25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Abartılı Özgüven ya da Top Yuvarlaktır Gerçeği UEFA Avrupa Ligi grup kuraları çekildi, Beşiktaş’ın rakipleri belli oldu: FC Porto, CSKA Sofya ve Rapid Wien. Ertesi günkü gazetelerin konuyla ilgili haber başlıklarına bakıyorum: “Beşiktaş’a dişine göre rakipler!”, “Bundan iyisi can sağlığı!”, “Lokum gibi grup!” Aynı hafta içinde Trabzonspor İngiltere’nin Liverpool, Fenerbahçe Yunanistan’ın PAOK, Galatasaray da Ukrayna’nın Karpaty takımları karşısında başarı gösteremeyerek elendiler. Trabzonspor’a bir diyeceğimiz yok, çünkü Liverpool dünyanın en güçlü futbol takımlarından biriydi. Fenerbahçe ve Galatasaray ise karşılarındaki takımlardan önce kendi kötü futbollarına yenik düştüler. Ben spor yazarı değilim, gazetemizin spor sayfalarında konuyu futbol açısından ele alıp irdeleyen uzman arkadaşlarımız var. Beni ilgilendiren Fenerbahçe ve Galatasaray’ın rakipleri belli olduğunda basında yer alan haber başlıkları; bunların yukarıda üç örneğini verdiğim rakibe saygısızlıkla eşanlamlı olan başlıklardan hiç farkları yoktu. Takımlarımız rakiplerini daha ilk karşılaşmada birer böcek gibi ezecekler, aynı başarıyı güle oynaya ikinci karşılaşmada da gösterip gruplara kalacaklardı. Olmadı. Fenerbahçe ilk maçta Yunanistan’dan 1-0 yenik döndü, ikinci maçı ise 1-2 verdi. Galatasaray da İstanbul’daki ilk maçta 2-2, Ukrayna’daki maçta ise 1- 1 berabere kalıp elendi. Bir kez daha görüldü ki hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da mücadele “gaza getirmekle”, “dereyi görmeden paçaları sıvamakla”, “senaryolaştırılmış özgüvenle” kazanılmıyor. Özgüven emekle, çabayla, bilgiyle, süreklilikle, kararlılıkla ediniliyor. Dilerim Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yaşadıkları düş kırıklıklarını yaşamaz. FC Porto bir yana bırakılacak olursa CSKA Sofya da, Rapid Wien de güçleri açısından Avrupa’nın ilkleri arasında değiller, fakat gerçekçi olalım, Beşiktaş da henüz değil. 1948 yılında kurulan CSKA Sofya 31 kez Bulgaristan şampiyonu olmuş, 11 kez Bulgaristan Kupası’nı, 13 kez Sovyet Ordu Kupası’nı, 2 kez de Bulgaristan Süper Kupası’nı kazanmış. Avrupa’da herhangi bir başarısı yok. 2009-2010 sezonunu 2. olarak bitirmiş. 1899’da kurulan Rapid Wien ise 32 kez Avusturya şampiyonu olmuş, 14 kez Avusturya Kupası’nı, 3 kez de Avusturya Süper Kupası’nı kazanmış. Bu köklü Viyana takımının 2 İntertoto şampiyonluğu var. Ayrıca Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda 2 kez final oynamış. Geçen sezonu 3. olarak tamamlamış. 1903 yılında kurulan Beşiktaş’ın ise 1957 yılı öncesindeki yerel ligdeki başarıları dışarıda tutulacak olursa 13 Türkiye Süper Lig şampiyonluğu var. 8 kez Türkiye Kupası’nın, bir kez de Süper Kupa’nın sahibi olmuş. Geçen sezonu 4. olarak tamamlayan Beşiktaş’ın uluslararası başarısı ise 2002-2003 sezonunda UEFA şampiyonasında çeyrek final oynamış olmasıyla sınırlı. Zaten iyi olan kadrosunu Quaresma Bernardo, Gutiérre Hernandez gibi uluslararası üne sahip futbolcularla güçlendirmiş ve Bernd Schuster gibi başarılı bir teknik direktöre de sahip olsa Beşiktaşlı spor yazarlarının takımlarını dolduruşa getirmeleri doğru değildir. Unutulmamalıdır ki Beşiktaş daha bir hafta önce bu güçlü kadrosuyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a kendi sahasında 0-2 yenilmiştir. İstanbul BB Spor herhalde CSKA Sofya’dan da, Rapid Wien’den de daha güçlü bir takım değildir. O halde “Top yuvarlaktır” gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır. Bir de FC Porto vardır. 1893 yılında kurulan kulüp 24 kez Portekiz lig şampiyonluğunu, 15 kez Portekiz Kupası’nı, 17 kez Portekiz Süper Kupası’nı, 2 kez Avrupa Kupası’nı (1987, 2004), 1 kez UEFA Kupası’nı (2003), 1 kez UEFA Süper Kupası’nı (1987), 2 kez de Kıtalararası Kupa’yı/Intercontinental Cup (1987, 2004) kazanmıştır. Sanılanların, söylenenlerin, yazılanların tersine Beşiktaş’ın işi hiç de kolay değildir. Benim burada yaptığım yalnızca bir uyarı, Beşiktaşlılar da bizim yaşadığımız düş kırıklığını yaşamasınlar istiyorum. Abartılı özgüven beni korkutuyor. Çünkü bir Galatasaraylı olarak Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmasını istediğim kadar Beşiktaş’ın da Avrupa Ligi’nde final oynamasını yürekten arzuluyorum. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ TMMOB’ninYurtDüzeyinde ‘Hayõr’Gerekçeleri(4) Geçen yazõlarõmõzda “imar kayırmaları”na açõlan davalar- daki “bağımsız yargı güvence- si”nianõmsatanmimarlarõnana- yasa paketindeki “bağımlı yar- gı” niyetine “hayır” gerekçele- rini aktarmõştõk... Bu kez de tüm mimar, mü- hendis ve şehircilerimizin üye olduklarõ Türk Mühendis Mi- mar Odaları Birliği’nin (TMMOB) yurt düzeyindeki İl Koordinasyon Kurulları’nca (İKK) açõklanan “hayır” bildi- rilerinden bazõ vurgulamalarõ özetleyelim... Samsun İKK açõklamasõnda, AKP’nin “değişim” anlayõşõnõn temelinde “12 Eylül darbesi”nin bu- lunduğunu anõm- satarak diyor ki: “Darbe-demok- rasi ikilemi ya- ratılarak neo-li- beraldeğişimsü- recinin üstü ör- tülmektedir. Bunu amaçlayan ve 12 Eylül’ün devamı olan AKP anayasasına hayır diyo- ruz.” BodrumİKKbildirisinde,12 Eylül anayasasõnõn 16 kez yapõ- lan değişiklikle 89 maddesinin zatendeğiştirildiğivurgulanarak şu söyleniyor: “AKP’nin ‘umut’ olarak gösterdiği paket de 12 Eylül hukukunun sür- dürülmesinden ibaret oldu- ğundan ‘hayõr’ diyoruz.” İstanbul İKK de 19 Ağus- tos’ta Taksim’deki kitlesel katõ- lõmlõ açõklamasõnda; “AKP pa- ketindekamuvarlıklarınınsa- tışı ve ülke kaynaklarının pa- zarlanmasındaki bağımsız yargı engelinin kaldırılması amaçlanmaktadır” denerek şunlar vurgulanõyor: “Güya de- mokratikleşme adına sivil ör- gütlerin dışlandıkları ‘kendin pişir kendin ye’ anlayışındaki anayasa değişikliğine ‘hayõr’ diyoruz.” Eskişehir İKK bildirisinde ise;“Milliiradeadıaltındabü- tün demokratik kanallar ka- patılarak tekelci bir iktidar yapılanmasının kurulmak is- tendiği” vurgulanarak deniyor ki: “12 Eylül düzeni ile ger- çekten hesaplaşmayan anaya- sa değişikliği ile uzlaşmayaca- ğız; bu nedenle şimdi, AKP’nin anayasa değişikliği- ne de ‘hayõr’ deme zamanı- dır...” Kocaeli İKK açõklamasõnda; “Referanduma sunulacak pa- ket halkın değil, iktidar parti- sininihtiyaçlarıiçindüzenlen- miş anayasa değişikliklerin- den ibarettir” denerek şu gö- rüşler yer alõyor: “Hiç kimse bizlere 12 Eylül anayasası ile hesaplaşma yolu olarak onun devamından başka bir şey ol- mayan AKP anayasasına ‘evet’ demeyi göstermesin. Çünkü AKP’nin 12 Eylül ve onundüzeniilegerçektehiçbir sorunu yoktur, zira kendisi 12 Eylül sürecinin ve 28 Şubat müdahalesinin ürünüdür.” İzmir İKK de bildirisinde “Bir anayasa, onu hazırlayan- ların sivil olması nedeniyle si- vil ve demokratik olmaz. Önemli olan içeriğindeki sivil ve demokratik anlayıştır” anõmsatmasõnõ yaparak, TMMOB’nin 27- 30 Mayõs’taki 41. genel kurul bildi- risinde yer alan şu çağrõyõ yineliyor: “Anayasa deği- şiklikleri AKP iktidarının mut- laklaştırılmasıve kamu varlıkları ile ülke kaynaklarının pazar- lanması