Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - HSYK Baş-
kanvekili Kadir Özbek ve üye
Ali Suat Ertosun, kurulun ya-
põsõnõ değiştiren anayasa deği-
şikliği paketinin “yargıyı ta-
mamen yürütmenin güdü-
müne sokmayı amaçladığını”
kaydetti. Özbek ve Ertosun,
düzenlemeyle, “Yargı teşki-
latının her iktidar değişikli-
ğinde bir sarsıntı geçirerek si-
yasi oyunların oynandığı bir
arenaya dönüşebileceği” uya-
rõsõnda da bulundu.
Özbek ve Ertosun, HSYK’nin
yapõsõnõ değiştiren anayasa pa-
ketiyle ilgili “analitik bir in-
celeme” kaleme aldõ. Yüksek
yargõ kurumlarõ içerisinde da-
ğõtõlan kitapçõkta özetle şu eleş-
tiriler yapõldõ:
Yargıya yürütme hege-
monyası: Kurul üyelerinin
önemli bir kõsmõ yürütme organõ
tarafõndan belirlenmektedir.
Kanun ile cumhurbaşkanõ, hiç-
bir sõnõrlamaya tabi olmaksõzõn
hukukçular arasõndan üye be-
lirleme hakkõna sahip olmak-
tadõr. Bakan ile müsteşar da ku-
rul üyesi olduklarõ için kurulun
22 üyesinden 6’sõ yürütme or-
ganõ tarafõndan belirlenmekte-
dir. Türkiye Adalet Akademisi
(TAA) Genel Kurulu’nun ağõr-
lõklõ olarak bakanlõk bürokrat-
larõndan oluştuğu dikkate alõn-
dõğõnda, yürütme organõnõn
doğrudan seçtiği üye sayõsõ
7’ye yükselmekte; hatta ba-
kanlõk mensuplarõndan birisinin
kurula seçilme ihtimali de bu-
lunmaktadõr. Bu da kuvvetler
ayrõlõğõ ilkesine aykõrõ olup yü-
rütme organõnõn, kendisini de-
netlemekle görevli olan yargõ
organõnõ hegemonyasõ altõna
almasõ anlamõna gelmektedir.
Siyasi arenaya dönüşür:
Kurul 3 daireden oluşacak olup
dairelerin oluşumu ve işbölümü
kanunla düzenlenecektir. Bu
durumda TBMM’de çoğunluğu
oluşturan yürütme organõ, yar-
gõ bağõmsõzlõğõ açõsõndan en
önemli iki konu olan atama ka-
rarnamesini yapmak ve hâkim-
lerin mütemir yetkilerini belir-
lemekle görevlendi-
rilen dairede çoğun-
luğu sağlayacak şe-
kilde bir kanun çõ-
kararak yargõ üze-
rindeki etkinliğini
daha da arttõrabi-
lir. Bu durumda
yargõ teşkilatõ,
her iktidar deği-
şikliğinde bir sarsõntõ geçirerek
siyasi oyunlarõn oynandõğõ bir
arenaya dönüşebilecektir. Yü-
rütme organõnõn ve bir siyasi
partinin üyesi olan bakanõn,
kendi partisini veya hükümetin
üyelerinin istekleri, beklentile-
ri veya dünya görüşlerine uygun
hareket eden kurul üyelerini ko-
rumak, aksi durumdakileri ise
baskõ altõna almak için yetkisi-
ni kullanma ihtimalinin bulun-
masõ da yargõ bağõmsõzlõğõ ve ta-
rafsõzlõğõnõ zayõflatacaktõr.
Hukuka aykırı eylemle-
re garanti: Kanun ile kurul,
yürütme organõnõn temsilcisi
olan bakanõn yönetimine bõ-
rakõlõp bakan-
lõğõn bir dairesi
haline dönüştü-
rülmektedir.
Başkanõn (baka-
nõn) yetkilerin-
den bir kõsmõnõ
başkanvekiline
devredebileceği
öngörülmektedir.
Bu durumda bakan, istediği za-
man belirli yetkilerini devrede-
cek, istediği zaman geri alacak-
tõr. Kuvvetler ayrõlõğõ ve yargõ ba-
ğõmsõzlõğõ ilkelerine aykõrõ bu dü-
zenlemelerle bakanlõğõn hukuka
aykõrõ eylem ve işlemlerine ana-
yasal garanti getirilmektedir.
Yurttaşın hakkı elinden
alınıyor: Hâkim ve savcõlar
hakkõndaki soruşturmalarda be-
lirleyici yetki bakana geçmek-
tedir. Bu durumda uygulamada
halen görüldüğü gibi bakan is-
tediği hâkim ve savcõyõ baskõ al-
tõna alabilecek, istediğini ise
koruyabilecektir.
Demokrasi sona erer:
Yargõyõ, tamamen yürütmenin
güdümüne sokmayõ amaçla-
yan bu kanun, mevcut anaya-
sanõn da gerisinde olup deği-
şikliğin siviller tarafõndan ya-
põlmasõ tek başõna öngörülen
düzenlemelere haklõlõk ve meş-
ruluk kazandõrmaz. Kanunun
tek amacõnõn, kurul ve
AYM’nin yapõsõnõ değiştirmek
olduğu anlaşõlmaktadõr. Hu-
kuk devletinin temeli bağõmsõz
yargõdõr. Yargõnõn bağõmsõz ol-
mamasõ, anayasanõn 2. maddesi
uyarõnca değiştirilemeyecek
olan hukuk devleti ilkesinin
ortadan kaldõrõlmasõ anlamõna
gelir. Bu da demokrasinin so-
na ermesi demektir.
CMYB
C M Y B
27 AĞUSTOS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Aklın zincirlerini çözmek,
sevdanın tohumlarını atmak,
havayı solumak, göklerin koynunda
uyumak...
Yeni bir ateşin aydınlık sabahından
uyandığınızda düşlerinizle avunmak,
insan olmanın onuru değil midir?
Yaşadığımız coğrafya, demokrasi,
insan hakları, temel hak ve
özgürlükler...
Serin bir yaz akşamında, eylül yine
kapımızı çalıyor işte...
15 gün sonra sahil kasabaları
boşalacak, kendi yalnızlığını
çizecek...
Çocukların şarkılarıyla uyandım
dün sabah... Çocukların gözlerindeki
sevinci ve umudu gördüm
bahçede çiçeklerin arasında
dolaşırken.
Mavi serin bir ufkun çizgisinde
yaşamı düşündüm, Meriç kıyısından
önce Çukurova’ya, sonra Ağrı
eteklerine, Aras Irmağı’na, oradan
da bir kuşun kanatlarında
Kızılırmak’a uçtum...
Malabadi Köprüsü’ndeki
çocukları düşünürken, Ağrı’nın
Diyadin ilçesinde iki ayda altı genç
kızın neden intihar ettiğini düşündüm
uzun uzun.
Bir toplumda genç kızlar neden
intihar ederdi?
Bu soruya yanıt ararken, çekilen
çileleri, kan emicileri, aklımıza
vurulan zincirleri, feodalizmi, adına
töre denilen o vahşeti anımsadım
her zamanki gibi.
Benim ülkemde genç kızlar,
kadınlar intihar ediyordu...
Neden?
Yoksa, aşiret reisleri, şeyhler
“ölüm buyruğu” verdikleri genç
kızlar için “aile meclislerini”
uyarıyor muydu?
“Öldürmeyin, intihara zorlayın
onları!..”
Haberleri okudum, bir araştırma
yaptım...
21 Ağustos’ta Diyadin’e bağlı
Yeniçadır köyünde anne ve babası
küçük yaşta ölen S.Ç, birlikte
yaşadığı dedesi Alican Ç. tarlada
olduğu sırada av tüfeğiyle kendisini
vurup yaşamına son vermişti...
Bir kız çocuğunun av tüfeğiyle
intihar etmesine ben inanmadığım
gibi, kadın dernekleri de inanmıyor.
Diyadin Belediye Başkanı Celal
Tanrıverdi’yi bir TV kanalında
dinledim...
Şöyle diyordu:
“İlçemizde son iki yıl içinde altı
kadın ve kız, çeşitli nedenlerden
dolayı intihar etti. Bu olaylar bizi
derinden yaraladı. İlçemizde ve
köylerde ergenlik çağındaki kız ve
erkek çocuklarına yönelik
bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.
Feodal yapıdan kurtulmak için
gençlerimiz mutlaka
bilgilendirilmelidir.”
Belediye başkanı BDP’li...
BDP’liler feodal yapıdan hiç söz
etmezlerdi...
Aslında o kanayan yara, içimizi
acıtan, yüreğimizi derinden vuran
töre cinayetleri feodal yapının,
aşiret geleneğinin ürünüdür.
15 yaşındaki kızların yaşlı
erkeklerle evlendirilmesi, çocuk
annelerin bölgede çığ topuna
dönüşmesi bu yüzdendir.
Toprağa teğellenmiş bir çimen
gibidir oralarda yaşam.
Dal parçasının geçirildiği dalganın
desenine benzer.
Aşkını yüreklerine gömen genç
kızların öyküsünü çok yazdım...
O öykülerde hep acı ve gözyaşı
vardı...
Nazik el Melaike’nin dizelerinde
olduğu gibi:
“Akşam geçip gitti ve neredeyse
kayboldu ayın yüzü.
Yazık! İkinci akşam da birinciye
eklenmek üzere.
İşte gözlerimizin önünde sona
eriyor mutluluk.
Sen gelmedin ve yitirdik seni,
Öteki dileklerimizle birlikte.
Sen yoksun, yerin boş kaldı.
Darmadağın olmuş bizler
soluğumuzu kesip,
Sabırsız ve sıkıntılı, sorup durduk
gelmeyen ziyaretçiyi.”
İkinci akşam değil, yıllar birbirine
eklendi ve feodal yapı kırılmadı
Güneydoğu’da...
Tüm dilekler asılı kaldı, toprak
damlı evlerin duvarlarında...
El Melaike’nin dizelerinde olduğu
gibi sahranın derin hayatında kumun
alevi üzerinde öldü kadınlar ve
kızlar...
Öldürüldü!
Tacize uğradı!
Sokak ortasında ağabeyleri,
babaları tarafından vuruldu!
Bir kentin ışıltısı, mezraların,
köylerin yalnızlığı düştü gece yarısı
düşlerimize...
Hep baktık... Yazılar yazdık...
Toplantılar düzenledik... Filmler
çektik... Dizilere konu yaptık... Bol
paralar kazandık dizilerden...
Sömürdük onları, sömürdük!
Düşler nasıl donarsa zehirli
dalgalarda, onların ölümleri de öyle
oldu.
1995-2000 yılları arasında
Batman’ın kırsalında 28 genç kadın
ve kız intihar etti...
İntiharlar o bölgede Türkiye
ortalamasının tam iki katıdır...
Acaba bunlar intihar mı yoksa
“intihar süsü” verilmiş töre
cinayetleri mi?
Ya Ağrı’nın Daldalık köyünde
yaşayan ve Muğla Üniversitesi Türk
Dili Edebiyatı ikinci sınıf öğrencisi
Ömer Çetin’in dramı?..
Bir babanın gözyaşları...
Ömer inşaat işçisi değildi ama
müteahhit onu üçüncü kata
çıkarmıştı duvar ustası gibi...
Okumak için yazın çalışan bir
genç... Açlık sınırı altında yaşayan 10
milyon insan...
Ufukta ince bir bulut, kimsesiz bir
gölge arıyorum sığınacak... Beni
anılarımdan arındıracak...
Bulamıyorum!
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yalnızlığın Fotoğrafı...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Başkanvekili Özbek ile üye Ertosun, HSYK’nin yapõsõnõ değiştiren düzenlemeyi yazdõklarõ kitapçõkla eleştirdi
‘Yargısiyasiarenayadönüşecek’
‘Genel af’
açıklamasına
BDP desteği
Kõlõçdaroğlu’nun af ve Öcalan’la görüşme
konusundaki tavrõnõ “Devlet adamõnõn
göstermesi gereken tepki” olarak yorumlayan
BDP’li Yõldõz, CHP’nin tekrar sosyal
demokrat bir parti olacağõnõn sinyalleri
olduğunu düşünüyoruz” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçda-
roğlu’nun, Kürt sorunu-
nun çözümü konusunda
“genel af ve terörü bi-
tirme olasılığı varsa dev-
letin Abdullah Öcalan’la
görüşülebileceğine” iliş-
kin açõklamalarõna, uzun
süredir bu görüşü savunan
BDP’den destek geldi.
BDP Grup Başkanvekili
Bengi Yıldız, Kõlõçdaroğ-
lu’nun bir haftada bölge-
ye yaptõğõ gezilerdeki
açõklamalarõnõn son dere-
ce önemli olduğunu belir-
terek “Bu açıklamaların
CHP’nin tekrar sosyal
demokrat bir parti ola-
cağının, sosyal demok-
rasiye döneceğinin sin-
yalleri olduğunu düşü-
nüyoruz” dedi. Yõldõz,
şu görüşleri dile getirdi:
“Sayın Kılıçdaroğ-
lu’nun, hem Kürt soru-
nunun bir tarafı olan
PKK ve Öcalan’la gö-
rüşülmesinin devletin il-
gili kurumlarıyla görüş-
mesinin normal olduğu
yönündeki sözleri, hem
de genel af açıklamasını,
bir devlet adamının gös-
termesi gereken bir tep-
ki olarak değerlendiri-
yoruz. Gerçekçi, soru-
nu anlayan, sorunun çö-
zümünün nerede oldu-
ğunu anlayan bir yakla-
şım ortaya koyuyor ki
bu sorunun en önemli
parçası. Kılıçdaroğ-
lu’nun Öcalan’la görüş-
me olayını abartmama-
sı ve bunu normal de-
ğerlendirerek, bunun
üzerinden siyaset yap-
mamasını önemsiyoruz.
Sorun çözülecekse şüp-
hesiz bizim ‘toplumsal
barõş yasasõ’ dediğimiz,
Kılıçdaroğlu’nun, ‘af ya-
sasõ’ dediği yöntem bü-
yük katkı sağlar. O ne-
denle Kılıçdaroğlu’nun
son bir haftadır yaptığı
açıklamaları, sorunun
çözümü için atılmış çok
önemli bir adımdır.
Umarım referandum-
dan sonra hem CHP,
hem AKP ve diğer mu-
halefet partileri bu ko-
nuda bir araya gelme
becerisini gösterir. ”
‘UMARIZ SÖZDE KALMAZ’
Kõlõçdaroğlu, ‘Genel af’, ‘Öcalan’la görüşülebilir’, ‘Muğlalõ Kõşlasõ’nõn adõ değişsin’ dedi
CHP’denGüneydoğuaçõlõmõANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, Güneydoğu seç-
menine sõcak mesajlar verdi.
Kõlõçdaroğlu Abdullah Öca-
lan’la görüşme tartõşmalarõyla
ilgili olarak “Devlet bu tür te-
maslar yapabilir, ama bu iliş-
kiler iktidarda kalmak için ya
da referandumda ‘evet’ al-
manın bir aracı olamaz” der-
ken Tunceli’de “Hayır deyin,
toplumsal mutabakatla do-
ğudan batıya, kuzeyden gü-
neye genel affın yolu açılsın”
çağrõsõ yaptõ. Van Özalp’teki
kõşlaya 33 köylüyü kurşuna
dizdiren Mustafa Muğlalı’nõn
adõnõn verilmesini eleştiriren
Kõlõçdaroğlu, kõşlanõn adõnõn
değiştirilmesini istedi.
CHP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Haluk Koç başkanlõğõnda
bir komisyon tarafõndan hazõr-
lanacak yeni Güneydoğu rapo-
runun en önemli başlõklarõn-
dan birinin genel af konusu ol-
masõ bekleniyor.
Kõlõçdaroğlu, uçakta gaze-
tecilerin sorularõnõ yanõtlarken
“81 ilden sorumlu olan kişiler
referanduma kadar ekip ha-
linde dolaşacaklar. Doğuda
görev alanlar batıya, batıda
görev alanlar daha sonra do-
ğuya gidecek. Böylece karşı-
lıklı düşünceler partiye akta-
rılmış olacak. Hem örgütleri
harekete geçiriyoruz, hem de
milletvekillerini. Bölgede gö-
rev yapan arkadaşlarıma ri-
ca ettim, insanları dinleyin,
hiçbir düşünceye itiraz et-
meyin, ne düşünüyorlarsa
açık yüreklilikle söylesinler,
dedim. Bu yapacağımız bi-
rinci tur. Daha sıklıkla gide-
ceğiz bölgeye” dedi.
Kõlõçdaroğlu, Güneydoğu ra-
poruyla ilgili komisyon üyele-
rinin Şõrnak’tan Kars’a, Mar-
din’den Ardahan’a dek gidip
yurttaşlarla konuştuklarõnõ ifa-
de ederken “Rapor ne zaman
yayımlanır” sorusu üzerine
“Seçimlere doğru olabilir”
karşõlõğõnõ verdi.
Mart ayõnda grup başkanve-
killiği döneminde Batman’da
“Toplumsal barışın bir par-
çası olacaksa genel affa ‘evet’
deriz” diyen Kõlõçdaroğlu’nun
bu sözleri partiyi karõştõrmõştõ.
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal, af konusunu gündeme ge-
tirmenin ve buradan bir arayõşa
girmenin doğru olmadõğõnõ söy-
ledi. Kõlõçdaroğlu ise “Bugün-
kü koşullarda bir genel affın
olabileceği gibi bir düşünce
söz konusu değil. Bugün terör
var. Terör bitti mi ki biz bir
affı gündeme getirmiş ola-
lım” açõklamasõnõ yapmõştõ.
Mustafa
Muğlalı
Kışlası
Meclis
gündeminde
ABİDİN YAĞMUR
MERSİN - CHP Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru
önergesinde, 30 Temmuz 1943’te Van’õn
Özalp ilçesinde, 33 köylünün gözaltõna
alõndõktan sonra 3. Ordu Komutanõ Or-
general Mustafa Muğlalı’nõn emriyle
mahkemeye çõkarõlmadan kurşuna dizil-
diğini anõmsattõ.
Muğlalõ’nõn bu olayõn ardõndan ölüm ce-
zasõna çarptõrõldõğõnõ ancak temyiz aşamasõ
tamamlanmadan vefat ettiğini belirten
Öztürk, 2004’te Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ tarafõndan Özalp’taki Jandarma Sõnõr Ta-
buru’nun adõnõn Mustafa Muğlalõ Kõşla-
sõ olarak değiştirildiğine dikkat çekti. Bu
durumun bölge halkõnõn tepkisine neden
olduğunu vurgulayan Öztürk, önergesin-
de Başbakan Erdoğan’a şu sorularõ yöneltti:
“16 Mart 2004 tarihinden bu zamana
kadar bölge halkının tepkisine rağmen
kışlanın adını neden değiştirmediniz?
Mustafa Muğlalı Kışlası’nın adını de-
ğiştirmeyi düşünüyor musunuz? ”
Meclis’i toplayõp seçim
barajõnõ düşürelim
ADNAN AVUKA
MARDİN - BDP
Genel Başkanõ Sela-
hattin Demirtaş,
“Türkiye demokratik
özerklikle yönetilecek.
Bundan kimsenin
kuşkusu olmasın. Böl-
ge parlamentolarımız
da olacak, kent mec-
lislerimiz de olacak.
Ve bölge halkı kendi
kendini yönetecek. O
zaman kendi anava-
tanımızda bir nefes
özgürlük solumanın
mutluluğunu hep be-
raber yaşayacağız”
dedi. Demirtaş, seçim
barajõ düşürüldüğünde
BDP’nin 80 milletve-
kili çõkaracağõnõ savundu.
BDP Genel Başkanõ Demirtaş, re-
ferandum mitinglerine Mardin’in
Midyat ilçesinde devam etti. Otogar
Alanõ’ndaki mitinge yaklaşõk 3 bin ki-
şi katõldõ. Referandumu boykot çağ-
rõsõnõ yineleyen Demirtaş, “Sürya-
nisiyle, Arap’ıyla, Türk’üyle,
Kürt’üyle bütün Midyatlılar di-
yeceğiz ki, madem sen bu anaya-
sadaki Kenan Evren ruhuna do-
kunmuyorsun, madem herkes
Türk’tür, madem herkes Türkçe
konuşmak zorundadır, madem tek
anadil Türkçedir, madem tek mil-
let vardır, o halde al-
sana boş sandıklar, al
sana boykot” diye ko-
nuştu. Yeni anayasayõ
desteklemek için ta-
lepleri olduğunu yine-
leyen Demirtaş, şunlarõ
söyledi:
“Meclisi toplaya-
lım, iki günde seçim
barajını düşürelim.
O zaman BDP 80
milletvekili ile Mec-
lis’e gelir. Saadet
Partisi de gelir, o da
gelsin. Meclis dışında
kalan partiler gelsin,
o zaman Meclis’te el
ele verelim, Kürt so-
rununu çözelim.
Başörtüsü sorununu
çözelim. Alevilerin
sorununu çözelim. Emekçilerin, iş-
çilerin, öğrencilerin sorununu çö-
zelim, yeni anayasayı o zaman be-
raber yapalım. Peki Başbakan ne
diyor? ‘Baraj düşmez’ diyor. ‘Ana-
dilde eğitim olmaz’ diyor. ‘Özerklik
olmaz’ diyor. ‘Anayasal vatandaşlõk
olmaz’ diyor. Peki senin bu boş va-
atlerine karşı biz de sana boş san-
dıkları göndermez miyiz Tayyip
Erdoğan. Yeni bir anayasa olmaz-
sa kendi anavatanınızda özgürce
nefes almanız imkânsızdır. Ve biz
yeni anayasayı dilene dilene değil,
direne direne kazanacağız.”
BDP GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ:
Boykot çağrõsõnõ
yineleyen Demirtaş,
Erdoğan’a “Madem
anayasadaki Kenan
Evren ruhuna
dokunmuyorsun, o
zaman al sana boş
sandõklar, al sana
boykot” diye
seslendi.
OKAY: AF İÇİN TOPLUMSAL MUTABAKAT ŞART
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun ge-
nel afla ilgili sözleri tartõşma yaratõrken Ge-
nel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay
dün MYK toplantõsõndan sonra yaptõğõ açõk-
lamada “Toplumsal mutabakatı bir şart
olarak öne süren bir af beyanıdır” dedi.
CHP MYK’nin dünkü toplantõsõnda Kõlõçda-
roğlu’nun son gezisi değerlendirildi. Okay,
CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’ya gidemeye-
ceğine ilişkin söylemlerin ardõndan, Bin-
göl’de AKP’li küçük bir grubun protesto ey-
lemi yaptõğõnõ ifade etti. Okay, “Başbakan
Tayyip” ve “Kahrolsun CHP, Kılıçdaroğ-
lu” sloganlarõ atõldõğõna dikkat çekerken
“Protestocuların AKP ilçe yöneticileri, be-
lediye meclis üyeleri ile belediye personeli
olduğu” tespit edildi. İktidar partisinin refe-
randum çalõşmasõ sõrasõnda devletin tüm im-
kânlarõnõ kullandõğõnõ öne süren Okay, “Acı-
masız bir harcama içindeler. Buna devle-
tin otobüsü, uçakları, helikopterler dahil.
CHP mütevazı koşullarda halkın büyük
desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor” dedi.