Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 EYLÜL 1994 ÇARŞAMBA
DIZIYAZI
Japon işadamı Hiromi Gunji ekonomi ve ekolojiye ilişkin görüşlerini ClimhurİyeC 'e yazdı
Tüketiciler 'kraT olmah
U
çüncü Binyıl'ın yaklaşması nede-
niyle tüm dünyadan Cumhuriyet
gazetesinde makale yazmak üze-
re seçilenler arasında bulunmak-
tan büyük onur duyuyorum. 5.6
milyar kadar insan yeni bir binyı-
lın gelişine tanık olmaya hazırlanırken geçmişte
ve şu anda nerede olduğumuz hakkjnda düşünmek
yararhfllacaktır.
Yaşamımın otuz yılını bir işadamı olarak geçir-
dim. Bu süre içinde ekonomik ve siyasal dunım-
da dramatik değişiklikler ortaya çıktı. Bu değişim,
günûmûzden 2001 yılına doğru daha da hızlana-
rak sürecektir.
Meslek yaşamım, bir Japon şirketi adına çalı-
şan Japonyalı bir işadamı olarak başladı. Ama
şimdi uluslararası bir şirket adma çalışan ulusla-
rarası bir işadamıyım. Zaman artık gerçek ulus-
lararası/küresel bir anlayış gerektirmektedir. On
yıl önce, iş alanımı Japonya'dan ABD'ye taşıdım.
O zamandan beri Amerika ve Amerikan halkına,
bana ve aileme gösterdikleri konukseverlik ve işi-
min ve şirketimin büyümesi için verdikleri fırsat
için teşekkür ediyorum.
ABD'deki kardeş kuruluş, başta Japonya'daki
ana şirketin ürünlerini ithal eden ve pazarlayan bir
şirketti. O zamandan beri, felsefemiz hiç değiş-
medi:
Ktn büyük üç ekonomik
alanın kapalı bir blok
ekonomisine doğru
ilerledikJerine ilişkin kanıtlar
açıkça görülebilmektedir. Bu
durum, bu oluşumlann zamanla
siyasal bloklara dönüşmesi
tehlikesini de beraberinde
taşımaktadır. Bundan da kimse
kazançlı çıkmayacaktır.
Tüketiciler "kral" olmalıdır.
Tüketiciler, siyasal nedenlerden
dolayı istemedikleri şeyleri satın
olmaya zorlanmamalıdır.
"Miişteri kraldır." Bu nedenle müşterilerin kîrri
ve nerede olduklannı, ne istediklenni ve bunu na-
şıl istediklerini öğrenmemizgerekiyordu. Müşte-
rilerimizin gereksinmeleri hakkında elde ettiğimiz
bilgileri arttırarak şirketimizi, pazarlama şirke-
tinden bir pazarlama ve imalat şirketine ve sonun-
da Kuzey ve Güney Amerika'da çalışan tam bü-
tünleşmiş bir pazarlama/imalatyaraştırma ve ge-
liştirme/imalat şirketi haline dönüştürürken daha
esnek davranabilme fırsatı bulduk.
Amerika'da geçirdiğim süre içinde şirketimiz
büyürken dünyanın geri kalanında neler oluyor-
du? Siyasal açıdan en büyük gelişmeler, Berlin
Duvan'nın ve komünizmin yıkılışıydı. Bunun bir
gün olabileceğini pek fazla insan olası görmüyor-
du. Bu olaylar. teknik olarak Batı ve Doğu arasın-
daki soğuk savaşı sona erdirdi. Fakat, dünyamız
daha banşçıl bir yer durumuna mı geldi? Soğuk
savaşın sona ermesi, özellikle eski demirperde ül-
kelerinde yeni çılgın etnik savaşlar başlattı. Orta-
dogu; Israil ve FKÖ'nün tarihsel adımlar atması-
na karşın şu anda barışa pek yakın değil.
I aonocmk btoMaraı
ItehNkeUgelişimi
Zamanm değiştiğine ilişkin öteki kanıtlar ara-
sında ABD'de Demokrat Parti'ye üye bir adayın
başkan seçilmesi ve Japonya'da 40 yıllık LDP (Li-
beral Demokratik Parri) iktidannın sona ermesi de
bulunmaktadır. Avrupa şu anda çeşitli ülkelerin
birleştirilmesinden oluşagelen en büyük ve zor
tasanm ile uğraşmaktadır.
Ekonomik açıdan, Japonya'nın görkemli dış ti-
caret fazlası artık uluslararası bir sorun olmuştur.
Çin ve öteki Asya ülkeleri hızla gelişmektedir.
Amerika'da NAFTA yürürlüğe girdi ve Avrupa
birleşme yolunda ilerliyor. Dış ticaret, siyasal ola-
rak etkilenmekte ya da denetlenmektedir. En bü-
yük üç ekonomik alanın kapalı bir blok ekonomi-
sine doğru ilerlediklerine ilişkin kanıtlar açıkça
görülebilmektedir.
Bu durum, bu oluşumlann zamanla siyasal
Japon Brother şirketinin ABD bolümü başkaıu Hiromi Cunji ekonomi ve ekoioji arasında paraletik kurarak şöyle diyor: Müşterilerimiz hakkın-
da bilgi edinmek istiyorsak, üyesi olduklan toplum ve ulus hakkında da bilgi edinmemiz gerekmektedir. Bir işadamı olarak müşterilerimi tanıma-
dan bu dünyada var olamam. Bunun gibi, Üçüncü Biıryü'a gjrerken, tüm insan ırkı dünyamızı tamyıp korumadan varbğını sürdüremez.
Portre
Plaıılama ve satıs ustası
L
'" îaponya'nm ünlü 'Brother Endüstri Ltd-'şirketinin
dışsatım bölümüne 1964 yılında katılan Hiromi Gunji,
'Brother' gmbunun 30 yıllık deneyımli bir
emektandır. 1972-1980 yıllan arasında kendi kurduğu
ve geliştirdiği bilgisayar yedek parça satış ve
pazarlama bölümünü yönetti.
1981-84 yıllan arasında satış ve pazarlama ve
aynca iş makineleri ile planlama ve yönetim
bölümlerinin genel müdürlüğünü üstlendi. Satışlann
her geçen gün giderek arttıgı bu bölüm, bir süre sonra
Brother Endüstri Ltd'in bir numaraü bölümü oldu.
1984 yılında Gunji, Brother Endüstri Ltd'in
Amerika şubesi olan 'Brother International
Corporation'ın başkan yardımcılığına getirildi. 1986
yılında ise şirketin başkanlığına yükseldi. Gunji 1992
yılında bu görevinden Brother Endüstri'nin
başkanlığına getirildi.
Hiromi Gunji, Tokyo'daki Waseda
Oniversitesi'nden mezundur. Evli ve iki çocuk
babasıdır.
Hîromi Gunji
bloklara dönüşmesi tehlikesini de beraberinde ta-
şımaktadır. Bundan da kimse kazançlı çıkmaya-
caktır. Tüketiciler "kral" olmalıdır. Tüketiciler, si-
yasal nedenlerden dolayı istemedikleri şeyleri sa-
tın olmaya zorlanmamalıdır. Tüketiciler, daima
siyasanın birinci kurbanlan olacaklardır.
Sanayi devriminden sonra, sınai iktisadi büyü-
me aynı zamanda çevrenin kirlenmesi sürecini
oluşturmuştur. Bir açıdan. çevre sorunlan uygar-
lık tarihi boyunca var olmuştur. Fakat bu sorun-
lar, üretimi arttırma arayışımız ile birlikte çok cid-
di boyutlara varmıştır.
Dünyamıza geniş açıdan bakıldığında. doğayı
oluşturan maddeler arasında hassas bir denge sağ-
layan ekolojik bir sistemdir. Insanlann gelişimi
başlarda, doğal çevreleri ile uyum içinde sürmüş-
tür. Bununla birlikte, iktisadi ve toplumsal çalış-
malanmızın hızlı artışı karşısında ekolojik siste-
min bu hassas dengesi giderek bozulmaktadır.
Hepimiz, dengeli bir çevrenin korunmaması ha-
linde insan sağlığı, yaşamı ve varlığının sürmesi-
nin olanaklı olamayacağını anımsamalıyız.
Sanayileşmiş ülİceler olarak bizler, nehirlere,
denizlere. mavi gökyüzüne, havaya, toprağa,
ağaçlara ve yaşamımıza neler yaptık? Doğa ana,
yasalannı dikkate almayışımızı daima çok sert ve
sınırsız bir güçle cezalandırmaktadır. Sel, dep-
rem, büyük yangınlar, dondurucu soğuk, yakıcı sı-
cak, kuraklık, fırtma, yanardağlann patlaması vs.
hepimizin çevresinde dönen doğal afetlerdir. Bun-
ca yıkıcı doğa olaylannı durdurabılir miyiz?
tnsanlan uzaya göndermeye, savaşlara sürme-
ye, bencil siyasalar oluşturmaya ve çevreyi yok et-
meye yarayan bilgi ve teknolojiye sahibiz. Peki,
doğa ananın öfkesinden korunabilecek bilgi ve
teknolojiye sahip miyiz acaba? Elimızdeki bilgi
ve teknolojiyi yaşamlanmızı ve gezegenimizi ge-
liştirmek için kullanmamız gerekmez mi?
Metempsychosis adında bir Budist prensi var-
dır. Buna göre her kim yaşamı boyunca iyilik ya-
parsa, bu iyilikler bir sonraki yaşamlannda ken-
dilerine ya da daha sonra gelecek kuşaklara dö-
nsanları uzaya göndermeye,
savaşlara sürmeye, bencil
siyasalar oluşturmaya ve çevreyi
yok etmeye yarayan bilgi ve
teknolojiye sahibiz. Peki, doğa
ananın öfkesinden
korunabilecek bilgi ve
teknolojiye sahip miyiz acaba?
Elimizdeki bilgi ve teknolojiyi
yaşamlanmızı ve gezegenimizi
geliştirmek için kullanmamız
gerekmez mi?
ner. Aynı şey yapılan kötülükler için de geçerli-
dir. Yaptığımız her hatanın bedelini daima henüz
doğmamış kuşaklarödeyecektir. Bunun böyle ol-
masını istiyor muyuz? Bizler, düşlerimizi, gele-
ceğimizi, banşı, sevgiyi, daha iyi bir yaşam ve
çevreyi bir sonraki kuşağa bırakmakla yükümlü-
yüz, öyle değil mi?
Bir başka Budist sözü, "Bakir topraklar uzak
babdadır" der. Makalemin başında, ailemi, şirke-
timi ve kendimi geliştirmek için Japonya'dan
ABD'ye -Batı'ya- taşındığımı belirtmıştim. Bir
dereceye kadar bunda başanlı oldum. Bununla
birlikte, artık sadece kendim için değil, ailem,
topluluğumuz, ABD, Japonya ve dünya için ge-
lişmek zorunda olduğumu düşünüyorum.
Müşterilerimiz hakkında bilgi edinmek istiyor-
sak, üyesi olduklan toplum ve ulus hakkında da
bilgi edinmemiz gerekmektedir. Bir işadamı ola-
rak müşterilerimi tanımadan bu dünyada var ola-
mam. Bunun gibi. Üçüncü Binyıl'a girerken, tüm
insan ırkı dünyamızı tanıyıp korumadan varlığı-
nı sürdüremez.
"Bakir topraklan" aramak için Batı'ya doğru
yolculuğum gerçekte bir süreç; hedef henüz uzak-
ta, fakat rotamız dünyadaki herkesi bu hedefe yak-
laştıracaktır.
Yann: Somerset Maugham Ödüllü
İngilizyazar Peter Ackroyd
Y A Y I N H A K K I C u m h u h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z
3. Binyıl \ azarlamıa ödül
Haber Merkezi - Gazetemi-
zın "70. kuruiuş yüdönümü"
nedeniyle düzenlediği '3. Bin-
yıl'a Doğru' araşürmasına kat-
kıda bulunan bazı yazarlara
uluslararası ödül yağıyor.
Bu yılki 'Birieşmiş Milktler
Çevre ödühı' Hintli tanm bi-
hmci M. S. Swaminathan'a ve-
rildi. 200 bin dolar (yaklaşık 7.2
milyar liralık) ödülü kazanan
Svvaminathan'ın 'Banş Güzel-
din tşjn Yönlendirdiği Büyüme
Stratejileri' başhklı yazısı Cum-
huriyet'te 16 eylülde yayımlan-
mıştı.
Hindistan 'yeşH devrimi'nin
önderlerinden ve '3. Dünya Bi-
limkr Akademisj' kurucu üyesi
olan Svvaminathan bu yazısın-
da şu çağnyı yapmıştı:
"Yoksuiluğun yok edilmesi,
çevrenin korunması ve umut ve-
rid insan mutluluğunun tanıtıl-
için küresel bir eylem ik
• Gazetemizin '3. Binyıl'a Doğru' dizisine katılan
yazarlardan Hintli M. S. Svvaminathan 'BM Çevre
Ödülü'nü alırken Lester R. Brown'a da
Japonya'nın 'Mavi Planet Ödülü' verildi.
dünyada sürekli banş için şimdi
önümüzde olan fırsatları birleş-
tinneh'yiz."
Bu yılki 'BM Çevre Ödülü'
aynca, Amerikalı çevrebilimci
Paul-Anne Ehrtk çiftine de ve-
rildi.
Lester R. Brovvn
Daha önce 'Albert Einstein
Dünya Ödülü'nü de kazanmış
olan Swaminathan"dan başka
'BM Çevre ödülü'nü 1989da
kazanan bir başka Cumhuriyet
yazan da 'Dünya İzleme Ensti-
tüsü' Başkaru Lester R. Brown'-
dur.
'3. Binyıl' yazısı 7 eylülde
'Nufus Artışı Toplumsal Yara"
başlığı ile yayımlanan Brovvn'a
kısa bir süre önce Japon 'Asahi
Cam Vakfı' küresel çevre so-
runlanna katkısından dolayı
yanm milyon dolarlık (17 mil-
yar lira) bir çek eşliğinde 'Mavi
Planet Ödülü'nü verdi.
Kahire'de toplanan "Ulusla-
rarası Nüfus ve Kalkınma Kon-
feransı" çalışmalannda da et-
kin olan Brovvn, Cumhuriyet'e
yazdığı özel yazıda "Suurlan
belli olan dünyamızda benzeri
görüuneyen bir nüfus arttşının
toplumsal patlamalara neden
olacağı göriÛüyor" demıştı.
Brovvn'un yazısındaki bir
gözlemi de şöyleydi: "1984'ten
beri geçen 8 yıl boyunca dünya
tahıl üretimi, yıl basuıa beîki
yüzde 1 oranında artmıştır ki bu
da nüfus başına yüzde l'lik bir
azalmayı gösterir. Bu özellikle
rahatsız edici bir değişikliktir.
Çünkü tahıl insan ırkının sürme-
si için temel bir kaynaktır ve üre-
timin aksi yöne dönmesi olası
zorlukları birlikte getirecektir."
Daniel J. Boorstin'in
kitabı
Öte yandan Amerika'nın ve
dünyarun en ünlü 'Kongre Ki-
taplığı'nın yöneticiliğini yapan
tarihçi Prof. Daniel J. Boors-
tin'in bir kitabı da Türkçeye
çevrildi.
Boorstin'in Türkiye İş Ban-
kasfnca yayımlanan 'Discove-
rers: A storv of man's search to
know his worlds and himseir ad-
lı kitabını Fatoş Dilber 'Keşifler
ve Buluşlar' adıyla Türkçeye
kazandırdı.
tLAN
T.C.
KUŞADASIASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Esas: 1993 450
Davacı Süle>tnan Salum vekili tarafından Zeliha Salum aleyhi-
ne açılan bosanma davasımn yapıian açık duruşması sırasında verilen
ara karan uyannca:
Davalı Zeliha Salum adına çıkanlan davetiyenin bila tebliğ iade
edildiği. zabıta marifeti ile adresinin tahkik edilememesi sebebi ile adı
geçen davahnın duruşma günü olan 11.11.1994 günü saat 09.40'ta
mahkememizde hanr bulunması gerektiği, dava ile ilgili belgeleri du-
ruşma gününe kadar ibraz veya göndermesi. duruşmaya gelmediği
veya bir vekille temsıl edilmediği takdirde HUMK'nin 509. maddesi
gereğince yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve karar verilece-
ği dava dilekçesı ve davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ
olunur. 09.09.1994
Basm: 36142
İLAN
T.C.
SERİK KADASTRÖ MAHKEMESİ
1988,1124
Serik Kökez Mahallesi Taşlıklar mevkiinde bulunan 94 ada 64
parsel no'lu nizalı yerin mahkememizde icra kılınan yargılama neüce-
sinde:
Davacı adına tesciline karar verilmiş olup adresi tespit edilemeyen
davah Abidın Şabanoğlu'na 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre ka-
rann neşrinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen
duyuruiur. 12.09.1994
Basın:51157
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Gelsto Mafya...
Bir arkadaşım vaktiyle bankatar için, "Birer bakkal
dükkanı gibidirler, para alır, para satarlar" derdi de boş
verirdim. O dönemde birkaçı dışında bankaların çoğu
devletindi. özel banka parmakla gösterilecek kadar az-
dı. içlerinde Ray Bank diye bir tanesi iflas etmişti de bir
gazeteci güzelini seven genel müdürü fellik fellik kaç-
mıştı. Flkret Otyam'ın çok dostuydu da, gider gelir ona
sığınırdı.
Banker Kastelli zuhur etmişti. Onunla her şeyin bite-
ceğini sanıyorduk. Oysa daha arkası gelecekmiş. Banka
iflasları aldı başını gidiyor. Hepsinin macerası bir icra
dosyasında mahkemeliktir. Bankalar özel olsa, devlet
malı olmasa, bir diyeceğimiz yok. Diyeceğimiz olsa da
kâr ve zararları kendilerine... Şu tetikçinin namlusu üst-
lerine çevrilince ortaya mafya da çıkıverdi.
Belli ki siyasetçi, kamu bankalarını yağmalıyor, öteki
bu yağmayı tokatlıyor. Aralarındaki tokat-yağma düzeni
ortaya çıkıyor. Bu kez de yağmanın tartışması tabancalı
olarak kendini gösteriyor.
Şu tabloya bakınız, devletin bankasının genel müdürü,
kapısından kimbilir kaç sekreteri aşarak girilen odalar,
Amerikalarda elde edilen diplomalar, masterlar, bilgi-
ler, eğitimler, gösteriler... Tetik çekildikten sonra anla-
şıldı ki bunlar birer banka faresiymiş, devletin bankalart
da ortaklaşa talan ediliyormuş... Fare kemirir.
Elleri bulaşanlar ağlayadursunlar, meger Amerika'da
bu genç becerikliler, bankacıiık uzmanlığı yaparken
devlet bankası nasıl tokatlanıyor onu öğreniyorlarmış.
Girin devlet soyguncularının koltuk altına (fareler) dur-
madan kemirin bakalım!..
Bu işlerin ucu nereye varacak biliyorum. Medya kena-
rından kıyısından tutarak mıncıklayacak, sonra yavaş
yavaş unutturacak, yiyenin de yanına kâr kalacak... Bu
banka vurgunu uzmanları, bundan önce ne yaptılar,
böyle yapmadılar mı?
Daha şimdiden Dündar Kılıç'ın üstüne projektörlerini
çevirmediler mi? Birkaç günlüğüne içeri almıyorlar mı?
Bir banka genel müdürünün bir mafya liderine sığın-
masına ne buyrulur? "O benim arkadaşım, dostum, yol-
daşım, kardeşimdi" demesine ne buyrulur? Devlet
bankasını soyana ne denir?
Türkiye'de açık rejim varmış, hiçbir şey karanlıkta kal-
mazmış, günün birinde aydınlığa çıkarmış, kimsenin
kuşkusu olmamalıymış... Karanlıkta kotarılan işler ne
zaman aydınlığa çıkıyor? Aradan aylar yıllar geçtikten
sonra çıkmıyor mu? Aylar yıllar geçecek, bir tabanca
ateşlendikten sonra başka karanlıkta kalmış şeyler, bu
karanlıkta ortaya çıkacak, aydınlığa çıktı diye de birileri
övünecek!..
Mafya lideri, banka genel müdürünü dolandırmasa,
rüşvet parası ortalıkta yanmasa, aydınlık nereden gelip
de bu karanlığı bulacak? Zavallı tetikçi, şimdi onunla
oyalanıyorlar. "Tabancayı nereden buldun da, tetiği ne-
reden çektin?", "Trilyonlar nereden geldi, nereye gitti?
Siz önce bu paraları bulun!.."
Milyonla çalan mesned-i izzette serefraz.
Birkaç kuruşu mürtekibin cay-ı kürektir.
Birileri kocaman un değirmenini yüklenmiş götürüyor
da, siz ondan birkaç ekmeğin hesabını soruyorsunuz!..
önceleri hesapların tümü birlikte görülsün diye hası-
raltı edilmişti. Böylece koalisyon bozulmamıştı. Şimdi
mafya açıkladı diye, onun üstüne gidecekler. Kendi ara-
larında güzelce geçiniyorlardı, şimdi gelsin dışarı vu-
ranlar hesap versinler!..
Gelsin mafyacılar!.. Gelsin babalar!..
"Dündar'ı başbakan yapalım" derken ilhan Setçuk
haklı değil mi?
BULMACA
9
SOLDAN SAĞA:
1/ Kolu çevrilerek çalı-
nan, sandık biçiminde bir
tür org. 2/ 106 taşla oyna-
nan bir oyun... Paniİc. 3/
Bir olayın belli bir sonuca
doğru gidişi... Kirli. 4/
Bir şeyi yapıp yapmama-
ya karar verme gücü. 5/
Sert bir içki... Akarsu de-
bisinin yıl boyunca gös-
terdiği değişikliklerin
tümü. 6/ Kemiklerin yu- 8
varlak ucu... "... ve dağ
çiçeklerini istiyorum '
Kaderleri bana benzeyen" (Cey-
hun Atuf Kansu)... Helyum ele-
mentinin simgesi. 7/ Sevilen, aşık
olunan erkek... Tehlike durumu,
imdat, yardım. 8/ Taş ya da ma-
den çıkanlan yer... Oğuz Kağan ile
özdeşleştirilen Hun imparatoru. 9/
Bir deniz teknesinin devrilerek ters
dönmesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ticaret gemilerinde tayfalann
başı. 2/ Motorlu taşıtlann elektri-
ğini sağlayan aygıt... Asma kütüğü. 3/ Bir bilim ya da sanat
alanında kullanılan özel anlamlı sözcük... Kadınlann omuzlan-
nı örtmek için kullandıklan geniş atkı. 4/ Binek hayvanlanmn
sırtındaki oturmahk... Bovling oyununda, devrihnesi amaçla-
nan şişe biçiminde ağaç nesne. 5/ Argoda para cüzdanı. 6/ Çıp-
lak vücut resmi... Eski dilde kapı... Molibdenin simgesi. 7/
Müzikte, bir akoru oluşturan seslerin peş peşe duyuruhnası...
Üç aylarda medrese öğrencilerinin köyleri dolaşarak ımamlık
edip para ve erzak toplamalan. 8/ Bir bağlaç... Sarma, kuşat-
ma. 9/ Okullarda ögrencilerce düzenlenen ve şiir okuma, oyun,
dans gibi etkinlikleri içeren eğlenti.
İLAN
T.C.
FETHİYE İKİNCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1990/304
Davaa Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü'nün davablar Tur-
yat Anonim Şirketi ve Ahmet Rıdvan Özkul mirascılan Ferhan Öz-
kul (Sözen) ile Ayşe Nihal Özkul aleyhine mahkememize açtığı taz-
minat davasımn yapılan yargılaması sonunda verilen 19.11.1992
tarihli ve 1992,498 sayılı kararla davanın kısmen kabulüne, 3.727.
500.- TL tazminatın olay tarihi olan 10.02.1990 tarihinden itibaren
işleyecek yûzde 30 yasal faizi ile davalılardan müştereken ve mütesel-
silen alınarak davaa idareye venlmesine, fazla istemin reddıne,
Bakiye 82.075.- TL karar ve üam haranın davalılardan alınması-
na, 303.200.- TL davalılardan alrnıp davacı idareye verilmesine,
258.400.- TL nispi vekalet ücretinin davaa idareden alınıp kendisi-
ni vekil ile temsil ettiren Turyat AŞ'ye verilmesine,
Davanın kabul ve ret oranına göre davaa idarenin yaptığı
635.983.- TL'nin 5 3'ne tekabül eden 381.591.-TL yargılama gideri-
nin davalılardan alınıp davaa idareye ödenmesine karar verilmiştir.
Davah Ahmet Rıdvan özkul mirascılan tüm aramalara rağmen
bulunamadığından karann Basm llan Kunımu aracüığı ile ilanen
tebliğine karar verilmiştir
İşbu karann yayın tarihinden itibaren 15 gün içinde temyizedilece-
ği hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 36182
PERDEARALIĞEVDAN
NadirNadi
Çağdaş Yaymlorı Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğhı-İstanbıd