Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EYLÜL1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
1994-95 mevsîmine gîrerken
EVİNİLYASOĞLU
Ne ilginç, kimi dönemler var-
dır, birdenbir» Tûrk sanatçüar
»rtaya çıkıverir. Yıllardır baş-
nırusu geri çevrilenlerden önceki
nllarrialcj berbat konserleri ile
tkıllarda kötü izlenim bırakanla-
ıa; yaşını başını alıp bu işi zoraki
yapanlardan henüz bir tûrlü ol-
runluk rrierdivenlerine tırmana-
namış olanlara kadar, ba-
Larsınız her biri bir yerlere otur-
tuümuş, baş tacı edilmiş, kendile-
rine kocaman resital programlan
>erilrnîş, emirlerine orkestralar
sunulmuş. Herhalde Türk sa-
natçılanna artık bir değer verelim
flan diye yeni bir politikadan
kaynaklanmaz bu yaklaşım.
Bildiğiniz gibi ekonomik sorun-
kr nedeniyle dışandan sanatçı
getirtüemedikçe programlan dol-
durmak için bol bol Tûrk top-
luluk ve sanatçı gûndeme gelir.
Bu yıl. bütûn kurumlann ortak
paydası bu.
Cemal Reşit Rey, onca
yıldır Istanbul dinleyicisinin be-
ğeni düzeyindeki ölçütû yükselt-
miş bir merkez olarak saygınlık
kazandı. Gerek getirdiği nitejikli
sanatçılar, gerek titizce seçilmiş program
içerikleriylegerçekten kış aylan boyunca
îstanbul'a şölenler yaşattı.
KarabağŞikestesi Oratoryosu
Cemal Reşit Rey salonu, 24 eylûlde
şef YaJçm Adıgüzel yönetimindeki Azer-
baycan Devlet Senfoni Orkestrasfnm
Azeri bestecilerin ağırlıkta olduğu kon-
ser ile mevsimi açü. Ne yazık ki piyanis-
timiz Ayşegül Sanca'mn solistliğindeki
Cemal Reşit Rey'den Katibim çeşitle-
rnelerinin yer aldığı açıüş konserini iz-
leyemedik.
1-2 ekim günleri yine Azerbaycan
Devlet Senfoni Orkestrası'nın konserleri
yer alacak. Her ikisinde de ortak yapıt,
Yasıf Adıgüzdov'un (1935) Karabağ Şi-
kestesi Oratoryosu olacak. Bu yüki eko-
nomik kriz Cemal Reşit Rey Sa-
lonu'nda da kendini göstermiş.
Bol Türk topluluğu, Tûrk solist
ve şefleri, Balkan ülkelerinden,
Rusya ve Azerbaycan'dan getir-
tilen sanatçılar çoğunlukta. Ney-
se ki Bilkent Uluslararası Akade-
mik Senfoni Orkestrasfnın vere-
ceği dört konser, Avrupa düze-
yindeki başka topluluklan arat-
mayacak.
Genç sanatçılar
Şef Ekrem Tekeşin yönetimin-
deki Istanbul Büyükşehir Beledi-
yesi Kent Orkestrası'run dört
İconseri; Hikmet Şimşek yöneti-
mindeki Ankara Devlet Konser-
vatuvan'nın öğrenci orkestrası;
Emin Güven Yaşucam yöneti-
minde 1992'de kurulan Çukuro-
Devlet Senfoni Orkestrası;
Cemal
Reşit Rey
Konser
Salonu'nda
bu sezon
izleyeceğimiz
oda müziği
dalındakien
önemli
etkinlikler
arasında
Ale.vander
Rudin
yönetiıniııdeki
Musica Viva
topluluğu yer
alıyor.
yaşatıyor, hem de taze coşkulannı duyu-
ruyorlar. Piyano resitallerinde genç ve
parlak piyanistlerin çoğunlukta olduğu
isimler Lubimov, Feghali, Acbucarro,
Doooboe-Roscoe ikilisi, Eflam Bavouzet,
Ekonomik sorunlar
nedeniyle dışandan
sanatçı getirtilemedikçe
CoBard,Ousset,FreireveSoko»ov. n r n n r g m i a n HrJHıırmcıV
Aynca pek çok Türk piyanısü de bu p r O g r a m i a n ClOlClUrmaK
için bol bol Türk
topluluk ve sanatçı
gündeme gelir. Bu yıl,
bütün kurumlann ortak
yıl Cemal Reşit programlannda yer alı-
yor: Üç konserle katılacak olan Idfl Bi-
ret, ikinci konserinde Brahms'ın 4. sen-
fonisinden piyanoya kendi yaptığı uyar-
lamayı ilk kez çalacak.
Gitarsevenlere zengin program
Genç piyanistimiz Mehmet Okonşar,
baştan aşağı bir liszt programı düzenle-
miş. Ayşegül Sanca, Ann Karamürsei,
Mehveş Emeç, Verda Erman ve Ergkan
Saydam diğer Türk piyanistlerimiz
paydası bu.
daki en önemli etkinlikler, Melos Kuvar-
teti, Akxander Rudin yönetimindeki
Muska Viva topluluğu, bir başka Rus
Cemal Reşit Rey'de oda müziği dalın- topluluğu olan St. Petersburg Filarmoni
Oda Orkestrası, Hudacek'in solist ola-
rak katılacağı Prag Virtüözleri, baştan
aşağı Bach programı sunacak olan Mu-
siqua Antk)ua Köln topluluğu. Dufay Ko-
leköf Barok Müzik Topluluğu, Amati
Dörtlüsü, Ysaye Dörtlüsü ve bir de Türk-
Isviçre Yayh Sazlar Altıbsı adı altmdaki
Ruşen Güneş ve Ahmet Ediz gibi değerli
sanatçılanmızın içinde yer aldığı bir oda
müziği topluluğu dikkati çekiyor. Ke-
man-piyano ikililerinden Papavrami ve
Hüseyin Sermet, genç yıldızlardan
Mordkovic, Hagai Shaham-Arnoz Erez
ikilisi, Julia Krasko, Raphael Oleg, tlya
Gntbert, Gabriel Croitonı, Hakan Şen-
soy ve artık Cemal Reşit Rey Salonu'nda
her yılki kemancı konuklan arasında yer
aian Igor Oistrach var.
Gitar sevenler için zengin bir program
haarlanmış: Paco Pena'nın yanı sıra Gıı-
zan, Laura ve Aussd-Mosalini gibi genç
va
Borusan Oda Orkestrası, Boğazi-
çi Üçlûsü, diğer Türk topluluk-
lar.
Cemal Reşit Rey Salonu'nda
bu ylın en önemli olayı, dün-
yanın en değerli ödüllerini ka-
22nmış genç sanatçılara kapı-
lannı açması.
Bu parlak gençler hem yanrun
bûyük isimleri olarak bir tarihi
Yine
Cemal
Reşit Rey
Konser
Salonu'nda
gerçekleşecek
bale ve dans
grubunda
flamenko
sevenler için
Danza Fuego
var.
Haürı sayılırbir seııfoııik orkestra
ÜNERBtRKAN
Dost ülke Azerbaycan'la Türkiye arası-
ndaki müzık ilişkileri, oldukça eskılere da-
yanır. 1960'larda, büyük müzik adamı Ni-
yari Taluzade'nin ülkemize sık sık gelme-
si, birçok opera ve konser yönetmesi, bi-
zim bestecilerimizin, özelükle Saygun'un
ve Erkin'in yapıtlanyla yakından ilgi kur-
ması, bunlann -o zamanın gelişmemiş
teknolojiyle- "MeJodiya'' fırmasının plak-
Ianna kaydedilmelerini sağlaması, bu iliş-
kilerin sağlam temellere oturtulmasuıa yol
açan etkenlerin başuıda yer alır.
Müzik yoluyla dostluk köprüsü
Son birkaç yıldır, Azerbaycan'ın
bagımsız bir ülke olarak dünya cograf-
yasına çıkışını izleyen kültür gelişmelerine
tanık olmaktayız. Dost ülke, içinde bulun-
duğu aa savaş koşullanna karşm, ülkeler
ve insanlar arasında en sağlam köprünün
kültür yoluyla atılacağı inanayla, ûlkemi-
ze en iyi müzikçilerini gönderiyor. Bu
müzikçilerin en seçkinlerinden bir bölüm,
Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sa-
natlan Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak
çalışıyor, bu yıl sanat yaşamına başlayan
Bilkent UJuslararası Senfoni Orkestrası'-
nın üyeleri arasında yer abyorlar.
Konservatuvarlanmızda, opera-
lanmızda Azeri müzikçilerin ba-
şanh çalışmalar gerçekleştirdik-
lerine tanık oluyoruz. tbşkıler, bi-
zim sanatçılanmıa dost ülkede
senfonik konserlere, opera tem-
silienne kaülmalanyla, daha da
sağlamlaşıyor. Bu arada
orkestralanmızda, opera balele-
rimızde Amirov, Meİikov, Kara-
yer, Haabeyov gibi Azeri besteci-
lerin yapıtlan seslendiriüyor,
sahneleniyor.
Azerbaycan-Türkiye arasında
kurulan "Müzik yoluyla dostluk
köprüsû"", mevsim başında tapta-
ze, yepyeni bir meyve verdi;
Azerbaycan'dan Aüas Bank'ın,
Türkiye'den Raks firmasmın ve
-ikı ülke arasındakı dostluk ilişki-
lenne büyük katkılan olduğunu
bildiğimiz- Sabah Dunı'nun so-
rumluluk üstlendikleri bir konser
tumesiyle, 105 üyeto Azerbaycan
Devlet Senfoni Orkestrası ve 60
üyeli Azerbaycan Devlet Korosu
ülkemize geldiler. Orkestra ve
koro, Istanbul'da Cemal Reşit
Rey Koser Salonu'ndaki açılış konserin-
den sonra, "Antalya Fîlnı FestivaK" kap-
samında, 28-29 eylül günleri Aspendos'ta
iki konser verecek, sonra İstanbul'a döne-
rek, 1-2 ekimde değişik bir program suna-
cak. Bu konserler dizisine dost ülkenin
verdiği büyük önem, orkestra ve koro ile
birlikte, Azerbaycan Kültür Bakanı Polat
Bülbûloğhı'nun da ülkemize gelmesiyle.
bir kez daha belirginleşmiş oluyor.
Azerbaycan DSO, Azeri çoksesli müzi-
ğinin yaratıalanndan Üzeyir Hacıbeyov'-
un (1885-1948) kurduğu bir senfonik top-
luluk. 1938-1981 yıllannı kapsayan, uzun
dönemde, orkestranın yönetmenügini
Niyari Takızade yapmış, Niyazi'nin ölü-
münden sonra da bu göreve, şimdilerde
Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde yönet-
men olarak bulunan Rauf Abdullayev geti-
rilmiş.
Orkestranın bugünkü yönetmeniyse,
Taşkent ve St. Petersburg konservatuvar-
Iannda ve Viyana Müzik Akademisi'nde
egitim görmüş olan, genç müzikçi Yalçm
Adıgüzel (Adıgezalov) sanatçı yurttaşla-
nnın hemen tümünde gördüğümüz, ses-
siz, alçakgönüllü, ama içten içe kaynadığı
belli olan, parlak bir kışitiğı var genç yö-
netmenin. Orkestrası ile tam anlamıyla
kaynaştığı, onun için niteliklerini cilala-
Şef Yalçm Adıgüzel
yönetimindeki
105üyeli
Azerbaycan
Devlet Senfoni
Orkestrası ve
60 üyeli
Azerbaycan
DevletKorosu
Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'ndaki
açılış konserinden
sonra, 28-29 eylül
günleri
Aspendos'ta
iki konser
verecek,sonra
İstanbul'a dönerek,
1-2 ekimde
değişik bir
program
sunacak.
maya, eksiklerini gidermeye bütün
varhğmı adadığı her halıyle belli oluyor.
Dostlukla. sevgıyle, yumuşak bir otoritey-
le yaklaşıyor müziğe ve müzikçilere, yo-
rumlannı bu olumlu. sıcak anlayışla sunu-
yor.
Konser 40 dakika geç başladı
Azerbaycan DSO, 24 eylül cumartesi
akşamı Cemal Reşit Rey Salonu'nun (19.
30'da başlaması gereken, ancak Refah'lı
belediye başkanımıan 40 dakika gecikme-
si yüzünden geç başlayan!) açılış konserin-
de. Üzeyir Haabeysu'nun "Köroğta" ope-
rası uvertürünü, Fikret Amirov'un (1922-
1984) "Azerbaycan Kapriçyosu"nu seslen-
dirdi, doğumunun 90'mcı yıldönümünde
saygıyla andığımız Cemal Reşit Rey'in
(1907-1985) "Bir İstanbul Türküsü Üzeri-
ne Çeşitkıneler'"inde piyanist Ayşegfil
Sanca'ya eşlik etti, ikinci yanda ise E. Gri-
eg'in "Op. 35 Norveç Danslan"nı, M. Ra-
veTin "Daphnts ve Chloe-fkinci Süifiyle
"Bolero"sunu seslendirdi.
Azeri sanatçılann yapıtlan, içinden
çıkuklan topraklann rengini, havasım,
kokusunu taşıyan, genel çizgileriyle par-
lak, canh, rahat dinlenir besteler.
Azerbaycan halkının müziğini, kar-
maşık olmayan bir armonik doku içinde
dinleyicinin kulağına senfonik ortamda
ulaştınyor ikisi de. Hacıbeyov'un gele-
neksel armonisinin, "uvertnr"deki tö-
rensel, epik karakterin yanı sıra, Ami-
rov"un "Kapriçyo"su, içerdiği yöresel
ezgiler, "muganı (makam)" dizjleriyte,
biraz daha cana yakın, içten, sevimli bir
yaratma. Dost ülkeden gelen bu iki kısa
(toplam 12 dakikalık) "mesaj"dan son-
ra, "Katibim" türküsüne geldi sıra; de-
ğerli piyanist Ayşe Gül Sanca, 1991'de
"Dtşişkri Bakanlığt-Hungaraton"
işbirliğiyle gerçekleştirilen CD'deki par-
lak, renkli, gösterişli, coşkulu yorumu
bir kez daha serdi gözler önüne, bu uzun
soluklu (33 dakika) çeşitlemeler dizisin-
de, dinleyiciye "Csküdar'a gider iken..."
sözleriyle başlayan ünlü, sevimli türkü-
nün bilinen ezgisini 21 değişik ortamda
sundu.
Konserin ikinci bölümünde seslendi-
rilen, Grieg'in ve Ravel'in yapıtlan,
Azerbaycan DSO'nun, evrensel ölçüler
içinde hatın sayılır yeri olan bir senfonik
topluluk niteliğinde olduğunu gösterdi.
Azeri dostlanmıza. 'ülkemize hoşgel-
diniz, sanatın, gerçek dostluğun tazeliği-
ni, temizliğini getirdiniz biztere..." diyo-
ruz, teşekkür ediyoruz.
isimler de var. Aynca Eliot Fisk-
Burhan öçal ikilisinin East meets
Wets konserinde, El Bola Fla-
menkeo Beşlisi ve Viyana Gitar
Üçlüsü'nün oda müziği niteligin-
deki gitar dinletileri de ilginç. Şan
programlanyla Ayhan Baran-
Zehra Yıldız resitali başlı başma
bir olay. Luciana Serra, Simona
BaMotini, Tspidova, Kasrashvfli
ve Obraztsova gibi ünlü soprano-
lar da programlannda yer alıyor.
Sayılan bir hayB artmış
Bale ve dans grubunda dikkati
çekenler Prag Festival Balesi Eli-
za Monte dans topluluğu ve fla-
menko sevenlere Danza Fuego.
Geleneksel Türk müziği top-
luluklannın ise sayılan bir hayli
artmış bu yıl. Nevzad Atnğ ko-
rosu. Necdet Yaşar ve Ahmet Öz-
han topluluklan. Alaaddin Ya-
vaşça ve Ruhi Avangil program-
lan, tnd Çayıriı korosu, Gönül
Paçaa programı ve Anatolia
Topluluğu'nun Balkan Danslan
ve Rembetiko gösterisi de bu
gnıpta yer alıyor. Bunlann yanı
sıra Folklor başhğı alünda yapı-
lan bir sınıflandırmada Aşıklar
Şöleni, Ankara Türk Halk Müzi-
ği Topluluğu, Haiti'den Veysel'e Folklor
(?) ve Azeri Folklor Topluluğu yerleşti-
rilmiş.
Aralannda Aydın Esen ve Burhan
Öçal gibi Türk isimlere de rastladığımız
oldukça zengin bir caz programı da ser-
gilenecek.
Atatûrk Kültür Merkezizedeler
Nisan ayından beri onanlmak üzere
kapatılan Atatürk Kültür Merkezi'nin
sanatcılan, perdelerini toptan kapat-
mamış olmak için kendilerine yerler ara-
yıp durdular yaz boyunca. Ancak ekim
ayı geldiği halde henüz hiçbîr hareket
yok binada onanma ilişkin. Istanbul
Devlet Opera va Balesi kendine Istan-
bul'un dört bir yanında köşeler bulmak,
sesini duyurmak için düzenlemeler
yapmış. Kadıköy Halk Egitim Merke-
zi'nden Bakırköy Yunus Emre
Kültür Merkezi'ne, Aya îrini'-
den Cemal Reşit Rey Konser Sa-
lonu'na ve Devlet Tiyatrolanrun
Taksim Sahnesi'ne kadar göçebe
bir halde temsillerini canlı tutma-
ya çalışacak.
Operanın bu yılki heyecan
verici yenilikleri, ilk kez Istan-
bul'da sahnelenecek olan Ric-
hard Strauss'ın Salomesi; Rossi-
ni'nın Italya'da bir Türk operası
ve yirmi yıldır gösterime alın-
mayan büyük prodüksiyon Ver-
di'nin Aida operası. Yine büyük
prodüksiyonlardan Spartaküs ve
Coppelia baleleri de dikkati çeki-
yor.
İDSO yeni arayışlarda
tstanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası'nın yeni yönetimi ise bir-
takım yeni arayışlar içinde.
Ömeğin hemen her bir progra-
ma sponsor bularak, dışandan
şef getirtmeyi başarmışlar. Böyle-
ce 28 haftalık programlann 20
haftası yabancı ve oldukça ünlü
şeflerle yönetilecek. Aynca par-
tisyon bulmak, nota kırası ode-
mek yerine orkestranın kütüpha-
nesinde var olan ancak üç-dört
yıldır çalınmamış yapıtlan gün-
deme getirmek gibi bir ilke edin-
mişler.
Böylece Borodüı'in 2. Senfo-
nisi, BerHoz'un Fantastik Sen-
fonisi. Dvorak'ın 6. Senfonisi
Prokofiyef in 2. Piyano Konçer-
tosu, Hobt'un Planetleri gjbi
malzemesi ellerinde bulunan
yapıtlan değerlendirecekler. Bu
yıüci konserlerine 29 ekim günü
800 kişi kapasiteli Maçka Maden
Fakültesi'nin salonunda başlaya-
cak olan fDSO yöneticileri.
abonmalann da eski şekliyle de-
vam edeeğini belirtiyorlar.
Programlara katılacak şefler
Cristof Escher, Lucas PafT, Tade-
usz Strugala, Drogomir Nenov,
Melik Aslanov, Osavva, Howard
GrifBtfas, Ivan Angek», Fahrettm
Kerimov, Kazuhiko Komatsu ve
Lntz Herbig. Türk şefler ise Erol
Erdmç, Nad özgüc, Ender
Sakpmar, Emin Göven Yaşlıcam,
Yosuf Güler Aksöz, Hikmet Şim-
şek, Gürer Aykal ve Rengim Gök-
men'in isimlerine bu yılki prog-
ramlarda rastlanmıyor.
Baba-oğul GaJatiler
Solistlerimize gelince Verda
Erman'ı Rachmaninorun 2.
Piyano Konçertosu'yla, Mehmet
Okonşar'ı Ravel'in Sol El Kon-
çertosu'yla, Aydm Kartıbel'i
Listz'in Ölüler Dansı'yla, Hüse-
yin Sermet Mendelssohn'un 1.
Piyano Konçertosu'yla, tcfil Bi-
ret'i Rachmaninofun 1. Piyano
Konçertosu'yla, Gübin Onay'ı
Beethoven'in 4. Piyano Konçer-
tosuyla, Ayşegö Sanca'yı Cflıat
Askm'ı. Vedat Koşal'ı, Suna
Kan'ın Erkin Konçertosu'yla,
Seta Ttnyd'i Schanvenka Kon-
çertosu'yla, Ann KaramürseTi
Rachmaninofun Paganini çeşit-
lemeleriyle, Gülşen Tatu'yu Car-
men Fantezisi ile Ruşen Güneş'i
Telemann'ın konçertosu ile din-
leyeceğiz.
Yeni yıl konseri olarak baba-
oğul Galatiler'i dinlemek de bu
yıhn hoş bir sürprizi olacak.
IDSO'nun konuk solistlerinden
saksofoncu John Harie, kemana
Nicbo Mintho, gitarcı Costa Kot-
siolis, çellist Curtin Coray, ke-
mancı Çiünginan. piyanist AKe-
va, Istanbullulann eski dostlan-
ndan Vadav Hudacek, piyanist
Dnlgerov ilgi çeken isimler.
1994 yılına, umanz her kurum
kendi sahnesinde kendi ortamı-
nda girme olanağı bulur.
ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Oykü Depgisi
"Adam Sanat"\n Eylül 1994 sayısında yayımladığım
"Öykücülüğümüz" başlıklı yazı çok olumlu yankılar ge-
tirdi. Anlaşılan bu konuda birçok kişi benzer düşünceler
taşıyormuş.
Yalnız amacım biraz yanlış anlaşıldı. Kimileri "Adam
Sanaf'ta öykü yayımlamaya başlayacağımızı, kimileri
de bir öykü dergisi çıkarmayı tasarladığımızı sandılar.
Yıllar önce, 1962'nin başlarında, "Varlık"te, "Vatan"
gazetesinde kitap dergi anlayışını savunan yazılar yaz-
dığımda da böyle olmuştu. Herkes öyle bir dergi çıkar-
maya hazırlandığımı sanmıştı. Oysa bir dergi çıkarmak
aklımın ucundan bile geçmiyordu o günlerde.
İki yıldan fazla bir süre sonra, 1964 sonlarına doğru
ise, "Yeni Dergi"yi yaytmlamaya başlamıştım. Demek
bir özlem insanın gönlüne bir kere girmesin, olanağı
doğdu mu gerçekleşiveriyor.
Gene öyle olabilir mi? Hiç sanmıyorum.
Bir yaştan sonra insan uzun sürmesini, kökleşmesini
istediği işleri başkalarmın yapmasını bekliyor.
Öykücülüğümüzün arkaya itildiğini, çıkış yollarının tı-
kandığını nicedirgörüyordum. Kaygılarımı açtığım arka-
daşlanm konuşmayı genellikle "Adam Sanaf'ta öykü
yayımlama önerisine bağlıyorlardı.
Yılda on iki öykü...
Sorunun çözümü keşke bu kadar basit olsa...
"Adam Sanat"\n Eylül 1994 sayısında yazdıklarımı,
burada, "Cumhuriyet" okurları önünde, özetleyerek yi-
nelemek istiyorum:
\ Türk öykücülüğü Sait Falk'le başlayan hızlı gelişme-
nin sonunda büyük bir çeşitliliğe ulaşmış, birbirinden
başarılı sanatçılar yetiştirmişti. Bu türde yazın dünyası-
nın öncü ülkeleriyle yarışabilecek düzeye geldiğimizi
ileri sürenler bile vardı.
Oyküyü ilk dışlayanlar yıllar önce gazeteler olmuştu.
Okunan gazeteden, bakılan gazeteye doğru gidilirken,
her gün yayımlanan kısa öykülerden vazgeçilmiş, ama
bu tutum öykücülüğümüzün gelişmesini durdurama-
mıştı. Çünkü sanat dergjlerinde öykülere gene baş kö-
şelerde yer veriliyor, yazın adamları yönettikleri yayı-
nevlerinde öykü kitabı yayımlamayı sürdürüyorlardı.
En büyük darbe büyük yayınevlerinden geldi. Öykü ki-
taplarının az satıldığı söylenerek yazarlar roman yaz-
maya yönlendirildi.
"Öykü kitabı basamayız, roman yazın, hemen basa-
lım," dendi.
önerilen yapılamayacak bir iş değildi...
Giderek romancılık bir uğraş niteliği kazandı. Roman-
larının geliriyle geçinenler ortaya çıktı.
Birçok seçkin öykücünün romana kaymasıyla başla-
yan duraklama ise ilgileri bu türden büyük oranda uzak-
laştırdı.
Bugün ne yapılabilir?
Türk öykücülüğünü en parlak günlerine taşıyan etkin-
liklerin yeniden canlandırılması gerekiyor.
Şu günlerde kitapların ilk basımları 1500,2000 arasın-
da değişmekte. Gelir gider hesaplarının böylesine
küçük satışlara göre yapılması, kanımca, roman, öykü,
eleştiri, şiir, her kitap basılabilir anlamına geliyor, çünkü
her kitap bu kadar satılır.
öncelikle, öykü kitaplarına ağırlık veren bir yayınevi
kurulabilir.
Sonra çok satışlı magazin dergilerinde nitelikli öykü-
lerin yer alması için, bir de gazetelerde kısa öykü yayım-
lama alışkartlığının yeniden canlandırılması için çalış-
malar yapılabilir.
En önemlisi ise saltöykü konusuna eğilen bir dergi çı-
karılabilir. Hem dünyada, hem Türkiye'de öykücülüğün
tarihini. gelişmelerini, çeşitlenmelerini yansıtan, yerli
yabancı örnekler yayimlayan, gençleri öykü yazmaya
yüreklendiren bir dergi...
Böyle birderginin umulanm çok üstünde ilgi göreceği-
ne inanıyorum.
İstasyon Sanat Merkezi açılıyor
Kültür Servisi - İstasyon Sanat Merkezi, bugün resim -
yağlıboya atölyesi öğrencilerinin eserlerinden oluşan karma
bir sergi ile açılıyor. Erenköy'deki Sanatbank'ta sergi, 15
ekime kadar izlenebilecek. Yaklaşık 50 sanatçının 300
dolayında yapıtıyla kaüidığı sergide, çeşitli konu ve tasanmlar,
yağlıboya, pastel ve kolaj teknikleriyle oluşturulmuş.
Tangolarımızla Dans Edelim'
•Kültür Serrisi-BalmumçuENKA Rönesans Bibliotek
Bar'da perşembe günü Ulvi Kınmlı ve Tezer Dürüm'den
tango müzik dinletisi yer alacak. Özlem KınmlTnın solist
olarak katılacağı "Tangolanmızla Dans Edelim" dinletisi saat
19.15'tebaşlayacak.
Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu
perdelerini açıyor
Kültür Servisi - Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu, 10 ekimde
Dario Fo'nun 'Yalnız Kadın' adb oyunuyla perdelerini açıyor.
Müjdat Gezen'in yönettiği oyunda MSM oyunculanndan
Günay Karacaoğlu rol alıyor. Altunizade Capitol'de bulunan
tiyatroda 20 ekimde de Caner Güler'in
yazıp yönettiği ve MSM oyunculannın
rol aldığı' Aşk Oyunlan". 29 ekimde ise
Güner Sümer'in yazdığı. Savaş
Dinçel'in yönettiği ve yine MSM
oyunculannın rol aldığı 'Bozuk Düzen"
adlı oyunlar izlenebilecek. 29 ekimde
sahnelenecek bir başka oyun da
Müjdat Gezen'in yanp yönettiği
'Komikler Ağlamaz'. Müjdat Gezen
Gençlik Tiyatrosu'nda aynca Çizgi
Tiyatrosu Sanatcılan. ekim ayı içinde Nusret Demir'in yazıp
yönettiği 'Ayı ile Tilki" ve "Taş Bebek' adlı oyunlan
sergileyecekler. Müjdat Gezen Gençlik Tiyatrosu ve
Kitaphğı'nın açılışı 29 ekimde Devlet Bakanı Fikri Sağlar
tarafından yapılacak.
Feriha Tuğran Baş resim sergisi
• Kültür Servisi - Ressam Feriha Tuğran Baş'm sergisi 3 ekim
pazartesi günü Ankara Kıztlay'da bulunan Başak Sigorta
Sanat Galerisi'nde açılacak. Bugüne kadar 7 kişisel sergi açan
sanatçı, birçok karma sergiyede katıldı. Resimlerinin, insanla
yolculuğunun tortulan olarak değerlendiren Baş, "artık
biliyorum ki bu yolculuktan umulan ne denli ütopyaysa,
ardından bıraktıklan da o denli dokunabilir yoğunlukta"
diyor. Sergi 25 ekime kadar gezilebilecek.
Romanya Ulusal Senfoni
Orkestrası'ndan 2 konser
Kültür Servisi - Romanya Ulusal Radyo Senfoni Orkestrası,
bu akşam saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 2
konser verecek. 66yaşındaki 103kişilikorkestrayı, Türk
müzikseverlerle geçen yıl tanışan Horia Andreescu yönetiyor.
Orkestra, Mahler'in teknik zorluklanndan dolayı sıkca
dinleme şansına sahip olmadığımız 4. ve 5. senfonilerini
seslendirecek. Sopraso Adriano Croitonı 5. senfonide solist
olarak yer alıyor. Aynca solist Dan Grigore, Grieg'in Piyano
Konçertosu'nu, kemancı Michaela Martin ise Çaykovski'nin
Keman Konçertosu'nu yorumlayacak.