Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
38 EYLÜL1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kınatı -
kursunda
dayak
İKUNYAMAN
BALIKESÎR - Yıldınm Ca-
pii Kuran Kursu'nun yatılı öğ-
rencilerinden tbrahim Kökçü
İ14), akşam temizliğinde hor-
lumla kapmın önünü yıkarken
kurs görevlilerinden birinin
izerine su sıçrattığı için feci şe-
alde dövüldü. tbrahim Kökçü
nınun üzerine kurstan kaçarak
Sakarya Mahallesi'ndeki ailesi-
ne sığındı.
i Vücudunun büyük bölürnü
^ürükJer içinde bulunan Kök-
iü'nün sopa ile dövüldüğünü,
^zellikle kaba ederinin mo-
rardığını söyleyen annesi Mih-
riye Kökçü, "Oğlum 3 yıldır Ku-
ran kursuna devam edivor. Bay-
(am isimli bir görevlinin oğlumu
dövdüğünü öğrendim. Çocugu-
raı mahvetmişler. Önce kurstan
âhnayı düşündük, ama hafız çı-
fcmasına az bir süre kaldığı için
ktından vazgeçtik. Hocalanıun
•a ısran ile tbrahim'i yeniden
fCuran kursuna gönderdik" dedi.
• Oğlunun hakkını aramak
için Sk gün karakola giderek şi-
tayette bulunan baba Uysal
Kökçü, olayın büyütülecek bir
janı olmadığım ve arük konuş-
çıayacaklannı söyledi.
Mûftülük soruştunnası
• Kuran Kursu Müdürü Meh-
met Adalı, 'Kuran kursunda
ıhesai saatleri dtşındaki
«Mayların kendini ilgilendirroedi-
ğini' sö\ lerken İl Müftüsü Mus-
fafa Kıitlu ise olayla ilgili idari
soruşturma başlattıklannı ve
Kökçü'yü döven kişinin dernek
tarafından 10-15 gün önce işe
4İındığını, son olay sonrası ilişi-
ğırun kesildiğini kaydetti.
; Olayla ilgili yazıîı bir açıkla-
ma yapan Atatürkçü Düşünce
Derneği Balıkesir Şubesi Yöne-
tim Kurulu. "İslamiyet'i öğren-
mek ve din eğitimi almak için
Kuran kurslarına giden gençleri-
mizin işkence.ve tabi tutulmala-
ruıı dinimizle bağdastıramıyo-
ruz" dedi.
Ek
konteıyan
başvımdm
İstanbul Haber Servisi- 1994
ÖSYS sonucunda herhangi bir
yükseköğreüm programına
yerleştirilemeyen öğrencilere
tarunan "ek yerleştirme konten-
janr'na başvurular bir gün ge-
cikmeyle başladı.
ÖSYM Başkanhğı'nın, baş-
vurulann 26 eylül pazartesi
günü başlayacağını bildirmesi
üzerine dün sabahın erken saat-
lerinde İstanbul Milli Eğitim
Müdürlüğü, önünde toplanan
öğrenciler, başvuru forrnlannın
henüz gelmemesi üzerine geri
dörunek zorunda kalmışlardı.
tstanbul Milli Eğitim Müdürlü-
ğü yetkilileri ise yaptıklan açık-
lamada gecikmenin Ankara'-
dan kaynaklandığını söyleye-
rek başvurulann dünden itiba-
ren yapılabileceğini belirtüler.
23 bin 455 öğrencinin örgün
programa, 419 bin 412 öğrenci-
nifi ise açıköğretim programına
yerleştirilmesinin hedeflendiği
"ek yerleştirme kontenjamn
na
başvurular 30 eylül cuma günü
sona erecek.
SSK'den
kaçak işçiye
gözaki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Sosyal Sigortalar Kuru-
mu (SSK) mali krizden kurtul-
mak için kaçak işçi denetimine
hız verdi. 415 sigorta müfettişi,
daha verimli bir denetim siste-
mi oluşturmak için, bugün An-
karada bir araya gelecek. 100
yeni müfettiş alacak olan SSK,
dfcnetim sistemini de yenileye-
ofck.
, Son 6 ayda 16 ilde yapüan de-
netimlerde 9 bin kaçak işyeri ve
6D bin sigortasız işçi çalıştınldı-
ğını belirleyen müfettişlerin, bu
süre içinde 124 milyar lira tuta-
rmda para cezası kestikleri bil-
dirildi. Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı. yaklaşık 4
milyon sigortasız işçi çalışülma-
smdan dolayı, SSK'nin ayda 7
trilyon lira, yılda da 85 trilyon
lira tutannda mali kayba uğra-
dığını belirledi. Kunımun bu
mali kaybı karşılaması için, et-
kin bir denetim sistemi oluştu-
rulması kararlaşünldı. Bugün
Ankara'da yapılacak ve 3 gün
sürecek olan toplanüda, "Daha
verimli ve etkin bir denetim siste-
mi nasıi kurulur? tşyerlerini de-
netlerken, işçiye ve işverene sos-
yal güvenlik bilinci nasıl verUir?
lşveren, niçûı kaçak işçi ca-
hştınyor? İşçi, niçin buna razı
o^ıyor?" konulan ele alınarak
çözüm önerileri geliştirilecek.
Yükseköğretimde 1994-95 akademik yılı başlarken birçok üniversitede eksiklikler giderilemedi
UniversitesorıuılarlaaçılıyorEMİNEKAPLAN
ANKARA - Yükseköğretimde 1994-
1995 akademik yılı başladı. Köklü üni-
versiteler yeni yıla, akademik-bilimsel
özerklik ve demokratik yönetim yeter-
sizliği sorunlanyla girerken veni açılan
üniversitelerde öğrenciler bu yıl da
ögretim üyesi ve altyapı yetersizliği ne-
deniyle kaliteli eğitimaen yoksun Kala-
caklar. İstanbul pniversitesi'nde 1550,
Ankara Üniversitesi'nde 1205 öğretim
üyesi görev yaparken Çanakkale Onse-
kız \fart Ünıversitesi'nde yalnızca 2,
Kınkkale Üniversitesi'nde de 3 öğre-
tim üyesi bulunuyor.
Son iki yılda, politikaalann da
baskısıyla 29 olan universite sayısı 56'-
ya yükseltilerek yükseköğretimde "Bir
rektörie bir universite kurulur" mantığı
yerleştirildi. Öğrend Seçme ve Yerleş-
ürme Merkezi'nin (ÖSYM) 1992-1993
•Köklü üniversitelerin sorunlan akadernik-bilimsel özerklik ve
demokratik yönetim eksikliğinde, yeni açılan üniversitelerin
sorunlan da altyapı ve öğretim elemanı yetersizliğinde
odaklanıyor.
öğretim yılı yükseköğredm istatistikJe- zca 1 profesör görev yaparken bu yük-
Istanbul Universitesi 1550,nne gore,.
Ankara Üniversitesi 1.205, Hacettepe
Universitesi 903, Ege Üniversitesi 784
ve Gazi-Üniversitesi 698 öğretim üye-
siyle ilk beş sırayı alırken Çanakkale
Önsekiz Mart Üniversitesi 2 öğretim
üyesiyle sonuncu sırada yer aldı. Onse-
kız Mart Üniversitesi'ni, 3 öğretim üye-
siyle Kınkkale Üniversitesi ızledi. Kah-
ramanmaraş Sütçü lmam Üniversite-
si'nde 4, Kafkas Üniversitesi'nde 7 ve
Mersin Üniversitesi'nde de 8 öğretim
üyesinin görev yapüğı belirlendi.
Çanakkale Önsekiz Mart ve Kın-
kkale üniversiteleri ile Gebze ve Izmir
Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde yalnı-
seköğretim kurumlannda bir tane bile
doçent bulunmuyor. Yeni açılan üni-
versitelerin durumu, toplam öğretim
elemanı sayısı açısından da standart-
lann çok alünda. 21 yeni universite ve 2
yüksek teknoloji enstitüsünde toplam
1870 öğretim elemanı bulunurken
yalnızca Marmara Üniversitesi'nde
1830 öğretim elemanı çalışıyor.
Yeni açılan üniversitelerde tasarruf
önlemleri nedeniyle derslik ve bina
inşaatlannın durması da ciddi sorunlar
yarattı. Kınkkale Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Beşir Atalay, bina inşaatlan-
nın durmasıyla üniversitenin gelişmesi
için gereken bütün olanaklann önünün
tıkandığını söyledi. Atalay, öğretim
üyesi gereksiniminin diğer üniversite-
lerden karşılandığını vurguladı.
Hükümetin, her ilde universite kura-
rak yükseköğretimde okullaşma oranı-
nı yükseltmeyi hedeflemesine karşın,
Türkiye, bu hedefler açısından Tay-
land ve Portekiz'in de gerisinde yer alı-
yor. Ortadoğu Teknik Üniversitesi,
İstanbul Teknik Üniversitesi ve Anka-
ra Üniversitesi gibi köklü üniversitele-
rin sorunlan ise yeni açılan üniversite-
lerden farklı olarak, akademik-bilimsel
özerkliğin tanınmaması ve demokratik
yönetim eksikliğı noktalannda odak-
lanıyor. Kaynak yetersizliği nedeniyle
eğitimin durma noktasına gelmesi ve
öğretim üyelerinin ücretlerinin düşük-
lüğü, siyasi iktidarlann sık sık ögrenci
affı yönünde karar alması, akademik
terfi ve atamalara yönelik tasarruf ön-
lemleri büyük bir rahatsızlık yaratıyor.
YAPI KREDİNİN 50.YILI
2O. YUZYIL
•
FRANSIZ RESMI
SERGİSİ
EXPOSITION
DE PEINTURE•
FRANÇAISE
DU 2OfeME
SIECLE
Yapı Kredi. sanatseverlere, 50. yılı kültür ve sanat etkinlikleri
çerçevesinde olağanüstü bir sanat olayı sunuyor.
"20. Yüzyıl Fransız Resmi Sergisi".
Bu sergide dünya sanatının önemli isimleri yer alıyor.
JKAN ARP
BALTHUS
JEAN BAZAINE
ANDRE BEAUDIN
VICTOR BRAUNER
CAMILLE BRYEN
BERNARD BUFFET
CHARI.eS CAMOIN
AUGUSTECHABAUD
OLIVIER DIBRI
JEAN DE6OTTEX
JEAN DUBUFFET •
RAOUL DUFY
ANDRK DUNOYER DE SEOONZAC
MAX ERNST
MAURICE ESTEVE
ALBERT GLEIZES
ARMAND GUILLAUMIN
SIMON HANTAT
JEAN HELION
AUGUSTE HERBIN
ROGER DE LA FRESNAYE
CHARLES LAPICOUE
HENRILAURENS
LE CORBUSIER
FERNAND LEGERW ^H •« • v ^^K B^ l # Bv ^B ^v ^H • *
ALFRED MANESSIER
ANDRE MARFAING
ALBERT MARQUET
ANDRE MASSON
GEORGES MATHIEU
HENRI MATISSE
JEAN METZINGER
JOAN MIRO
FRANCIS PICABIA
PABLO PICASSO
PIERRE SOULAGES
t TAL COAT
SUZANNE VALADON
JACOUES VILLON
1904-1978 yılları arasındaki dönerni kapsayan eserlerden oluşan sergi.
Ibrahim Paşa Sarayf nda, 30 Eylül - 30 Ekim 1994 tarihleri arasında açık olacak.
Yapı Kredi, bu önemli sergiyi
Türkiye'de gerçekleştirmiş olmanın heyecanını ve gururunu yaşıyor.
* YAPI^CKREDi
Z İ Y A R E T S A A T L E R İ P A Z A R T E S İ H A R I Ç H E R G U N 0 9 . 3 0 - 1 7 0 0 A R A S I
•
A I C *
Memurlardan
Karayalçın'ı
ziyaret
• Kamu çalışanlan
sendikalannın yöneticileri,
SHPlideriKarayalqn'ı
ziyaret ederek Meclis
gündemindeki sendikalaşma
KLoHt lollll JrClCI M£.
bulduklannı bildirdiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Metnur sendikalannın
grevli-toplusözleşmeü sendika
hakkı konusunda dönüm nok-
tasına gelinirken sendikalar,
TBMM gündemindeki tasanya
karşı lobi faaliyetlerine hız verdi.
SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardıması Mnrat Ka-
ravalçın, TBMM'deki kamu çalı-
şanlan yasa tasansıyla "demokra-
sînîn mevcııt düzeyinde sağlanabi-
lecek en önemli olanaklann eide
edildiğini" savoınarak tasannın
bundan sonraki şekillenme süreci
konusunda sendikalaria yeni bir
değerlendirme yapacaklannı açı-
kladı. Tasannın anayasaya aykın
olmadığını yineleyen Karayalçın,
aykınhk iddia edilirse tasan yasa-
laştıktan sonra Anayasa Mahke-
mesi'ne başvurulabileceğini de
söyledi.
Kamu çalışanlan sendikala-
nnın yöneticileri. dün Kara-
yalcın'ı ziyaret ederek Meclis
gündemindeki tasanyı yetersiz
bulduklannı bildirdiler. Kara-
yalçın, kamu çafaşanlannın ör-
giıtlenmesmı SHP lıden olarak
"butün gücüyle desteklediğiııi"
vurgulayarak. "Demokrasinin
kendisi. istediğimiz şana ulaşabil-
miş değil. Meclis gündemindeki
tasan, bizce de >eterli değil. Tetnel
nedeni, demokrasinin şanına ka-
vuşamaması. Demokrasinin me\-
oıt düzeyinde sağlanabiiecek en
önemli olanaklar elde edilmiştir.
Ama yetersiz" diye konuştu.
Kamu çalışanlan. TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindonık'a.
memurlara grevli-toplusözleşme-
ü sendika hakkının verilmesi için
destek çağnsı yaptılar. Çağnda,
kamu çalışanlan demokratik
haklanndanyoksunkaldıkca.'te-
miz toplum yaratılamayacağı"
vurgulandı.
Hükümette
toplusözleşme
tarbşması
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Kamu kesimin-
deki işçilere yüksek ücret veril-
diği savıyla gündeme getirilen
kamu işveren sendikalannın
kaldınlması girişimi. hükümet-
te topiusözleşme düzenini değiş-
tinne' tartışması başlattı. Top-
lusözleşmelerin koordinasyo-
nundan sorumlu Devlet Bakanı
Bekir Sami Daçe. Devlet Baka-
nı Aykon Doğan'ın Başbakan
Tansu Çiller'e ilettiği kamu iş-
veren sendikalannın kaldınl-
ması önerisini basından öğren-
diğini bildirdi. Daçe. toplusöz-
leşme düzeninde adaletsiz un-
surlar bulunduğunu söyledi.
Daçe, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, Aykon Doğan'ın
Başbakanhğa gönderdiği öneri
yaası hakkında bilgi sahibi ol-
madığını belirterek "Gazeteden
okudum. Sistemin aksayan yan-
lan yok değil. Btzim de öteden
beri üzerinde durduğumuz konu,
toplusözleşme yapılırken. ku-
rum ve kuruluşların özcllikleri-
nin dikkate almması. Tartışıl-
ması gereken bir konu" dedi.
Daçe, her kesimde cahşanlara
aynı oranda ücret artışı uygu-
lanmasının adaletsiz olduğuna
dikkat çekerek şunlan söyledi:
"Kuruluşlann imkanlan dik-
kate alınmalı. Bu konu işçi ve iş-
veren kuruluşlanyla tartışılmalı.
'Sistem adil çalışıyor" diyemem.
Mevcııt sistem içinde kunım-
lann ekonomik seviyeleri, özel
şartlan dikkate alrnmıvor. 5 mil-
yon lira ücret alanla 20 milyon
lira alana aynı ölçüde uygulanı-
yor. Bunun adaleti vok. Bu, di-
ğer kesimlcre de olumsuz yansı-
yor. Kurumlar, mali şartîanna
müsait ounayan duruma /orlanı-
yor, zor duruma düşüvor, işçi çı-
kanyor. Koalisyon içinde tarrı-
şarak bir sonuca görûrmeliviz."
HAFTAYABAKIS
AHMET TANER KIŞLALI
"Kemalist Devler
Manzaraları...
Çalışma Bakanlığı'nda görevli eski biröğrencimle, bir
rastlantı sonucu karşılaştım geçenlerde... "Yazdıklan-
nız buzdağının sadece suyun yüzünde görünen çok
küçük bir kesimi'' diyordu:
"Yazılannızda bizim bakanlığın adı bile geçrniyor.
Oysa bizim bakanlıkta da tamamen şeriatçı ve tarikatçı-
lar egemen... Size ayrıntılanyla anlatsam inanamazsı-
nız. Durum sandığınızdan çok daha vahim!"
Peki Çalışma Bakanlığı -hıç değilse üçyıldır- birSHP'li
tarafından yönetilmiyor mu?
Evet, yönetiliyor!..
Alışveriş sırasında genç bir bayan, yanıma yaklaştı.
MTA'da çalışıyormuş:
"Ellerde küçük radyo-kasetler... İstanbul'daki bilmem
hangi caminin vaizi. Bütün gün bangır bangır onun sesi-
ni duyuyoruz... Kapı/arı kapatıp Cumhuriyet gazetesini
gizli gizli okuyoruz. Ama ne zamana kadar?"
Bunlar Cumhuriyet başkentinin göbeğinde olanlar.
Üstelik de şeriatçı' işgalinin dışında kaldığı sanılan ku-
rumlar...
Tıpkı koalisyon paylaşımında SHP kanadına bırakıl-
mış Türk Standartları Enstitüsü gibi... Hani şu 40. kuruluş
yıldönümünü, geçenlerde 'kurum binası'nda. mevlitoku-
tarak ve de 'hutbe yarışması açarak' kutlayan TSE...
•••
Bir tarihte 'Milli Ihanet Eğitimi Bakanlığı mı?' başlıklı
yazım ses getirmişti... Sesi çıkmayan ve böylesine ağır
bir hakareti üstüne almayan kişi ise zamanın DYP'Iİ Milli
Eğitim Bakanı olmuştu... Gecen haftaki 'Uyuyabiliyor
musunuzSayın Bakan?' başlıklı yazımdan sonra daöyle
oldu.
Duyarlılık DYP'li Bakan'dan değil, eski Senatör Niyazi
Ünsal'dan geldi.
(Durumun iki açıklaması olabilir: Ya DYP'li bakanlar,
devlete giderek şeriatçıların egemen olmasını kendi
ideolojilerinin gereği sayıyorlar ya da bu durum karşı-
sında çaresız oldukları için -kırmızı plakalı araba uğru-
na- her şeyi içlerine sindiriyorlar!.. Başka bir olasılık var
mı?)
Sayın Ünsal, önce Refahiye Kandil Köyü Muhtarı Ha-
sanAkkurt'un 'üç gün önce' kendisine söylediklerini ak-
tarıyor: "Şafaklı Aşireti'nin çobanlan muhtarlık odasına
gelip, Türk bayrağını ve Atatürk fotoğrafmı indirmemi is-
tediler. Indirmedim. Ikinci gün 12 kişi birden geldi. Kork-
tum, indirdim ikisini de... Kapıyı kilitleyip, çivileyip gel-
dim buraya..."
Niyazi Ünsal, olayla ilgili ayrıntılar verdikten sonra ek-
liyor:
"Kimmiş bunları yapanlar diyeceksiniz... Erzincan
Valiliği'nin köye yerleştirmiş olduğu çobanlar!.. Işin tüm
vidaları sökülmüş, çatı dağılmak üzere..."
•••
'Milli Eğitim've Sağlık Bakanlığı'ndaki durumu zaten
artık bilmeyen yok.
Bir öğretmen, Terme Sağlık Meslek Lisesi'ndeki duru-
mu anlatıyor:
''Öğrencilere, bir öncekiyıl sosyoloji kitabından neleri
okuduklarmı sordum. Kitabı hiç okumadıklarını söyledi-
ler. Dersi kimin verdiğini sordum. Bir mûftülük görevlisi
vermiş. Yahudilik ve Masonluk adlı bir kitap okumuş-
lar... Hepsinin ortak yanı, tam bir Yahudi ve Mason düş- v
manıoluşlarıydı!.." '
Genç öğretmen, psikoloji dersinde 'yaratıcı zeka'dari"
söz edecek olmuş. öğrenciler hep bir ağızdan, "Yarat-
ma Allah'a mahsustur!'"diye bağırmışlar.
Kanısını şöyle özetliyor:
"Şeriatçı yurtlarmda kalmış erkek öğrenciler tama-
men kayıp! Hepsi de yoksul aile çocuklan. Beyinleri
adeta yıkanmış... Sanılanm tersine, kız öğrencilere bir
şeyler verebilmek olanağı az da olsa var..."
•••
işte aptalların ya da hainlerin 'Kemalist devlet' diye
ilan ettikleri bu!
Son kırk yılın gaflet' ya da 'ihanet'ien ile Kemalizm
düşmanlarına adım adım teslim edilen bu devletin bir
batağa saplanmakta oluşu doğru... Ama o devletin hala
Kemalist' olduğunu ve gelinen noktanın sorumluluğu-
nun da Kemalizme düştüğünü öne sürebilmek tam bir
yüzsüzlük örneği...
Devleti ayakta tutan sütunları birer birer yıkmaya çalı-
şanlar, çöken binanın altında ilk kalacak olanlardır!..
Cumhurbaskam, lU'de konuştu:
Hukuk Fakültesi'ndeki törende söz alan Demirel, hukukun, yalnızca
seckinlere özgü olmadığını söyledi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Yolsuzluğun önüne
açık rejimle geçilîr
Haber Merkezi - Emlak-
bank yolsuzluğunun yeni bir
boyut kazanmasımn ardından
politikacılar konuşmalannda
yolsuzluklara daha sık değin-
meye başladılar. Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel. yol-
suzluklann önüne geçilmesi-
nin yolunun açık rejim olduğu-
na işaret ederken SHP Genel
Başkanı Murat Karayalçm da
kirli ellerin teşhir edilmesi ge-
rektiğini söyledi.
Cumhurbaskam pemirel,
dün İstanbul Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi mezuniyet töre-
nine katıldı. Demirel, törende
yaptığı konuşmada hukukun
insan-insan, insan-devlet, dev-
let-devlet ilişkilerini düzenledi-
ğini ifade ederek "Hukukun
hayata geçiliş şekli, sadece bir
grubun bilmesi için değildir.
Hukuk sadece bir elit sınıfa öz-
gü bir şey değildir. Zaten öyley-
se vay o ülkenin hukuk okuru-
cularının haline" diye konuştu.
Türkiye'de açık rejim bulun-
duğunu, Atatürk"ün "Hakimi-
yet kayıtsız şartsız milletindir"
sözüne bağlı kalındığmı anla-
tan Demirel, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Dönyanın neresinde olursa'
olsun her devlette yolsuzluk isti-
dadı vardır. Bunun çaresi açık
rejimdir. Açık rejim ber şeyin
söylendiği, yazıldığı rejimdir.
Gökkubbe altında hiçbir şey
gizli kalmaz."
SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardıması Murat Ka-
rayalçın,M
Kirli eUer teşhir edil-
melidır" dedi. Karayalçın, "Bir
dönemin bürokratlannın, yöne-
ticilerinin iktidardan uzaklaş-
tıktan belli bir süre sonra birbir-
lerini v-urmaya başladığı bir
dönemdeyiz. Bu, akıl almaz bir
gelişme" dedi ve herkesi, "te- '
miz toplum" için yeniden yapı- •
lanma amaayla başlattıklan
çalışmaya katkıda bulunmaya
çağırdı.
Karayalçın, "Halkın bizden
beklediği suçlama değil, kimin
elinin kirli olduğunun ortaya
konmasıdu-. Kirli eüer teşfair
edihnelidir. Çamur atıp ondan
sonra 'Siyaset çamura bulaştı'
demek erdem işi değildir. Bü-
tûnsellik içinde aklanma zorun-
ludur. Bunun için başlatttğuntz
çalışma için bilim adamlarının,
uzmanlann, herkesin katktsmı
beklivonız" dedi.