26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Elka NYAGOLOVA/ Şiirler/ Çeviren: Ahmet Emin ATASOY ‘Ey güz çocukları, eğilmeyiniz! Ne günler bekliyor yarın sizleri’ 952’de Dobriç kentinde doğdu. Halen Varna’da yaşamakta ve Zornitsa (Sabah Yıldızı) dergisini yayımlamaktadır (2004). Elka Nyagolova, biçem özelliklerinden çok içerik zenginliğine ve vurucu bir anlatıma önem veren şairlerdendir. Şiiri, kendisiyle okuru arasında mesafe bırakmamayı, onunla her şeyi paylaşmayı, adeta dertleşmeyi amaçlar niteliktedir. Ne ki bunu dürüstçe ve içtenlikle yapar, doğrudan söyler söyleyeceğini, sözcük kalabalığı tuzağına düşmeden, sözü sulandırmadan ve en kısa yoldan söyler. Bu şiirin en tipik özelliklerinden biriyse, lirik kahramanla onun vatanı olan Bulgaristan arasında bir kişilik özdeşliğinin sık sık ön plana çıkmasıdır. Hatta kimi zaman vatan bir örnek eğretileme biçiminde kişileştirilmiş olarak canlandırılır ki işte o zaman lirik kahramanla ne çok ortak yanları olduğu hemen sezilir. Şair yaralanmalardan, günahlardan, ihanetlerden söz eder sık sık. İnsanlık değerini bu kavramlar terazisinin verilerine göre belirlemeye çalışır. Elka Nyagolova “Güney Baharı” (1985) ile “Akbaldır Çeşmesi” (1999), Büyük Edebiyat Yarışması Birincilik Ödülü’nü kazandı, daha sonra “Dora Gabe” Ulusal Edebiyat Ödülü (2003) ile “Hristo Botev” yayınevinin Büyük Şiir Ödülü’ne (2005) değer görüldü. Şiirleri Rusça, Ukrayna dili, Fransızca, Almanca, Lehçe ve Sırpçaya çevrildi. Yayımlanmış şiir kitapları: Beşinci Mevsim (1994), Yüz Yıl (1999), Dua Kitabı ya da Akbaldır’dan Mektuplar (2000), İmza (2002), Aqua* ya da Tersine Dünya (2002), Beyaz Tren (2002), Biz (2005) vb. * Aqua (Lat.): Su. 1 Elka NYAGOLOVA SADECE KUŞLAR İÇİN Soylu kuşlar konmazlar yabancı sofralara. Kırıntılarını toplamazlar hırsız kargalarla saksağanların. Karşılarına çöl rüzgârı çıktığında geceleyin karanlıkta başkalarına vaha olurlar soylular. Onlara “Siz” derler tanrılar bile ve pabuç sürter peşlerinden günah çıkartmış melekler. Ve bir tüy kalmalı her şeyden sonra – o da yeter karanlığı aydınlatmaya, onlara eşlik eder sürekli yankıları görülmeyen bir orkestranın. Göklerin kredi hattına sahiptirler soylular ve onlar için indirilmiştir direkt alınlarındaki yıldızlar. … Tanrım bataklığın çamurunda kahroluyor soylulardan her biri tıpkı ucuza satılmış dürüst şairler gibi. Ve pastırma yazı; bedavadan aşk. Ve bir keman yayı (ama kemansız); Bir gece beşiği (bomboş, figansız); Eski haritada sınırlar paslı – Bulgaristan ise yırtık astarlı… Ak akçeler ordan gitmiş gidiyor. Damarlar gecede feryat ediyor. Kartal yuvasına karga girmekte. Gömleğini satmış, kekelemekte. Söylediği türkü ağlayış sessiz. Ey güz çocukları, eğilmeyiniz! Ne günler bekliyor yarın sizleri ve Debelyanov’un hoş vişneleri! Bizim onlar, açsalar da sınırda onlar hepimizin şah damarında! Yenik bayrak sapı, mezar gönderi, aşı için kalem olmaz hiçbiri! NÖBETSİZ ECZANE Fikir için pelin dalı– (hem de uykudayken bile); ve biraz kuzukulağı – birebir en zor sevgiye; en şeker bir uyku için altın papatya gerekir gizemini bir güzelin bilen devedikenidir; ve mavi yabani mercan – çocuk verir, hem de erkek; sarmaşık – her derde derman kamış – çoluk çocuk demek; böğürtlenin yabanisi soyağacı belleğidir; ısırganın bir tanesi kan kodunu yönlendirir. Centiyana çiçek kralıdır doğum kolay gerçekleşir. Kızılcık – yara kapatır. Ve ardından – türkü gelir Acılar acısı hem de, acı otlar gibi acı. Bir yiğit – can verir ipte. Gökler – sanki darağacı. Saçları rüzgârda bayrak – bildik portre böyle biter. Bu bir serap. Yitip gider… SON SAHNEDE YIRTIK DAVUL İvan Dinkov’a Kendime uzanan aşılmaz yollar. Bir mezar – içinde hurda eşyalar: Kazınmış saçlara – sedeften tarak, Reni Yotova’ya Bu ormandan çıkacağız elbette. Biliyorum, farkındayım ben bunun. Tüm şifalı otlar kondu sepete. Tam vaktidir artık biraz huzurun. Vaktidir güneşin, dallar ardında, ve şiir söyleyen ağaçkakanın. Balonlar uçmalı göğün bağrında ve sonu gelmeli korkunun, kanın… Vaktidir açmalı çuha çiçeği, vaktidir coşmalı çapkın bülbül de. Dirilme vaktidir her şeyin gerçi şefkat meleğinin gözü önünde. Vaktidir. Ve yalnız ormandır (bence!) şafak maskesini böyle takınan. Son sahnede, oyun bitmeden önce, kesiciler baltaları kapmadan. ? 26 TEMMUZ 2012 ? SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1171
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear