25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 PAZAR Mersin'den Türkiye rekoruna sıçrayış 29AĞUSTOS2010 Burcu Ayhan madalya kazanmadı, belki Nevin Yanıt ve diğer madalyalı atletlerin gölgesinde kaldı. Fakat yaptığı bir ilkti. Öncesinde herhangi bir atletin esame listesinde bile yer almadığı yüksek atlama dalında finale kadar yükseldi. Burcu Ayhan'ın hayat hikâyesi de yaptığı sporla örtüşüyor aslında. Bugünlere gelene kadar hep olduğu yerden daha yukarıya yükselmek zorundaydı. Mersin'de başlayan hikâyesi henüz mutlu sonla bitmiş değil. Ayhan olimpiyatlara sıra geldiğinde final değil artık şeref kürsüsünü hedefliyor. T ürkiye'de spor denildiği zaman akıllara ilk yeşil sahaların vazgeçilmezi, futbol gelir. Transferler, hedefteki galibiyet, taraftar ve Avrupa'daki sınavlar. Ama son haftalarda Türkiye, futbolun yanında atletizmi de konuşur oldu. Barcelona'da düzenlenen 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda Türk atletlerin aldığı madalyalar günlerce konuşuldu. Hatta ayakta alkışlandı. Herkes altın madalya alanları konuşurken, öncesinde herhangi bir Türk atletin esamisinin dahi okunmadıgı yüksek atlama branşında Burcu Ayhan finale adını yazdırmayı başardı. Sıralamada derece yapamasa da önceki şampiyonada 1.92'lik atlayışı ile Türk sportarihine geçen, yüksek atlama dalında rakip tanımayan Hırvat Blanka Vlasiç'a benzetilen genç atletin en büyük hedefi ise kendi yaş grubunda Türkiye rekorlarını geliştirmeye devam etmek. 2012 Londra Olimpiyat Oyunlan'nda finale kalıp, 2016'da altın madalya kazanması beklenen Fenerbahçeli atletin spor yaşantısı ise diğerlerinin aksine annesinin destekleriyle başlamış. Sabah ve akşam antrenmanlarının dışında kalan zamanlarda Mersin Üniversitesi Beden Egitimj ve Spor Yüksekokulu'ndaki eğitimini sürdüren atletle konuştuk. - Anneniz spora başlamanızda ve başanlannızda son derece etken olmuş. Anlatır mısınız? - Annem ve babam 10 yıl önce ayrıldı. Ben de diğer iki kardeşim gibi annemle yaşıyorum. Annem, babamdan aynlsa'da bizim için elinden geleni yapıp, sürekli çalıştı. Her anlamda destek oldu. Tabii benim spor yaşantım da yine annemin yönlendirmesi ile gelişti. Antrenmanlarda, yarışlarda ve egitimim esnasında sürekli arkamda durdu. Bazı zamanlarda, annem muttak, giyim ve yol giderlerinden kesintiye gidip, benim ihtiyaçlarımı karşıladı. Herkes çok iyi biliyor ki, Türkiye'de spor yapmak zor. Malzemesinden tutun maddi giderlere kadar büyük özveri istiyor. Bu anlamda ben çok şanslıyım. - Babanız... - Babamla görüşmüyorum. Bu konuyla ilgili fazla bir şey söylemek de istemiyorum. -Atletizm, futbol ve basketbol ya da voleybol gibi kazandıran bir spor değil. Maddi getirileri düşünüldügü zaman şu ana kadar ne kadar kazandınız? -Aslında çok kazanmıyoruz. Ama kendi yaş gruplarım arasında standartların üzerinde para kazandıgımı düşünüyorum. Bunun tek nedeni ise kulübümdür. Fenerbahçe'de olmak ayrıcalık oldugu gibi sportif ve maddi anlamda bana getirileri oldu. -Atletlerisadece pistlerdentanınz. Siz bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz? - Aslında bizim normal yaşantı diye bir durumumuz yok. Ben 365 günün 300'ünde antrenman yapıyorum. Çogu günler çift antrenmanım oluyor. Birgünlük programımda sabah saat 7.00'de antrenmanım başlıyor. Ardından saat 8.30'da okula gidiyorum. Saat 15.30'da da okuldan çıkıp, tekrar antrenmana gidiyorum. Akşam 21.00'den sonra da evimde dinleniyorum. Kış dönemim böyle geçerken, mayıstan sonra kulübüme gidiyorum. Oradaki çalışmalarımı sürdürüyorum. - Peki evde kaldığınız zamanlarda neler yapıyorsunuz? - Film izlemeyi çok seviyorum. Özellikle de korku filmlerine karşı bir merakım var. • SEVIL ARINAN Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ - Yüksek atlama dalında Türkiye'ye bir ilki yaşattınız. Şimdi hedefte ne var? - Önümüzdeki yıl 23 yaşaltı Avrupa Şampiyonası düzenlenecek. Şu an derecelerim itibari ile rakiplerimin önündeyim, birinciyim. Çalışmalarımın karşılığını orada alacagımı düşünüyorum. Tabii önümüzdeki yıllarda düzenlenecek olan Olimpiyat Oyunlan'na da gidip, birincilikler almak istiyorum. - Pistin yanında, 100 metre engellide Avrupa Şamplyonu olan Nevin Yanıt ulusal yanşlarda kırmızı-beyaz, lig yanşlannda san-lacivert oje sürüyor. Sizin de bu tür simge haline getirdiğiniz özellikleriniz var mı? - Yok. Yüksek atladıgım için takı ya da tırnak uzatma gibi uğraşlarım olmuyor, rahatsız ediyor. O objelerin sallanması, yüzüme değmesi beni yanşma esnasında engelliyor. Ama bu takı ve renkli ojeler Nevin ablanın stili haline geldi. Hatta kocaman kutulan içerisinde birçok takısı var. - Burcu Ayhan normal yaşantısında nasıl giyiniyor? - Yaşıtlanm gibi giyinmiyorum. Örneğin topuklu ayakkabı ya da sandalet giyemiyorum. Çünkü bu tarz ayakkabılar, burkulmaya neden oldugu gibi aşil tendonuna zarar veriyor. Bu tarz ayakkabılar beni yorduğu için de rahat olanları tercih ediyorum. Kıyafet tercihim ise kot pantolon ve bluz. Normal günlerde ayrıca yapabilirsem saçıma bir fön çektiriyorum ve hafif bir göz kalemi sürüyorum. - Süreyya Ayhan, Türk atletizm tarihine adını yazdırmayı başardı. Onun beklenmedik şekilde pistlerden men edilmesini nasıl yorumluyorsunuz? - Öncelikle Süreyya Ayhan denildiği zaman bana sürekli "kuzenin mi?" şakası yapılıyor. Kuzenim değil. Ayhan'ın pistlerden men edilmesi ise başlı başlı bir kayıptır. Onun yaptığı dereceye hâlâ ulaşılamadı. Gerçekten mükemmel bir yetenekti. Kimi zaman hatalar yapılabiliyor, Ayhan da bu küçük hataya kurban gitti. • Çevreye duyarlı bir mini Bodrum Bodrum Yalıçiftlik'te yer alan Hapimag Sea Garden, hem otel hem de tatil köyü hizmeti sunuyor. Doğal güzelliğin yanı sıra su sporları, güzellik merkezi, masaj salonu ve restoranlarıyla da dikkat çekici. erkesin tatil anlayışı farklıdır. Kimisi yılda bir hafta da olsa sadece yatıp dinlenmek, denize girmek, güneşlenmek ister. Kimisi de yine yılda bir hafta da olsa, ne kadar fazla aktiviteyi bir araya getirebilse o kadar iyi diye düşünür. Tabii hal böyle olunca, dar zamanlar için islediğinin en iyisini bulmak da zorlaşır. Hele bir de kalabalık bir grupsanız, herkesin istegine göre bölünmek tatilin en korkulu anları haline gelir. Bodrum Yalıçittlik'te yer alan Hapimag Resort Sea Garden, pek çok tercihi bir arada sunması açısından bu anlamda cazip görünüyor. 197 dönüm arazi üzerine kurulu, mavi bayraklı üç koya sahip tesis, hem tatil köyü hem de otel hizmeti veriyor. Sadece yaz ayları için düşünmeyin. Tatil köyü kısmı yılın 12 ayı açık. Burası, "yeşille mavinin buluştuğu yer" klişesine tam anlamıyla uyuyor. Çünkü denize üç kıyısı olan bu tesisin etrafı da çam ağaçlarıyla çevrili. Dilerseniz denize girip güneşlenin, dilerseniz ormanda yürüyüş yapın. Tercih sizin. Ancak tesis size sadece bunları sunmuyor. Fazlası da mümkün. Nasıl bir tatil hayal ediyorsanız, sanki sizin için önceden düşünmüş gibiler. Ama önce alanı tarif etmekte yarar var. Hapimag Resort Sea Garden'ın hem otel hem de tatil köyü kısmı var. Tatil köyü bölümü 351 odalı. Otel kısmında ise 288 oda bulunuyor. Çevre ve doğa konusunda da oldukça hassaslar. Bu amaçla devasa bir otel yerine, Bodrum'un tipik mimari çizgilerini taşıyan en fazla üç katlı evler ve çam ağaçlarının arasına yerleştirilen bir tesis olarak konumlandırılmış. Hassasiyetleri ise sadece mimari ile sınırlı değil. Tesiste yer alan deniz suyu arıtması sayesinde, tüketilen sular arıtılarak bahçe sulamada kullanılıyor. Aynı duyarlılığı yemek konusunda da taşıyorlar. Temizlik en hassas oldukları nokta. Ama aynı zamanda çeşitliliğe de önem veriyorlar. Sea Garden'da Uzakdoğu mutfağından lezzetlerin sunulduğu "Asian", Brezilya ve Meksika yemekleri ile "Cha Cha" ve italyan Restoranı "La Cuccina" yer alıyor. Hapimag Resort Sea Garden su sporları konusunda da tercih edilen tesislerden. Çünkü Türkiye'nin su sporlarına en uygun koylarından birine sahip. Uzman eğitmenlerle dalış, su kayağı, yelken, katamaran dersleri alınabilir. Ayrıca Sea Garden Su Sporları Merkezi'nde uluslararası geçerliliği olan, Alman Federasyonu'na ait uluslararası katamaran, sörf ve yelkenli ehliyeti de veriliyor. Oteldeki aktivitelerden diğerleri ise rahatlatıcı ve canlandırıcı masajlar. Tabii özellikle kadınlar için cilt ve vücut bakımının yapıldığı saglık ve güzellik merkezi de ayrı bir cazibeye sahip. Çocuklar mı? Onlar da düşünülmüş. Çocuk büfesi, çocuk şovları, çocuk olimpiyatları, hazine avı, korsan günü gibi oyunlar ve mini disko ile küçük konuklar da ailelerine bağımlı kalmadan kendi istedikleri gibi bir tatil yapabilirler. Tesisin içinde yer alan Bodrum sokagı, süpermarket gibi yerlerle de tüm ihtiyaçlarınızın karşılanabildiği mini bir Bodrum yaratılmış Yalıçiftlik'te. İyi tatiller... • •V
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear