26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 1994-95 mevsîmine gîrerken EVİNİLYASOĞLU Ne ilginç, kimi dönemler var- dır, birdenbir» Tûrk sanatçüar »rtaya çıkıverir. Yıllardır baş- nırusu geri çevrilenlerden önceki nllarrialcj berbat konserleri ile tkıllarda kötü izlenim bırakanla- ıa; yaşını başını alıp bu işi zoraki yapanlardan henüz bir tûrlü ol- runluk rrierdivenlerine tırmana- namış olanlara kadar, ba- Larsınız her biri bir yerlere otur- tuümuş, baş tacı edilmiş, kendile- rine kocaman resital programlan >erilrnîş, emirlerine orkestralar sunulmuş. Herhalde Türk sa- natçılanna artık bir değer verelim flan diye yeni bir politikadan kaynaklanmaz bu yaklaşım. Bildiğiniz gibi ekonomik sorun- kr nedeniyle dışandan sanatçı getirtüemedikçe programlan dol- durmak için bol bol Tûrk top- luluk ve sanatçı gûndeme gelir. Bu yıl. bütûn kurumlann ortak paydası bu. Cemal Reşit Rey, onca yıldır Istanbul dinleyicisinin be- ğeni düzeyindeki ölçütû yükselt- miş bir merkez olarak saygınlık kazandı. Gerek getirdiği nitejikli sanatçılar, gerek titizce seçilmiş program içerikleriylegerçekten kış aylan boyunca îstanbul'a şölenler yaşattı. KarabağŞikestesi Oratoryosu Cemal Reşit Rey salonu, 24 eylûlde şef YaJçm Adıgüzel yönetimindeki Azer- baycan Devlet Senfoni Orkestrasfnm Azeri bestecilerin ağırlıkta olduğu kon- ser ile mevsimi açü. Ne yazık ki piyanis- timiz Ayşegül Sanca'mn solistliğindeki Cemal Reşit Rey'den Katibim çeşitle- rnelerinin yer aldığı açıüş konserini iz- leyemedik. 1-2 ekim günleri yine Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası'nın konserleri yer alacak. Her ikisinde de ortak yapıt, Yasıf Adıgüzdov'un (1935) Karabağ Şi- kestesi Oratoryosu olacak. Bu yüki eko- nomik kriz Cemal Reşit Rey Sa- lonu'nda da kendini göstermiş. Bol Türk topluluğu, Tûrk solist ve şefleri, Balkan ülkelerinden, Rusya ve Azerbaycan'dan getir- tilen sanatçılar çoğunlukta. Ney- se ki Bilkent Uluslararası Akade- mik Senfoni Orkestrasfnın vere- ceği dört konser, Avrupa düze- yindeki başka topluluklan arat- mayacak. Genç sanatçılar Şef Ekrem Tekeşin yönetimin- deki Istanbul Büyükşehir Beledi- yesi Kent Orkestrası'run dört İconseri; Hikmet Şimşek yöneti- mindeki Ankara Devlet Konser- vatuvan'nın öğrenci orkestrası; Emin Güven Yaşucam yöneti- minde 1992'de kurulan Çukuro- Devlet Senfoni Orkestrası; Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bu sezon izleyeceğimiz oda müziği dalındakien önemli etkinlikler arasında Ale.vander Rudin yönetiıniııdeki Musica Viva topluluğu yer alıyor. yaşatıyor, hem de taze coşkulannı duyu- ruyorlar. Piyano resitallerinde genç ve parlak piyanistlerin çoğunlukta olduğu isimler Lubimov, Feghali, Acbucarro, Doooboe-Roscoe ikilisi, Eflam Bavouzet, Ekonomik sorunlar nedeniyle dışandan sanatçı getirtilemedikçe CoBard,Ousset,FreireveSoko»ov. n r n n r g m i a n HrJHıırmcıV Aynca pek çok Türk piyanısü de bu p r O g r a m i a n ClOlClUrmaK için bol bol Türk topluluk ve sanatçı gündeme gelir. Bu yıl, bütün kurumlann ortak yıl Cemal Reşit programlannda yer alı- yor: Üç konserle katılacak olan Idfl Bi- ret, ikinci konserinde Brahms'ın 4. sen- fonisinden piyanoya kendi yaptığı uyar- lamayı ilk kez çalacak. Gitarsevenlere zengin program Genç piyanistimiz Mehmet Okonşar, baştan aşağı bir liszt programı düzenle- miş. Ayşegül Sanca, Ann Karamürsei, Mehveş Emeç, Verda Erman ve Ergkan Saydam diğer Türk piyanistlerimiz paydası bu. daki en önemli etkinlikler, Melos Kuvar- teti, Akxander Rudin yönetimindeki Muska Viva topluluğu, bir başka Rus Cemal Reşit Rey'de oda müziği dalın- topluluğu olan St. Petersburg Filarmoni Oda Orkestrası, Hudacek'in solist ola- rak katılacağı Prag Virtüözleri, baştan aşağı Bach programı sunacak olan Mu- siqua Antk)ua Köln topluluğu. Dufay Ko- leköf Barok Müzik Topluluğu, Amati Dörtlüsü, Ysaye Dörtlüsü ve bir de Türk- Isviçre Yayh Sazlar Altıbsı adı altmdaki Ruşen Güneş ve Ahmet Ediz gibi değerli sanatçılanmızın içinde yer aldığı bir oda müziği topluluğu dikkati çekiyor. Ke- man-piyano ikililerinden Papavrami ve Hüseyin Sermet, genç yıldızlardan Mordkovic, Hagai Shaham-Arnoz Erez ikilisi, Julia Krasko, Raphael Oleg, tlya Gntbert, Gabriel Croitonı, Hakan Şen- soy ve artık Cemal Reşit Rey Salonu'nda her yılki kemancı konuklan arasında yer aian Igor Oistrach var. Gitar sevenler için zengin bir program haarlanmış: Paco Pena'nın yanı sıra Gıı- zan, Laura ve Aussd-Mosalini gibi genç va Borusan Oda Orkestrası, Boğazi- çi Üçlûsü, diğer Türk topluluk- lar. Cemal Reşit Rey Salonu'nda bu ylın en önemli olayı, dün- yanın en değerli ödüllerini ka- 22nmış genç sanatçılara kapı- lannı açması. Bu parlak gençler hem yanrun bûyük isimleri olarak bir tarihi Yine Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşecek bale ve dans grubunda flamenko sevenler için Danza Fuego var. Haürı sayılırbir seııfoııik orkestra ÜNERBtRKAN Dost ülke Azerbaycan'la Türkiye arası- ndaki müzık ilişkileri, oldukça eskılere da- yanır. 1960'larda, büyük müzik adamı Ni- yari Taluzade'nin ülkemize sık sık gelme- si, birçok opera ve konser yönetmesi, bi- zim bestecilerimizin, özelükle Saygun'un ve Erkin'in yapıtlanyla yakından ilgi kur- ması, bunlann -o zamanın gelişmemiş teknolojiyle- "MeJodiya'' fırmasının plak- Ianna kaydedilmelerini sağlaması, bu iliş- kilerin sağlam temellere oturtulmasuıa yol açan etkenlerin başuıda yer alır. Müzik yoluyla dostluk köprüsü Son birkaç yıldır, Azerbaycan'ın bagımsız bir ülke olarak dünya cograf- yasına çıkışını izleyen kültür gelişmelerine tanık olmaktayız. Dost ülke, içinde bulun- duğu aa savaş koşullanna karşm, ülkeler ve insanlar arasında en sağlam köprünün kültür yoluyla atılacağı inanayla, ûlkemi- ze en iyi müzikçilerini gönderiyor. Bu müzikçilerin en seçkinlerinden bir bölüm, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sa- natlan Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyor, bu yıl sanat yaşamına başlayan Bilkent UJuslararası Senfoni Orkestrası'- nın üyeleri arasında yer abyorlar. Konservatuvarlanmızda, opera- lanmızda Azeri müzikçilerin ba- şanh çalışmalar gerçekleştirdik- lerine tanık oluyoruz. tbşkıler, bi- zim sanatçılanmıa dost ülkede senfonik konserlere, opera tem- silienne kaülmalanyla, daha da sağlamlaşıyor. Bu arada orkestralanmızda, opera balele- rimızde Amirov, Meİikov, Kara- yer, Haabeyov gibi Azeri besteci- lerin yapıtlan seslendiriüyor, sahneleniyor. Azerbaycan-Türkiye arasında kurulan "Müzik yoluyla dostluk köprüsû"", mevsim başında tapta- ze, yepyeni bir meyve verdi; Azerbaycan'dan Aüas Bank'ın, Türkiye'den Raks firmasmın ve -ikı ülke arasındakı dostluk ilişki- lenne büyük katkılan olduğunu bildiğimiz- Sabah Dunı'nun so- rumluluk üstlendikleri bir konser tumesiyle, 105 üyeto Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası ve 60 üyeli Azerbaycan Devlet Korosu ülkemize geldiler. Orkestra ve koro, Istanbul'da Cemal Reşit Rey Koser Salonu'ndaki açılış konserin- den sonra, "Antalya Fîlnı FestivaK" kap- samında, 28-29 eylül günleri Aspendos'ta iki konser verecek, sonra İstanbul'a döne- rek, 1-2 ekimde değişik bir program suna- cak. Bu konserler dizisine dost ülkenin verdiği büyük önem, orkestra ve koro ile birlikte, Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbûloğhı'nun da ülkemize gelmesiyle. bir kez daha belirginleşmiş oluyor. Azerbaycan DSO, Azeri çoksesli müzi- ğinin yaratıalanndan Üzeyir Hacıbeyov'- un (1885-1948) kurduğu bir senfonik top- luluk. 1938-1981 yıllannı kapsayan, uzun dönemde, orkestranın yönetmenügini Niyari Takızade yapmış, Niyazi'nin ölü- münden sonra da bu göreve, şimdilerde Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde yönet- men olarak bulunan Rauf Abdullayev geti- rilmiş. Orkestranın bugünkü yönetmeniyse, Taşkent ve St. Petersburg konservatuvar- Iannda ve Viyana Müzik Akademisi'nde egitim görmüş olan, genç müzikçi Yalçm Adıgüzel (Adıgezalov) sanatçı yurttaşla- nnın hemen tümünde gördüğümüz, ses- siz, alçakgönüllü, ama içten içe kaynadığı belli olan, parlak bir kışitiğı var genç yö- netmenin. Orkestrası ile tam anlamıyla kaynaştığı, onun için niteliklerini cilala- Şef Yalçm Adıgüzel yönetimindeki 105üyeli Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrası ve 60 üyeli Azerbaycan DevletKorosu Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki açılış konserinden sonra, 28-29 eylül günleri Aspendos'ta iki konser verecek,sonra İstanbul'a dönerek, 1-2 ekimde değişik bir program sunacak. maya, eksiklerini gidermeye bütün varhğmı adadığı her halıyle belli oluyor. Dostlukla. sevgıyle, yumuşak bir otoritey- le yaklaşıyor müziğe ve müzikçilere, yo- rumlannı bu olumlu. sıcak anlayışla sunu- yor. Konser 40 dakika geç başladı Azerbaycan DSO, 24 eylül cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Salonu'nun (19. 30'da başlaması gereken, ancak Refah'lı belediye başkanımıan 40 dakika gecikme- si yüzünden geç başlayan!) açılış konserin- de. Üzeyir Haabeysu'nun "Köroğta" ope- rası uvertürünü, Fikret Amirov'un (1922- 1984) "Azerbaycan Kapriçyosu"nu seslen- dirdi, doğumunun 90'mcı yıldönümünde saygıyla andığımız Cemal Reşit Rey'in (1907-1985) "Bir İstanbul Türküsü Üzeri- ne Çeşitkıneler'"inde piyanist Ayşegfil Sanca'ya eşlik etti, ikinci yanda ise E. Gri- eg'in "Op. 35 Norveç Danslan"nı, M. Ra- veTin "Daphnts ve Chloe-fkinci Süifiyle "Bolero"sunu seslendirdi. Azeri sanatçılann yapıtlan, içinden çıkuklan topraklann rengini, havasım, kokusunu taşıyan, genel çizgileriyle par- lak, canh, rahat dinlenir besteler. Azerbaycan halkının müziğini, kar- maşık olmayan bir armonik doku içinde dinleyicinin kulağına senfonik ortamda ulaştınyor ikisi de. Hacıbeyov'un gele- neksel armonisinin, "uvertnr"deki tö- rensel, epik karakterin yanı sıra, Ami- rov"un "Kapriçyo"su, içerdiği yöresel ezgiler, "muganı (makam)" dizjleriyte, biraz daha cana yakın, içten, sevimli bir yaratma. Dost ülkeden gelen bu iki kısa (toplam 12 dakikalık) "mesaj"dan son- ra, "Katibim" türküsüne geldi sıra; de- ğerli piyanist Ayşe Gül Sanca, 1991'de "Dtşişkri Bakanlığt-Hungaraton" işbirliğiyle gerçekleştirilen CD'deki par- lak, renkli, gösterişli, coşkulu yorumu bir kez daha serdi gözler önüne, bu uzun soluklu (33 dakika) çeşitlemeler dizisin- de, dinleyiciye "Csküdar'a gider iken..." sözleriyle başlayan ünlü, sevimli türkü- nün bilinen ezgisini 21 değişik ortamda sundu. Konserin ikinci bölümünde seslendi- rilen, Grieg'in ve Ravel'in yapıtlan, Azerbaycan DSO'nun, evrensel ölçüler içinde hatın sayılır yeri olan bir senfonik topluluk niteliğinde olduğunu gösterdi. Azeri dostlanmıza. 'ülkemize hoşgel- diniz, sanatın, gerçek dostluğun tazeliği- ni, temizliğini getirdiniz biztere..." diyo- ruz, teşekkür ediyoruz. isimler de var. Aynca Eliot Fisk- Burhan öçal ikilisinin East meets Wets konserinde, El Bola Fla- menkeo Beşlisi ve Viyana Gitar Üçlüsü'nün oda müziği niteligin- deki gitar dinletileri de ilginç. Şan programlanyla Ayhan Baran- Zehra Yıldız resitali başlı başma bir olay. Luciana Serra, Simona BaMotini, Tspidova, Kasrashvfli ve Obraztsova gibi ünlü soprano- lar da programlannda yer alıyor. Sayılan bir hayB artmış Bale ve dans grubunda dikkati çekenler Prag Festival Balesi Eli- za Monte dans topluluğu ve fla- menko sevenlere Danza Fuego. Geleneksel Türk müziği top- luluklannın ise sayılan bir hayli artmış bu yıl. Nevzad Atnğ ko- rosu. Necdet Yaşar ve Ahmet Öz- han topluluklan. Alaaddin Ya- vaşça ve Ruhi Avangil program- lan, tnd Çayıriı korosu, Gönül Paçaa programı ve Anatolia Topluluğu'nun Balkan Danslan ve Rembetiko gösterisi de bu gnıpta yer alıyor. Bunlann yanı sıra Folklor başhğı alünda yapı- lan bir sınıflandırmada Aşıklar Şöleni, Ankara Türk Halk Müzi- ği Topluluğu, Haiti'den Veysel'e Folklor (?) ve Azeri Folklor Topluluğu yerleşti- rilmiş. Aralannda Aydın Esen ve Burhan Öçal gibi Türk isimlere de rastladığımız oldukça zengin bir caz programı da ser- gilenecek. Atatûrk Kültür Merkezizedeler Nisan ayından beri onanlmak üzere kapatılan Atatürk Kültür Merkezi'nin sanatcılan, perdelerini toptan kapat- mamış olmak için kendilerine yerler ara- yıp durdular yaz boyunca. Ancak ekim ayı geldiği halde henüz hiçbîr hareket yok binada onanma ilişkin. Istanbul Devlet Opera va Balesi kendine Istan- bul'un dört bir yanında köşeler bulmak, sesini duyurmak için düzenlemeler yapmış. Kadıköy Halk Egitim Merke- zi'nden Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi'ne, Aya îrini'- den Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'na ve Devlet Tiyatrolanrun Taksim Sahnesi'ne kadar göçebe bir halde temsillerini canlı tutma- ya çalışacak. Operanın bu yılki heyecan verici yenilikleri, ilk kez Istan- bul'da sahnelenecek olan Ric- hard Strauss'ın Salomesi; Rossi- ni'nın Italya'da bir Türk operası ve yirmi yıldır gösterime alın- mayan büyük prodüksiyon Ver- di'nin Aida operası. Yine büyük prodüksiyonlardan Spartaküs ve Coppelia baleleri de dikkati çeki- yor. İDSO yeni arayışlarda tstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası'nın yeni yönetimi ise bir- takım yeni arayışlar içinde. Ömeğin hemen her bir progra- ma sponsor bularak, dışandan şef getirtmeyi başarmışlar. Böyle- ce 28 haftalık programlann 20 haftası yabancı ve oldukça ünlü şeflerle yönetilecek. Aynca par- tisyon bulmak, nota kırası ode- mek yerine orkestranın kütüpha- nesinde var olan ancak üç-dört yıldır çalınmamış yapıtlan gün- deme getirmek gibi bir ilke edin- mişler. Böylece Borodüı'in 2. Senfo- nisi, BerHoz'un Fantastik Sen- fonisi. Dvorak'ın 6. Senfonisi Prokofiyef in 2. Piyano Konçer- tosu, Hobt'un Planetleri gjbi malzemesi ellerinde bulunan yapıtlan değerlendirecekler. Bu yıüci konserlerine 29 ekim günü 800 kişi kapasiteli Maçka Maden Fakültesi'nin salonunda başlaya- cak olan fDSO yöneticileri. abonmalann da eski şekliyle de- vam edeeğini belirtiyorlar. Programlara katılacak şefler Cristof Escher, Lucas PafT, Tade- usz Strugala, Drogomir Nenov, Melik Aslanov, Osavva, Howard GrifBtfas, Ivan Angek», Fahrettm Kerimov, Kazuhiko Komatsu ve Lntz Herbig. Türk şefler ise Erol Erdmç, Nad özgüc, Ender Sakpmar, Emin Göven Yaşlıcam, Yosuf Güler Aksöz, Hikmet Şim- şek, Gürer Aykal ve Rengim Gök- men'in isimlerine bu yılki prog- ramlarda rastlanmıyor. Baba-oğul GaJatiler Solistlerimize gelince Verda Erman'ı Rachmaninorun 2. Piyano Konçertosu'yla, Mehmet Okonşar'ı Ravel'in Sol El Kon- çertosu'yla, Aydm Kartıbel'i Listz'in Ölüler Dansı'yla, Hüse- yin Sermet Mendelssohn'un 1. Piyano Konçertosu'yla, tcfil Bi- ret'i Rachmaninofun 1. Piyano Konçertosu'yla, Gübin Onay'ı Beethoven'in 4. Piyano Konçer- tosuyla, Ayşegö Sanca'yı Cflıat Askm'ı. Vedat Koşal'ı, Suna Kan'ın Erkin Konçertosu'yla, Seta Ttnyd'i Schanvenka Kon- çertosu'yla, Ann KaramürseTi Rachmaninofun Paganini çeşit- lemeleriyle, Gülşen Tatu'yu Car- men Fantezisi ile Ruşen Güneş'i Telemann'ın konçertosu ile din- leyeceğiz. Yeni yıl konseri olarak baba- oğul Galatiler'i dinlemek de bu yıhn hoş bir sürprizi olacak. IDSO'nun konuk solistlerinden saksofoncu John Harie, kemana Nicbo Mintho, gitarcı Costa Kot- siolis, çellist Curtin Coray, ke- mancı Çiünginan. piyanist AKe- va, Istanbullulann eski dostlan- ndan Vadav Hudacek, piyanist Dnlgerov ilgi çeken isimler. 1994 yılına, umanz her kurum kendi sahnesinde kendi ortamı- nda girme olanağı bulur. ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT Oykü Depgisi "Adam Sanat"\n Eylül 1994 sayısında yayımladığım "Öykücülüğümüz" başlıklı yazı çok olumlu yankılar ge- tirdi. Anlaşılan bu konuda birçok kişi benzer düşünceler taşıyormuş. Yalnız amacım biraz yanlış anlaşıldı. Kimileri "Adam Sanaf'ta öykü yayımlamaya başlayacağımızı, kimileri de bir öykü dergisi çıkarmayı tasarladığımızı sandılar. Yıllar önce, 1962'nin başlarında, "Varlık"te, "Vatan" gazetesinde kitap dergi anlayışını savunan yazılar yaz- dığımda da böyle olmuştu. Herkes öyle bir dergi çıkar- maya hazırlandığımı sanmıştı. Oysa bir dergi çıkarmak aklımın ucundan bile geçmiyordu o günlerde. İki yıldan fazla bir süre sonra, 1964 sonlarına doğru ise, "Yeni Dergi"yi yaytmlamaya başlamıştım. Demek bir özlem insanın gönlüne bir kere girmesin, olanağı doğdu mu gerçekleşiveriyor. Gene öyle olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Bir yaştan sonra insan uzun sürmesini, kökleşmesini istediği işleri başkalarmın yapmasını bekliyor. Öykücülüğümüzün arkaya itildiğini, çıkış yollarının tı- kandığını nicedirgörüyordum. Kaygılarımı açtığım arka- daşlanm konuşmayı genellikle "Adam Sanaf'ta öykü yayımlama önerisine bağlıyorlardı. Yılda on iki öykü... Sorunun çözümü keşke bu kadar basit olsa... "Adam Sanat"\n Eylül 1994 sayısında yazdıklarımı, burada, "Cumhuriyet" okurları önünde, özetleyerek yi- nelemek istiyorum: \ Türk öykücülüğü Sait Falk'le başlayan hızlı gelişme- nin sonunda büyük bir çeşitliliğe ulaşmış, birbirinden başarılı sanatçılar yetiştirmişti. Bu türde yazın dünyası- nın öncü ülkeleriyle yarışabilecek düzeye geldiğimizi ileri sürenler bile vardı. Oyküyü ilk dışlayanlar yıllar önce gazeteler olmuştu. Okunan gazeteden, bakılan gazeteye doğru gidilirken, her gün yayımlanan kısa öykülerden vazgeçilmiş, ama bu tutum öykücülüğümüzün gelişmesini durdurama- mıştı. Çünkü sanat dergjlerinde öykülere gene baş kö- şelerde yer veriliyor, yazın adamları yönettikleri yayı- nevlerinde öykü kitabı yayımlamayı sürdürüyorlardı. En büyük darbe büyük yayınevlerinden geldi. Öykü ki- taplarının az satıldığı söylenerek yazarlar roman yaz- maya yönlendirildi. "Öykü kitabı basamayız, roman yazın, hemen basa- lım," dendi. önerilen yapılamayacak bir iş değildi... Giderek romancılık bir uğraş niteliği kazandı. Roman- larının geliriyle geçinenler ortaya çıktı. Birçok seçkin öykücünün romana kaymasıyla başla- yan duraklama ise ilgileri bu türden büyük oranda uzak- laştırdı. Bugün ne yapılabilir? Türk öykücülüğünü en parlak günlerine taşıyan etkin- liklerin yeniden canlandırılması gerekiyor. Şu günlerde kitapların ilk basımları 1500,2000 arasın- da değişmekte. Gelir gider hesaplarının böylesine küçük satışlara göre yapılması, kanımca, roman, öykü, eleştiri, şiir, her kitap basılabilir anlamına geliyor, çünkü her kitap bu kadar satılır. öncelikle, öykü kitaplarına ağırlık veren bir yayınevi kurulabilir. Sonra çok satışlı magazin dergilerinde nitelikli öykü- lerin yer alması için, bir de gazetelerde kısa öykü yayım- lama alışkartlığının yeniden canlandırılması için çalış- malar yapılabilir. En önemlisi ise saltöykü konusuna eğilen bir dergi çı- karılabilir. Hem dünyada, hem Türkiye'de öykücülüğün tarihini. gelişmelerini, çeşitlenmelerini yansıtan, yerli yabancı örnekler yayimlayan, gençleri öykü yazmaya yüreklendiren bir dergi... Böyle birderginin umulanm çok üstünde ilgi göreceği- ne inanıyorum. İstasyon Sanat Merkezi açılıyor Kültür Servisi - İstasyon Sanat Merkezi, bugün resim - yağlıboya atölyesi öğrencilerinin eserlerinden oluşan karma bir sergi ile açılıyor. Erenköy'deki Sanatbank'ta sergi, 15 ekime kadar izlenebilecek. Yaklaşık 50 sanatçının 300 dolayında yapıtıyla kaüidığı sergide, çeşitli konu ve tasanmlar, yağlıboya, pastel ve kolaj teknikleriyle oluşturulmuş. Tangolarımızla Dans Edelim' •Kültür Serrisi-BalmumçuENKA Rönesans Bibliotek Bar'da perşembe günü Ulvi Kınmlı ve Tezer Dürüm'den tango müzik dinletisi yer alacak. Özlem KınmlTnın solist olarak katılacağı "Tangolanmızla Dans Edelim" dinletisi saat 19.15'tebaşlayacak. Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu perdelerini açıyor Kültür Servisi - Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu, 10 ekimde Dario Fo'nun 'Yalnız Kadın' adb oyunuyla perdelerini açıyor. Müjdat Gezen'in yönettiği oyunda MSM oyunculanndan Günay Karacaoğlu rol alıyor. Altunizade Capitol'de bulunan tiyatroda 20 ekimde de Caner Güler'in yazıp yönettiği ve MSM oyunculannın rol aldığı' Aşk Oyunlan". 29 ekimde ise Güner Sümer'in yazdığı. Savaş Dinçel'in yönettiği ve yine MSM oyunculannın rol aldığı 'Bozuk Düzen" adlı oyunlar izlenebilecek. 29 ekimde sahnelenecek bir başka oyun da Müjdat Gezen'in yanp yönettiği 'Komikler Ağlamaz'. Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu'nda aynca Çizgi Tiyatrosu Sanatcılan. ekim ayı içinde Nusret Demir'in yazıp yönettiği 'Ayı ile Tilki" ve "Taş Bebek' adlı oyunlan sergileyecekler. Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu ve Kitaphğı'nın açılışı 29 ekimde Devlet Bakanı Fikri Sağlar tarafından yapılacak. Feriha Tuğran Baş resim sergisi • Kültür Servisi - Ressam Feriha Tuğran Baş'm sergisi 3 ekim pazartesi günü Ankara Kıztlay'da bulunan Başak Sigorta Sanat Galerisi'nde açılacak. Bugüne kadar 7 kişisel sergi açan sanatçı, birçok karma sergiyede katıldı. Resimlerinin, insanla yolculuğunun tortulan olarak değerlendiren Baş, "artık biliyorum ki bu yolculuktan umulan ne denli ütopyaysa, ardından bıraktıklan da o denli dokunabilir yoğunlukta" diyor. Sergi 25 ekime kadar gezilebilecek. Romanya Ulusal Senfoni Orkestrası'ndan 2 konser Kültür Servisi - Romanya Ulusal Radyo Senfoni Orkestrası, bu akşam saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 2 konser verecek. 66yaşındaki 103kişilikorkestrayı, Türk müzikseverlerle geçen yıl tanışan Horia Andreescu yönetiyor. Orkestra, Mahler'in teknik zorluklanndan dolayı sıkca dinleme şansına sahip olmadığımız 4. ve 5. senfonilerini seslendirecek. Sopraso Adriano Croitonı 5. senfonide solist olarak yer alıyor. Aynca solist Dan Grigore, Grieg'in Piyano Konçertosu'nu, kemancı Michaela Martin ise Çaykovski'nin Keman Konçertosu'nu yorumlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle