Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 1995 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Sol gösterip sağvurmakTerör ve anarşi kontrolden çikmış.
ABD Büyükelçisi'nin makam otomo-
fcilinin yakılması ve ABD'li denızcıle-
nn denize atılmalan. ekonomınin tı-
lanması, bürokratlann ve memurlann
pasif direnişe geçmeleri. TBMM'nin
ribannı giderek vitirmesi. demokratik
ktle kuruluşlannın ve aydınlann ikti-
dann karşısında yer almalan, Başba-
kan Demirel ve yakınlannın yolsuzluk
iddialannın gündemden düşmemesı...
Bütün bunlar klasik darbe gerekçele-
nydi...
Darbeler içın gerekli "darbe eğUim
ve eğhiıni''ne sahip Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin böyle bır fırsatı kaçırması
beklenemezdi. Yalnız burada önemli
olan, kamuoyunun arzuladığı yöndeki
bir darbenin her şeyi berbat edebilece-
ğiydi. Tûrkiye'de o günün koşullann-
da her birey \e örgüt kendi çıkarlan
doğrultusundaki bir darbeye destek ve-
recek bir havaya girmişti. Fakat çalı-
şanlann. öğrencilerin. demokratik kit-
le örgütlerinin istediklen, antı-emper-
yalist ve Atatürkçülük sınırlannı aşan
bir devrimdi. Darbeden yana tavır ko-
yan ordu içindekı genç subay lar, Demi-
rel yönetimine kesin karşıydılar. Tü-
müyle dışa bağımlı ithal ikâmesini
amaç'ayan montaj sanayiı. asker ve si-
vil bürokrasi ile sıkı ilişkıler içindeydi
ve ordunun bir sol darbe yapmayacağı
inancındaydı.
Altında Genelkurmay Başkanı
Memduh Tağmaç'ın. Kara Kuvvetleri
Komutanı FarutGürler'in, Deniz Kuv-
vetleri Komutanı Celal Eykeoğlu'nun,
Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin
Batur'un imzalan bulunan üç madde-
lik "muhtıra" 12 Mart 1971 günü sa-
at 13.00'teki TRT haber bülteninde ilk
haber olarak okundu.
Ertesi günü gazetelerde "12 Mart
MuhbrasPna destek verenler arasında
TÖS'ün. TMGT'nin. Dev-Genç'ın.
Devrimci Avukatlar Derneği'nin,
Türk-!ş ile DİSK'in, Milli Birlik Gru-
bu'nun ve pek çok demokratik kitle ör-
gütünün bulunmasını hiç kimse yadır-
gamadı. Sadece ve sadece CHP'de Bü-
lent Ecevit ve bir grup arkadaşı muhtı-
raya karşı çıktılar.
Oysa 12 Mart Muhtırası ile birlikte
Türk Silahlı Kuwetleri'ndeki Atatürk-
çü ve devrimci pek çok üst rütbeli su-
bay emekliye sevk edilmiş. hatta içle-
rinden bazılan gözaltına alınmışlardı.
Kamuoyunun beklediği darbe. üç
maddelik bir muhtıra ile gerçekleştiril-
mişti. Fakat bu darbenin sol gösterilıp
sağ olduğunu görüp anlayabilmek içın
uzun süre beklemeye gerek kalmaya-
caktı. Aslında muhtıranın yayımlandı-
ğı gün. altındaki "Memduh Tağmaç"
imzası hangi amaca yönelik olduğunu
göstermeye yetiyordu. Nitekim Mem-
duh Tağmaç'ın" Zamanı getdiğjnde ge-
reken yapılır" sözü birer birer bırer
planlı biçimde yerine getinlip sıkıyö-
netim ilan edilmiş. demokratik haklar
askıya alınmış. TİP kapatılmış. anaya-
sa değiştirilmiş, her türlü demokratik
ve sol düşünceye sansür konulmuş.
toplu tutuklamalar başlatılmış, ışken-
cehaneler kurulmuş, haşhaş ekimi ya-
saklanmış. ve VVashington'un çızdiği
dış politika kulvanna girilmiştir.
Burada birparantez açıp sol ışıgı ta-
mamen söndürmek amacına yönelik
12 Mart olayının en ince aynntılanna
kadar planlanmış, programlanmış bir
oyun olduğunu anlatabilmek ıçin. dev-
rimcilerin sorgulanması amacıyla ön-
ceden hazırlanıp düzenlenmış MİT-
CIA işbirliğinin ürünü işkencehanele-
rin nerelerde kurulduğunu.Süleyman
Genç'ten aktanyoruz:
tSTANBUL: Erenköy'deki MtT ts-
tanbul Bölge Başkanlığı sorgu yen Zi-
verbey Köşkü. Harbiye Merkez Komu-
tanhğı'ndaki ek yapı. Sansaryan
Han'ın 3. katındaki sorgu yeri. lstan-
bul Emniyet Müdürlüğü'nün Gayrette-
pe'deki binasının ikinci katı.
ANKARA: Ankara Emniyet Müdür-
lüğü'nün 6. katı. Bahçelievler son du-
raktaki Özel Kolej. Bahçelievler 4.
Cadde'deki 20 numaralı bina. Mamak
28'inci Tümen'deki özel işkencehane.
Mamak Muhabere Okulu'nun Keçikı-
ran tepesindeki radyo binası. Etimes-
gut Güvercinlik Jandarma Komando
Taburu içindeki MİT Ankara Bölge
Teşkilat binası.
DİYARBAKIR: Eski tutukevi. Mer-
kez tnzibat Şubesi. Diyarbakır Narko-
tik Büro. Eski tutukevi civanndaki
ikinci tabur. Vilayet Konağı. TRT'nin
yanındaki MİT Merkezi.
tZMtR: Hilal Karakolu arkasındaki
ahırlar. Izmir Emniyet Müdürlüğü Bi-
ritıci Şube.
Süleyman Genç, 12 Mart sonrası
Türkiye'de uygulanan işkence sistem-
leri ile Yunanistan'da cuntanın iktidara
gelmesınden sonra yaşananlar arasın-
daki aşın benzerliğe de dikkat çekip
"Bıçağın Sırtıntaki Türkiye"' kitabında
şöyle diyor
""Yunanistan'da ve 12 Mart'ta Türki-
ye'dtki aynı uygulama benzerliklerinin
nedeni. Ğ. Papadopulos'un evlem or-
taklanyla. Türkhe'deki kontrgeriHa
kunıculannın darbe yapma. örgütlen-
me ve işkence yapma tekniklerini öğ-
rendikleri jerin aynı okul ve avnı mer-
kezler olmasıdır."
Yarın:Darbeler, Demirel'in
can simidî
Darbeler ve
Darbeciler
• 1971'e gelindiğinde herkes bir beklenti içindeydi. Bu
yüzden 12 Mart Muhtırası'na pek çok demokratik örgütün
destek vermesini kimse yadırgamadı. Sadece Ecevit ve bir
grup arkadaşı muhtıraya karşı çıktılar. Oysa darbenin
gerçek yüzünü görüp anlamak için uzun süre beklemeye
gerek kalmayacaktı.
• Önce sıkıyönetim ilan edildi, demokratik haklar askıya
alındı, TİP kapatıldı, anayasa değiştirildi, her türlü
demokratik ve sol düşünceye sansür konuldu. Toplu
tutuklamalar başlatıldı, işkencehaneler kuruldu, haşhaş
. . „ „ _ _ _ ~ V T T m
riSY ekimi yasaklandı ve adım adım VVashington'un çizdiği dış
NECDET ONUR ş*/ nnlitika k. ılvanna nirilHİpolitika kulvanna girildi.
Ünlü 12 Mart Mutitırası'nın tam metni:
Cumhuriyeti korumak ve kollamak üzere...
Komutanlartarafmdan Cumhurbaşkanı'na. Cum-
hunyet Senatosu Başkanlığı'na. Mıllet Meclisi Baş-
kanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü'ne gönderilen ve
12 Mart 1971 günü saat 13.00'teki TRT haber bül-
tenine ilk haber olarak okunan muhtıra metni söy-
leydi:
1. Parlamento ve hükümet süregelen tutum. gö-
rüş ve icraatı ile yurdumuzu anarşi. kardeş kavga-
sı, sosyal ve ekonomık huzursuzluklar içine sok-
muş. Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygar-
lık seviyesine ulaşmak ümidıni kamuoyunda yitır-
miş ve anayasanın öngördüğü reformlan tahaİckuk
ettırememış olup Türkiye Cumhuriyetı'nın gelece-
ğı ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2. Türk milletinin ve sinesınden çıkan Silahlı
Kuvvetler'in bu vahım ortam hakkında duvdugu
üzüntü ve ümıtsizliğı giderecek çarelerin partiler üs-
tü bir anlayışla Meclislerimizce değerlendirilerek
mevcut anarşik durumu giderecek ve anayasanın
öngördüğü reformlan Atarürkçü bir görüşle ele ala-
cak ve inkılap kanunlannı uygulayacak kuvvetli ve
ınandıncı bir hükümetin demokratik kurallar için-
de teşkili zaruri görülmektedır.
3. Bu husus süratle tahakkuk ettinlemediği tak-
dirde Türk Silahlı Kuvvetleri. kanunlann kendisi-
ne vermiş olduğu Türkiye Cumhunyeti'ni korumak
ve kollamak görevini yerine getirerek ıdareyi doğ-
nıdan doğruya üzerine almaya kararlıdır.
Bılgilerinize.
Memduh Tağmaç
Orgeneral
Genelkurmay Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu
üyesi
Faruk Gürter
Orgeneral
K.K.K. ve Milli Güvenlik Kurulu üyesi
Celal Eykeoğlu
Oramıral
Dz K.K. ve Milli Güvenlik Kurulu üyesi
Muhsin Batur
Orgeneral
Hv. K.K. ve Milli Güvenlik Kurulu üyesi
Gereğı ıçin:
Cumhurbaskanı'na
Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı'na
Millet Meclisi Başkanlığf na
TRT Genel Müdürlüğü'ne
12 Mart öncesi olaylar tırmanırken, özellikle ABD karşıtı gösteriler dikkat çekiyordu. Olaytara bir de hükümet ve Meclis'teki tıkan-
ma eklenince, ortam "darbe eğilim ve eğrtimi"ne sahip Türk Silahlı Kuvvetleri için uygun hale geliyordu.
İ
68 kuşağı ve 12 Mart/oRAL ÇALIŞLAR
rîjı buyuk orgutçu: hacıt
12 Mart'ın en ateşli günleri. Ma-
mak Askeri Cezaevi'nın koridorların-
da DenizGezmişher zamanki neşesiy-
le bağınyor: "Arkadaşlar, bugün ger-
çek liderimizi tutukladılar. Işte, yol
göstericimiz ve önderimiz Sacit yol-
daş."
Deniz'in omuzunda. etrafa şaşkın-
lıkla bakan. yeni tıraşlı, kısa boylu bi-
nsi oturuyor. Deniz önde. arkasında
10-15 kişilik bir topluluk, sloganlar
atarak bizim koğuşa doğru geldiler.
Deniz'in omuzundakı, bizım Siya-
sallı Sacit. Etliye sütlüye kanşmayan.
kendı halindeki Sacit'in Deniz'le. ce-
zaevıyle ne ilgisi olabilirdi ki? Ama o
dönemde o kadar abuk sabuk tutukla-
malar yapılıyordu ki, sonunda piyan-
go bizim Sacit'e isabet etmişti.
Şakalaşmalar ve hoşgeldin faslı bit-
tikten sonra Sacit yanıma geldi. Sinir-
lerini yatıştıracak. normale dönecek
şeyler söyledim. Sonra başına gelen-
leri anlattı:
Sacit. Siyasal Bilgiler'ı bitırdikten
sonra Maliye Bakanlığı'nda denetçi
olarak çalışmaya başlamış. 1971 Ha-
zıranı'nda da Diyarbakır ve yöresinin
denetiminı yapıyorlarmış. Tam o gün-
lerde Mahir Çayan v e Hüseyin Ceva-
•Okuldan arkadaşı Hüseyin Cevahir'in ölümü üzerine bir
arkadaşına telefon eden Maliye Bakanlığı memuru Sacit,
Diyarbakır Emniyeti için bulunmaz bir nrsattır. Polısler
büyük bir av ele geçirmenin keyfi içinde Sacit'i
konuşturdukça konuştururlar. Sonuçta ortaya inanılmaz bir
örgüt ve bu örgütün yiğit önderlerinden Sacit çıkar.
hir istanbul'Maltepe'de sıkıştınlırlar.
Çatışmada Hüseyin Cevahirölür. Ma-
hir yaralı olarak ele geçiriür. Sacit.
Hüseyın'in ve Mahir'in okuldan yakın
arkadaşlan.
Hüseyin'ın ölümü Sacit'i çok sar-
sar. Diyarbakır'daki otelden. Hüse-
yin'le ortak arkadaşlan olan bır yakı-
nına telefon eder. olayın sıcaklığı için-
de tepkilerini dile getirir ve ağlar. Son-
ra yatağına uzanır.
Gece yansına doğru Sacit'in odası-
nı polisler basar ve onu gözaltına alır-
lar. Onu ihbar edenin iddiasına göre
Sacit büyük bir anarşisttir. Mahir Ça-
yan ve Hüseyin Cevahir'in yakın ar-
kadaşı olmasından daha büyük bir de-
lil bulunabilir mi° Iddiaya göre gece
telefonla örgütle teması kurmuş ve ta-
limatlan bildinniştir.
Bu ihbar üzerine Diyarbakır Emni-
yeti'ne getirilen Sacit. büyük ışken-
celere uğrar. Sacit bır albayın oğludur.
Ihtimamla el bebek gül bebek büyü-
tülmüştür. Naif bır yapısı vardır. Po-
lıste bu kadar ağır bir suçlama ile kar-
şılaşması onu altüst eder. O koşullar-
da ne yapabilir ki? Üstelik Mahir ve
Hüseyin' in arkadaşı olduğu da doğru-
dur. Bu iddiayı hemen kabul eder.
Ama esas zorlu aşama. Mahir'in ba-
şında bulunduğu THKP-C örgütüyle
ilgili sorulara v enlecek yanıtlardadır.
Önce bu saçma iddiayı reddeder. An-
cak zarif ve nann yapısıyla baskılara
daha fazla dayanması mümkün olmaz.
Bır süre sonra iddia edilen her şeyı ka-
bul etmeye girişir.
Ancak her iddiayı yalnızca kabul et-
mek yetmez. Bazı bilgiler de vermesi
gerekir. İşkence arttıkça önce örgütü
nasıl kurduğunu anlatır. Daha sonra
okul arkadaşlan olan ve yakından ta-
nıdığı THKP-C'nin liderleri Mahır
Çayan. Yusuf Küpeli ve Hüseyin Ce-
vahir'le eylemlerı nasıl planladığını
ıtiraf eder. Polisler ıse büyük bir av ele
geçirmenin keyfi içinde Sacit'i konuş-
turdukça konuştururlar. Ortaya inanıl-
maz bir örgüt ve bu örgütün yiğit ön-
derlerinden Sacit çıkar.
Sacit anlatırken ipin ucunu iyice ka-
çınr ve Denizlerin örgütü THKO ile
Mahirlerin örgütü THKP-C'yi de bir-
birine kanştınr ve bir anda iki örgü-
tün lideri de oluverir. Polisler de yüz-
lerce sayfalık bu saçmasapan ifadeyi
büyük bir ciddiyetle daktiloy a geçirir-
ler.
Bu ıfadeyle birlikte Sacit, Ankara
Sıkıyönetim Komutanlığı'na gönde-
nlir ve örgüt yöneticisi olduğu gerek-
çesiyie tutuklanır. Sacit'in albay baba-
sı. bu saçmalığı aydınlatmak ve oğlu-
nu kurtarabilmek amacıyla oradan
oraya koşturur. Ortada ipe sapa gel-
mez bir ifade ve inanılmaz işkencele-
re uğramış bir gariban vardır. Buna
rağmen Sacit tam 6 ay hapiste kaldı.
Tahliye olduğunda olayın şokunu
daha atlatamamıştı.
Yarın: Erbakan ve
arkadaşlarının af kazığı
İLAN
ERENKÖY GİRİŞ GÜMRÜK MÜDLIRLÜĞÜ'NDEN
Gümrüğümüzce Gepsa Gıda Gıyim thr. ve lth. Paz. San. A.Ş. adına ışlem gören 33569 sayılı
10.6.1985 günlü giriş beyannamesinden kaynaklanan gehr eksiği ile ilgili olarak Danıştay 7. Daıre
Başkanlıöı'nın E: 1989 1799. K: 1993'2094 sayılı 24.5.1993 günlü karan lehimıze sonuçlanmıştır
Bu neoenle 3.855.720. -TL. gelir eksığinin tâhsıl zaman aiimına uğramaması nedenıyle başkaca
bır adresi bulunamadığından müdürlüğümüz saymanlık müdürlügüne ödenmesı teblığ olunur
Basın: 10696
ESKİŞEHİRASLtYE4.HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo: 1994-993
KararNo: 199545
Davacı Davut Sevkıcan tarafından davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan soyadı düzeltimi dava-
sının yapılan açık yargılaması s>onunda;
Davanın kabulü ile Konya Tuzlukçu ılçesi Köklüce Köyü c: 046'02, s: 23. k: 47'de nüfiısa kayıtlı
da\acı Veysel ve Hatıceoğlu !957doğumlu Davut'un nüfus kütügünde Sevkıcan olan soyadmın Sev-
gıcan olarak düzeltımine karar verilmiştir.
ilan olunur. Basın: 10287
ANKARA NOTLARI
Olenlere Yazık Değil mi?
"Çalışanlann Ortak Sesi-Demokrasi Platformu" pazartesi-
salı günleri yaptığı toplantılarda, Istanbul Gaziosmanpaşa olay-
larını görüştü. "Demokrasi Platformu 12 Mart Gaziosmanpaşa
Katliamını Lanef//yor"başlıklı şu açıklamayı basına ve televiz-
ycKilara duyurdu:
"Yıllardır her türlü terör, egemen güçlerin baskı ve sömürü-
lerinin devamını ve gizlenmesini sağlamak için kullanılmakta-
dır. 12 Mart 1995 günü Gaziosmanpaşa'da yenı bir Sıvas kat-
liamı yaşanmış ve süregelmekte olan terör ve faili meçhul ci-
nayetler serisine bır yenisi daha eklenmıştir.
Içsavaş tahriki olarakgördüğümüz bu saldın, demokratikleş-
me önlemlerinin hayata geçmesi, 700 bin ışçinin toplusözleş-
me görüşmelerinin yapılması, kamu çalışanlannın sendikal hak-
lannın tartışılması ve genişletilmesisürecini engellemeyi ve de-
mokrasi dışı müdahalelere ortam hazın'amayt amaçlamaktadır.
Bu sûreciengellemeye çalışanlar, Tünkiye 'de gelişmekte olan
demokratikleşme hareketinı baskı altında tutmayı amaçlamış-
lardır.
Saldırganlar, çoğunlukla Alevi yurttaşlanmızın bulunduğu
kahvehane ve pastaneleri tarayarak masum halkı katletmişler-
dir. Güvenlik güçleri katliama seyircı kalmış, bu tutum doğal ola-
rak halkta tepki uyandırmıştır.
Bu tepkileryoğun acılann üriinüdür, ancak tam da saldırgan-
lann istediği ortama katkı sunma tehlikesini de taşımaktadır.
Bu nedenle Demokrasi Platformu, halkı uyanıklığa, serin-
kanlılığa ve geleneksel kardeşlik duygulannı canlı tutmaya da-
vet etmektedir.
Oiaylan sağduyu ve hoşgörü ile karşılamayarak daha da tır-
mandıran ve yeni ölümlerin, yaralanmalann ve baskılann so-
rvmlusu olan güvenlik görevlilerini kınıyor, yasalyetkilerini aşan
güvenlik güçlerinin bu tutumlanyla suç işlediklerini anımsatı-
yor, uygulamalan ile yeni olaylara neden olmamalannı ve poli-
sin demokratıkleşmesıni istiyoruz.
Ülkede halkın güvenliğini sağlamaktan bihnci derecede so-
rumlu Içişleri Bakanı'dır. Bu nedenle, bu katliam ve sonrasın-
daki ölümle sonuçlanan oiaylan değehendirmedekı ve olayla-
ra müdahaledekiyanlı ve yanlış tutumu karşısında kendisini der-
hal istifaya davet ediyoruz.
insan haklanna dayalı, demokratik, laik, sosyal hukuk devle-
ti olabilmenın birinci koşulu, halkın can güvenliğini sağlamak
ve ülkede iç banşı korumaktır. Bu nedenle olayın yaratıcısı olan
örgüt, birey ve görevlilerin tez elden saptanmasını sağlayacak
ciddi birsoruşturmanın başlatılması ve bu türolaylann asıl kış-
kırtıcısı olarak gördüğümüz ve devletin içine yuvalanmış bazı
karanlık güçlerin ortaya çıkanlmasını ve bunlardan hesap so-
njlmasını;
Aynca, evlerde operasyonlann durduaılmasını, normal ya-
şama dönülmesi için sokağa çıkma yasağının kaldınlmasını, hal-
kın beslenme ve sağlık gereksinmelerinin karşılanmasını, ger-
çek ölü ve yaralı sayısının açıklanmasını istiyoruz."
Açıktama buydu. Sabahın saat 10'unda toplanıp, basına ya-
pılacak açıklamaya son biçimı verilmiş, saat 11 .fJO'de de Tür-
kiye Mimar Mühendis Odalan Birlıği (TMMOB) binasının beşin-
ci katında, açıklamayı bekleyen basın ileTV muhabirierine okun-
muştu. Açıklamayı TMMOB Başkanı Yavuz Önen okudu.
YavuzOnen'in sağında Türk-fş Genel Başkanı Bayram Me-
ral, solunda ÇGD adına ben, benim yanımda da Zıraatçılar
Derneği Başkanı Ibrahim Yetkin, Prof. Alpaslan Işıklı, katıla-
bilen başkanlar vardık. Önce gazetecilerden sorular geldı:
- Bu açıklamadan başka eyleminiz var mı? Başbakanlık'a si-
yah çelenk koyacaktınız, ne oldu?
- Çelenk konusunu şımdi aşağıya inip değerlendirec'eğiz,
yanıtını verdi Yavuz önen. Büyük salon, gazetecilerden başka
bir gün önce olduğu gıbı, Demokrasi Platformu üyesi olmayan,
çeşitli kuruluşlann temsilcilerınce doldurulmuştu. Biri:
- Sız eylem filan yapmıyorsunuz, satışa getinyorsunuz! de-
di. Yavuz Önen karşılık verdi ona:
- Kimseyı satışa getırmıyorduk, ama kimseyi kışkırtmak da
istemiyorduk...
Birbaşkası: - ,;•,
- Ben gidiyooım! diyordu, sokağa gıdıyordu! '
Sokağa gıtmek isteyene ne diyebilirdik ki?
Sokağa dökülmeyı bekleyen kalabalıklar, Demokrasi Platfor-
mu'ndan bekledığini bulamamış gibiydı. Arkadaşlann kimi iki
gün süren toplantılann tümüne katılmamışlar mıydı?
Katılanları, belleğımde kaldığınca, söyle sayabilirim:
Bayram Meral fjürk-lş Başkanı), Ibrahim Şahin(DlSK Böl-
ge Temsılcisi), Yıldınm Kaya (Kamu Çalışanlan Konfederasyon-
İaşma Kurulu). Gündüzkı toplantıya Yıldırım Kaya katılmışken,
akşamüstü Eğıtim-Sen'den Ayhan Sanhan katıldı;
TMMOB'den Yavuz Önen (Başkan), Hasan Metin (T. Veteriner
Hekimlerı Bırliğı Başkanı). Alpaslan Işıklı (Öğretım Uyeleri Der-
neği), Şenal Saruhan (Çağdaş Hukukçular Derneği), Musta-
fa Ekmekçi (Çağdaş Gazetecıler Demeği), ÇGD adına geç va-
kit Ali Tartanoğlu da katıldı. Ibrahim Yetkin (T. Ziraatçılar Der-
neği), Rıza llıman (Halkevleri Genel Yazmanı), Demokrasi Plat-
formu'nun üyelerinden Akın Birdal (İHD Başkanı), ilk gün ka-
tıldı, ikinci gün duruşması olduğu içın katılmadı. Türk Tabibleri
Birlıği, Türk Diş Hekimlen Birtiği, Türkiye Mali Müşavirier Birlıği
(TÜRMOB) sürekli katılıriarken, bu toplantılara gelememişterdi.
Bu arada Pırsultan Abdal Kültür Demeği Genei Başkanı Mur-
taza Demir ile Hacıbektaş Velı Derneği Genel Başkan Yardım-
cısı Ali Doğan, konuk olarak toplantıya katılmayı istemişlerdi,
katıldılar.
Gerçekte, 14 kuruluştan oluşan "Çalışanlann Sesi-Demok-
rasi Platformu", 1993 Ekimi sonunda kuruldu. Önemli olaylar-
da, görüşlenni açıkladı, sesini duyurmaya çalıştı.
Yukandaki toplantıdan, açıklamalardan sonra, Başbakanlık'a
'siyah çe/en/c'konup konmaması konusunda tartıştık aşağıda.
Siyah çelenk hazırdı, gözümüze bakıyordu. Ben, çelenk kon-
masına da karşıydım. Açıklama, söz yetmiyor muydu? O sıra-
da birşey oldu: Kapı önünde bekieşen polis şeflerinden biri, Em-
niyet Müdür Yardımcısı, Bayram Meral'le görüşmek istemişti.
Tartışma sırasında Bayram Meral dışan çıktı, geldi. Bayram Me-
ral:
- Biz Başbakanlık'a siyah çelenk koyacağız, arkadaşlar öyle
istiyor! deyince, polis şefi:
- Çelengi koyun, bır engel çıkarılmayacak, yanıtını vermiş.
"Yalnız", demiş, "kalabalıklarla yürümeyin, yalnız başkanlargit-
sin!"
Hemen çelengi alıp çıktık, Başbakanlık'a koyduk kara çelen-
gi. Çelengi koymasak, basında belkı açıklamamız da çıkmaya-
caktı. Bizden sonra Kızılay'da olayiar oldu. Su sıkmalar, coplar
çalıştı. Şöz havada mı kalmıştı? Olenlere, eziyet görenlere yazık
değil miydi?
BULMACA
1 2 3SOLDAN SAGA:
1/ Akarsulann seviyele-
rini yükseltmek. sulan
toplamak ya da başka yö-
ne çevirmek için yapılan
bent. 2/Eli işe yatkın, be-
cenkli... Ray üzerinde iş-
leyen bir taşıma aracı. 3/
Zarara uğrama tehlike-
si... Serçeden korkanın
ekmemesi gereken. 4/
tkaz... "Bın yıldan uzun
bir gecenin bestesidir bu
/ Bin yıl sürecek zanne-
dilen sesidir bu"
(Yahya Kemal). 5/ Bir büyük yetke
sahibini perde arkasından yöneten
kimse. 6/Birnota... Soyundan geli-
nen kimse. 7/ Kansının ihanetine
uğTamış erkek... Kuzu sesi. 8/ Ya-
bancı... "Dost. metres" anlamında
argo sözcük. 9/ Amaçlanan sonuç...
Kum adacığı.
YUKARIDAÎV AŞAĞIYA:
1/ Halk dilinde kuru ıncire verilen
ad... Bir oyun ya da filmde aniden
yaratılan komik durumlar. 2/ Pierre
Loti'nin bır romanı. 3/ Sibirya'nın kuzeyınde yaşayan bir halk.
4/ Bır cıns serçe... Bır bağlaç. 5/ Satrançta bir taş... Asya'da bir
ülke. 6/ Istatistikte, bir grup veri içinde en sık rastlanan değere
verilen ad... Köpek. II "Çalmak, aşırmak" anlamında argo söz-
cük. 8/Takımada... Güzel kadın. 9/Cisimlen, bileşime ya da ay-
nşıma uğratarak niteliklerini belirtmede kullanılan madde... Rey.