Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
bilinmemektedir. Bu durum Avrupa’da gösteri yapan bölücü örgüt yandaşları... ele geçen örgüt mensuplarının yargılanmasını güçleştirmekte, çoğu kez ceza almadan ve adalet yerini bulmadan serbest kalmalarına neden olmaktadır. Terör örgütü siyasi cephe faaliyetlerini AB ülkelerinde ve AB desteğiyle yürütmektedir. Örgütün yıllık gelirinin 500 milyon AVRO olduğu bilinmekte ancak bu en önemli finans kaynağını ve destekleri önleyici tedbir alınamamaktadır. Örgüt uluslararası silah ve uyuşturucu mafyası ile işbirliği yapmaktadır. Irak kuzeyindeki dağlarda aktif faaliyet göstermektedir. Barzani ve Talabani aşiretlerinin desteğini sağlamıştır. Eleman kaynağını özellikle Doğu bölgelerimizde yaşayan cahil, işsiz ve fakir gençler teşkil etmektedir. Mevcut feodaldini yapı, bugüne kadar yok edilmeyen Ortaçağ kültürünün yarattığı sosyal, ekonomik ve hukuki sorunlarla bütünleştiği için dağa çıkış süreci durdurulamamaktadır. Bugün, insan hakları ve demokrasinin erdemleriyle yola çıkarak siyaset yapan AKP hükümetinin görmezden izlemesi sonucu etnik bölücülüğü siyasi zeminde geldiği bu sorunlar örgütün eleman teminini tartışılır hale getirmesi, küresel sermaye ve dış politik kolaylaştırmaktadır. güçlerin de siyasi otoriteyi desteklemesi sonucu 1991 yılından itibaren örgütün siyasi kanadı Türkiye içte ve dışta bir kıskaca girmiştir. Türkiye’nin değişik isimler altında faaliyet göstermekte olup ulusdevlet, laikdevlet ve üniterdevlet yapısı yakın Anayasa Mahkemesinin kapatma kararları bir sonuç ve ağır bir tehdit altındadır. getirmemiştir. Halen DTP adıyla ortaya çıkan örgütün siyasi uzantıları dokunulmazlık nedeniyle yargılanamamaktadır. Ayrıca örgüt yandaşı belediye VANTAJLAR başkanları siyasi cephe faaliyetlerini korkusuzca Uluslararası hukuk Türkiye’nin terörle sürdürmektedir. Bu durum örgüt üyelerini mücadelesine destek vermektedir. 1373 Sayılı cesaretlendirmekte, güvenlik güçlerinin ise moralini Kararıyla Birleşmiş Milletler kararı; terör örgütlerine olumsuz etkilemektedir. sağlanan siyasal, finansal ve idari desteğin kesilmesi, silah, patlayıcı madde ve lojistik kaynaklarının LASI TEHDİTLER kurutulması, güvenli barınma ve rahat hareket etmek imkanlarının engellenmesi ve iletişim olanaklarının İsrail, 1982 yılında açıklanan Yaşam İçin Strateji yok edilmesi için gerekli hukuki zemini hazırlamıştır. planına uygun olarak bölgesel ülkeleri etnik köken ve Ayrıca, 1648 Sayılı Kararı gereğince tüm devletlere dini mezhep temelinde ayrıştırmak için parçalabölteröristlerin Irak’a girme veya çıkmalarını engelleme yönet politikasını devam ettirmektedir. ABD, petrol yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlülük 1637 Sayılı kaynaklarını ele geçirmek ve ulaşım güvenliğini Kararla da tekrarlanmıştır. Bunlara ek olarak ABD ve sağlamak maksadıyla bölge ülkelerini zayıflatmak AB ülkeleri PKK’yı terör örgütü listesine almıştır. için harekete geçmiş ve başlangıç olarak Irak’ı işgal İran 1980 ve 90’lı yıllarda Türkiye’ye karşı PKK etmiştir. İran ve Suriye sıradadır. AB ülkeleri de bin terör örgütüne destek vermiştir. Ancak, örgütün yıl önce hazırlanan Haçlı işgal planlarını eylemlerini İran’a yöneltmesi üzerine izlemiş olduğu güncellemiştir. politikadan vazgeçerek teröristlerin İran kanadı PJAK ABD’nin Irak’ı işgali, Barzani’nin Büyük ile mücadeleye başlamıştır. Benzer durumdaki Suriye Kürdistan emeli, Ermenistan’ın genişleme projesi, de PKK terör örgütüne verdiği desteği kesmiştir. İran Yunanistan’ın Ege Denizi ve hava sahası üzerinde ve Suriye’nin ortak tehdit algılamaları dış politikada hâkimiyet kurma isteği ve Konstantinopolis hayali, Türkiye ile ortak hareket etme arzularını da Rumların Kıbrıs üzerinde egemen olma gayretleri, beraberinde getirmiştir. İsrail’in kutsal toprakları ele geçirme projesi Türkiye ABD’nin Orta Asya ve Kafkaslarda küresel bir üzerindeki tehditleri ağırlaştırmakta ve terörle güç olmasını istemeyen Rusya gerek dış politikada mücadeleyi olumsuz etkilemektedir. Sayılan ülkelerin gerekse ortak savunma alanlarında Türkiye ile Türkiye üzerindeki emelleri ile PKK terör örgütünün işbirliği yapmak arzusu içerisindedir. Kafkas ve Orta siyasi hedefi arasında bir paralellik bulunmakta olup Asya ülkelerinin Türkiye ile işbirliği sürmektedir. bu durum örgüte sağlanan dış destekleri İsrail ve ABD’nin bölge üzerindeki emellerini kolaylaştırmaktadır. kavrayan Arap ülkeleri yakın gelecekte Türkiye ile Siyasi otoritenin; Kıbrıs Rum Kesimini devlet işbirliği yapmak durumunda kalacaktır. DoğuBatı olarak tanıması, Barzani’nin Irak kuzeyinde devlet ekseninde gelişerek devam eden enerji koridoruna ev kurması ve Kerkük’ü ele geçirmesi karşısında etkisiz sahipliği yapan Türkiye, bu stratejik konumuyla gerek kalması, terörü Kürt Sorunu olarak tanımlayıp etnik enerji kaynağı olan gerekse enerjinin son ulaşım temeldeki ayrımcılığı destekler mahiyette politikalar C S TRATEJİ 17 noktası durumundaki ülkelerin teröre karşı harekat için desteklerini de sağlayabilecektir. KARARLI POLİTİKA Dış politikada görülen etkisizliğin temel nedeni Türkiye’nin oynayacağı kozları olmayışından değil, kararlı ve tutarlı milli bir politika izlemeyişindendir. Bu yüzden uluslararası hukukun sağladığı hak ve avantajları politik güce dönüştürememektedir. Hükümet sözcüsünün,"100 terörist Avrupa’da cirit atıyor", sözleriyle dış desteği kabullenmesi, AB ve ABD’nin desteğine karşılık teslimiyetçiliğin trajik bir örneğidir. Barzani kontrolündeki terörist varlığının göz ardı edilmesi de Kürdistan projesine yönelik kabulün gizli bir ifadesidir. İç politikadaki karmaşanın temel nedeni ise, Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek dinamik güçlere sahip olmayışından değil, siyasi otoritenin çözümü Türkiye’nin dinamik güçlerinde aramak yerine ABABDİsrail emperyalist üçgeninde arayışından kaynaklanmaktadır. Var olan güçlü dinamikler harekete geçirilmediği için Türkiye içte çözümsüzlük, dışta ise bir kuşatma ile karşı karşıya kalmıştır. Türkiye’nin terörle mücadeledeki stratejik planlamasına dayanak teşkil edecek stratejik analizi bu başlıklar altında çizilmektedir. Türkiye asla çaresiz değildir; içinde bulunduğu açmazdan çıkışı sağlayacak iç ve dış dinamik güçlere sahiptir. Kıskaca alınmış Türkiye’nin hapsolduğu coğrafyadan ve çıkmaza girdiği iç ve dış siyasetten kurtulabilmesinin çıkış yolu Irak kuzeyine yapılacak ve Barzani’yi hedef alacak bir sınır ötesi harekattan geçmektedir. Bu harekat ile bir yandan Irak’taki terörist varlığı etkisiz hale getirilirken diğer yandan Barzani’nin siyasi manevralarına son verilecek ve bölgedeki çıkarlarını korumak isteyen ABD ile Kerkük’te masaya oturulacaktır. Bölge ülkelerinin yaklaşımı ve işgalci güçlerin durumu bu harekatı olası kılmaktadır. Türkiye; jeostratejik konumu, genç nüfusu, yeraltı ve yerüstü kaynakları, NATO’nun en güçlü orduları arasında yer alan Türk Silahlı Kuvvetleri, en aşağı yedi bin yıllık tarihi ile dünya devletleri arasında göz ardı edilemeyecek iç ve dış dinamiklere sahiptir. Türkiye sahip olduğu iç ve dış dinamiklerle emperyalist güçlerin bölgesel projelerini etkisiz kılabilecek, terör ve şeriat tehditlerini en kısa zamanda ve kökten çözebilecek kudret ve kabiliyettedir. Ancak, Einstein dediği gibi, bir sorunu, onu yaratan bilinç düzeyi ile çözmeye kalkışmak sorunu ağırlaştırmaktan öteye gitmeyecektir. Çıkış yolu sorunu yaratan zihniyeti değiştirmekten geçmektedir. Irak’a yapılacak bir harekât Türkiye’ye arzu ettiği zihniyet değişimini sağlayabilecek, dış siyasette de içinde bulunduğu açmazdan kurtarıp bölgesel güç olmak yolunda manevra alanı ve kabiliyetine sahip kılabilecektir. Aksi halde, Türk ulusdevlet, laik ve üniter devlet yapısının tehdit altında olduğu bir dönemde alışagelmiş sınır ötesi bir harekât ya da ABD istihbarat kaynaklı hava harekatı terör örgütünü yok etmeyeceği gibi PKK’lı teröristleri Barzani ve PJAK’a süpürmeye çalışmaktan öteye geçmeyecek ve Türkiye, önümüzdeki yüzyılda Ortadoğu’da çıkarlarını koruyan söz sahibi bir ülke olmanın aksine üniter ve laik ulus devlet yapısını koruyabilmek için iç ve dış sorunlarıyla boğuşan zayıf bir ülke konumundan öteye gidemeyecektir. Siyasetin yetersiz kalması, yaklaşımların çözümü değil, sorunu derinleştirici nitelik taşıması, önümüzdeki dönemde konunun askeri yönüyle ağırlıklı olarak gündeme geleceğinin de işaretini veriyor. Bölücülük sorunu artık Irak’ın kuzeyindeki yönetim kaynaklı görünüyor… A O