Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2010 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Benim Adım Hıdır
Yapabileceğim Budur
Türkiye Kürt sorununu tartışıyorum ama
okurlarımdan gelen tepkiler de gösteriyor ki,
kendilerini konuya taraf olarak hissedenlerin
hepsi de öfkeleniyor.
En doğrusu bu tepkilere aldırmadan doğru
olduğunu düşündüğümüzü savunmak.
Bıkmadan usanmadan yazmaya çalışıyorum.
Partiler, kuruluşlar, iktidar, Kürt sorunu
konusundaki görüşlerini etraflı biçimde bir bütün
halinde açıklamak zorundadırlar.
Ama yarım yamalak, içeriğinin ne olduğu
anlaşılamayan, günü birlik politikalarla durum
idare ediliyor.
Söyler misiniz bana allahaşkına, o kadar fırtına
koparan Kürt açılımının özü, ABD’nin Kuzey
Irak’tan çekilme programına uyum sağlamaktan
başka neydi?
Bir tek CHP, görüşlerini yeni bir rapor halinde
kamuoyuna sunmaya hazırlanıyor.
Konunun etraflıca tartışılmasının raporun
sonrasında yapılacağını yazdıktan sonra dün bu
sütunda, CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu
Başkanı Prof. Sencer Ayata’nın bana çok
önemli gelen bir çağrısına yer vermiştim. Hoca
bu çağrısında, bölge insanını daha iyi anlamanın
onunla duygudaşlık kurmanın çok önemli
olduğunu söylüyordu.
Düşündürücü, uygulanırsa eğitici, öğretici ve
yakınlaştırıcı bir çağrı.
Tabii hoca, bölge insanı ile duygudaşlıktan söz
ederken aksini de saf dışı bırakmıyor, bölge
insanının da, örneğin batı bölgesi insanı ile
duygudaşlık kurmasını öneriyor olsa gerek.
Yoksa tek taraflı duygudaşlığın çok fazla bir
anlam taşımayacağını görmek için uzman veya
bilim adamı olmaya gerek yok.
Tabii Sencer Hoca’nın bu duygudaşlık
çağrısının, geliştirilmiş, Katalan modeli öneren,
Diyarbakırspor ile Barcelona kıyaslaması
yapanlar tarafından nasıl algılandığını anlamak
pek kolay değil.
Yine bu duygudaşlık çağrısının, bütün bir
çözüm önerileri içinden tek başına cımbızla
çekilip alınarak değerlendirilmesi de, pek de
doğru sonuçlar vermeyecektir.
Duygudaşlık, karşılıklı anlayış çağrısı iyi.
Ama bu çağrıyı anlamlı kılan her iki tarafın da,
ortak sorunları olması ve siyasetin etnik
kimliklerden çok, bu ortak sorunların ortak
çözümleri noktasında düğümlenmesi.
Ayata dün sözünü ettiğimiz söyleşisinde, bir
zenginlik olarak gördüğü etnik kimliklere saygıyı
önkoşul olarak koyuyor ama hemen ardından da
etnik kimlikler üzerinden siyaset yapmanın doğru
olmadığını söyleyerek, etnik kimlikten bağımsız
olan bir işsizlik, yoksulluk, ekonomik geri
kalmışlık, eğitimsizlik gibi birçok ortak sorun
olduğunu ve bunlara çözüm bulunamadan
selamete ulaşılamayacağını söylüyor.
Tarih, Ayata’nın önerisinin ne kadar doğru
olduğunu çok çarpıcı bir örneğiyle bize sundu.
Dünya savaşı ertesinde, Tito’nun önderliğinde
kurulan, herkesin etnik kimliğine, kültürel
özelliklerine saygı üzerine bina edilen ve
doğrusu bir süre bütün dünyaya örnek olarak
gösterilen modelin yaşayamama nedeni,
uygulamada, bütün etnik grupların siyasetlerini
etnik kimlikler üzerine bina etmelerinden
doğmuştu.
Önerileri tartışırken dikkat edilmesi gereken
nokta, kimilerinin siyasetlerinin temelini, ekmek
ve su gereksiniminden bile daha fazla etnik
kimlik üzerine oturtmaya eğilimli oldukları
gerçeğidir.
Yugoslav modeli bu yanlışın hazin sonuçlarını,
gören göz, düşünen kafalar için ortaya koydu.
Şu anda ortada iki görüş var. Birincisi, etnik
kimliklere saygı gösteren, kendi dışındaki etnik
kimlikle duygudaşlık kurmaya çalışan ama
siyasetini etnik kimliğe bina etmemeyi öneren,
demokratik çoğulcu birleştirici görüş, ikincisi ise
siyasetini, “ekmeksiz, susuz da yaşanır ama etnik
kimliksiz asla!” diyecek kadar vurgulu biçimde
etnik kimliğe dayandıran tutum.
Bu iki görüş bir ortak noktada birleşebilirlerse
ne âlâ, birleşemezlerse, birinci görüşün sahipleri,
uzlaşma için sınırlarını dikkatle çizmek
zorundadır. Sonunda söylenecek bellidir:
- Benim adım Hıdır/yapabileceğim ancak
budur.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Yazõlõm uzmanõ CHP’li Tacidar Seyhan yine uyardõ: YSK’nin kullandığı sisteme dışarıdan müdahale olabilir
Seçim güvenliği tehlikedeANKARA (ANKA) - CHP
Adana Milletvekili ve yazõlõm
uzmanõ Tacidar Seyhan, Yüksek
Seçim Kurulu’nun (YSK), Seçim
Sistemi Otomasyonu Projesi’ni
(SEÇSİS) kullandõğõnõ belirterek
söz konusu sistemin bilgisayar
teknolojisinin niteliği gereği, sis-
teme her an dõşarõdan müdahale
edilebileceğine dikkat çekti ve “12
Eylül’de yapılacak seçim şaibeli
olabilir” uyarõsõnõ yaptõ.
Seçmen kütükleri ve seçim
sonuçlarõnõn düzenlendiği bilgi-
sayar yazõlõmlarõ hakkõnda rapor
hazõrlayan Seyhan, ilginç so-
nuçlar buldu. YSK merkezine
kurulu ana bilgisayara SEÇSİS
yazõlõmõ yüklü olduğunu belirten
Seyhan, sistemin dõşarõdan mü-
dahaleye açõk ve güvenlik soru-
nu olduğuna dikkat çekti.
Almanya’da, ABD tarafõn-
dan askeri sõrlarõn bu sistemle
transfer edildiğinin yõllar önce
tespit edildiğine dikkat çeken
Seyhan, “5-6 yıldan beri Av-
rupa ülkelerinde ve birçok
büyük ülkede devlet kurum-
larında Microsoft’un kulla-
nımı yasaklanmış ve Linux
sistemlere geçilmiştir” dedi.
Raporda, aynõ sistemi kulla-
nan ülkelerde hile tespit edildiği-
ne işaret edilerek şu tespitlere
yer verildi: “Benzer bilgisayar
destekli seçim sistemi, ABD
(Bush) seçimlerinde de kulla-
nılmış ve bazı bölgelerde se-
çimlerde hile tespit edilmiştir.
Yunanistan seçimlerinde de
benzer bir yazılım kullanılmak
istenmiş, ancak şaibeli olması
nedeni ile vazgeçilmiştir.
SEÇSİS projesinde kullanılan
veritabanı (bilgilerin toplandı-
ğı yer) yazılımı Java teknoloji-
si destekli Oracle’dir. Orac-
le’ın güvenlik açığı seviyesi, ku-
rulduğu işletim sistemine göre
değişir. SEÇSİS projesinde iş-
letim sistemi olarak, merkezde
Unix-Linux ve ilçelerde ise Mic-
rosoft ürünü Windows XP yük-
lü Intel işlemcili bilgisayarlar
kullanılmıştır. Bilgisayar tek-
nolojisinin niteliği gereği siste-
me her an dışarıdan müdahale
edilebilmesi teknik olarak
mümkündür. Almanya’da,
ABD tarafından askeri sırların
bu sistemle transfer edildiği
yıllar önce tespit edildiğinden,
5-6 yıldan beri Avrupa ülkele-
rinde ve birçok büyük ülkede
devlet kurumlarında Micro-
soft’un kullanımı yasaklanmış
ve Linux sistemlere geçilmiştir.”
Ciddi endişeler var
Seyhan, raporda, önerilerini de
şöyle sõraladõ: “Yazılım, Havel-
san tarafından kriptolanmış-
tır. Bu kriptolamanın yerli mi,
yabancı kaynaklı mı yapıldığı ve
özellikleri mutlaka açıklanma-
lıdır. Kriptonun güvenliği hak-
kında ciddi endişeler vardır.
Şaibelerden uzak kalabilmek
için seçimin sandık bazında da-
ha ilk saatlerden itibaren
(www.ysk.gov.tr) Yüksek Se-
çim Kurulu (YSK) internet say-
fasında yayınlanmalı ve siyasi
partilere bağlantılar yapılarak
anında sorgulama yetkisi ve-
rilmelidir. Ayrıca yazılım şef-
faflaştırılarak siyasi partilerin
ve ilgili sivil toplum örgütlerinin
denetimine açılmalıdır.
CHP bölge
ile barışıyor
ANKARA - Hey gidi hey, bir zamanlarõn
Van’õ... Ecevit’i sürükleyip götüren Van’õ...
Toplasan, çõkarsan, çarpsan bin kişi vardõ
Van’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu
dinleyen.
Halk, yalnõzca Van’da değil, Batman’da da,
Elazõğ’da da, Bingöl’de de, hatta hatta bir za-
manlar kalesi olan Tunceli’de bile unutmuş
CHP’yi. Yõllardõr, ne yõllardõrõ, on yõllardõr,
hani neredeyse uğrayan olmamõş. Galiba
SHP’den bu yana. En azõndan 15 yõl eder...
MYK üyesi Gürsel Tekin, CHP lideri Ke-
mal Kılıçdaroğlu gelmeden bir gün önce
Van’daydõ. Gece, iftardan sonra Van’õn İstik-
lal Caddesi’nde dolaşmõş. En az 500 kişiyle
yüz yüze temas ettiğini belirtip izlenimlerini
aktardõ bize. “Çekin gidin. Ne işiniz var bu-
rada” diyen olmamõş bir kere, ama her dile
gelen, sitemle açmõş sözünü.
Bölgedeki her ilde referanduma değin gö-
revli olan milletvekili ya da PM üyelerinden
benzer izlenimler aldõk:
Babasõ, dayõsõ, amcasõ dağlara taşlara CHP
yazan gençler -ki onlar da 30-40 yaşõnda ol-
muşlar- “Şimdiye kadar neredeydiniz” diye
sormuşlar hep. Yakõlan köylerden, gözünün
önünde coplanan annelerinden söz etmişler.
CHP parti yöneticilerinin gözlemleri dikkat
çekici:
“Bölgede 40’lı-50’li yaşlardaki insanlar
hoşgörülü. Konuşup anlaşabiliyorsun. Der-
dimiz, dilimiz aynı olabiliyor. Ama, yaşlar
20’ye, 25’e düştü mü, yollar çatallaşıyor.
Gençler çok keskin. Yaralı olmanın da ver-
diği kızgınlıkla başka bir yöne evrilmişler.
Biraz daha süre geçerse onlarla değil anlaş-
mak, bir arada oturma olasılığı bile kalma-
yacak. Onun için çözüm olacaksa hemen
şimdi çözüm! Sonraya kalırsa iş, çok zor
çünkü...”
“Peki” diyoruz, “Demokratik özerklik fi-
lan gündelik hayatta konuşuluyor mu? İste-
niyor mu?”
CHP’lilere göre, olay dõşarõdan sanõldõğõ gi-
bi değil:
“BDP’nin ya da Kandil’in yarattığı hava-
nın, işinde gücünde olan halka tam olarak
yansıdığı, onların ideolojisinin gönülden
kabul gördüğü söylenemez. Tek istek var,
ama tek istek: Huzur, huzur, huzur.”
Hani, huzur ve güven derler ya, o yetecek...
Batman’da miting meydanõnda bunaltõcõ sõ-
cakta toplaşmõş hani neredeyse bir avuç insa-
nõn ötesinde, ağaçlarõn duldasõna, sokaklarõn
gölgeliğine çekilmiş meraklõlar da kulak ka-
barttõ Kõlõçdaroğlu’nun konuşmalarõna. Gide-
rek de kalabalõklaştõ dinleyenler. Yüzlerinde
“Hele bir bakalım neler söylüyormuş” soru-
su asõlõydõ. Sessizdiler, tepkisizdiler, kenarda-
köşedeydiler, ama dinliyorlardõ. Hem de göz-
lerini kõrpmadan. Kõlõçdaroğlu, “Buraya, si-
zin ayağınıza geldim” dediğinde bu sözlerden
çok hoşlanmõş olacaklar ki, kõpõrdandõklarõna
bile tanõk olduk...
Gözlemimiz o ki, Kõlõçdaroğlu’na, Bin-
göl’deki hazõr kõta AKP’lilerin gösterisi, Kara-
koçan’da BDP sempatizanõ olduklarõ anlaşõlan
delifişek birkaç genç dõşõnda önemli bir tepki
yoktu.
Anladõk ki, yaklaşõk 2 ay önce Amasya, To-
kat ve ilçelerinde gördüğümüz Kemal Kõlõçda-
roğlu rüzgârõ Güneydoğu’ya da vurmuş.
Amasya-Tokat’taki rüzgâr coşkuyla göster-
mişti kendini, buralarda yok saymak yerine
merak, bekleme, dinleme, “Hele bir bakalım
bu adam ne diyor?” esintisine dönüşmüş.
Yöre insanõ, Kõlõçdaroğlu’nun itmeyen, küs-
türmeyen, tam tersine kucaklayan kardeşliğini
de hissetmeye başlamõşlar. Bu da bir aşama.
Hem de önemli bir aşama.
Kõlõçdaroğlu, Tunceli’de partisini Tuncelili
ile yeniden barõştõrõrken bölgeye de çok
önemli bir ileti gönderdi. “Toplumsal uzlaş-
maya dayalı herkese genel af” önerisi; Kõ-
lõçdaroğlu’nun hemen hemen tüm mitingle-
rinde yinelediği “silahlar sussun, etnik kim-
liğimiz, inancımız sömürülmesin, kardeş-
lik yeniden ayağa kaldırılsın” sözleri ile
birleştirildiğinde; CHP’nin tüm bölge ile ba-
rõşmaya hazõr olduğuna ilişkin açõk ve seçik
bir çağrõ niteliğindeydi. Böylece Kõlõçdaroğ-
lu, bölgede etnik siyaset yapan BDP’ye, din-
sel siyaset yapan AKP’ye karşõ, köklü “kitle
partisi” olarak var olduklarõnõ ve var olacak-
larõnõ sezdirmiş, vurgulamõş oldu. Hem de,
sosyal adalet ile, özgürlük ile yola çõkan bir
kitle partisi olarak, BDP’nin ve de AKP’nin
oyun hamuru gibi yoğurup kullandõklarõ
önemli bir kozu ellerinden alarak...
İki günlük Güneydoğu gezisinden çok
memnun ayrõldõ Kõlõçdaroğlu. Bir miting son-
rasõ kendisine “En azından bayrak göster-
miş oldunuz” dedik. Gülümsedi ve onayladõ:
“Biz de buradayız, varız ve bizi dinli-
yorlar.”
MHP LİDERİ BAHÇELİ
‘CHP
gaflet
içinde’
BALIKESİR (Cumhuriyet) -
MHP Genel Başkanõ Devlet Bah-
çeli, Tunceli mitinginde “genel af”
konusunu dile getiren CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’na
tepki göstererek “Böyle bir or-
tamda genel aftan bahsetmek
bir gaflettir. Barajın aşağı çe-
kilmesi ikinci bir gaflettir” dedi.
Bahçeli, Atatürk Parkõ yanõnda-
ki Eski Lunapark alanõnda halka hi-
taben yaptõğõ konuşmada, Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan’õn
gizli gündemi bulunduğunu iddia
eden Bahçeli, “Anayasa değişik-
liğiyle Türkiye’nin bölünmesine
zemin hazırlanmaya çalışıldığı-
nı” öne sürdü. MHP’ye “PKK ile
ruh ikizi olmuşlar” şeklindeki
yaklaşõmlarõ iftira olarak değer-
lendiren Bahçeli, iktidara gelmeleri
halinde PKK ile pazarlõk yapanla-
rõ tespit ederek Yüce Divan’a gön-
dereceklerini ifade etti.
Kõlõçdaroğlu’nun “genel af” ile
ilgili açõklamalarõnõ eleştiren Bah-
çeli şunlarõ kaydetti: “Böyle bir or-
tamda genel aftan bahsetmek
bir gaflettir. Barajın aşağı çe-
kilmesi ikinci bir gaflettir. Çün-
kü bunlar Demokratik Toplum
Partisi’nin kongrede aldığı yedi
karardan ikisidir. Bugünkü ik-
tidardan kurtulma projesini ha-
yata geçirirken onlara kepçe ile
yardımcı olabilecek bir siyasi
hataya düşülmemelidir. Sözüm
birilerinedir. Herkes de bu ma-
nada haddini bilmelidir.”
Görev süresi 30 Ağustos’ta dolacak olan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker
Başbuğ, CHP Genel Başkanı Kemal Kı-
lıçdaroğlu’na veda ziyaretinde bulundu.
Orgeneral Başbuğ’u, CHP Genel Merke-
zi’ne gelişinde partinin Genel Sekreteri Ön-
der Sav karşıladı. Kılıçdaroğlu’nun ofi-
sinde baş başa gerçekleşen görüşme 1.5 sa-
at sürdü. Kılıçdaroğlu, görüşme sonra-
sında, Orgeneral Başbuğ’u genel merke-
zin bahçesinden uğurladı. Başbuğ’un bu-
gün de MHP Genel Başkanı Devlet Bah-
çeli’ye veda ziyaretinde bulunacağı belir-
tildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
ANKARA (ANKA) - CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza
Ertemür, ilk kez 22 Temmuz 2007 seçimlerinde kullanõlan
Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi
(SEÇSİS) ile ilgili iddialarõ Meclis gündemine taşõdõ.
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği
soru önergesinde, TÜİK’in duyurduğu 31 Aralõk 2009 sayõm
sonucu ile Nüfus ve Vatandaşlõk İşleri Genel Müdürlüğü
verilerinin farklõ olduğuna dikkat çeken Ertemür, “NVGİ’ye
göre 2008 yılında Türkiye nüfusu 76 milyon 175 bin 83
iken, TÜİK 2009 verisine göre nüfusumuz 72 milyon 561
bin 312’dir. 3 milyon 613 bin 771 nüfus farkı nereden
kaynaklanmaktadır? Devletin iki ayrı kurumunun ülke
nüfusu hakkında farklı bilgi vermesi kabul edilebilir bir
durum mudur” diye sordu.
IŞIK KANSU’nun
Güneydoğu
izlenimleri
CHP BAŞBAKAN’A SEÇMEN SAYISINI SORDU
‘AKPderindevletinikurdu’
Avcõ’nõn kitabõnõn devlet içindeki örgütlenmenin itirafõ olduğunu
belirten Masum Türker, son hedefin ise yargõ olduğunu söyledi
ABİDİN YAĞMUR / YUSUF BAŞTUĞ
MERSİN/ADANA - Mersin ve Adana’da dün
ayrõ ayrõ basõn toplantõsõ düzenleyen DSP Genel
Başkanõ Masum Türker, referandumda ‘hayır’
çõkmasõ halinde AKP’nin karizmasõnõn çizilece-
ğini söyledi. Kenan Evren tarafõndan hazõrlanan
anayasa ile AKP’nin hazõrladõğõ anayasa arasõn-
da fark olmadõğõnõ kaydeden Türker, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õn beyninin arkasõnda ger-
çekleri gizlediğini ve kamuoyunu yanõlttõğõnõ,
gerçekte Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin ele
geçirilmeye çalõşõldõğõnõ vurguladõ.
Basõn mensuplarõnõn sorularõnõ da yanõtlayan
Türker, Hanefi Avcı’nõn yazdõğõ kitapta itiraflarda
bulunduğunu vurgulayarak, “Kitap AKP’nin
neo-derin devletini anlatıyor. AKP derin dev-
letini kurdu. Alt kademedeki egemenliğini
kurarak üst kademeleri ele geçirmeye çalışıyor.
Anayasa değişikliğiyle de HSYK ve Anayasa
Mahkemesi’nin yapısını değiştirip hukuku da
ele geçirmeye çalışıyor” dedi.
ÇAĞLAYAN YURTTAŞI AZARLADI
Bakana soru sordu
hedef tahtası oldu
Haber Merkezi - Devlet
Bakanõ Zafer Çağlayan,
“Bugüne kadar Muş’a ne
yatırım yaptınız” diye soran
yurttaşa sert tepki göstererek
azarladõ. Salonda bulunan
AKP’lilerin de hakeret ettiği
yurttaş, korumalar tarafõndan
dõşarõ çõkarõldõ.
Muş’a giden Çağlayan,
AKP’li Belediye Başkanõ
Necmetin Dede’yi ziyaret et-
ti. Yurttaşlarõn da bulunduğu
başkanõn makamõnda bir kişi
el kaldõrarak Çağlayan’a so-
ru sordu. Adõnõn Kamil Kars-
lı olduğunu söyleyen yurt-
taş, “Muş’a hiçbir yatırım
yapmadınız. Yani 8 senedir
AKP’desiniz Muş’a hiçbir
yatırımınız yok” dedi. Kars-
lõ’ya Çağlayan “Sen Muş’ta
mı yaşıyorsun?” diye sordu.
“Evet Muş’ta yaşıyorum”
yanõtõnõ veren Kamil Karslõ’ya
Çağlayan “Uzayda yaşamı-
yorsun değil mi?” dedi. Ko-
rumalar tarafõndan çembere
alõnan Kamil Karslõ’ya herkes
laf atarak hakaret etmeye baş-
ladõ. Bu sõrada bir kişinin
“Lan s... git” dediği duyuldu.
Karslõ, korumalar tarafõndan
belediye binasõndan çõkarõldõ.
376 KİTLE ÖRGÜTÜNDEN ÇAĞRI
SP’de ‘olaylı iftar’ komisyonu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Saadet
Partisi (SP) İstanbul İl Başkanlõğõ’nõn düzenledi-
ği iftar yemeğindeki olaylarõ çõkaran ve saldõrõlarõ
yapanlarõn belirlenmesi için, parti Genel Merke-
zi’nde “Hukuk Komisyonu” ile “Soruşturma Ko-
misyonu” kuruldu. SP’den yapõlan açõklamada,
olaylara karõşan teşkilat mensuplarõ hakkõnda di-
siplin soruşturmasõ başlatõldõğõ belirtilerek kuru-
lan komisyonlarõn rapor hazõrlayacağõ kaydedildi.
Azerbaycan’a sınır garantisi
KONYA (AA) - Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu, Konya’nõn Doğanhisar ilçesinde yurt-
taşlara seslenirken “Daha güçlü bir ‘evet’, Türki-
ye’nin daha güçlü bir şekilde dünya gündemine
gelmesini sağlayacaktõr” dedi. Davutoğlu, konuş-
masõnõn ardõndan bir gazetecinin eylül ayõnda Er-
menistan’da yapõlacak NATO tatbikatõnda sõnõr-
larõn geçici olarak açõlacağõ yönünde iddialara
Azerbeycan’õn tepki gösterdiğini hatõrlatmasõ
üzerine “Sõnõrlarõmõzõn geçici olsa da açõlmasõ
söz konusu değildir” diye konuştu.
Erdoğan’a üniversiteli işçi sorusu
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen, Ataköy’de harçlõ-
ğõnõ çõkartmak için çalõştõğõ inşaatõn 3. katõndan
düşerek yaşamõnõ yitiren Muğla Üniversitesi öğ-
rencisi Ömer Çetin’i örnek göstererek, Başbakan
Tayyip Erdoğan’a “Ömer gibi” hiçbir işgüvenil-
ği olmadan çalõşan kaç kişi olduğunu sordu.
Kılıçdaroğlu’na veda ziyareti
Kürt sorunu için
diyalog çağrısı
İstanbul Haber Servisi-
Kürt sorununun çözümü ve
operasyonlarõn durdurul-
masõ istemiyle aralarõnda
sendika ve meslek örgütle-
rinin de bulunduğu 376 de-
mokratik kitle örgütü ortak
basõn açõklamasõ yaptõ.
Açõklamada, 1984 yõlõndan
bu yana süren çatõşmalarda
40 bin kişinin öldüğü belir-
tilerek, çözüm için diyalog
çağrõsõ yapõldõ.
Mecidiyeköy Kültür Mer-
kezi’nde aralarõnda Kamu
Emekçileri Sendikalarõ Kon-
federasyonu İstanbul Şube-
ler Platformu, Türkiye Barõş
Meclisi İstanbul Girişimi,
Sosyal Demokrasi Vakfõ , İs-
tanbul Tabip Odasõ, İHD,
DİSK’e bağlõ bazõ sendika-
lar ile Küresel Barõş ve Ada-
let Komisyonu’nun da bu-
lunduğu demokratik kitle
örgütleri adõna açõklamayõ
okuyan İstanbul Tabip Oda-
sõ Genel Sekreteri Ali Çer-
kezoğlu, Çözümsüzlüğe
ve yıkıma karşı aklın ve
vicdanın sesini silahlardan
daha güçlü bir ses halinde
duyurmanın zamanıdır”
diye konuştu.