28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çiller-Karayalçın ortaklığıyla kurulan 50. hükümet, gelmiş geçmiş en kötü ekonomik sonuçlan elde etti Dk perdefiyaskoylakapandıÖZGENACAR Devlet tstatistik Enstitüsü (DİE). Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ın '50A' hükümetinin, istatistiklere göre Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en kötü ekonomik sonuçlannı etde eden hükümet olduğunu ortaya koydu. Üstelik Başbakanlığın denetimindeki DİE: "Türkiye Ekonomisi, İstatistik ve Yonımlar-Şubat 1995" âdlı yayınında DYP- SHP koalisyonunun uygulamada elde etttği olumsuz sonuçlan cesaretle açıkladı. 5 Temmuz 1993 tarihinde TBMM'den güvenoyu alan ve 630 gün iktidarda kalan ekonomi profesörü Çiller ile Karayalçın; ekonomik alanda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş, duyuimamış olumsuzluk rekorlan kırarak tarihe geçtiler. Tansu Çiller ile Hikmef Çetin'in oluşturduklan '50B' hükümeti bu ekonomik koşullar altında göreve başliyor. Memur, işçi ve emekli gibi dar gelirli kitlenin gelirlerinin ne kadar olumlu ya da olumsuz etkilendiğine ilişkin verilerin bulunmadığı DlE'nin 350 sayfalık raporundan bazı istatistikleri yayımlıyoruz. Milli gelir giderek cüceleşti Buyüme, sanayi iiretim artışı, 11.1 8.8 6.3 6.2 5.4 n 5.4 6.9 3.5 Kalkınma hızı (Bır öncekı yılin aynı üç aylık donemme göre yiızde değişım) ı ı ı ı a t t ı III IV I II III IV I II III 1992 1 9 9 3 1994 1 1987 yılı alıcı fiyatıyla yapılan hesaplamada, Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasilasf nın (GSMH) 1993 yılının ilk üç ayında yüzde 5.4, ikinci üç ayında yüzde 11.1 arttığı görülüyor. Ancak ne var ki Çiller-Karayalçın hükümeti göreve geldikten sonra aynı yıhn üçüncü üç ayında bu hız. yüzde 7.1 "e. daha sonra yüzde 6.9'a düştü. DtE, düşmenın bu kadarla da kalmadığını, 1994 yılının ilk üç ayında GSMH artış hızının yûzde 3.5'e ındiğıni açıkladı. Bundan sonra, değil kalkmmak. artış hızının tam tersine bır gelışme ile sıfinn altına ınerek yüzde 10.6 ve yüzde 8.6 oranında geriledıği ortaya konuldu. GSMH'dekı gerilemeyi gösteren grafigimiz, DİE'nin raporunun 2. sayfasından alındı. DlE'nin raporunun bırincı sayfasında bu grafığe temel olan verilerden hareketle, GSMH'nın kişi başına etkisi de şöyle açıklanıyor. Kişi hgşına milli gelir 1990'da 2.687 dolar, 1991 'de'2.620 dolar, 1992'de 2.700 dolar ve 1993 iç\n 2.883 dolar artıyor. Ancak, DtE raporunun şubat sayısına yetişmeyen verilere göre 1994"ün yılboyu milli gelirin kişi başma toplam ortalamasının 2.200 dolara düştüğü bıldinlıyor. Bunda 5 Nisan Kararlan ile dolar karşısında TL'nin değennin düşürülmesinın yanı sıra, GSMH'dekı genel gerilemenin etken olduğu bıldiriliyor. Bir başka deyişle. Çiller'ın '50A' hükümeti dönemmde Türk vatandaşlarının kişi başına milli geliri. degil artmak. beş yıl önceki düzeyine geriledi. 248 ve 49. hükümetlerin son 16 ayda Türkiye'nin dış ödemeler dengesınde yaklaşık 2.5 milyar dolar fazlalık sağlamalanna karşılık Çıller-Karayalçın hükümeti, aynı sürede yaklaşık 600 mılyon dolarlık açık verdi. Ancak, Çiller- Karayalçın ikılısmin ıktidan lehinde söylenebilecek veri ise ihracatın ıthalatı karşılama oranının yüzde 52'den yüzde 77'lere çıkmasıdır. açılan ve kapanan şirketler Yıllar 1992 1993 19941 Reel GSMH 1 8.8 II 6.3 111 5.4 IV 6.2 1 5.4 II 11.1 III 7.1 IV 6.9 3.5 II -10.3 III -8.6 IV Sanayi üretimi 10.1 4.8 3.6 2.3 3.2 12.3 8.6 8.9 6.0 -8.7 -8.7 Açılan şirket 39.3 30.4 42.4 44.9 60.5 68.2 52.5 50.8 45.3 -18.0 -6.5 14.4 Kapanan şirket -26.8 -14.9 -18.2 70.4 -12.9 -14.0 37.8 -8.7 -21.0 361.2 334.8 376.2 kuruluşlannın artmadığı. tam tersine, iflaslann ve kamuoyunun dikkatine sunuluyor. DİE raporunun İflaslar arttı, üretim düştü 3Çiller-Karayalçın yönetiminin ekonomik alandaki başansızlığının en çarpıcı kıyaslaması. DİE raporunun 55. sayfasında açıkça dikkati çekıyor. Bu sayfadaki grafikte birkaç istatistıksel dizi, birlikte ele alınıp kıyaslandı. Türkiye'nin sanayi üretiminin bir önceki yıhn üçer aylık dönemleri kıyaslanarak '50A* hükümetinin başansızlığı DİE raporunda açıklandı. Ekonomi profesörü Çiller'in. Karayalçın ile birlikte. sanayi ve GSMH"yi sıfinn altına düşürerek Türk ekonomisınin önemlı ölçüde gerilemesıne yol açtığı, (DİE'nin veri ve grafiğinde çarpıcı bir biçimde) görülüyor. Aynı grafikte. 50A hükümetiyle bırlikte, yenı şirket ve kooperatif şirket kapanışlannın rckorlar kırdığı. Türk 123. sayfasındaki grafik, aynen şöyle: Trafiğe kayıtlı araçta gerileme 1993 üçay üçay üçay üçay 1994 üçay üçay C Üçer aylık otomobil üretimi (adet) 4PaWt4P*>ı 37 - 279 ı i 1 ) 20 40 60 | 70^69 fe 75^13 80 16 j 50a Hükümeti| pM 106.244 100 120 4 Sanayıde önemli ekonomik göstergelerden biri olarak kabul edılen otomobil üretimi ıse DlE'ye göre 50. hükümetin işbaşına gelmesinden sonra düştü. Raporda. trafiğe kayıt yaptıran taşıt sayısında düşüş. kayıttan sihnenlerde ise geçen yıhn ortalannda rekor kınldığı gözlenıyor. Raporun 116. sayfasındaki verilere göre, daha önceki hükümet dönemmde ayda toplam 50 bin kadar yeni taşıt kaydı yapılırken Çiller-Karayalçın hükümetinde bu sayı 17-37 bin arasına düşen bır genleme gösteriyor. Buna karşıhk, raporun bir sonraki sayfasında yer alan istatistiklere göre ayda ortalama toplam 400- 800 arasuıda taşıt aracının kaydı silinirken. Çiller-Karayalçın döneminde bu sayının Haziran 1994'tel.572'yedahıçıktığı gözleniyor. Büyüme, Sanayi Üretim Artışı ve Şirket Hareketleri (Bir önceki yılın aynı üç aylık dönemine göre yüzde değişim) 15 — Reel GSMH ••••• Sanayi üretim endeksı Açılan şirket ve kooperatıfler Kapanan şirket ve kooperatıfler 1994 III IV Daha az, daha pahalı bina 5 DİE, '50A' hükümetinin ekonomide büyümevi anlatan önemli göstergelerden biri olan bina yapımı konusunda da başansız olduğunu ortaya koyuyor. "Yapımına yeni başlanan ya da yapılmakta olan bina inşaatı" konusunda DİE'nin verileri şu sonuçlan ortaya koyuyor: A) 50A hükümetinden önce "daha çok bina, daha ucuza"yapılirken, denge tersine dönmüş ve "'daha az bina, daha pahalıya" yapılır olmuştur. B) Aralık 1993'te inşaat sektöründe önemli ölçüde, hatta patlama düzeyinde yeni bina yapımına başlandığı görülüyor. Bir ay önce 11.603 bina yapımına başlanmış ya da sürdürülmüşken, aralık ayında bu sayı iki katını da aşarak 25.916'ya çıkmış.. Ancak, 1994 Ocak ve Şubafında yapım sayısı 8.439'a düşmüştür. ı—ar Kayıtlı, kayıtdışı ekonomi K ayrtdışı ekonomi, yeraltı ekonomisi, kara para, vergisiz kazanç... Adına her ne derseniz deyin. Politikacılar, bürokratlar, öğretim üyeleri, gazeteciler ve hatta sokaktaki adam, son yıllarda çığ gibi büyüyen kamu fınansman açığmın suçlusunu ararken bu terimleri sıkça kullanır oldu. Peki, bu terimler kimleri tanımlıyor? Devletin iki yakasını bir araya getirmesini engelleyen vergi kaçağına yeraltı dünyası mı neden oluyor? Yeraltı ekonomisi diye adlandınlan, kaçakçı ve uyuşturucu şebekeleri mi? Neden, vergi ödemeyen kesimler, Italya'daki Sicilya mafyası ya da Japon yakuzası gibi algılamyor? Yeraltı ekonomisi aslında bizzat yerin üzerinde, herkesin gözü önünde ve işin garibi devlet teşviki ile gelişip büyüyor. Kayıtdışı kesimleri, gizli yasadışı güçler gibi göstermek ise bazılannın hem kolayına hem işine geliyor. Oysa, Türkiye'de kayıtlı olduklan halde kayıtdışı kazanç elde eden çok geniş bir krtle var. Kişi ya da şirket adı attında Maliye'de kayıtlı ve birer vergi numarası sahibi olan mükellefler, aslında vergi ödemiyor. Onlar çarşıdaki kuyumcu, köşedeki taksi, bitişikteki kebapçı, yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız pek çok malın üreticisi ya da satıcısı. Kısacası, istisnalan dışarda bırakırsak bordroya bağlanmış işçi, memur, emekli dışında para kazanıp vergi veren herkes, vergi veriyormuş gibi davranıp vermiyor. Ödenen vergilerie, gerçek kazançlannı karşılaştırdığınızda dehşete kapılıyorsunuz. Ne var ki Türkiye'de sistem böyle işliyor. Iktidar kavramının güçlenip devleti zedeler niteliğe bürünmesine paralel olarak, mali polrtikalar işlevini yitiriyor. "Devlet çar-çur etsin diye mi vergi vereceğim?" savunması, liberal politikalann Türkiye'ye çarpık yansımalarından biri olarak akademik çevrelerde ve medyada bile kabul görüyor. Bu çtzgide olanlar, "lyi ki kayıtdışı var, yoksa geçen yılki krizi nasıl atlatırdık?" türünden ifadelerle vergisiz sermaye birikimini âdeta sistemin sigortası olarak göstermeye çalışıyorlar. Hükümet de gerçek oranlarda vergilendirilmeyen kazançların pahalı otomobillere, değerti gayrimenkullere, eğlence hayatına, kısacası lüks tüketime dönüştüğünü görmezden geliyor. Vergi yükü hafıfletilen hür 'eşebbüsün dinamizmini, yatınma, ıretime ve istihdama yöneltmediği rtadayken Maliye'nin uygulamalan mükellefleri âdeta vergi ödememeye davet ediyor. Yasalan, mevzuatı irdelemeye gerek yok. Sadece önceki gün iki örnek birden yaşandı. Önce Bakanlar Kurulu'nun götüru vergi mükellefı olma esaslannda degişiklik yapan karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre işyeri emlak değeri 60 milyon lirayı ya da yıllık kirası 9 milyon lirayı aşanlar, "kıyak vergi" olarak bilinen götürülükten yararlanamayacaklar. Türkiye'de 1 milyonu aşan götürü vergi mükellefı var. Bu sayı gerçek kazancı üzerinden vergi odeyenlerin sayısına eşitlenmek üzere. 1993 yılı sonunda götürü vergiyi kaldınp sonra geri adım atmak zorunda kalan hükümet, bu son kararia avantajlı vergiye sınır koyma görüntüsü altında, aslında mevcut vergi kaybını daha da tırmandınyor. 1995 Türkiyesi'nde 60 milyon liraya değil işyeri, bir baraka yapmak için gerekli inşaat malzemelerini bir araya getirmek bile imkânsız. Aylık 750 bin lira kira ile ise işyeri bir yana, kümes bile bulunamayacağı ortada. Öyleyse, götürü vergi mükellef sayısının bu son düzenlemeyle sıfırlanmasa bile birkaç bine inmesi gerekiyor. Geçmiş tecrübelerin ışığında bunun olmayacağını söyleyebiliriz. Öyleyse ne olacak? Götürülük avantajlannı sürdürmek için sahte kira kontratlan düzenlenecek, emlak beyannameleri yanlış doldurulacak. Götürü vergi sisteminin neden olduğu kayba, kira üzerinden alınan vergiler ve emlak vergilerindeki aşınmalar eklenecek. Vergi ödememeyi teşvik eden ikinci düzenleme ise Maliye Bakanlığfnın uygulamaya soktuğu muhasebeci zorunluluğu ile ilgili. Muhasebeci, mali müşavir ve yeminii mali müşavirlere onay yetkisi veren bakanhk, özel sektörden gelen tepki üzerine, yayımladığı ikinci bir tebliğ ile muhasebeci zorunluluğuna da sınır getirdi. Buna göre çeşitli sektör ve mükellef gruplanna göre yıllık satış hasılatları belli limitlerin altında kalanlar, zorunlu muhasebeci maliyetinden kurtuluyoriar. Bu uyguiamanın da satışlarda belge düzeni dışına kaçışı hızlandırması sürpriz olmayacak. Sizce, hükümette işi en zor olan bakanlık hangisi? Bence Maliye Bakanlığı. Kolay iş mi? Hem iktidan seçmen kröelerinin ve kamuoyunu oluşturan çıkar gruplannın tepkisinden koruyacaksınız hem de bunu yaparken vergi topluyor gibi gözükeceksiniz. • UZMAN CEVAPLASIŞöyle olacak: Herhangi bir İş Bankası'na uğrayacaksınız, hayat sigortası priminizi on-line real time ödeyeceksiniz. Yani, priminiz anında hesaba geçecek. Siz de Anadolu Hayat'a gelin, bu hizmetlerden kolayca yararlanın. ANADOLU HAYAT "Hayat Uzmanı" YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Dışalımda Gelişmeler Yıl sonuna ilişkin veriler geç açıklandığından, yorum ve değertendirmeler ancak bir zaman aralığı ile yapı- labilmektedir. 1994 yılında gerçekleşen dışalım hac- mi aynntılı otarak Mart 1995'te açıklandığından, bu ko- nudaki değerlendirmeler belki de güncelliğini yitirmiş olarak kamuoyunun bilgisine sunulabilmektedir. 1994 yılında Türkiye'nin dışalımındaki gelişmeler anahatlan ile şöyledir: * Dışalım bir önceki yıla göre cari USD (ABD Dola- n) değeri ile önemli boyutta azalmıştır. 1994 yılında dışalım cari USD değeri ile bir önceki yıla göre yüzde 21.9 oranında azalarak 29.428.4 mil- yon USD'den 23.270.0 milyon USD'ye gerilemiştir. Ekonomideki durgunluk, etkisini dışalım üzerinde de göstemiştir. 1994 yılında USD'nin değer yitirdiği dik- kate alındığında, dışalımda reel gerileme daha büyük boyutludur. Dışalımdaki düşüşün boyutu da 1994 yı- lında Türkiye ekonomisinin içine düştüğü ekonomik bunalımın derinliğini ortaya koymaktadır. * Dışalımın yapısı, bileşimi bir önceki yıla göre de- ğişmiştir. 1994 yılında tüm ana mal gruplan itibanyla dışalım azalmış olmakla beraber, azalış oranlan farklı olduğun- dan, dışalımın yapısı, kompozisyonu bir ölçüde de- ğişmiştir. Bir önceki yıla göre, tüketim mallan dışalımı yüzde 32.5 oranında, yatınm mallan yüzde 27.9 ora- nında gerilerken, azalmış hammadde, ara mali (ham petrol hariç) dışalımında yüzde 15.4, ham petrolde de yüzde 4.6 oranında olmuştur. 1994 yılı sonu itibanyla dışalımın bileşimi, yüzde 48.0 hammadde ara mali, yüzde 29.6 yatınm mali, yüzde 11.9 tüketim mali ve yüzde 10.5 ham petrol şeklini almıştır. 1993 yılına gö- re, 1994 yılında dışalım içinde içinde yatınm mallan- nın payı yüzde 32.5'ten yüzde 29.6'ya, tüketim mal- lannın payı da yüzde 14.0'dan yüzde 11.9'a gerilemiş- tir. * Dışalımın ülke gruplan arasında dağılımı belirgip bir değişim göstermemekle beraber OECD ülkeleri- nin payı hafrfçe gerilemiştir. Dünyanın varsıl ülkelerini kapsayan OECD ülkele- rinin dışalımımız içindeki payı, 1993 yılına göre hafif- çe gerileyerek yüzde 67.9'dan yüzde 65.8'e inmiştir. OECD ülkeleri, AT ülkeleri, EFTA ülkeleri ve diğer OECD ülkeleri olarak üç alt gruba aynlarak dışalım- daki gelişmeler incelendiğinde, dışalımımız içinde AT ülkelerinin payı 1993 ve 1994 yıllannda sırasıyla yüz- de 44.0 ve yüzde 44.2 olarak hemen hemen değiş- mezken, EFTA ülkelerinin payı hafrfçe yüzde 5-6'dan yüzde 5.2'ye, ABD ve Japonya'yı da kapsayan diğer OECD ülkelerinin payı da yüzde 18.3'ten yüzde 16.4'e gerilemiştir. Bu ülkelerden yapılan dışalım, 1994 yılın- da cari USD değeri ile dahi yüzde 28.7 oranında azal- mıştır. islam ülkelerinden yapılan dışalımdaki azalış, ham petrol dışalımındaki gerilemenin sınıriı olması ne- deniyle, daha düşük boyutlu olmuştur. Gerçekten 1994 yılında islam ülkelerinden yapılan dışalımın yüz- de 4.6 oranında azalmasına karşın, bu ülkelerin dışa- lım içindeki payı yüzde 11.9'dan yüzde 14.4'e yüksel- miştir. Büyük bir bölümünü, Rusya dahil Doğu Avrupa ül- kelerinin oluşturduğu diğer Avrupa ülkelerinin dışalı- mımız içindeki payı yüzde 11.4'ten yüzde 10.2'ye ge- rilerken, yukanda sayılan ülke gruplan dışında kalan diğer ülkelerin payı yüzde 8.8'den yüzde 9.6'ya yük- selmiştir. * Dışsatımın dışalımı karşılama oranı yükselmiştir. 1994 yılında cari USD değeri ile dışsatım yüzde 18.0 oranında artarken, dışalımın yüzde 21.9 oranında azal- ması, 1993 yılında yüzde 52.1 'e değin gerilemiş olan dışsatımın dışalımı karşılama oranının yüzde 77.8'e yükselmesine olanak vermiştir. Böyle olmakla bera- ber Türkiye, 1994 yılında da 5.163.9 milyon USD dış ticaret açığı vermiştir. Açık, daralmış olmakla beraber yine de küçüksenmeyecek boyuttadır. 1950'den bu yana süregelen dış ticaret açıklan, bir anlamda Türki- ye ekonomisinin güçsüz yönlerinden birini oluştur- maktadır. 1994 yılında dış ticaret hadlerinin Türkiye aleyhine gelişmesi de, dikkatlerden kaçmamalıdır. 1994 Şubat ayında 133.9 olan dış ticaret haddi, Ekim 1994'te 103.6'ya kadar gerilemiştir. Türkiye, dışsatım ve dışalım yapısını değiştireme- diği sürece, dış ticaret açıklannın sürmesi ve dış tica- ret hadlerinin aleyhine gelişmesi kaçınılmaz gözük- mektedir. Avrupa Birliği ile yapılacak bir gümrük bir- liği, bu yapıyı değiştirme bir yana, pekiştireceği gibi, dış ticaret hadlerinin Türkiye aleyhine değişmesini hız- landırarak dış ticaretin yarariannı kısıtlayabilir. Geçen yıla göre yüzde 18 arttı Dış ticaret îhracat lehineANKARA (AA) - Geçici verilere göre. bu yılın ocak ayında 1 milyar 549.7 milyon dolarlık ihracat, 2 milyar97.1 milyon dolarlık ithalat yap\l- dı. Devlet istatistik Enstitü- sü'nden yapılan açıklamaya göre. geçen yılın ocak ayına göre bu yıl ocakta ihracat yüzde 18.1 oranında artar- ken, ithalatta yüzde 2.6 ora- nında gerileme kaydedildi. Geçen yılın ocak ayında, 1 milyar 312.7 milyar dolarlık ihracat, 2 milyar 153.7 mil- yon dolarlık da ithalat yapıl- mıştı. Buna göre geçen yıl o- cak ayı itibanyla yüzde 61 olan ihracatın ithalatı karşıla- maoranı,buyıl yüzde 73.9'a yükseldi. Aynı şekilde, geçen yıl ocak ayında 841 milyon dolar olan dış ticaret açığı da bu yılın ocak ayında yüzde 34.9 oranında azalarak 547.4 milyon dolara geriledi. Ocak ayında aynca. 40.1 milyon dolarlık da finansal kiralama yoluyla ithalat yapıldı. Geçen yılın ocak ayında 44.2 mil- yon dolar olan finansal kira- lama yoluyla yapılan ithalat da yüzde 9.2 oranında gerile- miş oldu. Geçici verilere göre, ocak ayında 1 milyar 549.7 milyon dolar olan ihracatın, 1 milyar 338.1 milyar dolarlık bölü- münü sanayi ürünleri. 190.5 milyon dolarlık bölümünü ta- nm ürünleri, 20.9 milyon do- larlık bölümünü de madenci- lik ve taşocakçılığı ürünleri oluşturdu. Ocakta tanm ürünleri ihracatı yüzde 24.8 oranında gerilerken, maden- cilik ve taşocakçılığı ürünle- rinde yüzde 55.7, sanayi ürünlerinde ise yüzde 27.9 oranında artış kaydedildi. îşyerleri kapananlar yararlanacak Yeni îşsizlere de vergi iadesi ANKARA (ANKA) - Iş- yerleri yıl içinde kapanan üc- retliler de vergi iadesinden yararlanacak. tşverenin 1994 yılı bitmeden faaliyetine son vermesi ve mükeîlefiyetini sona erdirmesi dolayısıyla özel gider indirimi bildirim- lerini işverenine yapamayan ücretliler, vergi daireleri ka- nalıyla bu haktan yararlana- cak. Maliye Bakanlığı'nın teb- liğine göre, 31 aralık veya da- ha önceki tarihlerde mükelle- Fıyeti sona eren işverenlerin yanında çalışan, ancak mü- kellefîyeti sona erdiği için iş- verenleri aracılığıyla özel gi- der indirimi uygulamasından yararlanamayan ücretliler, ni- san içinde eski işverenin bağ- lı bulunduğu vergi dairesine başvuracak. Özel gider indirimine ait bildirim formlanna, işveren- lerce onayh ücret bordrosu da eklenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle