Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 1995 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Orman gerçeğimiz...
En kısa zamanda toplumumuzun her kesımınden kışı, kurum
ve kuruluşlann katılımı ıle "ulusal ormancılık polıtıkasf sap-
tamalı ve ormancılık; ormandan sağlanan ürün ve hızmetler-
den yararlanan tüm kesımlenn yönetıme katıldığı, bağımsız,
etkın, dmamık ve özerkbır yapıya kavuşturulmalıdır
SALİHSÖNMEZIŞIK
TMMOB Orman Mühendıslerı Odası Genel Başkanı
• nsanlıkıçınheryılumutlann ve
I
yaşam sevıncının yeşermesıne
neden olan 21 mart gunu. 1971
yılından berı gezegenımızde
Dunya Ormancılık Gunu olarak
da kutlanmaya başlanmıştır
Dunya nuflısu hızla artıp, kışılenn ge-
reksınmelennın çeşıtlenerek artması,
buna karşın en onemlı doğal kaynakla-
nmızın başında gelen ormanlann tum
dunyada hızla yok edılmesı, gelecekte
onulmaz doğal felaketlere yol açacağı
endışesını gundeme getırmıştır Bu du-
şunceden hareket eden Avrupa Tanm
Konfederasyonu, ormanlann korun-
ması, gelıştınlmesı, rasyonel bırbıçım-
de ışletılmesı ıçm onlemler alınması.
ınsanlara orman sevgısı aşılamak ve
ormanlann çok yonlu faydalannın an-
latılabılmesı amacıyla Kuzey Yanm-
kure'de ılkbahann, Gune> Yanmku-
re'de sonbahann başlangıcı olan 21
mart günunü "Dünya Ormancılık Gü-
DÜ"olarakılanetmıştır SultanNevruz
(Yenı Gun) adıyla yurdumuzda 1975
yılından berı kutlanıldığı gıbı, o gun
vehaftaboyuncabuyukkentlerde, dı-
ğer kentler ve ılçelerde, ormancılık or-
gutunun onceden belırledığı sahalara
devlet erkânı ve gorevlendınlen okul
çocuklan, resmı vasıtalara bındınlerek
goturulecek, haması soylevler ve bır-
kaç şıırden sonra "yetkililere" dıktırı-
len l-2taneboylufıdanyanındakame-
ralara uzun uzun pozlar venlecek. halk
oyunlan oynanacak, halkın katılmadı-
ğı devlet torenı sonrası herkes evıne
veyaışınedonecek Ve sonra, ulkemız-
de enflasyon \e terorden daha onemlı
olan -ormanlann gozerimi. geliştiril-
mesi ve gelecek kusakJara daha iyi ko-
şullarda devredilmesi" kısaca sıradağ-
lar gıbı ust uste y ığılmış ormancılık so-
runlannın çozumu. ekonomık \e de-
mokratık haklan venlmeyen. gunumuz
şartlanna uygun araç ve gereçle dona-
tılmayan. herturlupolıtık\e ıdanbas-
kı yanında ınanılamayacak derecede ış
ve sorumluluk yuklenılerek canmdan
bezdınlen, geleceğı, çoğu zaman yerel
polıtıkacının tasarruftında olan bır or-
man şefı \e 3-5 orman muhafaza me-
murunun sırtmdakalmaya devam ede-
cektır Omeğın yil boyunca (Tann bır
daha gostermesın. Gelıbolu > angını gı-
bı facıalar hanç), ben. hıçbır kurum ve
kuruluşun veya sıyasal partı yetkılısı-
nın gelecek 21 marta kadar
- Ulkemızın yuzde 26'sını kapsayan.
20 2 mıiyon hektar ormanlık alanın
yuzde44'unun(8 8 mıiyon hektar) ve-
nmlı orman olduğunu. bunun ıse ulke
topraklanmızın yuzde 11 'ını kapsadı-
ğını. oysa bır ulkenın ormanlık açıdan
kendı kendıne yeterlı olabılmesı ıçm
topraklarının en az yuzde 30"unun \e-
rımlı ormanlarla kaplı olması gerektı-
ğını,
- Ulkemızormanlarının ıçmde ve bı-
tışığınde bulunan 17445 adet orman
koyunde. 9 5 mıiyon ınsanımızın yaşa-
dığını. vıllık gelın 300 dolardan daha
duşuk olan bu ınsanlarımızın ekono-
mık, toplumsal \e kulturel koşullan
goz onune alınmadan. kalkınmalannın,
>alnızca Orman Bakanlığı'na ve or-
manlardan elde edılecek kaynaklara bı-
rakılmasının akıldışı olduğunu
- Ulkemızde son derce hızlı bır or-
mansızlaşma surecı yaşandığını ama
bu ormansızlaşmaya neden olan asıl
nedenlenn. sanıldığı gıbı kaçak kesım
yerleşme ve orman yangınlan olmadı-
ğı. aksıne sıyasal ıktıdarlarca çıkanlan
ve uvgulamak zorunda kaldığımız
mevcut yasal duzenlemeler olduğunu
orneğın 1950 yıhndan bu yana yuzde
27 2"sı yangınlar. °07'sı tarla açma.
vuzde 1 'ı yerleşme. yüzde 8 8'ı başa-
nsız ormancılık çalışmalan ve yuzde
56'sı ıse yasal duzenlemeler sonucu ol-
mak uzere toplam 28 mıiyon donum
orman alanını yıtırdığımızı
- Hızlı ormansızlaşma \e erozyon
sonucu ulkemızın çolleşmenın eşığın-
de olduğunu. Ulusal Kurtuluş Savaşı-
mızdan bu yana 1 cm toprak > ıtırme-
dığımız yurdumuzda her >ıl 500 mıi-
yon ton \enmh tanm toprağımızın de-
nızlere gollerevetnl>onlarharcayarak
yaptırdığımız barajlanmıza taşındığını.
toprak taşınması sonucu barajlarımı-
zın ekonomık urunun 1000 yıldan 50
yıla ındığını, erozyon nedenıyle bınm
alandan kaybettığımız toprak mıktarı-
nın Kuzev Amenka nın8, Avrupa'nın
17. Afnka'nın 22 katı olduğunu. top-
lam alanı 77 mılyo hektar olan ulkemı-
zın 67 mıiyon hektarındaçes,ıtlı şıddet-
lerde erozyon olay ı yaşandığını, orman
sınırları ıçınde kalan 10 6 mıiyon hek-
tarlık erozyon sahasına karşın, cumhu-
nvet tarıhınde ormancılık orgutu tara-
fından yalnızca 260 bın hektar alanda
erozyonla savaş yapıldığını erozyonla
maruz dığer sahalanmızda herhangı bır
çalışmanın yapılmadığını, kısa surede
onlem alınmaz ıse ulkemızde 35 yıl
sonra gerçek anlamda çolleşmenın baş-
layacağını.
- Yurdumuzda ağaçlandırılması ge-
reken sahanın 18 mılyon hektar oldu-
ğunu. Orman Bakanlığı'nın yılda 200
bın hektarlık projelerle ağaçlandırma
programının ancak 90 yılda tamamla-
yabıleceğını hedefledığını. ancak son
yıllarda ödenek avrılmaması sonucu
ağaçlandırma çalışmalarının 20 bınlı
rakamlann altına duştuğunu. bu hızla
gıderse ulkemızın ağaçlandınlması ge-
reken alanları sorununu. 900 yıl sonra
çozebıleceğımızı.
Duşunebıleceklennı sanmıyorum
Bırakınız bu yıl boyunca duşunmeme-
y ı, gelecek yıllarda da duşunulmeyece-
ğı ve çozum uretılmeyeceğı hepımızce
bılınenbırgerçektır Ancak çozum ola-
rak. "ormanlann ozeUeşririlmesini" sa-
vunanlara dıyecek bır sozumuz yok
çunku onların Turkıye dıye bır sorun-
lan olduğunu sanmıyoruz
Bu nedenlerle artık ormancılığımı-
zın masaya yatınlıp baştan sona neşter
vurulması gerekıyor Çunku ormanla-
nmız donuşu olmayan bıryıkımın baş-
langıtında
Oysa ormanlarımız dunyamızı tum
canlılar ıçm yaşanabılır kılan en onem-
lı doğal kaynağımızolup, toplumumu-
zun tum kesımlennı doğrudan ılgılen-
dırmektedır Orman Bakanlığfnın
kendı başına ustelık 1930 yıllanndan
kalma hantal kuruluşu ıre yukarıda ba-
zılarını sıralamaya çalıştığımız sorun-
lann ustesınden gelmesı olası değıldır
Kaldı kı, sı>ası erk tarafından bugune
kadar doğru durust ormancılığımızda
ne yapılması gerektığıne ılışkın somut
polıtıkalar uretılmemıştır Ormanlar
her zaman ıktıdar olabılme yolunda
halkın desteğını sağlamanın aracı ola-
rak gorulmuş, sureklı olarak oya do-
nüşturulecek "devlet malı" olarak algı-
lanmıstır Bu nedenle cumhunyet do-
nemı boyunca değışık sıyasal ıktıdar-
lar, kendı çıkarlarına yonelık olarak,
ormancılık mevzuatında tam 22 kez
koklu yasal duzenleme yoluna başvur-
muş ve yapılan her vasal duzenleme
sonucu ormanlanmız gerek nıcelık, ge-
rekse nıtelık olarak çok ağır kıyımlara
uğramıştır
Bıtkı ortusunun aşırı tahrıp edılme-
sı sonucu doğal dengesı bozulan ulke-
mızı bekleyen afetlen goz onune aldı-
ğımızda, onnancılığımızın daha fazla
kan kaybetmeye gücu olmadığını gor-
mekteyız En kısa zamanda toplumu-
muzun her kesımınden kışı. kurum ve
kuruluşlann katılımı ıle "ulusal or-
mancılık poütikası" saptamalı ve or-
mancılık, ormandan sağlanan urun ve
hızmetlerden yararlanan tum kesımle-
nn yönetıme katıldığı bağımsız, etkın.
dmamık ve ozerk bır >apı>a kavuştu-
rulmalıdır Artık 21 martları ulus ola-
rak hep bırlıkte. çocuklarımıza daha
guzel. daha yes.il bır Turkıye bıraka-
bılme coşkusu ıle kutlamalıyız
Sevıyor ve ınanıyorsak eğer orman-
lanmızı kurtarabılır ve ulkemızın çol-
leşmesını onleyebılırız Buna henuz
vakıt var
ARADABIR
RECEP BİLGİNER
Basın, Kendini Yargılamalı!
Ortada apaçık bır gerçek var. Basın, rtıbar yrtınyor Bır
bolumu okuyucuların oluşturduğu kamuoyunda, devlet
kesımınde, aydın kesımde, ış çevresınde, sanat ve kultur
çevresınde, sıvıl kuruluşlarda, asker kuruluşlarında.
Bunun en belırgın gostergesı şunlar. Otomobılden mut-
fak bezıne, apartmandan kutsal yayınlara, mendılden ma-
sa ortusune kadar, bır marketın reyonlannı rahatça dol-
duracak çeşrtlılıkte armağan dağıtılmasına karşın, gaze-
te şatışlan artmıyor
Hangı duzeyde, hangı koltukta oturan ınsanlaria konuş-
sanız hemen hepsının ortak goruşu aynı. Basına guvenıl-
mıyor Haberlerden, yorumlardan, gızlı çıkar kokulan alı-
nıyor Yanı basın, haklı haksız, zan altında.
Bu suçlamalan, bızzat, basın mensuplan yapıyor
Bırbırienne yağcı, dalkavuk, çıkarcı, satılmış dıyorlar
Gazetelerı okuyoruz, televızyonları seyredıyoruz Bu
suçlamalan haklı çıkarabılecek yuzlerce ornek çıkıyor kar-
şımıza. Heletelevızyonlann sevıyesızlığı, toplumumuz adı-
na yuz karası Kotuler, lyılerden çok
1
Galıba, temız toplum eylemıne, once basından (en ge-
nış anlamıyla medyadan) başlamak gerek Bu suçlama-
lar karşısında kahrolan basın mensuplan ıse çoğunlukta-
dır. Ama onlar ozgur değıldır Iş guvencelen yoktur Turiu
baskılar, tehlıkeler karşısında dırenıp ozgurluk kavgası
veren bu tur basın mensuplan, ne oldu da kendı guven-
celennı sağlayamadılar^
Sendıkalan darbe yedı. Kım tarafından
7
Gazete patron-
lan ve onların maşası durumuna duşen ust duzey kımı yo-
netıcıler tarafından Yanı, bu ust duzey yonetıcılerı kendı
tarafına çeken gazete patronları, çalışanları sendıkalann-
dan ıstıfaya zorladılar Yenıden aldıklan elemanlara sen-
dıkasız olma şartını koydular Geçım derdı ve meslek aş-
kı, bu baskılara boyun eğdırdı onları.
Basını asıl yaralayan, ruşvet ve çıkar soylentılendir. Bu
soylentıler, halkın dılınde soylenmekle kalmıyor, basın
mensuplarının çoğu da boyle gosterıyor bır kısım med-
yayı ve mensuplannı Koşelerınde yazıyoriar, televızyon-
larda, mılyonlara duyuruyorlar
Basında bır başkatehlıke de tekelleşmedır Hemen her
gazetenın bır televızyonu, bır ya da btrkaç radyo ıstasyo-
nu, çeşıtlı dergılerı var Tam bır medya tekelı, halk çare-
sız, devlet seyırcı
Çokseslılık numarası gerısınde, tehlıkelı bır tekseslılık
1
Hukumet acız, parlamento seyırcı, sıyası partıler haber-
sız Korkularından mı, ışlerıne geldığınden mı, bu boyle
oluyor Sankı, onune geçılemez bır medya teroru var ul-
kede
Kımı medya mensupları da, hukumet yetkılısı ya da yet-
kılılenyle ozel ılışkılen nedenıyle, şımardıkça şımarıyorlar.
Zaman gelecek, o hukumet yetkılısı ya da yetkılılerı bıle,
şımarttıkları bu kışılenn hışmından kurtulamayacaktır.
Gerçekte basın, dorduncu kuvvettır. Hem demokrası-
mızın hem de kamunun guvencesıdır O da yıpranır, o da
ıtıbar yıtırırse hangı kurum kalabılır ayakta
Şaır, Abdülhak Hamid'ın karısı ıçm soyledığı şu dıze
geldı aklıma
"Sensız de senınle de yaşanmaz Lusıyen "
Bu dızeyı basına uygularsak, "Basınsız yaşanmaz" dı-
yebılınz. Ama, "Basınla da yaşanmaz" demeye dıhm var-
mıyor; çunku, ınsanhk dışı bır durum çıkar ortaya
Bu kan kaybını onlemek basın kuruluşlanna duşuyor.
Ozellıkle, basın merkezı olan Istanbul'da bulunan Turkı-
ye Gazetecıler Cemıyetı'ne
Fransız gazetecı P. Lazeref'ın çok anlamlı bır kıtabı var
"Fransa'da Basın Rezaletlen" . Lazeref, Fransa'nın Al-
manlara yenılmış olmasının gunahını, o zamankı Fransız
basınına yukler, Fransız basınının halkı yanlı haberlerle al-
datmış olmasına. Cemıyet, bu kıtabı, Tarık Dursun K.'nın
duzenlemesıyle, yenıden bastı. ibret alınacak bır belge-
sel.
Cemıyetımız, aynı olaylann ulkemızde de yaşanmasını
onlemek ıçın, basını sorgulamalıdır. Tarafsız bır komısyon
kurarak. Eldeedılen sonuçlan, çekınmeden, kamuoyuna
açıklayarak . Bunu Turk basının onuru ıçın yapmalı Bg-
nu demokrasımızın sağlığı ıçın, halkın guvenını yenıden
kazanması ıçın yapmalı..
FATtH 2. ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞ1'\DEN
DosyaNo 1987 728
Davacı Istanbul Muhakemat Mudurlugu vekılı tarafından açılan
gaıplık davasının mahkememızde >apılan dunışması sırasında
Fatıh Fatma Sultan Mahallesı, Kuyulu Çıkmaz Sokak ta kaın 430
pafta 1928ada 70parse! sayılı yerdeıkamet etmekte ıken halen adresı
bellı olmayan Kostantın oglu Nıkolaı zabıta tahkıkatınca yaptınlan
adres tahkıkatı da netıcesız kaldığından, adı geçenın hayat \e mcvatından
bılgılen olanlann 1 sene ıçınde mahkememızın 1987'728 sayılı
dosyasına muracaat etmelen MKmn32 maddesı gereğınce ıkıncı kez
ılanoiunur 28 2 1995 Basın 11833
TARTIŞMA
'Bir açıklama'ya yanıt
1
9 mart tarıhlı
Cumhun>et'te
Turkıve Bilimler
Akademısı'nın bır
açıklaması
ya>ımlandı Bu
açıklama. benım daha once
akademının sa>ın başkanı ıle
yapılmış bır roportaj dolayısıyla
gazeteye yolladığım ıkı
mektuba karşı >anıt amacıvla
yapılmış Amagazetede
yayımlanan metın. ılerı
surdüğum eleştınlerle ılgılı
hiçbir yanıt içermiyor. Benım
uzennde durduğum nokta,
akademıde egemen olduğunu
bizzat başkanın dıle getırdığı
~Turki>e'de sos>al bilimlerin
\eterincc getaşmemiş
olduğu"goruşu ıdı Bu goruşe
karşı ben, hukuk da bır sosyal
bilim olduğuna gore bu
alandakı (hukuk bılımındekı)
gelişmemişlik vargısını kımın.
hangı vontemle ve hangı
urunlen ınceleyerek \e nasıl bır
bılımsel >etkı>e dayanarak
verdığının anlaşılmadığını ve
ustelık bunun tamamen vanhş
bir yargı olduğunu belırtmıştım
Hemen goruleceğı gıbı. bu
eleştınmde, açıklama yazısında
yer alan "akademi
çalışmalanyla ilgili gerçekleri
vansıtmamak" şeklınde
anlaşılacak hıçbır sav yoktur
Akademının çalışmalarının
"gençkrin bilime
özendinlnıesine" ve
"Turkı>e'de bılimsd
araştırmalann getiştirilmesi**
amacına yonelık olduğu
iddiasına da karşı çıkmış
değılım Bu bakımdan hıç
sozunu etmedığım konularda
benı suçlamaya kalkışmanm
çok vanlış bır tutum olduğunu
belırtmek ıstıyorum
Ama daha onemlı olan husus
şudur Benım sorduğum soruya
açıklamada değınılmemektedır
Onun ıçın sorumu
tekrarlıyorum Turkıye'de
hukuk bılımı alanının yetennce
gelışmemış olduğu goruşunu.
sa\ ını. kımler, hangı bılımsel
yontemle, hangı ınceleme
sonuçlanna gore, hangı
olgulara davanarak \e nasıl bır
bılımsel otorıteyle ılerı
surmektedırler^ Yanıtlanacak
soru budur Buna gerekçelı \ e
doyurucu bır yanıt venlmezse
akademının bazı konularda,
bılımsel ıle kımlığı
bağda>ma>an bırtakım indî
yargdara saplandığından kuşku
duymakta haklı olacagırn
doğaldır
Aydm Aybay
PENCERE
Dünya Küçük Bir Köy Oldu,
Ağası Kim?.
Biz TMdya'nin do£al çaviMini konanaya karariıyu. Sakn da k.
Dotel Itantı Konma DWIM«İ PJC 1B Bmttmk 00810 IstanM T»l: (212) 281 03 21 FakK (212) 279 55 44
• •
Sokaktan geçen sıradan bır yurttaşı çevınp şu soruyu
yoneltsenız
- Turkıye AB 'ye gırmelı mı?
Alacağınız yanıt ne olur?
Çoğunlukla "Avrupa" sozcuğu bızım kafamızda olum-
lu bırçağrışıma yol açar, "Avrupa Bıriığı"ne gırmek bır kur-
tuluş sayılır; bu amaçla onursuzluğa varan odunler venl-
mesını de çoğunluk yadırgamaz
Anadolu'dan kalkıp Almanya'yagıden koylu, gurbet el-
de her turlu aşağılamaya neden boyun eğıyor^
Herkesın duşlemınde ya Avrupa'da ya da Avrupalı gı-
bı yaşamak ozlemı var Ancak bu ozlemın ıçerığınde yer-
leşmış dırenışı de goz ardı edemeyız Avrupa'da çalışıp
geleneklerıne sıkı sıkıya sarılan emekçılerımızın ıkılemı
duşundurucudur
Benzer ıkılemı hepımızde gorebılırız
Kışılık çatlaması yalnız aydınımızda yok, sıradan yurt-
taşın benlığınde yerleştıktır
•
Pekı, bu kışılık çatlaması mıdır'' Yoksa uygarlaşırken
kımlığını koruma kaygısı mıdır^ Bugun butun dunyanın
gozlen Batı'ya donuk değıl mO Yalnız Turkıye'ye ozgu
değıl, Batılılaşma, 5 mılyar ınsanı zoriayan bır soruna do-
nuşmuştur
- NasıC
Gezegenımızde Batı, kımseyı kendı halıne bırakmıyor
Eskı ABD Başkanı Bush "Yenı Dunya Duzenı "nı yeryu-
zunde yaşayan her toplum ıçın açıkladı Sovyetler çok-
tuğunden bu duzene karşı koyacak guçten çok, duzenın
ıçındekı ulusal, dınsel ve ekonomık çatışmalar one çıktı
Avrupa bu sureçte kendı ıçınde butunleşıp bırleşmeye
her zamankınden daha çok gereksınım duyuyor
Ne demektır bu7
Avrupa kıme karşı bırieşıyor? Pasıfık'te Japonya'nın
sımgeledığı guç odağına karşı mı'? Yoksa Okyanus ote-
sınde ABD'nın vurguladığı egemenlığe karşı mı?. Her bu-
tunleşmenın bın ıçsel, otekı dışsal ıkı gerekçesı bulunur
Avrupa bırleşırken dunyada yaşayan yoksulları duşunu-
yor mu9
.
Yoksa yalnız oz çıkarını mı duşunuyor^
Ortaçağda bır senyorun şatosu, yoksul ve yarı-kole
koylulenn çevreledığı zengınlığı ve gucu sımgelerdı Da-
ha sonra Brıtanya Imparatorluğu, somurgeler coğrafya-
sında demokrası ve uygarlık kalesı sayıldı.
Yenı Dunya Duzenı "ABD-Avrupa-Japonya"6ar\ oluşan
uçlu odağın dort mılyar yoksula karşı guçlerını pekıştırdı-
ğı bır yaşam bıçımını mı vurguluyor'
•
Ne olursa olsun, sokaktakı adamdan devletın başında-
kıne değın Turkıye'de herkes bır bıçak sırtında yaşadığı-
mızın bılıncındedır Avrupa Bırlığı'ne gırmek, yeryuzunde
zengınler kulubune katılmak anlamına gelıyor, dayanılmaz
bır çekım gucu yaratıyor
Avrupa da Turkıye'yı dışlıyor
Ancak bu kapsamda bır gerçeğı goz ardı edemeyız
21 'ıncı yuzyıla yaklaşan dunyada yoğunlaşan somuru,
Sovyetler'ın yıkılmasından sonra Islam koktendıncılığını
korukluyor Sosyalızm yenılgıye uğradıkça yoksul kıtleler
çıkış yollarının tıkandığını goruyorlar, ezıklıklerının başkal-
dırıya donuşmesı, koktendıncılıkle gerçekleşebılıyor.
12 Eylul'de askerı faşızm solu paspas gıbı çığneyıp da-
ğıtınca, boşluğu şerıatçı doldurmadı mfi
Ne "Yenı Dünya Duzenı" yeryuzunde hakça bır duzen
kurmaya aday gorunuyor, ne de Turkıye AB'nın Gumruk
Bırlığı'ne gırmekle sorunlarından soyutlanacaktır Meksı-
ka, ABD'nın komşusudur, NAFTAdıye kısaca vurgulanan
gumruk bırlığıne katılmıştır, ama, sorunları eksılmemış,
buyumuştur.
•
Eğer soylendığı gıbı dunya "kuçuk bır koy"e donuşu-
yorsa, koy halkı ağalık duzenınde mı yaşayacak^.
Çağımızın dunyasında uygar ınsan bu sorunun yanıtı-
nı araştınyor ABD'nın egemenlığınde tek bır dunya Se-
zar'ı canlandırmak anlamına gelmıyor mu? .
Hayır, koktendıncılığın karanlığına karşın, ozundekı
"haksızlığa başkaldın"y\ gormeden geçemeyız
TEŞEKKUR
Basın llân Kurumu'nun Genel Mudur Yardımcısı şaır yazar
MUSTAFA N. KARAER'in
vefatı dolayısıyla acımızı paylaşan bızı tesellı eden cenaze
torenıne katılan hayır kurumlanna bağışta bulunan çelenk
gonderen evımıze ve Kurumumuz a gelerek veya telefon
telgraf, faks ve mektupla başsaghgı mesajı gonderen
Çumhurbaşkanı
Sayın SÜLEYMAN DEMİREL'e
Başbakan Prof Dr Sayın TANSU ÇİLLER'e
ANAP Genel Başkanı Sayın MESUT YILMAZ'a
Anayasa Mahkemesı Başkanı SayınYEKTA GUNGOR OZDEN'e
Kultur Bakanı Sayın TİMURÇİN SAVAŞ'a
TRT Genel Muduru Prof Dr Sayın TAYFUN AKGUNER'e
Turkıye Barolar Bıriığı Başkanı
Sayın ÖNDER SAVa
Basın Yayın Enformasyon Gn Md
Sayın
SEKA Genel Muduru Sayın
Turk Edebıyat Vakfı Başkanı Yazar
Sayın AHMET KABAKLI'ya
Öğretım Uyelennden Prof Dr Sayın AYSEL AZlZ'e
Prof Dr Sayın NUKETGÜZ'e
Prof Dr Sayın
Prof Dr Sayın
Prof Dr Sayın
T Gazetecıler Cemıyetı Başkan
Yardımcısı Sayın
Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Sayın
T Gazetecıler Sendıkası
Genel Sekreten Sayın ZİYA SONAY'a
Sayın burokratlara, Basın-Yayın mensuplarına sanatçı dostlan-
na, gazetecılıkle ılgılı sendıka ve dernek temsılcılerıne, sınıf ar-
kadaşlarına Basın llan Kurumu emeklılenne, mertiumun hem-
şehnlenne hısım, akraba ve yakınlanna
Şukranlanmızı en ıçten duygularla sunanz
AİLESİ ve
BASIN İLÂN KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
MURAT ERSAVCI'ya
ISMET RIZA ÇEBl'ye
ZEYNEP KERMAN'a
SEYFULLAH EDİS'e
ERALP ÖZGEN'e
ORHAN TAŞAN'a
NAZMİ BİLGİNe
ELEMAN ARANIYOR
Cağaloğlu'nda
işyeri temizliğinde
çalışacak
BAYAN TEMİZLİK ELEMANI
aranmaktadır.
ADRES:
Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu
Tel: 512 05 05/482