15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1SHA2İRAN1992SAU CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Sıızan Yakar öldü • İSTANBUL (AA) - Ünlü fılm ve ses sanatçısı Suzan Yakar Rutkay, önceki gün ledavi gördüğü SSK Malatya Hastanesi'nde öldü. 78 yaşında ölen ve "Bülbül sesli sanatçı" olarak anılan Rutkay, 1935 yılından bu yana sanat yaşamını sûrdürüyordu. Film-San Vakfı onur üyesi de olan Rutkay, "Harman Sonu", "lncili Çavuş", "Sabah Yıldızı", "Şehitler Kalesi", "Kore Gazileri", "Cem Sultan" ve "Kösem Sultan" gibi fılmlerde rol aldı. Suzan Yakar Rutkay'ın oenazesi, yann Teşvikiye Camıi'nde kılınacak öğle namazından sonra Feriköy Mezarhğı'nda toprağa verilecek. Sinematek Derneği'nin etkinlikleri • Kühür Servisi - İstanbul Sinematek Derneğı kuruluşu nedeniyle bır hafta boyunca birdizi kültüreletkinlik gerçekleştırecek. Hafta, Balmumcu ENKA Holding tesıslerinde saat 19.00'da verilecek kokteyl ile başlayacak ve 20.30'da "Bisiklet Hırsızlan" fılmi ile devam edecek. Yann ENKA salonunda "RusQuartet" klasık müzik konseri, AKM sınema salonunda "Bisiklet Hırsızlan" fılminin gösterimi. Kadıköy Anatolia Cafe'de "Hair" müzikali sunulacak. UNESCO'dan büyük ödül • Kültür Servisi - UNESCOnun kültür ve sanat etkınliklennı değerlendıren Uluslararası Promosyon ve Prestıf Enstıtüsü'nün Kültür ve Şanatlar Uluslararası Büyük Ödülü, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na yann törenle verilecek. Ödülü, Vakıf Başkanı Dr.Nejat Eczacıbaşı'yaUNESCO Onur Kurulu Üyesi Giscard d'Estaing verecek. ödül töreni Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 18.30'da başlayacak. Türkiye'ye ilk kez verilen ödül, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na 20 yildır müzik, tiyatro, sinema alanındaki ciddi ve tutarlı çalışmalanndan dolayi değer görüldü. 26 yıllık bir süre boyunca sadece dokuz kez venlen ödülün venlmesinde Dr.Nejat Eczaabaşı başkanhğındaki vakfın, İstanbul'u bir "kültür başkenti"neçevirmesinin bu kararda etkili olduğu belirtildi. Tarihi mekânlarda konserler • Kültür Servisi - İstanbul Devlet Opera ve Balesi "Tarihle Içiçe Halkla El ele" başlıklı dizi konserlerine bugün başlıyor. İDOB; Türk İslam Eserleri Müzesi'nde saat 10.30'dagerçekleşecek olan konserle başlatacağı bu etkinliğı, yann Ayasofya Müzesi'nde, perşembe günü de Arkeolojı Müzesi'nde sürdürecek. En eski yazıt Üsköp'te •FRANKFURT(AA)- * Makedonya'nın Üsküp kenti ~ yakınlarmda dünyanın en eski yazıtı olduğu sanılan bir taş levha bulundu. MÖ 4800 yılına ait olduğu behrlenen yazıün, Üsküp yakınlanndaki bir arkeolojik kazı sırasında bulundugu bildirildi. Alman Haber Ajansı(DPA), söz konusu yazıt üzerindeki işaretlerin, Fenikeliler ve Lidyalılar dönemindeki yan şekline benzediğini bildirdı. 1962 yılında Çin'de yapılan kazılar sırasında bulunan ve MÖ 4000 ve 5000 yülanna ait olduğu belirlenen bir taş levha, bugüne kadar bulunan en eski yazıt olma özelliğini koruyordu. Çevreci konser • Kültür Servisi - Blue Line ve Zen adh rock gruplan yann saat 20.00'de Harbiye Cernal Reşit Rey Salonu'nda bir konser verecekler. D YP İi Başkanlığı'nın düzenlediği konserde, dia ve fılm gösıerileri gerçekleştirilerek "çevre" konusu işlenecek. Bütün elemanlan çeşitli üniversite öğrencilerinden oluşan Blue Line ve Zen gruolannın konseri için ceşitli semtlerden otobüs senisi yapılacak. Konser âfiş. bilet ve broşürleri çevreye zarar vermemek açıandan atık kâğıttan ürealdi. Pekinel'ler ve Labeque'ler İtalya'da düzenlenen Floransa Festivali'nde Kusursuz iki su damlası• Güher ve Süher Pe- kinel kardeşler ile bu yıl İstanbul Festivali'- ne de gelecek olan Ka- tia ve Marielle Labe- que Kardeşler, Flo- ransa Festivali'nde. Pekinellerin konseri, İtalya basınında öv- güyle karşılandı. EVİN tLYASOĞLU Güher ve Süher Pekinel E1L- beşinci Floransa Festivali'ne katıldılar. 5 mayıs-27 haziran tarihleri arasındaki festivalde Pekineller'den başka dünyanın diğer ünlü piyano ikilileri de çahyorlar: Bir süre sonra İstan- bul Festivali'ne katılacak olan Labeque kardeşler ve İtalya'nın en ünlü "duo" piyanistleri, Bruno Canino ile Antonio Bal- lista. Floransa Festivali'nde Pekı- neller, Radu Lupu ve Krysüan Zimmerman'ın arasındaki ta- rihte çalmışlar. Sanatçılar hakkında ceşitli gazetelerde çıkan övgü dolu eleşürilerden bir kısmını aktarahm: "Bu eşsiz piyano ikilisinin ikiz olduğunu ve birbirlerine ıkı su damlası gibı benzediklerini söylerken müzikal açıdan bir- birlerini nasıl tamamladıklan da izlemeye değerdi. Floransa'- daki ıesitallerine Stravinski'nin Bahar Ayini ile başladılar. As- lında orkestra için bestelenen yapıtın piyano uyarlamasında Pekineller, senfonideki renkle- ri, yoğunluğunu yitirmeden, İtalya'da yayımlanan "La Nazione" gazetesi, Pekineller için, "Floransa halkına müzikal dehala- nnı sunduîar 1 ' dedi. hatta bır orkestradan bile daha parlak yorumladılar. Bu genç ve güzel müasyenle- rin enştikleri kusursuzluk, seslerin net ve olağanüstü uyu- munda kendinı gösterdi. İİcısı de çok ıyı eğitım görmüş olan bu iki virtüoz arasındaki söyleşı yalruz Stravinski'de değil. onu ızleyen Rahmanınov'da da (Süit no. 5; Fantasie Tableaux) ortaya çıktı." (La Citta di Frin- ze) "Stravinski'nin I9l3'te yazdığı primitivist yapıtı Bahar Ayinı'nin ıki-piyano için yalm bir uygulamasını çalan Pekinel kardeşler, yapıün ilk orkestra yorumunu adeta 'ilkel' düzeye ındirgeyip, özgün halini gölge- de bırakacak bir uyumla, esra- rengiz 'Fransız' inceliğini bir- leştirdiler. Başyapıtın o farklı, kendine özgü büyüsü, iki piya- no yorumunda, izlenimciliğin son açan çiçeklerinden bir şey- ler taşıyordu. Bu ince havayı di- namik aşınlıktan anndırarak yansıtan daha bir parlak ve düşgücü dolu yorumlanyla bu iki sevimli kızkardeş, Floransa halkına adeta müzikal zekS- lannı sunduîar. Rahmaninov'un süitıni çalmaya başladıklannda, bece- rileri bu kez tutkulu bir sevgi eylemıne dönüştü. 'Sevgi' diyo- ruz. çünkü piyanonun güzelli- ğini sergileyen virtüoziteleri ve büyük bir keyifle dinleyiciyi ku- caklayabildiler. Ünlü Rus bes- tecısi ve piyanistinin daha ku- sursuz, daha uyumlu bir biçim- de yorumlanması olanaksızdı. Daha sonra, programda yer alan Infante'nin Endülüs Danslan resitali iyice keyifli bir hale getirdi." (La Nazione) Pekineller'in Santa Cecilia'- da hemen Floransa Festivali ardından verdikleri konser de bırçok övgüye yol açrruş. Bu gazetelerden birinin, "II Mes- saggero"nun değerlendirmesi şöyle: "..Tekyumurta ikizı olan Güher ve Süher Pekinel birbir- lerine benzememeye özen gös- teriyorlar. Hatta yonım için uyum sağlamak ve kusursuz bir etkinliğe ulaşmak için ne mutlu ki azıcık da olsa mizaç bakı- mından birbirlerinden farklı- lar. Ancak birbirlerinin eksik yönünü de tamamlamayı çok iyi biüyorlar. Santa Cecılia Akadernisi'nin Oda Müziği mevsiminin açılışında çaldık- lan Bahar Ayini'nın bestecisi tarafından yapılmış iki piyano uyarlamasmda, Pekineller, hem uzun deneyimlerinin, hem d? eğitimsel birikimlerinin so- nucu olarak ve tümüyle kendi- leribe özgü bir anlayışla, yer yer eseri neredeyse yeni baştan ya- rattılar." Bütün bu değerlendirmeler- de Pekineller'le bugüne dek yaptığımız söyleşileri anımsıyo- rum: Her zaman ikiz olmanın avantajlannı belli bir disiplın içinde kullanmaya, benzerükle- ri kadar at yönİerini de ortaya çıkanp, karşıtlıklann doğurdu- ğu yeni düzeylerde uyum ara- maya özen gösterdiklerini be- lirtmişlerdir. II. Ramses'in en sevdiği kansı Nefertari'nin gömütü restore edildi Kraliçeye 28 milyarlık ıııakyaj • Mısır Kraliçesi Nefejr- tari'nin 3 bin yıllık gömü- tü, 4 yıl süren titiz çalış- malar sonucu yok ol- maktan kurtanldı. Uz- manlar, gömütteki bo- zulmalann iki ana nede- nini, "rutubet" ve "be; şeriyet" olarak açıkladı- lar. Kültür Servisi - Destansı Mı- sır Firavunu II. Ramses'in (İÖ 1290-1223) kraliçeleri arasında en görkemlisi Nefertari'ydi. Nefertari, Ramses'in en gözde ve en güzel kansıydı. Ramses, Nefertari için Tep kenti yakın- lannda, Kraliçeler Vadisi'nde bir gömüt yapürmış, gömütün duvarlan krallığın önde gelen ressamlanrun elinden çıkma parlak Nefertari portreleriyle süslenmişti. Nefertari'nin üç bin yıldır ka- yıp olan gömütü, 1904'te bu- lundu. Gömütün içindeki de- ğerli eşyalar büyük bir olasıhk- la eski dönemlerde yağmalan- mış, duvar resimleri bozulmuş- tu. 1940'lara gelindiğinde, bo- zulma öyle ölçülere varmıştı ki. Mısırlı yetkilıler Nefertari'nin gömütünü ziyarete kapattılar. Eski Mısır uygarlığının bir te- mel taşı daha tehlike alündaydı. 1986'da Mısır Eski Eserler Genel Müdürlüp ile ABD'- deki Getty Koruma Enstitüsü, 4 milyon dolar bütçeh bir resto- rasyon projesi başlatülar. Ça- hşmalann çarpıa sonuçlan mayıs sonlannda açıklandı. Gefçi gömütün ziyareti iki yıl süreyle bilim adamlan ve Mı- str'a gelen yabancı devlet adamlanyla sınırlanacak, bu süre içinde gömütün ısısı ve ru- tubeti aygıtlarla yeniden ayar- lanacaktı. Ama Mısırlı yetkib- lerle Getty Enstitüsü'nün ortak cabalannın paha biçilmez bir kültür mirasını kurtardığı açık. £?*Wv«v_. •~71iSi?«T' 'T^fV- ;.V::.;.v::.':>.5ci • "''"'hitıum, Gömütteki duvar resminde Kralice Nefertari dua ediyor. Resimyazıda ise "En güzelleriydi" denüiyor. Restorasyon çabşmalan, Getty Koruma Enstitüsü Mü- dürü Miguel Angel Corzo'nun gözetimi altında gerçekleştiril- di. Corzo, 6 yıl önce bu uğraşa giriştiğinde, çok zor bır işe kal- kıştığını gördü. Boyalar tabaka tabaka soyuluyordu, duvarlar- dan sıva parçalan dökülmüştü. Gömütün her köşesine böcek- ler yuvalanmıştı. Corzo'nun uzmanlan Nefer- tari'nin gömütündeki tahn- baun iki ana nedenini "rutu- bet" ve "beşeriyet" olarak be- lirlediler. Uzmanlar. gömütün 1904'te bulunmasından oncekı bozulmalann, İÖ 100 ile İS 100 arasında meydana gelen bır taşkının sonucu olduğunu öne sürdüler. İncelemeler sonucun- da, gömütün içinde 17 kişi yal- nızca yanm saat kaldığı zaman nem oranının yüzde 30'dan yüzde 50'ye yükseldiği saptan- dı. Bu da bakterilenn üremesi için fazlasıyla yeterliydı. Corzo, ışin başına, sanat res- torasyonu alanında çok ünlü bir İtalyan kan-kocayı, Paolo ye Laura Mora'yı getirdi. Altı İtalyan, dört Mısırlı uzmandan oluşan bir ekibi yöneten Mora'- lar ilk ağızda bir yıl sürecek ilk- yardım işlemine giriştiler. Sıva- nın dökülmesini ve resimlerin soyulmasını önlemek için du- varlar ve tavanlar dutağaa ka- buğundan yapılmış kâğıt şerit- lerle kaplandı. Uzmanlar. gö- mütün her bir santimetre kare- sıni damıtılmış suyla sildiler. Üç KARS SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1992/117 Karar No: 1992/219 Taklit ve tağşiş edilmiş bal satmak suçundan sanık Gö- le B. Boğatepe köyıi nüfusu- na kayıtlı Mustafa oğlu 1964 D.lu Kurban Şahin hakkın- da mahkememize açılan ka- mu davasının yapılan ve bitirilen duruşması sonunda: Sanık Kurban Şahin*in ey- lemine uyan Gıda Maddele- ri Tüzüğü'nün 709. maddesi delaletiyle TCK'nın 398, 402, 72, 94, 647, 4, 6, mad- deleri gereğince 510.000 lira ağır para cezasının teciline ve hüküm özetinin Ankara, İs- tanbul ve Izmir'de yayımlan- makta olan tirajı yüz binin üzerinde bulunan bir gazete- de ilan edilmesi karar gere- ğince ilanen duyurulur. Basın: 30028 BAŞSAĞLIĞI Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nde çağdaş bilimin ilk harcını koyan değerli bilim insanlarımızdan, İstanbul Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi, kimya profesörü ve TÜBİTAK Hizmet Ödülü sahibi Prof. Dr. REMZtYE HİSAR'ı kaybettik. Türk bilim camiasının başı sağolsun. TÜBİTAK bin yılhk toz ve kurumu aldılar. Bazı yerlerde ise, kıreçtaşı du- varlan temizlemek ve rutubetin yol açtığı catlaklan onarmak için kâğıt şeritleri destek olarak kullanarak sıva ve boya kat- manlannı kaldırdılar. Nefertari'nin gömütünü "kurtarma harekâtı" dört yıl sürdü. Özgün boya ve resimle- rin elden geçirilmesine, rötuş- lanmasına asla izin verihnedi; çünkü amaç düzeltmek değil, korumakü. Boya ve sıvanın yok olduğu yerler çıplak bırakıldı. Corzo, gömütte üç bin yıl ön- ce çalışan ustalann hiç umul- madık yanılgılara düştüklerini ve bunun kanıtlannın gözle gö- rüldüğünü belirtiyor. Gömü- tün tavanındaki sıra sıra yıldız- lann düz bir çizgide olması için duvardan duvara ipler germiş- ler. Uzmarüar, lahıt odasında iplerle belirlenen bu çizgilerden biri boyunca dikkatsiz ustalar- dan birinin parmak izlerinin kaldığını görmüşler. Corzo'nun Time dergisinden Dean Fisher'a verdiği bilgjye göre, gömütün bir köşesinde, işin bitirildığini anlatan bir re- sim-yazı göze çarpıyor. Anlaşı- lan, zamanın "müteahhıt"i da- yanamamış! Gömütteki sütunlardan bı- rinde ise, Nefertari'nin ten rengi yanağına mavi tavan boyası bulaşmış. Kimbilir, belki de Krahçe Nefertari gömüt ta- mamlanmadan ölmüş ve usta- lar o telaş arasında resmi temiz- lemeyi unutmuşlar!.. Ölümünün 15. yılında anılacak "GençElvis" ABDpullarında Kültür Servisi - 1977'de 42 yaşmdayken ölen rock and roll kralı Elvis Presley, ABD'de pullarageçti. ABD Posta İdaresi tarafı- ndan ülke çapında düzenlenen oylamada, Elvis hayranlan pulda kullanılmak üzere kırk- İanndaki, şişmanlamış Elvis'i değil, "Genç Elvis"i seçtiler. Ünlü şarkıcının yaşb portresi 277 bin oy alırken, genç görün- tüsüne tam 851 bin oy çıktı. Bir zamanlar "Kalça Elvis" diye anılan rock and roll şarkı- cısını, her biri 1 milyondan faz- la satan "Heartbreak Hotel", "Hound Dog", "AU Shook Up" gibi plaklanm gerçekleş- tirdiği 195O'li yıllarda gösteren resmi, Presley'in 58. doğumgü- nü olan 8 Ocak 1993 tarihin- den başlayarak mektup zarf- lannın üstünde görülecek. 29 sentlik pulda Elvis Presley 1950'lerin mikrofonuyla şarkı söylerken görülüyor. 16 Ağustos 1992 günü dc ölümünün 15. yılında anılacak olan Elvis Presley'in pulda hangi resminin kullarulacağı- na üışkın karar, Amerikah sa- natçının Memphis kentindeki gösterişli Graceland malikânesinde eski kansı Pris- cilla Presley tarafından açık- landı. Amerikan toplumunun "ta- pılan" sımgelerinden birine dönüşen Elvis Presley, ününü ve tecimsel başansını son yü- larda da sürdürmüş, ancak za- manla toplumsal baskılar, aşın şişmanlama ve uyuşturucu ba- ğımlılığı yüzünden kişisel çöküşegirmişti. Elvis'in yaşama veda ettiği Graceland malikânesi bir ziya- ret^erine dönüşmüştü. Ünlü şarkıanın yaşarken saülan 500 milyon plağma ek olarak ölümünü izleyen 5 gün içinde 8 milyon plağı daha satılmışü. Tarlabaşı'nda bir dans tiyatrosu YeşilÜzümler Yemııez Samıııstık BEHtÇ AK Beyoğlu'nun arka sokakla- nndan, Tarlabaşı bulvannı ge- çip, sanatçılann atölye, fotoğ- raf, dans stüdyosu, fılm seti olarak kullandığı eski Ermeni okulunun yan kapısından içeriye giriyorum. Yüksek ta- vanlı büyük ve eski bir bina. Bu akşam bır dans gösterisi var. İsmı. "Yeşil Üzümler Yenmez Sanmışük". İkincı katta Ezel Akay'uı stüdyosun- da. Yüksek tavanlı bir oda. İçeri girip oturuyorum. Kemaî Aratan'ın etkileyıci darbuka solosu... Gösteri baş- lıyor. Başlar başlamaz, bunun bir gösteri değil, sahici bir şey olduğunu hissediyorum. Dansçılann kendilerini, gün- lüklerini. ceplerindekilerini, rüyalannı. ço- cukken kendile- rine anlatılan bir masalı, sev- dikleri objeleri ortaya koyduk- lan bir yolculuk bu. İnsanı he- men saran bir sıcaklık. gör- düklerimi tanım- lama çabamı yok ediyor. Bazı gösteri- lere sürükleye- rek götürdü- ğüm, ikide bır eve gitmek iste- yen "kendim"i unutuyorum... Uzun zamandır olmayan bır şey. İzlediğım şeyı sevıyorum. Hiç hesapta olmadığı halde gösteriden son- ra kalıyorum. Tiyatronun yö- netmeni Zeynep Günsur 1968 doğumlu. Boğaziçı Sosyoloji'- den mezun. Okulu bitırdikten sonra, bır sene Hındıstan'da yaşamış. Doğu kültürlenne ilgi duyuyor. Londra'da veya New York'ta araşüımaıar yapmak istiyor. "Kendi içimdeki dansı yakalamak ıstiyorum" diyor Zeynep Günsur. "Kendi hare- ketlenmi ufaltarak buna ulaştığımı düşünüyorum. Ja- ponlann Butto dansı beni etki- liyor. Bir keresinde, bir Japon dansçının 'bir atın ölümünü' dans edişini izlemiştim. Çok etkilendım. Son derece ufak hareketlerle, kendine doğru bir yolculuğa çıkıyordu." Beraberliklerinı ise "çok ayn noktalardan" gelip, "bu an"ın içinde, "burada" buluşan 6 kı- şının "önceden belirlenemez beraberliği"ne benzetiyor. Ve "kendini dans etmenin" zor- luklanndan bahsediyor: "Dürüst olmaya çahştık. Kendi yaşam malzememizi kullanmak, kendimizi sun- mak, seyredenlere karşı savun- masız kalmak demekti." Diğer dansçılar, Emre Ko- yuncuoğlu ve Bikem Keramet- li İngiliz Dili ve Edebiyatı'- ndan. Ziya Azazi maden mü- hendisi, Mustafa Kaplan elektronik mühendisi, Denk Altınay ise stajyer avukat. İsvıçreli dansçı Christine Brodbeck'in İTÜ'deki dans derslerinde tanışmışlar. Deniz Altınay, Marlboro'da çalışıyor. "Baby sit"e gidiyor. Stajyer avukatlık ve dans. Bunca yoğunluk arasında gör- düğü sıkıntılı bir rüyayı dans ediyor: "Daha önce Zeynep'e yazdığım, postada kaybolan rüya." Ziya Azazi ise ninesinin ken- disine anlattığı Tepegöz'ün Masah'nı Arapca söyle- yerek dans edi- yor. . Üslubu Zeynep'inkin- den oldukça farkb. Daha "dışavurumcu" denebilir. Bi- kem Kerametli, "kendimden ve yaşamdan iğ- rendığımde ne yapacağımı şaşınyorum"u bir giysi değiş- tirme mizanse- niyle dans edi- yor. T.S. Eliot'un "Dünya böyle sona erer/ gü- rültüyle değil inHtiyle" mısra- lannda ise Mustafa Kaplan'ın dansı var. "Bir küçük, bir büyük/ daha büyük, daha büyük/ en bü- yük dalgalar yayılıyor" Emre Koyuncuoğlu'nun dansında. "Böyle bir süreci ilk yaşayan insanlar biz olmadığımızı bili- yoruz" diyor Zeynep Günsur. "Onun için düşlerimiz, masal- lanmızve hikâyelerimizaslında anonimdir. Spiraller çizerek havayı delen sesler ve hareket izleri takip edilebilir mi?" Gösteriden çıkıp, Tarla- başı'na yürüyorum. Kendimi onlarla birlikte dans etmiş gibi hissediyorum. İstanbul Sanat Merkezi ı Tarlabaşı) 16, 17, 18, 19 Ha- ziran, 21.30. YAŞÂEANKOSTA Atena Deponte 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39^1 Cağaloğlu-htanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle