Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Bılcı • Istıhbarai >»lçın YayınK.urulu tlhanSelçııklBaşkan).
Genel Yayın Koordinatöru. Hikmet Çakır • Ekonomı Bülent Kızanhk • Kültür Orhan Erinç. Oktay Kıırtböke.
Ç e t i n k a y a 0 Yazıışlerı Müdürleri: HandanŞenköken #Spor. Abdülkadir Yücelman Ozgen Acar, Hikmrt Çeünkaya,
fbrahim Vlldız ,Dİnç Tavanç (Sorumlu) • Makaleler S»mi Karaören •<,ewrı Sevfettin Şükr»n Soner. Ergun Bakı, Dinç
• Haber Merkezı Müdürü- Hakan Kara Turhan • Duzehmc: Ab<iullahYazıcı«Bılgı-Bci- Ta>anç, ibrahim Vıldız, Orhan
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser ge Edibt Buğra • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğla Bursah, Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü MüesseseMudûrü:ErolErkut»Ko- MEDYA C: • Ydneiım MEDYA G: •
Doğan Alan Atatürk Bul\ an \ o 125. Kat:4. Bakanlıklar- ordmatör Ahmel Konılsan • Kurulu Başkanı-Genel Yonetım Kunılu
Ankara Tel: 4195020 Chat). Faks. 4195027 •lzmırTem- Muhasebe. Bülent Yener • tdare Müdur Gülbin Erduran Başkanı - Genel
sılcısı SerdarKmk,H.ZıyaBlv.l352S.a3Tel-441122O, Hüseyin GSrer • Işletme- Önder • Koordınator Reha Müdur Cstün Ak-
Faks.4419117#AdanaTemsılcısı.ÇetinYiğenoğlu, tnönü ÇeKk• Bılgı-tşlem Naillnal#Bıl- Ijıtman • Genel Mudur men • Murahhas
Cd. 119 S.No 1 Kat:I.Tel: 3522550, Faks 3522570 gısavar Ststem MürmrtÇBer Yardımcısı MineAkdağ üve BoraGönenç
Yanmlayaa ve Bısan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm \e Yayıncılık A Ş
Türiocaft Cad T>'4I CaŞaloglu M334 Ist PK 246 lslanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat> Faks-(0712ı 513 85 95
23EYLÜL1995 İmsak: 5.20 Güneş: 6.45 Öğle: 13.04 İkindi: 16.26 Akşaml9 08 Yatsı: 20.28 MEDYACTel 514 07 53 - 513 95 80 - 513 8460-61, Faks 5118466
Marksve
Spencer
btanbul'da
• Haber Merkezi - Kadın,
erkek iç giyim, aksesuvar ve
kozmetik çeşitlerinden
oluşan 900'ü aşkın ürünün
'St. Michael' markası adı
altında satışa sunulacaği
Marks ve Spencer,
Nişantaşı'nda V'ali Konağı
Caddesi ile Abdi Ipekçi
Caddesi'nin kesiştiği köşede
açıldı. Dörtkatlı 1000
metrekarelik mağazanın
açılışına davetliler, basın
mensuplan ve müşteriler
katıldı Açılış nedeniyle
akşam Ingilız
Konsolosluğu'nda bir
resepsiyon düzenlendi.
Resepsiyonda mankenler
Marks ve Spencer'in •
sonbahar koleksiyonundan
örnekler sundular.
Kalemde yeni
urun
• Haber Merkezt-
Avnıpa'nın önde gelen
kalem üretiçilerinden
Inoxcrom firmasının yeni
modeli AvTiıpa ile aynı
zamanda Türkiye'de de
piyasaya sürüldü. Yeni
model, Inoxcrom Design
(I.D.) adını taşıyor. Dört ayn
renkte dolma ve tükenmez
kalemlerden oluşan yeni
modelin gövdesi paslanmaz
çelikten oluşuyor.
Dolmakalemin ucu ise
iridyum maddesinden
yapılmış.
YÖK'ten korsan
üniversitelere
savaş
Kocaeli'de, smav kazanmadan kayıt yaptıranlann sayısı 50'yi aştı •**
Anadolu lisesine açıktan kayda tepkiAHMETKURT
İZMİT - Kocaeli'de Anadolu lise-
lerine açıktan kayıt yaptıranlann sayı-
sı artınca büyük tepkiler oluşmaya
başladı. Kayıtlan yaptıranlar, 13 Ma-
yıs 1993 tarih ve 2158 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan yasa hükmün-
den yararlanıyorlar.
Söz konusu Anadolu liselerinde sı-
navlan kazanıp okumaya hak kazanan
ögrenci velileri tepkilerini dile getirir-
ken "Bizler büyük fedakârlık yapıp
çocuklanmızı dersanelere gönderdik.
Aynı özveriyi çocuklarunız da göster-
dL Ancak bazı uyanık veliler, üzülerek
söylüyoruz,özeflikle Milli Eğitim cami-
asından üst kişiler Ugili yasayı suiisti-
mal ederek çocuklannı bu okullara
nakJertiriyorlar. 36 kişilik sınıflar 40'la-
nn üstüneçıkû. Buna dur denmeüdir"
dedıler.
Elde ettiğimiz bilgilere göre Koca-
eli'de Oruç Reis Anadolu Lisesi'ne
20. Gölcük'e 20. Karamürsel'e 11.
Gebze'ye 3. 24 Kasım Anadolu Lise-
si'ne, Bilecik, Kınkkale ve Düzce
Anadolu hselerine bu yolla kayıt yap-
tıran öğrenci sayısının 1 'er olduğu tes-
pıt edildi.
Ilgili yasanın suiistimal edilmesine
en çok yol acanlan da Milli Eğitim
içinde yer alan üst düzey görevliler
oluşturuyor. Milli Eğitim Müdürlüğü
Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev
yapan Adnan Demir'in, Özel Atafen
Koleji'nde geçen yıl 1. sınıfı bitiren
çocuğuyla ilgili raporu aldıktan son-
ra, Izmit'te Milli Eğitim lojmanlann-
da ikamet etmesine karşın Körfez il-
çesinde oturuyormuş gibi sahte ika-
metgâh ilmuhaberi çıkardığı ve çocu-
ğuyla ilgili nakil işlemini gerçekleştir-
diği öğrenildi.
• Veliler, "Üzülerek söylüyoruz, özellikle Milli Eğitim
camiasından üst kişiler, ilgili yasayı suiistimal ederek
çocuklannı bu okullara naklettiriyorlar. 36 kişilik sınıflar
40'lann üstüne çıktı. Buna dur denmelidir" diyorlar.
Aynca yine Milli Eğitim'de görevli
müfettiş OrhanTohı iki çocuğunu bir-
den Özel Kocaeli Koleji'nden aldınp
Oruç Reis Anadolu Lisesi'ne nakil
yaptırdı. Müfettiş Tolu, geçen ders yi-
lınm sonunda, önce öğretmen olan eşi-
ni Körfez ilçesindeki bir okula tayin
ettirdi.
Ancak aile Kuruçeşme'deki Milli
Eğitim lojmanlannda oturmayı sür-
dürdü. Tolu, hastane raporu yolunu
denemedi. Yaptığı başvuruda. eşinin
işyeri nedeniyle Körfez ilçesine taşın-
dıklannı beyan etti ve yasalardaki boş-
luğu kullanıp sınav kazanamamış.
özel okulda okuyan iki kızını, rahat-
Iıkla Anadolu lisesine aktardı. Müfet-
tiş Tolu'nun ve ailesinin "Körfez ilçe-
sinde oturuyoruz" şeklinde verdikle-
ri beyan ve belge de tamamen sahte.
Çünkü Tolu ailesi halen İzmit Kuru-
çeşme'de Milli Eğitim lojmanlannda
oturuyorlar.
Demir ve Tolu gibi bir kısım eğitim-
ci de bu suiistimalin içinde yer ahyor-
lar. 24 Kasım Anadolu Lisesi Müdü-
rü Mehmet Nuri Engin, Fevzi Çakmak
llköğretim Okulu Müdür Yardımcısı
Nuray Kaba, Eğitim Araçlan Müdü-
rü Şefik Görgüfü, Kız Meslek Lisesi
Müdürü Fatma Kurşunoğluda çocuk-
lannı sınav kazanamamış olmalanna
karşın Anadolu Hselerine aldırmayı
başardılar.
Özel okullardan Anadolu liselerine
nakillerde önemli gerekçelerden biri
olan çocuklarla ilgili sağlık raporlan-
nın verildiği İzmit Devlet Hastanesi
Başhekimi Dr. Burhanettin Ulusu,
"Yaşanan olaylar vicdani yaradır ve
bizce de kabuİ edilemez. Ancak kim-
senin hekimleri ve hastaneyi suçlama-
ya hakkı \oktur. Bütün kusur Milli
Eğitim'dedir" dedi.
Bu raporlarda hekirrüer açısından
maddi çıkar veya siyasi baskmın söz
konusu olamayacağım belirten Baş-
hekim L'lusu, "Milli Eğitim'den biri-
leri okul müdürleri veliiere akıl veri-
yorİar. Gidin hastaneden rapor alın di-
yorlar. Bizim verdiğimiz rapoıiann
hepsi aynıdır. Başvuran çocuğun aile-
sinin yaıunda öğrenim görmesi gerek-
rtğini beiirtiyonız. Bu rapor kesinlikle
bir özel okuldan Anadolu Lisesi'ne na-
kil »çin gerekçe olamaz. Ancak şehirle-
rarası nakifler için belki kullanılabi-
lir" diye konuştu.
Bu tür heyet raporlanndan bir tane
bile hastane personeli için verilmedi-
ğini de vurgulayan Dr. Ulusu, "Benim
çocuğum da özel okulda okuyor. Pek
çok hekim arkadaşımın çocuğu da. Bir
teki için bile böyle bir uygulama yapü-
mamıştır. tnsanlar, kendi çocuklan ile
ilgili ruhi depresyon raporu istiyoriar.
Asbnda bir anne baba bunu nasıl isti-
\ttr anlamıvorum. Ama İzmit, inanın
çok ilginç bir > er. Gelip sizden istiyor-
iar. Sürekli gelip gidivorlar. Ruhi dep-
resyon teşhisi herhangi bir somut veri-
ye dayanmaz. Bövle bir raporun, böy-
le haksız bir uygulamada kullanılması
da hekimlerisorumlu durumda bırak-
maz" diye konuştu.
Müzik, kitap, bilgisayar süpermarketi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Y'ükseköğretım
Kurulu (YÖK), özel kurs
adı altında yabancı
üniversitelerin Türkiye'de
şubelerini açan korsan
üniversitelerin önlenmesı
için Başbakanlık, lçişleri ve
Milli Eğitim bakanlıklanna
başvurdu. YÖK, muhasebe, 1
işletme ve yabancı dil kursu
adıyla izin almak isteyen
kuruluşlara karşı dikkatli
olunmasmı istedi. YÖK
Başkanvekili Uygur
Tazebay, anayasa ve YÖK
Yasası gereği, yalnızca
devletin ve kâr amacı
gütmeyen vakıflann
üniversite kurabileceklerini
belirtti.
Rudolptı Peierls
oldu
• LONDRA(.\A)-llk
atom bombasının
geliştirilmesinde, teoride
temel işlevi olan bilim
adamlanndan Alman asıllı
Ingiliz fizikçi Sir Rudolph
Peierls, 88 yaşında öldü.
Oxford kentinde ölen
Peierls, Nazi
Almanyası'ndan kaçmış,
194O'lı yıllann başında
Ingiltere'ye yerleşerek
Avusturyalı ünlü bilim
adamı Ötto Frisch ile
birlikte ilk atom bombasının
yapımını sağlayan tez
çalışmasını
gerçekleştirmişti.
Kabaktan karpuz çıkmaz
F
elipe atalan kabaklan ekmiş-
ler, bakmışlar ki hep kabak çı-
kıyor, bu sözü söylemişler.
Demek ki oralann kabaklan verimlı
değılmiş. Eğer onlar gelip de bizim
kabaklardan neler çıktığını görseler-
di bu atasözünü söylemez, "kabak-
tan herşeyçıkar"derlerdi. Bizim ka-
baklanmızdan pek çok büyük adam
çıkmıstır, çıkmaya da devam etmek-
tedir. Öyle büyük adamlanmız vardır
ki olsa olsa balkabağından çıkmış
olabilir. Uzun uzun konuşmalan din-
leyip de içinde hiçbir şey bulamazsa-
nız anlayın ki bu muhterem konuş-
macı sukabağından çıkmadır. Nice
genç kızlanmız vardır ki akşam ya-
tıp sabah uyanınca kendini ses sanat-
çısı buluvermiştir. Bunlann da kabak
çiçeğinden çıktığı ayan beyandır. Bi-
zim kabaklanmız böylesine verim-
liyken bu atasözünü doğru bulmamı-
zın mümkünatı da yoktur, Felipeli'li
kardeşlerimiz kusura bakmasınlar.
Bizim buralarda "kabak" çok değer-
li sayılır ki omuzlannın üstünde baş
yerine kabak taşıyan nicelerinin
Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk müzik, kitap ve
bilgisayar süpermarketi Megavizyon açıldı.
Firmanın Genel Müdür Yardımcısı Ali İhsan
Toker, müzik sanayisinin tüketiciye ulaşmakta
çektiği zorluğu bildiklerini ve bir perakende
kanalı yaratmayı hedeflediklerini ifade etti.
lleriye dönük olarak. mağaza sayısını arttırmayı
düşündüklerini vurgulayan Toker. önümüzdeki
günlerde Kadıköy'de ve daha sonra Ankara,
lzmir ve Türkiye'nin diğer büyük şehirleri başta
olmak üzere bir mağazalar zinciri kurmayı
hedeflediklerini belirtti.
Megavizyon'un oluşturulmasına ilişkin aşamayı,
"Megavizjtm'u oluştururken, dünyada neler
yapıhyor ve biz onlardan neler alabiliriz?
Bunlann hepsini inceledik. Aynca biz
kendimizden de bir şeyler kattık. Sonuçta, müzik
sektörü açısından, dünya genclindeki sevryeyi
Türkiye'ye getinııe}e çalıştık" şeklinde
değerlendiren Toker, önümüzdeki günlerde
Megavizyon üyelik sistemini oluşturacaklannı, .
ünlü sanatçılann imza günlennı
düzenleyeceklerini ve değişik bir mantalite ile
yapmak istedikleri pek çok şeyin olduğunu
sözlerine ekledi. Bir Net Holding A.Ş. kuruluşu
olan Megavizyon, Türkiye'nin en büyük kaset-
CD ve CD-Rom koleksiyonuna sahip. Haftanın 7
günü 24.00'e kadar açık olacak Megavizyon'da,
sürekli DJ yayını ve multivizyon gösterisi
yapılacak. (Fotograf: DEVRİM BARAN)
Tahir Merzeci Ilkokulu'nun adı var, eğitimi yok
Oğretmen yerine velüerden ders
• tzmir'deki Tahir
Merzeci llköğretim
Okulu'nda öğretmen
yokluğu yüzünden
dersler yapılamıyor.
Müdürün bile izinli
olduğu okulda
derslere öğrencilerin
velileri giriyor.
ASLTMAN ABACIOĞLU
tZMİR- Güneydoğuda
değil, lzmir'in ortasındaki
Tahir Merzeci llköğretim
Okulu'nda on gündür öğret-
men yokluğu yüzünden
dersler yapılamıyor. Okulla
bu yıl ilk kez tanışan birincı
sınıf öğrencileri, henüz öğ-
retmen yüzü görmediler.
Öğretmen yokluğundan
derslere "idareten"'giren ve-
liiere ise çocuklar "Bu haki-
kisi değil >alancı öğretmen"
diyorlar.
Eski lzmir adıyla tanınan
Uzundere, lzmir ili sınırlan
içinde, ancak biraz "kenar-
da" kalıyor. Bu nedenle ol-
sa gerek. geçen yıl öğrenime
ilk açıldığında Tahir Merze-
ci llköğretim Okulu'nda gö-
reve başlayan öğretmenler,
bu yıl ya raporlular ya izin-
liler ya da tayinlerini başka
yerlere yaptırmışlar.
Okulun 150 ılkokul öğ-
rencisi için öğretmen yok.
Orta bölümünde ise birçok
branş dersi öğretmeni olma-
dığı için öğrenciler sabah
Tahir Merzeci Ilkokulu'nun öğrencileri gerçek anlamda
bir eğitim istiyoriar.
gelip bir süre sonra evlerine
dönüyorlar.
Kısacası Tahir Merzeci ll-
köğretim Okulu'nun adı var,
eğitimi yok.
Boş bir tarla görünümün-
de ve rüzgâr esince ortahğın
toz duman olduğu bahçede
yalnızca velilerle ve öğren-
cilerle görüşebiliyoruz.
Çünkü okulun müdürü de
"izjnli". Yasemin Küçükbil-
ge adlı veli, henüz ilkokul
birinci sınıfta olan çocuğu-
nun "öğretmen" yüzü göre-
mediğini belirterek "Bir
günlük mesele değil. on gün-
dür kızunla gelip gidiyorum.
Biz çocuklannıızın geleceği-
ni buraya bağladık. Öğret-
meni olmadıgı için çocuk,
okula alışamadı. Çocuklan-
mtzın başında biz dunıyo-
ruz. Çocuklar bize 'yalancı
öğretmen' diyorlar. Başka
bir okul da almıyor, çünkü
en yakın okul burası" diyor.
Diğer veliler Hediye Ço-
banoğlu ve Güldane Kaya
da aynı yakınmalarda bulu-
nuyorlar. Tek istedikleri öğ-
retmen. Oysa çevremizi sa-
ran ilk bölüm öğrencilerinin
istekleri yalnızca öğrermen-
le sınırlı değil.
Onlar gerçek anlamda bir
eğitim istiyoriar. "Araç ge-
reç yok, laboratuvar yok, kü-
tüphane yok" diye bağnşı-
yorlar hep bir ağızdan. Veli-
ler. "O kadannda gözümüz
yok, öğretmen olsun yeter"
derken. yerlerinde durama-
yan gençler, haklı olarak da-
ha fazlasını istiyoriar. He-
nüz camlannın bile yansı ta-
kılmamış olan bu okulda,
haklı olarak spor salonu da
istiyoriar. "Bütûnokullarbt-
zimki gibi mi" diye soru-
yorlar.
Okul Koruma Derneği
yöneticileri, devletin okulla
ilgili hiçbir konuda katkısı
olmadığını belirterek. "Ba-
ri öğretmen versinler" diyor-
lar.
Velüerden de gerekli des-
teği görmediklerinden yakı-
nan dernek yöneticisi ba-
yanlar. türbanlı olmalanna
karşın şu beklenmedik gö-
rüşleri dıle getiriyorlar:
"Velilerden okul için yar-
dım istediğinizde, devlet
yapsın diyorlar. Kapı kapı
dolaşıp cami için para topla-
maya kalksanız hepsi verir.
Ancak okul için yardım is-
tendiğinde hiçbiri yanaşnu-
yor. Çoğu \oksul ancak içle-
rinde durumu ryi olanlar da
\-ar. Oysa camiye birkaç kişi
gkkr, okula yüzlerce çocuk
geliyor."
Eğitim-Sen Konak Şube
Başkanı Fikret Doğan, bazı
okullarda öğretmen açığı
yaşanırken bazı okullarda
da ögretmen yığılması oldu-
ğunu \urgulayarak bunun
"iyi planlamanın yapılama-
masmdan ve Milli EğJ-
tim'deki particüikten'" kay-
naklandığını söylüyor.
Atatürk Kültür Merkezi, kapatdmadan onarılacak
SERPtLGÜNDÜZ
Bina 28 yıllık.
Yangından sonrakı yaşı ise 17. Türki-
ye'nin gözü. kalbi. Bu yüzden eleştirilerden
o da nasibini alıyor. Atatürk Kültür Merke-
zi'ne (AKM) 5 ay süren onanm çalışmala-
n sonucunda yaklaşık 40 milyar lira har-
candı. Şu anda 25 milyarlık yeni bir ihale
aşamasında. Onanm bu kez AKM kapatıl-
madan gerçekleşecek.
1994 sonunda kapatılarak onanma alı-
nan AKM'de 17 Ocak 1995'te Oda Tiyat-
rosu, 10 Şubat I995'te Konser Salonu, 25
Mart 1995'te Büyük Salon hizmete girdi.
Ancak şikayetlerhiç bitmedi. Seyirci ve sa-
natçılar onanm için milyarlarca lira har-
canmasına karşın Aida operasının genel
provasında Büyük Sahne'ye kafeterya su-
lan aktığından, tuvaletlerin temiz olmadı-
ğından, salonların doğru dürüst kurum ve
topluluklara kiralanmadığından yakınıyor-
lar. Örneğin geçen yıl düzenlenen bir gü-
zellik yanşması için Devlet Senfoni Or-
kestrası'nın konserinin iptal edildiğini öne
sürüyorlar.
12 Nisan 1969'da Opera binası olarak
hizmete açılan, 27 Kasım 1970'de çıkan bir
yangın sonucunda büyük bir bölümü hasar
• 1994 sonunda kapatılarak onanma alınan AKM'de 17 Ocak
1995'te Oda Tiyatrosu, 10 Şubat 1995'te Konser Salonu, 25 Mart
1995'te Büyük Salon hizmete girdi. Ancak şikâyetler hiç bitmedi.
gören AKM 7 yıl süren onanm çahşması-
nın ardından 1977 yılında tekrar hizmete
girmişti. Binada ve sistemlerde yıllann ver-
miş olduğu eskime ve malzeme yorulma-
lan görüldüğünü, bazı malzemelerin de
ekonomik ömrünü doldurduğunu söyleyen
AKM Müdürü Gülser Orhan, 1994 yılı
sonunda kapatılan binanın yaklaşık 5 ay
sonra hizmete açıldığını söyledi. "Bina-
nın eski olması tuvaletleri bile 'pis' gö-
rünümlü yapıyor" diyen Orhan. yeni iha-
le aşamasında bu sorunun da çözümlene-
ceğini yağmur suyu borulannın yanısıra
Büyük Salon perdelerinin değişeceğini
söyledi.
Kültür Bakanlığı yetkilileri ise, 1994'te-
ki onanm çalıştnası için 120 milyar lira pa-
ra istendiğini ancak "tasarnıf tedbirleri"
çerçevesinde AKM'ye 40 milyar lira para
aynldığını dile getirdiler. Yetkililer onanm
sırasında "Türkiye'nin tek kültür merke-
zini nasıl kapatırsınız?" şeklinde saldırı-
larla karşı karşıya geldiklerini anlattılar.
AKM'nin onanm ihtiyacı ve işletme soru-
nu ile ilgili tüm şikayetlerin doğru olduğu-
nu belirten Bakanlık yetkililerine göre
AKM'ye 15 yıldırçivi bileçakılmadı. Kad-
ro eksiklikleri olduğu da doğru. Bakanlık
yetkilileri açılan yeni ihale ile bu eksiklik-
lerin tamamlanacağını belirtiyorlar.
Kadro sorunu
Bu arada Devlet Senfoni Orkestrası'nın
kadro ve para sorununa değinen sanatçılar.
Orkestranın 120 elemanı olması gereklr-
ken 107 sanatçıyla çalışmasından yakmdı-
lar. Orkestrada çalışıyor görünen 7 'işgal'
kadrosundan söz eden sanatçılar, "7 kişi
devlet sanatçısı ve orkestra solisti kadro-
sunda görünüyor. 120 kişi her hafta gö-
rev yaparken solist ve solist sanatçılar
>ılda bir kez görev yapıvor. Bu sorun Ba-
kanlığa bildirildi. Soruşturma başlatıldı
ancak sonuçlanmadı" şeklinde değerlen-
dirme yaptılar.
Sözü edilen duruma örnek isim olarak
Halit Çam gösterildi. 1984 yılanda kadro-
ya alınan "görevi ve unvanınf kimsenin bil-
medıği Çam'ın bordrodan çıkanldığı hal-
de Bakanlıktan maaş aldığı ve teşvik ikra-
miyelerinden yararlandınldığı bildirildi.
6940 sayılı yasanın yönetmeliğine göre
kadroda solist sanatçı diye bir unvanın ol-
madığını belirten Orkestra yetkilileri bu so-
runun çözümlenmemesinden yakındılar.
Sorunu aktardığımız Kültür Bakanlığı
yetkilisi Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfo-
ni Orkestarasf nın yeni açılan sınavında ka-
zananlann çoğunun Orkestra elemanlan-
nın yakını ya da jüri üyelerinin çocuklann-
dan oluştuğunu dikkat çekerek. "Bakan-
lıkta böv le bir gelenek oluşmuş. Bunu da
soruşturuyoruz"şeklinde yanıtladı. Ha-
lit Çam sorununa da değinen yetkili,
"Kendisi Danıştay kararı ile gelmiş biz
olayı kucağımızda bulduk" dedi. Yetkili
şunlan söyledi:
"Devlet Senfoni Orkestrası'nda solist
kadrosu olmadıgı doğrudur. Ancak Pekinel
kardeşleri düşünün. Bu sanatçılara orkest-
ra ile günde 3 kez prova v aptırabilir misi-
niz? Bu olmaz. O nedenle solist kadrosuna
aünıyorlar. İstanbul. Ankara ve Çukuro-
va'da 30 solist kadrosu var. Bunlan Anka-
ra'da 'Çoksesli Koro'ya çekip. orkestra-
lara da boş kadroları iade edelim istedik.
Ancak Maliye Bakanlığı buna yanaş-
madığı gibi Senfoni'de boşalan yerlere
boş kadro vermiyor."
omuzlara alınıp taşındığı çok göriil-
müştür. Onun için de biz böyle ata-
sözlerine değil, haşmetlı kabaklan-
mıza bakalım. Bakalım da bu büyük
kabaklann bizi kurtaracaklan günle-
ri bekleyelim.
Şapkaran fiyatı beynhi öiçâsü
değHdir...
urada da Afro-Amerikalılann
atalan bir güzel yanılmışlar.
Zamanlar çok değişti benim
güzel kardeşlerim. Şimdilerde bey-
nin ölçüsü şapkanın fiyatıdır. Sade-
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Kabaktan karpuz çıkmaz mı?..
ce bu kadarla da kalmaz. Adamın öl-
çüsü, içine bindiği arabanın marka-
sıdır. Kadının ölçüsü, gıydıği giysi-
nin imzasıdır. Ayağın ölçüsü, giydi-
ği ayakkabının Italyan olmasıdır. Ga-
zete okurunun ölçüsü, topladığı ku-
ponun ne verdiğidir. Anlaşıldı mı ca-
nım kardeşlerim Afro-Amerikalılar.
Sizin de bunu çok iyi bilmenız gere-
kir, zira ki bunu dünyaya öğretirken
iyilık edip bize de öğretenler sizin
yaşadığınız ülkenin patentli akıl ho-
calandır. Böyle markalı yiyip marka-
lı giyinirsen sen de makbul bir mar-
kalı olursun, herkesler de senı hay-
ranlıkla seyreder durur. Anlaşıldı mı
kardeşim Afro?..
Kspsh sğzs srtnift düşmeL..
•^talyan atalanna aferın, doğru bir
/ söz söylemişler. Onlar oldumbit-
JL tim şu işlenn raconunu iyi bilir-
ler. Bizde de armut ağza beklenmez,
armutun düşeceği yer yan tarafa açıl-
mış avcun içidir. Saftirikler ağzmı
açıp da armut düşsün diye beklerken
bizim uyanıklar kolunu yana kaydı-
np avcunu açıverir, hop armut düşer.
Ama bu da öyle kendiliğinden olu-
vermez. Bunun da yolu yordamı var-
dır. Önce sana işi düşen bin olur, as-
lında yapman gereken işi yokuşa sü-
rersin. Yokuş dediğin de kimselerin
bilmediği "mevzuat" girdaplanndan
oluşur. Işinin oimasını bekleyen kişi
gelir gider, gelir. bakar ki böyle bir
şey olacağı yok. Durumu ya çakar ya
da ona çaktınrlar. O da gidip pazar-
dan bir armut alır, işini yapması ge-
reken kişinin yana uzanmış avcunun
içine koyuverir. Iş de şıp diye oluve-
rir. Onun için biz de Italyan atalanna
"bravo"diyor, armut düşsün diye ağ-
zını açıp kapayanlara da bu atasözü-
nü bağışlıyoruz.
BiryaprakkâprJmuileikiyüzu
vardr...
T"apon atalan böyle söylemişler
/ ama bu da bizim buralarda
KJ "kâğıdına göre değisir." Bizim
kâğıtlann tek yüzü vardır. o da bize
doğru gelen yüzüdür.
Kâğıdm öteki yüzünün olup olma-
dığını "yukardakiler" bilir. Onlar
"Evet, öbür yüzü de vardır"derse biz
onugörebilıriz. Eğer "kimdemiş öte-
ki yüzü diye, bunu söylemek yasak-
tır" derlerse akan sular durur, biz de
ötekı yüzü asla göremeyız. Uyanık
bir Türk vatandaşı böyle dolduruşla-
ra gelmez. Zaten belki de bu sözü Ja-
ponlar içimıze fesat gırsin diye söy-
lemişlerdir. Bizim atalanmız nasıl
Çinli çaşıtlardan, içlerine sokulan fe-
satlardan dağılıp bölündülerse biz de
Japon çaşıtlanna kulak asacak deği-
liz. Kökü dışarda atasözlerini de hep
kuşkuyla karşılamak gerekir. Belki
de Japonlann atalan "Biz böyle bir
sözsöyleyelim de öteki milletler kanıp
bölünsünler" diye düşünmüş olabilir.
Öyle "Bir kâğıdın bile iki yüzü var-
du-"sözüne kanıp da vatan haini ola-
cak kimse yok buralarda. Anlaşıldı
mı Mik\ Moto?
Tek kitaplı insanlardan kork...
Bu da Latin ata sözüymüş. Bak
bak, lafa bak. "Tek kitaplı insanlar-
dan kork" demek. ne demektır? Bu
laf belli bir şey, dinsiz lafı. Şimdi şu
her şeyi bilen allamelere sorsan, on-
lar "Canım, elbette bu söz doğrudur,
siz tek bir kavnakla, tek bir görüşle
kalnıayın. başka kitaplan başka gö-
rüşleri de okuyun öğrenin, tek tip in-
san olmaym" demek istiyor diyecek-
lerdir. Bundaki hınzırlığı görüyorsu-
nuz, elbette. Şimdi bu laf, tek kitap-
lı dinlere kinaye değil mi? Yani insan
kendi dininin kitabıyla kalmayacak,
öbür dinlerin kitabını da okuyacak
öyle mi? Insanın kafası kanşacak kı
imanı sarsıla.
Yağma yok Latin ağalan. Bizim
böyle laflara karnımız tok. Biz tek
bir kitap bilıriz, tek bir lider tanınz,
tek bir gövde, tek bir kafa oluruz. He-
pimiz bir ve beraberiz. Birlik ve be-
raberliğimize uzanan dilleri de ali-
mallah keseriz.