28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 1995 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Orman gerçeğimiz... En kısa zamanda toplumumuzun her kesımınden kışı, kurum ve kuruluşlann katılımı ıle "ulusal ormancılık polıtıkasf sap- tamalı ve ormancılık; ormandan sağlanan ürün ve hızmetler- den yararlanan tüm kesımlenn yönetıme katıldığı, bağımsız, etkın, dmamık ve özerkbır yapıya kavuşturulmalıdır SALİHSÖNMEZIŞIK TMMOB Orman Mühendıslerı Odası Genel Başkanı • nsanlıkıçınheryılumutlann ve I yaşam sevıncının yeşermesıne neden olan 21 mart gunu. 1971 yılından berı gezegenımızde Dunya Ormancılık Gunu olarak da kutlanmaya başlanmıştır Dunya nuflısu hızla artıp, kışılenn ge- reksınmelennın çeşıtlenerek artması, buna karşın en onemlı doğal kaynakla- nmızın başında gelen ormanlann tum dunyada hızla yok edılmesı, gelecekte onulmaz doğal felaketlere yol açacağı endışesını gundeme getırmıştır Bu du- şunceden hareket eden Avrupa Tanm Konfederasyonu, ormanlann korun- ması, gelıştınlmesı, rasyonel bırbıçım- de ışletılmesı ıçm onlemler alınması. ınsanlara orman sevgısı aşılamak ve ormanlann çok yonlu faydalannın an- latılabılmesı amacıyla Kuzey Yanm- kure'de ılkbahann, Gune> Yanmku- re'de sonbahann başlangıcı olan 21 mart günunü "Dünya Ormancılık Gü- DÜ"olarakılanetmıştır SultanNevruz (Yenı Gun) adıyla yurdumuzda 1975 yılından berı kutlanıldığı gıbı, o gun vehaftaboyuncabuyukkentlerde, dı- ğer kentler ve ılçelerde, ormancılık or- gutunun onceden belırledığı sahalara devlet erkânı ve gorevlendınlen okul çocuklan, resmı vasıtalara bındınlerek goturulecek, haması soylevler ve bır- kaç şıırden sonra "yetkililere" dıktırı- len l-2taneboylufıdanyanındakame- ralara uzun uzun pozlar venlecek. halk oyunlan oynanacak, halkın katılmadı- ğı devlet torenı sonrası herkes evıne veyaışınedonecek Ve sonra, ulkemız- de enflasyon \e terorden daha onemlı olan -ormanlann gozerimi. geliştiril- mesi ve gelecek kusakJara daha iyi ko- şullarda devredilmesi" kısaca sıradağ- lar gıbı ust uste y ığılmış ormancılık so- runlannın çozumu. ekonomık \e de- mokratık haklan venlmeyen. gunumuz şartlanna uygun araç ve gereçle dona- tılmayan. herturlupolıtık\e ıdanbas- kı yanında ınanılamayacak derecede ış ve sorumluluk yuklenılerek canmdan bezdınlen, geleceğı, çoğu zaman yerel polıtıkacının tasarruftında olan bır or- man şefı \e 3-5 orman muhafaza me- murunun sırtmdakalmaya devam ede- cektır Omeğın yil boyunca (Tann bır daha gostermesın. Gelıbolu > angını gı- bı facıalar hanç), ben. hıçbır kurum ve kuruluşun veya sıyasal partı yetkılısı- nın gelecek 21 marta kadar - Ulkemızın yuzde 26'sını kapsayan. 20 2 mıiyon hektar ormanlık alanın yuzde44'unun(8 8 mıiyon hektar) ve- nmlı orman olduğunu. bunun ıse ulke topraklanmızın yuzde 11 'ını kapsadı- ğını. oysa bır ulkenın ormanlık açıdan kendı kendıne yeterlı olabılmesı ıçm topraklarının en az yuzde 30"unun \e- rımlı ormanlarla kaplı olması gerektı- ğını, - Ulkemızormanlarının ıçmde ve bı- tışığınde bulunan 17445 adet orman koyunde. 9 5 mıiyon ınsanımızın yaşa- dığını. vıllık gelın 300 dolardan daha duşuk olan bu ınsanlarımızın ekono- mık, toplumsal \e kulturel koşullan goz onune alınmadan. kalkınmalannın, >alnızca Orman Bakanlığı'na ve or- manlardan elde edılecek kaynaklara bı- rakılmasının akıldışı olduğunu - Ulkemızde son derce hızlı bır or- mansızlaşma surecı yaşandığını ama bu ormansızlaşmaya neden olan asıl nedenlenn. sanıldığı gıbı kaçak kesım yerleşme ve orman yangınlan olmadı- ğı. aksıne sıyasal ıktıdarlarca çıkanlan ve uvgulamak zorunda kaldığımız mevcut yasal duzenlemeler olduğunu orneğın 1950 yıhndan bu yana yuzde 27 2"sı yangınlar. °07'sı tarla açma. vuzde 1 'ı yerleşme. yüzde 8 8'ı başa- nsız ormancılık çalışmalan ve yuzde 56'sı ıse yasal duzenlemeler sonucu ol- mak uzere toplam 28 mıiyon donum orman alanını yıtırdığımızı - Hızlı ormansızlaşma \e erozyon sonucu ulkemızın çolleşmenın eşığın- de olduğunu. Ulusal Kurtuluş Savaşı- mızdan bu yana 1 cm toprak > ıtırme- dığımız yurdumuzda her >ıl 500 mıi- yon ton \enmh tanm toprağımızın de- nızlere gollerevetnl>onlarharcayarak yaptırdığımız barajlanmıza taşındığını. toprak taşınması sonucu barajlarımı- zın ekonomık urunun 1000 yıldan 50 yıla ındığını, erozyon nedenıyle bınm alandan kaybettığımız toprak mıktarı- nın Kuzev Amenka nın8, Avrupa'nın 17. Afnka'nın 22 katı olduğunu. top- lam alanı 77 mılyo hektar olan ulkemı- zın 67 mıiyon hektarındaçes,ıtlı şıddet- lerde erozyon olay ı yaşandığını, orman sınırları ıçınde kalan 10 6 mıiyon hek- tarlık erozyon sahasına karşın, cumhu- nvet tarıhınde ormancılık orgutu tara- fından yalnızca 260 bın hektar alanda erozyonla savaş yapıldığını erozyonla maruz dığer sahalanmızda herhangı bır çalışmanın yapılmadığını, kısa surede onlem alınmaz ıse ulkemızde 35 yıl sonra gerçek anlamda çolleşmenın baş- layacağını. - Yurdumuzda ağaçlandırılması ge- reken sahanın 18 mılyon hektar oldu- ğunu. Orman Bakanlığı'nın yılda 200 bın hektarlık projelerle ağaçlandırma programının ancak 90 yılda tamamla- yabıleceğını hedefledığını. ancak son yıllarda ödenek avrılmaması sonucu ağaçlandırma çalışmalarının 20 bınlı rakamlann altına duştuğunu. bu hızla gıderse ulkemızın ağaçlandınlması ge- reken alanları sorununu. 900 yıl sonra çozebıleceğımızı. Duşunebıleceklennı sanmıyorum Bırakınız bu yıl boyunca duşunmeme- y ı, gelecek yıllarda da duşunulmeyece- ğı ve çozum uretılmeyeceğı hepımızce bılınenbırgerçektır Ancak çozum ola- rak. "ormanlann ozeUeşririlmesini" sa- vunanlara dıyecek bır sozumuz yok çunku onların Turkıye dıye bır sorun- lan olduğunu sanmıyoruz Bu nedenlerle artık ormancılığımı- zın masaya yatınlıp baştan sona neşter vurulması gerekıyor Çunku ormanla- nmız donuşu olmayan bıryıkımın baş- langıtında Oysa ormanlarımız dunyamızı tum canlılar ıçm yaşanabılır kılan en onem- lı doğal kaynağımızolup, toplumumu- zun tum kesımlennı doğrudan ılgılen- dırmektedır Orman Bakanlığfnın kendı başına ustelık 1930 yıllanndan kalma hantal kuruluşu ıre yukarıda ba- zılarını sıralamaya çalıştığımız sorun- lann ustesınden gelmesı olası değıldır Kaldı kı, sı>ası erk tarafından bugune kadar doğru durust ormancılığımızda ne yapılması gerektığıne ılışkın somut polıtıkalar uretılmemıştır Ormanlar her zaman ıktıdar olabılme yolunda halkın desteğını sağlamanın aracı ola- rak gorulmuş, sureklı olarak oya do- nüşturulecek "devlet malı" olarak algı- lanmıstır Bu nedenle cumhunyet do- nemı boyunca değışık sıyasal ıktıdar- lar, kendı çıkarlarına yonelık olarak, ormancılık mevzuatında tam 22 kez koklu yasal duzenleme yoluna başvur- muş ve yapılan her vasal duzenleme sonucu ormanlanmız gerek nıcelık, ge- rekse nıtelık olarak çok ağır kıyımlara uğramıştır Bıtkı ortusunun aşırı tahrıp edılme- sı sonucu doğal dengesı bozulan ulke- mızı bekleyen afetlen goz onune aldı- ğımızda, onnancılığımızın daha fazla kan kaybetmeye gücu olmadığını gor- mekteyız En kısa zamanda toplumu- muzun her kesımınden kışı. kurum ve kuruluşlann katılımı ıle "ulusal or- mancılık poütikası" saptamalı ve or- mancılık, ormandan sağlanan urun ve hızmetlerden yararlanan tum kesımle- nn yönetıme katıldığı bağımsız, etkın. dmamık ve ozerk bır >apı>a kavuştu- rulmalıdır Artık 21 martları ulus ola- rak hep bırlıkte. çocuklarımıza daha guzel. daha yes.il bır Turkıye bıraka- bılme coşkusu ıle kutlamalıyız Sevıyor ve ınanıyorsak eğer orman- lanmızı kurtarabılır ve ulkemızın çol- leşmesını onleyebılırız Buna henuz vakıt var ARADABIR RECEP BİLGİNER Basın, Kendini Yargılamalı! Ortada apaçık bır gerçek var. Basın, rtıbar yrtınyor Bır bolumu okuyucuların oluşturduğu kamuoyunda, devlet kesımınde, aydın kesımde, ış çevresınde, sanat ve kultur çevresınde, sıvıl kuruluşlarda, asker kuruluşlarında. Bunun en belırgın gostergesı şunlar. Otomobılden mut- fak bezıne, apartmandan kutsal yayınlara, mendılden ma- sa ortusune kadar, bır marketın reyonlannı rahatça dol- duracak çeşrtlılıkte armağan dağıtılmasına karşın, gaze- te şatışlan artmıyor Hangı duzeyde, hangı koltukta oturan ınsanlaria konuş- sanız hemen hepsının ortak goruşu aynı. Basına guvenıl- mıyor Haberlerden, yorumlardan, gızlı çıkar kokulan alı- nıyor Yanı basın, haklı haksız, zan altında. Bu suçlamalan, bızzat, basın mensuplan yapıyor Bırbırienne yağcı, dalkavuk, çıkarcı, satılmış dıyorlar Gazetelerı okuyoruz, televızyonları seyredıyoruz Bu suçlamalan haklı çıkarabılecek yuzlerce ornek çıkıyor kar- şımıza. Heletelevızyonlann sevıyesızlığı, toplumumuz adı- na yuz karası Kotuler, lyılerden çok 1 Galıba, temız toplum eylemıne, once basından (en ge- nış anlamıyla medyadan) başlamak gerek Bu suçlama- lar karşısında kahrolan basın mensuplan ıse çoğunlukta- dır. Ama onlar ozgur değıldır Iş guvencelen yoktur Turiu baskılar, tehlıkeler karşısında dırenıp ozgurluk kavgası veren bu tur basın mensuplan, ne oldu da kendı guven- celennı sağlayamadılar^ Sendıkalan darbe yedı. Kım tarafından 7 Gazete patron- lan ve onların maşası durumuna duşen ust duzey kımı yo- netıcıler tarafından Yanı, bu ust duzey yonetıcılerı kendı tarafına çeken gazete patronları, çalışanları sendıkalann- dan ıstıfaya zorladılar Yenıden aldıklan elemanlara sen- dıkasız olma şartını koydular Geçım derdı ve meslek aş- kı, bu baskılara boyun eğdırdı onları. Basını asıl yaralayan, ruşvet ve çıkar soylentılendir. Bu soylentıler, halkın dılınde soylenmekle kalmıyor, basın mensuplarının çoğu da boyle gosterıyor bır kısım med- yayı ve mensuplannı Koşelerınde yazıyoriar, televızyon- larda, mılyonlara duyuruyorlar Basında bır başkatehlıke de tekelleşmedır Hemen her gazetenın bır televızyonu, bır ya da btrkaç radyo ıstasyo- nu, çeşıtlı dergılerı var Tam bır medya tekelı, halk çare- sız, devlet seyırcı Çokseslılık numarası gerısınde, tehlıkelı bır tekseslılık 1 Hukumet acız, parlamento seyırcı, sıyası partıler haber- sız Korkularından mı, ışlerıne geldığınden mı, bu boyle oluyor Sankı, onune geçılemez bır medya teroru var ul- kede Kımı medya mensupları da, hukumet yetkılısı ya da yet- kılılenyle ozel ılışkılen nedenıyle, şımardıkça şımarıyorlar. Zaman gelecek, o hukumet yetkılısı ya da yetkılılerı bıle, şımarttıkları bu kışılenn hışmından kurtulamayacaktır. Gerçekte basın, dorduncu kuvvettır. Hem demokrası- mızın hem de kamunun guvencesıdır O da yıpranır, o da ıtıbar yıtırırse hangı kurum kalabılır ayakta Şaır, Abdülhak Hamid'ın karısı ıçm soyledığı şu dıze geldı aklıma "Sensız de senınle de yaşanmaz Lusıyen " Bu dızeyı basına uygularsak, "Basınsız yaşanmaz" dı- yebılınz. Ama, "Basınla da yaşanmaz" demeye dıhm var- mıyor; çunku, ınsanhk dışı bır durum çıkar ortaya Bu kan kaybını onlemek basın kuruluşlanna duşuyor. Ozellıkle, basın merkezı olan Istanbul'da bulunan Turkı- ye Gazetecıler Cemıyetı'ne Fransız gazetecı P. Lazeref'ın çok anlamlı bır kıtabı var "Fransa'da Basın Rezaletlen" . Lazeref, Fransa'nın Al- manlara yenılmış olmasının gunahını, o zamankı Fransız basınına yukler, Fransız basınının halkı yanlı haberlerle al- datmış olmasına. Cemıyet, bu kıtabı, Tarık Dursun K.'nın duzenlemesıyle, yenıden bastı. ibret alınacak bır belge- sel. Cemıyetımız, aynı olaylann ulkemızde de yaşanmasını onlemek ıçın, basını sorgulamalıdır. Tarafsız bır komısyon kurarak. Eldeedılen sonuçlan, çekınmeden, kamuoyuna açıklayarak . Bunu Turk basının onuru ıçın yapmalı Bg- nu demokrasımızın sağlığı ıçın, halkın guvenını yenıden kazanması ıçın yapmalı.. FATtH 2. ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞ1'\DEN DosyaNo 1987 728 Davacı Istanbul Muhakemat Mudurlugu vekılı tarafından açılan gaıplık davasının mahkememızde >apılan dunışması sırasında Fatıh Fatma Sultan Mahallesı, Kuyulu Çıkmaz Sokak ta kaın 430 pafta 1928ada 70parse! sayılı yerdeıkamet etmekte ıken halen adresı bellı olmayan Kostantın oglu Nıkolaı zabıta tahkıkatınca yaptınlan adres tahkıkatı da netıcesız kaldığından, adı geçenın hayat \e mcvatından bılgılen olanlann 1 sene ıçınde mahkememızın 1987'728 sayılı dosyasına muracaat etmelen MKmn32 maddesı gereğınce ıkıncı kez ılanoiunur 28 2 1995 Basın 11833 TARTIŞMA 'Bir açıklama'ya yanıt 1 9 mart tarıhlı Cumhun>et'te Turkıve Bilimler Akademısı'nın bır açıklaması ya>ımlandı Bu açıklama. benım daha once akademının sa>ın başkanı ıle yapılmış bır roportaj dolayısıyla gazeteye yolladığım ıkı mektuba karşı >anıt amacıvla yapılmış Amagazetede yayımlanan metın. ılerı surdüğum eleştınlerle ılgılı hiçbir yanıt içermiyor. Benım uzennde durduğum nokta, akademıde egemen olduğunu bizzat başkanın dıle getırdığı ~Turki>e'de sos>al bilimlerin \eterincc getaşmemiş olduğu"goruşu ıdı Bu goruşe karşı ben, hukuk da bır sosyal bilim olduğuna gore bu alandakı (hukuk bılımındekı) gelişmemişlik vargısını kımın. hangı vontemle ve hangı urunlen ınceleyerek \e nasıl bır bılımsel >etkı>e dayanarak verdığının anlaşılmadığını ve ustelık bunun tamamen vanhş bir yargı olduğunu belırtmıştım Hemen goruleceğı gıbı. bu eleştınmde, açıklama yazısında yer alan "akademi çalışmalanyla ilgili gerçekleri vansıtmamak" şeklınde anlaşılacak hıçbır sav yoktur Akademının çalışmalarının "gençkrin bilime özendinlnıesine" ve "Turkı>e'de bılimsd araştırmalann getiştirilmesi** amacına yonelık olduğu iddiasına da karşı çıkmış değılım Bu bakımdan hıç sozunu etmedığım konularda benı suçlamaya kalkışmanm çok vanlış bır tutum olduğunu belırtmek ıstıyorum Ama daha onemlı olan husus şudur Benım sorduğum soruya açıklamada değınılmemektedır Onun ıçın sorumu tekrarlıyorum Turkıye'de hukuk bılımı alanının yetennce gelışmemış olduğu goruşunu. sa\ ını. kımler, hangı bılımsel yontemle, hangı ınceleme sonuçlanna gore, hangı olgulara davanarak \e nasıl bır bılımsel otorıteyle ılerı surmektedırler^ Yanıtlanacak soru budur Buna gerekçelı \ e doyurucu bır yanıt venlmezse akademının bazı konularda, bılımsel ıle kımlığı bağda>ma>an bırtakım indî yargdara saplandığından kuşku duymakta haklı olacagırn doğaldır Aydm Aybay PENCERE Dünya Küçük Bir Köy Oldu, Ağası Kim?. Biz TMdya'nin do£al çaviMini konanaya karariıyu. Sakn da k. Dotel Itantı Konma DWIM«İ PJC 1B Bmttmk 00810 IstanM T»l: (212) 281 03 21 FakK (212) 279 55 44 • • Sokaktan geçen sıradan bır yurttaşı çevınp şu soruyu yoneltsenız - Turkıye AB 'ye gırmelı mı? Alacağınız yanıt ne olur? Çoğunlukla "Avrupa" sozcuğu bızım kafamızda olum- lu bırçağrışıma yol açar, "Avrupa Bıriığı"ne gırmek bır kur- tuluş sayılır; bu amaçla onursuzluğa varan odunler venl- mesını de çoğunluk yadırgamaz Anadolu'dan kalkıp Almanya'yagıden koylu, gurbet el- de her turlu aşağılamaya neden boyun eğıyor^ Herkesın duşlemınde ya Avrupa'da ya da Avrupalı gı- bı yaşamak ozlemı var Ancak bu ozlemın ıçerığınde yer- leşmış dırenışı de goz ardı edemeyız Avrupa'da çalışıp geleneklerıne sıkı sıkıya sarılan emekçılerımızın ıkılemı duşundurucudur Benzer ıkılemı hepımızde gorebılırız Kışılık çatlaması yalnız aydınımızda yok, sıradan yurt- taşın benlığınde yerleştıktır • Pekı, bu kışılık çatlaması mıdır'' Yoksa uygarlaşırken kımlığını koruma kaygısı mıdır^ Bugun butun dunyanın gozlen Batı'ya donuk değıl mO Yalnız Turkıye'ye ozgu değıl, Batılılaşma, 5 mılyar ınsanı zoriayan bır soruna do- nuşmuştur - NasıC Gezegenımızde Batı, kımseyı kendı halıne bırakmıyor Eskı ABD Başkanı Bush "Yenı Dunya Duzenı "nı yeryu- zunde yaşayan her toplum ıçın açıkladı Sovyetler çok- tuğunden bu duzene karşı koyacak guçten çok, duzenın ıçındekı ulusal, dınsel ve ekonomık çatışmalar one çıktı Avrupa bu sureçte kendı ıçınde butunleşıp bırleşmeye her zamankınden daha çok gereksınım duyuyor Ne demektır bu7 Avrupa kıme karşı bırieşıyor? Pasıfık'te Japonya'nın sımgeledığı guç odağına karşı mı'? Yoksa Okyanus ote- sınde ABD'nın vurguladığı egemenlığe karşı mı?. Her bu- tunleşmenın bın ıçsel, otekı dışsal ıkı gerekçesı bulunur Avrupa bırleşırken dunyada yaşayan yoksulları duşunu- yor mu9 . Yoksa yalnız oz çıkarını mı duşunuyor^ Ortaçağda bır senyorun şatosu, yoksul ve yarı-kole koylulenn çevreledığı zengınlığı ve gucu sımgelerdı Da- ha sonra Brıtanya Imparatorluğu, somurgeler coğrafya- sında demokrası ve uygarlık kalesı sayıldı. Yenı Dunya Duzenı "ABD-Avrupa-Japonya"6ar\ oluşan uçlu odağın dort mılyar yoksula karşı guçlerını pekıştırdı- ğı bır yaşam bıçımını mı vurguluyor' • Ne olursa olsun, sokaktakı adamdan devletın başında- kıne değın Turkıye'de herkes bır bıçak sırtında yaşadığı- mızın bılıncındedır Avrupa Bırlığı'ne gırmek, yeryuzunde zengınler kulubune katılmak anlamına gelıyor, dayanılmaz bır çekım gucu yaratıyor Avrupa da Turkıye'yı dışlıyor Ancak bu kapsamda bır gerçeğı goz ardı edemeyız 21 'ıncı yuzyıla yaklaşan dunyada yoğunlaşan somuru, Sovyetler'ın yıkılmasından sonra Islam koktendıncılığını korukluyor Sosyalızm yenılgıye uğradıkça yoksul kıtleler çıkış yollarının tıkandığını goruyorlar, ezıklıklerının başkal- dırıya donuşmesı, koktendıncılıkle gerçekleşebılıyor. 12 Eylul'de askerı faşızm solu paspas gıbı çığneyıp da- ğıtınca, boşluğu şerıatçı doldurmadı mfi Ne "Yenı Dünya Duzenı" yeryuzunde hakça bır duzen kurmaya aday gorunuyor, ne de Turkıye AB'nın Gumruk Bırlığı'ne gırmekle sorunlarından soyutlanacaktır Meksı- ka, ABD'nın komşusudur, NAFTAdıye kısaca vurgulanan gumruk bırlığıne katılmıştır, ama, sorunları eksılmemış, buyumuştur. • Eğer soylendığı gıbı dunya "kuçuk bır koy"e donuşu- yorsa, koy halkı ağalık duzenınde mı yaşayacak^. Çağımızın dunyasında uygar ınsan bu sorunun yanıtı- nı araştınyor ABD'nın egemenlığınde tek bır dunya Se- zar'ı canlandırmak anlamına gelmıyor mu? . Hayır, koktendıncılığın karanlığına karşın, ozundekı "haksızlığa başkaldın"y\ gormeden geçemeyız TEŞEKKUR Basın llân Kurumu'nun Genel Mudur Yardımcısı şaır yazar MUSTAFA N. KARAER'in vefatı dolayısıyla acımızı paylaşan bızı tesellı eden cenaze torenıne katılan hayır kurumlanna bağışta bulunan çelenk gonderen evımıze ve Kurumumuz a gelerek veya telefon telgraf, faks ve mektupla başsaghgı mesajı gonderen Çumhurbaşkanı Sayın SÜLEYMAN DEMİREL'e Başbakan Prof Dr Sayın TANSU ÇİLLER'e ANAP Genel Başkanı Sayın MESUT YILMAZ'a Anayasa Mahkemesı Başkanı SayınYEKTA GUNGOR OZDEN'e Kultur Bakanı Sayın TİMURÇİN SAVAŞ'a TRT Genel Muduru Prof Dr Sayın TAYFUN AKGUNER'e Turkıye Barolar Bıriığı Başkanı Sayın ÖNDER SAVa Basın Yayın Enformasyon Gn Md Sayın SEKA Genel Muduru Sayın Turk Edebıyat Vakfı Başkanı Yazar Sayın AHMET KABAKLI'ya Öğretım Uyelennden Prof Dr Sayın AYSEL AZlZ'e Prof Dr Sayın NUKETGÜZ'e Prof Dr Sayın Prof Dr Sayın Prof Dr Sayın T Gazetecıler Cemıyetı Başkan Yardımcısı Sayın Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Sayın T Gazetecıler Sendıkası Genel Sekreten Sayın ZİYA SONAY'a Sayın burokratlara, Basın-Yayın mensuplarına sanatçı dostlan- na, gazetecılıkle ılgılı sendıka ve dernek temsılcılerıne, sınıf ar- kadaşlarına Basın llan Kurumu emeklılenne, mertiumun hem- şehnlenne hısım, akraba ve yakınlanna Şukranlanmızı en ıçten duygularla sunanz AİLESİ ve BASIN İLÂN KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MURAT ERSAVCI'ya ISMET RIZA ÇEBl'ye ZEYNEP KERMAN'a SEYFULLAH EDİS'e ERALP ÖZGEN'e ORHAN TAŞAN'a NAZMİ BİLGİNe ELEMAN ARANIYOR Cağaloğlu'nda işyeri temizliğinde çalışacak BAYAN TEMİZLİK ELEMANI aranmaktadır. ADRES: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu Tel: 512 05 05/482
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle