Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Daver DARENDE Emekli Diplomat Yazar ABD, füze kalkanıyla yeni bir savaş çağrısı mı yapıyor? C S TRATEJİ 7 Ortadoğu bataklığına sürüklemek için diğer istemlerinin yanında bu kez füze kalkanının Türk topraklarında yerleştirilmesi için de büyük çaba harcamaktadır. ABD Savunma Bakanı Bill Gates’in Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında öne sürüldüğü anlaşılan bu istemden sonra ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in büyük Ortadoğu turunu tamamladıktan sonra beş saatlik Ankara ziyaretinde de füze kalkanı projesini gündeme getirdiğinden kuşku duyulmamalıdır. A BD’nin yarattığı "korku imparatorluğu" yeni bir arayış içinde görünüyor. Babasının izinde yürümeye ant içmiş Bush ve onu yöneten neoconlarla, küresel sermayenin temsilcileri Irak’ı kana buladıktan, bir milyona yakın Iraklının canına kıydıktan sonra şimdi füze kalkanı üzerinde kafa yormakta bu alandaki girişimlerini aralıksız ve çok yönlü olarak sürdürmektedirler. ABD Başkanı Bush, giderayak füze kalkanı sorununu çözümlemek için kollarını sıvamış görünmektedir. Ancak Bush ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında Karadeniz’in kıyı kenti Soçi’de gerçekleşen görüşmede Bush’un tüm çabasına karşın Putin’i istenilen ölçüde ikna edemediği, görüşmenin "Temkinli bir iyimserlik" içinde sonuçlandığı yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Yeni düşman arayışı Irak’ın kuzeyine yapılan ‘sınırlı harekat’tan sonra ABD’nin istemleri sona ermeyebilir. ABD, özellikle İran’a karşı düşünülen olası bir harekatta ‘stratejik müttefiki’ olarak Türkiye’yi yanında görmek isteyecektir. Füze kalkanının Türk topraklarına yerleştirilmesi doğrudan doğruya İran’ı hedef alacak, Türkiye’yi çok zor bir duruma düşürecektir. topraklarında füze kalkanı yerleştirilmesine karşı çıkmaktadır. Füze kalkanı sisteminin Doğu Avrupa’nın iki önemli ülkesine yerleştirilmesinin İran gibi tehdit oluşturabilecek ülkelere değil, kendilerini hedeflediğini öne süren Putin, bu gelişmelerden tedirginlik duymaktadır. Moskova, ayrıca İran’ın füzeler açısından tehdit oluşturmadığını savunmaktadır. Oysa ABD ve yönetimde etkili olan neoconlar Afganistan ve Irak’tan sonra yeni bir düşman yaratma arayışı içerisindedirler. Dünya üzerinde mutlak egemenlik kurmak isteyen Amerika’nın füze kalkanı projesinin yaygınlaşması için her türlü çabayı harcamaya kararlı olduğu anlaşılmaktadır. ABD’nin yeni arayışında İran başlıca hedef ülke konumundadır. ABD’nin İran’a yönelik füze kalkanı projesi Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir. Türkiye’ye yönelik istem ve dayatmalarını aşama aşama uygulamakta kararlı görünen ABD, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) içinde, (bu projeyi Genişletilmiş Orta Asya Projesi şeklinde de tanımlayabiliriz) ülkemizi bir barut fıçısına dönüşen UNUTULAN AVRASYA POLİTİKASI FÜZE KALKANI Doğu Avrupa’da komünist rejimlerin çökmesinde önemli bir rol üstlenen, bu ülkelere özgürlük ve bağımsızlık getirdiğini sık sık yineleyen ABD, bu kez önce Polonya’ya, ardından Çek Cumhuriyeti’ne füze kalkanı yerleştirilmesini dayatarak "koruyucu melek" kimliğine bürünmüştür. Bu durumda Polonya ve Çek Cumhuriyeti topraklarına füze kalkanı yerleştirilmesiyle Rusya hedef ülke konumuna girmiş olacaktır. ABD Başkanı Bush’un Rusya’nın endişelerini gidermek için güven arttırıcı önlemlerin alınacağını açıklaması, ayrıca Soçi’de yapılan görüşmelerde ABD’nin Rusya’nın endişelerini ortadan kaldıracak bir politika izleyeceğini yinelemesini Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin inandırıcı bulmamıştır. Putin’in ABD, Rusya ve Avrupa’nın eşit katılımıyla bir füze kalkanı oluşturulması konusunda "temkinli bir iyimserlik" içinde olacağı anlaşılmaktadır. Putin, görüşmeler sonunda yaptığı ilgi çekici açıklamasında şöyle konuşmuştur: "Şeytan genelde olduğu gibi ayrıntıda gizli. Önemli olan, uzmanlarımızın güven arttırıcı önlemlerin ne olacağı ve bunların nasıl hayata geçirileceği konusunda uzlaşmış olmaları." Rusya, ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti Bush Türkiye için yaşamsal önemdeki böyle bir istemin "geleneksel TürkABD dostluğu" ve "stratejik ortaklık" ya da "ortak çıkarlar"ın gereği olduğunu söyleyebilecek kimi çevrelerin bu sözlerine asla kanmamalıyız. "Böyle bir sisteme Türkiye’nin de ihtiyaç duyduğu aşikardır" (Hürriyet 8 Nisan 2008) şeklinde görüşler öne süren yazarların bu önerileri Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla örtüşmemektedir. Türkiye’nin dünyanın en büyük petrol, doğalgaz ve yer altı maden kaynaklarıyla donanmış Avrasya gibi stratejik bir yolun üzerinde olması ülkemizin önemini arttırmaktadır. Tüm bu gerçeklere karşın Türkiye ne acıdır ki Avrasya politikasını unutmuş görünmektedir. Irak’ın kuzeyine yapılan "sınırlı harekat"tan sonra ABD’nin istemleri sona ermeyecektir. ABD, özellikle İran’a karşı düşünülen olası bir harekatta "stratejik müttefiki" olarak Türkiye’yi yanında görmek isteyecektir. Füze kalkanının Türk topraklarına yerleştirilmesi doğrudan doğruya İran’ı hedef alacak, Türkiye’yi çok zor bir duruma düşürecektir. Irak’ın kuzeyindeki yapılanmayı ve Kürt liderlerini açıkça desteklemekten kaçınmayan, eninde sonunda bu bölgede bir "Kürt Devleti"nin kurulmasını öngören ABD’nin bu tutumuna ve topraklarımızda füze kalkanı yerleştirilmesine karşı bizi yönetenlerin nasıl bir karar alacağı belirsizliğini korumaktadır. Füze kalkanı gibi son derece duyarlı ve ulusal bütünlüğümüzü tehdit edebilecek bir konuda Türkiye’nin ulusal çıkarları ABD’nin çıkarlarıyla asla örtüşmemektedir. Füze kalkanı projesi ABD’nin kurguladığı saldırgan bir politikanın habercisidir. "Önleyici savaş" ve "önleyici vuruş" stratejisi ile amacına ulaşmak için Türkiye’yi yanında görmek isteyen ABD’nin bu tutumuna karşı, Rusya ile yürütmekte olduğumuz dengeli ilişkilerimizi de düşünerek çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dış ilişkilerimiz açısından yaşamsal önemdeki sorunlarla karşı karşıya kaldığımız bu günlerde dıştan ve içten gelen baskılara ve dayatmalara karşı "ulusal direnme gücümüzü" yitirmemeliyiz. Sevr’i diriltmeye çalışan, Türkiye’nin bölünme haritasını gündeme getiren emperyalizmin bilinen aktörleri Türkiye’yi çökertmek, "Atatürk’ü yani Kemalizmi tasfiye ederek" ülkemizi "küçültmek" için her çareye başvuracaklardır. Uyanık olmak zorundayız.