23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Birinin elinde kalem,birininelindebağlama CMYB C M Y B 27 HAZİRAN 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK 17 HATİCE TUNCER 6 Ocak 2003 akşamõ İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi... Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfõ’nõn düzenlediği “Ruhi Su Sanat Gecesi- Türküler İmecesi”nde başyazarõmõz İlhan Selçuk, sahnede dostu Ruhi Su’yu ve türküleri anlatõyor: “Türküler bestelenmez türküler yakılır. Sen yanmazsan ben yanmasam, o yanmasa nasıl yakılır türküler...” 23 Haziran 2010... Lütfi Kõrdar Kongre Sarayõ... İlhan Selçuk, binlerce okuru tarafõndan uğurlanõyor. Erdal Erzincan sahneye çağrõlõyor ve sazõnõn tellerine dokunurken yüreklere de dokunuyor. Ya Erdal Erzincan’õn yüreğine neler dokunuyor: “Salona girdiğimde büyük bir kalabalıkla karşılaşmıştım. Çok büyük bir aydın ordusuydu bu. Salonu dolduran herkesten sahneye ışık saçılıyordu. O gün orada bulunan herkes sanki İlhan Selçuk’un cansız bedenine can oluyordu. Belli ki usta, salondaki bu kalabalığa dolaylı ya da dolaysız yoldan bütün yetilerini pay ederek onlara büyük bir ağabeylik etmiş zamanında… Ağabeylik boşuna değilmiş... Bu görev bana verildiğinde büyük bir heyecanla nasıl bir ezgi çalmak gerektiğini düşünmeye başladım. En iyi çaldığım ezgileri mi onunla paylaşmalıydım yoksa onun sevdiği ezgileri mi? İlhan Abi ile sohbet ettiğimde çaldığım ezgileri hatırladım. Onunla tanışmama da vesile olan sevgili Miyase İlknur aracılığıyla çok sevdiği türküleri öğrendim. Aklıma ‘Bugün ayõn õşõğõ’ diye başlayan Hacõ Taşan’ın türküsü gelmişti. Ama başka yöre ezgilerini de seviyordu İlhan Ağabey. Alevi felsefesine kendini oldukça yakın hissediyordu. ‘Kainatõn aynasõyõm/Mademki ben bir insanõm/Hakkõn varlõk deryasõyõm/Mademki ben bir insanõm...’ şeklinde devam eden Âşõk Daimi’nin deyişi de olabilirdi. Hem bu deyiş onun inandığı ‘enel-hak’ düşüncesini de çok iyi ifade ediyordu.” Erdal Erzincan ne söyleyeceğine de karar veremeden sahnede İlhan Selçuk’un yanõndaydõ: “Sahneye çıktığımda hemen yanı başımda İlhan Selçuk’un cansız bedeni ve karşımda daha önce hiç rastlamadığım son derece saygın bir seyirci. Saatlerce düşünüp karar veremediğim ezgiye kalbim karar veriyordu galiba. Sunum esnasında parmaklarımla tellerim arasına kalbim sürekli müdahale ediyordu. Çoğu zaman kalbim parmaklarımdan önce davranıp ezgilerin sabırsızca çıkmasına sebep oluyordu. ‘Güzel mi çaldõm, kötü mü çaldõm bilmiyorum’ ama o an içimden ne geçtiyse onu çaldım bunu çok iyi biliyorum.” Güzel bir ders 24 Haziran 2010 öğlen saatleri... Hacõbektaş Cumhuriyet Meydanõ’nõ dolduranlarõn rüzgârõ esiyor. Erdal Erzincan, “İlhan Selçuk çok büyük, çok güçlü bir ozan” diyor ve sazõnõn tellerine dokunuyor: “Bu kadar anlamlı bir sorumluluğu daha önce hiç yüklenmemiştim ve sazımdan çıkan sesler hiçbir zaman bu kadar anlamlı olmamıştı. İlhan Selçuk’un Hakk’a yürürken Hünkâr Hacõ Bektaşõ Veli’ye komşu olma isteğinin altında büyük bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Öyle zannediyorum ki bu mesaj aklını gönlüyle birleştirerek bütün Anadolu’yu ısıtan ve ışıtan Hünkâr’ı hepimize hatırlatmaktan başka bir amaç içermiyordu. Herhalde karanlığa sürükleme çabalarının en üst noktada olduğu şu günlerde giderayak bundan daha güzel bir ders verilemezdi. Kendi penceremden baktığımda İlhan Selçuk çok güçlü bir ozan olarak görünüyor gözüme. İnandıklarını büyük bir cesaretle dile getirebiliyorlar, herhangi bir güce yaslanarak fikir üretmeyi tercih etmiyorlar, belli bir duruşları var ve rüzgâra göre değişmiyorlar, eğriye ‘doğru’ demiyorlar. Yalnızca bir fark var aralarında: Birinin elinde bağlama, diğerinin elinde kalem.” Bağlamaya gönül vermiş 24 Haziran 2010... Akşam saatleri... Cumhuriyet gazetesi çalõşanlarõ İlhan Selçuk’u Hacõbektaşlõlara emanet ettikten sonra Hacõbektaş Belediyesi’nin bir otobüsüne doluşmuş, Kayseri Havaalanõ’na doğru İstanbul’a dönüş yolundayõz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ ve yazarõmõz Orhan Erinç, yazarlarõmõz Şükran Soner, Ali Sirmen, Coşkun Özdemir, Ayşe Emel Mesci, Aslı Selçuk, şair Ataol Behramoğlu, Cumhuriyet Vakfõ Genel Sekreteri Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Kemal Güngör, İstihbarat Şefi Cengiz Yıldırım, Ekonomi Servisi Şefi Hasan Eriş, Muhabese Müdürü Bülent Yener, Pazarlama Müdürü Fazilet Kuza... İlhan Selçuk’un en yakõn dostlarõndan sanatçõ Rutkay Aziz her zor günde olduğu gibi yine aramõzda. Bağlama ustasõ Erdal Erzincan ön koltukta düşüncelere dalmõş sessizce yolculuk ediyor: “İlhan Selçuk ile daha önce birkaç kez karşılaşıp sohbet etme şansına sahip oldum. Ülkemizde kendi köklerinden habersiz, yüzünü sadece Batı’ya dönmüş, kendini aydın zannedenlere inat edercesine türkülere ve bağlamaya gönül vermiş ne kadar büyük bir bilgeyle beraber olduğumu şu anda çok daha iyi anlayabiliyorum.” Erdal Erzincan, Selçuk’u deyişlerle uğurladõ: ‘Benim gözümde büyük bir ozandõ’ Ruhi Su’dan bir anı Koltuklar dolduğu için otobüsün ön kõsmõndaki merdivenlerde oturan Yazõişleri Müdürlerimizden Miyase İlknur, ayağa kalõp İlhan Selçuk ile bir anõsõnõ anlatõyor: “İlhan Abi ile zaman zaman Sabahat Akkiraz’ın, Arif Sağ’ın, Mustafa Özaslan’ın konserlerine giderdik. Özel bir türkü tarzı olup olmadığını sormuştum. ‘Bugün ayõn õşõğõ elinde balkaşõğõ’ türküsünü severmiş. Nedenini sorduğumda ‘Ben gençlik yõllarõnda her akşam günde üç beş meyhane dolaşõr finali Beyoğlu’nda Ruhi Su’nun çõktõğõ kulüpte yapardõm. O zaman da şimdiki gibi değil, gençtim, yakõşõklõyõm. Ruhi Su çoktan sahneye çõkmõş oluyordu. Ben kapõdan girince Ruhi Su, ..Bugün ayõn õşõğõ elinde balkaşõğõ, yine nerden geliyor mahlenin yakõşõğõ... diye başlardõ’ dedi. Erdal Erzincan’la bir akşam hep birlikte buluşmuştuk. Erdal Erzincan’ın bu türküyü bir albümüne de aldığını söyleyince ‘Yaşa’ demişti.” Bu türkülü anõyla hüzün bulutlarõ bir an olsun dağõlõyor, yüzler gülüyor. “Ruhi Su bir Anadolu türküsünü Beethoven’in 9. Senfonisi gibi dinlemesini bize öğretti” diyordu İlhan Selçuk... Karşõmõzda Erciyes Dağõ’nõn karlõ zirvesi, uzun ince bir yolda, Ruhi Su’nun İlhan Selçuk’u karşõlarken söylediği türkü Erdal Erzincan’õn dilinde, anõlarla yüklü ilerliyoruz: “Bugün ayın ışığı/ Elinde bal kaşığı/ Gine nerden geliyon/Mahlenin yakışığı/Vay nerdesin nerdesin/Kaldır camın perdesin/Diyeceğim çok amma/Kalabalık yerdesin...” haticetuncer@hotmail.com Mahzuni’den bir türkü ricası İlhan Selçuk’u kaybettiğimizden beri gözünün yaşõ kurumayan Haber Merkezi editörlerinden Sevim Ertemur, Eğitim Servisi sorumlusu Figen Atalay, Pazar Dergi Yönetmeni Ayşe Yıldırım aralarõnda konuşuyorlar: “Acaba Erdal Erzincan’dan bağlama çalmasını istesek ayıp olur mu?...” Sonunda Sevim Ertemur dayanayõp Erdal Erzincan’dan “Ne olur bize Âşık Mahzuni’den bir türkü çalar mısınız...” diye ricada bulunuyor. Büyük bağlama ustasõ Erdal Erzincan, her zamanki mütevazõ haliyle Cumhuriyet çalõşanlarõnõ kõrmõyor ve hemen bağlamasõnõ kabõndan çõkarõp sazõnõn tellerine vurmaya başlõyor. Mahzuni’den Âşık Veysel’e türkülerle deyişlerle İlhan Selçuk’un anõsõna Anadolu’yu gezdiriyor: “Çiğdem der ki ben âlâyım...” Fotoğraf:VEDATARIK Fotoğraf: SEVİM ERTEMUR CANIMIZ, GURURUMUZ, BİRİCİK OĞLUMUZ, İDEALİST TİYATRO SANATÇISI ÇAĞATAY EMEK MIDIKHAN’I (1982-2010) YİTİRDİK. ACIMIZI PAYLAŞAN TÜM DOSTLAR SAĞ OLUN. DENİZ-NURİ MIDIKHAN ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, basın şeref kartı ve 2004 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi, değerli üyemiz ORHAN TAHSİN ÖZMEZ 25 Haziran 2010 Cuma günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Özmez’in cenazesi 28 Haziran 2010 Pazartesi günü 09.30’da Ortadoğu Gazetesi ve saat 11.15’te Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenlerin ardından öğle vakti Şişli Camisi’nden alınarak Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Orhan Tahsin Özmez’i sevgi ve saygıyla anarken, ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ CİDE RIFAT ILGAZ-Sarıyazma Şenliği’ne 10-11.07.2010 katılıyoruz. PROGRAM: 1) 09.07.2010 Cuma Saat 22.30’da Haldun Taner’den hareket; 2) 10.07.2010 Cumartesi S: 06.00’da Kastamonu’da kahvaltı. 3) 10.07.2010 Cumartesi S: 09.00’da Cide’ye yola çıkış; 4) 10.07.2010 Cumartesi S: 11.00’de Cide’de otele giriş, 5) Etkinliklere katılım, Rifat Ilgaz Evi ve serbest zaman. 6) 10.07.2010 Cumartesi S: 20.00’de sahilde akşam yemeği. 7) 11.07.2010 Pazar S: 07.00’de kahvaltı, 08.00’de çıkış; 8) 11.07.2010 S: 08.30’da Gideros Koyu’nda mola; 9) 11.07.2010 Pazar S: 11.00’de Amasra’da mola ve gezi; 10) 11.07.2010 S: 13.30’da Safranbolu’ya hareket; 11) 11.07.2010 Pazar S:15.00’te Safranbolu’ya varış, gezi; 12) 11.07.2010 S: 18.30’da çıkış S: 23.00’de Kadıköy’e varış. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ LÜTFEN YER AYIRTINIZ Hareket: Haldun Taner Tiyatrosu, Vapur İskelesi - KADIKÖY Tarih: 09.07.2010 Cuma Saat: 22.30 İletişim: 0555 967 24 97 - 0532 404 39 52 - 0536 739 02 29 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Çalışma arkadaşımız Mahmut Gündüz ile Sonay Kahraman 26 Haziran 2010 tarihinde dünyaevine girmiştir. Gündüz ailesini kutlar, bir ömür boyu mutluluklar dileriz. C Gazetesi Çalışanları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear