23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

alternatif arayışlarına itilmiştir. Ermenistan için dünyaya açılacak ve birçok ekonomik ve ulaşım sorununu çözecek en kısa ve ucuz yol Türkiye ve Azerbaycan olmasına rağmen bu ülkelere yönelik talepleri ve işgalci tutumundan vazgeçmediği için İran’ı alternatif olarak görmüştür. Ermenistan’ın İran’ı dünyaya çıkış penceresi olarak görmesi tek taraflı değil. İran da izolasyondan kurtulmak için Batı’ya çıkışını Ermenistan üzerinden sağlamaya çalışmaktadır. Bu nedenle son yıllarda İranErmenistan siyasi ilişkileri enerji, ekonomi ve ulaştırma alanında da gelişmeye başlamıştır. Her iki ülke de Türkiye ve Azerbaycan güzergahlarına karşı birbirlerini daha güvenli bir ortak olarak görmektedir. Bu bağlamda Tahran Ermenistan’ı yalnızlıktan kurtarmak için Erivan’la birçok anlaşma imzaladı. Ermenistan’ın karşılaştığı enerji sorununu çözmek için İran’dan Ermenistan’a doğalgaz boru hattı yapıldı, Aras Nehri üzerinde hidroelektrik istasyonu kurulması, elektrik enerjisi değişimi, Ermenistan’a büyük petrol rafinerisi yapılması planlanmakta ve İran Ermenileri ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesinde yatırımlar yapmaktadır. 2007’nin sonuna doğru İran, doğalgaz kıtlığı nedeniyle Nahçıvan (Azerbaycan) ve Türkiye’ye doğalgaz akışını keserken Ermenistan’ın doğalgazını kısmamış ve böylece ortaklığın güvenilirliği bir daha kanıtlanmıştır. Ermenistan açısından can damarı olabilecek alanlarda devam eden işbirliği taşımacılık ve ulaştırma alanında da devam ettirilmek istenmektedir. Son günlere kadar Ermenistanİran arasındaki karayolu bağlantısı Syunik bölgesindeki yüksekliklerden sağlanmıştır. İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecat’ın Ekim 2007’de yarım kalan Ermenistan ziyaretinde iki ülke arasında yeni karayolu açılışı yapıldı. Bu yoldan Ermenistan Hazar’daki Enzeli Limanı’ndan Basra’daki Bender Abbas Limanı’na kadar taşımacılık fırsatını ele geçirmiş oldu. Bu ilişkinin devamı için Ermenistanİran arasında 1991 yılından itibaren düşünülen demiryolunun yapımı görüşülmektedir. Erivan bu demiryolundan oldukça fazla şeyler beklemekte ve hatta söz konusu demiryolunu KATB demiryoluna alternatif olarak görmektedir. Ermenistan Ulaştırma ve Telekomünikasyon Bakanı Andranik Manukyan’ın sözlerine göre, demiryolu projesinin teknik ve ekonomik yönlerinin içerdiği fizibilite çalışmaları raporu üzerinde İran tarafıyla uzlaşılmış ve demiryolu projesi raporu 2008’in yaz aylarında hazır olacaktır. Ermenistan, kendi politikaları nedeniyle oluşan durumu, diyasporası yardımıyla ‘iki Türk devletinin kuşatmasında’ kaldığı propagandasıyla aşmaya çalışıyor. Ermenistan, demiryolu için Rusya ve İran’dan destek beklemektedir. Manukyan’ın sözlerine göre demiryolu projesinin yapımı için 1 milyar dolar sermaye gerekiyor. Fransa, Ukrayna, Kazakistan ve Rusya şirketlerinin Ermenistan demiryoluyla ilgilendiğini söyleyen Manukyan’a göre şimdilik bu demiryolu için sermaye bulunamamıştır ve Ermenistan’daki trenlerin ve demiryolunun onarımı için 170 milyon dolar yatırım gerekmektedir ki, Ermenistan’ında da bu para yoktur. Görüldüğü üzere pahalı bir yol olmasına rağmen Ermenistan’ın yalnızlıktan kurtulmak için başka bir alternatifi olmadığından, birçok anlamda gerçekleşmesi çok zor da olsa Ermenistan’ın bu "yolda" ısrarcı davranması pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Ermenistan İran’dan gelecek demiryolunun, KazakistanTürkmenistanİran demiryoluna birleştirilmesini istemektedir. Böylece Ermenistan, Rusya üzerinden değil İran üzerinden daha kısa yoldan Orta Asya ve Çin ile ticari ilişkisini geliştirmeyi planlamaktadır. Ermenistan’daki Kazakistan Büyükelçiliğinden Ermeni basınına verilen bilgiye göre, Kazakistan Ermenistan’la ticari ilişkilerini geliştirmek istiyor fakat bunun önündeki engel taşımacılıktır. Bunun için Kazakistan da İranErmenistan demiryolu projesinin gerçekleşmesini istiyor. C S TRATEJİ 23 azaltıcı etkiye sahip olsa da Rusya, Ermenistanİran arasında yapılacak olan demiryolu üzerinden Hint Okyanusu’na çıkış arayışındadır. Ermenilere göre, Rusya’nın beklentisi Ermenistan’ın "kuşatmadan" kurtulmasını sağlayacaktır. Ermenistan devlet yetkilileri bütün ziyaretleri ve bu konudaki açıklamalarında düştükleri yalnızlık durumunu etnik ve dolaylı yoldan dini temellere oturtarak "İki Türk devleti tarafından kuşatılmak" şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanımlama Ermenistan’ın işgalci olmasını ikinci plana itmekte ve asıl suçlunun Ermenistan değil de sanki Azerbaycan ve Türkiye olduğu izlenimini yaratmaktadır. Bu ise AB ve ABD’ye Türkiye ve Azerbaycan’a Ermenistan kozu ile baskı yapmak için fırsat vermektedir. Ancak gerçekte Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan tarafından "kuşatılan" bir ülke değil, işgalci siyaseti sonucu bölgede yalnız kalmış bir ülkedir. Bu durum Ermenistan’ın sadece Türkiye ve Azerbaycan ile olan ilişkilerinde değil Gürcistan’la olan ilişkilerinde de geçerlidir. Ermenistan Gürcistan’ı "stratejik müttefik" olarak tanımlamasına rağmen Gürcistan’ın kendisini "stratejik müttefik" olarak tanımlamamasından son derece rahatsızdır. Gürcistan’ın bu tutumu Ermenistan’a olan yaklaşımının sıradanlığını göstermektedir. Ermenistan Gürcistan sınırlarında Cavahetya bölgesindeki ayrılıkçı Ermenileri desteklemekte ve Gürcistan topraklarını da HayDat Doktrin’i çerçevesinde Büyük Ermenistan’ın bir parçası olarak görmektedir. Fakat şimdilik önceliği işgal ettiği Azerbaycan topraklarını meşrulaştırmaya ve sözde soykırımın Türkiye tarafından tanınmasına vermektedir. Görüldüğü üzere Rusya ve İran’ın kapılarını Ermenistan’a açarak Erivan’ı işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmemesi ve Türkiye’ye karşı iddialarını devam ettirmesi için cesaretlendirmiştir. Ermenistan’ın Rusya ve İran’la ilişkilerinin gelişmesi Ermenistan diplomasisinin başarısı değil İran ve Rusya’nın Türkiye, Azerbaycan ve Güney Kafkasya siyasetinden kaynaklanmaktadır. Bu değerlendirme aynen ABD ve AB için de geçerlidir. Zira bu ülkeler aynı zamanda Türkiye ve Azerbaycan’ın "bir millet iki devlet" yaklaşımından da rahatsız olmakta ve Azerbaycan basınına göre bunu bizzat ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza Ermenistan’da yapılan konferansta resmen açıklamıştır. Ermenistan ise bu konuyu "abluka" tanımlaması çerçevesinde gündeme getirmektedir. RUSYA ERMENİSTAN’I BIRAKMIYOR Ermenistanİran arasında ulaştırma projelerinin gerçekleşmesi Rusya’nın da çıkarlarına uygundur. Her ne kadar Ermenistan’ın İran üzerinden dünyaya açılma çabaları Erivan’ın Moskova’ya olan bağımlılığını S T R A T E J İ Oktay GÜNEY K İ T A P L I Ğ I Akdenizin Doğusu Ulaşım, taşıma ve ticaret yolları ile enerji merkezlerini kontrol altında tutmak isteyen küresel güç merkezlerinin, tüm bu unsurlara hakim olmak için belirlediği yeni müdahale alanı olarak Doğu Akdeniz’in jeostratejik ve jeopolitik analizini yapan Yıldız, ayrıca enerji ulaşım ve dağıtım koridoru oluşu, Ortadoğu’ya sahil oluşu, ticari ve askeri trafiğin kavşak noktası olması gibi Doğu Akdeniz’in güvenliği ile doğrudan ilişkili olan konuları da birer birer gözden geçiriyor. Güvenliğin yeri gelmişken Kıbrıs’ın ve enerji hatlarının Türkiye için önemine de değiniyor. Akdeniz’in Doğusu kitabında su konusu hem potansiyeli ile hem de tüm boyutlarıyla ayrıntılı bir şekilde kaleme alınmış. Yazarın konuyu ele alış biçimi su politikaları ve su stratejileri konusunda herhangi bir tutarlı yaklaşım sergilemediği gözlenen ülkemizde yeni açılımlara ve tartışmalara zemin hazırlar nitelikte. Kitabın son bölümünde ele alınan Doğu Akdeniz’de suyun geleceği ve bölgenin hidropolitiği ise konuyu uluslararası ilişkiler çerçevesinden derinlemesine analiz ediyor. ka’nın, inanca karşı batıl inancın, Hıristiyanlığa karşı İsaralarla çevrili bir deniz Denizlerle sarılmış bir lam’ın, Katolikliğe karşı Ortodoksluğun, büyük kentlere karkara!" olarak tarif edilen Akdeniz ve doğusu, şı küçük kolonilerin, gerçeğe karşı mitolojinin, adalet, bilim sosyal bilimlere bağlı hemen tüm disiplinlerin ve sanata karşı karanlığın tarihi olmuştur. Bu kadar yoğun kar"dünyanın merkezi" olarak kabul ettiği coğrafşıtlığın yarattığı dinamik, Akdeniz’i başlı başına bir dünya kılyanın adıdır. Akdeniz’de çatışmalar hiç bitmemıştır…" değerlendirmesini yapıyor. miş, sular sadece yeni ve daha büyük bir Dursun Yıldız, kitabında Akdeniz’in doğuız çatışmaya hazırlık yapmak için durulmuş Yazarı: Dursun Yıld suna ilk yerleşimleri anlatarak başlıyor. tur. Bugün için dünyada tespit edilmiş pet Bizim Kitaplar, Yıldız, okuyucuyu yaklaşık 100 000 yıl rol rezervlerinin yüzde 68’inin, doğal gaz Ocak 2008, İstanbul önce Afrika’dan dünyaya yayılan mokaynaklarının ise yüzde 41’inin bulundudern insanla beraber yolculuğa çıkarığu Ortadoğu coğrafyasının sıcak denizi yor ve okuyucuya Büyük Göç’ün sonunda Mezopotamolan Doğu Akdeniz aynı zamanda Büyük Ortadoğu Projeya’ya yerleşen kolların kendi teknik olanaklarını, olağasi’nin de çekirdek bölgesi olarak sıcaklığını koruyor. nüstü bereketli bu topraklarla birleştirip Sümer UygarSu politikaları uzmanı Dursun Yıldız, Doğu Akdeniz’de hiç lığı’nı nasıl başlattığını aktarıyor. Kitap, tarihin ilk debitmeyen devinimin tarihsel sürecini ve önemli köşe taşlarını niz savaşı olarak kayda geçen istilacı deniz kavimle"Akdeniz’in Doğusu" adlı kitabında işliyor. Yıldız, bölge için rinin Mısır’ın cesur deniz savaşçılarıyla çarpışmalarından, "…hem birliğin hem de çoğulluğun, çok sesliliğin aynı anda en kanlısı olan İnebahtı Savaşı’na uzanan Akdeniz’in kaynavar olmasına izin veren karmaşık bir sistemdir. Akdeniz tariyan sularında tarih sahnesine çıkarak boy gösteren uygarlıklahi, gelişmenin ve karşı duruşun, Doğu’ya karşı Batı’nın, Kurı da, Doğu Akdeniz’le kesiştiği noktalarıyla, sadeleştirerek zey kıyısına karşı Güney kıyısının, Avrupa’ya karşı Afriokuyucuya sunuyor. K STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear