22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 C S TRATEJİ Karamanlis'in Ankara’ya ‘komşu ‘Dostlar alışverişte Bahadır Selim DİLEK unanistan Başbakanı Kostas Karamanlis 2325 Ocak tarihleri arasında, Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi daveti üzerine Türkiye'yi ziyaret etti. Aslında iki komşu ülke arasında normal bir temas gibi görünse de Karamanlis'in Ankara ziyareti TürkYunan ilişkilerinin içinde bulunduğu durum nedeniyle hem içerik hem de şekil açısından büyük bir önem taşıyordu. Kostas Karamanlis, neredeyse yarım yüzyıldır Türkiye'yi ziyaret eden ilk Yunanistan Başbakanı oldu. Türkiye'yi ilk olarak 1929 yılında Eleftherios Venizelos ziyaret etmişti. Davet, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ten gelmişti. O dönemde Venizelos'un Atatürk'e olan hayranlığı bilinmeyen bir gerçek değildi. Bugünün Yunan politikacıları tarafından "inanılmaz" gibi görünse de Venizelos Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday bile göstermişti. Bu tarihten 30 yıl sonra 7 Mayıs 1959'da, Kostas Karamanlis'in amcası Konstantin Karamanlis, dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in konuğu olarak Ankara’ya geldi. Amca Karamanlis'in bu ziyareti, Türkiye ile Yunanistan arasında bir yumuşama sürecinin sonucu gerçekleşmişti. O dönemde Konstantin Karamanlis iktidara gelmesinin ardından Kıbrıs'ta Enosis, yani adanın Yunanistan ile birleşmesi politikalarını terk etmiş, Kıbrıs'ın bağımsızlığına dayalı çözüme razı olmuştu. Bu, hem Y Yunanistan’dan Türkiye’ye Başbakan düzeyinde 49 yıl sonra gerçekleşen ziyarette beklentiler gerçekleşti. Hiçbir ikili ve bölgesel sorunda yeni bir gelişme yaşanmazken, ülkesinde muhalefetin kıskacındaki Karamanlis, Anıtkabir defterine ileri boyutlu bir ‘barış mesajı’ dahi yazamadı. dönemin uluslararası koşullarının zorladığı bir dengenin hem de Türk diplomasisinin görece başarısının bir sonucuydu. DÖNEMİN KOŞULLARI Yunanistan'ın politikasındaki bu değişiklik sonucu 11 Şubat 1959'da Zürih, 19 Şubat 1959'da da Londra anlaşmaları imzalandı. Bunun ardından Kıbrıs'ta 15 Ağustos 1960'da ilan edilecek bağımsızlık süreci başladı. Yani, Türkiye ile Yunanistan arasında çok önemli bir gerginlik potansiyeli ortadan kaldırılmıştı. Konstantin Karamanlis de Türklerin ve Rumların siyasi eşitliğine dayalı "Kıbrıs Cumhuriyeti" bağımsızlığını ilan etmeden hemen önce Ankara'yı ziyaret ederek, ileriye dönük olumlu bir mesaj vermeyi tercih etti. Yani Ankara ile Atina arasında bir bahar havası vardı... Ancak 1959'daki bu ziyaretin ardından TürkYunan ilişkilerinde yaşanan iniş ve çıkışlar, bir daha Erdoğan, Karamanlis’i karşılarken... bu düzeyde bir temasın gerçekleşmesine olanak tanımadı. Rumların 1963'te Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yıkmasının ardından patlak veren gerginlik, ardından 1974'teki Barış Harekatı ve Ege sorunları, AnkaraAtina arasında soğuk rüzgarları beraberinde getirdi. Ne Turgut Özal'ın Davos Ruhu ne de Türkiye'nin AB'ye tam üyelik süreci, esmekte olan bu soğuk rüzgarları ortadan kaldırmadı. 1999 yılında Terörist Abdullah Öcalan'ın Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliği'nde yakalanması son dönemde ikili ilişkilerdeki en önemli kırılma noktasını oluşturdu. Türkiye bu dönemde önemli bir karar verme durumunda kaldı. Ya, Yunanistan'ı tescilli bir teröriste yataklık yapma suçuyla bütün dünyaya teşhir edecekti ya da Atina yönetiminin düştüğü bu zor durumu AB yolunda kullanacaktı. Dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, ikinci yolu tercih etti. Türkiye bir anda Yunanistan'ın 30 bin kişinin canına mal olan bir teröriste yataklık yaptığını unutuverdi. İsmail Cem, Yunan mevkidaşı Yorgo Papandreu'ya zeytin dalı uzatmayı tercih etti. Yunanistan'ın Türkiye'nin AB yolundaki engelleri kaldıracağı hesapları yapıldı. 1999 yılının aralık ayında yapılan Helsinki zirvesinde Türkiye'nin adaylığı açıklandı. Ancak bu yapılırken Kıbrıs Rum kesimine de tam üyelik yolu açılıvermişti. Türkiye, oyun yaparken alta düşen güreşçi konumunda kalmıştı ama dönemin medyası bunu görmezden gelmeyi tercih etti. Yorgo Papandreu Sisam'da oynağı zeybetiko ile Türk halkının gönlünde taht kuracaktı ama Atina yönetiminin 1999 yılından önceki politikalarından geri adım attığına ilişkin herhangi bir işaret de ortada yoktu. 2002 yılında Bülent Ecevit hükümeti yıkılıp AKP iktidara geldiği zaman Yunanistan için de koşullar tamamen değişmişti. Çünkü AKP hükümetinin iç politikadaki beklentilerini AB'nin ortaya koyduğu gerekçeler ile karşılama yoluna gitmesi, Atina yönetiminin işini kolaylaştırıyordu. AKP hem Kıbrıs'ta hem de Ege'de ödün vermeye hazırdı. Yunanistan bu durumu sonuna kadar kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2004 yılında Atina'ya resmi bir ziyaret düzenledi. Amacı, Yunanistan'a ödün verebilmek için uygun koşulların oluşturulmasını sağlamaktı. Ortaya çıkacak bir bahar havası görüntüsü, AKP'nin iç politikada zor duruma düşmeden ödün vermesini kolaylaştıracaktı. Ancak Yunan hükümeti, Erdoğan'a yüz vermemeyi tercih etti. ZORUNLU GÖNÜL ALMA O dönemden sonra Yunan Başbakanına yapılan bütün davet girişimleri sonuçsuz kaldı. Karamanlis, iktidara geldikten sonra üç kez Türkiye'yi resmen ziyaret etme kararı aldı. Ancak üçünü de erteledi. Ancak 2007 yılı sonuna gelindiğinde, Atina
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear