22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2013 PERŞEMBE 6 HABERLER Selam Çıplak arama protestosu İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi Öncü Kadın İstanbul İl Başkanı Nursel Işıksoy ve Öncü Kadın üyeleri, Gezi Parkı’nın yıkılmaması için yapılan eylemler nedeniyle gözaltına alınan kadınların, Emniyet’te “ince arama” adı altında çırılçıplak soyularak aranmalarını protesto etti. Gezi eyleminin simgesinin kadınlar olduğunu dile getiren Işıksoy, tutuklu er Utku Kalı’nın da defalarca çıplak aramaya maruz kaldığını anımsattı. EMRE DÖKER İZMİR Ege Üniversitesi’ndeki (EÜ) öğrenci yurdunun harem selamlık olarak ayrılmasının ardından başlayan çadır eyleminden, Gezi Parkı Direnişi’ni andıran görüntüler yansıyor. Bornova’da yaşayan yurttaşlar bazı öğrencileri evlerinde ağırlarken birçok kişi de çadırlarda kalanlara yemek getirerek destek oluyor. Alternatif yurtta çadır sayısı da her gün artıyor. Oluşturulan kütüphane ücretsiz kitap ve ders notları sağlıyor... Gezi Parkı eylemleriyle başlayan dayanışma ruhu, EÜ’de kurulan “çadır kent”te de kendini gösteriyor. Kredi Yurtlar Kurumu’nun EÜ yerleşkesindeki karma öğrenci yurdunu kız yurdu olarak değiştirmesinin ardından erkek öğrenciler üniversiteye 1.5 saat uzaklıktaki yurtlara gönderildi. Kontenjanları da azalan yurtlar nedeniyle çok sayıda öğrenci barınacak yer bulamadı. Harem selamlık yurt uygulaması ve öğrencilerin mağdur olması üzerine öğrenciler “Kendi Yurdumuzu Kuruyoruz” adı altında çadır eylemi başlattı. Eylemde dün üçüncü gün geride kalırken çadırların her geçen gün arttığı gözlendi. Fikir Kulüpleri Federasyonu’na bağlı öğrencilerin de çadırlarını kurmasıyla, Merkez Kütüphane’nin önünde Gezi Parkı’ndaki Gezi Direnişi’ni andıran görüntüler ortaya çıktı. İzmirli yurttaşlar, yurtsuz kalan öğrencilere destek olmak için börek, kek, tavuk, pilav gibi yiyecekler hazırlayarak öğrencilere getirmeye başladı. Belediyeler öğrencilerin su, çay, kahve gibi gereksinimlerini karşılarken birçok yurttaş da battaniye, yorgan ve yastık desteğinde bulundu. Dün de çadırların olduğu bölgeye destek olmak amacıyla yurttaşlar tarafından çadırlar gönderildi. İzmirliler ellerinde tepsilerle öğrencilere getirdikleri yiyecekleri, çay, kahve, şeker gibi ürünleri teslim ederken onlarla gece boyu oturup sohbet de ediyor. Öğrenciler, gece gerçekleştirdikleri forumların ardından müzik eşliğinde halay çekerken tiyatro gösterileri ve müzik dinletileriyle de eğleniyorlar. Gezi l EÜ’deki yurdun harem selamlık olarak ayrılmasının ardından öğrencilerin başlattığı çadırlı direniş, desteklerle büyüyor. İzmirliler de gençleri, yemekleriyle ve barınma olanağı sağlayarak yalnız bırakmıyor Eyleme desteğin her geçen büyüdüğünü belirten öğrencilerden Seda Anık, akşamları düzenledikleri forumlara yüzlerce öğrencinin katıldığını söyledi. Milletvekillerinden, öğretim görevlilerine, üniversite çalışanlarından, sivil yurttaşlara kadar birçok kişinin destek için çadırlara geldiğini belirten Anık, “İzmirliler bizi yalnız bırakmadı. Her gün bir sürü yiyecek ve içecek gönderiliyor. Birçok kurum bize destek veriyor” dedi. İslami Yönetime Yaklaşma Önceki gün Başbakan TOBB’de konuşuyordu. Anlamaya çalıştım, ne toplantısı diye, üstelik Başbakan’ın konuşması sanki tamamen Necip Fazıl Kısakürek üzerineydi... Sanki diyorum, çünkü dinlediğim 20 dakikalık bölümünde Başbakan yepyeni bir Necip Fazıl portresi çiziyordu, bilmediğimiz bir dizi yönünü böylece öğrenmiş oluyorduk(!).. Acaba diye düşündüm, TOBB Necip Fazıl’a ödül mü vermişti de Başbakan bu konuyu ele almıştı?.. Yok yok hiç merak etmiyorum toplantı nedenini, zahmet etmeyin açıklama yapmaya!.. Önemli olan konuşmaydı! Başbakan döndü dolaştı, hep şunu vurguladı özetle: Necip Fazıl hep dik durdu, eğilip bükülmedi, inandığından hiç şaşmadı ve taviz vermedi, bugün böyle yarın şöyle konuşmadı, Allah dedi peygamber dedi... Tabii böyle bir kimseye de bütün şeref ve şan dağıtılır. Erdoğan da bunun gereğini yerine getirdi camlardan başarıyla okuduğu konuşmasında... Bunun için de insanı olmadığı, bulunmadığı yükseklere çıkartmak gerdekir. Necip Fazıl’ın başı dönmüştür bulunduğu yerden! HHH RTE, Necip Fazıl’ı yeniden yazarak aslında bize bir şeyler anlatmak istiyor, hadi çıkarsama yapalım: Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan... Dün neye inanıyorsam bugün de ona inanıyorum... Dün ne dedimse bugün de arkasındayım... Dün ne yaptımsa bugün de, yarın da çizgimi izleyeceğim... Belkemiğim dik ve sağlam, ne eğilir ne bükülür... Görüşlerimde bir değişiklik olmaz, neye inanıyorsam ona... Siyasete atıldığım andan beri (1990 başları), sözde bazı politik dönüşler falan yapmış gibi görünüyor olabilirim ama inanın ki bu sadece iktidara yürümek, iktidarda kalmak için yaptığım ertelemelerdir... Dikkat ederseniz aynı hatta yürüyorum... Kapi?! HHH Evet anladık, fazlasıyla üstelik.. Türkiye’yi İslami mühendislikle dönüştürmeye devam... Germeye devam... Muhalefeti yok edinceye kadar ezip ufalamaya devam... Devam devam devam... Türkiye içte ve dışta cehenneme dönebilir, önemli olan RTE’nin iktidarda kalmasıdır... RTE Davutoğlu Türkiye’yi bir cenderenin içine soktu. Türkiye’yi İslam dünyasından ayıran, insani ve çağdaş uygarlıkta alınan mesafe ve elde edilen kazanımlar varsa, hepsi tehlikededir... Çağımızın en önemli gerçeği şudur: İslami yönetim altındaki veya İslam yönetimi kurmak için savaşılan İslam ülkelerinin neredeyse hepsi, derin savaşlar, mezhep kırımları, diktatörlükler, askeri yönetimler, siyasi katliamlar içindedir. Yoksulluk diz boyudur, bunun temel bir nedeni de din savaşları ve iktidarlarıdır. Ve bunun sonucu olarak da Batı’nın iktidar kurmacası oynadığı yerlerdir... Buna bir itirazı olan veya hayır öyle değil diyen var mı?.. HHH Çok şükür, Cumhurbaşkanı Gül, New York gezisinde gazetecilere “Avrupa’nın ortaçağda yaşadığını İslam dünyası şimdi yaşıyor. Sünni bir lider, diktatör olacak, ses çıkarmayacaksın. Hakhukuk bilen Şii ile mezhebi yüzünden savaşacaksın. Ya da bir Şii her türlü gaddarlığı yapacak, sadece Şiilik adına onu tutacaksın. Bunlar ilkelliğin göstergesi...” dedi. Taha Akyol da önceki gün Hürriyet’te “Ortaçağ” başlığı ile Gül’e destek verdi. Dahası, Gül’ün 2003’te İslam Konferansı’nda şunları söylediğini nakletti: “Gül ‘kadınerkek eşitliği, iktisadi rasyonalizm, demokrasi, insan hakları’ kavramlarını vurgulayarak şunları söylemişti: ‘İslam dünyasının artık çağdaş normları benimsemesinin zamanı geldi... Manevi değerlerimizden güç alırken bizi yönlendiren akılcılık olmalı..’ Kendi deyişiyle ‘kör söylemler içermeyen bir vizyon’...” HHH Evet. Akılcılık... İktidar ve ülke siyasal dincileştirildiği sürece, bu akıl, Türkiye’den uzaklaşır, İslam ülkelerini darmadağın eden akıl gelir, ona yatak döşek serilir... Halk bölünür. Türkiye’ye en büyük ihanetin yolu iyice açılır... İslam dünyasının içinde bulunduğu durum, iktidar sahiplerine hiç mi bir şey anlatmıyor, anlamakta zorlanıyor insan… Laikliğin bütün Türkiye’yi bir arada tutacak ana eksen olduğu görülmüyor mu?.. Sadece çağdaş bilgi ile, bilim ile, teknoloji üretme ile, düşünce ile ilişki kurarak, insan gücümüzü çağdaşlığın bu cihazlarını en yetkin kullanmaya yönelterek ve eğiterek, bekleyen felaketlerden uzak durabiliriz, bunu gören yok mu? Başbakan’ın ağzından İslami gençlik yetiştireceğiz söylemi düşmüyor... Türkiye, bu söylemle sadece kul köle olur ve derin çatışmaların içine düşer... İstenen bu mu? Savcılık: Yorum yapmayın ALİCAN ULUDAĞ Arınç’tan gözdağı BURSA (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Direnişi’ne destek verenleri bir kez daha suçladı, iş dünyasını Gezi olayları üzerinden üstü kapalı tehdit etti. Arınç, İstanbul’daki olayların küçük ama etkili bir grup tarafından gerçekleştirildiğini öne sürerek “Biz elimizden geleni yapıyoruz. Hükümet olarak güçlüyüz. Güvenlik güçlerimiz diğer unsurlarımız da yasadışı yapılacak her şeye karşı uyanık olacağız ama bizim ekonomi ile iş yapan yatan, kalkan, büyüyen gelişen herkesi yani sizlerin bu oyunlara karşı dikkatli olması gerek” diye konuştu. Arınç “Paket PKK’nin başarısı” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de “densizlik”le suçladı. yurdumuzu kuracağız İnsan Hakları Savunucusu Doktorlar’ın raporunda da polis şiddetine eleştiri: Gaz silah olarak kullanıldı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, İşkur tarafından Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamında 9 aylık süreyle 644 işçi alınacağının duyurulmasının ardından başvuruların alındığı alanda izdiham oluştu. İşe 2 bin kişi başvurdu. İzdihamı engellemeye çalışan polis, halka biber gazı ve copla müdahale etti. (DHA) İşsizlere mağdur ettiler Öğrencileri ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin hazırladığı fezlekede, Ankara Barosu, TMMOB, ATO, TTB gibi örgütleri “olayları kışkırtmakla” suçlayan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü uyardı. Başsavcılık, gönderdiği yazıda, “hazırlanacak fezlekelerde yorumdan kaçınılmasını” istedi. Cumhuriyet’in 3 Temmuz’da “sınır aşan fezleke” manşetiyle kamuoyuna duyurduğu fezlekede; TMMOB, ÇHD, TTB, Ankara Barosu, İHD, ATO gibi örgütler ile CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi yabancı basın kuruluşlarına yönelik suçlamalar yer almıştı. Başsavcılığın üslup uyarısına Emniyet’in uyup uymayacağı ise önümüzdeki yeni fezlekelerde ortaya çıkacak. Kendi l Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı Doğan Başaran eylemi sürdürme kararı aldıklarını söyledi. Yurt ile Kipa alışveriş merkezi arasında kalan bölgede Hazine’ye ait büyük bir arazi olduğunu buraya yurt yapılması için imza kampanyası başlattıklarını belirten Başaran, “15 gün sürecek kampanyada daha ilk günden bini aşkın imza topladık. Bu imzaları Gençlik ve Spor Bakanlığı, Yurtkur ve TBMM’ye göndereceğiz. 1 ay içinde harekete geçilmezse, kendi yurdumuzu kendimiz kuracağız. Kamyonun kasasına tuğlaları ve çimentoyu yükleyeceğiz. Kazma ve küreğimizle kendi yurdumuzu kuracağız. Devletin bu yurdu kuracak bütçesi var” diye konuştu. yağıyor Destek l Eyleme destek veren Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi, Eğitimİş İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci öğrencilerin yurdun harem selamlık olarak dönüştürülmesiyle mağdur olduklarını söyledi. Bu sorunun bir an önce giderilmesini istediklerini söyleyen Değirmenci, “Bu uygulamanın altında harem selamlık uygulaması yatıyor. Bunu reddediyoruz. İktidar kendi amaçlarına ulaşmak için binlerce öğrenciyi mağdur ediyor. Aileler ve öğrenciler de bu uygulamadan rahatsızdır” dedi. Fikir Kulüpleri Federasyonu Ege Üniversitesi Temsilcisi Gamze Selçuk da burada Gezi Parkı Direnişi’nde başlayan dayanışma ruhunu yaşadıklarını, kurulan çadırlara her gün birçok kişinin yiyecek ve battaniye gönderdiğini söyledi. Bölgede kurulan kitaplığa da her geçen gün destek artıyor. Öğrenciler buraya bağışlanan derst notları ve kitaplara ücretsiz ulaşabiliyor. biber Haber Merkezi ABD’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından, dünyada sağlık alanında yaşanan insan hakkı ihlallerini araştıran İnsan Hakları Savunucusu Doktorlar (PHR) örgütü, Türkiye’deki Gezi Parkı protestoları sırasında polisin olaylara müdahale şeklini eleştiren sert bir rapor yayımladı. Raporda, polisin orantısız şiddet uyguladığı, biber gazını halka karşı silah olarak kullandığı ve kasti olarak da sağlık kuruluşlarını, personelini hedef aldığını belirtildi. Hürriyet.com.tr’nin haberine göre, örgütün 4 uzmanı haziran ayı sonunda Türkiye’de yaptığı incelemelerin ardından 32 sayfalık bir rapor hazırladı. Barışçıl gösterilerin uluslararası hukuka aykırı şekilde bastırıldığının belirtilen raporda, polisin uyguladığı şiddetin de, 8000’den fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlandığı vurgulanıyor. PHR’nin incelediği 169 mağdurun fiziksel ve psikolojik verilerine göre mağdurların tümünün biber gazına maruz kaldığı ve çeşitli hastalık belirtileri gösterdikleri ifade ediliyor. Raporu hazırlayanlardan Dr. Vincent Iacopino, “Türkiyeli yetkililer tarafından kullanılan gücün biçimi ve şiddeti orantısızdır ve kabul edilemez” görüşünü dile getirdi. PHR’nin yönetim kurulu üyesi Dr. Michele Heisler ise “Türkiyeli yetkililer yaralıları tedavi eden doktorları ve revirleri kasıtlı olarak hedef almakla kalmayıp şimdi de bu sağlık hizmetlerini suç unsuruna dönüştürmek için çaba sarf ediyorlar” dedi. ‘Hukuka aykırı müdahale’ ‘Yedisi de asli fail’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de 2 Haziran’da Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili açılan davanın ilk duruşması 20 Kasım 2013 tarihinde Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Heval Yıldız Karasu, komisyon üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, tutuklu polis memuru dışında diğer 7 sanığın da asli fail olduğunu, bu nedenle onların da “iştirak halinde, canavarca hisle, tasarlayarak, eziyet çektirerek kasten adam öldürme” ve “nitelikli kasten adam öldürme” suçlarından yargı lanmaları gerektiğini söyledi. TÜBİTAK’tan beklenen raporun çok önemli olduğunu, bu rapor sayesinde Ali İsmail Korkmaz’ı döven üçüncü bir grubun da tespit edileceğini söyleyen Heval Yıldız Karasu “Olay gecesi sokağa bir grup halinde ellerinde sopalarla giren polis memurlarına, eylemcilere bu şekilde müdahale etme emrini kimlerin verdiği ve bu emrin kapsamının ne olduğu araştırılmamıştır. Beşik Otel’e ait kayıp 74 saniye ve 20 dakika 33 saniyelik görüntülerle ilgili olarak TÜBİTAK’tan gelecek rapor beklenmeden iddianame hazırlanmıştır. O görüntülerin açılmasının beklenmesi lazımdı. Çünkü Ali İsmail Korkmaz sokağa girdikten sonra 3 ayrı noktada dövülüyor. Döven üçüncü grubun kim veya kimler olduğu ortaya çıkacak” dedi. Çankaya’da ölümsüzleştiler l ANKARA (DHA) Çankaya Belediyesi, Gezi Parkı eylemleri sırasında ölenlerin isimlerini altı parkta yaşatacak. Parkların toplu açılışı yarın yapılacak. Çankaya Belediyesi, direnişte hayatlarını kaybeden Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Mehmet Ayvalıtaş ve Komiser Mustafa Sarı adına yeni parklar yaptı. Parklar, Çankaya Belediye Meclisi’nin aldığı karar doğrultusunda düzenlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear