23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2010 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr Hayal kõrõklõğõna uğratan ulusal anõt Brüksel’in dünyaca ünlü Manneken Pis (İşeyen Çocuk) heykeli tam bir turizm pazarlama abidesidir. Brüksel’in en çok merak edilen bu anõtõ, özel gün, bayram ve kutlamalarda bira veya şarap işer. Manneken Pis değişik kõyafetleri ile de dikkat çekiyor. İtfaiyeci, polis, Noel Baba, Elvis Presley, Mickey Mouse, hatta (2008 yõlõnda 9-11 Haziran tarihlerinde kutlanan Türk gününde olduğu gibi) Çankõrõlõ Yaren Ağasõ olarak karşõnõza çõkabiliyor. Hakkõnda belki de hiçbiri doğru olmayan çokça efsane bulunan bu heykelcik, büyük bir olasõlõkla 15. yüzyõlda Avrupa’da yaygõn olan içme suyu gereksinimini sağlayan kent meydanlarõndaki çeşmelerden biri olmaktan öteye pek fazla bir şey ifade etmiyor. Ben bu efsanelerden “savaşta patlamak üzere olan bir bombanın üzerine işeyerek söndüren çocuk” diye sunulanõna inanmak istedim hep. Efsanelerden başka birine göre ise “küçük bir çocuk heykelin bulunduğu sokakta oturan bir cadının evinin kapısına işemiştir. Buna çok sinirlenen cadı, çocuğu taşa çevirmiştir”. İsterseniz bir de İşeyen Çocuğun kendisinden dinleyelim öyküsünü: “1619 yılıydı, 5 yaşındaydım ve Brüksel’de kaybolmuştum. 2 gün süren yoğun aramadan sonra soylu babam beni işerken buldu. Beni bulmuş olmanın verdiği sevincin bir göstergesi olarak beni aynı durumda tanımlayan bir çeşme yaptırdı.” En çok satõlan kartpostallarõ süsleyen, başta hediyelik eşya satanlar olmak üzere etrafõndaki esnafa para kazandõran Manneken Pis, sosyal amaçlõ adõmlar da atõyor: Prostat hastalõğõna dikkat çekmek amacõ ile prostat gününde hiç işememesi gibi örneğin! Manneken Pis’in bu başarõsõnõ gören Brükselli lokantacõlar, 1987 yõlõnda çocuğun çömelir pozisyonda işeyen bir kõz versiyonunu, Jeanneke Pis’i yaptõrdõlar. Manneken Pis, Belçikalõlar için o kadar önemli ki temmuz başõnda AB başkanlõğõnõ devralacak olan ülke, bugüne de Manneken Pis ile hazõrlanõyor. AB Konseyi Başkanõ Herman Van Rompuy, çarşamba akşamõ Manneken Pis’in her yõl 9 Mayõs Avrupa Günü’nde giyeceği kostümü resmen tanõttõ. Belçika’nõn yaklaşan AB başkanlõğõ arifesinde düzenlenen törene Brüksel Belediye Başkanõ Freddy Thielemans ve belediye yetkilileri katõldõ. Böylece Manneken Pis’in elbise sayõsõ 846’ya çõktõ. Belçika AB başkanlõğõ nedeniyle 24 Haziran - 22 Ağustos tarihleri arasõnda Folklor ve Gelenekler Müzesi’nde Manneken Pis’in gardrobundan 40 farklõ elbise sergilenecek. Elbiselerin ortak özelliği, AB üyesi ülkelerden gelmiş olmalarõ. Avustralyalõ gezi gazetecisi Ben Groundwater turistlere sorup araştõrmasõnõn sonucunu açõklamasaydõ ne iyi olacaktõ halbuki! Neymiş efendim “Manneken Pis, Belçika’nın en çok hayal kırıklığına uğratan ulusal anıtıymış”. Turistik broşürlerde ballandõra ballandõra anlatõlan Manneken Pis’i Brüksel’e gelip de görenler hayal kõrõklõğõna uğruyormuş. İşin olumlu yanõ ise hayal kõrõklõğõna uğrayanlarõn hemen yakõndaki kafede Belçika biralarõ ile efkâr dağõtmasõymõş. Malum, Belçika birasõ hiçbir zaman hayal kõrõklõğõna uğratmazmõş insanõ! İşeyen Çocuğun biraz küçük olduğunu kabul eden Manneken Pis Dostlarõ Derneği Başkanõ Edmond Vandenhaute, heykelin 55 santimden daha yüksek olamayacağõnõ “17. yüzyılda kural böyleydi. Kamuya açık yerlerde çıplak heykeller 55 santimden daha büyük yapılamıyordu. Eğer daha büyük yapılsaydı pornografi olarak algılanacaktı” diye açõklõyor. Heykeli Hiëronymus Duquesnoy Kent Yönetimi’nin isteği doğrultusunda 1619 yõlõnda yapmõş. (Orijinali 1817 yõlõnda hasar gördü, şimdiki heykel aslõna sadõk kalõnarak yeniden yapõlmõş kopyasõ.) Sõkça başõna iş gelen ya da çalõnan heykel 6 kez yeniden yapõlmõş. Bu arada Manneken Pis’e etek giydirerek Brüksel ile dalga geçenler de var. Aslõnda Manneken Pis’in görenleri hayal kõrõklõğõna uğratmasõ yeni değil. 200 yõl önce Manneken Pis’i görmek için özel olarak Brüksel’e gelen İngiliz kadõnlar da “O kadar uzaktan bu küçücük heykeli görmek için mi geldik?” diye serzenişte bulunmuşlar. Türklerin verdikleri tepki ise çok kibar: “Aman abi, bu muymuş Manneken Pis dedikleri?” İsterseniz köşede bir bira içelim, ne dersiniz? erdincutku@binfikir.be Cumhuriyet’in evladõ Washington’da cehennemi bile aratacak bir hava var. Sõcak, ağõr ve nemli gün kentin boğazõna çökmüş. Nefes almak olanaksõz. İstanbul’da ise gök yarõlmõş gibi yağmur yağõyor. Belli ki tanrõlar bu dünyayõ bõrakõrken õşõğõnõ yanõnda götüren birinin ardõndan ağlõyor. O sabah öğrendim ki İlhan Selçuk’u yitirmişiz. Koca bir çõnar daha gitti. İçimde yetim kalan bir çocuk, ağlayarak bir dönemin kapandõğõnõ söylüyor. Öyle mi gerçekten? İnanmasõ güç. Gurbetteyken ölüm haberi almak vurgun misali. Meğer ölümün soğuk yalnõzlõğõ dostlarla birlikte yas tutunca azalõyormuş. İlhan Selçuk’un ölümü beni neden bu kadar şaşõrttõ? Yaşama bağlõlõğõ, ilerici aklõ, inceliği, ümit dolu sözleri, mizah anlayõşõ, vatan sevgisi ve keskin kalemiyle onu kafamda çoktan ölümsüzler sõnõfõna koymuş olmamdan mõ? Türkiye’ye her döndüğümde gazetedeki odasõnõn kapõsõnõ çalar, onunla sohbet etme fõrsatõ bulurdum. Odasõ hep misafirlerle dolu olurdu. Kendisini görmek isteyen kimseyi geri çevirdiğini bilmem. Gençlerle zaman geçirmekten, onlarõ dinlemekten, fikirlerini öğrenmekten büyük zevk alan Selçuk, bir keresinde beni birine tanõtõrken “İşte bak bu da Cumhuriyet’in çocuklarından biri” demişti. Son derece gururlandõğõmõ anõmsõyorum. Haklõydõ. Cumhuriyet benim için bir aile, ben de bu ailenin çocuklarõndan biriydim. Selçuk’u ilk tanõdõğõm anõ da dün gibi anõmsõyorum. Cağaloğlu’ndaki eski Cumhuriyet binasõnda Nadir Nadi’nin odasõndaki yeşil deri koltuklarda oturuyor, birileriyle sohbet ediyordu. İbrahim Yıldız beni ona tanõtõnca çok zarif bir şekilde yerinden kalkmõş, elimi sõkmõş ve karşõsõna oturmamõ söylemişti. Bana sorular sorduğunu ve ilgiyle dinlediğini gördüm. O kadar insanõn ve işin arasõnda genç bir gazeteciye bu kadar zaman ayõrmasõ beni etkilemişti. Cumhuriyet ailesine her yeni katõlan kişi, eminim bu sõcaklõğõ ve sevecenliği duyumsamõştõr. Cumhuriyet ailesi İlhan babasõnõ yitirdi. Onun yazõlarõnõ, sohbetlerini ve zekâsõnõ özleyeceğiz. İlhan Selçuk’un Penceresi’nin kapandõğõnõ düşünmek saflõk olur. O, onu okuyan herkesin kafasõnda bir pencere açmõştõr. Ben kendi adõma bu eşsiz yazarõ tanõmaktan ve onunla zaman geçirebilmiş olmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum. İlhan Selçuk aramõzdan ayrõlmõş olabilir ama asõl önemli olan, ardõnda bõraktõğõ Cumhuriyet çocuklarõdõr. elcpoy@yahoo.fr Bir pazar sabahõnda kahvaltõnõzõ yaz güneşinin tatlõ õlõklõğõ altõnda balkonda çiçek kokularõyla ve kuş cõvõltõlarõ içinde yapmak ve sonra ardõndan bir kahve eşliğinde gazete tomarlarõna dalmak nasõl da güzel keyifler toplamõdõr bilirsiniz. Haftalardõr güneşe hasret, yağmurlarla õslanmõş bir “Ege”li için bu türden minik mutluluklar bile önemli... Önünüzden bisikletleriyle uçarcasõna Hisar boylarõna pedal basan delişmen kõzlarõ görmeseniz bile, aynõ anda köpek gezdiren ve ayrõca elindeki bastonla çöp eşeleyen yaşlõlara göz atmak insanda değişik çağrõşõmlar uyandõrõr... Sonra kõsa bir tur atmak için sokağa fõrlarsõnõz... Parklarda, metrolarda ve caddelerde volta atarken en çok yaşlõlarla karşõlaşõlõr Münih’te... Gözlerden yaşlõlõğõn ve yalnõzlõğõn hüznü okunur sanki... Giderek yaşlanan bir toplum olan Almanlar şimdi “korku” içindeler! Fakirleşme korkusu bu... Ülkede yaşlõ sayõsõnõn artmasõ ve buna paralel olarak sosyal sistem değişikliği tartõşmalarõ da her geçen gün artõyor. Uzmanlar emeklilik sigortasõ ile bakõm sigortasõ sisteminde köklü değişimler olmamasõ halinde sosyal sistemin 2050 yõlõnda çökeceğini belirttiler! 1880 yõlõnda Almanya’da ortalama yaşam süresi 47 iken şu anda ortalama yaşõn 78’e yükseldiğini ancak ilerki yõllarda ise 85 olacağõnõ vurgulayan uzmanlar, geç kalõnmadan sistemin değişmesini istediler. Günümüzde çalõşan 20 ile 64 yaş grubuna dahil kesim içinde her yüz kişinin 65 yaş ve üzerinde bakõma muhtaç 4 kişiyi finanse ettiğini ve bu sayõnõn 2020’de 6 kişi ve 2050’de ise 12’ye yükseleceğini ifade ettiler. Hesap kitap, üç aşağõ beş yukarõ bakõm sigortasõnõn 2005 yõlõnda 26 milyar ödeme yaptõğõna yer veren araştõrmalar, 2020 yõlõnda bu rakamõn 37 milyar Avro’ya çõkacağõnõ belirtiyorlar ve kaşlar bir anda çatõlõyor. Sigorta sistemlerinde neler yapõlacağõnõ uzmanlar tartõşadursunlar biz de Türkiye’deki sigortacõlarõn neler düşündüğünü de doğrusu merak ediyorum. Alman yaşlõlarõnõn bir türlü benimseyemedikleri Avro’nun yaşama girmesiyle fiyatlarõn iki katõna fõrlamasõ da bu sözünü ettiğim “korku”larõn çoğalmasõnda en önemli neden. Ele geçen ve bir türlü yetmeyen maaşlarõnõ konuşuyor Alman emekliler çarşõda, pazarda ve her yerde... Bitmedi. Yine daha bundan 2 sene önce yapõlan bir kamuoyu yoklamasõnda Almanya’da halkõn yüzde 73’ünün önümüzdeki yõllarda en büyük sorunlarõnõn “yoksullaşma korkusu” olduğunu belirtmiş olmalarõydõ. Alman toplumu hõzla yaşlanõyor. Emmid adlõ bir araştõrma enstitüsünün yaptõğõ bir ankette fakirlikten en çok korkan kesimin ise yüzde 80 ile kadõnlar olduğu ortaya çõktõ. Almanya’nõn şu andaki 82 milyon olan nüfusunun, doğum oranõnõn böyle devam etmesi halinde 2050 yõlõnda 67 milyona düşeceği de hesaplanmõştõ hatõrlarsanõz... Yaşanõlan şu karmaşõk günlerde güncel sõkõntõlarõn giderek arttõğõ, kimsenin yarõnlarõ doğru dürüst göremediği gerçeği her yerde yaşanõyor... Krizin bitmediği Almanya’da genç kuşaklar en çok işlerini kaybetmekten korkarlarken yaşlõlar da yoksulluktan ürküyorlar. Olay bu!.. İşte şu hüzün dolu günlerde bir pazar gününün akşam alacasõnda balkonda oturup biramõ yudumlarken önce bir rüzgârla irkiliyorum... Ardõndan gökyüzü kapkara bulutlara teslim oluyor... Ve sinsi incecik bir yağmur tõpõrdõyor... Aklõmda Kaz Dağlarõ ve Midilli adasõnda bir akşam vaktini anõmsõyorum... Müzik çalara yaşayan en yaşlõ rebetiko ustasõ Dimitri Mitropanos’un bir CD’sini yerleştirip düşlere dalõyorum... İyi pazarlar.... erolozkan66@hotmail.com BRÜKSEL ERDİNÇ UTKU Almanlarõ en çok yoksulluk korkutuyor İsveç’te ilk ve orta dereceli okullar tatile girdi. Bu bağlamda, İsveç gençliğinin önemli tartõşma konularõ yeniden gündeme geldi. Geçen yõllarda olduğu gibi, bu yõl da İsveç’teki yabancõ kökenli gençlerin okullardaki başarõ düzeyleri yerlerde sürünüyor. Onlar, yine aileleri tarafõndan pizzacõ veya kebapçõ olmaya özendirildiler. Çoğunlukta olduklarõ okullardaki dersleri yine boş geçti, sõnõflarda kavga, gürültü, patõrtõ eksik olmadõ... İsveç gazetelerinde yer alan araştõrma sonuçlarõna göre, ülkenin güneyindeki Avrupa ile komşu Skane bölgesinde yaşayan yabancõ kökenli gençlerin bir bölümü bu yõl da okullarõnõ terk ederek uyuşturucu ve şiddet çetelerinin tuzağõna düştü. Skane bölgesinde halka bedava dağõtõlan City gazetesinde yer alan bir araştõrmaya göre, “Yabancı kökenli gençler, diğer yaşıtlarına göre daha erken ölüyor!’’ Bu araştõrma başlõğõ, hem gerçeği, hem de simgesel bir anlamõ içeriyor. Araştõrmaya göre, yabancõ kökenli gençlerin önemli bir bölümü, ehliyetsiz araba kullanõyor; uyuşturucu bağõmlõlõğõ, çeteleşme ve intihar gibi nedenlerle erken yaşlarda yaşamõnõ yitiriyor. Bu gençlerin bir kõsmõ da ömrünü işsizlik, hapishane- suç sarmalõ içinde geçirerek gelecekleri olmayan “yaşayan ölüler” haline geliyor. Her iki grupta yer alan gençler, genelde gelir düzeyi düşük, geldikleri ülkelerde ve İsveç’te doğru dürüst eğitim alamamõş ailelerin çocuklarõ... Aile içi geçimsizlik, topluma uyumsuzluk ve kültür şoku gibi nedenlerle evlerinden kopan gençler, uyuşturucu ve suç örgütlerinin ağõna düşüyor, hõrsõzlõk ve soygun gibi suçlara karõşõyor. Kendilerine uygun bir sosyal çevre oluşturamayan, sorunlarõna çõkõş yolu bulamayan gençlerin bir bölümü de intihara yöneliyor. Gazete, araştõrmaya kaynak olarak Sosyal Demokrat Parti Rosengård bölge sorumlularõndan Adrian Kaba’yõ gösteriyor... Mahkeme ve polis kayõtlarõna göre ise yabancõlarõn çoğunlukta olduklarõ Malmö iline bağlõ Rosengård bölgesi, gençler arasõnda suç işleme oranõnõn en yüksek olduğu ve şiddete sõklõkla başvurulan yerlerden biri. Neredeyse, araba camlarõnõn kõrõlmadõğõ, garajlarõn ve çöp bidonlarõnõn ateşe verilmediği, belediye otobüslerinin taşlanmadõğõ, duraklardaki panolarõn parçalanarak yere indirilmediği gün geçmiyor. Hõrsõzlõk ve soygun da artõk günlük, olağan suçlardan sayõlõyor. İki yõl önce, İslami bir derneğin kapatõlmasõndan sonra çõkan olaylar nedeniyle, belediyenin mahalleye uyguladõğõ otobüs seferleri yasağõ devam ediyor. Can güvenliği gerekçesiyle, hâlâ Rosengård bölgesinin iç kõsõmlarõna belediye otobüsü seferleri yapõlamõyor. Çocuk yuvalarõ ve ana okullarõ başka mahallelere taşõnõyor. Toplum psikolojisi araştõrmacõsõ Karin Engstöm’e göre, gençlerin şiddete ve suça yönelmelerinin en büyük nedeni, gençliğin sorunlarõna karşõ gösterilen duyarsõzlõk; aile ve toplumla iletişimsizlik... Ailesi doğma büyüme İsveçli gençliğin en büyük sorunu ise toplumun geleneksel hastalõğõ olan alkol... İsveçliler, gençler başta olmak üzere, her geçen yõl daha fazla alkol tüketiyorlar. Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden sonra, denetimsizlik ve yasalarda meydana gelen boşluklar nedeniyle, alkol tüketen gençlerde yaş sõnõrõ 13-14’e kadar indi. Ülke girişlerinde gümrük denetimi yapõlmadõğõndan, AB ülkelerinden gelenler, istedikleri miktarlarda alkolü birlikte getirebiliyorlar. Systembolaget adõ verilen, devlete ait alkol satõş noktalarõnda alkol çok pahalõya satõldõğõ için, herkes gereksinmesini el altõndan daha ucuza karşõlamanõn yollarõnõ biliyor. Artõk, sabahlarõ gemiyle Almanya’ya giderek akşamlarõ istediğiniz miktarlarda alkolle dönmeniz ve bunu el altõndan, konu komşuya Systembolagetin yarõ fiyatõna pazarlamanõz mümkün. Polis ve gümrük kayõtlarõna göre, AB üyeliğinden sonra, Skane bölgesinde, özellikle Malmö, Lund ve Landskrona kentlerinde alkol tüketimi ürkütücü boyutlarda arttõ. AB öncesine kõyasla, alkol tüketen kadõnlarõn sayõsõnda da dikkat çekici bir artõş var. Toplumda çöküntüye yol açmasõ nedeniyle, İsveç, AB ülkesi olmasõna karşõn, ülke içindeki alkol denetimini sürdürmeye çalõşõyor. Systembolagetler ve alkol ruhsatõna sahip içkili lokantalar dõşõnda kalan, bakkal, süpermarket gibi yerlerde alkol satõlamõyor. 18 yaşõndan küçük gençlere, Systembolaget ve içkili lokantalarda içki ve sigara satõlmasõ da yasak ve işyerinin kapatõlmasõnõ gerektiren suçlar arasõnda yer alõyor... alinergis@yahoo.se MÜNİH EROL ÖZKAN Yabancõ gençler erken ölüyor... WASHINGTON ELÇİN POYRAZLAR MALMÖ ALİ HAYDAR NERGİS Çankırılı Yaren Ağası kıyafetli Manneken Pis.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear