Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 1995 PA2AR
8 PAZAR KONUGU
Ç*T TJ^TT TÇ* • Batı basınında son zamanlarda
k3 \J 1 ı * - ' C * • Türidye'deyaşayan etnikgruplarm basfa
altında tutulduklan, hatta bunlara soykınm uygulandığı
yolunda iddialargittikçe artıyor. Bu arada bazı dış ülkelerde bu
konuda sempozyumlar bile düzenleniyor. Son olarakKıbns 'ın
Rum kesiminde "HelenDçyanışma Örgütü"^dh YunanLve^ _ -
Kıbrıslı Rumlardan oluşan birkuruluş, toplantı düzenledi.
Bu toplantıda Türkiye'de 50'denfazla etnikgrupyaşadığı,
bunlann da Türkiye'yiyöneten bir Türkazınlık topluluğu
tamfindan baskt altında tutulduklan ileri sürüldü.
Toplantıda daha da ileriye gidilerek, Türkiye nin baskı
uygulamakla kalmayıp etnikgruplara soyİarım da
yaptığı iddia edilerekAnkam 'nın bütün uluslammsı örgütlere
şikâyet edileceği duyuruldu. Bu toplantıya Amerikan haber
kanalı CNN, Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin Kuzey Irak 'takj
RKKkamplanna düzenlediği operasyon haberinin hemen
ardındanyer verdi. Batı medyası ve kamuoyunun
Türkiye 'ye bu bahş açısı ve Türkiye hakhnda üretilen bu
çirkin iddiaların kökenini, uluslararası ilişkiler uzmanı
Prvf. Dr. tlter Turan 'la konuştuk.
Türkiyekendi
MşüiğinekavuşuyorLEYLA TAVŞANOĞLU
-Dış dünyada, son zamanlarda Türkiye'de,pek
çok etnik grup yaşadığı ve bu etnik gruplarm
baskı altında tutulduğu söylemleri yaygınlaştınl-
du Bu konuda sempozyumlar düzenleniyor, Ba-
tı basınında bu yolda yazılar çıkıyor. Türkiye 'de
bir Alevi-Sünni çatışması tehlikesinin atlatüdı-
ğı, ardından da Kuzey Irak 'taki PKK kamplan-
na operasyon düzenlendiği bu dönemde sizce ne-
den Türkiye 'deki olmayan etnik gruplar sorunu
ortaya atıldı?
TURAN - Türkiye'de-değişik kökenden gelen
insanlann yaşadığı doğrudur. Fakat bunlann baş-
ka bağlamlardaki etnik gruplarla birlikte ele alın-
ması isabetli değildir. Yani Türkiye'de değişik kö-
kenden gelen insanlann oluşturduğu bir bütün
vardır ve zaten bu bütünün adı Türktür. Dış dün-
yada Türkiye'de farklı etnik gruplar oldugu ve
bunlann hakJannın ıhlal edildığıne ilişkin cıddi
görüşler ileri sürülüyor. Sanıyorum bunlann çok
az bir kısmı yeterince bilgiye sahip olmayan iyi
niyetlı insanlann beyanından oluşuyor. Çok bü-
yük bir kısmıysa fazla bilgiye sahip, fakat niyeti
çok iyi olmayan kişilerin çabalanyla ortaya çıkı-
yor. Bu sorunlar, başka tanhlerde de Türkiye'nin
uluslararası alanda yabancı ülkelerle arasında zor-
luklar çıktığı zaman gündeme getirilmiştir. Hat-
ta dönem dönem ısyan gibi olaylann bile Türki-
ye'nin dış politika sorunlanyla bağlantılı olarak
ortaya çıktıgı bilinmektedir. Bu çerçeve içinde
düşünüldüğü zaman Türkiye'nin şu anda kendi iç
sorunlanna dönmesi, uluslararası alandaki ima-
jının yıpratılmasından kimler yarar beklemekte-
dir sorusunun yanıtını araştırabilirsek Türkiye"de
etnik sorunlar yaratma, ortaya atma. olmayan so-
runlan varmış gibi gösterme, belki var olan so-
runlan şiddetlendirme çabalannm nerelerden gel-
diğini tespit etmemiz kolaylaşır. Bir yanda, Tüki-
ye'nin Avnıpa'yla bütünleşmesine olanca gücüy-
le karşı çıkmış, fakat sonunda başanlı olamamış
bir ülke var. Yunanistan olan bu ülke öyle anlaşı-
lıyor lci Türkiye'nin bütünselliğini bozabilecek,
Türkiye'yi iç sorunlanna döndürecek, Avrupa'dan
uzaklaştırabilecek bir imaj yaratılması içinuğraş
veriyor.Türkiye içinde bir faaliyeti olup olmadı-
ğını bilemem. Ama olmadığını düşünmek isterim.
- Bu bağlamda Türkiye 'nin Kafkaslarla olan
ilişkisini nasü değeriendiriyorsunuz?
TURAN - Evet. Bosna'yla olan bir ilişkisi de
var. Burada sanıyorum Türkiye'nin tutumu Rus-
ya Federasyonu'nun tutumuyla uyum gösterme-
mektedir. Orneğın Türkiye, Rusya Federasyonu
içindeki birtakım gruplann Rusya Federasyo-
nu'na karşı özerkleşme taleplerini sempatiyle kar-
şıladığı için bir rahatsızlık doğmuş olabilir. Do-
layısıyla orada da Türkiye'nin bu etnik yapısına
ilişkin bir ilgi olduğunu sanıyorum. Zaten birta-
kım demeklerin Moskova'da da faaliyet göster-
dikleri bilmiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin ulusla-
rarası ilişkilerinin gelişmesinden en az memnun
olan ülkelenn bu işlerle daha fazla ilgilenmeleri
muhtemeldir.
Türkiye'yi artanyortar
- Dış dünyada ileri sürülen sav Türkiye'de bü-
yük etnikgruplann yantnda Çerkesler,Abazalar,
Lazlargibi gruplann baskı alanda tutulduklan...
TURAN - Bunlar, Türkiye'yi hiç anlamamak-
tan kaynaklanıyor. Türkiye belki sosyolojik yapı-
sı itibanyla en çok ABD'ye benzemektedir. Tür-
kiye'nin sosyolojik yapısı çoğu Avrupa ülkesin-
den öncmlı farklılıklar gösteriyor. Bir örnek ola-
rak Almanya'yı alacak olursak Almanya, bir ırk
toplumudur. Türkiye ise bir ırk toplumu değildir.
Türkiye, bir imparatorluğun mirasçısı bir ülkedir.
Bu imparatorluk özelliİde 19. yüzyılın sonuna
doğru dünyanın çeşitli yörelerinden geriye doğ-
ru çekildikçe boşaltılan yörenin Müslüman aha-
lisinin önemli bir kısmı da Türkiye'ye gelmiştir.
Çarlık Rusyası'nın Müslümanlar üzerinde uygu-
ladığı çeşitli baskılardan kaçan insanlar yine kur-
tuluşu Türkiye'de bulmuşlardır. Bütün bu insan-
lar aslmda Türk ulusunu oluşturuyor. Bildiğiniz
gibi ülkemizde hemen hemen herkes kendisinin
nereden geldiğini biliyor.
Kişiler kendilerinin aslen Azeri, Gürcü, Boşnak
ya da Araavut oldugunu söyleyebiliyor. Fakatbu-
nun siyasi bir anlamı yok. Hatta çoğu zaman çok
derin başka bir kültürel anlamı da bulunmuyor.
Yoksa bu kişilerin bir siyasal özlemi ve devletin
de bunlara karşı açık bir vaziyet alışı hiç olrna-
mıştır. Devletin kuşkuyla baknğı olaylar genellik-
le siyasal içeriği bulunan olaylardır. Türkiye de
herhangi bir dönemde bir Gürcü, Boşnak etnik ta-
lebi diye bir şey ortaya çıkmadı. Türk dendiği za-
man Türk toplumunun üyeliğini kabul eden, ko-
nuştuğu diller arasında Türkçe de bulunan bir in-
san kastedilmektedir. Siyasal özlemi bulunma-
yan ve Türk toplumunda cumhurbaşkanlığı dahil
her göreve talip olabilecek imkânlara sahip olan
bir insanın hukuki statüsü azınlıklarla kanştınl-
maması gerekir.
- Hukuki statülü azmlıklardan kastınıı statü-
leri Lozan A ntlaşması 'yla belirienmiş olan azın-
lık topluluklan mı?
TURAN - Evet. Aslında Türkiye Cumhuriye-
ti; Lozan'da, azınlık statüsü istemeyen bazı cema-
atlere de aynı hakkı tanımışnr. Fakat bu hukuki
statülü azınlık başkadır, farkJı kökenden gelen in-
sanlar başkadır ve Türk tecrübesinde bunlann
azınlık olduklan da doğru değildir. Kürtler gibi
büyük bir azınlık var. Kürtlerin diğer insanlan-
mızdan çok farklı bir muamele görmemiş olduk-
lannı söylemek lazım.
Ama aynhkçı türü hareketler ortaya çıkınca
bunlan sınırlayıcı bazı uygulamalara gidildi. Bu
uygulamalar istenilenin ya da bekJenin tersi so-
nuçlar vermiş gibi gözüküyor. Ama bizim toplu-
mumuzda herhangi bir etnik kökenden gelen in-
sanlara aynmcı bir muamele uygulanmamaktadır.
Buna kafşılık bütün insanlanmıza daha geniş öz-
gûrlükler tanınması sorunu vardır. Bu da görebil-
dığim kadanyla Türk toplumunun demokratikles-
me sorununun bir parçasıdır.
-Acababugibisuçlamalara hedefolmamız dış
dünyanın Türkiye 'ye bakışının çarpıklığından
mı kaynaklanıyor, yoksa bizim de kendi içimiz-
deyapnğımız hataİar var mı?
TURAN - Mutlaka ikisini bir arada ele almak
lazım. Dış dünyanın bize bakışında bazı yanılgı-
lar oldugu muhakkak.
Irk üzerine kurulu Avrupa toplumlan Türk top-
lumunun bu mozaiğini değişik kökenden gelen in-
sanlann oluşturdugunu anlamamış gözüküyorlar.
Bu da bu Avrupa toplumlannın tamamıyla ceha-
letlerinden kaynaklanıyor. Çünkü insanlar başka
ülkeleri kendi tecrübeleri ışığında anlamlandır-
maya çalışıyorlar: sonra da anlayamıyorlar. Bü-
yük yazar Omer Seyfeltin'in 'Gİzli Mabed' adlı
hikâyesini hatırlayacaksınız. Batıh dostlanmızın
rürkiye belki sosyolojik yapısı
itibanyla en çok ABD'ye
benzemektedir. Türkiye'nin
sosyolojik yapısı çoğu Avrupa
ülkesinden önemli farklılıklar
gösteriyor. Bir örnek olarak
Almanya'yı alacak olursak Almanya,
bir ırk toplumudur. Türkiye ise bir ırk
toplumu değildir. Türkiye, bir
imparatorluğun mirasçısı bir ülkedir.
bugün hâlâ Türkiye'yi anlamamalannı, bu hikâ-
yeyi okuyunca çoîc iyi kavrayabiliyorsunuz. Ama
burada kendimizin de zaaflan var. Türkiye için-
de bir değışiklik ifade edilmek istendiği zaman
bunun mutlaka bir yabancı kışkırtması oldugunu
düşünüyoruz.
- Yanibizde bir yabancı kışkırtması paranoya-
sı mı var?
TURAN - Evet. öyle bir paranoya var. Fakat bi-
zim, yabancılar kışkırtıyor, düşüncesiyle sert ta-
vırlar almamız sorunu giderici değil, yoğunlaştı-
ncı sonuçlardoguruyor.Bunun dışında Türkiye'de
yönetici kadrolar toplumsal bütünlüğü yeknesak-
lıkta buluyorlar. Oysa Türkiye uzun süredir de-
mokratik geçmişe sahip bir ülke.
Musttffa hak iddia etmemiftfr
- Bir süredir Batı 'nın akademik çevrelerinde
Türkiye 'nin Osmanlt İmparatoHuğu 'nu canlan-
dırma emelleri bulunduğu konuşuluyor...
TURAN - Bunun sözü, giderek artan bir yoğun-
lukla ediliyor. Birincisi, bu insanlann ilginç şey-
Bu sınırlann değişmezliği kendi dış polihkamıza
yön veren hepimizin de çok yakından benimse-
diğı bir kavram olmuştur. Bugün Türk toplumun-
da birçok insan kendi köklenni komşu ülkelerde
bulmakla birlikte hiç kimse de "Gidiporalanala-
hm, topraklanmıza katalım" diye bir şey söyle-
miyor. Biryandan Türkiye'nin özerk hareketleri-
ne alışmamış kimseler, bir yandan yönetim kad-
rolanndan bazen kaynaklanan dikkatsiz beyanlar,
bazen da orijinal laf söyleme meraklan bu tür
kuşku ve kaygılann oluşmasına yol açıyor
- Bu varsayımlarut üretilmesinde Sovyetler
Birliği'nin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan
Türkicumhuriyetlerle Türkiye 'ninyakm bağlar
kurmus olmast etkili olmuş mudur sizce?
TURAN - Şunu iyi anlamak lazım: Zaten Or-
ta Asya hiçbırzaman Osmanh /mparatorlugu'nun
bir parçası olmamıştır. Biz bu Türki cumhuriyet-
lerin insanlanyla aynı kökenden gelmekle birlik-
te aslında farklı toplumlar oluşturduğumuzu da-
ha iyi anlamaya başlamış bulunuyoruz. Dolayı-
sıyla ortada son derece güçlü bir ışbirliği olana-
ğı bulunmakla birlikte onlarla bir siyasi birliğin
söz konusu olamayacağı da aşikârdır. Bu coğrafi
olarak mümkün olmadıgı gibi siyasi ve sosyolo-
jik olarak da olanaklı görünmemektedir. Türki-
ye'nin çok yönlû ilişkılergeliştirmesine alışık ol-
mayan pasif, uslu bir ortak olarak söylenen her şe-
yi dinlemeye ve yapmasına alışık olan insanlar
çok yönlü dış politika yürüten ve daha özerk dav-
ranabilen bir Türkiye 'ye bir sürü hedefler. amaç-
laryakıştırabilirler. Fakat ciddi herhangi birince-
leme bunun böyle olmadığını çok kısa sürede ka-
nıtlayacaktır. Türkiye'yle ilgili şöy le bir sorun da-
ha var: Türkiye hiçbir bölgeye mensup olmayan
bir ülkedir. Türkiye için, bir Ortadogu ülkesi der-
ler. Fakat Ortadogu'yla tarihi bir ilişkisi olmakJa
birlikte çok güçlü bir bağı da yoktur. Bir Avrupa
ülkesi, derler. Ama bunun, hem Avrupalı olduğu-
muz hem de olmadığımız biçiminde tartışmalara
yol açüğını biliyoruz. Türkiye üzerinde uzman
olan insan sayısı fazla değil. Kitle ıletişim araç-
lanna baktığımızda bu sayı daha da azalıyor.
- Yaniyabancı gazetecUeriçinde Türkiye'yibi-
lenlerin sayısı çok az~
TURAN - Evet, öyle. Türkiye, sadece büyük
olaylar çıktığı zaman dikkati çeken bir ülke. Tür-
kiye, bu şekilde dikkati çektigi için bir olay çık-
tığında dış ülkelerden bir cahiller ordusu Türki-
ye'yi dolduruyor. Kimi, Iran'da bir devrim oldu-
gu için Türkiye'de molla aramaya başlıyor, Ceza-
yir'de bir Islami köktendinci hareket oldu diye,
Türkiye'de de aynı türden bir hareket başanlı olur
mu biçiminde sorular soruyor. İnsanlar her şeyi
bırbirine kanştınyorlar. Geçenlerde bir yabancı
Prof. Dr. İLTER TURAN 194ı, Istanbul dojumlu. Yüksekoğrenımmi ABD'de Columbia
Üniversitesi'nde tamamladı. 1964 yılında IÜ Iktisat Fakültesi Siyaset Bilimi Kürsüsü'ne
asistan olarak girdi. 1976'daprofesöroldu. 1983 yılında IÜ Siyasal Bılgiler Fakültesi'negeç-
ti. 1993 yılında devlet hizmetinden aynlarak Koç Üniversitesi lktisadi ve Ticari llimler Fa-
kültesi Uluslararası tlişkiler Bölümü'nde öğretim üyesi olarak aldığı görevi sürdürüyor.
ler söyleme merakından kaynaklaruyor. Çünkü
Türkiye'nin yaptığı herhangi bir hareketin bu kuş-
kulan doğrulayan bir boyutu yok. Cumhuriyet
kurulduğundan beri Türkiye ne yapmış? Bir ge-
raşleme eğilimi mi göstermiş? Hayır. Cumhun-
yet kurulduktan sonra bir tek Hatay, Türkiye'ye
kanlmıştır. 0 da zaten Türkiye'nin kendisine ait
oldugunu peşinen beyan ettiği bir bölgeydi. Bu-
nun yanında Türkiye, Musul üzerinde hiçbir hak
iddia etmenüştir. Keza Türkiye herhangi bir ül-
keye doğru bir genişleme arzusu göstermemiştir.
Batfmn alışık olmadıgı davramş
- O zaman bu tür kuşkular, kaygüar sizce ne-
reden kaynaklanıyor?
TURAN - Birincisi şu: Türkiye uzun yıllar NA-
TO içinde pasif bir ülkeydi. Şimdiyse biraz daha
kendi kişiliğine kavuşmuş görünüyor. Tabii iki
kutuplu dünyanın artık olmaması nedeniyle de
daha çok boyutlu bir dış politika izlemek duru-
munda. Geçmişlekarşılaştırdığımızda ülkemizin
biraz daha güçlendiğini söylememiz de mümkün.
Dolayısıyla Türkiye, kendine göre daha çok bo-
yutlu bir dış politika izliyor. Türkiye'nin bu dav-
ranışına alışık olmayan Batı akademik çevrelen.
bunu bir yayılmanm başlangıcı olarak göriiyorlar.
Buna Türkiye'nin yönetimindeki insanlann so-
rumsuz beyanlan da yol açtı.
- Kimdi bu sorumsuz beyanlarda bulunanlar?
TURAN - Örneğin rahmetiı ÖzaL "Bir koy beş
al" gibi sözleriyle Türkiye'nin belki Irak yönün-
de genişlemek isteyebileceğini ima etti. Ama bu-
nun sadece kişisel düşünceleri oldugu şuradan
belli ki Türk toplumu içinde başka hiçbir güç bu
fikrin peşine takılıp bunu geliştirme yoluna git-
medi. Yani Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu za-
man anlayış şuydu: Uzun yıllar imparatorluk, sü-
rekli toprak kaybetmiş. Biraz kendini toparladığı
zaman da bu topraklan geri almaya çalışmış. Bu-
na ayırdığı kaynaklar >üzünden daha fazla zayıf-
lamış ve daha fazla gerilemeye mahkûm olmuş.
Cumhuriyetin kurulmasıyla ûnparatorluğun yeri-
ni sınırlan belli olan bir devlet anlayışı almıştır.
radyo istasyonundan telefon ettiler. Kafalannda-
ki imaj Gazi Mahallesi'ndeki olaylar yüzünden
bütün lstanbul'da kan gövdeyi götürdüğü biçi-
mindeydi. Bir yandan bilgisizlik, bir yandan bu
bilgisızliği örtecek büyük açıklamalara yönelme,
aynntı bilmediği için her şeyi kaba hatlanyla an-
latma merakı yanlış resimlerin çizilmesine yol
açıyor. Aynca aynı gelenekleri sınırlı paylaştığı-
mız ülkeler nedense Türkiye'nin kendileri gibi
bir ülke oldugunu anlamakta güçlük çekiyorlar.
Türkiye'de mistik bir şeyler anyorlar. Aslında
Türkiye, kendi ekonomik kalkınmasına düşkün,
insanlannın refah düzeyini arttırmak isteyen, ge-
leceğe güvenle bakmayı amaçlayan, halkının çok
büyük bir kısmı daha fazla demokrasi özlemi için-
de olan bir ülke. Bu bakımdan, bir Meksika'dan,
ya da herhangi bir Avrupa ülkesinden farklı he-
defleri yok. Ama dış dünyanın insanlan ille de
"Türkiye halkı MüslOmandır. Bunlar Asya'dan
gelmişlerdir," gibi etmenlere bakarak olmayan an-
lamlar, olmayan yönler çıkarmaya çalışıyorlar.
- Demin yöneticUerin sorumsuzsözlerine dik-
katçektiniz. Bir üstdüzeyyönetici kalkıpda "At-
lantik'ten Urallar'a kadar" emellerinden söz
ederse bunun Batı dünyasındakiyansunalan siz-
ce nasü olur?
TURAN - Şunu iyi anlamak lazım: Türkiye'de
bir siyasal üsiup var. Bu, abartma, tabiri bağışla-
yın palavra üzerine kurulu bir üsiup. Eminim ya-
bancı ülkelenn diplomatlan bu söylemleri deşif-
re etmeyi öğrenmişlerdir. Ama ne yazık ki her gün
Türkiye'yi izlemeyen, sadece arada bir Türki-
ye'yle ilgili haber ya da rapor yazmak durumun-
da olanlar öyle değil. Bu kişiler bu söylemleri
ciddiye alıyorlar. Rahmetli Özal, "Bizi üyetiğe al-
mazlarsa Japonya olur, canlanna okuruz" gibi
beyanlarda bulundu. Yine Gazi Mahallesi olay-
lanyla ilgili olarak Başbakanımız oldukça itina-
sız bir biçimde Yunanistan'ı suçladı. Bu, bizim
yöneticilerin ne yazık ki üslubu. Siyasilerimiz,
ciddi oîmayan sözleri, yüksek seviyeden atışlan
çok seviyorlar. Ben, kamuoyunun da için için bu-
na güldüğünü sanıyorum.
Her
t e s t s o r u s u
v e r i r:
...ama az!
...ama çok!
Üniversiteye hazırlık dönemi için seçilecek dershane, öncelikle test soruları
açısından "test" edilmelidir. Uğur Dershanesi'nde her test, özgün sorulardan
oluşur ve o dersin uzman öğretmenleri tarafmdan hazırlariır. Ayrıca, 27 yıllık
tecrübeyle oluşturulan, Ugur Soru Bankası'ndan yararlanılır. Test çeşitliligi, test
kalitesi ve test sayısı açısından Uğur Soru Bankası, zengin bir test bankasıdır.
Öğrencilerimiz, Uğur Dershanesi'nde diledikleri kadar test
uauısorusu alabilir; test çözme pratiğini istediği gibi gelıştirebilirler. D E R S H A N E S J
Lise 2'lere önemli not : Ugur Dershanesı, ünıversite adaylarının başansı ıçın, ılk adımı 9 Nısan'da atıyor. 9 Nısan,
Ugur Yerleştırme Sınavı'nı kaçırmayın Geniş bilgi, bûtün Ugur Dershaneleri'nde! Uğur Merkez: (0-212) 583 78 48 Uğur Aksaray:
(0-2121 585 70 30 - 585 70 31 Uğur BakirkÖy-1: (0-212) 583 62 10 - 583 62 11 Ugur BakirkÖy-2: (0-212) 583 78 48 - 583 46 01
Uğur BakirkÖy-3: (0-212) 542 98 95 • 542 98 96 Ugur Kadlköy: 10-216» 349 82 60 • 349 82 61 Uğur Beşiktaş: (0-212) 227 51 83 - 4 Hat