20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
38 EYLÜL1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kınatı - kursunda dayak İKUNYAMAN BALIKESÎR - Yıldınm Ca- pii Kuran Kursu'nun yatılı öğ- rencilerinden tbrahim Kökçü İ14), akşam temizliğinde hor- lumla kapmın önünü yıkarken kurs görevlilerinden birinin izerine su sıçrattığı için feci şe- alde dövüldü. tbrahim Kökçü nınun üzerine kurstan kaçarak Sakarya Mahallesi'ndeki ailesi- ne sığındı. i Vücudunun büyük bölürnü ^ürükJer içinde bulunan Kök- iü'nün sopa ile dövüldüğünü, ^zellikle kaba ederinin mo- rardığını söyleyen annesi Mih- riye Kökçü, "Oğlum 3 yıldır Ku- ran kursuna devam edivor. Bay- (am isimli bir görevlinin oğlumu dövdüğünü öğrendim. Çocugu- raı mahvetmişler. Önce kurstan âhnayı düşündük, ama hafız çı- fcmasına az bir süre kaldığı için ktından vazgeçtik. Hocalanıun •a ısran ile tbrahim'i yeniden fCuran kursuna gönderdik" dedi. • Oğlunun hakkını aramak için Sk gün karakola giderek şi- tayette bulunan baba Uysal Kökçü, olayın büyütülecek bir janı olmadığım ve arük konuş- çıayacaklannı söyledi. Mûftülük soruştunnası • Kuran Kursu Müdürü Meh- met Adalı, 'Kuran kursunda ıhesai saatleri dtşındaki «Mayların kendini ilgilendirroedi- ğini' sö\ lerken İl Müftüsü Mus- fafa Kıitlu ise olayla ilgili idari soruşturma başlattıklannı ve Kökçü'yü döven kişinin dernek tarafından 10-15 gün önce işe 4İındığını, son olay sonrası ilişi- ğırun kesildiğini kaydetti. ; Olayla ilgili yazıîı bir açıkla- ma yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Balıkesir Şubesi Yöne- tim Kurulu. "İslamiyet'i öğren- mek ve din eğitimi almak için Kuran kurslarına giden gençleri- mizin işkence.ve tabi tutulmala- ruıı dinimizle bağdastıramıyo- ruz" dedi. Ek konteıyan başvımdm İstanbul Haber Servisi- 1994 ÖSYS sonucunda herhangi bir yükseköğreüm programına yerleştirilemeyen öğrencilere tarunan "ek yerleştirme konten- janr'na başvurular bir gün ge- cikmeyle başladı. ÖSYM Başkanhğı'nın, baş- vurulann 26 eylül pazartesi günü başlayacağını bildirmesi üzerine dün sabahın erken saat- lerinde İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, önünde toplanan öğrenciler, başvuru forrnlannın henüz gelmemesi üzerine geri dörunek zorunda kalmışlardı. tstanbul Milli Eğitim Müdürlü- ğü yetkilileri ise yaptıklan açık- lamada gecikmenin Ankara'- dan kaynaklandığını söyleye- rek başvurulann dünden itiba- ren yapılabileceğini belirtüler. 23 bin 455 öğrencinin örgün programa, 419 bin 412 öğrenci- nifi ise açıköğretim programına yerleştirilmesinin hedeflendiği "ek yerleştirme kontenjamn na başvurular 30 eylül cuma günü sona erecek. SSK'den kaçak işçiye gözaki ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Sosyal Sigortalar Kuru- mu (SSK) mali krizden kurtul- mak için kaçak işçi denetimine hız verdi. 415 sigorta müfettişi, daha verimli bir denetim siste- mi oluşturmak için, bugün An- karada bir araya gelecek. 100 yeni müfettiş alacak olan SSK, dfcnetim sistemini de yenileye- ofck. , Son 6 ayda 16 ilde yapüan de- netimlerde 9 bin kaçak işyeri ve 6D bin sigortasız işçi çalıştınldı- ğını belirleyen müfettişlerin, bu süre içinde 124 milyar lira tuta- rmda para cezası kestikleri bil- dirildi. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı. yaklaşık 4 milyon sigortasız işçi çalışülma- smdan dolayı, SSK'nin ayda 7 trilyon lira, yılda da 85 trilyon lira tutannda mali kayba uğra- dığını belirledi. Kunımun bu mali kaybı karşılaması için, et- kin bir denetim sistemi oluştu- rulması kararlaşünldı. Bugün Ankara'da yapılacak ve 3 gün sürecek olan toplanüda, "Daha verimli ve etkin bir denetim siste- mi nasıi kurulur? tşyerlerini de- netlerken, işçiye ve işverene sos- yal güvenlik bilinci nasıl verUir? lşveren, niçûı kaçak işçi ca- hştınyor? İşçi, niçin buna razı o^ıyor?" konulan ele alınarak çözüm önerileri geliştirilecek. Yükseköğretimde 1994-95 akademik yılı başlarken birçok üniversitede eksiklikler giderilemedi UniversitesorıuılarlaaçılıyorEMİNEKAPLAN ANKARA - Yükseköğretimde 1994- 1995 akademik yılı başladı. Köklü üni- versiteler yeni yıla, akademik-bilimsel özerklik ve demokratik yönetim yeter- sizliği sorunlanyla girerken veni açılan üniversitelerde öğrenciler bu yıl da ögretim üyesi ve altyapı yetersizliği ne- deniyle kaliteli eğitimaen yoksun Kala- caklar. İstanbul pniversitesi'nde 1550, Ankara Üniversitesi'nde 1205 öğretim üyesi görev yaparken Çanakkale Onse- kız \fart Ünıversitesi'nde yalnızca 2, Kınkkale Üniversitesi'nde de 3 öğre- tim üyesi bulunuyor. Son iki yılda, politikaalann da baskısıyla 29 olan universite sayısı 56'- ya yükseltilerek yükseköğretimde "Bir rektörie bir universite kurulur" mantığı yerleştirildi. Öğrend Seçme ve Yerleş- ürme Merkezi'nin (ÖSYM) 1992-1993 •Köklü üniversitelerin sorunlan akadernik-bilimsel özerklik ve demokratik yönetim eksikliğinde, yeni açılan üniversitelerin sorunlan da altyapı ve öğretim elemanı yetersizliğinde odaklanıyor. öğretim yılı yükseköğredm istatistikJe- zca 1 profesör görev yaparken bu yük- Istanbul Universitesi 1550,nne gore,. Ankara Üniversitesi 1.205, Hacettepe Universitesi 903, Ege Üniversitesi 784 ve Gazi-Üniversitesi 698 öğretim üye- siyle ilk beş sırayı alırken Çanakkale Önsekiz Mart Üniversitesi 2 öğretim üyesiyle sonuncu sırada yer aldı. Onse- kız Mart Üniversitesi'ni, 3 öğretim üye- siyle Kınkkale Üniversitesi ızledi. Kah- ramanmaraş Sütçü lmam Üniversite- si'nde 4, Kafkas Üniversitesi'nde 7 ve Mersin Üniversitesi'nde de 8 öğretim üyesinin görev yapüğı belirlendi. Çanakkale Önsekiz Mart ve Kın- kkale üniversiteleri ile Gebze ve Izmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde yalnı- seköğretim kurumlannda bir tane bile doçent bulunmuyor. Yeni açılan üni- versitelerin durumu, toplam öğretim elemanı sayısı açısından da standart- lann çok alünda. 21 yeni universite ve 2 yüksek teknoloji enstitüsünde toplam 1870 öğretim elemanı bulunurken yalnızca Marmara Üniversitesi'nde 1830 öğretim elemanı çalışıyor. Yeni açılan üniversitelerde tasarruf önlemleri nedeniyle derslik ve bina inşaatlannın durması da ciddi sorunlar yarattı. Kınkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Beşir Atalay, bina inşaatlan- nın durmasıyla üniversitenin gelişmesi için gereken bütün olanaklann önünün tıkandığını söyledi. Atalay, öğretim üyesi gereksiniminin diğer üniversite- lerden karşılandığını vurguladı. Hükümetin, her ilde universite kura- rak yükseköğretimde okullaşma oranı- nı yükseltmeyi hedeflemesine karşın, Türkiye, bu hedefler açısından Tay- land ve Portekiz'in de gerisinde yer alı- yor. Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Anka- ra Üniversitesi gibi köklü üniversitele- rin sorunlan ise yeni açılan üniversite- lerden farklı olarak, akademik-bilimsel özerkliğin tanınmaması ve demokratik yönetim eksikliğı noktalannda odak- lanıyor. Kaynak yetersizliği nedeniyle eğitimin durma noktasına gelmesi ve öğretim üyelerinin ücretlerinin düşük- lüğü, siyasi iktidarlann sık sık ögrenci affı yönünde karar alması, akademik terfi ve atamalara yönelik tasarruf ön- lemleri büyük bir rahatsızlık yaratıyor. YAPI KREDİNİN 50.YILI 2O. YUZYIL • FRANSIZ RESMI SERGİSİ EXPOSITION DE PEINTURE• FRANÇAISE DU 2OfeME SIECLE Yapı Kredi. sanatseverlere, 50. yılı kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde olağanüstü bir sanat olayı sunuyor. "20. Yüzyıl Fransız Resmi Sergisi". Bu sergide dünya sanatının önemli isimleri yer alıyor. JKAN ARP BALTHUS JEAN BAZAINE ANDRE BEAUDIN VICTOR BRAUNER CAMILLE BRYEN BERNARD BUFFET CHARI.eS CAMOIN AUGUSTECHABAUD OLIVIER DIBRI JEAN DE6OTTEX JEAN DUBUFFET • RAOUL DUFY ANDRK DUNOYER DE SEOONZAC MAX ERNST MAURICE ESTEVE ALBERT GLEIZES ARMAND GUILLAUMIN SIMON HANTAT JEAN HELION AUGUSTE HERBIN ROGER DE LA FRESNAYE CHARLES LAPICOUE HENRILAURENS LE CORBUSIER FERNAND LEGERW ^H •« • v ^^K B^ l # Bv ^B ^v ^H • * ALFRED MANESSIER ANDRE MARFAING ALBERT MARQUET ANDRE MASSON GEORGES MATHIEU HENRI MATISSE JEAN METZINGER JOAN MIRO FRANCIS PICABIA PABLO PICASSO PIERRE SOULAGES t TAL COAT SUZANNE VALADON JACOUES VILLON 1904-1978 yılları arasındaki dönerni kapsayan eserlerden oluşan sergi. Ibrahim Paşa Sarayf nda, 30 Eylül - 30 Ekim 1994 tarihleri arasında açık olacak. Yapı Kredi, bu önemli sergiyi Türkiye'de gerçekleştirmiş olmanın heyecanını ve gururunu yaşıyor. * YAPI^CKREDi Z İ Y A R E T S A A T L E R İ P A Z A R T E S İ H A R I Ç H E R G U N 0 9 . 3 0 - 1 7 0 0 A R A S I • A I C * Memurlardan Karayalçın'ı ziyaret • Kamu çalışanlan sendikalannın yöneticileri, SHPlideriKarayalqn'ı ziyaret ederek Meclis gündemindeki sendikalaşma KLoHt lollll JrClCI M£. bulduklannı bildirdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Metnur sendikalannın grevli-toplusözleşmeü sendika hakkı konusunda dönüm nok- tasına gelinirken sendikalar, TBMM gündemindeki tasanya karşı lobi faaliyetlerine hız verdi. SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardıması Mnrat Ka- ravalçın, TBMM'deki kamu çalı- şanlan yasa tasansıyla "demokra- sînîn mevcııt düzeyinde sağlanabi- lecek en önemli olanaklann eide edildiğini" savoınarak tasannın bundan sonraki şekillenme süreci konusunda sendikalaria yeni bir değerlendirme yapacaklannı açı- kladı. Tasannın anayasaya aykın olmadığını yineleyen Karayalçın, aykınhk iddia edilirse tasan yasa- laştıktan sonra Anayasa Mahke- mesi'ne başvurulabileceğini de söyledi. Kamu çalışanlan sendikala- nnın yöneticileri. dün Kara- yalcın'ı ziyaret ederek Meclis gündemindeki tasanyı yetersiz bulduklannı bildirdiler. Kara- yalçın, kamu çafaşanlannın ör- giıtlenmesmı SHP lıden olarak "butün gücüyle desteklediğiııi" vurgulayarak. "Demokrasinin kendisi. istediğimiz şana ulaşabil- miş değil. Meclis gündemindeki tasan, bizce de >eterli değil. Tetnel nedeni, demokrasinin şanına ka- vuşamaması. Demokrasinin me\- oıt düzeyinde sağlanabiiecek en önemli olanaklar elde edilmiştir. Ama yetersiz" diye konuştu. Kamu çalışanlan. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindonık'a. memurlara grevli-toplusözleşme- ü sendika hakkının verilmesi için destek çağnsı yaptılar. Çağnda, kamu çalışanlan demokratik haklanndanyoksunkaldıkca.'te- miz toplum yaratılamayacağı" vurgulandı. Hükümette toplusözleşme tarbşması GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Kamu kesimin- deki işçilere yüksek ücret veril- diği savıyla gündeme getirilen kamu işveren sendikalannın kaldınlması girişimi. hükümet- te topiusözleşme düzenini değiş- tinne' tartışması başlattı. Top- lusözleşmelerin koordinasyo- nundan sorumlu Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe. Devlet Baka- nı Aykon Doğan'ın Başbakan Tansu Çiller'e ilettiği kamu iş- veren sendikalannın kaldınl- ması önerisini basından öğren- diğini bildirdi. Daçe. toplusöz- leşme düzeninde adaletsiz un- surlar bulunduğunu söyledi. Daçe, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Aykon Doğan'ın Başbakanhğa gönderdiği öneri yaası hakkında bilgi sahibi ol- madığını belirterek "Gazeteden okudum. Sistemin aksayan yan- lan yok değil. Btzim de öteden beri üzerinde durduğumuz konu, toplusözleşme yapılırken. ku- rum ve kuruluşların özcllikleri- nin dikkate almması. Tartışıl- ması gereken bir konu" dedi. Daçe, her kesimde cahşanlara aynı oranda ücret artışı uygu- lanmasının adaletsiz olduğuna dikkat çekerek şunlan söyledi: "Kuruluşlann imkanlan dik- kate alınmalı. Bu konu işçi ve iş- veren kuruluşlanyla tartışılmalı. 'Sistem adil çalışıyor" diyemem. Mevcııt sistem içinde kunım- lann ekonomik seviyeleri, özel şartlan dikkate alrnmıvor. 5 mil- yon lira ücret alanla 20 milyon lira alana aynı ölçüde uygulanı- yor. Bunun adaleti vok. Bu, di- ğer kesimlcre de olumsuz yansı- yor. Kurumlar, mali şartîanna müsait ounayan duruma /orlanı- yor, zor duruma düşüvor, işçi çı- kanyor. Koalisyon içinde tarrı- şarak bir sonuca görûrmeliviz." HAFTAYABAKIS AHMET TANER KIŞLALI "Kemalist Devler Manzaraları... Çalışma Bakanlığı'nda görevli eski biröğrencimle, bir rastlantı sonucu karşılaştım geçenlerde... "Yazdıklan- nız buzdağının sadece suyun yüzünde görünen çok küçük bir kesimi'' diyordu: "Yazılannızda bizim bakanlığın adı bile geçrniyor. Oysa bizim bakanlıkta da tamamen şeriatçı ve tarikatçı- lar egemen... Size ayrıntılanyla anlatsam inanamazsı- nız. Durum sandığınızdan çok daha vahim!" Peki Çalışma Bakanlığı -hıç değilse üçyıldır- birSHP'li tarafından yönetilmiyor mu? Evet, yönetiliyor!.. Alışveriş sırasında genç bir bayan, yanıma yaklaştı. MTA'da çalışıyormuş: "Ellerde küçük radyo-kasetler... İstanbul'daki bilmem hangi caminin vaizi. Bütün gün bangır bangır onun sesi- ni duyuyoruz... Kapı/arı kapatıp Cumhuriyet gazetesini gizli gizli okuyoruz. Ama ne zamana kadar?" Bunlar Cumhuriyet başkentinin göbeğinde olanlar. Üstelik de şeriatçı' işgalinin dışında kaldığı sanılan ku- rumlar... Tıpkı koalisyon paylaşımında SHP kanadına bırakıl- mış Türk Standartları Enstitüsü gibi... Hani şu 40. kuruluş yıldönümünü, geçenlerde 'kurum binası'nda. mevlitoku- tarak ve de 'hutbe yarışması açarak' kutlayan TSE... ••• Bir tarihte 'Milli Ihanet Eğitimi Bakanlığı mı?' başlıklı yazım ses getirmişti... Sesi çıkmayan ve böylesine ağır bir hakareti üstüne almayan kişi ise zamanın DYP'Iİ Milli Eğitim Bakanı olmuştu... Gecen haftaki 'Uyuyabiliyor musunuzSayın Bakan?' başlıklı yazımdan sonra daöyle oldu. Duyarlılık DYP'li Bakan'dan değil, eski Senatör Niyazi Ünsal'dan geldi. (Durumun iki açıklaması olabilir: Ya DYP'li bakanlar, devlete giderek şeriatçıların egemen olmasını kendi ideolojilerinin gereği sayıyorlar ya da bu durum karşı- sında çaresız oldukları için -kırmızı plakalı araba uğru- na- her şeyi içlerine sindiriyorlar!.. Başka bir olasılık var mı?) Sayın Ünsal, önce Refahiye Kandil Köyü Muhtarı Ha- sanAkkurt'un 'üç gün önce' kendisine söylediklerini ak- tarıyor: "Şafaklı Aşireti'nin çobanlan muhtarlık odasına gelip, Türk bayrağını ve Atatürk fotoğrafmı indirmemi is- tediler. Indirmedim. Ikinci gün 12 kişi birden geldi. Kork- tum, indirdim ikisini de... Kapıyı kilitleyip, çivileyip gel- dim buraya..." Niyazi Ünsal, olayla ilgili ayrıntılar verdikten sonra ek- liyor: "Kimmiş bunları yapanlar diyeceksiniz... Erzincan Valiliği'nin köye yerleştirmiş olduğu çobanlar!.. Işin tüm vidaları sökülmüş, çatı dağılmak üzere..." ••• 'Milli Eğitim've Sağlık Bakanlığı'ndaki durumu zaten artık bilmeyen yok. Bir öğretmen, Terme Sağlık Meslek Lisesi'ndeki duru- mu anlatıyor: ''Öğrencilere, bir öncekiyıl sosyoloji kitabından neleri okuduklarmı sordum. Kitabı hiç okumadıklarını söyledi- ler. Dersi kimin verdiğini sordum. Bir mûftülük görevlisi vermiş. Yahudilik ve Masonluk adlı bir kitap okumuş- lar... Hepsinin ortak yanı, tam bir Yahudi ve Mason düş- v manıoluşlarıydı!.." ' Genç öğretmen, psikoloji dersinde 'yaratıcı zeka'dari" söz edecek olmuş. öğrenciler hep bir ağızdan, "Yarat- ma Allah'a mahsustur!'"diye bağırmışlar. Kanısını şöyle özetliyor: "Şeriatçı yurtlarmda kalmış erkek öğrenciler tama- men kayıp! Hepsi de yoksul aile çocuklan. Beyinleri adeta yıkanmış... Sanılanm tersine, kız öğrencilere bir şeyler verebilmek olanağı az da olsa var..." ••• işte aptalların ya da hainlerin 'Kemalist devlet' diye ilan ettikleri bu! Son kırk yılın gaflet' ya da 'ihanet'ien ile Kemalizm düşmanlarına adım adım teslim edilen bu devletin bir batağa saplanmakta oluşu doğru... Ama o devletin hala Kemalist' olduğunu ve gelinen noktanın sorumluluğu- nun da Kemalizme düştüğünü öne sürebilmek tam bir yüzsüzlük örneği... Devleti ayakta tutan sütunları birer birer yıkmaya çalı- şanlar, çöken binanın altında ilk kalacak olanlardır!.. Cumhurbaskam, lU'de konuştu: Hukuk Fakültesi'ndeki törende söz alan Demirel, hukukun, yalnızca seckinlere özgü olmadığını söyledi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Yolsuzluğun önüne açık rejimle geçilîr Haber Merkezi - Emlak- bank yolsuzluğunun yeni bir boyut kazanmasımn ardından politikacılar konuşmalannda yolsuzluklara daha sık değin- meye başladılar. Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel. yol- suzluklann önüne geçilmesi- nin yolunun açık rejim olduğu- na işaret ederken SHP Genel Başkanı Murat Karayalçm da kirli ellerin teşhir edilmesi ge- rektiğini söyledi. Cumhurbaskam pemirel, dün İstanbul Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi mezuniyet töre- nine katıldı. Demirel, törende yaptığı konuşmada hukukun insan-insan, insan-devlet, dev- let-devlet ilişkilerini düzenledi- ğini ifade ederek "Hukukun hayata geçiliş şekli, sadece bir grubun bilmesi için değildir. Hukuk sadece bir elit sınıfa öz- gü bir şey değildir. Zaten öyley- se vay o ülkenin hukuk okuru- cularının haline" diye konuştu. Türkiye'de açık rejim bulun- duğunu, Atatürk"ün "Hakimi- yet kayıtsız şartsız milletindir" sözüne bağlı kalındığmı anla- tan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dönyanın neresinde olursa' olsun her devlette yolsuzluk isti- dadı vardır. Bunun çaresi açık rejimdir. Açık rejim ber şeyin söylendiği, yazıldığı rejimdir. Gökkubbe altında hiçbir şey gizli kalmaz." SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardıması Murat Ka- rayalçın,M Kirli eUer teşhir edil- melidır" dedi. Karayalçın, "Bir dönemin bürokratlannın, yöne- ticilerinin iktidardan uzaklaş- tıktan belli bir süre sonra birbir- lerini v-urmaya başladığı bir dönemdeyiz. Bu, akıl almaz bir gelişme" dedi ve herkesi, "te- ' miz toplum" için yeniden yapı- • lanma amaayla başlattıklan çalışmaya katkıda bulunmaya çağırdı. Karayalçın, "Halkın bizden beklediği suçlama değil, kimin elinin kirli olduğunun ortaya konmasıdu-. Kirli eüer teşfair edihnelidir. Çamur atıp ondan sonra 'Siyaset çamura bulaştı' demek erdem işi değildir. Bü- tûnsellik içinde aklanma zorun- ludur. Bunun için başlatttğuntz çalışma için bilim adamlarının, uzmanlann, herkesin katktsmı beklivonız" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle