29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ŞUBAT 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 15 Dört çocuğun beraatını kararlaştıran Çanakkale 3. Asliye Mahkemesi, ‘bu sözcükten hakaret olmaz’ dedi ‘Ampul Tayyip’ siyasi eleştiri! AYNUR GANİLER 13 yaşındaki B.T.İ Gezi eylemleri sırasında yere yazı yazdığı gerekçesiyle yargılanmıştı. Arkadaşları da ona destek olduğu için hakim karşısına çıktı. ÇANAKKALE Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri gerekçesiyle 4 çocuğun beraatına karar veren Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında, “Ampul müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKP’nin amblemidir. Tüccar kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz” vurgusu yaptı. Çanakkale’de Gezi Parkı eylemleri sırasında sprey boyayla yere yazı yazdığı gerekçesiyle yargılanan 13 yaşındaki B.T.İ’ye, duruşması sırasında destek veren ve “Ampul Tay u ‘Ampul Tayyip’ ve ‘Tüccar Tayyip’ sloganı attıkları için yargılanan çocukların beraatine karar veren mahkeme gerekçeli kararında ‘Ampül parti amblemi, tüccar da saygın bir mesleğin adıdır. Hükümetler bir vatandaştan daha ağır eleştirilebilir’ dedi. yip”, “Tüccar Tayyip” sloganlarıyla dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmekle suçlanan 4 çocuk, geçen günlerde hakim karşısına çıkmıştı. Yaşları 1215 arasında değişen N.A, A.P, E.Ç. ve N.P’nin beraatini kararlaştıran Çanakkale 3. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Atılan sloganların hakaret içermediğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, şöyle denildi: “Geçen hafta görülen dava ile ilgili olarak ‘ampul’ müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKP’nin amblemidir. ‘Tüccar’ kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz. Kaldı ki özellikle ‘ampul’ sözcüğü herhangi bir kişi için hakaret olarak kabul edilse bile, suç tarihinde Başbakan olan müştekiye söylenmesi siyasi eleştiri mahiyetinde kabul edilmelidir.” Kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesine de gönderme yapılarak hükümetlerin, bir vatandaş hatta bir politikacıdan bile daha ağır eleştirilebileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle çocukların Erdoğan ve hükümete yönelik sözlerinin, hakaret değil siyasi eleştiri niteliği taşıdığı da belirtildi. Eleştiren herkese soruşturma açılıyor Can Dündar ve Çiğdem Toker yolsuzluk haberleri nedeniyle hakim karşısına çıktı ‘Yargılanmak artık bu İstanbul Haber Servisi Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasına ilişkin yazıları nedeniyle hâkim karşısına çıktı. Dündar, duruşmanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla hakkında başlatılan yeni soruşturma kapsamında da savcılığa ifade verdi. Mahkemede eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın avukatı Köksal Yıldırım’ın müvekkilinin masumiyet karinesinin lekelendiği iddiasını “Ümraniye Sapığı” davası ile örneklemesi dikkat çekti. Aynı mahkemede gazetemiz yazarı Çiğdem Toker de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın şikâyeti sonucu açılan davada ifade verdi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Can Dündar, Çiğdem Toker ve avukatları katıldı. Dündar’a ve Toker’e destek amacıyla davayı Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş, gazeteciler Nebil Özgentürk, Ece Temelkuran, Tuluhan Tekelioğlu, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de takip etti. Başka bir dava nedeniyle adliyede bulunan CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Dündar’ın ifadeye çağrılmasına tepki göstererek, “Böyle bir suçlama tümüyle siyasidir. Soruşturma, Türkiye’deki demokratik sistemin, hukuk devletinin gerekleri ile asla bağdaşmamaktadır” dedi. mesleğin fıtratı oldu’ Can Dündar 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması fezlekesini konu alan “Arkadaşın Babası” yazı dizisi ile ilgili açılan davada ifade verdi. Kamuoyunun haber alma hakkına yönelik haber yaptığını kaydeden Dündar, “Dünyanın her yerinde gazetecilikte bu şekildeki açıklamaların yer bulabileceğini düşünüyorum” dedi. Topbaş Toker’den şikâyetçi Gazetemiz yazarı Çiğdem Toker de 29 Eylül 2014 tarihli Fatih Belediyesi’nin imara açtığı afet toplanma alanını satın alan kişinin Topbaş’ın damadı olduğunu konu alan “Vatan’da damat afeti” yazısı nedeniyle hakkında açılan davada ifade verdi. Toker, ifadesinde haberin bilgilendirme ve kamu menfaatı amacıyla yapıldığını ifade ederek hakaret kastı taşımadığını aktardı. Toker’in savunmasına ilişkin avukat Akın Atalay da “Hakikatleri ifade etmek bile adli makamlar aracılığıyla baskı altına alınıyor. Bu davaları kabul ettiğinizde Allah sonumuzu hayır etsin” dedi. Duruşma 28 Nisan’a erteledi. kamuoyuna yansımış olan Ümraniye Sapığı davasında bir şahsın uzun süre kamuoyunda fotoğraflarıyla bu şekilde lanse edildiği, ardından masum olduğunun anlaşılmasıyla ülkede yaşayamayarak yurtdışına gittiği görülmektedir” örneğini verdi. Dündar mahkeme başkanından söz alarak bu örneğe “Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın adının Ümraniye sapığıyla aynı cümlede geçmesini yadırgadım” yanıtını verdi. Mahkeme heyeti soruşturmada görev yapan kolluk amiri ve memurların dinlenmesine ilişkin talebin reddine karar verdi. Dosyaya sunulan belgeler incelenerek 25 Aralık soruşturması dosyasının getirtilmesi konusunda bir değerlendirme yapılmasına ve bu dosyanın akıbetinin sorulmasına karar vererek duruşmayı 28 Nisan’a erteledi. Cumhurbaşkanı’na ‘hakaret!’ patlaması TÜREY KÖSE Erdoğan için 10 yılda 110 dava ATALAY: FEZLEKELER BU DOSYANIN İÇİNE GETİRİLMELİ Can Dündar’ın avukatlarından Akın Atalay duruşmada, yargılamaya konu yazı dizisinin 2 Ağustos 2014 tarihli olduğunu; 25 Aralık’la ilgili takipsizlik kararının ise haberin yayımlandığı tarihten önce 25 Temmuz 2014 tarihinde verildiğini anımsatarak dolayısıyla yazı dizisinin başladığı tarihte ortada bir soruşturma olmadığını belirtti. Atalay, fezleke değerlendirildiğinde Dündar’ın yazı dizisinde yer alan hususların gerçek olduğunun ortaya konulacağını ifade ederek “Bu nedenle fezlekenin dosya içine getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Esasa yönelik açıklamalarımızı ancak bu aşamadan sonra yapabileceğimizi ve hatta bu aşamadan sonra kimin gerçek sanık olduğu yolundaki görüşlerin değerlendirilebileceği hususunu dikkate sunuyoruz” diye konuştu. edeceğiz’ ‘Yazmaya devam Dündar, duruşma öncesi adliye önünde yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisiyle ilgili her sözü, her eleştiriyi hakaret sayarak, dava açarak bir tür kendince yıldırma politikası izliyor. Yargılanmak artık bu mesleğin fıtratı oldu. Zaten muhasara altına alınmış bir basın, medya ortamında ses veren herkesi de cezalandırarak yıldırmaya çalışıyor. Ama bunun bir karşılığı olmadığını göreceksiniz. Çünkü biz söylemeye, yazmaya devam edeceğiz. Belki yargılanarak, belki tehditlere maruz kalarak ama elbette devam edeceğiz” dedi. Duruşmada gazeteci Özgentürk ve Ceren Deniz fotoğraf çektiği için telefonlarına el konuldu, savcılık tarafından ifadeleri alındı. Dündar, “Fezlekeleri okumak hakkımız” başlıklı yazısıyla ilgili ifadesinde yazının 1725 Aralık soruşturmaları aşamasında fezlekeler için yayın yasağı olması nedeniyle ve bu olayların kamuoyunu ilgilendirdiği düşüncesiyle kaleme aldığını belirtti. Bilgilendirme amacı içerdiğini, kasıt amacı olmadığını ifade eden Dündar, “Fezleke içeriklerinin kamuoyu yönünde önemli olduğunu düşündüm. Çankaya’nın bu içerikler yönünden bir sığınak olamayacağını düşündüğümü bildirdim. Hakaret kastı mevcut değildir” dedi. Dündar, 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması fezlekesini konu alan “Arkadaşın Babası” yazı dizisi ile ilgili ifadesinde ise yazı dizisinin resmi bir evraka dayandığını belirtti. Yazı dizisinde mümkün olduğu kadar kişisel yorumlara yer vermediğini anlatan Dündar, “İyi niyet göstergesi olarak dizinin sonunda karşı taraftan gelen karşı görüşleri de yine gazetede yayımladım” dedi. Kamuoyunun haber alma hakkına yönelik haber yaptığını kaydeden Dündar, “Dünyanın her yerinde gazetecilikte bu şekildeki açıklamaların yer bulabileceğini düşünüyorum” dedi. Dündar, dönemin hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik’in o dönem soruşturmaya ilişkin belgelerin internet üzerinden kolayca ulaşılabilecek halde olduğunu söylediğini anımsatarak “Bunlara mahkeme de şu an bile ulaşabilir. Gizlilik söz konusu değildir. Fezleke Meclis’e intikal etti ve soruşturmaya konu oldu. Herkesin bildiği sır, sır değildir” dedi. Dava konusu yazıda yer alan sözlerin basın özgürlüğü hakkının kullanımı çerçevesinde kaldığını savunan Dündar’ın avukatlarından Bülent Utku da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık soruşturması dosyasının getirtilmesini, soruşturmada görev almış, kolluk amiri ve memurların dinlenilmesini istedi. Polisler dinlensin mraniye sapığı davasına gönderme Dosyanın şikâyetçilerinden eski Bakan Binali Yıldırım’ın avukatı Köksal Yıldırım, masumiyet karinesi ilkesinden bahsederek “Olayla ilintili olabileceği gerekçesiyle Ü sıza hırsız demenin önünde ciddi ve ancak bedel ödeyerek aşıANKARA Tayyip Erdoğan labilecek engel oluşturuluyor.” Eski AİHM yargıcı, CHP’li RıCumhurbaşkanlığı’nda henüz bir yılını bile doldurmadan, bir yıldan za Türmen de “hakaret davaladört yıla kadar hapis cezası öngörü rı patlaması”nı “sindirme kamlen TCY’nin 299. maddesi gerekçe panyası, toplumsal muhalefetin gösterilerek açılan soruşturmalar bastırılması için gözdağı” olada patlama oldu. Birleşik Haziran rak nitelendirdi. Türmen “AKP’nin Hareketi’nin (BHH) “laik ve bilim desteği azaldıkça baskı, sindirsel eğitim” boykotundan sonra gö me kampanyaları artıyor” derken basınla ilgili bu kadar çok dazaltı, tutuklama furyası başladı. 37 va açılmasının da ifade özkişi “Cumhurbaşkanı’na gürlüğüyle bağdaşmadıhakaret” suçlamasıyla göğını vurguladı. zaltına alındı ya da ifadeye ÖDP Genel Başkanı Alçağrıldı. 5 kişi tutuklandı, per Taş, ise “Tutuklama3’ü itiraz üzerine serbest lar BHH’ye bir gözdağı, bırakıldı, bazıları hakkınhukuk garabeti. Bizim da da denetimli serbestiçin bu davalar hükümlik kararı verildi. Gazetesüzdür” dedi. Taş, şu demiz Genel Yayın Yönetğerlendirmeleri yaptı: “Nameni Can Dündar, Birgün musu ve şerefi üzerine Gazetesi Yazıişleri Müdüyemin edip bu sözü harü Barış İnce ve Zaman yata geçirmeyen, bağımGazetesi Genel Yayın Yösız olması gereken bir netmeni Ekrem Duman Rıza Türmen Cumhurbaşkanı her şeyi lı hakkında da aynı suçtepeden belirliyor, ‘hukuk benim’ lamayla işlem yapıldı. Avukat Benan Molu, akademis diyor. Böyle bir ülkede kimse yen Dağhan Irak’la birlikte TCY Cumhurbaşkanı’na hakaret da299. maddeden yapılan işlemler vası açamaz. Herkes kendi yele ilgili bir liste hazırladı. Molu, “Bi rini bilecek, bu Cumhurbaşkanı zim saptadığımız 80’i geçti. Bü olsa bile. En tepedeki şahıs huyük çoğunluğu ÖDP üzerinden kuka uymazsa, ‘Cumhurbaşkanı’ BHH’ye yönelik baskılar. İkinci sıfatı bizim açımızdan geçersizsırada, gazeteciler hakkında açı dir. Hukuku çiğneyen, yeminine lan soruşturmalar geliyor. Ga sadık kalmayan bir şahıs var. Bu zetecilerin ortak noktası; 1725 kadar dava açılmasının sorumluAralık süreciyle ilgili haber, rö su Cumhurbaşkanlığı makamını portaj yapmış olmak. Oysa AİHM bu hale getirenlerdir.” CHP İstanbul Milletvekilii Sezgin kararlarında yaptıkları haberlerden ötürü haklarında dava açıl Tanrıkulu da Cumhurbaşkanı’na ması insanların haber alma öz hakaret gerekçesiyle açılan davagürlüklerine saldırı olarak görü ları Meclis gündemine taşıdı. lüyor” dedi. Molu, hakaret suçlamalarına dayanak gösterilen “Katil, hırsız Erdoğan” sloganlarıyla ilgili olarak da “Bu sözler, ifade özgürlüğü alanı içerisindedir. AİHM’nin Sarkozy kararı var. Proİstanbul Haber Servisi Gatestoculardan biri ‘defol git pezezeteci Mustafa Hoş’un Cumhurvenk’ diyor, bu ifade eleştiri sıbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nırlarında kabul edildi. Erbil Tuşalp kararı daha da çarpıcı” dedi. ile ilgili yazdığı “Big Boss” adlı AİHM 2012 yılında verdiği kararkitabına toplatma ve dağıtımıda, Başbakan Erdoğan’la ilgili yaznı durdurma davası açıldı. Dadığı iki yazı nedeniyle tazminat cevayı açan ve Erdoğan’a yakınzasına çarptırılan gazeteci yazar lığı ile bilinen Hasan Yeşildağ, Erbil Tuşalp’in ifade özgürlüğünün Hoş’tan “basınyayın yoluyla ihlal edildiğine karar vermişti. Tuhakaret ve iftira” iddiasıyla 20 şalp, “AİHM’nin bu kararının ifabin TL de manevi tazminat tade özgürlüğünün önündeki enlebinde bulundu. gelleri büyük ölçüde kaldıracaÇoğu kitapçılarda raflarda ğına inanmıştım. Ne yazık ki yılbile olmasına izin verilmeylardır AİHM’nin bu kararını bile en “Big Boss” geçen aralık görmezden gelen keyfi uygulaayında Destek Yayınları’ndan ma içindeyiz” dedi. Tuşalp sözleçıktı. Kitabın tanıtım bültenrini şöyle sürdürdü: “Bağımsızlıinde “Her sayfa çevrildiğinde ğı tartışılan yargı ‘hakareti saptakarşınıza bir başka Tayyma’ konusunda özgür değil. Örip Erdoğan çıkacak. Tuhaf neğin ‘somut’ hareketle, hakaret ilişkiler, esrarengiz olaylar, sayma (addetme) arasındaki aykriminolojik adamlar. Kimdir rımı gözetmeyen uygulama süRecep Tayyip Erdoğan?” ifrüyor. Sonuçta katile katil , hıradeleri yer alıyor. Big Boss’a toplatma davası C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear