Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İşkenceyi
durdurun
• ANKARA (Cumhuriyet
— Bürosu) - Insan Haklan
Demegi, Ankara'da 1995
— Martayı içinde 200'üa
üstünde insanın gözaltına
-' ahndığı ve bunlardan
• 43'ünün halen gözaltında
- tutulduğunu bildirdi.
Gözaltından çıkanlann
!• tanıklıklan ışığında halen
-, gözaltında tutulan Hatice
•j Köşker, Erol Kaplan, Banş
,k lydeler, Funda Çetindağ,
. Umit Dertli, Serkan
,. Kanpolat, llhan
Karatepe'nin işkenceye
maruz kaldığını savunan
Insan Haklan Derneği,
yaptığı açıklamada
"Yetİcilileri ve kamuoyunu,
'~ sistematik işkence
• uygulamalanna karşı
duyarlı olmaya
çağırtyoruz" dedi.
Belediyeter
Bayramı
• ANKARA (AA) - Refah
Partisi Genel Başkanı
Necmettin Erbakan, RP'li
•~ belediyelerin, hizmetleriyle
r
1 yıldır destanlar yazdığını
iddia ederek, "Genel
iktidara geldiğimizde,
- yeniden büyük Türkiye'yi
- kuracağız" dedi. RP ile
- Ankara Büyükşehir
. Belediyesi Beltaş şirketi
. tarafindan RP'li
belediyelerin göreve
başlamasının birinci yılı
_ nedeniyle düzenlenen
' "Beledıyeler Bayramı ve
" Belediye Araç ve Gereçleri
Fuan" , Altınpark Anfa
Salonu'nda başladı. RP'li
milletvekilleri, parti
• yöneticileri, belediye
:
başkanlan ve il
başkanlannın katıldığı
toplantının açıhşında
' konuşan Erbakan, yerel
yönetimlere RP'li
belediyelerin gelmesiyle,
- halka hizmetin gerçek
anlamda başladığını
söyledi.
Demokrasi ve
terör
• ANKARA (Cumhuriyet
: Bürosu) - Atatürkçü
Düşünce Derneği'nin dûn
düzenlediği açıkoturumda
, "demokrasi ve terör"
konusu tartışıldı. Dernek
Başkanı M. Suphi
-Gürsoytrak, faili meçhul , r
cinayetlere son verilmesi ~
gerektigini belirterek, "Can
ve mal güvenliğimizin
sağlanmasını, halkımıza
sahip çıkılmasını
istiyoruz" dedi. Gazetemiz
yazan Mustafa Ekmekçi,
demokrasinin yaşam
umudu olduğunu
vurgulayarak, "Gerçeklerle
yüz yüze gelmeden,
gerçekleri söylemeden
demokrat olunmaz" dedi.
Terör denildiğinde akla
gençlerin geldiğini ifade
eden Ekmekçi, "Bu doğru
değü, terör Meclis'in
içinde" diye konuştu.
Tarım
sempozyumu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu>- Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Metin Şahin, birliklerin
ûreticinin güvencesi ve
sigortası olduğunu
belirterek kooperatiflerin
mallannın kimseye
verilmesinin sözkonusu
olmadığını söyledi.
Tûrkiye Ziraatçılar Derneği
(TZD) tarafindan öndeki
gün düzenlenen "Tûrkiye
Tanmının Dünü, Bugûnü
ve Yannı" konulu
sempozyumun dûnkü
' oturumunda konuşan
, Şahin, tanrn ve satış
; kooperatiflerinin bir yıl
; içerisinde 7.5 trilyon lira
; tutannda alım
> gerçekleştiıdiğini belirtti.
Zopunlu
İ muhasebe ücreti
<• ANKARA (AA)-
! Dernokratik Sol Parti
! Gercl Sekreter
I Yardımcısı Sait Kekeç,
; küçük ve orta ölçekK
; işletmelere zorunlu
| mulasebe ûcreti
i getrilmesinin
! antüemokratik bir
! uygjlama olduğunu
; söy edi. Sait Kekeç,
1
düzînledifı basın
• tophntısında Maliye
Balanlığı'nın sonradan
'• çıkirdığı genelgelerle tüm
I verji yükûnlülerine
; işleini maiı müşavirlere
| yajnrma zorunluluğu
> getrdiğini belirterek, "Bu
! dû-Enleme şuna
, beızemekKdir: Hiç kimse
maıkemelerde kendi
, da"vısını açımayacak ve
kcıdi savınmasını
yajmayacak, mutlaka bir
! avâkat tuta:ak. Bunun
I antdemokatik olduğu
1
açictır" di)e konuştu.
Başbakan Tansu Çiller, harekâtın 'meşru müdafaa hakkı' olduğunu söyledi:
Kahnaya ııiyetiıııiz yokUlUSa S6SİGIIIŞ Tansu Çiller, dün akşam televizyonlardan
yayımlanan 'Ulusa Sesleniş' konuşmasmda, Türkiye
Cumhuriyeti'nin Irak'ın toprak bütünlüğüne belki herkesten fazla
önem verdiğini ve hükümetin sivil halkın, masum insanlann can
güvenliği konusunda da son derece titiz olduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Tansu Çiller, "Ulusa Ses-
leniş" konuşmasında.
Kuzey Irak'taki operas-
yonun "meşru müdafaa
hakkı" olduğunu belirte-
rek, "Harekâümız sımrb-
dır. Orada kalmaya hiç
nhetimiz yok" dedi. Çil-
ler, Türkiye'nin dostlan-
na da "Harekâtımızdan
endişe etmeyin. Amacına
ulaşır ulaşmaz bitecektir.
Bunun mecbur kaldığı-
mız son harekât olmasını
diliyorunT diye seslendi.
Çiller, terör kamplan ve
teröristler temizlenince,
askerlerin geri döneceği-
ni söyledi. Başbakanlık
Sözcüsü Murat Ersavcı
da BBC'nin askeri birlik-
lerin ne zaman çekilece-
ğine ilişkin sorusunu ya-
nıtlarken, "Tabii ki aylar
değü, belki de birkaç haf-
ta" dedi.
Shillere özen
Başbakan Tansu Çiller,
dün akşam televizyonlar-
dan yayımlanan "Ulusa
Sesleniş" konuşmasında,
Türkiye Cumhuriyeti'nin
Irak'ın toprak bütünlüğü-
ne, belki herkesten fazla
önem verdiğini ve hükü-
metin, sivil halkın, ma-
sum insanlann can gü-
venliği konusunda da son
derece titiz olduğunu
söyledi. Çiller, Kuzey
Irak'taki otorite boşlu-
ğundan Türkiye'nin bü-
yük zarar gördüğünü be-
lirterek, "Ulkemizde darfoe üstüne darbe
yiyen PKK, bu boşluktan yararlanarak
son zamanlarda bu bölgede >u\alandı.
Buna göz vumamazdık. Size karşı sorum-
lu bir başbakan olarak buna izin veremez-
dim, vermedim. Kuzey Irak'taki otorite
ÇÎZMEDEN YUKARI /MUSA KART
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller, Kuzey
Irak'taki otorite boşluğunun Körfez Savaşı'nın kötü mirası olduğunu
söyleyerek "Terör kamplan ve teröristler temizlenince askerlerimiz
geri dönecek. Bunun mecbur kaldığımız son harekât olmasını
diliyorum" dedi.
kemizin gözbebeği olan si-
lahlı kuvvetlere Kuzey
Irak'ta operasyon yapması
talimarjm \erdim. Harekâb-
mız smırudır. Orada kalma-
ya hiç niyetimiz yok. En kısa
zamanda, en az zayiatla so-
nuca varmayı hedefliyoruz.
Terör kamplan ve terörist-
ler temizlenince, askerleri-
miz dönecekkrdir."
MONUlHAVA OPER
boşluğuna Türkiye'nin sebep olmadığını
herkes biliyor. Bu, Körfez SavaşTnın bize
kötü bir mirasıdır" dedi.
Başbakan Çiller."on yıldır tırmanışa
gecen terörü büyük bir karariıükla ilk kez
son zamanlarda büyük ölçüde kontroi al-
üna aldıklarmı" anlatarak, sözlennı şöyle
sürdürdü:
"Terör ya bitecek ya bitecek. Bu anlayış,
bu iş bitene kadar sürecektir. Çünkü ken-
disine sa\gısı olan hiçbir devlet teröre izin
vermez, veremez. İşte bu nedeniedir ki ül-
'Endişe etmeyin'
DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Tansu Çiller, Tür-
kiye'nin dostlanna seslenir-
ken, "Harekâtımızdan endi-
şe etmeyin. Amacına ulaşır
ulaşmaz bitecektir. Sivil hal-
kı ve sivil örgütleri esirge-
mek için elden gelen her şey
yapdacaknr. Türkiye daima
meşruiyete saygılıdır. Bu-
nun, mecbur kaldığumz son
harekât olmastnı diliyorum.
Uluslararası teröre son ver-
mek bu gibi zeminleri ku-
rutmak uluslararası cami-
anın da görevidir" dedi.
Çiller, yurttaşlara seslenir-
ken de harekâtla ilgili 'Plev-
ne' benzeri kıyaslamalardan
kaçınarak daha mütevazı bir
dil kullandı ve "Cumhuri-
yet tarihimizin bu önemli
operasyonu, mutlaka başa-
ri>1a sonuçlanacak" dedi.
Başbakanlık Sözcüsü
Murat Ersavcı da BBC'nin
sorularını yanıtlarken,
PKK'ye sağlanan lojistik
desteğe son verilmesi ve
bölgenin teröristlerden te-
mizlenmesinin amaçlandı-
ğını söyledi. Başbakanlık
Sözcüzü. Ersavcı, "Türk
birliklerinin çekilmesi üç
günde mi olur, üç ayda rm, üç yılda mı"
sorusuna da "Tabii ki aylar değil. Belki de
birkaç hafta. Burada vurguianması gere-
ken ana husus, sorunun bizden kaynak-
lanmamasıdır" yanıtını verdi.
AKBUL17TTAN AKLAMA
ANAP'tan
'Özal ailesi'
savunması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 8.
Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın ailesi
ve yakın çevresinin adlannın yolsuzluk
ve toplum vicdanını yaralayan bazı iliş-
kilerle anılması üzerine görüşü sorulan
ANAP milletvekilleri. "Biz zamanında
tepkimizi gösterdik, eleştirilerimizi yap-
ük, vicdaııımız rahat" savunmasını yap-
tılar.
Eski ANAP Genel Başkanı ve eski
başbakanlardan Yıldırım Akbulut,
Cumhuriyet'e yaptığı değerlendırmede,
şimdi gündüme gelen konular ve olay-
larla Turgut Özal'ın bir ılgisi bulunma-
dığını söyledi. Akbulut, ancak zama-
nında Özal'a ailesinin cok ön plana çık-
masının ve politikaya bulaşmasının
doğru olmadığını söylediklerini belirten
Akbulut, "Papatyalar meselesi de hoş
değUdi. Biz bunlan hep söyledik" dedi.
Yıldınm Akbulut, bazı insanlar hak-
kında ortada birtakım iddialar bulundu-
ğunu ve olaylann kamuoyu önünde tar-
tışıldığını kaydederek, "Gereğiııi mah-
kemeterin yapması lazımdır" dedi.
t
Asi bakan olduk'
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Keçeciler. zamanında bu konu-
da sesini çıkarmayanlann bugün konuş-
malanna ha>Tet ettiğini belirterek şöyle
dedi: "Ben toplumun 4 yıl önündeyim.
Ben bunlan iktidardayken söyledim.
Şimdi konuşmuyorum. Ben konuşurken,
Özal'ın ailesi ve yakın çevresi ile ilgili
eleştirilerimi dile getirirken herkes be-
nim üzerime geldL Biz asi bakan olduk.
Şimdi de Özer ÇUlerin müdahalelerine
karşı çıkabilecek bakanlar olmalı. Ben
şu anda vicdanen müsterihim. Cerekli
uyan görevimi zamanmda yapüm."
CHP'nin kabine i
harekâtıy
bugün
CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, ABD'ye gitmekten vazgeçen
Murat Karayalçın'la arasında hiçbir bunalımın olmadığını söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Hikmet Çetin. kabinenin
CHP kanadındaki değişildik listesini
bugün Başbakan Tansu Çiller'e
vereceğini söyledi. Çetin. Dışişleri
Bakanı Murat Karayalçuı'ın bugün
çıkacağı ABD gezısını kendisinin tepkisi
üzerine iptal ettiğı haberleriyle ilgili
olarak, "Uyduruyorlar. Karayalçın ile
aramda hiçbir kriz yok" dedi. Karayalçın
da, ABD ve Ingiltere Dışişleri bakanlan
ile hafta sonunda görüşme olanağı
bulunmadığı için geziden vazgeçtiğini,
bu görüşmeleri yann yapabileceğini,
ancak hükümet değişikliği gerekçesiyle
yurtdışına çıkmak istemediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı 'nın Kuzey Irak'taki '
harekâtın gerekçelerini anlatmak üzere
ABD ve lngiltere'ye gitmesi olasılığı
üzerine, kabinenin CHP kanadındaki
değişikliğin ertelenmesi gündeme geldi.
Karayalçın'ın Hikmet Çetin'in tepkisi
üzerine geziden vazgeçtiği söylenirken,
dün kabine görüşmeleri çerçevesinde ilk
olarak Seyfi Oktay, Mustafa Kul ve
Devlet Bakanı Saİih Sümerle bir araya
gelen CHP lideri bu söylentileri
doğrulamadı. Çetin'in görüştüğü
Sümer'in kabine dışında bırakıldığına
kesin gözüyle bakılıyor. Hikmet Çetin,
dün Cumhurijet'in sorulannı
yanıtlarken, "Listevi yann Başbakan'a
sunacağmı. Cumhurbaşkam'na ne zaman
sunulacağım ise Sayın Başbakan biür"
dedi. Çetin, Dışişleri Bakanlığı
konusunda bir sorun olmadığını
söylerken, Dışişleri Bakanı Murat
Karayalçın'm ABD ve tngiltere'ye
gitmesi olasılığı ile ortaya çıkan sıkıntı
konusundaki sorulara da, şu yanıtı verdi:
"Hiç Ugim yok. Basın uyduruyor. Benim
öyte, 'Yok olmaz'falan dediğiin yok.
Hatta Başbakan, 'Eğer pazara kadar
vermezsen, belki ivedi bir seyahat
gerekebilır" dedL Ama ne olduğunu
Hikmet Çetin - Kabineyi ÇiDer'e veriyor.
Karayalçın - ABD gezisini iptal ettL
söylemedi." Çetin, Karayalçın ile
aralannda hiçbir kriz olmadığını
sözlerine ekledi. CHP Genel Başkanı
Hikmet Çetin'i önceki gün arayarak
yurtdışma çıkması olasılığı konusunda
bilgi veren ve onayını alan Karayalçın da,
Cumhuriyet'in bu konudaki sorulannı
yanıtlarken, "Ben hiç kimseye ne
'Gideceğim' dedim, ne de
'Gitmeyeceğim" dedim. Ben 'Gideceğim'
diye demeç vermedim. Sonra granemeyi
kararlaştırdığım için 'Gitmiyorum' diye
de demeç vermedim. Gitmiyorum. Yani
Cezaevi için hukuk dışı ihale
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - Bayındırhk ve Iskan Ba-
kanı Halil Çulhaoglu. kabine revizyonu
öncesinde, Ankara 9. ldare Mahkeme-
si'nin "yürütmeyi durdurma" karanna
karşın, Diyarbakır'da yapımı planlanan
400 kişilik cezaevi inşaau için ikinci iha-
le yapılmasma izin verdi.
Diyarbakır'da kuruhnası planlanan ve
68 milyar 300 milyon lira keşif bedeli
konan özel tip cezaevinin ilk ihalesi iptal
edilmiş, bunun üzerine mahkeme "yü-
rütmeyi durdurma'' karan vermişti. îha-
le Komisyonu, 37 şirketin teklif verdiği
birinci ihaleyi iptal gerekçesinde "reka-
betin sağlanamadıgı" görüşünü öne sü-
rerken, 10 şirketin teklif verdiği ikinci
ihalede inşaat yapımını ilk pazarlıkta bu-
lunmayan bir firmanın kazanması dikkat
çekti.
Diyarbakır'da yapımı planlanan ceza-
evi için Bayındırhk ve lskan Bakanlı-
ğı'nca.açılan ilk ihalede, davet edilen 42
firmadan 37'si teklif verdi. Barsa İnşaat
ve Ticaret Limited Şirketi'nin yüzde
10.05 ile en yüksek "kmmı" yaparak ka-
zandığı ihale, "yeterli rekabetin sağlan-
madığı" gerekçasiyle iptal edıldi. ihale
Komisyonu'nun iptal karanna karşı An-
kara 9. ldare Mahkemesi'ne dava açan
Barsa şirketi, ihaleye katılan firma sayısı
ve verilen teklifler dikkate ahndığında
yeterli rekabetin sağlanmadığı yönünde-
ki gerekçenin dayanaksız kaldığını sa-
vundu. Avukat Prof. Dr. Metin Günday
tarafindan hazırlanan dilekçede, komis-
yonun, ihaleyi yapıp yapmama konusun-
daki "takdir yetkisini'' eşitlik ilkesine ay-
kırı olarak "keyfi biçimde" kullandığı
ileri sürülerek. bir an önce "yürütmeyi
durdurma" karan verilmesi istendi.
Ankara 9. ldare Mahkemesi'nin davalı
tarafın itirazı üzerine 21 Mart 1995 tarih
ve "E.1995/344" sayı ile aldıgı yürütmeyi
durdurma karan, 22 mart çarşamba günü
bir memur aracılığıyla Bayındırhk ve ls-
kan Bakanlığı"na resmen tebliğ edildi.
Barsa şirketinin vekili Metin Günday da
Yapı Işleri Genel Müdürlüğü'ne 23 mart
perşembe günü gönderdiği bir dilekçede,
mahkeme karannı tarih ve sayısıyla bir-
likte anımsatarak ihalenin durdurulması-
nı istedi.
'Mahkeme karan kağıtta kaldı'
Mahkeme karanna karşm bakanlık,
daha önce belirlenen tarih uyannca ceza-
evi için ikinci ihaleyi 24 mart cuma günü
gerçekleştirdi. Pazarhğa davet edilen 41
fırmadan 18'inin ikinci ihaleye katıldığı,
ancak 10'unun teklif verdiği belirtildi.
İhaleyi, birinci pazarhğa katılmayan Fa-
tih tnşaat Kollektif Şirketi kazandı.
Avukat Metin Günday, katılma koşul-
lan açısından hiçbir yasal farklılık bu-
lunmamasma karşın yürütmeyi durdurma
karanna da aykın olarak ikinci ihalenin
gerçekleştirildiğini belirtti.
ben, eğer cumartesi, pazar Amerikah ve
İngilb: meslektaşlanmla görüşme olanağı
olsa>dı gidecektim. Oünadı, çünkü
dışandalar" dedi. Karayalçın, yann
Türkiye'de olmak istediğini söylerken,
"Neden" sorusunu, "Hükümet değişikliği
olacak da ondan" diye yanıtladı. Dışişleri
Bakanlığı'na kimin getirileceği konusu,
CHP Genel Başkanı Çetin'in başını
ağnttı. Bu bakanlık için adı geçen Onur
Kumbaracıbaşrnın Dışişleri Bakanlığı'nı
istemediği yönünde kulisler
yoğunlaşırken, Çetin'in de Istanbul
Millervekili tsmail Cem'e sıcak
bakmadıgı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı
düğümü çözülemezken, Izmir
Milletvekili Erdal Inönü ile eski CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın adlan da
gündeme geldi. lnönü 'nün kabinede
görev almayı düşünmediği belirtildi.
Baykal: Bana öneri gelmez
CHP içinde Baykal'ın yakın kurmaylan
ise, Baykal'ın bu bakanlığa getirilmesi
için yoğun kulis yaptılar. Ancak CHP
lideri Çetin'in bu öneriler üzerine,
-BaykaTı aursam. Karavalçuı'ı da
kabineye almam gerekir. O zaman bir
kesim Başbakan \ ardımcısı olarak
Baykal'ı tamr, diğer kesim de
Karayalçm'ı. Üç başlı kabine olur"
kaygısını dile getirdıği öğrenildi.
Baykal'ın. Dışişleri Bakanlığı'ndan yana
olanlar "Karayalçm millervekili değü, bu
nedenle kabinevc ahnması zorunlu değü"
derken. Baykal bu konudaki sorulara,
"Bana öneri gelmedi, gelmez" karşı lığını
verdi. Dışişleri Bakanlığı düğümünün
çözülmesi için, Çetin'in bu görevi de
üstlenmesi gündeme geldi. Kulislerde
Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in
aynı zamanda parti başkanlığım da
üstlendiğine dikkat çekilirken, Çetin'in
de bu formüle "sıcak" bakmasına karşın,
kurultay sürecinde bu görevi
üstlenemeyeceği bildirildi. 31 ağustosta
yapılması planlanan CHP olağan
kurultayında "geçici degü, kahcı" olmayı
amaçlayan Çetin'in yoğun gündemi olan
Dışişleri Bakanlığı'nı da üstlenmeyeceği,
yakın çevresinden de kendisine bu yönde
uyanlar yapıldığı bildirildi. Dışişleri
Bakanlığı için Abdülkadir Ateş'in de,
adı gündeme geldi. Çetin'in seçimini,
Kumbaracıbaşı ile lsmail Cem arasında
yapması bekleniyor. Dışişleri Bakanı
sorunu dün gece yansuıa kadar
çözülemedi. CHP Izmir Milletv
r
ekili
Erdal lnönü'nün ikna edilmesi için
yoğun kulis yapıldığı öğrenildi. Çetin'in.
başka bir çözüm bulamaması durumunda
Dışişleri Bakanlığı'nı Onur
Kumbaracıbaşı'nın üstlenmesi için
ağırhğını koyabileceği bildirildi.
Kumbaracıbaşı'nın dün akşam
Galatasaraylılar Lokali'nde bir durum
değerlendirmesi yaptığı öğrenildi.
Bu arada Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın da
"Görevde kalmanız söz konuzu olabüir
mi" sorusuna "Olmaz" yanıtını verdi.
Karayalçın, süren diplomatik temaslann
aksamaması için elinden geleni
yapacağını söyledi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HIKMET ÇETINKAYA
Maviyle Beyaz...
Gökyüzü olanca hüznün çiğlığı içinde sanki.
Bir coşku, tasaya dönüşmüş bilinmeyen zama-
nın içinden...
Umursamazlığın çizgisi maviyle beyazı yakala-
mış ansızın.
Tıpkı sairin dediği gibi: Üç asker tıraş olmuş be-
yaza kesmiş yüzleri...
Uçaklar gökyüzünde yaylar çiziyor. Bir genç te-
levizyon muhabiri cephe gerisinden konuşuyor.
Bir kadın geliyor ekrana, bir çocuk...
Bir asker zafer işareti yapıyor. Gözlerinde bir tu-
tam özlem beliriyor. Ege'de toprak uyanmış, kıyı
kasabaları kış yorgunluğunu atmış.
Edirne'de bir akşamüstü tuhaf yalnızlıkları ku-
caklayan kadın, bir asker resminde gözyaşlannı tu-
tuyor.
Üç tabut, ayyıldızlı...
Bir baba hıçkınklara boğuluyor...
Bodrum geceleri, Lice akşamlarına benzer mi
hiç!
Bir öğretmen Mardin'in bir köyünde kurşuna di-
zildiği gün, bir başka öğretmen Bursa'da toprağa
veriliyordu.
Kadın ayakta duruyordu...
Çocuklar sadece babalarının fotoğraflanna sanl-
mıştı...
Lice'de o gece silahlar konuşurken bir ana on
yedisindeki oğlunu son kez kucaklıyor ve takvim
yaprakları bilinmeyen bir tarihe gün koyuyordu...
Sincan'da tren istasyonunda bir gece vakti su
satan çocuk, Şemdinli'de uyanan bebek, tüm rast-
lantılann egemen olduğu evrende silah tüccarlan-
na ne zaman başkaldıracaktı?
Işçiler akşam vardiyalarından çıkışta genç kızlar,
umut yüklüydüler ve onlar Rrfat llgaz'ın dizelerin-
deki gibi haykınyoriardı:
"Pencereler bizimdir bu saatte
uykumuzu işçilere bıraktık
uyandırmayalım erken kalkacakları..."
Gökyüzünü genişletmek onların elindeydi; bili-
yorlardı ki yıldızlar işte o zaman sözlerinden çık-
mayacaktı.
Hep, ama hep başka şeyler düşüneceklerdi.
Zamanın ortasında bir sevinç, dağlarda siperler-
de bir genç fıdan olacaklardı. Banşın, özgürlüğün
ve kardeşliğin bahçesinde 'yediveren gülleri' gibi
boy vereceklerdi. Dicle kıyısındaki sefalet onların
yaşamlarını alıp gıtmeyecekti.
• • •
Kayıtsız kalıyor mevsimler sevdaların izdüşümü-
ne...
Toprak kokusu sarmış dört bir yanımızı.
Dik yamaçların ardında kalıyor kentler...
Belki Ceyhun Atuf Kansu 'Çocukluk Aşkı'r» ça-
ğınyor ya da 'Kızamuk Ağıdı' yakıyor olmalı.
Bir özlem yeşeriyor yürek yarası gibi...
Siz o sesi hiç duydunuz mu?
"Düşün, düşün ki anne ben daha çok küçüğüm,
llık ellerimden tut, beraber götür beni,
Oyuncakçıda büyük bir mavi gemi gördüm,
Işlenmiş, dalgalann köpüğüyleyelkenli..."
Gözleri büyüdü bir sabah güneş karşı tepelerden
yükselirken...
Birfotoğraf düştü toprağa... ı ' ['
l
'\l" "'.."""'
Bir kuru menekşe... " ' ' ' *~
v>
" ''
w u
*
Anne gözyaşı döktü, çocuk ona sanldı...
Dedi ki:
"Şu renk renk topraklara bak anne, ne güzel
renk renk
Dönüyor içimde bir bayram yeri dönüyor
Yuvalanıyor gönlüm şu uçan topraklara denk
Biryokuştan koşarak kalbim sana iniyor."
Anlamsız türküler dökülüyor dudaklanndan...
Sen beni anlayabiliyor musun?
Bir çocuk ağıt yakıyor Mardinkapı'da...
Batman'da o geniş caddenin tam bittiği yerde.
Iznik'te o çınar ağacının altında.
Kan değil, zafer akar benim savaşlarımda,
Hürriyet için ölür genç kurşun askerlerim,
Insanlığın cenneti saklı gözyaşlanmda,
Yeni bir bahar çağı getirecek zaferim.
• • •
Gökyüzü olanca hüznün çığlığı içinde sanki...
Saatler geçmiyor, dinmiyor yağmur.
Beşiktaş Iskelesi'nde bir kadınla erkek, saatler
boyu bekliyor...
Ama kimsecikler gelmiyor.
Uzaklarda oralarda silahlar çatılmış, mor dağlara
akşam iniyor.
Şükran Kurdakul, "Saat on ikileri geçiyor uyan-
sana" diyor içinden...
"Uyansana gözbebeğim, uyansana düşüncem
Daha yitirmedik içimizdeki güzel şeyleri
Seni gözlerin görecek gözlerden
Sabah olsun gün ağarsın
Nasıl canü gönülden duyacaksın
Nasıl yeni adımlar gelecek adımlanna
Uyansana gözbebeğim, uyansana düşüncem
Saat on ikileri geçiyor uyansana."
Belki uyanıyor, belki de uyanmıyor...
Takvimden bir yaprak daha düşüyor bilinmeyen
zamanın içine..
Ak saçlanna biraz imbat vuruyor Şükran Kurda-
kul'un; biraz da delicesine Karşıyaka...
Bulut geçiyor, şerha şerha topraklann üzerinden
Yine öncekiler gibi karanlık
Yine öncekiler gibi hazin...
Türkiye İnsan Haklan vakfi:
28 çeşitişkence varANKARA (ANKA) -
Türkiye İnsan Haklan
Vakfı (TİHV). Türkiye'de
18 çeşit işkence yöntemi
olduğunu açıklayan insan
haklanndan sorurnlu Dev-
let Bakanı Azimet Köylü-
oğJu'nun listesine 10 yön-
tem daha ekledi.
Vakıf. TlHV tedavi
merkezlerine başvuranla-
nn verdikleri bilgilere da-
yanarak işkence yöntem-
lerinin 18 değil, 28 oldu-
ğunu bildirdi.
TlHV'nin saptamaları
dogrultusunda Devlet Ba-
kanı Köylüoğlu'nun unut-
tuğu işkence yöntemleri
şunlar:
• Hakaret, küfür. aşağı-
lama. • lşeme ve dışkıla-
mayı önleme. • Hücrede
tecrit etme. «Yakınlannın
işkencesini seyrettirme,
dinlettirme. • Cinsel teh-
dit. • Tecavüz. • Yalancı
infaz uygulaması. • Siga-
ra ile yakma. • Saçlan ve-
ya bıyıklan yojma. • Öl-
dürmekle tehdit etme.
TÎHV, tedavi merkezle-
rine başvuranlann verdik-
leri bilgilerin dışında, la-
ğım çukuruna sokma. in-
san ya da hayvan pisliği
yedirme, kara gömme. tır-
nak sökme, tırnakların
arasına iğne ya da tahta
parçası sokma gibi işken-
ce yöntemlerinin de bu-
lunduğunu belirtti.
Türkiye tnsan Haklan
Vakfi tedavi merkezlerine
başvuranlar baz alınarak
yapılan bir çalışma>a gö-
re, işkence uygulamalan-
nın yüzde 64.9'u Emniyet
müdürlüklerinde yapılı-
yor.