önündeki hukuki en- gellerin kaldırılmasını amaç- lamaktadır. Öncelikli olarak biz ‘12 Eylül anayasasõna hayõr’ derken, tuzağa düşmeksizin ‘siyasal iktidarõn çõkar ve hedef- leridoğrultusundakianayasade- ğişikliklerine de hayõr’ diyo- ruz.” Bu açõklamalarõn yanõ sõra Adana İKK ise DİSK Adana Bölgesi,KESKAdanaŞubeler Platformu,AdanaTabipOda- sı, Alevi Kültür Dernekleri ve diğer STK’lerle birlikte 1 Eylül Çarşamba günü “Darbe ve AKP Anayasasına Hayır” mi- tingine hazõrlanõyor... ...ve TMMOB’ye bağlõ 18 odanõn yönetim kurulu başkan- larõda23Ağustos’takiortakbil- dirilerinde şu açõklamayõ yaptõ- lar: “Biz, 12 Eylül düzeni ile gerçektenhesaplaşmayanhiç- bir anayasa değişikliği ile uz- laşmayacağız. 12 Eylül anaya- sasına da onun ürünü olan AKP’nin anayasasına da ha- yır.” Bütün bu bildirilerin altõnda, 350 bini aşan çevre, elektrik, fi- zik,gemimakineleriişletme,ge- mi, gõda, harita ve kadastro, in- şaat,jeofizik,jeoloji,kimya,ma- den, makine, metalurji, meteo- roloji, orman, petrol, tekstil ve ziraatmühendislerimizileiçmi- marlar, mimarlar, peyzaj mi- marlarõ ve şehir plancõlarõmõzõn sadece kendi meslektaşlarõnõn oylarõyla “seçilmiş” yöneticile- rinin imzalarõ var. Bundan daha “bilinçli ve de- mokratikHAYIR”olabilirmi? 29 AĞUSTOS 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA 19 Recep’in fotoğraflarını serbülenti imzalamış. Hem ıslak, hem kozmik! Taarruz Saadettin Öztürk: “Büyük Taarruz emrini kim verdi, diye Recep’e sormuşlar. Yanıt: Tarih bilgime dayanarak söylüyorum; kesinlikle Abdülhamit!” Yollu Aydın Türkaydın: “Cumhuriyet döneminden fazla duble yolu Recep yapmış. Yol yapma arkadaş; kaç fabrika yaptın, kaç fabrika sattın!” İfade Muhsin Salman: “Osmanlı’da paşaların kellesi alınırdı; Fatih Sultan Recep’in Türkiye’sinde ifadesi alınıyor!” YağmurDeniz Yavuz Sultan Recep’e evet! REFERANDUM sonucu evet çıkarsa ne olacak? Ne olacak; civanımın padişahı Fatih Sultan Recep, tarihte bir dönemi kapatmanın gururu ve gücü ile biraz daha kanlı, biraz daha heyecanlı Yavuz Sultan Recep olacak! Bugünkü yalaka gazetecilerden biri, sultanın yanına yaklaşmaya cesaret edip de bu değişikliğin nedenini sorabilirse alacağı yanıt şimdiden belli: “Yeni anayasa sayesinde, halkoylamasında halk böyle istedi!” Kelle koltukta eski dönekten dönme gazeteci son bir cesaretle sultana, halkoylaması propaganda konuşmalarında böyle bir vaatte bulunmadığını anımsatabilirse, takıyye yapıp yapmadığını sorabilirse bu konuda sultan hiç kuşkusuz haklı çıkacaktır: “Ne takkıyyesi ulan! Referandumdan önce açıkça konuştum ‘ayaklarımızda pranga var’ dedim. Pranga dediğim, hukuk devleti ilkeleriydi. Parlamentonun yüzde 65’ine sahiptim ama bir ‘yargı gücü’ vardı. İstediğim valiyi atayamıyordum. Atadığım valiyi, müdürü yargı, geri iade ediyordu. Hesabı veren bendim ama gelip bana zulmeden oydu (yargı). Bu böyle yürümezdi. Ne dediysem en samimi düşüncelerle söyledim. ‘Yargı benim kararlarımı geri iade ediyor’ dedim. İade etmek zaten geri göndermek demektir. Türkçe bilmediğimi bile anlamadılar. Sen ne diyorsun ulan!” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” ESK istihbaratçı polis müdürlerinden Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat” kitabı neden bu denli büyük yankı uyandırdı sorusuna Bülent Esinoğlu yanıt arıyor: “Kitapta yazılan ve yorumlanan Türkiye’yi biz zaten konuşuyoruz. Burada bir yenilik veya olağanüstülük yok. Kitabın içindekilerden ziyade, Avcı’nın işgal ettiği konum, bir otorite olması ve içerden bilgi vermiş olmasıdır. Kitabı önemli kılan hususlardan en önemlisi budur. İkinci önemli olan husus ise, Avcı’nın bir zamanlar cemaate yakın olması, çocuklarını Gülen okullarında okutması, onlarla fazla takışmadan uyum içinde yaşanmış bir geçmişin olmasıdır. Üçüncü durum ise, liberal kesim ile olan iyi ilişkileridir. Her ne kadar dinine bağlı bir muhafazakâr gibi görünse de, Avrupa Birliği’ni savunuyor olması, Amerika ve Batı ile bir sorununun olmamasıdır. (s.387) Dördüncüsü ise, ‘açılımlar’dan yana olması (s.370) hususu onun Gülen Cemaati hakkında söylediklerinin önemini arttırıyor. Gülen cemaati devlet içinde kadrolaştı ve devleti kontrol altına aldı (s.465) demesi çok önemlidir. Beşincisi tam zamanında çıkması stratejik etkisini artıran bir konumda olmasıdır. Altıncısı, AB ve ABD’ye karşı birisi tarafından söylenmemiş olması, yani, doğruları başka bir kimliğin ifade etmiş olmasıdır. Haliç’te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet Bugün Cemaat kitabının, Fethullah Gülen’in devlet içinde nasıl örgütlendiğini ve bu durumun ulusumuz için ne tehlikeler taşıdığını gün ışığına çıkartmış olması tabii ki önemlidir. Hainlerin olduğu yerde, her kesimden ummadığımız kahramanlar çıkacaktır. Ülke savunma dönemine giriyor. Daha nice kahramanlar ve fedailer göreceğiz.” Bu arada, Çankaya’daki AKP’li ile Çankaya’dakinin biraderi, Hanefi Avcı’nın yazdıklarını, açıkladıklarını, söylediklerini “yok” sayarak suskun kalmayı yeğliyor. Bir televizyon kanalında konuya ilişkin tartışma programında Çankaya’daki ile biraderinin suskunluğu “Başlarını devekuşu gibi kuma gömüyorlar” yorumuna neden oluyor. Rana Pamir de ekrana bakıp “Onlar başlarını kuma gömülü tuttukça bizler de havaya dikilmiş artlarını daha iyi görüyoruz” diyor! Simonlar KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com ekinci@cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir hastalõğõ ben- zeriyle tedavi etme yöntemi. 2/ Halo- jenler grubunun dördüncü ametali olan yalõn cisim... Bir tarõm aracõ. 3/ Göz değmesi... Konya ilinde bir ba- raj. 4/ Malezya hal- kõna özgü bir tür öl- dürücü delilik... Bir renk. 5/ Argoda marka düşkünü züppe kimseye verilen ad... Gü- ney Amerika’da yaban hayvanlarõnõ yakalamakta kullanõlan kement. 6/ İla- ve... Bir kimsenin yerine bakan kimse; vekil. 7/ “ - -- kafeste duran kuştur / El- bet uçar gider bir gün” (Karacaoğlan)... Yelkenli bir yarõş teknesi. 8/ Ba- yõndõrlõk... İpliklerin boyanmak istenmeyen bölümlerinin sarõlarak boyaya batõrõlmasõ yoluyla uygulanan bir boya- ma tekniği. 9/ İnsanlardan kaçõnma, derin üzüntüyle ken- dini gösteren bir ruh durumu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kurnaz ve cin fikirli kimse... Ticaret. 2/ İnce dantel... Yerine koyma, yerine kullanma. 3/ Domuz yavrusu... Hiz- met hayvanlarõnõn ayağõna çakõlan demir. 4/ Seyrek do- kunmuş bir tür kumaş... Eski Mõsõr’da güneş tanrõsõ. 5/ Ro- manya’nõn plaka imi... İskambilde bir kâğõt. 6/ İtalya’nõn en uzun õrmağõ... Hasta bakõlan yer. 7/ Bir etkinliğin ge- çici olarak durdurulduğu süre... “Derli toplu, çok şõk” an- lamõnda argo sözcük. 8/ İspanya’ya özgü, küçük meze ta- bağõ... Bir cins güvercin. 9/ Amerika ve Afrika’nõn tropi- kal bölgelerinde yetişen bir meyve ağacõ... Hitit. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A K Ç A K A L E Y A L A L E L İ V O L A N K E M A S E T O N M A İ H İ L E K A R N A N A R İ N İ V G İ O N A N Ü O N İ K S K İ Z İ R Ş İ T 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear