Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2010 PAZAR
6 HABERLER
Genel Maden-İş Sendikasõ Başkanõ: İhmalden başka bir şey değil
Muslu: Bunlar cinayet
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Edirne’nin Keşan il-
çesine bağlõ Küçükdoğanca köyünde
3 işçiye mezar olan maden ocağõnda
birçok eksiklik bulunduğu belirlendi.
Ocakta yangõn söndürme sisteminin
bulunmadõğõ, galeri kesitlerinin dar ol-
duğu, özel sanayi tüpü yerine piknik
tüpü ile kaynak yapõldõğõ, mekanik ha-
valandõrma olmadõğõ tespit edildi. Ye-
rinde incelemelerde bulunan Maden
Mühendisleri Odasõ (MMO) Başkanõ
Mehmet Torun “Bu ocağın altya-
pısının önceden kurulması gereki-
yordu. Bu kurulmamış. Giden mü-
fettişler de kesinlikle bunlara bak-
mamışlar” dedi. Ocakta incelemelerde
bulunan Torun, izlenimlerini Cum-
huriyet’e anlattõ. Torun’un değerlen-
dirmeleri şöyle:
Bir sürü eksiklik var: Ben ve ar-
kadaşlarõm ocağa gittik. Bir sürü
eksiklik var orada. Doğal havalan-
dõrma olmasõ, galeri kesitlerinin dar
olmasõ gibi. Yangõnõ önleyecek ya da
yangõn çõktõğõnda müdahale edilme-
sini sağlayacak önlemler de önceden
alõnmamõş.
Kazadan sonra pervane: Doğal
havalandõrma şudur: Örneğin eviniz-
de karşõlõklõ iki pencereyi açarsõnõz, ha-
va bir yerden girer bir taraftan çõkar
ama hava durgunsa, rüzgâr yoksa,
evin içindeki hava durgunlaşõr. Oysa
yeraltõnda mekanik havalandõrma zo-
runluluğu vardõr. Yani bir emici ya da
üfleyici pervane ile sirkülasyonu sağ-
layõp oradan sürekli hava geçisini
kontrol etmeniz gerekiyor. Eksiklik-
lerin birisi de buymuş. Bakanlõktan gi-
den yetkililer de bunu tespit etmiş. Ka-
zadan sonra pervane, motor koymuş-
lar. Söylenen o...
Piknik tüpü ile kaynak: Yangõn
kaynak sõrasõnda çõkmõş. Oksijen kay-
nağõ yapõlõrken piknik tüpü kullanõlmõş.
Oysa özel kaynak tüpleri, sanayi tüpü
kullanõlmasõ gerekiyordu. Bu kulla-
nõlmamõş. Ayrõca yönergeye göre,
kaynak yapõlacak yerin etrafõ õslatõlõ-
yor, sulanõyor, devamlõ temiz hava akõ-
mõ olmasõ sağlanõyor.
En önemlisi de kaynak yapõlacak
yerde devamlõ akabilen su ve yeteri ka-
dar yangõn söndürücü bulundurulma-
sõ gerekiyor. Ama bunlar yok. Oksijen
kaynağõ yapõlacaksa ki burada oksijin
kaynağõ yapõlõyordu, kaynak takõmõ
standart, oksijen tüplerinin emniyeti-
nin noksansõz olmasõ gerekiyordu.
Bunlarõn hiçbirisine uyulmamõş orada.
İtfaiye hortumu ile müdahale:
Yönetmelikte şöyle diyor: “İşveren
patlama ve yangın çıkmasını önle-
mek ve yangın başlangıcını tespit et-
mek, yayılmasını önlemek ve mü-
cadele etmek için her türlü önlemi
alacaktır.” Her türlü önlemin içinde
yangõn söndürme cihazlarõ var. Su bo-
rularõnõn yeraltõnda önceden hazõr-
lanmõş olmasõ var. Oysa kazadan son-
ra itfaiye hortumlarõ ile yer altõna
müdahale etmek durumunda kalõndõ.
Bu önceden alõnacak önlemlerin ye-
terince alõnmadõğõ gösteriyor. Biz bu-
na “sağlık ve güvenlik dokümanı” di-
yoruz. Sağlõk ve güvenlik dokümanõ
içinde bunlarõn olmasõ gerekiyordu.
Kaza önlenebilirdi: Bu kaza ön-
lenemez bir kaza olmaktan çõkmõş. An-
cak bunu önceden planlayõp bakmak
lazõmdõ.
Nasıl izin verildi?: Devletin de-
netçilerinin denetleme sõrasõnda ek-
siklikleri görmesi gerekiyordu. Oca-
ğa izin verilirken şunlar, şunlar nok-
san, “bunları yapmazsanız bu ol-
maz” denilmesi lazõmdõ. Bu yõllarõn
ocağõ. Denetçiler gittiklerinde açõlmõş
da olsa, bu eksiklikleri görüp ‘bun-
ları acilen yapın, aksi halde üretim
yapamazsınız’ deyip ocağõ durdur-
masõ gerekiyordu.
Müfettişler bakmamış: Bu oca-
ğõn altyapõsõnõn önceden kurulmasõ ge-
rekiyordu. Bu kurulmamõş. Giden
müfettişler de kesinlikle bunlara bak-
mamõş. Sağlõk-güvenlik dokümanõna
dikkat etmemişler. Risk değerlendir-
mesine dikkat etmemişler. Giden ele-
manlar ya bunlara bakmamõş ya da
gözden kaçõrmõş.
İktidar dikkate almıyor: Dene-
timin kaliteli yapõlmasõ için denetim
elemanlarõnõn deneyimli olmasõ gere-
kiyor. En az 5 yõl deneyimli maden
mühendisleriyle müfettiş kadrolarõ-
nõn güçlendirilmesini talep ettik. An-
cak ne yazõk ki iktidar bunu dikkate al-
madõ. Hâlâ yeni mezun mühendisleri
sõnavla alõyor ‘onları biz yetiştiririz’
diyor. Bu işlerin usta çõrak ilişkisi ile
güçlendirilmesi gerekiyor.
Muslu: Tedbir yok
Genel Maden İşçileri Sendikasõ
Başkanõ Ramis Muslu da ocağõn faa-
liyetinin durdurulmasõnõ içeren ba-
kanlõk yazõsõnõn 8-9 gün gecikmeyle
madene ulaşmasõna tepki göstererek
şunlarõ söyledi:
“Kapatma kararı verilmiş, 8-9
gün geciyor ama tebliğ edilmiyor.
İhmalden başka bir şey değil. Ci-
nayet bunlar. Teknolojinin geliştiği,
internetten dünyaya ulaşıldığı bir
dönemde 8-9 günde bakanlığın ka-
patma kararı iletilemiyorsa söyle-
necek bir şey yok. Ayrıca emniyet-
siz, kontrolsüz kaynak yapılmış.
Kaynak yaparken nasıl yangın çı-
kıyor? Tedbir alınmadan kaynak
yapılmasına nasıl izin veriliyor?”
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Küçükdoğanca köyü-
deki özel kömür ocağında çıkan yangın sonrasında
oluşan göçükte mahsur kalan 3 işçinin cesetlerine ula-
şılırken madencilerin yakınları sinir krizi geçirdi.
ALİ ÖZTÜRK
ANKARA - Doğu Karadeniz’in va-
dilerinde yapõmõ süren HES inşaatlarõnõ
yerinde inceleyen Çevre ve Orman Ba-
kanlõğõ ile DSİ yetkililerinin hazõrladõğõ
raporda, “doğada büyük tahribatlar
oluştuğu” görüşüne yer verildi. HES in-
şaatlarõnõn her ay denetlemesi için oluş-
turulan kurul, doğayõ tahrip eden 15
enerji şirketine 513 bin lira para cezasõ
kesti. Böylece, Çevre ve Orman Bakan-
lõğõ’nõn vize verdiği HES’lere yanõt yine
Bakanlõğõn raporundan geldi.
Rize’deki vadilerde yapõmõ süren hid-
roelektrik santral (HES) inşaatlarõnõ in-
celeyen Çevre ve Orman Bakanlõğõ ile
DSİ yetkilileri, mevcut durum ve alõna-
cak önlemlerle ilgili rapor hazõrladõ.
Yetkililerin hazõrladõğõ ve doğada büyük
tahribatlar oluştuğu görüşüne yer verilen
rapor çevreci kuruluşlarõn bugüne kadar
öne sürdüğü iddialarõ da doğruladõ. Ra-
porda şöyle denildi: “Mevcut HES in-
şaatları nedeniyle açılan su iletim tü-
nelleri ve cebri boruların geçtiği alan-
lardaki hafriyatların gelişigüzel eğim-
li arazilere bırakılmasıyla orman alan-
larında büyük tahribatlar oluştu. De-
re yatakları doldurularak, su akım re-
jimi ve kalitesi olumsuz etkilenmek-
tedir. Yapılan çalışmalarda gerekli
tedbirler alınmadığı için çevre kirlili-
ği oluştu, işletmeye geçmiş tesislerde
dere yatağına bırakılacak ihtiyaç su-
yunun yetersiz, balık geçitlerinin de hiç
yapılmamış ya da uygun inşa edilme-
diği görüldü.”
Alınması gereken önlemler
Raporda yapõmõ devam eden HES’ler
için projelerin sürdüğü alanlarda DSİ ile
Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Tarõm
Müdürlüğü yetkililerinden oluşan bir
kontrol kurulu oluşturulmasõ gerektiğine
karar verildi. Alõnmasõ gereken bazõ ön-
lemler ise şöyle sõralandõ: “Bundan
sonra havza değişikliği teklif edilen
projelere sıcak bakılmamalı. Kanal
tipi planlanan projelere tünel tipi
proje önerilmeli, bu projenin uy-
gun olmaması halinde de o bölgede
HES yapımından vazgeçilmeli. Balık
geçitleri ile ilgili uygulamalar proje-
lerde yer almalı ve uygulanmasında
hassas davranılmalı.”
Fotoğraflar:AA
EDİRNE (Cumhuriyet) - Edir-
ne’nin Keşan ilçesine bağlõ Kü-
çükdoğanca köyündeki özel kömür
ocağõnda çõkan yangõn sonrasõnda
üç gün göçük altõnda kalan üç iş-
çinin cesetlerine önceki gece ula-
şõlõrken olayla ilgili soruşturma
başlatõldõ. İşçilerin, havanõn veril-
diği yöne değil de ters yöne gittiği
ileri sürüldü. Kale Madencilik
Şirketi’ne ait ocakta göçükte mah-
sur kalan Yunus Aktaş, Halil
Açıkgöz ve Volkan Hamarat’õn
cesetlerine önceki gün akşam sa-
atlerinde ulaşõldõ. İşçilerin ceset-
leri İstanbul Adli Tõp Kurumu’na
gönderildi. Kale Madencilik Şir-
ketler Grubu Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Ali Osman Kale, kaza ile il-
gili devletin veya kurumlarõn her-
hangi bir kusurunun söz konusu
olmadõğõnõ ifade etti. Kale, ocağõn
iki ay önce müfettişlerce denetlen-
diğine ve bazõ noksanlõklar tespit
edildiğine dikkat çekti.
ZONGULDAK (AA) - Zon-
guldak’õn Gelik beldesinin
Esen mevkisinde, özel bir ma-
den ocağõnda çalõşan Hüseyin
Yavuz (29) ve Ramazan Dön-
mez (35), tavandan toprak
kaymasõ sonucu göçük altõnda
kaldõ. Diğer çalõşanlar tarafõn-
dan göçük altõndan çõkarõlarak
Zonguldak Atatürk Devlet
Hastanesi’ne kaldõrõlan Yavuz
yaşamõnõ yitirdi, Dönmez ise
tedavi altõna alõndõ. Olayla il-
gili soruşturma başlatõldõ.
Bakanlõğõn raporu
çevrecileri haklõ çõkardõ
AYŞE SAYIN
ANKARA - Mersin Akkuyu’ya yapõlacak ilk
nükleer santralõn, “dünyada da ilk” olacağõ
ortaya çõktõ. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ
Taner Yıldız, Akkuyu’daki santrala ilişkin
Rusya ile yapõlan sözleşmenin TBMM Dõşişle-
ri Komsiyonu’ndaki görüşmelerinde milletve-
killerinin sorularõna yazõlõ olarak yanõt verdi.
Yõldõz, Türkiye’de kurulmasõ planlanan
“VVER-1200 tipi yapımı tamamlanmış bir
reaktör var mı? Türkiye pilot proje mi ola-
cak?” sorusuna şu yanõtõ verdi: “VVER-1200
tipi reaktörlerin işletimde olan bir modeli
bulunmamaktadır. Bu reaktörler işletimde
olan VVER-1000 reaktörlerinin geliştirilmiş
modelleridir.” Cumhuriyet’in sorusunu ya-
nõtlayan CHP’li Şükrü Elekdağ, Türkiye’ye
kurulacak santral tipinin hiç denenmediğini ve
dünya üzerinde de örneğinin bulunmadõğõna
dikkat çeken Elekdağ, “Hükümetin 2007’de
çıkardığı kanunda, kurulacak santralın, ku-
racak şirketin ait olduğu ülkede 5 yıl denen-
miş olması şartı var. Hükümet çıkardığı ka-
nuna aykırı bir anlaşma yapıyor” dedi.
? Türkiye ‘nükleer’ deneme tahtası
Santralın dünyada
başka örneği yok
İstanbul Haber Servisi - BP’nin (Bri-
tish Petrol) Meksika körfezinde 20 Nisan’da
çöken petrol platformunun yarattõğõ çevre
felaketi her geçen gün büyüyor. Petrol sõ-
zõntõsõ, ABD’nin su kuşlarõnõn yüzde 70’ini
ve okyanuslardaki kõyõ ekosistemini yok
olma tehlikesi ile karşõ karşõya bõrakõrken
BP’nin uçaklarla okyanusa döktüğü çevreye
etkisi tam olarak bilinmeyen tonlarca yağ
çözücü de felaketin etkisini arttõrõyor.
BP’nin Meksika Körfezi’ne bõrakttõğõ
atõklarõn temizleme çabalarõ devam ederken
uzmanlar, 130 mil uzunluk ve 70 mil ge-
nişliğindeki deniz kirliliğinin Luisiana,
Alabama, Misissipi, Florida sahillerine
bõraktõğõ etkinin tamamen arõndõrõlmasõnõn
yõllarca süreceğini, belki de asla temizle-
nemeyeceğini belirtiyor. Kuyudaki deliğin
hâlâ kapatõlamamasõ kaygõlarõ artõrõrken BP
CEO’su Tony Hayward, sõzõntõyõ dur-
durmak üzere hazõrlanan yeni planda sualtõ
robotlarõnõn kullanõlacağõnõ kaydetmişti.
Hayward “Sızıntının kaynağına bir ‘çev-
releme sistemi’ yerleştirilerek petrolün ge-
milere aktarılmasının sağlanacağını, sı-
zıntıyı önlemeye yönelik son denemenin
de başarısız olmasının ardından kesin çö-
zümün ağustosa kaldığını” söylemişti.
Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlu-
su Deniz Sözüdoğru, başta Amerika olmak
üzere tüm ülkelerin denizaşõrõ petrol ara-
mayõ yasaklamasõ gerektiğini belirtti ve fo-
sil yakõtlara olan bağõmlõlõğõmõz devam et-
tikçe bu kazalarõn da yaşanabileceğini
söyledi. Sözüdoğru bu konuda çözüm yol-
larõnõn çok basit olduğunu savunurak “Fo-
sil yakıtlara olan bağımlılığımız ve bu ta-
lep devam ettikçe bu kazalar da yaşa-
nabilir. Bölgede korkunç boyutlarda
petrol kirliliği yaşanıyor” dedi.
Yirmi yõl önce Alaska’da gerçekleşen Ex-
xon Valdez kazasõnõn ardõndan ABD’de de-
nizde petrol çõkarma faaliyetlerinin engel-
lendiğini ancak bunlarõn çok dikkate alõn-
madõğõnõ ifade eden Sözüdoğru “Kazayla
birlikte 28 Haziran itibarıyla top-
lam 117 milyon galon petrol yayıl-
dı. Exxon Valdez felaketinde ise
10.8 milyon galon yayılmıştı. Kısaca
BP petrol felaketi Amerikan tarihin-
deki en büyük çevre felaketidir” de-
ğerlendirmesi yaptõ.
Sızıntıya karşı yeni önlem
Çevre kirliliğinin sorumlusu İn-
giliz petrol şirketi BP, deniz
tabanõndaki sõzõntõ nok-
tasõndaki kapağõ hafta
sonunda değiştir-
meye çalõşacak.
ENERJİ ŞİRKETLERİNE CEZA YAĞDIRILDI
Çevre felaketi büyüyor
BP’nin sahibi olduğu petrol platformundan Meksika Körfezi’ne sızan petrol özellikle kıyılardaki yaşamı bitirdi
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
‘Birlikte Yaşamak!?’
“Kürt Sorunu” üzerine üç-dört makale yazmayı
planlamıştım. İlki “Simetrik Savaş İçin”, 21 Hazi-
ran’da yayımlandı. Araya İlhan Ağabey’i kaybettiği-
miz günler girince, ikincisi “Ulusal Kürt Devleti” 28
Haziran’da, üçüncüsü “Kürt Sorunu, Çözüm” 29 Ha-
ziran’da ve dördüncüsü “Birlikten Yana Ortam” 1
Temmuz’da yayımlandı.
Bu dört makalenin ortak ana fikri olarak şunu
söyleyebilirim:
PKK terörünü asgari ölçülere indirerek, Kürt mese-
lesini makul ve sağlıklı bir ortamda, olabilecek bir çö-
züme kavuşturmak. PKK’nin cinayetlerle ve terörle,
Kürt/Türk halkını/siyasetini esir alarak, silahlı ve ayrı-
lıkçı kokan çözümleri dayatmasını sona erdirmek...
Kürt sorunu ancak silahlar sustuktan sonra özgürce
tartışılabilir! Çözüm şüphesiz ve mutlaka birlikten ya-
na olmalı! PKK cinayetlerini sürdürdüğü sürece, bu
mümkün değil. PKK terörü, ayrılıkçı Kürt güçlerine
destek veriyor; birlikten yana Kürt siyasetinin ensesi-
ne silah dayanmış durumda... İmralı’nın ortaya attığı
çözüm, ayrı bir Kürt devletinin bütün unsurlarını taşı-
yor.. terör sürdüğü sürece, Türkiye’nin parçalanmak
istendiği düşüncesi, bütün siyasal ve askeri politika-
lara egemen olacak...
Yazılarım “analiz” niteliğinde ve geleceğe bakıyor.
Ertuğrul Özkök, “İlk Ulusal Kürt Devleti” makalesin-
den şu paragraftan alıntı yaptı:
“Türk tarafı”nın elinde tek koz var: Kürtlerin ço-
ğunluğunun ayrılmayı isteyip istemedikleri! Çünkü,
doğal veya anormal, tüm ayrılıkların, herkese bir fa-
turası olacaktır... Bu nedenle, bu kozun güçlendiril-
mesi gerekir... Bu amaçla da Kılıçdaroğlu’nun Doğu
bölgesinin Batıyla ekonomik olarak hızla bütünleşme-
sini, iş ve aş olanaklarının hızla arttırılmasını öngören
politikaları doğrudur... İlginçtir ki, Kılıçdaroğlu da,
çok kimlikli, bütünleştirici değil parçalayıcı politikala-
rın içine itilmek istenmektedir...”
“Kürt Siyaseti, Çözüm” makalesinde de benzer bir
paragraf var:
“Türklerle Kürtler mutlaka birlikte yaşamak zorunda
değiller şüphesiz ki! Sorun, bu kadar iç içe geçmiş iki
halkın nasıl ayrılacağında! Ayrılığı körükleyen her şey,
çok büyük ve kanlı iç savaşların da tarifini yapmakta-
dır! Ama ben Kürtlerin büyük çoğunluğunun ayrılmak
istediğine inanmıyorum... Özgür bir siyaset olmadığı
için, hiçbir şey bilinmiyor! Benim reçetem birlikten
yanadır: Bunun için önce Kürt siyasetini özgürleştir-
meli...”
Ertuğrul Özkök’ün yazıyı çarpıttığını söylemiyo-
rum. Öyle bir şey yapmaz. Yazımda, Türklerle Kürt-
lerin ayrılamayacağını, böyle bir dayatmanın faturası-
nın çok büyük olacağını vurgulamak için kurduğum
bir cümleyi, kendi düşünce ve yazı kurgusunda kul-
landı.
Çok doğal!
Ama Özkök’ü “Vay ver kurtulcu, Kürtleri aşağılıyor,
kibirli Türk” vb. kavramlarıyla topa tutmaları, epey
abartılı! Bir kez daha gördüm ki, Özkök belki de
medyanın her zaman topa tutacağı bir adam! Herkes
pusuya yatmış, ateş etmek için Özkök’ün kafasını si-
perden çıkarmasını bekliyor!
Yahu biz ise burada sözümona derin analizler ya-
pıyoruz, kimse bütünlüğüyle ilgilenmiyor! Ama Ertuğ-
rul Özkök, bir cümlesi üzerine kurgu yapınca kıya-
met kopuyor!!
Neler yazılıp çizildi tamamını bilmiyorum, bu saldırı
önemli hizmet yaptı:
Kürt meselesi üzerine yazıp çizen çoğu insan Tür-
kiye’nin birliğinden yana ve bölünmesine karşı! Bu iyi
bir şey! Normal zaman yazılarından bunu anlamak
pek mümkün olmuyordu! (Yoksa Özkök’e saldırmak
için mi bu kılığa girdiler, doğrusu tartışılabilir!)...
Bir de kavrayışı epey kıt insanların köşe bucağı
tuttuğu görüldü. Hainleri tanıyın, diye yazan ne idüğü
bilinmez bazıları, benim adımı da listelerine ekledi!
Eminim ki, bu yazılarımdan zerresini okuma ve an-
lama girişiminde bulunmadan! Onlara ancak canları
cehenneme diyebilirim!
Tabii, “Vay Kürtlere veriyorsun ve sorundan kurtu-
luyorsun..” diyenlerin yazılarında, Kürt ayrılıkçılığı ve
bu ayrılıkçılığın bütün Kürt topluluğunu nasıl esir al-
dığı konusunda tek satır okuduğumu anımsamıyo-
rum. Kürt sitelerinde iktibas edilen makalenin altın-
daki okur görüşlerinde ‘Türkler Orta Asya’ya!” diyen-
ler var. Hepsi ayrılıktan yana!
Bize, “Bölünme paranoyası” suçlamasını yönel-
tenlerin arka plan düşüncelerinde, “bölünmeyi kış-
kırtmak” olup olmadığını merak etmeye başladım.
İmralı’nın ve bugün Kürt politikasını belirleyen si-
yasi düşüncenin içeriğinin, bir adım sonra ayrılma ol-
duğunu anlamayacak kadar, ortalığın siyasi körlerle
dolu olduğunu mu sanıyorlar?
Galiba!
Bu nedenle, Kürt meselesini bam telinden -ayrıl-
mak isteği odağından-tartışmamak, Kürt stratejisini
uygulamaktan farklı değil...
obursali@cumhuriyet.com.tr
1 İŞÇİ DE ZONGULDAK’TA ÖLDÜ