25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Yasadõşõ dinlemelerin ihbar mektuplarõna dönüştürüldüğünü belirten Avcõ, özetle şöyle konuş- tu: “Bazı soruşturmalarda şunu görüyoruz, önce o insanlar din- lenmiş, daha sonra ihbar mek- tubuna dönüştürülmüş ve ar- dından dava açılmış. Öyle ih- bar mektupları var ki, 20 kişi- lik bir ekip o bilgileri 1 yılda bir araya getiremez. Şu açık, bazı insanlar izlenmiş veya din- lenmiş, ardından önleri kesil- mek için düğmeye basılmış. Be- nim için de aynı şey geçerli, açı- ğımı bulmak için telefonlarımı dinlediler. Ben her şeyi çok açık yaşayan bir insanım, dinleme- den korkum yok, tedbirimi alı- rım. Ama gidişat o ki, cemaat örgütü ileride tüm muhalifleri dinleyebilir. İşadamlarını, her- kesi dinleyebilir. Beni dinleyen- ler arasında çok yakınım olan birisi var, benim yakınlarımı da tanıyan biri. Bu olay sade- ce savcılara havale ede- cek kadar basit değildir, bura- da herkesin görev al- ması gere- kiyor. Hükü- met, şu an işbaşında ve bu sistemin sorum- lusu. Bu sistem şu anda hükümetle ilgili bilgileri de depoluyor. Bun- dan hiçbir tereddüdüm yok. Araş- tırılırsa kitaptaki bilgilerin daha fazlası ortaya çıkar. Kitaptakileri çok daha insanı kırmamaya çalı- şarak yazdım. Samimi bir tahki- kat yapılacaksa çok fazla belge gelir, çok fazla tanık da bulunur. Bazı insanlar kitapta yazdıkla- rımdan daha fazlasını biliyor.” Ergenekon’da pervasızlık ve hedef seçme var “Şunu savunuyorum, kim olur- sa olsun, ben de dahil, dürüstçe ve adalet için soruşturma yapıl- sın. 28 Şubat’ta muhafazakâr ke- simler mazlumdu, militaristler muhafazakârlara zulmediyorlar- dı. Ben o gün buna karşı çıktım ve muhafazakâr kesim beni alkış- ladı. Bugün muhafazakârlar hâ- kim ve zulmediyorlar, karşı çıktı- ğım budur. Ergenekon soruştur- masında uygulanan yöntemde ‘pervasõzlõk’ ve ‘hedef seçme’ var. Ergenekon tutukluları bugün mazlum pozisyonunda. Danıştay saldırısıyla Ergenekon arasında bağlantı kurulacak net bir delil yok. Ergenekon örgütse yargıla- nacağı yer farklı. Burada şu zor- lanıyor, ‘bu örgüt silahlõdõr ve ey- lem yapmõştõr’ denilerek zorla özel yetkili mahkemelerin görev sahası- na sokuluyor. O sahaya girdiğiniz zaman herkes hakkında dava açarsınız.” Hukuk çıldırmış olmalı “Siz bir jandarma alayını basamazsı- nız, bir savcıyı makamında tutuklaya- mazsınız, MİT bürosuna baskın yapa- mazsınız. Bu hukukun çıldırmış ol- masıdır. Müfettiş istersiniz, öyle araş- tırırsınız. Siz devletin İstanbul, Anka- ra ve İzmir savcılarını dinleyemezsi- niz. İlhan Cihaner’i makamında tu- tuklayamazsınız. Eskişehir’deki Jan- darma Alay Komutanı’nın evini Erzu- rum’da alınan bir kararla arıyorsu- nuz, bunu yapamazsınız. Erzu- rum’daki özel yetkili mahkeme, Eski- şehir’de arama kararı veremez.”Avcõ, canlõ yayõnda PKK ve Öcalan konusuyla ilgili sorularõ ya- nõtlarken de özetle şu değerlendirmeyi yaptõ: “PKK 4 ayrı devletten toprak alarak bir Kürt devleti kurmak için yola çıkmıştı, ancak bu taleplerinin üçünden vazgeçti. Sadece kültürel haklarını istiyor. Bu bir fırsattır. Çözülemeyecek sorun değildir, cesaret gerekir. Bunlar eşkıyadır, al- çaktır bakış açısıyla bu sorun çözülmedi. Günah sadece PKK ve Öcalan’da mı, bi- zim günahımız yok mu? Bence devletin günahı daha fazla. 1990’lı yılların sonuna kadar devletin tek sorgu tekniği işkenceydi, bir insanı alarak sorgulamaktı. Burada şahısları suçlamak kolay, bugün Türkiye’nin hiçbir yerinde işken- ce yapılmıyor ancak 1999’a kadar her yerde yapılıyordu. Başka delil ve emare toplama yöntemleri kullanıyor artık polis.” CMYB C M Y B 27 AĞUSTOS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Ölçüyü Kaçırmamaya Dikkat! Şunun şurasında sandık başına gitmeye, 16 gün kaldı. Anayasa oylamasını, bir genel seçim gibi algılayan liderlerimizin konuşmaları baş döndürecek kadar hızlı vaatler içeriyor. Bu konuda kimsenin eline su dökemeyeceği bilinen Başbakan, Halk Bankası’nın esnafa verdiği kredilerin faiz oranlarının 1 Eylül’den itibaren yüzde 13’ten yüzde 10’a indirileceğini söylüyor. O, yüzde 10’luk faizin yüzde 5’lik bölümünü de Hazine’nin üstleneceğini, öylelikle Esnaf Kredi Kooperatifleri’nin kefaleti ile bir yıllık kredi alacak olan “esnaf kardeşlerimizin” ödeyeceği faiz oranının yüzde 5’e düşürülmüş olacağını Tokat konuşmasından verilmiş bir “müjde” olarak öğreniyoruz. O müjdeyi aldıktan sonra, bilgisayarımıza gelen bir e-posta ile Başbakan’ın Tokat konuşmasında esnafa yaptığı jestin 3 aylık bir gecikmeyle olduğu ortaya çıkıyor. Mersin’de konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker, “Erdoğan, 3 ay önce esnaf paketini açtığını söylemişti. Demek ki faizleri indirmemiş. Şimdi referandum rüşveti olarak kullanıyor” diyor. Erdoğan’a asist yapılacak mı? Biraz avam söylemine dönüşecek ama, tarımda kullandıkları girdilerdeki baş döndürücü fiyat artışlarından sızlanan “çiftçilerin başı kel mi ki” diye soralım ve yine bir kamu bankası olan Ziraat Bankası’na bugünlerde benzer bir görev yüklenilip yüklenilmeyeceğini bekleyelim. Ağanın eli tutulmaz denir ama, memurların haklı beklentisi olan ücret artışı için yapılan görüşmelerin son gününün 28 Ağustos olduğunu unutmadığımızı da göstermemiz gerekiyor. Kamuda çalışanlarla “toplu görüşme”leri yürüten Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın elinin sıkılığı, o görüşmelerin sonuncu günü olan yarın da sürecek midir? Yoksa “memur kardeşlerimizin sorunlarını da çözse çözse Erdoğan çözer” dedirtmek için, top son dakikada bir asist ile Erdoğan’a mı atılacaktır? Tabii, emeklilerin de sırada beklediklerini en iyi bilmesi gerekenlerin başında halkoylamasında sandıktan çıkacak “evet” ya da “hayır”ların tahminleri için araştırma yapan kuruluşların raporlarını tek tek değirlendiren AKP Genel Başkanı gelmektedir. Ve “orta direk” olarak, geçmiş genel seçimlerde çoğunlukla partisini destekleyen esnafın 12 Eylül halkoylaması için, çantada keklik olarak algılanamayacağının göstergelerini öğrenmiş olduğu ihtimali akla gelmektedir. Esnafa verilen kredi faizlerinin aşağıya indirilmesinden doğacak faiz farklarını sübvanse etme görevi verilen Hazine’nin, çiftçiler, memurlar, emekliler ve işçiler için de kesenin ağzını açmasını bekleyen milyonların sırada oldukları, özellikle iktidar cenahında unutulmasın. Sonuçta, 13 Eylül sabahından itibaren, bu tür davranışların yükü nasıl olsa, ekmek fiyatlarından başlayarak hepimize yüklenmeyecek midir? Bir anayasa referandumu için yürütülen kampanyanın, genel seçim ortamına dönüşmüş olmasının kime ve ne yararı var? Aynı sorunun yanıtını, son konuşmalarında, ne getirip ne götüreceği hesap edilmeden cömertçe genel af vaat eden CHP Genel Başkanı’ndan da öğrenmek gerekiyor. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Avcõ, Gülen’in emniyet, asker ve adliyedeki örgütlenmeden haberdar olduğunu söyledi Gülen her şeyi biliyor İstanbul Haber Servisi - Eskişe- hir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Gülen cemaatinin devlet içindeki ör- gütlenişini belgeleriyle açõklayan “Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet, Bugün Cemaat” kitabõyla ilgili tartõşmalara NTV’de yayõmla- nan “Yazıişleri” programõnda açõk- lõk getirdi. Kitabõnda birçok delil ol- duğunu ve yargõnõn başlatacağõ bir soruşturma içinde delillerin yerini gösteren birçok açõklama bulundu- ğunu vurgulayan Avcõ, cemaatin ür- kütücü boyutlara varan örgütlenme- sini “Bu cemaati engellemek kolay değildir. Cemaatin asker ve poli- sin içerisindeki hareketleri bilinir, ancak görünmeyenler de vardır. Hiç tahmin edilmeyen insanlar hareketin içerisindedir. Yasal merciler isterse elimdeki belge ve delilleri veririm. Hem idari hem de adli makamlara gerekli desteği veririm” sözleriyle anlattõ. Neden yazdım? Bütün başvurularõna karşõn iktida- rõn gerekli incelemeyi yapmadõğõnõ, bu nedenle kitap yazma kararõ aldõ- ğõnõ belirten Avcõ, şöyle devam etti: “Çünkü Türkiye’de devlet bu şe- kilde işler. Devlette en geç 60 gün içinde dilekçelerin işleme konul- ması gerekir. Benim tüm başvu- rularım hiçbir şekilde işleme geç- medi, o yüzden de kitap yazdım. Benim dilekçelerimi de okursa- nız, ben bunları hem Adalet hem de İçişleri Bakanlığı’na sundum. Sayın Adalet ve İçişleri Bakanlı- ğımızın ben bu konuda istekli ol- duklarını da hissettim. Ancak 8 aya kadar bir inceleme yapılma- dı. Ben cemaatin kendi okulları- na, kendi yaptıklarına karşı deği- lim. Ben onların polis ve adliye içerisine girerek suç soruşturma- sına karşıyım. Kitabı yazmadan önce cemaatin ileri gelenlerinden bazılarıyla görüştüm. Onlara de- dim ki, ‘Bakõn, bugün polis içeri- sinde cemaatin yaptõğõ olaylar var, birtakõm insanlara iftira atõlmakta- dõr. Bunlar yanlõştõr. Ben size karşõ tavõr alacağõm, beni dost olarak bili- yorsunuz.’ Mesajımın Fethullah Gülen’e gittiğini düşünüyorum, gitmemesi düşünülemez. Cemaa- tin ileri gelenleri bana bunu ilgili yerlere taşıyacaklarını, konuyla ilgileneceklerini söylediler. Ara- dan 2 ay geçmesine rağmen bana bir cevap gelmedi.” Kitapta çok delil var Gülen cemaati örgütlenmesine ilişkin kitabõnda birçok delil bulun- duğunu vurgulayan Avcõ, bu konuda şu bilgileri verdi: “Elimde yete- rinden fazla delil var, kitaba ekle- sem cilt cilt kitap çıkardı. Ayrıca şu an kimsenin Türkiye’de delil toplama yetkisi yoktur. Bunu an- cak mahkemeden izin alarak ya- pabilirsiniz. Kitabımda yeterince delil vardır, en basiti, diyorum ki mesela İstanbul Özel Cumhuriyet Savcılığı’nın dinleme kararı aldır- dığı iki telefonu ben kullanıyo- rum. Bu tip işlemler savcılarla halledemezsiniz. Bu bir kamu göreviyle ilgilidir. Bu görevlerin yüzde 95’i kamu göreviyle ilgili- dir. Tek başına bunu müfettiş ve savcı da halledemez. Buraya çok- tan müfettiş atanması gerekiyor- du. Bu denetlemenin yapılması lazım. Her şey çok kolay değil- dir. Bu cemaatin çok basit gibi gözüken faaliyetleri- ni bir anda durdur- mak kolay değil- dir. Ancak bir de görünmeyen insanlar vardır. Bu cemaati engellemek kolay değil- dir. Ben bu işi biraz bilen bir in- san olarak, bu göründüğü kadar kolay değildir. En önemli şey ce- maatin kendisine rol biçmesi gerekir. Ce- maat kendine yö- nelik faaliyetleri yapması lazım. Onlar polisin, askerin, adliye- nin içine gire- rek bir yere va- ramazlar. Ya- sal merciler is- terse elimdeki belge ve delilleri vereceğim. Hem idari hem de adli makamlara gerekli desteği veririm.” Bilinmeyen cemaat üyeleri var Avcõ, cemaatle ilgili bil- diği her şeyi açõklamasõ- nõn çok kolay olmadõğõnõ da belirterek örgütün dev- letin en üst düzeylerine kadar örgütlendiğini söy- ledi. Devlet içindeki ör- gütlenmenin birkaç ata- mayla safdõşõ bõrakõlama- yacağõna da dikkat çeken Avcõ, “Cemaatin asker ve polisin içerisindeki hareketleri bilinir, bili- nen insanlar vardır. An- cak görünmeyenler de vardır, hiç tahmin edil- meyen insanlar hareke- tin içerisindedir. Burada cemaat kendine rol biç- mesi gerekir, cemaatin görevi bu değildir. Siz gizli bir faaliyetle, hele de önyargılarla bazı so- ruşturmalara karışırsa- nız, soruşturmadaki haksızlıklara da neden olursunuz. Fethullah Gülen, emniyet, asker ve adliye içerisindeki örgüt- lenmeden haberdar. An- cak oradaki insanların örgütsel faaliyetlerini bilmiyordur. Teferruat- tan haberi yoktur, uma- rım bundan sonra mü- dahil olur” diye konuştu. Avcõ, açõklamalarõnõn “komplo teorisi” olmadõ- ğõnõ, bildiklerinin çok da- ha fazla olduğunu belirtti. Kitaba yönelik en yo- ğun eleştirilerin anayasa değişikliği referandumu öncesi yayõmlanmasõ ol- duğunu kaydeden Avcõ, bu açõklamalarõn komplo teorisi olduğunu belirte- rek “Kitabın yayımlan- ması özellikle referan- dum öncesine getiril- meye çalışılmadı. Kita- bı geçen yıl mayıs ayın- da yazmaya başladım. 2010 Mart’ta bitirdim ve yayınevine teslim et- tim. Ancak redaksiyon işlemleri çok uzun sür- dü. Zamanlamayla ilgi- li bir düşüncem yoktu. Kitabı yazmaya başla- dığımda Türkiye’nin gündeminde anayasa referandumu dahi yok- tu” dedi. Bu kitapla kimsenin hedef alõnma- dõğõnõ, devlete bir bütün halinde bakarak yanlõşla- rõ ortaya koymaya çalõş- tõğõnõ kaydeden Avcõ, ki- tabõnda “Terörle veya yolsuzluklarla mücade- le yöntemlerinin yanlış olduğunu” kaydetti. Av- cõ, kitabõnda eleştirdiği diğer bir noktanõn da “Devlete aşırı bağımlı- lığı ve devleti aşırı yü- celtirken insanı ıskala- mak olduğu” değerlen- dirmesini yaptõ. Susurluk soruşturmasõnda ifade verdiği zaman Emniyet teşkilatõ ve devletin tüm kurumlarõnõ karşõsõna al- dõğõnõ anõmsatan Avcõ, bugün de Gülen cemaati- ni karşõsõna aldõğõnõ söy- ledi. Avcõ, “Yeşil” kod adlõ Mahmut Yıldı- rım’õn da yaşamadõğõnõ düşündüğünü söyledi. E skişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ, Fethullah Gülen cemaatinin devletin emniyet, TSK ve yargõ kurumlarõnõn üst düzeyine kadar sõzdõğõnõ söyledi. Avcõ, cemaatin kendilerine muhalif tüm kadrolara yönelik karalama kampanyasõ yürüttüğünü belirterek devletin güvenlik birimlerinin yeterince denetlenmediğini ve yasal boşluk kullanõlarak keyfi dinlemeler yaptõğõnõ söyledi. A vcõ, “Siz bir jandarma alayõnõ basamazsõnõz, bir savcõyõ makamõnda tutuklayamazsõnõz. MİT bürosuna baskõn yapamazsõnõz. Devletin savcõlarõnõ dinleyemezsiniz. İlhan Cihaner’i makamõnda tutuklayamazsõnõz. Eskişehir’deki Jandarma Alay Komutanõ’nõn evini Erzurum’da alõnan bir kararla arayamazsõnõz. Bu hukukun çõldõrmõş olmasõdõr. Ergenekon soruşturmasõnda pervasõzlõk ve hedef seçme var” dedi. Kitabı martta bitirdim Emniyet müdürlerine iftira atıldı Avcõ, cemaatin Emni- yet’in önde gelen isimle- rine yönelik de iftiralarla dava açõlmasõna neden olduğunu da söyledi. Es- ki Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Aslan’õn davasõnda sav- cõnõn sadece 2 saatte 7 dosyalõk evrak ve telefon dinlemelerini okumuş ve karar vermiş göründüğü- nü belirten Avcõ, “Bu imkânsızdır. Emin As- lan, Sabri Uzun, bunlar benim üstüm insanlar. Benim cemaat içerisin- de çok daha samimi dostlarım var, en çok onlara üzülüyorum, bunlar çok düzgün in- sanlardır. Ancak bir noktadan verilen emir- le bu insanlar başkala- rına suç attılar. Vic- danlı olmak apayrı bir olaydır, siz hiç kimse- nin onurunu, şerefini karalayamazsınız. Ben Mustafa Gürcü’yü çok sevmem. Gürcü, hiçbir şekilde suça karışmaz. O kadar pervasızlar ki, benimle uğraşacakları- nı daha önce bazı med- ya organlarına açıkla- dılar. Telefonlarım din- lenerek şantaj malze- mesi toplamaya çalıştı- lar, adımı karalamak için” dedi. Avcõ, devlete sõzmõş ce- maat üyelerinin yasa dõşõ ve keyfi dinlemelerle, ce- maat karşõtõ insanlar hak- kõnda fişleme yaptõğõnõ söyledi. Devletin, yasadõşõ dinleme yapanlarõ ve inter- nete sõzdõrõlmõş konuşma- larõn sorumlularõnõ hemen bulabileceğini belirten Av- cõ, “Bazı küçük aletlerle kişilerin dinleme yapma- sı mümkün ama GSM sistemi, devlet imkânları olmadan dinlenemez. Özel kişiler dinleme yap- sa bile devlet bunu he- men bulabilir, A ve B ki- şileri arasındaki konuş- ma internete sızdırılmış- sa dinlemeyi kimin yaptı- ğı bulunabilir. Benim or- taya çıkardığım şu oldu, ‘IMEI’ numarası üzerin- den dinleme yapıyorlardı ve bunu deşifre ettim. Devlet güvenlik birimle- rini yeterince denetlemi- yor. Türkiye’de iftira at- mak için keyfi bir dinle- menin söz konusu olduğu gerçektir” dedi. Dinlemede devlet yardımı Devletin günahı fazla ‘Ergenekon da zorlama var’ “Hrant Dink olayına ge- lirsek... Savcılar cinayet işleyene mermi satanı bi- le bulup konuştular. Bu kişinin her şeyi tespit edilmiş, aldığı simite ka- dar belli. Siz neyi zorlu- yorsunuz. Dink, devlet içindeki bazı kesimlerin tepkisini çekiyordu. An- cak olayın faili belli.” Ergenekon soruşturmasõnda da ben- zer yöntemlerin uygulandõğõnõ ve soruş- turmalarõn hukuk dõşõ yürütüldüğünü belirten Avcõ, özetle şunlarõ kaydetti: “Ben Türkiye’deki demokrasi dışın- daki bütün yöntemlerin karşısında- yım. Ergenekon gibi yapılanmalarla mücadele ederken hukukun doğru iş- lemesi gerekiyor. Benim kadar askeri şimdiye kadar kimse açıkça karşısına almamıştır. Ancak bugün soruştur- malar hatalı yürütülüyor. Bugün yargılanan insanlar bizim tahmini- mizden çok daha fazla suç işlemiş de olabilir ancak soruşturmalar belge- lerle yürür.” Askerler yanlış yargılanıyor Hanefi Avcõ merkeze alõnõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka- muoyunda yankõ uyandõran “Haliç’te yaşa- yan Simonlar: Dün Devlet, Bugün Cema- at” adlõ kitabõn yazarõ Eskişehir Emniyet Mü- dürü Hanefi Avcı merkeze alõndõ. Avcõ hak- kõndaki kararnamenin bugün Resmi Gaze- te’de yayõmlanmasõ bekleniyor. Avcõ, merke- ze alõnmasõ talebini içeren dilekçeyi önceki gün Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ulaştõrdõ. Dün saat 11.00’de NTV canlõ yayõnõna katõ- lan Avcõ, burada “Şu andaki görevimden merkeze atanmak için İçişleri Bakanlığı’na başvurdum. Dilekçeyi tamamen kendi iste- ğimle verdim, kendi tarafsız irademle bu başvuruyu yaptım” dedi. Bu açõklamanõn ar- dõndan Avcõ’nõn merkeze alõnmasõ ile ilgili hazõrlanan kararname Başbakanlõk’a sevk edildi. Kararnamenin, bugünkü Resmi Gaze- te’de yayõmlanmasõ bekleniyor. Kararname- de, Avcõ’nõn yerine herhangi bir atamanõn ya- põlmadõğõ, Eskişehir’den bir emniyet müdür yardõmcõsõnõn vekâlet edeceği öğrenildi. DEVLET DİNK’E TEPKİLİYDİ Cihaner ‘Evet’ isteyen Bağõş’õ protestoya 3 gözaltõ İstanbul Haber Servisi - Sarõyer’de iftar programõna katõlan ve anayasa değişikliğine ilişkin yurttaşlardan “evet” oyu isteyen Dev- let Bakanõ Egemen Bağış, Halkevleri üyesi bir grup tarafõndan protesto edildi. “İftar sof- ralarını siyasetinize alet ediyorsunuz” di- yen 3 Halkevleri üyesi gözaltõna alõndõ. Sarõ- yer Karakolu’na götürülen Halkevleri üyeleri ifadeleri alõndõktan sonra serbest bõrakõldõ. JET KARARNAME HALKEVLERİ ÜYELERİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear