24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İşkenceyi durdurun • ANKARA (Cumhuriyet — Bürosu) - Insan Haklan Demegi, Ankara'da 1995 — Martayı içinde 200'üa üstünde insanın gözaltına -' ahndığı ve bunlardan • 43'ünün halen gözaltında - tutulduğunu bildirdi. Gözaltından çıkanlann !• tanıklıklan ışığında halen -, gözaltında tutulan Hatice •j Köşker, Erol Kaplan, Banş ,k lydeler, Funda Çetindağ, . Umit Dertli, Serkan ,. Kanpolat, llhan Karatepe'nin işkenceye maruz kaldığını savunan Insan Haklan Derneği, yaptığı açıklamada "Yetİcilileri ve kamuoyunu, '~ sistematik işkence • uygulamalanna karşı duyarlı olmaya çağırtyoruz" dedi. Belediyeter Bayramı • ANKARA (AA) - Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, RP'li •~ belediyelerin, hizmetleriyle r 1 yıldır destanlar yazdığını iddia ederek, "Genel iktidara geldiğimizde, - yeniden büyük Türkiye'yi - kuracağız" dedi. RP ile - Ankara Büyükşehir . Belediyesi Beltaş şirketi . tarafindan RP'li belediyelerin göreve başlamasının birinci yılı _ nedeniyle düzenlenen ' "Beledıyeler Bayramı ve " Belediye Araç ve Gereçleri Fuan" , Altınpark Anfa Salonu'nda başladı. RP'li milletvekilleri, parti • yöneticileri, belediye : başkanlan ve il başkanlannın katıldığı toplantının açıhşında ' konuşan Erbakan, yerel yönetimlere RP'li belediyelerin gelmesiyle, - halka hizmetin gerçek anlamda başladığını söyledi. Demokrasi ve terör • ANKARA (Cumhuriyet : Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Derneği'nin dûn düzenlediği açıkoturumda , "demokrasi ve terör" konusu tartışıldı. Dernek Başkanı M. Suphi -Gürsoytrak, faili meçhul , r cinayetlere son verilmesi ~ gerektigini belirterek, "Can ve mal güvenliğimizin sağlanmasını, halkımıza sahip çıkılmasını istiyoruz" dedi. Gazetemiz yazan Mustafa Ekmekçi, demokrasinin yaşam umudu olduğunu vurgulayarak, "Gerçeklerle yüz yüze gelmeden, gerçekleri söylemeden demokrat olunmaz" dedi. Terör denildiğinde akla gençlerin geldiğini ifade eden Ekmekçi, "Bu doğru değü, terör Meclis'in içinde" diye konuştu. Tarım sempozyumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu>- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Metin Şahin, birliklerin ûreticinin güvencesi ve sigortası olduğunu belirterek kooperatiflerin mallannın kimseye verilmesinin sözkonusu olmadığını söyledi. Tûrkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) tarafindan öndeki gün düzenlenen "Tûrkiye Tanmının Dünü, Bugûnü ve Yannı" konulu sempozyumun dûnkü ' oturumunda konuşan , Şahin, tanrn ve satış ; kooperatiflerinin bir yıl ; içerisinde 7.5 trilyon lira ; tutannda alım > gerçekleştiıdiğini belirtti. Zopunlu İ muhasebe ücreti <• ANKARA (AA)- ! Dernokratik Sol Parti ! Gercl Sekreter I Yardımcısı Sait Kekeç, ; küçük ve orta ölçekK ; işletmelere zorunlu | mulasebe ûcreti i getrilmesinin ! antüemokratik bir ! uygjlama olduğunu ; söy edi. Sait Kekeç, 1 düzînledifı basın • tophntısında Maliye Balanlığı'nın sonradan '• çıkirdığı genelgelerle tüm I verji yükûnlülerine ; işleini maiı müşavirlere | yajnrma zorunluluğu > getrdiğini belirterek, "Bu ! dû-Enleme şuna , beızemekKdir: Hiç kimse maıkemelerde kendi , da"vısını açımayacak ve kcıdi savınmasını yajmayacak, mutlaka bir ! avâkat tuta:ak. Bunun I antdemokatik olduğu 1 açictır" di)e konuştu. Başbakan Tansu Çiller, harekâtın 'meşru müdafaa hakkı' olduğunu söyledi: Kahnaya ııiyetiıııiz yokUlUSa S6SİGIIIŞ Tansu Çiller, dün akşam televizyonlardan yayımlanan 'Ulusa Sesleniş' konuşmasmda, Türkiye Cumhuriyeti'nin Irak'ın toprak bütünlüğüne belki herkesten fazla önem verdiğini ve hükümetin sivil halkın, masum insanlann can güvenliği konusunda da son derece titiz olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller, "Ulusa Ses- leniş" konuşmasında. Kuzey Irak'taki operas- yonun "meşru müdafaa hakkı" olduğunu belirte- rek, "Harekâümız sımrb- dır. Orada kalmaya hiç nhetimiz yok" dedi. Çil- ler, Türkiye'nin dostlan- na da "Harekâtımızdan endişe etmeyin. Amacına ulaşır ulaşmaz bitecektir. Bunun mecbur kaldığı- mız son harekât olmasını diliyorunT diye seslendi. Çiller, terör kamplan ve teröristler temizlenince, askerlerin geri döneceği- ni söyledi. Başbakanlık Sözcüsü Murat Ersavcı da BBC'nin askeri birlik- lerin ne zaman çekilece- ğine ilişkin sorusunu ya- nıtlarken, "Tabii ki aylar değü, belki de birkaç haf- ta" dedi. Shillere özen Başbakan Tansu Çiller, dün akşam televizyonlar- dan yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin Irak'ın toprak bütünlüğü- ne, belki herkesten fazla önem verdiğini ve hükü- metin, sivil halkın, ma- sum insanlann can gü- venliği konusunda da son derece titiz olduğunu söyledi. Çiller, Kuzey Irak'taki otorite boşlu- ğundan Türkiye'nin bü- yük zarar gördüğünü be- lirterek, "Ulkemizde darfoe üstüne darbe yiyen PKK, bu boşluktan yararlanarak son zamanlarda bu bölgede >u\alandı. Buna göz vumamazdık. Size karşı sorum- lu bir başbakan olarak buna izin veremez- dim, vermedim. Kuzey Irak'taki otorite ÇÎZMEDEN YUKARI /MUSA KART DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller, Kuzey Irak'taki otorite boşluğunun Körfez Savaşı'nın kötü mirası olduğunu söyleyerek "Terör kamplan ve teröristler temizlenince askerlerimiz geri dönecek. Bunun mecbur kaldığımız son harekât olmasını diliyorum" dedi. kemizin gözbebeği olan si- lahlı kuvvetlere Kuzey Irak'ta operasyon yapması talimarjm \erdim. Harekâb- mız smırudır. Orada kalma- ya hiç niyetimiz yok. En kısa zamanda, en az zayiatla so- nuca varmayı hedefliyoruz. Terör kamplan ve terörist- ler temizlenince, askerleri- miz dönecekkrdir." MONUlHAVA OPER boşluğuna Türkiye'nin sebep olmadığını herkes biliyor. Bu, Körfez SavaşTnın bize kötü bir mirasıdır" dedi. Başbakan Çiller."on yıldır tırmanışa gecen terörü büyük bir karariıükla ilk kez son zamanlarda büyük ölçüde kontroi al- üna aldıklarmı" anlatarak, sözlennı şöyle sürdürdü: "Terör ya bitecek ya bitecek. Bu anlayış, bu iş bitene kadar sürecektir. Çünkü ken- disine sa\gısı olan hiçbir devlet teröre izin vermez, veremez. İşte bu nedeniedir ki ül- 'Endişe etmeyin' DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller, Tür- kiye'nin dostlanna seslenir- ken, "Harekâtımızdan endi- şe etmeyin. Amacına ulaşır ulaşmaz bitecektir. Sivil hal- kı ve sivil örgütleri esirge- mek için elden gelen her şey yapdacaknr. Türkiye daima meşruiyete saygılıdır. Bu- nun, mecbur kaldığumz son harekât olmastnı diliyorum. Uluslararası teröre son ver- mek bu gibi zeminleri ku- rutmak uluslararası cami- anın da görevidir" dedi. Çiller, yurttaşlara seslenir- ken de harekâtla ilgili 'Plev- ne' benzeri kıyaslamalardan kaçınarak daha mütevazı bir dil kullandı ve "Cumhuri- yet tarihimizin bu önemli operasyonu, mutlaka başa- ri>1a sonuçlanacak" dedi. Başbakanlık Sözcüsü Murat Ersavcı da BBC'nin sorularını yanıtlarken, PKK'ye sağlanan lojistik desteğe son verilmesi ve bölgenin teröristlerden te- mizlenmesinin amaçlandı- ğını söyledi. Başbakanlık Sözcüzü. Ersavcı, "Türk birliklerinin çekilmesi üç günde mi olur, üç ayda rm, üç yılda mı" sorusuna da "Tabii ki aylar değil. Belki de birkaç hafta. Burada vurguianması gere- ken ana husus, sorunun bizden kaynak- lanmamasıdır" yanıtını verdi. AKBUL17TTAN AKLAMA ANAP'tan 'Özal ailesi' savunması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 8. Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın ailesi ve yakın çevresinin adlannın yolsuzluk ve toplum vicdanını yaralayan bazı iliş- kilerle anılması üzerine görüşü sorulan ANAP milletvekilleri. "Biz zamanında tepkimizi gösterdik, eleştirilerimizi yap- ük, vicdaııımız rahat" savunmasını yap- tılar. Eski ANAP Genel Başkanı ve eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendırmede, şimdi gündüme gelen konular ve olay- larla Turgut Özal'ın bir ılgisi bulunma- dığını söyledi. Akbulut, ancak zama- nında Özal'a ailesinin cok ön plana çık- masının ve politikaya bulaşmasının doğru olmadığını söylediklerini belirten Akbulut, "Papatyalar meselesi de hoş değUdi. Biz bunlan hep söyledik" dedi. Yıldınm Akbulut, bazı insanlar hak- kında ortada birtakım iddialar bulundu- ğunu ve olaylann kamuoyu önünde tar- tışıldığını kaydederek, "Gereğiııi mah- kemeterin yapması lazımdır" dedi. t Asi bakan olduk' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler. zamanında bu konu- da sesini çıkarmayanlann bugün konuş- malanna ha>Tet ettiğini belirterek şöyle dedi: "Ben toplumun 4 yıl önündeyim. Ben bunlan iktidardayken söyledim. Şimdi konuşmuyorum. Ben konuşurken, Özal'ın ailesi ve yakın çevresi ile ilgili eleştirilerimi dile getirirken herkes be- nim üzerime geldL Biz asi bakan olduk. Şimdi de Özer ÇUlerin müdahalelerine karşı çıkabilecek bakanlar olmalı. Ben şu anda vicdanen müsterihim. Cerekli uyan görevimi zamanmda yapüm." CHP'nin kabine i harekâtıy bugün CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, ABD'ye gitmekten vazgeçen Murat Karayalçın'la arasında hiçbir bunalımın olmadığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin. kabinenin CHP kanadındaki değişildik listesini bugün Başbakan Tansu Çiller'e vereceğini söyledi. Çetin. Dışişleri Bakanı Murat Karayalçuı'ın bugün çıkacağı ABD gezısını kendisinin tepkisi üzerine iptal ettiğı haberleriyle ilgili olarak, "Uyduruyorlar. Karayalçın ile aramda hiçbir kriz yok" dedi. Karayalçın da, ABD ve Ingiltere Dışişleri bakanlan ile hafta sonunda görüşme olanağı bulunmadığı için geziden vazgeçtiğini, bu görüşmeleri yann yapabileceğini, ancak hükümet değişikliği gerekçesiyle yurtdışına çıkmak istemediğini söyledi. Dışişleri Bakanı 'nın Kuzey Irak'taki ' harekâtın gerekçelerini anlatmak üzere ABD ve lngiltere'ye gitmesi olasılığı üzerine, kabinenin CHP kanadındaki değişikliğin ertelenmesi gündeme geldi. Karayalçın'ın Hikmet Çetin'in tepkisi üzerine geziden vazgeçtiği söylenirken, dün kabine görüşmeleri çerçevesinde ilk olarak Seyfi Oktay, Mustafa Kul ve Devlet Bakanı Saİih Sümerle bir araya gelen CHP lideri bu söylentileri doğrulamadı. Çetin'in görüştüğü Sümer'in kabine dışında bırakıldığına kesin gözüyle bakılıyor. Hikmet Çetin, dün Cumhurijet'in sorulannı yanıtlarken, "Listevi yann Başbakan'a sunacağmı. Cumhurbaşkam'na ne zaman sunulacağım ise Sayın Başbakan biür" dedi. Çetin, Dışişleri Bakanlığı konusunda bir sorun olmadığını söylerken, Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'm ABD ve tngiltere'ye gitmesi olasılığı ile ortaya çıkan sıkıntı konusundaki sorulara da, şu yanıtı verdi: "Hiç Ugim yok. Basın uyduruyor. Benim öyte, 'Yok olmaz'falan dediğiin yok. Hatta Başbakan, 'Eğer pazara kadar vermezsen, belki ivedi bir seyahat gerekebilır" dedL Ama ne olduğunu Hikmet Çetin - Kabineyi ÇiDer'e veriyor. Karayalçın - ABD gezisini iptal ettL söylemedi." Çetin, Karayalçın ile aralannda hiçbir kriz olmadığını sözlerine ekledi. CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin'i önceki gün arayarak yurtdışma çıkması olasılığı konusunda bilgi veren ve onayını alan Karayalçın da, Cumhuriyet'in bu konudaki sorulannı yanıtlarken, "Ben hiç kimseye ne 'Gideceğim' dedim, ne de 'Gitmeyeceğim" dedim. Ben 'Gideceğim' diye demeç vermedim. Sonra granemeyi kararlaştırdığım için 'Gitmiyorum' diye de demeç vermedim. Gitmiyorum. Yani Cezaevi için hukuk dışı ihale BÜLENT SARIOĞLU ANKARA - Bayındırhk ve Iskan Ba- kanı Halil Çulhaoglu. kabine revizyonu öncesinde, Ankara 9. ldare Mahkeme- si'nin "yürütmeyi durdurma" karanna karşın, Diyarbakır'da yapımı planlanan 400 kişilik cezaevi inşaau için ikinci iha- le yapılmasma izin verdi. Diyarbakır'da kuruhnası planlanan ve 68 milyar 300 milyon lira keşif bedeli konan özel tip cezaevinin ilk ihalesi iptal edilmiş, bunun üzerine mahkeme "yü- rütmeyi durdurma'' karan vermişti. îha- le Komisyonu, 37 şirketin teklif verdiği birinci ihaleyi iptal gerekçesinde "reka- betin sağlanamadıgı" görüşünü öne sü- rerken, 10 şirketin teklif verdiği ikinci ihalede inşaat yapımını ilk pazarlıkta bu- lunmayan bir firmanın kazanması dikkat çekti. Diyarbakır'da yapımı planlanan ceza- evi için Bayındırhk ve lskan Bakanlı- ğı'nca.açılan ilk ihalede, davet edilen 42 firmadan 37'si teklif verdi. Barsa İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi'nin yüzde 10.05 ile en yüksek "kmmı" yaparak ka- zandığı ihale, "yeterli rekabetin sağlan- madığı" gerekçasiyle iptal edıldi. ihale Komisyonu'nun iptal karanna karşı An- kara 9. ldare Mahkemesi'ne dava açan Barsa şirketi, ihaleye katılan firma sayısı ve verilen teklifler dikkate ahndığında yeterli rekabetin sağlanmadığı yönünde- ki gerekçenin dayanaksız kaldığını sa- vundu. Avukat Prof. Dr. Metin Günday tarafindan hazırlanan dilekçede, komis- yonun, ihaleyi yapıp yapmama konusun- daki "takdir yetkisini'' eşitlik ilkesine ay- kırı olarak "keyfi biçimde" kullandığı ileri sürülerek. bir an önce "yürütmeyi durdurma" karan verilmesi istendi. Ankara 9. ldare Mahkemesi'nin davalı tarafın itirazı üzerine 21 Mart 1995 tarih ve "E.1995/344" sayı ile aldıgı yürütmeyi durdurma karan, 22 mart çarşamba günü bir memur aracılığıyla Bayındırhk ve ls- kan Bakanlığı"na resmen tebliğ edildi. Barsa şirketinin vekili Metin Günday da Yapı Işleri Genel Müdürlüğü'ne 23 mart perşembe günü gönderdiği bir dilekçede, mahkeme karannı tarih ve sayısıyla bir- likte anımsatarak ihalenin durdurulması- nı istedi. 'Mahkeme karan kağıtta kaldı' Mahkeme karanna karşm bakanlık, daha önce belirlenen tarih uyannca ceza- evi için ikinci ihaleyi 24 mart cuma günü gerçekleştirdi. Pazarhğa davet edilen 41 fırmadan 18'inin ikinci ihaleye katıldığı, ancak 10'unun teklif verdiği belirtildi. İhaleyi, birinci pazarhğa katılmayan Fa- tih tnşaat Kollektif Şirketi kazandı. Avukat Metin Günday, katılma koşul- lan açısından hiçbir yasal farklılık bu- lunmamasma karşın yürütmeyi durdurma karanna da aykın olarak ikinci ihalenin gerçekleştirildiğini belirtti. ben, eğer cumartesi, pazar Amerikah ve İngilb: meslektaşlanmla görüşme olanağı olsa>dı gidecektim. Oünadı, çünkü dışandalar" dedi. Karayalçın, yann Türkiye'de olmak istediğini söylerken, "Neden" sorusunu, "Hükümet değişikliği olacak da ondan" diye yanıtladı. Dışişleri Bakanlığı'na kimin getirileceği konusu, CHP Genel Başkanı Çetin'in başını ağnttı. Bu bakanlık için adı geçen Onur Kumbaracıbaşrnın Dışişleri Bakanlığı'nı istemediği yönünde kulisler yoğunlaşırken, Çetin'in de Istanbul Millervekili tsmail Cem'e sıcak bakmadıgı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı düğümü çözülemezken, Izmir Milletvekili Erdal Inönü ile eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın adlan da gündeme geldi. lnönü 'nün kabinede görev almayı düşünmediği belirtildi. Baykal: Bana öneri gelmez CHP içinde Baykal'ın yakın kurmaylan ise, Baykal'ın bu bakanlığa getirilmesi için yoğun kulis yaptılar. Ancak CHP lideri Çetin'in bu öneriler üzerine, -BaykaTı aursam. Karavalçuı'ı da kabineye almam gerekir. O zaman bir kesim Başbakan \ ardımcısı olarak Baykal'ı tamr, diğer kesim de Karayalçm'ı. Üç başlı kabine olur" kaygısını dile getirdıği öğrenildi. Baykal'ın. Dışişleri Bakanlığı'ndan yana olanlar "Karayalçm millervekili değü, bu nedenle kabinevc ahnması zorunlu değü" derken. Baykal bu konudaki sorulara, "Bana öneri gelmedi, gelmez" karşı lığını verdi. Dışişleri Bakanlığı düğümünün çözülmesi için, Çetin'in bu görevi de üstlenmesi gündeme geldi. Kulislerde Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in aynı zamanda parti başkanlığım da üstlendiğine dikkat çekilirken, Çetin'in de bu formüle "sıcak" bakmasına karşın, kurultay sürecinde bu görevi üstlenemeyeceği bildirildi. 31 ağustosta yapılması planlanan CHP olağan kurultayında "geçici degü, kahcı" olmayı amaçlayan Çetin'in yoğun gündemi olan Dışişleri Bakanlığı'nı da üstlenmeyeceği, yakın çevresinden de kendisine bu yönde uyanlar yapıldığı bildirildi. Dışişleri Bakanlığı için Abdülkadir Ateş'in de, adı gündeme geldi. Çetin'in seçimini, Kumbaracıbaşı ile lsmail Cem arasında yapması bekleniyor. Dışişleri Bakanı sorunu dün gece yansuıa kadar çözülemedi. CHP Izmir Milletv r ekili Erdal lnönü'nün ikna edilmesi için yoğun kulis yapıldığı öğrenildi. Çetin'in. başka bir çözüm bulamaması durumunda Dışişleri Bakanlığı'nı Onur Kumbaracıbaşı'nın üstlenmesi için ağırhğını koyabileceği bildirildi. Kumbaracıbaşı'nın dün akşam Galatasaraylılar Lokali'nde bir durum değerlendirmesi yaptığı öğrenildi. Bu arada Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın da "Görevde kalmanız söz konuzu olabüir mi" sorusuna "Olmaz" yanıtını verdi. Karayalçın, süren diplomatik temaslann aksamaması için elinden geleni yapacağını söyledi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HIKMET ÇETINKAYA Maviyle Beyaz... Gökyüzü olanca hüznün çiğlığı içinde sanki. Bir coşku, tasaya dönüşmüş bilinmeyen zama- nın içinden... Umursamazlığın çizgisi maviyle beyazı yakala- mış ansızın. Tıpkı sairin dediği gibi: Üç asker tıraş olmuş be- yaza kesmiş yüzleri... Uçaklar gökyüzünde yaylar çiziyor. Bir genç te- levizyon muhabiri cephe gerisinden konuşuyor. Bir kadın geliyor ekrana, bir çocuk... Bir asker zafer işareti yapıyor. Gözlerinde bir tu- tam özlem beliriyor. Ege'de toprak uyanmış, kıyı kasabaları kış yorgunluğunu atmış. Edirne'de bir akşamüstü tuhaf yalnızlıkları ku- caklayan kadın, bir asker resminde gözyaşlannı tu- tuyor. Üç tabut, ayyıldızlı... Bir baba hıçkınklara boğuluyor... Bodrum geceleri, Lice akşamlarına benzer mi hiç! Bir öğretmen Mardin'in bir köyünde kurşuna di- zildiği gün, bir başka öğretmen Bursa'da toprağa veriliyordu. Kadın ayakta duruyordu... Çocuklar sadece babalarının fotoğraflanna sanl- mıştı... Lice'de o gece silahlar konuşurken bir ana on yedisindeki oğlunu son kez kucaklıyor ve takvim yaprakları bilinmeyen bir tarihe gün koyuyordu... Sincan'da tren istasyonunda bir gece vakti su satan çocuk, Şemdinli'de uyanan bebek, tüm rast- lantılann egemen olduğu evrende silah tüccarlan- na ne zaman başkaldıracaktı? Işçiler akşam vardiyalarından çıkışta genç kızlar, umut yüklüydüler ve onlar Rrfat llgaz'ın dizelerin- deki gibi haykınyoriardı: "Pencereler bizimdir bu saatte uykumuzu işçilere bıraktık uyandırmayalım erken kalkacakları..." Gökyüzünü genişletmek onların elindeydi; bili- yorlardı ki yıldızlar işte o zaman sözlerinden çık- mayacaktı. Hep, ama hep başka şeyler düşüneceklerdi. Zamanın ortasında bir sevinç, dağlarda siperler- de bir genç fıdan olacaklardı. Banşın, özgürlüğün ve kardeşliğin bahçesinde 'yediveren gülleri' gibi boy vereceklerdi. Dicle kıyısındaki sefalet onların yaşamlarını alıp gıtmeyecekti. • • • Kayıtsız kalıyor mevsimler sevdaların izdüşümü- ne... Toprak kokusu sarmış dört bir yanımızı. Dik yamaçların ardında kalıyor kentler... Belki Ceyhun Atuf Kansu 'Çocukluk Aşkı'r» ça- ğınyor ya da 'Kızamuk Ağıdı' yakıyor olmalı. Bir özlem yeşeriyor yürek yarası gibi... Siz o sesi hiç duydunuz mu? "Düşün, düşün ki anne ben daha çok küçüğüm, llık ellerimden tut, beraber götür beni, Oyuncakçıda büyük bir mavi gemi gördüm, Işlenmiş, dalgalann köpüğüyleyelkenli..." Gözleri büyüdü bir sabah güneş karşı tepelerden yükselirken... Birfotoğraf düştü toprağa... ı ' [' l '\l" "'.."""' Bir kuru menekşe... " ' ' ' *~ v> " '' w u * Anne gözyaşı döktü, çocuk ona sanldı... Dedi ki: "Şu renk renk topraklara bak anne, ne güzel renk renk Dönüyor içimde bir bayram yeri dönüyor Yuvalanıyor gönlüm şu uçan topraklara denk Biryokuştan koşarak kalbim sana iniyor." Anlamsız türküler dökülüyor dudaklanndan... Sen beni anlayabiliyor musun? Bir çocuk ağıt yakıyor Mardinkapı'da... Batman'da o geniş caddenin tam bittiği yerde. Iznik'te o çınar ağacının altında. Kan değil, zafer akar benim savaşlarımda, Hürriyet için ölür genç kurşun askerlerim, Insanlığın cenneti saklı gözyaşlanmda, Yeni bir bahar çağı getirecek zaferim. • • • Gökyüzü olanca hüznün çığlığı içinde sanki... Saatler geçmiyor, dinmiyor yağmur. Beşiktaş Iskelesi'nde bir kadınla erkek, saatler boyu bekliyor... Ama kimsecikler gelmiyor. Uzaklarda oralarda silahlar çatılmış, mor dağlara akşam iniyor. Şükran Kurdakul, "Saat on ikileri geçiyor uyan- sana" diyor içinden... "Uyansana gözbebeğim, uyansana düşüncem Daha yitirmedik içimizdeki güzel şeyleri Seni gözlerin görecek gözlerden Sabah olsun gün ağarsın Nasıl canü gönülden duyacaksın Nasıl yeni adımlar gelecek adımlanna Uyansana gözbebeğim, uyansana düşüncem Saat on ikileri geçiyor uyansana." Belki uyanıyor, belki de uyanmıyor... Takvimden bir yaprak daha düşüyor bilinmeyen zamanın içine.. Ak saçlanna biraz imbat vuruyor Şükran Kurda- kul'un; biraz da delicesine Karşıyaka... Bulut geçiyor, şerha şerha topraklann üzerinden Yine öncekiler gibi karanlık Yine öncekiler gibi hazin... Türkiye İnsan Haklan vakfi: 28 çeşitişkence varANKARA (ANKA) - Türkiye İnsan Haklan Vakfı (TİHV). Türkiye'de 18 çeşit işkence yöntemi olduğunu açıklayan insan haklanndan sorurnlu Dev- let Bakanı Azimet Köylü- oğJu'nun listesine 10 yön- tem daha ekledi. Vakıf. TlHV tedavi merkezlerine başvuranla- nn verdikleri bilgilere da- yanarak işkence yöntem- lerinin 18 değil, 28 oldu- ğunu bildirdi. TlHV'nin saptamaları dogrultusunda Devlet Ba- kanı Köylüoğlu'nun unut- tuğu işkence yöntemleri şunlar: • Hakaret, küfür. aşağı- lama. • lşeme ve dışkıla- mayı önleme. • Hücrede tecrit etme. «Yakınlannın işkencesini seyrettirme, dinlettirme. • Cinsel teh- dit. • Tecavüz. • Yalancı infaz uygulaması. • Siga- ra ile yakma. • Saçlan ve- ya bıyıklan yojma. • Öl- dürmekle tehdit etme. TÎHV, tedavi merkezle- rine başvuranlann verdik- leri bilgilerin dışında, la- ğım çukuruna sokma. in- san ya da hayvan pisliği yedirme, kara gömme. tır- nak sökme, tırnakların arasına iğne ya da tahta parçası sokma gibi işken- ce yöntemlerinin de bu- lunduğunu belirtti. Türkiye tnsan Haklan Vakfi tedavi merkezlerine başvuranlar baz alınarak yapılan bir çalışma>a gö- re, işkence uygulamalan- nın yüzde 64.9'u Emniyet müdürlüklerinde yapılı- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle