Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 EYLÜL1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKlNCt
Nail Çakırhan'ın Ula ımmarisinde >arattığı Ak>aka'daki evin verandasınâan göriınıiş.
f 1940lardan bu
m yana süregelen
JL bir dostluğun
özvenli ve yaratıcı
çabalanyla ne kadar
sevüdığıni acaba büiyor
mu? Ama bu sevgi, öyle
sıradan ve sadece
söylemde kalan, içeriksiz,
içtenliksiz ve göstermelik
türden değil, Halet Çambel
ve Naıl Çakırhan, yanm
yüzyılı aşkmdır Anadolu
kültürlerinin tarihsel
birikimini korumak.
sürdürmek ve bu ülkenin
hazinesi olarak geleceğe
tüm görkemiyle aktarmak
üzere, deyim yerindeyse el
ele, gönül gönüle ve sanki
her gün yeni
başhyorlarmış gibi
coşkuyla çahşıyorlar...
Yaşamlarını Anadolu kültürlerine adayan sevdalı kahramanlar: Asrın dayanışması
Halet ÇambelfleNaiLÇaLarhanO zamankı adı u
Gökabad"olan ş.ımdı-
kı Gokova da NailÇakırhan doğduğunda,
20 vüzvıl başlıvalı henuz 10 vıl olmuştu
Berlin'de Halet Çambel doğduğunda ıse
sadece 16\ıl
Şımdı bu ıkı Anadolu uv garhklan se\ -
dalısının \anm yuzvılı aşkındır bırlıkte
sürdürduklen kultür seru\enme akıt almaz
CANYÜCa'DEN
NAİLÇAKIRHANİÇİN
ALÂDAN
BÂLÂ
"Yuksek Mımardan geçılmeyen
bu ülkede
Yuksek olmayan mımar
Bır tek Mımar Sınan var" dıyor-
dum
+ bır ıkıncısı var
Yuksek olmayan bır mımar
NAlL V
"Yüksekler*, yukseklerden atıp
kendıknnı
Çatlasınlar patlasmlar'
(Gokvokuş-Can Yücel/de vavınlan-
19H4)
savaşlann. katlıamların \e yağmanın ya-
rattığı toz duman ıçersınde tanık olmaya
çalışan şu genlımh yuzvıhnbıtmesıne sa-
dece 5 vıl var
Ama 85 vaşındakı Naıl Çakırhan \e 79
yaşındakı Halet Çambel sankt herşeye y ı-
ne "henuzbaşlr*orlarmış''gıbı ıçtenhk do-
lubırcoşku ıçersınde Arnavutkoy dekıev-
lennde varınlannı programhyorlar
Halet Çambel'ın gönlu Çakırhan'da ama
akh Karatepe'de 1947'den bu yana sur-
durduğu \e Anadolu'dakı Son Hitiüer'ın
Toro^lar'ın güneyınde yer alan 3000 yıl
oncesıne aıt uygarhklann gun ışığına çı-
kartıp dünyava tanıttığt kazılardakı yenı
gelışmelen denetlemekuzere, kımbılır ka-
çıncı kez Kadirii ye gıtme hazırlığı yapı-
yor
Tanhı yalıdakı yıllann huzurunu taşı-
yan koltuklann, kanepelenn ve sehpalann
üzennde yıne Karatepe'ye taşınacak ra-
porlar belgeler ve dosyalar. sankı hareket
gününu sabırsızlıkla beklıvorlar
Naıl Çakırhan' ın da gönlu elbette Halet
Hanım'da ama onun da aklı, son rahatMz-
lığmdan otüru bırkaç aydır ılgılenemedığı
Arnavutkoy'dekı restorasvonunda \e el-
bette Gokova'dakı burnunda tuten evı ıçın
tasarladığı "•muze" proiesmde
Edebıyat dunvamızın NailVsı. mımar-
lık dunvamızın ıse "alajir ustası Naıl Ça-
kırhan, bıraz daha dınlenıp sıcaklan atlat-
tıktan sonra guz aylarında soluğu Akyaka
koyunde alacak 1983'te kendısıne Ağa
Han Mimarük Odulu'nu kazandıran, ge-
leneksel yore mımansıyle 1970'lerdeyap-
tığı evının bahçesınde, yıne y ıllardır v ore-
sel yapı geleneğıvle urettığı bınalannı ve
yaş.amı boyunca hızmet ettığı kulturel de-
ğerlen sergılevecekbırmuzekurmavabaş-
layacak Aslmda Naıl Çakırhan ınmımar-
lık yaşamındakı "ilk tanıştığı proje"de bır
muzeydı 1940'da Halet Çambel le evlen-
dıkten sonra.•sadece güzel ve avdınhk du-
şuncelı bır arkeolog hanımla değıl avnı
zamanda \nadolu' nun zengın tarıhıyle de
yasamını bırleştırdiğını elbette kı çok ıvı
bıhyordu
Nıtekım, çok geçmeden Kadırlı yakın-
lanndakı Karatepe bulunduğunda. Adana
yolculan arasında bu tarihsel yerleşmeyı
Halet Çambel'le bırlıkte bulan Ord Prof
Dr Bossert'm yanı sıra Naıl Çakırhan da
katıldı Kendı deyımıyle o yıllarda zaten
"âyas göruşleri" nedenıyle tstanbul da
pek ış bulamayan Naıl V hem eşıyle, hem
de tanhle bırlıkte olmayı yeğlıyordu
1950'lerde Karatepe'dekı kazılarda bu-
lunan vapıtlann > ıne avnı >erde kurulacak
bır "açık hava müzesinde" sergılenmesı
gundeme gelınce Naı! Çakırhan'ın da
"alavlımimartakserûveninrbaşlatacak ılk
olanak doğmuş, oldu Projenın aslı ltalyan-
lara aıttı \e Turkıye'de ve Karatepe de o yıl
ıçın olanaksızdı Tek çare. aynı projenın
"betonarme golgrfikler" şeklınde ınşa
edilmesıvdı
Mımar Turgut Cansever projeyı beto-
narme olarak yenıden tasarlay lıp. Naıl Ça-
kırhan da Halet Hanım'a yardım etmek
ıçın "bunu biz yaparn" deyınce. 1950'h
vıllann sonlarında Turkı>e'm ılk açık ha-
va muzeM \e vıne ılk genış saçaklı "çıp-
lak beton" uvgulaması. Toroslann tepe-
•.ınde gerçekleşmış oldu
tzlevenvıllarda Naıl Çakırhan'laTurgut
Cansever ınbu"munariguçbirligi" Can-
sever ın Ertur \ener le bıriıkte tasarladı-
ğı Ankara dakı Turk Tarih Kurumu bına-
smm yapımmda da surdü Bu bına. daha
sonra 1980'dekı ıtk Ağa Mımarlık Odul-
len'nde Turkıve'den seçılen yapıtlar ara-
sında da yer aldı 1 %0'lardakı bu uvgula-
mada Çakırhan m gosterdığı ozen ve us>-
talık oylesıne dıkkat çektı kı, bunu goren
Almanlar, büyukelçılığın karşısında yap-
tıklan Alman Okulu bınasınt da yıne Ça-
kırhan'ıngerçekleştırmestnı ıstedıler Us-
telık *Alman"olmalanna rağmen Naıl
Bey'eonceden "avans" bıle vererek Öte
vandan Halet Çambel ıçın de vıne 196O'lı
vıllar oldukça yoğun ve uretken geçtyor-
du Naıl Bev Ankara'da mımarlık üzenne
O R T A K Y A Ş A M Y K Ü L E R İ
Türkiye^ıım oraır duyduğu bir buhışma
Gökova vakınlanndakı Ula ılçesinden tanın-
mii bır aılenm çocuğu olan NailÇakırhan ılk
ve ortaokulu Muğla'da okudu O yıllardakı
genç edebıyat oğretmem Necati Be>. Ege'nın
bu aydın kentınde aynı anda 'AkyoT ısımh bır
de a} lık dergı çıkanvordu Necati Bey 'ın ıler-
leyen vıllardakı evlılığınden doğan Tansuısım-
lı kızı da 1990"larda Turkıye've başbakan ola-
caktı
Naıl Çakırhan ın kültvır alanında yoğunlaş-
ması ı>e lıse vıllannda ba^ladı Muglada lı^e
olmadığı ıçın ortaoğrenımıne Kom-a'da devam
eden Naıl Çakırhan, 1927 de henuz 17 yaşın-
dayken 'Kervan* ısımh bır dergı çıkardı Aynı
dergıde ılk şıırlen de \ a> ımlandı
Bır gun. dergının venı bır sayısı Naıl Çakır-
han'ı oldukça üzmuştu lsmının sonuna dızgı
sırasında yanhşhkla *V harfi gelmış., şıırın al-
tındakı ımza 'ISail \? olmuştu ÖğTetmenı du-
rumu fark edınce u
Sakın uzulme'" dedı "Bun-
dan sonra edebiyat çevTekrinde adın Nail V.
ohır" dıve tesellı ettı O gunden sonra da Naıl
Çakırhan edebıyatımızdaNaıl V ımzasıvlata-
nmdı IConyadan lstanbul aiisemezunugenç
bir şair* olarak gelen Naıl Çakırhan Resimli \y dergı-
sınde çalışmaya başlavınca Nânm Hikmet'le tanıştı ve
dostluklan ılerledı Bursa Hapıshanesı'nde 2 5 yıl bır-
lıkte hapıs de yattılar tkı genç şaır bu ortak senıvenle-
nnde o denlı kaynaştılar kı, 1930'da ünlu '1+1=1' adlı
ortak kıtapları vavımlandı
Ne var kı o yıllann solcular uzenndekı dayanılmaz
baskılanndan bunalan Naıl Çakırhan, vıne 1930'larda
Moskova'v a gıttı Orada ekonomı uzenne ünıversıte oğ-
renırru görurken gönlünükaptırdığı guzel Ruskızı Taj-
yfe'le evlendı 1935 tekı bu evlılıkten doğan oğlu Ru-
dık 1994"te, annesı ıse 19^8'deöldüler Çakırhan her
ıkısını de Turkıye'ye döndukten sonra hep aramış bır-
kaç kez de gıdıp kucaklama olanağını buimuştu
1937'de SovyetlerBırlığı'nmyabancılan sınırdışıet-
mesı uzenne ulkeye dönen Naıl Çakırhan 1940'da Ha-
letÇambel'le tanıştı ve evlendı itaturk'un >akın arka-
Nail Çakırhan-Hakt Çambel
daşlanndan HasanCemüÇamberm kızı olan Halet Ha-
nım. babasının gore\ı nedenıyle Berîin'de doğmuş
(1916), ılk oğrenımını yıne Almanya'da yaptıktan son-
ra orta oğrenımını istanbul Arnav utkö> \menkan K.ız
Kolejı ve Galatasaray Lısesı'nde tamamlamıştı
Aynı zamanda 'eskrim' sporu yaptığı ıçın v e 1936"da-
kı Berlın 01ımpı>atlan'nda kadm sporcu olarak bu dal-
da Turkıve'yı temsil ettığınden Atatürk'ün de büyuk
sevgısını kazanan Halet Çambel, Fransızhükumetınden
burslu olarak Pans'te vükbek oğrenımme başladı 'On
\s\a dilleri' uzennde uzmanlaşıp 'Ecole du Louvre'
okulunda doktorasına başlamışken. 11 Dünya Savaşı
nedenıvle 1939'dayurdadöndu Daha öğrencıyken de
1935 te Boğazkoy, 1938'de Ankara-Roma termlen \e
Malatya. Aslantepe arkeoloıık kazılanna katılmıştı
1940'dalstanbulLnıversıtesı'ndeOrd Prof Dr Bos-
sert'ın yanında asıstan olan Halet Çambel'le. aynı yıl-
larda Zekeriya ve Yılcbz Sertel'ın çıkardıklan
"Tan' gazetesınde vazarlık yapan Naıl Çakır-
han ın kısa surede ev lılığe donuşen arkadaşlık-
lan. ozellıkle *kız tarafı'nca başlangıçta tep-
kıvlekarşılanmı^tı Buyuzdenaıleyehaberve-
nlmeden gerçekleşen 'guli' bır nıicâh torenm-
den sonra Halet Çambel \e Naıl Çakırhan, >ıl-
lar sonra sadece yakınlarmın değıl hemen her-
kesın öv guyle soz ettıklen bır 'jaşam dayanış-
masının' ılk zorlu donemlerıne başladılar
Bu >ıllarda Naıl Çakırhan ûnlu Sansaryan
Han'da polıs tarafından 6 a\ tutulduktan sonra
SultanahmetCezaevi'nde de vakla^ık 4yıl yat-
mı^tı Halet Çambei ıse bır vandan eşının sağ-
lığı ve ıhtıvaçlanyla ılgılenıvor öbûr yandan
1944 te doktorasını, 1947'de de" doçenthğını
vererek. arkeolojı dunyasına henuz kazandırdı-
ğı Karatepe'dekı kazılann ılerlemesı ıçın çalı-
şıyordu 1950 lerden sonra da Naıl Çakırhanbu
uygarlık hızmetıne kazı alanındakı hızmet bı-
nalannın vapımına yardım ederek katıldı
Naıl Çakırhan'ın ılk karısından olan oğlu
Rudık"ten ıkı kız torunu \ ar Rusya'dakı bu to~
runlardan da avnca bırer kız v e bırer erkek ola-
rak dort "torununun çocuğu' var "'Buvuktorunumun
kızı 17 vaşında. >akında evlenirse torunumun torununu
gorecegjfn*'dıyenNaıl Çakırhan, 18 vel9 yuzyılMuğ-
la yoresı mımansının guzellıklennı 21 yuzyıla taşımış
olmanın huzurunu yaşıyor Kendı de>ımıyle 'sırdaşıve
canvoldaşı' olan Halet Çambel ıse ıtk kansı Tayyıs le
çekılenfotoğraflançıkanpbızegOitenrken,arkeolojıye
olanbağhlığınınkökenındekı 'v-üksekinsansev0â' san-
kı bakışlanndan okunuyor
HaletÇambel. UluslararaM Prehıstorva Bılımsel Kon-
seyı Daımı Danışma Kurulu'nda Turkıye temsılcısı
1964"ten bu >ana Alman Arkeolojı En^tıtusu asıl uve-
M 1979 dan bu yana 'Amerikan Philosophıcal Soci-
et> 'nın ılk \e tek Tiirk üyesı 1995'te de Türk Bilimler
^kadcmisi'ne şeref uyesı olarak seçıldı
Natl Çakırhan ve Halet Çambel dayanışması.Turkıye
ıçın nebü>ûkşereP
Toroslar'da yaşayan bir efsane
\EZİH BAŞGELEN
Ya^adığımız topraklann ınsanhk tanhı-
nın bılınen en eskı yerleşımlennden gunü-
mîae, dunya arkeoîojısınde ozgun bır \en
ve onemı vardır Anadolu uygarhklarının
ve arkeolojı bılımının Turkıye'nın gelece-
ğı açısından taşıdığı önemı en ıyı gozlem-
leyen Atatflrk: 1933'te. Konvadan Başba-
kan tnonü've çektığı telgrafmda "Ancak
memleketımı/in hemen her tarafında em-
salsız defınekr halmde \atmakta olan ka-
dîm medeniveteserlcrinın ılerde tarafimız-
dan mev dana çıkanlarak ilmi bır surette
muhafaza ve tasnineri \e geçen devirlerin
surekli ihnıalı vıızunden pek harap bir ha-
le gelmi^ olan abıdelenn muhafazaları ıçin
mu/e muduriuklerine ve hafrhat ışlennde
kullanılmak uzere arkeoloji mutehassısla-
nna kat'ı lu/unı vardır" dıyerek bu gerçe-
ğı \e hedeflennı belırlemektedır Bu ne-
denle arkeolojı, 1950'lere kadar dev let po-
lıtıkasında ve hukumet programında özel
bır yer almış. uzmanlann yetıştınlmesıne
ayn bır önem venlmıştır
Cumhunyetın ılk yetışen arkeolojı kuşa-
ğınm ıçınde HaletÇambel'ın farkh bır ye-
n ve ozellıklen vardır Ülkemızde prehis-
torvabılımının uluslararası knterler çerçe-
vesınde kunılup gehşmesı, eğıtımdebılım-
sel metodolojının, kazılarda modern tek-
nıklerın uygulanmasmda, prehıstorya la-
boratuvannın kurulup gelışmesınde, muze
semınerlennın yapılmasında. TÜBlTAK'a
bağlı Arkeometn Cnıtesı'nm kurulmasın-
da ve ozellıkle genç kuşakların en ıvı şe-
kılde yetışmesmde HaletÇambel'ın önem-
lı bır pavı vardır Bu nedenle yaşamını ada-
dığı lÖ Edebıyat Fakültesı Prehıstorya
Anabilım Dalı ve Laboratuvan. günümuz-
de yurtıçmde ve özellıkle yurtdışında bu-
yuk saygınlığı olan, çalışmalan ılgıyle ız-
lenen, araştırmalanyla ulkemız arkeolojı-
sının gurur kaynağı ender kuruluşlanmız-
dan bındır Bütun bunlann yanı sıra Gu-
neydoğu Anadolu Tanhoncesı Araştırma-
lan Karma Projesı (Çayonu Kazılan), Ke-
ban Bölgesı Tanhı Eserlen Kurtarma ve
Değerlendırme Projesı ve \şağı Fırat Kur-
tarma Kazılan projelennın hayata geçınl-
mesınde, ba^anyla uygulanmasında onun
buyük emeğı vardır
CumhunyetTurkıyesı'nın bu ınançlı. oz-
verıh ılkelı. ıdealıst arkeolojı kuşağının
oncükadın üvelennden Halet Hoca'nın ya-
şamında, 1940"larda Bossert tarafından bu-
lunan görkemlı Geç Hıtıt merkezı Karate-
pe a>n bır >er tutar 1945 lerden ıtıbaren
Kadırlı yakınlannda, Toroslar'ın bu ulaşıl-
ması zor koşesınde olağanüstu çabalarla
yapılan kazılan Th Bossert ve L.Bahadır
Alkım ıle bırlıkte yıllarca surdürmüş, on-
lann olumünden sonra buradakı çalışmala-
n gunümuze kadar kesıntısız, buyuk bır öz-
venyle getırmıştır 50 vülık bu tnanılmaz
emeğm ve ilgınm sonunda bınlerce parça
haltndekı eşsız kabartmalar ve heykeller
onanlabılmış. ve ortaya çıkan eserlenn oz
ortamında sergılendığı ve korunduğu. ulke-
mızdekı kendı turundekı ılk açık hava mu-
zesı kurulabılmıştir Bölgede Arslantaş Ba-
rajı'nın yapımı gundeme geldığmde ıse
kurduğu ekıple baraj alanında su altında
kalacak bolgedekı tanhı ve dogal değerle-
nn belgelenmesını sağlamıştır
Her anı ınanç, sevgı, bılgı ve erdemle
örulu bu v anm asırlık ınsanhk seruv enının
sonucu. Toroslar'ın bukesımını gezenlenn
görduklen gıbı. Halet Hoca. bugun yorede
yaşayan bır efsanedır
btrıkımlennı gelıştınrken. Halet Hanım da
bır yandan Karatepe kazılannahız venvor.
obur yandan ıse İstanbul Lnıversıtesı nde
*Prehistor>aKürsusunu"kuruvordu Do-
çentlık ünvanını 1947 de almasma karşm
1960'ta profesor olan Halet Çambel. 1962
ve 1963 de Almanya'dakı Saarbnıcken
UnKerstesi'ne ders verdıkten sonra don-
duğu Turkıye'de bugun Anadolu'nun bın-
lerce yılhk "tarih Öncesr uvgarlıklannın
araştırılıp belgelendığı en onemlı kurum-
lanndan btnnı ulkesıne kazandınyordu
Yıneoyılarda(l%5-1966)tllerBanka-
sı'nca açılan Adana NanmPlan Yanşma-
sı ıçın Adana'dakı sıv ıl mıman v e arkeolo-
jık değerlerın belgelenmesı çalışmasını
vöneten Halet Çambel. 1967'den sonra a>-
nı çabay ı bu kezKeban Barajı bolgesınde-
kı tarıhı eserlenn ve oren yerlennm belge-
lenerek kurtanlması ıçın gosterdı
Takv ımler 1970'lere doğru yaklaştığın-
da. Çakırhan ve Çambel ıkılısının ılgıoda-
ğı artık Gokova oluyor. "ilerle>en vaşla-
nnda" hem dınlenıp, hem de yıne çalış-
mak ıçın şımdıkı Akyaka koyunde ın$a
edeceklen evm arsasını bırlıkte beğenıyor-
lardı Bu arsadabırkaç yıl sonra vaptığı ve
Muğla'ın lila ılçesınden Ali Duru ve Ca-
fer Karaca adlı ustalann da emeklenv le
katıldıklan geleneksel tarzdakı evlennın
çok beğenılıp, 1983'dekı Ağa Han Ödul-
len "tarOşmasına
rl
da neden olacağmı el-
bette kı hıç tahmm bıle etmeven Naıl Ça-
kırhan vme bu evıyle Akyaka yı da za-
manla betonlaşmaktan kurtaracak olan asıl
mımarlık vaşamına boylece başlamış olu-
yordu 1970 lı ve80'lıyillardaHaletÇam-
bel yıne Karatepe'de ve ustelık 1984'de
\OK tarafından emekh sayılmasına rağ-
men yoğun kazı çalışmalannı surdurur-
ken Naıl Çakırhan da Akyaka ve Goko-
va-Datçabölgesinde ev lennın, yoresel mı-
marıye uygun olmasını ısteyen dostlanna
çok savıda bına yaptı Onuençokuzenve
geçenlerdekı görüşmemızde de yıne soz
etmekten kendısını alamadığı. olav ıse
1983 de Ağa Han Odulü'nu aldığında ba-
zı tanınmış mımarlann buna karşı çıkmış
ve dahası "bu adam solcudur"dıyerek
ödulu verecek olan Kenan Evren'e ve Ke-
rim Ağa Han'a torenden once haber gon-
dermı^ olmalanydı Çakırhan. >akın yılla-
ra dek bu genlımh olayın kahramam olan
ısımlen pek dıle getırmedı Mımarlar Oda-
sı tstanbul Şubesf nce oncekı \ıl kendısı-
ne venlen "onurplaketi" ıçın duzenienen
törende bıle 10 vıl öncekı unutulmaz anı-
sına neden olanlar ıçın sadece susmayı
yeğlemıştı Nevarkıbusongoruşmemız-
de olayı yenıden anlatırken artık "aynn-
tılan"da vurgulamayı yeğlıyordu
1983'dekı ödul torenı tstanbul'da v apılma-
dan once "aralannda Prof. Muhteşem Gi-
rav,Prof. Feridun Akozan gibı isimlerin de
buluiHİuğunu öğrendun" dedığı kımı mı-
marlık hocalan, dönemın devlet başkanı
KenanEvren'ı aramışlarv e geçmışte "ko-
munist" olduğubılınen bır kışıye ödül ver-
memesı ıçın uvarmısjardı
Dahası, bu uyan uzenne İstanbul Em-
nıyet Mudurlüğu'nde v ıne torenden önce,
"önlem" almakuzere "değerlendirmefer"
yapılmu, ancak Kenan Evren'ın "70 ya-
şındaki bir adam Turkıye've odul kazan-
dırmış,bunu mesele yapmaym'1
şekhnde-
kı tutumu uzenne de Natl Çakırhan toren
gunu Dolmabahçe Sarayı na gıdebılmıştı
Çakırhan. Evren'm Marmans'e yerleştık-
ten sonra da vaktıyle odul belgesmı kendı
elıyle verdığı evı gormek tçın Akyaka'ya
geldığını anlatıyor \e daha sonra bırkaç
kez yıne Evren'ın bu kez kendısıyle tanış-
mak uzere aynı zıyaretlen yaptığının ozel-
lıkle bıhnmesını ıstıyor 1983'dekı odule
tepkı goteren ve "ihbarcıhkyapan"mımar-
lara ıse en ıyı yanıtı Can V ucel ın verdığı-
nı duşunuyor Can Yucel'vn Naıl Çakır-
han'la ılgılı yazdığı "AladanBala" adlı şı-
nnın ver aldıği "Gökyokuş" adlı kıtabını
tam bu sırada kıtaphktan bulup bıze getır-
me gorevı de her zamankı gıbı yıne Halet
Çambere dusüyor
Evet Bugunlerde Halet Hanım, bır yan-
dan yenıden Karatepe yolculuğu ıçın son
hazırlıklan vaparken, obür yandan geçen
aylarda Moskova'da goz amehvatt olan
Naıl Çakırhan'a ıstedığı yazıları ve belge-
len bularak, yanm vüzyıldır hıç akbama-
vandayanışmayısevgıylesurdurüyor Na-
ıl Çakırhan da "E>lül sonundaki Muğla
Şenliğj'neberabergj<lelinî'"dıyor Ağa Han
ödülu olarak aldığı parayla restore ettığı
Muğla Beledıyesı'ne aıt tanhı Konakaltı
Han'dakı kendı adı venlen ahşap salonda,
Beledıye Meclısı toplantılarının da ne den-
lı "tarihe sgygı" ıçınde ge<;tığını gorebıl-
mek ıçın
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bir Kez Daha: Hangi
Burjuva Kültürü?
Bır zamanlar yonetımımde çıkan "Yaıko Çevtn"
dergısının 14 sayısı (Eylul-Ekım 1983) ıçın yazdığım
"Hangı Burjuva Kültürü''" başiıklı gınş yazısında,
ozellıkle 197O'lı yıllardan başlayarak çok moda olan
"Kahrolsun burjuva kulturu ve s/nıft'"sloganının ge-
reksız olduğunu çunku Turkıye'de boyle bır sınıfın,
dolayısıyla da boyle bır kulturun hıçbır zaman oluş-
madığını belırtmıştım Bu goruşumu pekıştırmek ıçın
de şu saptamalan yapmıştım "Burjuva kulturu, bur-
iuva sınıfının kulturudur 'yozlaşmış burjuva anlayı-
şı', once yozlaşabtlecek bır burjuva anlayışıntn var-
lığını şart koşar, sık kullanılan 'burjuva duyartılığı'
dtye bır duyariılığm olabılmesı ıçın de bır burjuva at-
mosfennın varlığı gereklıdır "
Bu genel saptamanın ardından, ulkemizdekı duru-
ma ılışkın olarak şu goruşlere yer vermıştım "Tarı-
hınde bır 'burjuva' sınıfına hıçbır zaman sahıp olma-
mış bır ulkenın kültur yaşamında, toplum yaşamın-
da bu kavramlann kullanılabılmesı olası mıdır? De-
ğıldır elbet Turkıye'de ne kentleşme olgusu bır
bunuva sınıfının kokenını oluşturabılecek bıçımde
gerçekleşmıştır, ne de Batılı anlamda bır kapıtalıst
duzen egemen olmuştur Burjuva sınıfının kaynak-
lanabıleceğı kentleşme surecı, kentlenn dışardan
gelenlerce yalnızca kalabaiıklaşmasından çok ote
bır anlam taşır, gelıp yerieşen bırey, kentı yalnızca
geçımı ıçın bır savaş alanı olarak görduğu sürece,
ıçınde yaşadığı kentı benımsemesı, onun kent ola-
rak yaşamına katılması dıye bır şey de elbet söz ko-
nusu olmayacaktır Hele bellı bır eğıtım duzeyı ek-
sıklığı varsa, bu durum o kışı varlıkh olduğu zaman
da sürecek, başka deyışle kentı kent olarak umur-
samamak konumu o zaman da ortadan kalkmaya-
caktır Kentsoyluluk (burjuvazı), hem çok sayıda ku-
şağı ıçıne alan bır sureç, hem de kuşaktan kuşağa
bellı bır kultur aktanmı sonucu ortaya çıkar Istan-
bul'da, Tanzımat'tan başlayarak ve levanten köken-
lı bır kesım elıyle gerçekleştınlen bur/uva yaşam bı-
çımı goruntulen, bu kesımın etkınlığtnı yıtırmesıyle
bırlıkte kısa zamanda ortadan kalkar. Cumhunyet
Turkıyesı'nde ozgun bıçem gelıştıren çok sayıda de-
ğerlı mımann yetışmesıne karşın, kentlere bu sanat-
çılann zevkı değıl, kalfa ve muteahhıt zevksızlığı ege-
men olur Çunku kentlerde yaşayanlarda, guzel bır
çevrede yaşama gereksınımı doğmuş değıldır he-
nuz "
Bu yazı o zamanlar bazı eleştırılerle karşılaşmıştı
Örnegın Turkıye'de de bır "mıllı buquvazı"n\n ya da
-artık
1
- bır "sanayı buquvazısı"n\n -adı ne olursa ol-
sun
1
- bır "burjuva sınıfının "vartığından soz edılebıle-
cegı soylenmıştı Bu eleştınlerle belırtılmek ıstenen
nokta, ozetle, artıkTurkıye'de de bır variıklı sınrfın bu-
lunduğuydu Vartıkiı sınrf ıle "burjuva sınıfı "nı -hele
kulturel bır olgu nıtelığıyle
1
- ozdeş saymanın yanlış-
lıklan uzennde burada duracak değılım Benım bu-
radakı amacım, 1983'te kaleme aldığım yazıda ozel-
lıkle burjuva kulturu bağlammda yaptığım saptama-
lann, aradan on ıkı yıl geçmesıne karşın geçeriılığını
-ne yazık kı'- bugun de koruduğunu ornek vererek
gostermek
Bılındığı -ya da bılınmesı gerektığı
1
- uzere, bunu-
va sınıfının en belırleyıcı ozeltıklennden bırı, vanlan
bellı bır aşamadan sonra gerek sanatı, gerekse sa-
nat koruyuculuğunuyaşamının onsuz olunamaz oge-
len arasına katmış oluşudur Hem kendı yaşamını,
hem de çevresını, başka deyışle ıçınde yaşadığı ken-
tı sanat yoluyla da zengınleştırmek, elbet gostenş ve
reklam amaçlanndan busbutun kopuk bır tutum de-
ğıldır, ancak zaman ıçersınde kendı yaşamında sa-
natsız olamamak, sanatın ve sanatçıların varlıklannı
surdurebılmelerı, yenı sanatçıların yetışebılmesı ıçın
yapılan gınşımlere gucu oranında katkıda bulunmak,
burjuva ınsanını belırieyen temel nıtelıkler arasmda-
dır Batı'dakı pek çok sanat kurumunun ozel vakıflar
ve demeklerce ayakta tutulması, bu arada sanat oğ-
rencılen ıçın çok kabarık sayıda venlen ozel burslar,
hep boyle bır yaşam anlayışından kaynaklanmakta-
dır
Yalnızca bu açıdan bır karşılaştırmaya gıtmek bı-
le, ulkemizdekı variıklı sınıfın boyle bır burjuva kultu-
runden çok uzak olduğunu gostermeye yeteriıdır.
Turkıye'de varlıklı kesım tarafından yılda kaç sanat
oğrencısıne burs venlmektedır? Kaç yazarın projesı
desteklenmektedır'' Bugune kadar sozu edılen ke-
sım tarafından kaç konser, tıyatro ve opera salonu
yaptınlmıştır^1
Kaç tıyatro topluluğunun ve orkestra-
nın kuruluşuna katkıda bulunulmuştur^ Çoğaltılabı-
lecekbu turden sorulara alınacak yanrtlar, Turkıye'de
kulturel kımlığını de edınmış bır burjuva sınıfının ne
olçude bulunduğunu açıkça ortaya çıkaracaktır
1994 yılında Anadolu Unıversıtesı Devlet Konser-
vatuvarı Tıyatro Oyunculuğu Bolumu'nu bıtıren bır
gencımız, Antalya'da çalışırken dunyaca unlu tıyat-
ro adamı Jerzy Grotovvski'nın o sırada Turkrye'de
bulunan asıstanı tarafından çok yeteneklı bulunur ve
eğrtımını ılerietmek uzere Grotovvski'nın itatya'dakı tı-
yatro okuluna çağnlır Bır yıl sureyle bu okulda eğrtı-
mını boğaz tokluğuna surduren bu gencımız, bır ay
kadar once başarısı bızzat Grotovvskı'nın ımzasıyla
belgelenmış olarak Turkıye'ye donup, kalan bır yıllık
eğıtımını daha ınsanca koşullarda tamamlamak ıçın
çeşıtlı yeriere burs başvurusu yapar Kendı done-
mınde butun dunyadan bu okula kabul edılen ıkı kı-
şıden bırı olan bu yeteneklı gencımız, ulkesınde her
yerden gerı çevnlır ve sonunda eğıtımını çok zor ko-
şullarda tamamlamak uzere daha doğrusu sonuna
kadar dayanabıleceğınden bıle emın olmaksızın yı-
ne Italya'ya doner Bu arada gostenşlı kultur merkez-
lennden bınne sahıp buyuk bır ozel fınans kuruluşu-
na yaptığı başvuru da "yerıne getınlmesme ımkân
bulunamadığı" gerekçesıyle gen çevnlmıştır' Bu ge-
n çevırmenın asıl gerekçesı, hıç kuşkusuz bır gence
tıyatro bursu vermenın, o gencımız dunyaca unlu bır
tıyatro okulunda okuyacak olsa bıle, reklam amaç-
lan açısından pek çekıcı ve çarpıcı olmamasıdır'
Turkıye'nın "sözde bunuvazıstntn" sanat koruyu-
culuğu bugun ıçın gerçek anlamda bır bunuva sını-
fının kultur ve sanatı doğallıkla ıçeren, sanatsal et-
kınlıkler ıçın altyapı kurma kaygusu guden yaşam bı-
çımıyle ılıntısız, çoğu kez salt reklam amaçlanyla sı-
nırlı bır gosterışten başka bır şey değıtdır ,
Kısa metrailı film yanşması
ANKARA (ANKA) - İstanbul Fotoğraf ve Sınema
Amatörlen Derneğı'nm (İFSAK)duzenledığı 17
Ulusal Kısa Fılm Yanşması'na başvurular başladı
Ocak 1995 tanhınden sonra çekılmış. 20 dakıkayı
aşmayan sınema ve v ıdeo fılmlennın katılabıleceğı
yanşmay a son başvuru tanhı, 31 Aralık 1995 olarak
behrlendı Sayı ve konu smırlaması gozetılmeyen
yarışmamn seçıcı kurulu, Antrakt dergısı yaym
yonetmenı Huseyın Kuzu. senanst Ahmet Soner,
tıyatro oyuncusu Gulsen Tuncer, tFSAK yonetım
kurulu uyesı Sınan Turan ve yonetmen Artun Yeres'ten
oluşuyor Dereceye gıren fılmler, Uluslararası İstanbul
Kısa Ftkn Gunlen'nde Turkıye'yı temsıl edecekler