22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası dfidanoglu@tusam.net Biyoyakıt, üretmemeyi özendirme, BUĞDAY STOKU bir süredir kuraklık ve küresel ısınma sömürü politikalarının sonucu… Aslında sebebiyle zaten gündemde olan tarım C S TRATEJİ D ünyanın susuzluk yüzünden birbirine düşmesi, hatta yine susuzluk yüzünden 3. Dünya Savaşı çıkması beklenirken sudan önce gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle dünya karıştı. Su savaşları kapıda senaryolarından sonra şimdi de gıda savaşlarının kapıda olduğu yönündeki tahminler son günlerde gündemi iyiden iyiye meşgul eder oldu. Dünyanın pek çok ülkesinde insanlar protesto gösterileri yapıyorlar. Söz konusu ülkelerde giderek katlanan gıda fiyatları kızgın halkı sokaklara döküyor. Gıda fiyatlarının hızla yükselerek küresel ekonomiyi tehdit eder hale gelmesi Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın (DB) ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen bahar toplantılarına da damgasını vurdu. Bu gelişmelerin ardından pek de alışık olmadığımız bir şekilde IMF ve DB’den peş peşe kötümser mesajlar gelmeye başladı. DB Başkanı Zoellick, bu durumun yoksul ülkelerde 100 milyon kişiyi daha da yoksullaştıracağına dikkat çekiyor. Zoellick bu gibi durumların geçmişte savaşlara neden olduğunu hatırlatıyor ve dikkatli olunması uyarısını yapıyor. Zoellick’in bir başka uyarısı da zengin ülkelerin bir an önce harekete geçerek Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Dünya Gıda Programına hızla 500 milyon dolar aktarmaları yönünde... Aynı şekilde IMF Başkanı Dominique StraussKahn da dünyada yüz binlerce kişinin açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu ve dünya genelinde artan gıda fiyatları konusundaki endişelerini dile getirdi. Zoellick’in sözlerinden anladığımız şu ki; geçen yıl ABD ve Avrupa’da benzin fiyatlarına odaklanıldığında, bazılarının ceplerini doldurma konusunda endişeleri varken, dünyada sadece karnını doyurmaya çalışanların gün geçtikçe arttığı ve bunun giderek daha da zor bir hale geldiğidir. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, gıdadaki fiyat artışının Haziran ayında yapılacak olan G8 toplantısında ele alınmasını önerdi ancak DB Başkanı, "O kadar bekleyemeyiz, çok geç olur" diyerek durumun ciddiyetini bir kez daha yenilemiş oldu. Dünyanın ‘ekmeğiyle oynanıyor’ Geçen yıl yaşanan kuraklık, dünyadaki tarım alanlarının önemli bölümünün biyoyakıt için ayrılması, tarımda üretmemenin özendirilmesi küresel bir gıda krizini gündeme getirmiş durumda. katına varan artışlar yaşanması eklenince, olaylar halkın ayaklanarak polisle çatışması, binlerce kişinin tutuklanması ve 11 kişinin ölmesiyle sonuçlandı. Gıda krizi dolayısıyla en büyük ayaklanmaların görüldüğü ülkelerin başında Haiti geliyor. Özellikle pirinç fiyatlarında 1 hafta içerisinde yüzde yüzün üzerinde artışlar olması halkın hükümet aleyhine gösteriler yapmasına neden oldu. Sonunda olaylar Başbakan Jacques Edouard Alexis’in istifasına neden olana dek uzadı. Pakistan’da ise artan tahıl fiyatları nedeniyle halkın ambarlara saldırması orduyu tedbir almaya zorlarken, Bangladeş’te de pirinç fiyatlarındaki artışlar protesto edildi. Yine son zamanlarda yaşanan gıda zamları nedeniyle Afrika ülkelerinden Moritanya, Burkina Faso, Senegal, Fildişi Sahilleri, Etiyopya gibi ülkelerde yapılan gösteriler sonucu çok sayıda insan yaşamak uğruna hayatını kaybetti. Endonezya, Özbekistan, Bolivya ve Yemen’de de durum farklı değil. Buralarda da yaşanan fiyat artışları insanları sokağa dökmeye yetiyor. Bazı ülkelerdeki ayaklanmaların daha da büyümesinden korkulurken, önümüzdeki günlerde dünyada 100 milyondan fazla insanın açlığa mahkum olabileceği endişe verici. DÜNYA’DA NELER OLUYOR? Dünyada hızla artan gıda fiyatlarının zaten açlıkla savaşan yoksul ülkelere olan etkisinin çok daha vahim sonuçlara neden olmasından endişe ediliyor. Afrika ve Asya kıtalarında pek çok yoksul ya da gelişmekte olan ülkede isyanlar yaşanıyor. İlk olarak Kamerun, Senegal, Moritanya ve Fildişi Sahili'nde kendini gösteren ayaklanmalarda pek çok kişi hayatını kaybederken, özellikle temel gıda maddelerindeki fiyat artışları tüm dünyayı endişelendiriyor. Bazı ülkelerde yaşananlar her ne kadar basına yansımasa da ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Mısır'da halk en temel besin maddesi olan ekmeği bulmakta zorlanırken, 31 yıl önce ülkede yaşanan ekmek ayaklanmasının ardından son günlerde ülkede yine ciddi ayaklanmalar yaşanıyor. Mısır’ın tahıl ürünlerinin önemli bir bölümünü ithal ediyor olması, özellikle ekmek tüketiminin fazla olduğu ülkede ekmek sıkıntısına neden oluyor. Ekmek kuyruklarında yaşanan sıkıntılar sonunda halkın isyanına kadar vardı. Bu sıkıntılara bir de ekmek fiyatlarında beş ürünlerindeki yıllık ürün düşüşü, yaşanan son gıda krizleriyle kendini iyiden iyide gösterir oldu. 2007'de, buğdaydan arpaya, meyveden sebzeye kadar pek çok tarım ürününde üretimin önemli oranlarda gerilediğini, dünyada buğday stoklarının son 30 yılın en düşük seviyesine gelmiş olmasından da anlayabiliriz. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) hazırladığı buğday raporuna göre de, dünyada tüketimin üretimden daha fazla artması sonucu 20022003 döneminde 165 milyon ton olan dünya buğday stoku, 20072008 döneminde 110 milyon tonla son 30 yılın en düşük düzeyine indi. Dolayısıyla buğday fiyatları hızla yükselişe geçti. Son günlerde özellikle ülkemizde de gündemi meşgul eden pirinç fiyatlarındaki artış dünyanın pek çok ülkesinde de endişelere neden oluyor. Dünya çapında pirinçte fiyat artışı yüzde 70’leri geçmiş durumdayken, Türkiye’de ise pirinçte fiyat artışı yüzde 140’lara dayanmış durumda. Türkiye’de tarım ürünlerinin fiyatlarının dünyadan daha hızlı arttığı konusunda uyarılar yapılıyor. Tarım ürünlerinde fiyatların bir yılda ikiye katlanmasının başlıca nedenleri arasında ise piyasadaki spekülatörler gösteriliyor. Nohut, mercimek, fasulye, pirinç, buğday gibi bakliyatların yanı sıra özellikle ayçiçeği ve mısırözü yağlarının fiyatlarında da yüzde yüzün üzerinde artışlar olması, fırsatçıların durumdan en iyi şekilde faydalanmaya çalıştıkları şeklinde yorumlanıyor. Oysa unutmayalım ki geçmişte tarımda kendi kendine yetebilen sayılı ülkelerden olan Türkiye, bugün neredeyse tüm bakliyat çeşitlerinde ithalatçı duruma geldi. Bugün küresel ısınma nedeniyle yaşanan olumsuzlukların yanı sıra hızla artan nüfus karşısında beslenme ihtiyacının da giderek artması tüm dünyada tarımın önemini her geçen gün artırmaktadır. Bir de buna tarım ürünlerinden enerji üretimi eklendiği zaman insanoğlunun geleceği için tarımdan vazgeçilemeyeceği gerçeği gözler önüne serilmektedir. Günümüzde dünyada günlük 1 doların altında bir parayla geçimini sağlayan milyonlarca insan bulunuyor. Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle bu yılın daha da kötü geçeceğini, üretim kıtlığına bağlı olarak fiyatların da yükseleceğini vurgulayan uzmanlara göre gıda fiyatlarının giderek artmasıyla birlikte enflasyon oranlarının da artması beklenen bir sonuç. Özellikle kuraklık dolayısıyla son yıllarda giderek gerileyen bakliyat üretimi sayesinde bu duruma gelen Türkiye’de bunun nedenleri arasında tarımdaki yanlış politikaların etkisini göz ardı etmemek gerekli. Zira öncelikle Türkiye’nin tarımda dışa bağımlılıktan biran önce kurtulması gerekliliği vardır. Tedbir alınmadığı takdirde de önümüzdeki yıllarda daha büyük sıkıntılarla karşılaşabileceğimiz unutulmamalı. Zira dünya ülkelerinde yaşananların benzerini geçmişte ülkemizin de yaşadığı ve insanların gıda kuyruklarında ömür geçirdiği unutulmamalıdır. Küresel kıtlığın etkileri dünyanın dört bir yanında hissediliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear