Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURÎYET/3
Madenciler 'konser'haberi üzerine çoluk çocuk Zonguldak'ageldiler, kentte izdiham yaşandı
Grevde karnavalŞÜKRAN KETENCİ
ZONGULDAK — Madenci
grevinin 16. gününde, Zongul-
dak'ta yürüyüş ve miting degil,
sanki karnaval vardı. Çok sayı-
da konuk aydın, yazar, sanatçı,
sendikacının katılımı ve sanat-
çüann konserleri, hafta sonuna
denk gelince madenciler, eşleri
ve çocuklanyla kentin sokakla-
rını hınca hınç doldurdular.
Madencilerle dayanışma için
gelen bir grup özürlü yurttaş en
önde, Zonguldak dışından gelen
aydın, yazar, sanatçı, sendikacı
konuklar Genel Başkan Şemsi
Denizer ile birlikte, Asma-
Uzülmez'den gelen yurüyüş ko-
luna girerek kent içinde vapılan
kısa bir tura katıldılar. "İşci, ay-
dın, sanatçı omuz omuza" slo-
ganları ile karşılandılar.
Grevdeki 48 bin maden işçisi
ve Genel Maden-tş ile dayanış-
ma içinde olan Türkiye Maden-
Iş Sendikası Başkanı Hasan
Hüseyin Kayabaşı, Türkiye Taş
Kömûrü Işletmeleri'nde çalışan.
Sanatçılarla el ele Madencilerle
dayanışma için Zonguldak'a gelen aydın,
yazar, sanatçı ve sendikacı konuklar,
Genel Başkan Şemsi Denizer ile birlikte
kentin içinde kısa bir tur attılar.
Yürüyüşte "İşçi, aydın, sanatçı omuz
omuza" sloganı atıldı.
Konser iptal Zonguldak'ta
sanatçıların konser vereceği hâberi
üzerine büyük bir izdiham yaşandı.
Damdan atlamak isteyen iki genç düşerek
yaralandı. Kent içi ve dışından gelenlerin
oluşturdugu büyük kalabalık nedeniyle
konserler iptal edildi.
30 kasımdan bu yana iş yavaş-
latma ve pasif direniş eylemleri
yapan 28 bin 500 maden işçisi-
nin grev hazırlığı içinde olduğu-
nu bildirerek, "Yakında Türki-
ye, ışıgı mumİa arayacak" dedi.
Genel Maden-lş Başkanı
Şemsi Denizer, geleneksel mi-
ting konuşmasında uzlaşmaz ol-
makla suçlandıklannı, çağnya
uyup görüşmeye gjttiklerini, an-
cak bugüne kadar yeni hiçbir
teklif ile karşılaşmadıklannı an-
lattı. Hâlâ dört ay öncesinin ra-
kamlan ile oynanarak kamuo-
yunun aldatılmaya çalışıldığını
söyledi. Denizer işçilere, çalışan-
lara insanca ücret, yaşama hakkı
tanımayan siyasi iktidara karşı
maden işçisi ve Zonguldak hal-
kının gerekli mücadeleyi verdik-
lerini belirterek, "Tiirkiye'nin
her yerinde işçi sınıfının, Türk
halkının da görevleri vardır. Bu-
nun da adı genel grevdir" dedi.
Damdan düşenler
Kente, tanınmış yazar, sanat-
çı, aydınlann geleceği haberi,
her gün saatlerce yürüyüş yapa-
rak gelen maden işçileri, ailele-
ri ve yakınlarından önce Zon-
guldak içindeki kadın ve çocuk-
ların sendikayı sabah erken sa-
atlerde fîilen işgal etmelerine yol
açtı. Çocuklarla sabahtan tama-
men dolan konferans salonu ka-
pılan kapatılırken, damdan at-
lamak isteyen 16 yaşlarında Sa-
vaş Durmuş ve Ühan Zurnatı ad-
lanndaki iki çocuk yere düşerek
yaralandılar. Ağır yaralanan
gençlerden biri ameliyata alındı.
tzdihamın önlenememesi ne-
deniyle güvenlik önlemi olarak,
başkanın miting konuşmasın-
dan sonra Edip Akbayram,
Mehmet Giimüş, Hüseyin Başa-
ran ve llhan İrem'in konserleri
iptal edildi.
Şişli Belediye Başkanı Fatma
Girik, yürüyüş ve sendika ziya-
retinde özeÜikle kadınların ilgi
merkezi oldu. SHP lstanbul ör-
gütü aynca kalabalık bir grup
olarak pankartları ile yürüyüş
yaparak madencilerin grevine
destek verdi.
5 otobüsle gelen SHP'liler 11
kamyon gıda ve 10 milyon na-
kit para yardımı getirdi. SHP ls-
tanbul örgütünün hesabında ay-
nca 50 milyon biriktiği bildiril-
di.
Madencilerin yürüyüşüne ka-
tılan özürlülerin yazılı destek
mesajında ise özürlülerin ço-
ğunluğunun iş kazası sonucu sa-
kat kaldıkları, yaşam koşulları-
nın her gün biraz daha ağırlaş-
tığı vurgulanarak, "Böylesi kah-
redici yaşam şartlannın kaderi-
miz olmadıgını çok iyi bitiyoruz.
Onun için bugün burada emeftaı
mücadelesini veren işçi kardeş-
lerimizle tek viicut, tek ses ol-
M » r l * » n r » i v « » At*&ti>&*> a r ö a l t ı
I s t a n D u l d a
Eminönü Yeni Ca- gözaltına alındığını belirtirken yasak yayınlar hakkında bilgi vermediler. Olayı
iTAttU.CIlClj'c; U C S l C g C g U A C U U m j önünde bulunan kartpostal protesto etmek için aynı yerde dün sabah çiçek satan çeşitli halkevleri yönetki-
satıcüan, önceki gün tezgâhlarına "Satışlann geliri Zonguldak'taki maden lerinden iki kişi daha siyasi şube ekiplerince gözaltına alındılar. Siyasi şube yet-
işçilerinedir" yazılı pankartı astıktan sonra siyasi şube ekipleri tarafından go- kilileri, gözaltına alınan 5 kişiyle ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınırken
zaltına alındı. Siyasi şube yetkilileri, üç kişinin 'yasak vayın bulundurmaktan' aileler, endişe ettiklerini belirttiler. (Fotograf: Erdogan Köseoglu)
Zonguldak'ta 'mükellefıyet' döneminden 3 emekli kazmacı ve madencilerle söyleşi
'Grev, sızılaranı azalttı'ERBİL TUŞALP
ZONGULDAK — Yaşü bir
madenci HayrnUah Taş. Kendi
deyişiyle "yetmişi biraz geçiyor"
yaşı. Arkadaşı Yusuf Karanfil
"yetmise yakın."
Dünya kana bulanmadan bir
yıl önce 1938'lerde, "yevmiyesi
30 kurustan" inmişler ocağa. In-
dirilmişler. Savaşın kömüre ge-
reksinimi olduğu için, zorunlu
olarak çahştınlmışlar. "Mukel-
lefiyef'in acılanna birlikte kar-
şı durmuşlar, kömür tozunu bir-
likte solumuşlar. Hayrullah ile
Yusuf tam 35 yıl kannca gibi ça-
lışmışlar yerin altında. Tonlarca
kara elmasta ahn terleri, emek-
leri var. 1973'ten bu yana "gün-
düz gözüyle" gökyüzünü görü-
yorlar, oksijen soluyorlar, toz
yutmadan yürilyorlar. Emekli
yaşamlannı sürdürüyorlar. Hay-
rullah Taş, ocaktan çıkuktan
sonra 1973'te doğduğunu kabul
ediyor, "Yaşun daha yirmiye
vannadı" diye gülüyor.
Hayrulah ile Yusuf iki eski ar-
kadaş, iki eski dost. Yusuf yele-
ğinin cebinden çıkardığı Serki-
sofun kapağmı açıyor; Nazun'ı
soruyor. "Geç kaldT diyor Hay-
rullah. Oturanlar ayaklanıyor
hep birden. San kazağı, yeşil ce-
keti ve neredeyse gömleğinin ya-
kalanna kadar uzanan sarkık
yanaklanyla Nazım amca giri-
yor kahveye. Çaycuma ilçesi, Ka-
raman bucağı, Dağüstü köyti-
nün mükellefıyet döneminden
kalan son kazmacısı Nazım Er-
yümaz'a "HoşgeMin" diyorlar
bir ağızdan.
Bir biblo gibi duruyor Nazım
amca sandalyenin üstünde. Ko-
caman ve güçlü elleriyle küçü-
cük bir adam sanki, kazmacılık
için yaratılmış gibi. Nazım Er-
yümaz "1337 dofumlu", 69 ya-
sında. Hayrullah ile Yusuf tan
bir yü sonra inmiş ocağa. Bir sü-
re sonra 150 kuruşa çıkmış yev-
miyeleri. "MükeUefiyetin zor-
luklan olmasa, iyi paraydı' di-
yor Nazım Eryılmaz, 150
kuruşa.
Her üçü de kendilerini grevci
işçilerden sayıyorlar. Emekli ol-
makla madenciliklerini noktala-
yamayacaklannı söylüyorlar.
Muhtann kahvesinde çay içip
dertleşerek süren tekdüze ya-
şam, grevle birlikte, onlar için
renklenmiş. "Sohbetin tadının
degiştigini" söylüyorlar. Her
üçü de kendilerini Karadon'un
kazmacı işçileri sayıyorlar. On
üç gündür, sürekli "grevi, ocak-
Madenci agzıyla anlatıyor gre-
vin kaçınılmazlığını.
"Goçürtme yöntemi" gib<
önünde durulmaz bir iş ona gö-
re Zonguldak'ta yaşananlar.
Ocağın içini anlatıyor önce,
uzun uzun; karanlığı, nemi ve
havasızlığı. Göçürtmenin bir adı
da "karatumba" madenci dilin-
de. Zonguldak'ta karatumba
var.
"Tavanda var olan kömür da-
manna bir metre çapmda bir de-
lik açtınız mı, iş tamamdır. Kö-
mür aşağıya doğru kendiliğin-
den akar. Damann kalınlıgına
göre tonlarca kömür, patlayan
bir barajın sulan gibi çaglar,
"Basaracaklar" diyor Hayrul-
lah Taş; geçmişten korkmu-
yorlar.
"Devkt hepiraize borçlu" di-
yor Yusuf Karanfil; "grevcilere
ödesin borcunu!'
Yeraltında ocakta
Mükellefıyetten kalan emek-
li kazmacılar Hayrullah, Yusuf
ve Nazım'ın gözlerinin içi gülü-
yor konuşurken. Açık acık ko-
nuşuyorlar, hırıltılı göğüslerin-
den yükselen kahkahalannı giz-
lemeye gerek görmüyorlar.
Kırsal alan yerleşimleri ocak-
Af erin bizim oğlanlara Çaycuma ilçesi Karaman
bucağı Dağüstü köyünün 'mükellefiyet', yani zorunlu çalışma
döneminden kalan son kazmacısı Nazım Eryılmaz "Sonunda
oldu" diyor. "Bunca yıl sonra hak aramanın yolu açıldı.
Aferin bizim oğlanlara!"
Goçürtme yöntemi Emekli madenciler, Zonguldak
grevini 'karatumba' denen goçürtme yöntemine
benzetiyorlar. Bu yöntemde kömür damarının altından bir
metrelik delik açılınca tepede ne varsa aşağı bosalıyor...
lan ve geJecegi" konuşuyorlar.
Muhtann kahvesine daha erken
geliyorlar, evlerine daha geç dö-
nüyorlar. Kulaklan kirişte, Zon-
guldak'tan iyi habeTİeT bekli-
yorlar.
Her üçü de havzanın 160 yıl-
hk tarihinin, son elli yüının canh
tanığıydılar. Yaşamlan boyunca
boyle bir başkaldırıyı düşlemiş-
lerdi hep. Böyle bir düşle yıllar-
ca kazma sallamış olsalar da 48
bin işçinin, hep birden ocağa in-
mediklerine kolay inanamamış-
lardı başlangıçta. "En sonunda
oldu" diyor Nazım Eryılmaz,
"Bunca yü sonra olsa da hak
aramanın yolu açıldı" diyor.
asagıya akar. Deliğin çapı ve da-
mann kahnlığı arttıkça, akış
hızlanır. Göz gözü görmez, so-
luk alınmaz, güriiltüden durul-
maz olur ocak."
Kendilerini grevci işçilerden
saymanın somut bir gerekçesi de
var. Can bağlan, kan bağlan var
grevle, grevci işçilerle. Hayrullah
Taş'ın oğlu Recep, Yusuf Karan-
fıl'in oğlu Mehmet, babalannm
bıraktığı yerlerden iz sürüyorlar-
dı kömür damarlarında, greve
çıkmadan önce.
"En sonunda oMu" diyor Na-
zım Eryılmaz; bunca yıl sonra
olsa da hak aramanın yolu
açıldı.
lardaki uzmanhğa göre, yapılan
işlere göre gerçekleşmiş. Çaycu-
ma'nın Dağüstü, Şeyhoğlu, Ke-
rimler, Ulubey, Burunkaya köy-
lerinden kazmacılar gidiyor
ocaklara. Beycuma'nın Kara-
man, Keller, Sapca ve Hikme-
toğlu köyleri domuzdamcılany-
la ünlü.
tster yeraltında ocakta, ister
yeryüzünde kahvede olsunlar,
herkes madencilik sorunlanyla
yakından ilgili.
"Dışarda on kürek atan biri,
içeride beş kürek atamıyor" di-
yor Hayrullah Taş; istim yetmi-
yor, karnı doymuyor çünkü...
İstim yetersizliği "ocaklara
hava üreten kompresörüB eski-
ligini, köhneliğini" anlatıyor.
Açlık ise "yutulan kömür tozu-
na karşı yetersiz beslenmeden"
kaynaklanıyor, emekli işçiye
göre.
Ocaklardaki teknik donanı-
mın "kompresörlerin, nakliyat
motorlannın, bantlann, paletie-
rin ve vinçlerin yaşlan" emekli
kazmacılara göre "neredeyse
kendi yaşlan" kadar. "Eski ve
köhne yani" diyor Nazım Eryıl-
maz, sarkık yanaklarında titre-
yen gülüşünü saklamadan.
Her kahvede bir baba var, oğ-
lunun greviyle övünen. Her kah-
vede bir oğul var, babasının geç-
mişini yaşamak istemeyen.
Çavuşlar Kahvesi'nde "knnı
lağımcılıktan yüzde 62
malûlivetk" emekli tzzet Öztürk
oğlu Sadullah'ın sağlıkla emek-
li oluşuna seviniyor. Ocaktaki
torununun greviyle gurur-
lanıyor.
Hatipler Kahvesi'nde Öyas K-
lici'nin oğlu 24 yaşında, Hayri,
ocağa ineli bir yü olduğunu söy-
lüyor. "Kazmacı olarak emekli
olamayacagını" düşünüyor.
"Ölmek bizden, yemek
onlardan" diyor. "BeUsdeki ip
yarasım" gösteriyor. Kazmacı
yedekleri "sarmalan beUerine
dolayarak" dolaşıyorlar ocak-
larda. Domuzdamcılar "300
mefreden direk" taşıyorlar, 300
metre yerin altında.
Çaycuma'da, Beycuma'da
grevci maden işçileri, yaşanan
on yıllık deneyin zengin bir ge-
lecekle süslenebileceğini gösteri-
yor. Hayri Bilici, "ip varasının
»zısının, hak aramanın güzelli-
gınden her gün biraz daha
azaldıgım" söylüyor.
Babalar, oğullanmn sırtını sı-
vazlıyor, belki ilk kez çocukla-
nna "aferin" diyor.
mak için tstanbul'dan geldik"
denildi.
SHP'lilerin adına lstanbul tl
Başkanı Ercan Karakaş'ın des-
tek açıklamasında bu grevin
tüm işçilerin hak grevi olduğu ve
iktidan sarsacağı vurgulandı.
Yazarlar ve aydınlar tlhan Sd-
çuk, Uğur Mumcu, Ali Sirmen,
Muzaffer tzgü, Ahmet TeUi, tl-
deniz Kurtulan, Haiak Gerger,
Gencay Şaylan, Haldun özen,
Hasan Kıyafet yürüyüşe katıhp,
sendikayı ziyaret ederek maden
işçilerinin yanında olduklannı
vurguladılar.
Sendika başkanlan düzeyinde
Türkiye Maden-ls, Otomobil-tş,
Likat-lş, Çelik-İş, Basın-lş'in
katılımı yanında çok sayıda
Türkiye'nin her yerinden gelmiş
şube yöneticisi düzeyinde sendi-
kaa dün Genel Maden-lş'i ziya-
ret edip, yürüyüşe katılarak ma-
den işçilerine destek verdi. Yurt
dışında bulunan yazar Aziz Ne-
sin, bir mesaj ile madencilerin
soylu başkaldınsı, hak kavgası
önünde saygı ile eğildiğini
bildirdi.
NöTLAR
Madenci
bağırdı:
Padişah
istifa!
7 yaşındaki işçi çocuğu
Tanju, grevi şöyle
tanımhyor: "Babamın
harçlık vermemesi."
ZONGULDAK (Cumhuri-
yet) — Duyuldu ki "çarşıda şen-
lik var." Edip Akbayram gele-
cekmiş, turkü çığıracakmış.
Hem de Fatma Girik de olacak-
mış.
Üzülmez deresinin yani basın-
da toplandı bebeler, kadınlar,
maden işçileri, önlerinde, köy
düğünün simgesi Türk bayTağı,
ardında, "ekmek, özgürlük,
banş" pankartlan. Sessizce yü-
rüdüler. Sessizliği yalnız çocuk-
ların ince bağınşları bozdu...
• Karadon'dan, Üzulmez'den,:
Kozlu'dan indiler. Madenci hey-
keli selamlandı, "lşçiler el ele,
genel greve", "geliyor, geliyor
madenciler geliyor", "Çankaya
şaşırma, sabnmızı taşırma" di-
ye diye... Zafer işareti ile coşku-
yu dile getirdi, cadde kenarlann-
da bekleşenlerle, yürüyenler.
• Cadde tıklun tıkhmdı. Sa-
kat arabalan ile gelenler en ön-
deydi. Ardında Genel Başkan
Şemsi Denizer, ardmda yazarlar,
çizerler, aydınlar, sanatçüar... En
arkada da bir insan seli.
• Yürüyüş kolu Vali Konağı-
na döndü. Karadeniz'le kucak-
laştı, martı çığhklan kanştı slo-
ganlara: "Çankaya'nın şişmanı,
işçilerin düşmanı", "Yolumuz
Ankara, hedefimiz Çankaya",
"TRT onlann, meydanlar bi-
zim..."
• Kadınlar bekleşiyor, çocuk-
lar omuzlarda, bir kuş uçup
baksa yukarıdan, moru, alı, ye-
şili, koşuyor sanacak. Bir gök-
kuşağı, rengarenk bir uçurtma
sanki sokaklardaki renk...
• Sendikanın penceresinde
Genel Maden-tş Sendikası Ge-
nel Başkanı Denizer'in başı gö-
züküyor. O ne uğultu, o ne dal-
galanma, o ne alkış? Denizer,
camdan "canlanm benim" di-
yor, sokaklar dalgalanıyor:
"Başkan, seninle ölüme de gi-
deriz..."
"Sflkele başkan düşecekler..."
Denizer, konuklan tanıtıyor
tek tek. En çok alkış Fato'ya.
Madenci eşleri, çığlık çığhğa.
• Denizer, geleneksel doğal
mitingde soruyor:
"Savaş istiyor musunuz?"
Kalabalık inliyor: "Hayır!"
"Anayasaya saygısı olmayanın
adı nedir?"
Yanıt hazır, "padişah.'' Arduı-
dan "padişah istifa" sloganlan.
DUTVKADA BUGUN
AUSIRMEIV
Çağını
Yaşayabilecek mi?
ZONGULDAK — Genel Maden-İş Sendikası binasında,
başkanlık odasının bulunduğu katın koridorlarında ikibuçuk
yaşında, sarışın, mavi gözlü bir çocuk koşuşturup duruyor.
Herhalde bütün bir kenti kaplayan grevi de, maden işçileri-
nin demokrasi ve insanca yaşam mücadelesinin de ayırdın-
da değil.
Ona her şey bir şenlik, belki de curcuna gibi geliyor. Sarı-
şın mavi gözlü çocuk, Genel Maden İş'in Başkanı Şemsi De-
nizer'in,yeğeni. Adı da, şu anda bütün Zonguldaklıların öz-
lemıni dile getirıyor: Çağdaş.
Evet, küçük Çağdaş, tüm insanlarının özlediği çağdaşlı-
ğa çok uzak bir ülkede ve o ülkenin de yine çağdaşlığa çok
uzak bir kentinde, Zonguldak'ta, çağdaşlık kavgasının orta-
sında yaşayıp büyüyor...
Zonguldak Türkiye'nin kömürünü sağlıyor. Ama kömür ya-
taklarındaki maden işçisine ne çağdaş bir ücret ne de çağ-
daş yaşam koşulları sağlayabilmiş.
Şimdi çağı yakalamanın, insanca yaşamanın, demokra-
sinin, süründürmeyecek, geçindirecek değil, kıt kanaat ya-
şatacak bir ücretin savaşını veriyorlar tüm Zonguldaklılar.
Zonguldak grevin başından beri, tek bir yürek, t6k bir yum-
ruk, tek bir çığlık. Grev, maden işçilerinin değil; memurun,
tüm işçinin, esnafın, aydının, öğretmenin, avukatın, kısaca-
sı tüm Zonguldaklıların grevi.
Birkaç gündür kent, sendikanın denetimi ve yönetiminde.
Burada yaşanan, grevin ötesinde, demokratik bir halk ha-
reketi. Burada cumartesi günü binler, on binler, örnek bir
kararlılık, disiplin ve bilinçle yürüdüler, gösteriler yaptılar. Her
hareket kendi liderini yaratıyor. Zonguldak'taki son grev de
liderini yaratmış. Bu lider Şemsi Denizer.
Bütün dünya radyo ve televizyonları her gün Türkiye'den
Zonguldak'tan görüntüler veriyor. Yalnızca TRT, Zonguldak'-
taki olaylar karşısında kör, sağır, dilsiz...
"O kadar parayı vermeyin. kapatın madenleri" diyen kişi-
nin tiyatroya gıtmesi TRT için haber oluyor da, Zonguldak1
ta on binlerin yaşam kavgası haber olmuyor.
On binlerin yaşam kavgası artık Türkiye'deki demokrasî
savaşımının ayrılmaz bir parçası, öncû eylemine dönüşmüş.
Zonguldak, acılı, açlık kokan, buruk, ama şenlik yaşayan bir
kent.
Zonguldak'ta kadınlarla erkekler el ele, omuz omuza, kol
kola, bu demokrasi savaşımına katılıyorlar. Çocuklar baba-
larının, analannın yanında, önünde yürüyorlar.
Sessizleştirilmış, depolitize edilmiş Türkiye'de, madenle-
rin dibinden bir çağdaşlık ve demokrasi çığlığı yükseliyor.
Ama Zonguldaklıların yazgılan öylesine çağın gensınde tu-
tulmuş ki çağdışı, sorumsuz, tabansız kişilerce...
Saat 12.30'da başlayan yürüyüşte Şişli Belediye Başka-
nı Fatma Girik ile birlikte İlhan Selçuk'u, Uğur Mumcu'yu,
Gencay Şaylan'ı ve beni konuk olarak en ön sıraya alıyor-
lar. Cumhuriyet okurları, İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu'yu
ellerindeki gazetelerini sallayarak selamlıyorlar.
Gencay pankartlara bakıyor ve içini çekiyor:
— Çağ atladık, dünya değişiyor diyorlar. Nerede... Bak-
sana yıllardır ınsanlar hep aynı özlemle yürüyorlar ve aynı
amaç için savaşım veriyorlar "Ekmek, barış, özgürlük."
Gerçekten öyle. Yıllar yılı değişen bir şey yok Türkiye'de.
Ekmek, barış ve özgürlük hâlâ uzak bir amaç gibi duruyor
ve hâlâ insanlar ona ulaşmanın savaşımını veriyorlar.
Eylemi yöneten sendikacı, sokakta yürüyen maden işçi-
si, madende çalışmayan Zonguldaklı esnaf, kadını ve çocu-
ğuyla tüm Zonguldak halkı, ekmeğin ancak özgürlükle, de-
mokrasiyle, barışla aslanın ağzından koparılacağını biliyor,
bu bilinçle hareket ediyor.
Türk halkı açlık çekerek, acı çekerek, gözyaşı dökerek,
ama kendi deneyimlertyie, yaşayarak, dömökrasinin, Özğûr-
lüğün, barışın önemini, onsuz ekmek kavgası yapılamaya-
cağını anlıyor; demokrasiye, özgürlüğe barışa sahip çıkma-
nm, onlara ulaşmanın kavgasını veriyor.
1990'ın son günlerinde Zonguldak'ı görmek, Zonguldak'ı
yaşamak gerek.
1990'ın son günlerinde Zonguldak'ta verilen savaşımın,
yalnızca maden işçilerinin çok haklı ücret istekleriyle sınırlı
olmadığını, aynı zamanda bir demokrasi, özgürlük ve banş
savaşımı olduğunu kavrayıp onlara destek vermek, savaşım-
larmı, fütursuzca anayasa suçu işleyenlere karşı başarıya
eriştirmek için kollan sıvamak gerek.
Ancak tüm kişi, kurum ve kuruluşlar olarak bu alanda üs-
tümüze düşeni yapabilirsek, Çağdaş bir gün çağını yaşaya-
bilir.
KISA KISA
• Yeni Asya gazetesi yazarlarmdan Mustafa Kaplan'a
"Atatürk'e hakaret" suçundan bir yıl hapis cezası verildi.
Kaplan hakkında 12 Şubat 1989 tarihinde Uşak'ta "Yakın
Tarihimiz" konulu konferansta yaptığı konuşma nedeniyle
Uşak Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açümıştı. (ANKA)
• İnsan Hakları Derneği lstanbul Şubesi'nce, İnsan
Hakları Haftası kapsamında düzenlenen 'Kararnameler
ve Anadil' konulu panelde, konuşmacılar, 413 sayıh
kararnameyi eleştirdiler ve anadil gerçeğinin yasalarla
değiştirilemeyeceğini bildirdiler. İstanbul Tabip Odası
toplantı salonunda yapılan paneli Hüseyin Aygün
yönetti, konuşmacı olarak da Dr. îsmail Beşikçi ile Av.
Kanber Soypak katıldı.
• Şımak'ın Cizre ilçesinde izinsiz gösteri yürüyüşü
yapanlardan üçü tutuklandı. Cizre Cumhuriyet
Savcılığı'ndan edinilen bilgiye göre önceki gün gözaltına
alınan 6 kişi dün sabah mahkemeye çıkarıldı. Nöbetçi
mahkeme, izinsiz gösteri yürüyüşü yaptıklan iddiasıyla üç
sanık hakkında tutuklama kararı verirken üç sanığı da
serbest bıraktı. (Cizre/AA)
• Gazeteci Ahmet Turgut Yeşiltepe, dün Istanbul'da
öldü. 1927 yılında Ordu'da Doğan Yeşiltepe, gazeteciliğe
1950 yılında Zafer gazetesinde başladı. Türk Haberler
Ajansı'nın Ankara temsilcüiğini de yapan Yeşiltepe,
Ekonomi, Medeniyet, Halkçı, Son Posta ve Tercüman
gazetelerinde röportaj yazarlığı, istihbarat şefliği ve yazı
işleri müdürlüğü görevlerinde bulundu. Ahmet Turgut
Yeşiltepe'nin cenazesi, yarın Levent Camisi'nde kılınacak
öğle namazından sonra toprağa verilecek.
M İ L L İ P İ Y A N G O Y I L B A S I C E K İ L İ S İ N D E
2 Mercedes 200 E (Metdik)
2 BMWA. 5.18 İKHA 11 (Metdik)
9 Opel Vectra 1.8 GL-K
9 Renoult 21 (Opok)
16 Renault 11 TXE Flash (Opak)
16 Taunus2.0GTS
14 Hondo Gvic Sedan düz vites
14 Mazda 323 1.6 Sedan GLX M5
8 DoğonL
40 Renault 9 GTE Broadvvay (Opak)
16 Renault 12 Toros SW (Opak)
12 Renault 12 Toros Binek (Opak)
40 Kortol 5 Viteı
24 Sahin
T O P L A M İ K R A M İ Y E 2 9 2 M İ L Y A R !