1994 ranhinde v ürürlüğe giren 3984 savıİı >asa ve RTÜK fcararları tartişilacak. TüPk-Yunan medyası • ANKARA (ANKA)- Konrad Adenauer \'akfı'nın düzenlediğı "Alman-Türk- Vunan Gazetecıleri Semınen". "Medyave Uzlaşma Yollan". 24-25 ckim tarihleri arasında japılacak. Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre \e Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilecek seminerde. Türk-Yunan medyalannın işbirliği için olanaklar. iki ülke medyasında Türk - Yunan sorunu \e iki ülke arasındaki ilişkiierin düzeltilmesinde özel telev izyonlann rolü gibi konular işleneeek Jet-Pa'ya eleştiri • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Kent Kooperatıflen Merkez Birlıgı (Türkkent). Jet-Pa şirketinin televizyonlarda yavımlanan reklamlanvla kooperatif düşünceye saldırdığını öne sürdii. Tiirkkent'ten yapılan yazılı açıklamada. konut kooperatifçilığınde geçmişte yaşanan oJumsuzluklann günümüzde en aza indirildiği belirtildi. Said Nursi için mevlit • A.NKARA (ANKA) - Bediüzzaman Said Nursi için bugün Ankara Kocarepe Camiinde n>e\ !it okutulacak. Saat 12.00'de Kuranıkerım okunması \e vaaz ile başlavacak mevlit programında Yeni Asya gazetesi sahibi Mehmet Kutlular"ın bir konuşması dayerahyor Ikındı namazı ile sona erecek programa bakanlar \e milletvekılleri katılacak. Demirel'den onay • ANKARA (ANKA)- Cumhurba^kanı Süleyman Demırel'in KİT'lerin 1997>atırım programı ile Yüksek Planlama Kurulu'nun 1997 yılı programına ilişkin iki Bakanlar Kurulu kararını onavladığı bildirildı. Kararlardan birisi KİT'ler ve ortaklannın 1997 yılına ait yatınm ve finansman programını içenrken diğeri de Yiiksek Planlama Kurulu raporuvla Bakanlar Kurulu'na sunulan 1997 vılı programı ile 1997 >ılı programının uygıılanması. koordınasyonu ve izlenmesine dair kanunun kabulüne ilişkın Bakanlar Kurulu kararını içerıyor. Bulufun açıklaması • istanbul Haber Servisi - Bahçelievler Beledive Başkanı Saffer Bulut. çıkarılacak yenı beledıve >asasının hazırlanması sürecinde büvükşehir beledive başkanlan \e siv il toplum örgütleriyle görüşülmemesini eleştirdi. Bulut. >aptığı yazılı açıklamada. Batı normlannda kent. model \ e sistemlerinin temel altyapısını verel yönetimlerdeıı sorumlu bakanlıklann vaptığını vuraulayarak ülkemizde 21 Kasım 1991'dedevlet bakanlığı statüsünde kurulan Şehırcılik ve Konut Bakanlığı'nın devreye girmedığini belirfti. RSF'den açıklama • İstanbul Haber Servisi - Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF). öldürülen gazeteci Metin Göktepe ile ilgili davanın adil ve düriist geçmediğini belirtti. RSF'den vapılan yazılı açıklamada. cinayetin başlıca sorumlusu olan eski İstanbul Emniyet Müdürü Orhaıı Taşanlar'ın sanık sandalvesinde oturması gerektiği kaydedildi. Açıklamada. davanın Istanbul'dan Aydın'a nakledilmesınin üzüntü verici olduğu vureulandı. y. sveç Parlamentosu Sol / Parti Milletvekili Eva A. Zetterberg, sosyalizmin temel kaynaklarma dönmek gerektiğini söylüyor. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Zetterberg, sınıf sorununun çözümlenmediğini vurgularken, "Yaşamm asgari koşullarını sağlamalı, sosyal adaleti ve sınıflar arası uçurumlann azaltılmasını saMinmalıyız. Ve eşitlikten yana olmalıyız. Kendi ülkem için söylersem, yoksul daha yoksul. zenginler daha zengin hale gelmemeir diyor. S ol Parti'nin bütün adaylıklarda, her zaman en azından listedeki ikinci ismin kadm olmasını karara bağladığını söyleyen Sol Parti Milletvekili Eva Zetterberg, "Kadın yoksa demokrasi de yok" diyor. Türkiye'de ise kadınların sosyal hayatta çok etkili olmasına ve eski bir haklar tarihine sahip bulunmasına karşın, parlamentoda çok sınırlı temsil edilmelerinin ciddi bir sorun oluşturduğunu söylüyor. 'Sosyalizme dönmeliyiz'ORALÇAUŞLAR E>a Zetterberg. İsveç Parlamentosu'nda Sol Parti milletvekili. 350 üyeli parlamentonun 144kadın üvesinden birisi olan 50 yaşındaki Zetterberg. Sol Parti Parlanıento Grubu'nun da başkan yardımcısı. 1991 yılından bu yana parlamentoda. Meclis. Uluslararası llişkiler Komısyonu üyesi. Isveç siyasi yaşamınm önemli partilerinden birisi olan Sol Partı'nin parlamentodaki 22 milletvekilınden 10'u kadın. Sol Parti eski İsveç Komünist Partısi'nin kendisini feshetmesi üzerine kurulmuş. 1994 seçimlerinde yüzde 6'nın biraz üzerinde oy alan Sol Parti'nin kamuovu yoklamalanndaki oy oranı şimdi yüzde 12"nin üzerinde görünüyor. Kendisini Marksist olarak tanımlavan Sol Parti'nin lıderi de ülkenin tanınmış önderlerinden bir kadın: Gudrun Schuman. Aykırı çıkışlarıv la da ılgi çeken bir politikacı olan Schvman. son dönemde alkol sorunu nedenıvle sivasetten bir süre uzak durdu. İki haftalık birtedaviden sonra içkiyi bıraktı \e partisinin yeniden başına geçti. Sol Parti Milletvekili Eva Zetterberg, İsveç Parlamento Grubu'yla birlikte Türkive've resmi bir zi>arette bulundu. Zetterberg'le sosyalizm. kadın sorunu ve Sol Parti üzerine konuştuk. -Üyesi olduğunuz Sol Parti, Türkive'de sol çe> relerin ilgisini çekecek başanlar kazanıvor. O\ oranınr sosyalizmin büyiik sorunlar vaşadığı koşullarda arttırıyor. Sol Parti'>i bize tanıtır mısınız? Eva Zetterberg- Sol Parti'nin geçmişinde Isveç Komünist Partisi var. isveç Konıünist Partisi, bağımsız bir komünist partisıydı. Sovyetlerin izlediği çizgiyle hiç bir zaman birlikte olmadı. Italyan Komünist Partisi veya bazı Batı Âvrupa komünist partilerine benzer bir çizgi ızlıyordu. 1990 yılında ismimizi değıştırdik. Programımızın bazı anlav ışlarını da^ieğiştirdik. Mayıs 1996'dakı son kongremizde. programımıza. feminızmi temel maddelerden birisi olarak ekledik. Uluslararası da>anışma, çevre sorunları ve çok tabii olarak Marksist felsefe temel anlayışlanmızı oluşturuyor. - Si/in anlav ışınıza göre Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra sosyaüzm konusunda neler değişti? Eva Zetterberg-Çok şev değişmedi. Çünkü Sovyetler Birliği'nin çöküşünden önce de biz Doğu Avrupa ülkelerini örnek olarak görmüyorduk. Oradaki uvgulamalara karşı da çok eleştirel.bir vaklaşımımız vardı. Herkes gibi biz de çöküşün bu şekilde ve bu kadar hızlı olacağını hesaplamıyorduk. Bize önceleri çok kimse. "Siz sosyalistler, komünistler orada olanları görmiiyor musunuz? İstediğiniz bu mu" divorlardı. Biz de onlara. ""Bizim istediğimizonlann yaptıkları değil. Bizim kendi fikiıierimiz var. Avnı ideolojik temele dayanıvoruz. Fakat sosvalizmin pratiğine ve teorisine ilişkin lamaınıvia farklıfîkirleresahibiz" cevabını verivorduk. Bir vönüyle onlann çöküşü bize yardımcı oldu. Öte yandan dünva çok daha karmaşık hale geldi. Önceleri eınpenalist güçler. büyük bloklar ve soğuk savaştan söz ediliyordu. Dünya şımdi tamamıvla değişti. Şunu da belirtmek istivorum. Biz. Berlin Duvan'nın yıkılmasından memnun olduk. Bu ülkelerde siyasi özgürlüğün gerçekleşmesinden yanaydık. Öte yandan duvarın vıkılmasıyla ortaya çıkan durumun da bir çok şe> i daha körü hale getirdiğini de görüyoruz. Bugün o ülkeler daha voksul hale geldiler. -Sosyalizm bugün sizin için ne anlama gelhor? Eva Zetterberg- Bana göre. sosyalizmin temel kaynaklarma dönmeliyiz. Yaşamın asgari koşullarını sağlamalı. sos>al adaleti \e sınıflararası uçurumlann azaltılmasını sav unmalıyız. Ve eşitlikten yana olmalıyız. Bu tabiı geleceğe vönelik bir ütopya. Kendi ülkem için söylersem. yoksul daha yoksul. zenginler daha zengin hale gelmemeli. Genç ınsanlar için iyi eğitim ve ıvı iş. koşullannı hazırlamalıyız. -Neden kapitalizme karşısını/'.' Eva Zetterberg- Kapitalızmı bir noktava kadar kabul etmiş bulunuyoruz. Ama. denetlenmesının çok gerekli olduğunu düşünüyonız. Ne yazık ki veterli kontrol vok. Ne İsveç'te ne de başica ülkelerde... Serbest piyasava inanıvoruz. Ama sosyal birrengı olmal'ı bunun. Kapitali.stlere her istediklerini. dilediklerı bıçımde yapma ı'zni tanınmamalı -Pazar ekonomisine karşı tutumunuz nedir? E\a Zetterberg- Biz Kveç olarak pazar ckonomiMiıı kabul edıvoruz. Her ülke kendisi için karar vermeli. Ama bunu oreanize etmenın bir volu olduöuna Sol Parti'nin lideri ülkenin tanınmış önderlerinden Gudrun Schuman'dı. Schuman, son dönemde alkol sorunu nedeniyle siyasetten bir süre için ajn kaldı. İki haftalık bir teda\i gördü. Içkiji bıraktı ve yeniden partisinin başına inanıyorum ben. -Feminizmi programınızın önemli bir unsuru olarak sa\dınız. Sosyalizmle feminizm arasında nasıl bir ilişki var? Eva Zetterberg- Her ikisini de vurgulamak bence çok önemli. Uzun süre. bizim partimiz de pek çok sol parti gibi. sınıf mücadelesinın önemini vurguladı. Bu tabii ki bütün ülkeler için çok önemliydi. Ama aynı zamanda feminizm, kadınlarla erkekler arasındaki koşullan daha eşit bir noktava getırmek. -İsveç'te kadın hareketinin çok ileri bir noktada olduğu bilinivor. Sizin kadın hareketine karşı tutumunuz nedir? Eva Zetterberg- Gerçekten önemli ve güçlü bir kadın hareketimiz var. Bazı partiler içinde özel kadın komiteleri kuruldu. Bizim partımizde özel bir kadın komisyonu kurmaya gerek görmedık. Bizim partimizde zaten kadın sorunu çok özel bir yere sahip. Kadınlar yönetimde ağırlığı oluşturuvorlar. Partimızın lideri kadın. Bizim partimız zaten feminist bir parti. Bu nedenle özel bir komisyona ihtiyacımız yok. - Sizin liderini/ kadın. Gudrun Schuman. Yönetimdeki kadın ağırlığı ne oranda? Eva Zetterberg- Çok > üksek. Yıllar önce aldıgımız karara göre. bütün adaylıklarda. her zaman en azından listedeki ikinci ismin kadın olması gerekiyor. Partili milletvekillerimizin yansı kadın. Bütün parlamento içindeki kadın oranı da yüzde 42. Sosyal Demokrat Parti de bizdekine benzer bir vöntem uyguluyor. -Kaduıla demokrasi arasındaki bağ sizce nedir. Eva Zetterberg- Kadın yoksa demokrasi de j;qk. Bu çok bâsit. Örneğin sizin üikeHİzde^kadınlann sosyal hayatta çok etkili ofduğunu ve oldukça eski bir haklar tarihine sahip olduğunu gördüm. Parlamentoda çok az kadın olması ise ciddi bir sorun. -Seçimlerde Türkiyeli kadınlar bunu nasıl değiştirebilir. Eva Zetterberg- Kota sisteminde ısrar etmeli. Bu çok önemli. -Başkanını/ Gudrun Schuman'ın alkol nedeniyle liderliği bırakacağı söyleniyor. Eva Zetterberg- Gudrun Schuman konusunda çok şeyler söylendi. Aralık ayının başında kamuo>Tj önünde alkol problemi olduğunu açıkladı. Avnı zamanda bu konuda tedavi olduğunu ve artık alkolden uzak duracağını da belirtti. Bu konu günlerce basının ve TV'nin en önemli sorunu haline geldi. İki haftalığına ıstirahate çekildi ve partinin başına yeniden döndü. Sağlığına kavuştuktan sonra, seçmenlerine ve halka sordu. Onlar, kendisinin partinin başına yeniden geçmesini istediler. İki yıllık deneyimimiz, Schuman'ın halk tarafından ne kadar sevildiğini gösterdi. Oy oranımız. Schman aleyhinde kamuoyu yaratmak amacıyla >avımlanan haberlere rağmen sürekli artıyor, özellikle kadınlann desteği çok. Sadece seçmenimiz olan kadınlardan değil. politikamıza hayranlık duvan başka kadınlardan destek gelmeye başladı. -Bir de kızıyla gittiği diskotek yüzünden haberler çıkmıştı galiba. Eva Zetterberg- Evet bahar aylanydı. Uyuşturucu içilen bir diskoteğe kızıyla birlikte gıttı. Kımılen çok hoşnut kaldı. ama onu mahkûm edenler de oldu. -Ovlanmzın şu andaki durumu ne? -Eva Zetterberg- O> lanmız ıkiye katlandı. Dürüst olmak gerekirse ilk neden sosyal demokratların izlediği politikadan çok sayıda insanın hoşnut olmaması. Ama önemli bir neden de galiba bizim başanlı olmamız. Biz ekonomik sorunlarda çok ciddi olduğumuzu gösterdik. Kazan'm sürgün kararnamesi sonucu istifa eden yargıç Ali Yılmaz, Cumhuriyet'e konuştu 6 Laik okhığum için sürgün edildinı' E\ IN GÖKTAŞ .ANK.AR.A - Adalet Bakanı Şe\ket Kazan'ın geçen a> vayımladığı. büvük çoğunluğu Atatürkçü \e laik yargıç ve savcılan hedefalan "sürgün kararnanıesi"nden sonra. istifa eden hukukçulara bir yargıç daha eklendi. Adalet Bakanlığı Merkez Teşkilatf nda vaklaşık 3 yıldır tetkik yargıcı olarak görev yapan ve kararnameyle Gümüşhaneve sürgün edilen Ali Yılmaz, kararnamev ı protesto etmek amacıvla istifa etti. Mersin'e atanan eski Ankara Başsavcısı NazmiŞarvan ile Eskişehir'e atanan eski Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Necnıettin Koçbaş. daha önce istifa etmişlerdi. Gumhuriyet'e konuşan Ali Yılmaz. "Atatürkçü, laik. çağdaş ve hukuk devleti ilkelerine inanan bir hukukçu olduğum için sürgün edildim"* dedi. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk \e Dış llişkiler Genel Müdürlüğü'nde görevli iken. politik nedenlerden dola>ı Gümüşhane Savcılığı'na tayin edilmeyi içine sindiremediğini belirten Yılmaz. çalışma şevki kalmadığı için istifa ettiğini bildirdi. Yılmaz. şimdiye kadar Doğu ve Güneydoğu'nun birçok il ve ilçelerinde görev vaptığını anımsatırken "Asluıda benim Gümüşhane ile bir sorunum yok. Hatta 5-6 ay önce bu güzel kenrinıizi görmeve gitnıiştim. Asıl sorun. bir insanın isteğinin sorulmadan. politik nedenlerden dolavı çalıştığı ortamdan uzaklaştırılnıasıdır" divc konuştu. ^'ılmaz. açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bu uygulamanın hiçbirhaklı vanı yoktur. Çünkü. Adalet Bakanlığı'nda görevlendirilme nedenim. iki vabancı dil bilmem ve AT hukuku alanında ıııasfer çalışmanı bulunnıasıvdı. Bakanlıkta çalıştığım süre içinde. önemli göre\ ler üstlendim. Vürtiçi toplantıiarda bakanlığımı. vurtdışı toplantıiarda da iilkenıi temsil ettinı. \ani, tavini tümü>le politik kabul ediyorum. Açıkçası. Atatürkçü ve demokrat kadrolaruı tasflvesi olarak görü>orum. Bu tavini içüne sindiremedim. vargıçhkta çalışma şe\ kim kalmadığı için istifa ettim." •Bürokrasi geleneği yok' Yilmaz. tavin kararnamelerini Hâkinıler ve Savcılar V'üksek Kurulu'nun hazırladığını. ancak bu kurıılun bağımsız bir sekretarvasının olmayışı nedenivİe. personel genel müdürünün. bakanın talimatları doğrultusunda kararname hazırladığını söyledi. Personel genel müdürü tarafından hazırlanıp bakanın onayına sunulan kararnameleri. v'üksek kurtılun da sağlıklı bir değerlendirmeye tabii tutamadıöını kavdeden Yılmaz, "Bakan ve müsteşar, yüksek kurulun bileşiminden mutlaka çıkanlması gerekir" dedi. Son yıllarda Adalet bakanlannın sık sık değiştiğini anımsatan Yılmaz, son 2.5 yıl içinde 6 bakanla tanıştığını söyledi. Yılmaz. her dönemde. özellikle son zamanlarda bürokratlann önemli ölçüde değiştirildiğini kaydederken "Oysa, Adalet Bakanlığı gibi temel bakanlıkta bu çok sakıncalıdır. Bir bürokrasi geleneği oluşturulamıyor. Yargıcın üretken olabilmesi için, öncelikle kendini güvencede hissetmesi gerekir. Aslında Türkive'de her bakanlıkta devlet adanıı değil, hükümet adamı yetiştiriliyor" dıye konuştu. MIKRO DINÇ TAYANÇ Bulanık Suyun Balıkları Kıyıya yakın sularda avlanan balıkların bir tuhaf • kokusu oluyor... Issız yörelerde "Sazlıkya da otko- kusudur" denilip geçilse de yerleşim merkezlerin- - de "Lağım kokusu olmasın?" kuşkusu kaplıyor in- sanın içini... Dahası, ister ıssızda yensin ister ıslıda, böylesi balığın lezzetinden çok kokusuna takılını- - yor... Başkenttekiler için, kendilerine yedirilenin ıssız- . lıkta mı, yerleşim birimlerinin burnunun dibinde m i J avlandığının önemi olmasa gerek; çünkü Ankara'da • deniz yok, koku çok... Beteri; Ankara'dan yayılan koku çok! Örneğin Halkbank balığının kokusu bir türlü, Ba-,. sın Özgürlüklerini Kısıtlama Yasası çalışmalarınınki. bir başka; Libya "zaferi" bir başka kokuyor, Roma. komutanları örneği etekli paşalar bambaşka; 'Ve-1 kil" başbakanın aslının yokluğunda çevirdiği fınldak-, ların kokusu başka tütüyor, başbakanın parti kong- * resindeki Atatürkçülüğü beş başka... ; Kimi de, nerede avlanmışsa avlanmış balıkları ye- mektense, bulanık sularda balık avlayıp millete ye- • dirmenin peşinde. Bunlann balığı da Cumhurbaş- kanı Demirel'in görev süresinin ne zaman bitece- ' ği... Akıllarına estikçe Atatürk'e de, Ismet Inönü'ye de kara çalmakla kara yobazlık doyumu sağlayan- : lar, her nedense son günlerde Ata'nın ölümünden - sonra Cumhurbaşkanlığf na seçilen Ismet Paşa'nın görev süresi ve yeniden seçime gitmesine sarılma-. ya çabalıyorlar! Üstelik de neden; kendilerinı kollayıp, semirtip,1 palazlandırıp Türkiye Cumhuriyeti demokrasisine armağan eden (!) Süleyman Bey'in "laiklilğin temi- natı" olduğunu. "Atatürk devrim ve ilkelerinin sa- • hibi" olduğunu açıklamasıyla gözlerini kin bürüdü- • ğünden! "Yahu, it bile kabını dolduran eli ısırmaz" diye- cek oluyorum ki, şeytanım dürtüyor: "Oğlum orta-' da ne it var, ne ısırılan. Kara yobaz sürüsü, iktidar-' daki temsilcilennin başarısızlıklannı örtme çaba- sında, günden saptırmaya çabalıyor o kadar. Yok- sa Süleyman Bey'e olan borçlannı unutacak den- li sapıtırlar mı hiç? Bu da bir tür takıyye. Tıpkı ken- dileri yayıp kendilerinı inandırdıkları darbe söylen- tileri gibi..." Ne diyeyim, şeytan aklı işte! Kara yobazlar bulanık suda balık avlıyor da, ak yobazlar duru su mu arıyorlar? Ne gezer! ,.., Önlapn karalayıcıları da Türkiye Cumhuriyeti ve .. AtatücK.dftMtiralefiioŞikinlerinî ddyuma ulaştırmak . için şeriatçılann "atUna imzaatacağı" incilerdüzü- yor! Ak yobazların karalayıcıları ile kara yobazların ka- lemşörleri paslaşa dursunlar; tekelleşme ve kredi- lendirilme özgürlükleri zedelenen (!) medya patron- lan ansızın laik kesiliveriyor! Onları laikleştiren de ne; iktidardaki yobazların ve yardakçılarının halı altına itmeye çabaladıkları pisliklerinin ortaya dökülmesi! , Pislik açığa çıkınca; tekelleşme özgürlüğü de. kre- dilendirilme ayrıcalığı da yerini "sopa "ya bırakıve- riyor. Iktidann sopası "sansür"\ Şeytanım gene dürtüyor: "Oğlum, hani Arnavut Bey'i kızının düğününe çalgıcılan davet edermiş de, düğünün sonunda kanlı çarşaf asılamayıp kı- zın kızoğlankız olmadığı açığa çıkınca da 'Dövün çalgıcılan' dermiş ya... işte bu da o hesap! Ne te- kelleşmenin durdurulacağı var, ne kredilendirilme- nin; sansür de uygulansa uygulansa medyaya de- ğil, başına uygulanır!" içimden şeytanımı dövmek geçiyorü! Bulanık su balıklarının "ne" koktuğu kestirilemi- yor; bulanık suda balık avlamaya kalkışanların "ne" avlayacakları da bilinemiyor. Oysa, bulanıklığın altında "üçfe biri kendini do- , yurabilecekgelirdüzeyineerişememiş", kalanın bir. o kadarının da gerçek geliri sürekli düşen bir ulus • "bekliyor". Neyi bekliyor? j Siyasetçi bozuntularının Kanarya misali ayak al- ' tınadüşürdüğüulusalonurumuzun. "Avnjpa'yı fet- < hedecek" Cim Bom. Kara Kartal ve de Laz Hamsi-' si'nin ayaklarında yücelmesini! î Ana fikir: Balık baştan kokar! Ana fikrin ana fikri: Kokmuş balığı bile bile yiyene acınmazü! ÖDP lideri Ufuk Uras 'Seçim yasası ve karan çıkarmalı' DE\ RLM SENTVIAY Özaürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Ufuk L'ras. Türkiye Büvük Millet Meclisinin seçim sistemi ve parti yasalarında demokratik deâişiklikler yaparak. I997bahannda mutlaka erken seçime gidilmesi gerektiğini söyledi. I99?"nin bahanyla sonbaharı arasındaki bir zamanda erken genel seçim yapılması gerktiğini söyleyen Ufuk Uras. öncelikle seçim ve partiler yasasının değiştinlmesi gerektiğini sav undu. Yeni bir hükümet oluşturma gayretlerini nasıl karşıladıklan sorusunu. geçici bir hükümet kurulması gerektiğini söyleyerek yanıtlayan Uras. şunlan sövledi. "Yeni bir hükümet gelirse, bunun geçici bir hükümet olması gerekir. Milli mutabakata dayaiı hükümet ki, MGK'nin sözcülüğünü üstlenen ve dev letin sigortası olan Ecevit bunun için çok çeşnidir, Türkiye'nin sorunlannı ağırlaştınr. Refahyol'un 3 aylık performansı ordu ve sermaye çevrelerince beğenilmedi. Ecevit'in önceki günlerde sövlediği yeni bir hükümetin en az üç v ıllığına kurulması gerektiğine ilişkin sözünü, TÜSLAD Genel Başkanı Halis Komih" nin de 3 ay önce söylemesi sizce çok mu tesadüf? Havır, bunlar birbirini tamamlayan zihniyetlerdir. Bunlann amacı kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratmak. Bu ise gerginliklerin artmasına ve hiiv ük patlamalara neden olur."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle