Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya\ ın Yonetmenı OrhanErinç#
Genel Ya\ ın Koordınatoru Hikmet Çetin-
kava 0 Yazıı^len Mudurlerı İbrahim
Yıİdız (Sonımlu), DinçTajanç • Ha-
ber Merkezı Muduru Hakan Kara # Gör-
sel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Ntıhbarat
Cengi/ Y ıldırım 0Ekonomı Bülent Kı/anlık
# Kuıııır Handan Şenköken # Spor
Abdülkadir \ ücelman # MaLıleler Sami
karaoren 0 Duzeltmc Abdullah V, a/ıcı
0 Fotoeraf" Erdoğan Köseoğlu 0Bılgı-Bclge
Edibe Suğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Orban Erinç. Okta» Kurtböke
HikmetÇctinka> a, >ükran Soncr.
Ergun Baku Dinç Ta\anç. İbrahim
V lldl/. Orhan Bursall. Musrafa
Balhav Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısi Mustafa Balbav # Haber Muduru Doğan
Akın Alarurk BuK an No i 25. Kjt 4. BakanlıMar- Ankara Tel
4195020 I" hat). Fak> 4195027 • Izmır TeniMİcısı
Serdar Kızık. H Zıva Blv 1352 S 2 3 lel. 4411220.
Faks 44191 P # Adana Tenısılcısi Çetin \ iğenoğlu.
InorıuCd 1I9S No 1 Kat 1. Tel 3522550. Faks 35225TI
\lue;.sese Muduru Erol Erkut #
Koordınator Ahmct Korulsan 9
Muhasebe Bülent ^ ener • Idare
Hûsevin Gürer # Işietme Önder
Çelik' • Bılgı-hlen Nail Inal •
BılgısoşarSıstem Mürmet Çöer
MED>. \ C: • Vonetım Kurulu
Bajkanı - Cend Mudur Gülbin
Erduran O Koordınator Refaa
lşıtman # Genel Mudur Yarcbmcısj
Min« Akdağ Tel 514 (T 53 -
513 95 80-513 84 60-61. Faks 5118466
V.a>ımla\an \e Basan: *l enı (,un Haber ian-ı BaMrne Ya>ıncılık \ Ş
PK 246 Isunhul fc! ( ( ı : i : ı < Faio 20EKİM 1996 imsak:5.49 G u n e y " I 4 Öğle 12.56 Ikindi: 15 54 Akşanr 18.24 Yatsı. 19.43
Gaziantep Kadın Platformu Başkanı avukat Vildan Yirmibeşlioğlu, 'kadın mezbahası' olarak nitelediği bölgeyi anlattı
'G. Doğu'da kadın çaresizlik içinde'
ECE TEMELKURAN
Ingiltere'de
'eğitim' gösterisi
• Haber Merkezi - Londra.
diin eğıtımcılerle ılk \e
ortaoğretım öârencılerinın
katılımıyla gerçekleşen bır
protesto gösterısıne bahne
oldu. Hükümetın bütçede
eğıtıme a> trdıgı paydan
iikâyetı olan yaklaşık 10
bin kısınin katıldığı gösten.
L'lusal Öğretmen Bırlıgı
tarafından düzenlendi.
Doğu aşılanıyor
• ANKARA(ANKA)-
SağlıkBakanhâı. bölgeler
ara.sı farklılığı ortadan
kaldırmak \e bölgedeki
diisiik aşılama oranlannı
artiırmak içın 15 kasırna
kadar yoğıın aylanıa
programı başlattı
Saglık Bakanlığı yetkililerı.
Doğu \e Güneydogu'da
bulunan 19 ıh asılanıa
ortalamalannın terör \e
coğrafi nedenlerden dolayı
son beş y ıla göre düşüş
gösterdığını belırrtı
Aşılama programı ıle9-l9
aylık 1 mılyon 600 bın
çocıığa a^ılı olup
olmadıgına bakılmaksızın
kızamik aşısı. 2-59 aylık
eksik a^ısı olan bütün
çocııklara da dırterı.
bognıaca \e tetanoz aşısı
yapılacaöı ögrenildı.
Aşılama programına "
r
milyar 500 mılyon lira para
ayrıldı.
• 14 yaşındaki Seda, Şanhurfa şehir merkezinde boğazı
kesilerek öldürülüyor. Avukat, katili. "Bu görevi ona toplum
verdi" diye savunuyor. Yöneticiler, "Olayı kaşımayın"
diyorlar. Kahvede erkeWer bağınyorlar: "Orospunuzu
temizlemediniz mi?" Ama namusunu bu kadar seven
bölgede en yaygın suç, "fiili livata".
düğü namus cina>etleri hep işlenivor,
ama ya yöneticilerin tepkileri?
- Doğurduğu gayri meşru çocuğu tar-
lava bırakmasının ardından aılesi tara-
fından şehir meydanında boğazı kesi-
lerek öldiiriilen Oruç olayının ardın-
dan ıki yönelıcının konuşmasına tanık
oldum. Biri dığenne, "Bu ola> ı fazla ka-
şıma\ın. Gazeteciler bu ola\ın üzerine
gftmesin'"diyordu. Halk zaien. -Çokiyi
oldu" diyor. Ama gazeteciler sordu-
ğunda. gerçeğı »öylemiyorlar. Oysa.
•*Hakrtmişti"sözüçok insanınagzın-
dan çıktı.
- Aileleri nasıl tepkj göstemor?
- Şanlıurfacia e\ den birkaç gün uzak-
laştı dive yıne boğazı kesilerek öldii-
riilen Sevda Gök'ün dedesine "Başı-
nızsağolsun''dediğınızde. kızıvor. Çün-
kü ona göre namus temizlendı. Anne-
sınıkonuşturmavaçalıştım. Süreklıağ-
- Gaziantep Kadın Plat-
formu Başkanı Vildan Virmibeşlioğiu.
"kadın mezbahasr olarak nıtelendır-
diği Günevdoğu Anadolu Bölgesfnde.
kadınlann namus cinayetlerine kurban
gitmeleri üzenndeçalışıyor. Yirmibeş-
iıoğlu, erkeklenn kadınlar içın kurduk-
lan kapanları. devletin törelere teslim
oluşunu. kadmın devlerten yardım is-
tediginde nasıl bir erkek dayanışma-
sıvla karşılaştığını anlatıyor. Âma Yir-
mibeşlioğlu, bu dayanılmaz çaresizlık
içınde ölümüne direnışe de dıkkat ce-
kıyor:
"Genç kıziar sonu ölüm olsa bile >i-
ne de kaçnor."
Yirmibeşlioğlu. Cumhurhefın so-
rulannı yanıtladı.
-Güne>dogu'da kadınlann öldürül-
lıyordu. Ne zaman erkeklerduruşma sa-
lonuna ıfade \ermeye gırdi. O zaman
"Bö>leolmasınıistemedim"dedi. Ama
karşı çıkacak gücu yok. Çünkü. Ses da"\ ı
öldüren 14 şaşındakı da\ı oğluna bile
kah\ede. "Orospunuzu temizlemedi-
niz mi daha" dı\r
e soruluyor. Bu arada
artık çok önemsız. ama Sevda. adlı tıp
raporuna göre bakıre. Zaten bu kızla-
rın cınsellığı Naşamış olmasına gerek
>ok Sevda'\ı öldüren dayı oğlunun
sö> ledıği gibı. "Nasıl olsaerkekler ra-
hatbırakmamıştır"denıpöldürülü\or.
^nnesi kızını öldürü)t
or<
- Çe\ redeki kadınlar >a da kı/lann
anneleri nasıl tepki gösteri>oriar?
-Se\da"nınannesı.dıvedı_ve. "Onu
kimseistemevegelmedi"dedı. Yanı bu.
bırezıklık nedenı onlar ıçın>adabaş-
ka bır kızı traktörün altına atıyorlar.
Ölme>ınee annesi ıtiyor kızı traktörün
altına. Bana gelen bır başka davada da
kız öldükten sonra annesı. "Keşke na-
mus kanşmasaydr diyor. >ani namus-
suz öldüöü içın üzülü\or. öldüöü içın
değil
- Bunlann ne kadan btzlere \ansi\or?
- Çok azı. Oruç \ e Se% da olaylan şe-
hir merkezinde gerçekleştiği için duy-
dunuz. Şanlıurfa"da bir emniyet vetk'i-
lisı. son 4 yılda kendi duyduğu sayının
30"un üzerinde olduğunu sövlüyor. Ya-
ni Güneydoğu kadın mezbahası. Ama.
L'rfa"da hangı -»uçların işlendığinı öğ-
renmeveçalıştığınızdaşaşınyorsunuz:
Fıılı livata. Yanı erkeklenn namusu yok.
kadınlann varvekadınlannkıerkekler-
den soruluyor.
'Yargı,töre\eteslim'
- ^argı nasıl değerlendimor olayla-
n?
- Sev da olayında dayı oğlunun "ağır
tahrik" altında kaldığı söylenerek 2.5
\ü ceza verıldı. Bu arada öldürülürken
Sevda'nın kolundan tutan 2 kişi hak-
kındakovuşturmayapılmadı. İddıana-
mede v er alan "aikmeclisi karan" dik-
katealınmadı. Yanı yargı.töreye teslim
oluyor. Bu vahşet karşısında çaresız
kahvor
- Kadın platformu olarakola> lar üze-
rine L rfa'va gittiğinizde nasıl tepkiler-
k karşılaştınız?
- Ben, süreklı tehdıt alıyorum. Ama
biz oraya gittiğimızde. fotokopi çektır-
mek ıçin bır dükkâna gırdik. Dükkân
sahibi bildirive baktı ve "Siz bize kar-
şısınız"dedı. Ben de "Bizsizedeğil, ka-
dının dövülmesine, öldühilmesine kar-
ŞIJTZ" dedim. Duruşmadan çıkıp şehir
meydanında konuşma yaptık. "Siz bir
cinavete tanıksımz. Tanıklığınıza karşın
susarak bu cina\etten yana tavır aldt-
nız. Siz bir giinaha ortaksınız" dedık
Bu arada küçük bır kız yanıma gelıp
"Teyze tevze, yakında bir kız daha öl-
dürülecek. Boğazını kesecekler" dedı.
t
Kızlar yine de kaçıyor^
- Cinavetk'rin nedenini nasıl açıklrvor-
sunuz?
- Cınayetlerin nedeni, kadının mal ola-
rak değerinın düşmesi. Erkek. kadının
ıstedıği gıbi dav ranmast} la ekonomik
ve psikolojık güç kaybına uğruyor. Ka-
dını istediğiyle ev lendiremıyor. bu ne-
denle başlık parasından yoksun kalıyor.
Erkekler içın namus cınayetı gereklı. Ka-
dının veya küçük kızın bir şey yapma-
sı gerekmez, gidıp kendısı biriyle ev-
lense ya da birkaç gün ev in dışında kal-
sa bile öldürülmev i hak ediyor. Bütün
bunlara karşı ılginç olan. kızların kaç-
maya devam ermesı. Çünkü. yaşav an öl ü
olmaktansa ölmevı tercıh edivorlar
Cumhurbaşkanı
DemireVe
şüHiteşekkür
Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel,
tstanbul'da >oğun bir hafta sonu daha
geçirdi. Kumburgaz, Sclimpaşa.
Bahçeşehir ve Halkalı'da 4 okul.
kurtköv ve Dudullu'da fabrika
açılışlan vaptı. Demirel, diin işadamı
Havri Erçağ tarafından Kumburgaz'da
yaptınlan "Mehmet Erçağ Ticaret Meslek
Lisesi"nin açıiış töreninin ardından
Selimpaşa'da Ahmet Zilan İlköğretim
Okulu, Bahçeşehir'de Necdet Semker
İlköğretim Okulu ile Halkalı'da tsmet
Aktar Endüstri Meslek Lisesi'ni öğretime
açtı. Tören sırasında Cumhurbaşkanı
Demirel, şapkasıru okulun minıan Taşkın
Sel'e kaptırdı. Demirel daha sonra
Pendik'te kurulan Ka>i Kablo ve tmave
Bobin Teli Sanavii AŞ'nin yeni tesisleri ile
İsveç ve İsviçre ortak vatırımlanvla ABB
Elektrik Sa'navll AŞ ra'ranndan
Dudullu'da vaptınlan trafo imalat
fabrikasının açılışını vaptı.
(Fotoğraf: HATlCE TUNCER)
istanbul Belediyesi
Kadmlara
etek boyu
baskısı• Otobüs şoförierinin sakal
uzatmasına, bayanların türban
takmasına izin veren îstanbul
Büyükşehir Belediyesi, etek
boyunu kısa bulduğu kadınlann
bağlı bulunduğu daireleri uyarıyor.
İstanbul Haber S e n isi - R P l ı büvükşe-
hır beledıyesine bağlı lETT'dekı uygula-
malar. Tüm Bel-Sen tarafından kınandı. Yö-
netimegeldiklerinde belediyelerde "saka-
la ve türbana1
* ızın veren beiediyenın. ba-
yan memurlann etek bov lanna da karıştı-
ğını belınen Tüm Bel-Sen Genel Merke-
zi yetkılilerı. beiediyenın ışbaşına geldiği
günden bu yana IETT'de 700 sürgün ger-
çekleştırdığini bıldirdi.
RP'lı büyükşehirbelediyesının lETT'de
7
00 sürgün gerçekleştırdığını vurgulayan
yetkilıler. sürgünlenn özellıkle Tüm Bel-
Sen üyelerine uygulandığını söyledıler.
RP'li yöneticilerin, çalışanların Tüm Bel-
Sen'e alternatif olarak kurdukları Bem
Bır-Sen'e üye olmaları içın memurlara
baskı yaptığına dıkkat çeken sendika yö-
nerıcılen. "Bem Bir-Sen'e üye olmalan
için kimi çalışanlara baskı vapılıvor. kinıi-
lerine de v wtierde bulunuluvor" dedıler.
İETT'de geçmıs dönenıde 570 kışinin
Tüm Bel-Sen"e üye olduğunu anımsatan
>endika yöneticıleri. şöyle konuştular:
"Bütün bu baskılar sonucu birçok me-
mur Bem Bir-Sen 'e üv e oldu. Bem Bir-Sen,
kendisine üye 400'ün üzerinde çalışan ol-
duğunu açıidıyor. Y'ani 260 İETTçaJışanı-
nın hem bize hem de Bem Bir-Sen'e üyeol-
nıa durumıı var."
Çifte standart
İETT'de çalışanlara çifte standart uy-
gulandığını öne süren Tüm Bel-Sel yöne-
tıeilen, sakal uzatan ya da türban takan
çalışanlara kanşılmazken, etek boyu kısa
bulunan kadın memurlann isimlennın alm-
dığını söyledi. Bu uygulamaların "Valili-
ğin her yıl mayıs avında vavımladığı rutin
gMteJgegerekçt)j<Jsterilerek">apıldığ]nıan-
latan yöneticiler. "Bugenelgedehavalann
ısınması ile memuriann kısa kollu gömlek
giyebilecekleri, kravatsız dolaşabilecekleri
belirrilivor. Bayanlann etek bovuna bu ge-
nelgevedav anılarak kanşılıyor'" dıye konuş-
tular.
SAK ÜSTÜNDE MÜJDATGEZEN
Fenerbahçe Stadı...
Fener - M. United maçını
televızyondan ızliyorum. iç anons
hoparlöründen bıri böğürüyor:
"Alkıııış", "Islııık". Şaşırdım. Kendimi
bir an Hitler Almanyası'nda sandım.
Fenerbahçe seyircisi, nerede
alkışlayacağını, nerede bağıracağını
bilmıyor mu ki, böyle faşizan bir ses
onları yönetiyor?.. Çok ayıp.
T. H. S. S.
Bu. "Türk Halkı Solu Sevmiyor"
demek. Çünkü solcu olmak için bir
yığın yükümlülük gerekiyor. Kitap
okuyacaksın. dünya ile ilgili olacaksın,
ilkelenn olacak, vs vs... Zor iş. Halbuki
sırtını liberal olmaya veya dine
dayarsan hıçbır zorluk yok. Ekmek
elden su gölden. Hıçbir şeyle uğraşıp
dıdişmene gerek yok. Tansu Ablanla
Necmettin Hocana güven yeter...
Koskoca Meclis'inde bir tek sosyalist
milletvekilı yok.
TV izleyicilerim
Bana sitem ediyorsunuz. Nerede
karşılaşsak. ne zaman bir telefon
alsam "Ne zaman ekranda
göreceğız?" sıtemiyle karşılaşıyorum.
Haklısınız. Bu ara tiyatroya fazla
daldım. Ama yakında hasretimiz
bitecek. İstanbul'a bır döneyim de,
bakacağız... Sağ olun.
Bursa
Döndük dolaştık Evliya Çelebi misali,
gene geldık Bursa'ya. Biz bu satırları
okurken, ben büyük bir olasılıkla genel
provanın en gerilimlı anlarını yaşıyor
olacağım. Bıroyunun oynanmaya
yakın son günleri insanı çok gerer.
Hem oynayanı hem yöneteni. Dün
benimle birlıkte provayı izleyen başkan
Basri Sönmez de bunu hissetmiş;
"Çocuklar çok gergın galiba" dedi.
Çocuk doğuyor, kolay değil. Bunlar
güzel heyecanlardır. "Hamlet Efendi"
iyı olsun istıyorum...
12 Eylül döneminde tutuklanıp
çıktıktan sonra ilk kez
Bursa'da sahne almıştım. Beni çiçek
yağmuruna tutan o seyirciyi hiçbir
zaman unutmadım. Unutmayacağım.
Belki yazıp yönettığim bu oyunla
derinden derıne, onlara olan vefa
borcumu ödüyorum.
Öğrencilik yılları
Okuyun: Naşrettın Hoca Fıkraları
/ inceleme (Özgül Yayınları)
Izleyin: Sersem Kocanın Kurnaz
Karısı (Trabzon Devlet Tiyatrosu)
Sevin: Aziz Nesin
Özürlüler
iyi ki yapmışım "Azmi" dizisini.
Bakıyorum, artık televizyonlar sık sık
bu konuya değiniyorlar. Birileri bizi
dürtmeden önemli işlerle
ilgilenmiyoruz. Ama artık TBMM bu
işle ilgileniyor. Yasa çıktı. Bundan
sonra özürlüler, bazı hizmetlerden
ücretsiz yararlanacaklar. Şimdilik bu
kadanna da eyvallah.
Pazar'lık ve duvarlık
sözler:
Okullar açılıyor. 29 Ekim'de de bızım
MSM öğretime başlayacak. Yenıden
gençlerle bırlikte olacağım. Okul
anılan benım belleğımde her zaman
en güzel anılar olarak kalmıştır.
Yaramazlık o yaşların dayanılmaz
hafifliği ıdi. Savaş'la Yaman'ın okul
anılan anlatmakla bıtmez. Yaman
(Tüzcet. Hanı TRT 1 Hafta Sonu
Programı'nın parodi yazan ve
oyuncusu) lısede okurken. okuduğu
özel okulun penceresı sokağa bakıyor.
Pencereden derse eskicı çağırmış.
Eskici kapıyı açıp içeri gırmış. Hoca
şaşkın. Pencere kenarına bakmış,
Yaman havalara bakıyor. Atmış ikisinı
de dışarı. Eskicı çıkmış. Yaman
duruyor. Hoca, "Çık dışarı" deyince
Yaman ıçeriden kapıyı vurarak çıkmış.
O dersten çakmış tabıı. Diğer
AbO\AAAAA/...
Hoca ekmeğımizle oynuyor. Bütün
komedyenlerın bir araya gelip bu
gidişe dur demesı gerekir. Biz nasıl
aktif politikayla uğraşmıyorsak, Hoca
da insanları bu kadar
güldürmemelıdır... Refah Kongresi
sırasında ANAP'ı eleştirirken çıkarttığı
kadın sesinı, 37 yıllık profesyonel
yaşamımda başaramadım. Bir
"abovvvv" dedi, bınlerce kişı
kahkahayla güldü. Aynca milyonlarca
komedi izleyicisi de ekranları başında
gülmekten kınldı.Hoca resmen
ekmeğimizle oynuyor. Nereden
çıkartıyor o seslen. anlayamıyorum.
Bu, özel bir yetenek ve onda var.
Şaşkınlığımdan "Abooovvvv" demek
gelıyor ıçımden, ama ben onun kadar
iyi yapamıyorum.
derslerden de olduğu gibi... Savaş
daha uslu idi. Bır gün
konservatuvarda okurken kapı açıldı
ve derse "Deli Fehime" dıye
tanıdığımız bır kadın gırdi. Savaş
hemen kalktı elını öptü. Deli
Fehime'nin ve hocamız Maks
Meineicke'ye dönerek. "Hocam,
Müjdat'ın annesı" dedı. Hoca Avrupalı
adam, son derece nazık.
Hemen Deli Fehime'nin elini öptü
(alnına götürmedı tabıi) ve ıltıfatlarda
bulundu. Fakat öğrencilerın gülüşmesı
üzerine uyandı ve hem Fehime'yi hem
de Savaş'ı hem benı dersten kovdu.
"Hocam benım ne günahım var?"
diyecek oldum. "Savaş, senın annen
olduğunu soyledı, sen de hayır
demedın" dedi... Aaaaaah aaaah, ne
güzel yıllardı onlar....
Türk tiyatrosu
Bir aptalın aptallığının
farkına varması kadar
kalbi ferahlatıcı bir şey
olamaz.
Soru: Hıç karton filim olmayı istediğinız
oldu mu?..
Memurun karnını açmışlar, yüztane
"inşallah gelecekyıl" çıkmış.
b
i
ü
îçm
çme
tün
ek
me
me
y
k
s
a
.
e
da j
Işte
le bu.
ikı ayı aşkın süredir. Trabzon ve Bursa
devlet tiyatrolannda yönetmenlik
yapıyorum. Her ıkı oyun da
'Geleneksel Türk Tiyatrosu Biçimfne
çok yakın. Her ikı tiyatronun sanatçılan
da Devlet Konservatuvarı ağırlıklı.
"Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" ve
"Hamlet Efendi" oyunlarına adapte
olana kadar akla karayı seçtıler. Oysa,
özellikle Bursa kadrosunda
konservatuvar dışından gelerek Turk
fıyatrosu ustaları ile çalışmış orta yaşlı
oyuncularda (Emin Gümüşkaya gibi)
inanılmaz bır yumuşaklık ve bu tarza
adaptasyon melekesı vardı. Çocuklara
hak verdim. Onların da zaten şıkâyetı
buydu: "Bize Türk Tiyatrosu eğıtımi
verılmedı kı." Evet. hıçbırıne bu dersler
verilmedı. Ben on yıla yakın İstanbul
Beledıye Konservatuvarı ve İstanbul
Üniversitesı Devlet Konservatuvan'nda
bu dersleri vermeye çalıştım. Yıldız
Kenter'in özel gayretleriyle okuldan
uzaklaştırıldım ve bu dersler okuldan
kaldırıldı. Bakın. hiçbir
konservatuvarda Geleneksel Türk
Tiyatrosu" ya da "Türk Tiyatrosu" dıye
bir ders yok. Çünkü bu ışı bilen yok.
Oteki kolay. Bak dışarıya, çek kopyayı,
aynen uygula burada. Turk
Tiyatrosu'nun haline bakın. Ben nice
tiyatro adamı tanıyorum ki, yurtdışında
ızledikleri oyunları karesı karesine
burada sahneleyip övgüler aldılar. Ama
once buradan, sonra aktıf olarak
eylemlerle bunlarla olan savaşımızı
sürdüreceğız ve "Bızim Tiyatromuz"u
kuracağız...
Beni
güldürenler
Cenk Koray ne zaman
annesiyle ilgili
anekdotlar anlatsa hep
gülenm. Cenk'in annesi
bir pazarlık ustasıydı.
"Bir dükkâna girıp de
kendi istediğı fiyata bir
şey almadan çıktığını
hatıriamıyorum" diye
anlatır Cenk. "Fınna
girse ekmek pazariığı
yapar"... Bir gün bir özel
araba almış aile. Anne
şoförlük öğreniyor.
Arabayı bir ağaca
bindirmiş. Cenk'e.
"Telefon et de bir
kurtancı çağır, arabayı
çektirelim" demiş. Cenk
de "Sana kullanma
dedim kullandın, kendin
telefon et" deyince,
anne sarılmış telefona:
"Alooo, kurtancı mı?..
Arabamız ağaca vurdu,
kaça çekiyorsunuz?"
demış. Karşı taraf,
"Yetmiş beş bin liraya"
deyince, anne, "Aaa
nasıl olur, biz her zaman
ellı bin liraya
çektiriyoruz" diyerek
orada da pazarlıkçılığını
göstermiş. Sevgili Cenk,
annesine hep takılırdı:
"Her zaman elli bine
çektirdiğine göre her
zaman çarpıyorsun."
Pazarın
saçma fıkrası:
Temel yolda hiç
tanımadığı birine
rastlamış:
- Afedersin hemşerum
galiba pen seni bir
yerden tanayrum, acaba
sen hiç
Şereflikoçhisar'da
bulundun mu diye
sormuş.
Adam:
- Hayır, ben oraya hiç
gitmedım, deyince
Temel:
- Ben de hiç gitmedim.
Öyleyse birbirini tanıyan
başka ikı kişi olacak,
haydı eyvallah, deyıp
oradan aynlmış.
'Ve Erenler Böyle Dedi'
Metin Demirtaş
Bektaşilerı
anlatıyor şiirsel
diliyle. "Pazarın
Fıkrası" bölümünü
de "Pazann
Gülmecesi" olarak
değiştirmemi
öneriyor. Ben
gülmece
sözcüğünü
"mizah" sözcüğü
yerine
kullanıyorum. Allah
esirgesin, gülmece
diye anlatıp da
kimse gülmezse o
sözcük
gümbürtüye gider
sonra. Oysa mizahın karşılığı olarak kullanılması
doğru sayılır. Mizah hem güldürür hem düşündürür
çünkü.Size "Ve Erenler Böyle Dedi"den "Kürk" adlı
şiirsel gülmeceyi sunuyorum: Görgüsüzün biri /
Sırtına geçirdiğı kürkle / Kurum kurum kurulur
dururmuş. / Baba Erenler bir gün dayanamamış
tafrasına / Çıkmış zıvanadan: "Çok kabarma be
adam" demiş / "Sırtındaki kürk, ilk sahibini bile I
Kurtaramadı hayvanlıktan."
Halk müziği - Arabesk
Artık Türk halk müziği dinlemiyoruz. Çünkü pop
müzik ve arabesk var. Oysa halk müziği bizim
gerçek güzel müziğimiz. Dikkat ettiniz mutlaka, bu
yeni pop müzik; arabesk müziğin rock müzikle
karıştınlıp Türkçe sözlerle söylenen şekli. Gençler
bunu tuttu. Çünkü hem kolay hem de amaçsız. 12
Eylül sonrası insanlarımıza enjekte edilen "Bitirişi
dön köşeyi" felsefesi kuşkusuz müziği de
etkileyecekti ve öyle oldu. Ne yapalım, buna da
katlanacağız. Nelere katlanmıyoruz ki?.. Ama halk
müziği ihmal edilmemelı...
Pazar günü
Bir pazar sabahı uyandığınızda neler
yapıyorsunuz?.. Pazann diğer günlerden bir
ayrıcalığı var mı sizin için?.. Bunlan neden
soruyorum. Çünkü pazar günü benim için hiçbir
zaman tatil günü olamadı. Hatta tam aksine iki misli
çalıştığım gündü pazar. Matine, suare oyun hep
pazarları olurdu. Ama pazann sizin için keyifli bir
yanı mutlaka olmalı. En azından bu gün ış yok.
Şöyle sırtınızı koltuğun arkalığına dayayıp gazetenizi
okurken orta demlı bir çayı yudumlayıp kısa süreli
de olsa tadını çıkarmaya bakın bu günün. Çünkü
yann pazartesi. Şimdi onu hiç düşünmeyin. İyi
pazarlar.
Deniz Som. Geçenlerde seni bir açıkoturumda
izledım. Basın mensupları adına açılan bir imza
listesınden söz ettin. Içerisinde bir yığın güzel şey
vardı. Eğer beni de bir basın mensubu farzedersen,
lütfen oraya imzamı at. Sevgiler.