Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2010 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Geleceğe Bakmak...
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Güvenlik güçleri İran-Irak sınırı ile
Güneydoğu kırsalında terör örgütüne
yönelik operasyonları sürdürürken son
günlerde iç siyasette yaşanan gelişmeler
Kürt çevrelerinde de yoğunlukla
tartışılıyor. Medyanın bir bölümü
AKP’nin Güneydoğu meselesini 8 yılda
kangrenleştirmesini bir yana bırakıp
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu etnik
siyaset üzerinden sıkıştırmaya çalışıyor...
Oysa kadrolarını dahi belirleyemeyen
Kılıçdaroğlu’na liderlik yolculuğunun
henüz başında, özellikle Kürt meselesi
konusunda haksızlık yapıldığını herkes
kabul ediyor.
Kamuoyunun, bölgedeki sorununun
boyutlarının sosyo-politik, sosyo-kültürel
ve sosyo-ekonomik açıdan
saptanabilmesi ve çözüm yolları
aranması için Kılıçdaroğlu ve kadrolarına
zaman tanıması gerekiyor.
“Kürt açılımı”nın fiyaskoyla
sonuçlanmasıyla birlikte Güneydoğu
sorununun çıkmaza girmesinden
AKP’yi sorumlu tutan BDP-PKK-
Öcalan çizgisi ise örgüte yönelik
operasyonlar yoğunlaşırken çözüm
üretmeye çalışıyor!..
PKK yöneticilerinden Murat
Karayılan’ın 22 Mayıs’ta, The
Economist aracılığıyla yeni bir “ateşkes”
çağrısı yapması bu kapsamda
değerlendiriliyor. Karayılan “Öcalan ev
hapsine alınmalı, askeri operasyonlar
durmalı ve tutuklu BDP’liler serbest
bırakılmalı” demişti!..
Karayılan’dan sonra İmralı’da yatan
Abdullah Öcalan da ilginç çıkışlar
yapmaya başladı. Daha 15 gün önce,
“31 Mayıs’a kadar bir gelişme olmazsa
geri çekilirim” diyen Öcalan, geçen
çarşamba günü avukatlarıyla yaptığı
görüşmede ise Güneydoğu’daki
sorunun dönüp dolaşıp kendisinin
önüne geleceğini söyledi!..
AKP’nin kamuoyundan gizlediği 156
sayfalık yol haritasında “insan hakları ve
demokrasi şartı”na vurgu yaptığına
dikkat çeken Öcalan, “Toprak bütünlüğü
ve sınırlar diyorsunuz, tamam diyoruz”
demişti!..
Hükümete seçim barajının
düşürülmesi çağrısı da yapan Öcalan,
AKP’nin çöküş gerekçelerinden birinin
de “Kürt sorunu” olacağını belirterek
şöyle konuşmuştu:
“Bu sorunu halletmezseniz zaten üç ay
sonra gidersiniz. Ayaklarının altındaki
toprak kayıyor. İşte görüyorsunuz
Kılıçdaroğlu geliyor. Başbakan’a
diyorum ki sen çözmezsen Kılıçdaroğlu
çözecek.”
Öcalan’ın bundan sonraki sözleri ise
daha dikkat çekiciydi. Belki de ilk kez
“silah bırakılması” konusunda ipuçları
veren örgüt liderinin aşağıdaki sözlerinin
de dikkatle irdelenmesi gerekiyor:
“Silah bırakmak istediklerinde silahları
nereye bırakacakları belli değil. Bütün
bunlar kiminle konuşulacak? BDP’yi
aşıyor derken bunu kastediyorum.
Burada KCK devreye girmelidir. Onlar
da bana soracak, bana bakacaklardır.”
Peki, şiddetin durdurulması
konusunda olumlu gelişmeler olmaz ve
Öcalan 31 Mayıs’tan itibaren geri
çekilirse neler yaşanabilir?.. Öcalan
kendi sorduğu bu soruya çok
tartışılacak bir yanıt vermiş:
“Devlet PKK’ye ağır saldırılarla ciddi
kayıplar verdirebilir. İkinci seçenek ise
KCK ortaya çıkarak sorumluluk
üstlenebilir; demokratik özerkliği ilan
ediyoruz diyebilirler.”
Güneydoğu’da çatışmalar sürerken
olaya müdahil olmaktan artık
kaçınacağını açıklayan Öcalan’ın ani
bir manevrayla “silah bırakmak”tan
söz etmesi çok tartışılacağa benziyor!
Peki, ya PKK’liler?.. Son
operasyonlarla birlikte örgütün ağır
kayıplar vereceğinden endişe eden
Öcalan’ın satır aralarındaki
mesajlarından nasıl bir sonuç
çıkaracaklar acaba?..
Anlaşılıyor ki, bir yandan şiddeti
dayatma yöntemi olarak kullanan PKK,
diğer yandan Öcalan’ın da baskısıyla
çözüm yolları aramaya yönelecek!
Önümüzdeki günler Güneydoğu
açısından ilginç tartışmalara ve
gelişmelere gebe olacak!..
Öcalan Ne Demek İstiyor?..
Medya Güneydoğu’daki sorunu
irdelerken genellikle etnisite
üzerinde yoğunlaşıyor. Evet,
siyasallaşan Kürtçülük sosyo-
kültürel açıdan ciddi beklentileri
dayatıyor...
Ancak aynı zamanda
ekonominin bölgedeki sorunların
temellerinden biri olduğu da göz
ardı ediliyor!..
Yalnızca yoksulluk, işsizlik ve
geri kalmışlık değil, feodalitenin
körüklediği şiddet ve gericiliğin
tetiklediği sosyal sorunlar da
çözüm bekliyor...
İşte tüm bu sorunları barındıran
bir acı haber...
Mardin’in Mazıdağı ilçesine
bağlı Bilge Köyü’nde 4 Mayıs
2009’da bir düğün evine yapılan
silahlı baskında 7’si çocuk, 16’sı
kadın toplam 44 kişi öldürüldü!..
Devlet, medya ve kitle örgütleri
katliamdan geriye kalanların
acılarını dindirmek için harekete
geçti. Kimi oyuncak dağıttı, kimi
mahzun kalmış bebeleri kucağına
alarak merhamet pozları verdi...
Anne ve babalarının mezarları
üzerinde, bilinmezliğin
sonsuzluğunda ve çaresizliğin
girdabında gözyaşı döken
çocukların görüntüleri şaşkınlık
ve dehşet içindeki hafızalara
kazındı...
Feodal şiddetin yarattığı ölüm
tümseklerinde “Anaaa” diye çığlık
atan minikler ise katliam akşamı
evlerine gittiklerinde önlerine bir
tas çorba koyacak analar
bulamadı!.. İşte onlar o geceden
itibaren sahipsiz kalmış kediler
gibi yoksulluğun yorganına
sarıldı...
Babaları da ölmüştü onların...
Virane kalmış evlerde bakır
kazanların altına tezek
sürülemiyordu artık!.. Cehaletin
kini, sahipsiz kalmış evlerin
çaput sofralarını bir kenara
atmıştı!..
İşte bu manzaralar Bilge
Köyü’ndeki acıyı
katmerleştirirken devlet bir adım
daha attı... Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Vakfı’nın kurduğu
aşevi çocuklara yemek
dağıtmaya başladı. Ancak
devletin gönderdiği 392 bin TL
önceki hafta tükenince aşevi
kapatıldı!.. Anasız babasız
yavrular ise peynir ekmeğe
mahkûm kaldı!
Köy Muhtarı Abdurrahman
Çelebi’nin aşevi için Valilik ve
Kaymakamlığa yaptığı
başvurulara olumlu yanıt
verilmedi.
Devletin kendilerini acıları ve
sorunları ile baş başa bıraktığını
öne süren Çelebi, “61 çocuk
perişan. Kimi annesini, kimi
babasını sayıklıyor. Ben bu
çocuklara ne yapacağım” diye
isyan etmiş!..
Şimdi buradan iki sorumluya
çağrı yapmak istiyorum. Acaba
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet
Bakanı Selma Aliye Kavaf, Bilge
Köyü’nde açlığa terk edilmiş
çocukların çığlığını duyabiliyor
mu?..
Ya da MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural’ın Urfa’da bir
çocuğa ayakkabı boyatmasını
“utanç verici” olarak niteleyen
Milli Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçu yatağında rahat
uyuyabiliyor mu?..
Bilge Köyü’nde Aç Bebeler!..
24-25 Mayıs’tan ileriye büyük umutlarla
bakmanın nedeni çok. Ama nedensiz, boş gözlerle
aranan, yığınla inanan insan, oraya buraya bakıyor;
herhalde, büyük bir kızgınlık içinde...
CHP, iki oy farkıyla, çok önemli bir toplantı yaptı.
Başa Kılıçdaroğlu’nun geçmesi, yeni bir ufka
bakmanın işaretleri ile dolu: Sosyalist değil, sosyal
demokrat bir geleceğin işaretlerini haber veriyor.
Gerçekleştiğinde sevinmek çok anlamlı değil mi?
Elimizdeki Türkiye, AKP’nin iktidarında, son yedi-
sekiz yılda, korkunç bir kuşatmanın cenderesinde
boğulmanın içinde: Kömür zenginliğini, 30 güçlü
emekçi varlığını da şu son günlerde, yerin 500
metre derinlerinde ölüme kaptırdı. Bu ölüm gökten
gelmiyor; emperyalizmden geliyor. Bu, öyle bir
şaşkınlıktır ki, mezarlarına hüviyetleri karıştırarak
gömüyor. Gelip bu noktada, ölülerimize nasıl sahip
çıkacağız; bu iktidarla mı?
Kılıçdaroğlu’nun iktidarı, size en azından bunu
verecektir: Bu kurtuluşu görmeyip, ötede, “Kürt
sorunu en önemlisi” diye boş boş konuşuyor adam!
Hayır, Türkiye’nin sorunlarına iki gözle birlikte
bakmak yerine, birini kapatıyor, tek gözle aranıyor;
Türkiye’ye, elde olan olanaklarla bakmalıdır.
Kılıçdaroğlu, size bir “sosyal demokratlık” deyip
çok şeyler verecektir; hemen onu elde tutunuz! Hızlı
hızlı “devrim” diye bata çıka değil, adımlarınızı
sağlam yere basarak yürüyeceksiniz!
Kılıçdaroğlu’nun zaferinden bahsediyoruz; yeni
bir CHP var, bir dönem bitti, yeni bir hedef, bunu
boş bir iddia olmaktan çıkarıp, elle tutulur bir
geleceğe dönüştürmek de bizlere bağlı...
Şimdi, sırada sorunlar var: Başta, gerçekten
demokrat bir anayasa olmalı: Özellikle 12 Eylül’ün
mirası bir anayasaya ve iktidara kapıları kapatan, bir
iktidar ve özgürlükler düzenini hayata geçirmek.
Türkiye’nin geleceği halk, emekçi halktır bir yerde;
köylüdür, işçidir, esnaftır. Özetle “güçlü yürütme”,
başta bu halkın çıkarları içinse iktidarda olmalı.
Doğallıkla, emperyalizme karşı bir Türkiye:
Demokrat siyasal partiler ve seçim yasaları; bu
arada, seçim konuları, “temsilde adalet ve istikrar
ilkelerini bağdaştıracak biçimde” düzenlenmeli.
Türkiye’de, “temsilde baraj”, “yönetimde istikrar”
ilkesi gözetiliyor, ancak “temsilde adalet” göz ardı
ediliyor ki, göz önünde tutulmalı...
Şu sorunların da üstünde durulmalıdır:
Madenler, Türkiye’nin zenginliği mi, yoksa ölüm
tuzağı mı? Maden Yasası’nı yapmak gecikmedi mi?
Yargı üstünde de durulmalı: Silivri’de büyük bir
adaletsizlik sürüyor...
Silivri’de, kapıları kilitli düzen, bir an önce yıkılmalı
diye bekliyorduk. Peki ne zaman?
Madenler ölüm tuzağı mı?
Hükümet ve cemaat kuşatması ne zaman
kırılacak?
Kılıçdaroğlu, çok önemli şeyler söylüyor. İzliyor
musunuz?
İşte, kimi önemli sorular!
Bir dost gazetecimiz vardı: Mustafa Ekmekçi.
Şimdi hayatta olsaydı, kim bilir nasıl bir velvele
koparırdı.
Şimdi, onun ölüm tarihi ayındayız; başka gazeteci
kuşağı mücadeleyi sürdürüyor.
Ekmekçi’ye rahmetler diliyoruz...
FİGEN ATALAY
Ortaöğretime Geçiş Sistemi deği-
şiyor. Bu yõl ilköğretim 5. sõnõfta
öğrenim görenler, büyük olasõlõkla se-
neye SBS’ye girmeyecekler. SBS’nin
kademeli olarak tamamen kaldõrõlmasõ
ve tüm liselerin Anadolu Liseleri’ne
dönüştürülmesi gündemde. Koşulla-
rõ uygun olmayan liseler ise Meslek
Liseleri olarak öğretim verecek. Sis-
temle ilgili değişiklikler, önümüzde-
ki günlerde Milli Eğitim Bakanõ Ni-
met Çubukçu tarafõndan açõklanacak.
İlköğretim 8. sõnõf öğrencileri 5 Ha-
ziran’da Seviye Belirleme Sõnavõ’na
girecekler. Bu sõnavõn sonucu 8 Tem-
muz’da açõklanacak. 7. sõnõf öğren-
cileri 6 Haziran’da, 6. sõnõf öğrenci-
leri ise 12 Haziran’da SBS’ye katõ-
lacaklar. Bu sõnavlarõn sonuçlarõ ise
6 Ağustos’ta duyurulacak.
3 yõl boyunca sõnava girmek öğ-
rencileri çok olumsuz etkiliyor. Bu ko-
nuda yapõlan veli anketinin sonuçla-
rõnõ ve akademisyenlerin raporlarõnõ
değerlendiren Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ uzmanlarõ, Ortaöğretime Geçiş
Sistemi üzerinde çalõşmalar yapõyor.
Türkiye Özel Okullar Birliği Baş-
kanõ Cem Gülan, SBS’nin kaldõrõl-
masõnõn özel okullarõn aleyhine ol-
duğuna dikkat çekerek, “Buna rağ-
men ‘önce çocuk’ prensibiyle
SBS’nin kaldırılmasını istiyoruz.
Bunun yerine Türkiye çapında,
durum tespiti için SBS benzeri sı-
navlar yapılabilir. Bu sınavlar,
kaygı yaratmayacak şekilde, öğ-
renciye, öğretmene ve okula nere-
lerde eksiği olduğunu göstermeyi
amaçlamalı, ortaöğretime yerleş-
tirmede kullanılmamalı” dedi.
5 Haziran 2010 Cumartesi günü
SBS’ye girecek 8. sõnõf öğrencileri, bu
sõnavla birlikte üç yõllõk maratonlarõ-
nõ sonlandõrmõş olacaklar. Ancak he-
yecanlõ bekleyiş burada bitmiyor,
öğrenci ve veliler sõnav sonuçlarõnõ
öğrendikten sonra bu kez de tercihler
süreci içine girecekler.
Fen Bilimleri Dershanesi SBS Reh-
berlik Birimi uzmanlarõ, bu sõnavla-
ra girecek öğrenciler için her yö-
nüyle SBS’yi anlattõlar.
Yılsonu başarı puanı; öğrencinin
derslerden aldõğõ yõlsonu puanlarõ, o
derslere ait haftalõk ders saati ile çar-
põlarak ağõrlõklõ yõlsonu puanlarõ he-
saplanõr. Bu puanlarõn toplamõnõn, o
derslere ait haftalõk ders saati topla-
mõna bölünmesi ile de yõlsonu başa-
rõ puanõ hesaplanõr. Puanlama 100 tam
puan üzerinden yapõlõr, okuldaki her
bir sõnõf için 6’ncõ, 7’nci ve 8’inci sõ-
nõflardaki en yüksek puan 500 tam
puana dönüştürülür.
Sınıf puanı; o yõlõn seviye belirle-
me sõnavõ puanõnõn % 70’i ve yõlso-
nu başarõ puanõnõn %25’i esas alõna-
rak elde edilen puandõr.
Ortaöğretime yerleştirme puanı;
6’ncõ sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP6)
% 25’i,
7’nci sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP7)
% 35’i
8’inci sõnõfõn sõnõf puanõnõn (SP8)
% 40’õ toplanarak elde edilen puan-
dõr.
OYP ile tercih
edilebilecek okullar
Fen Liseleri
Sosyal Bilimler Liseleri
Anadolu Liseleri
Anadolu Öğretmen Liseleri
Anadolu Sağlõk Meslek Liseleri
Sağlõk Meslek Liseleri
Anadolu Meslek Liseleri
Anadolu Teknik Liseleri
Anadolu Tarõm ve Tarõm Meslek
Liseleri
Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek
Lisesi
Adalet Meslek Liseleri
Anadolu İmam Hatip Liseleri
Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesi
1- SBS zorunlu bir sınav mı?
SBS zorunlu bir sõnav değildir.
Merkezi sistemle (sõnavla) öğrenci
alan ortaöğretim kurumlarõna yer-
leştirmede kullanõlacak puana etkisi
bakõmõndan öğrencilerin bu sõnavla-
ra katõlmasõ tavsiye edilmektedir.
2- Sınava girmeyen öğrencinin
durumu ne olur?
Herhangi bir sebeple seviye belir-
leme sõnavõna katõlmayan öğrencinin
seviye belirleme sõnavõ puanõ, o yõla
ait en düşük seviye belirleme sõnavõ
puanõdõr.
3-Yurtdışında öğrenimlerini sür-
dürdükleri için geçen yıllarda sı-
nava giremeyen öğrencilerin du-
rumu ne olacak?
Yurtdõşõnda öğrenimlerini sürdür-
dükleri için geçmiş yõllara ait SBS’ye
katõlamayan öğrenciler bu öğretim yõ-
lõnda isterlerse sõnavlara katõlabile-
ceklerdir. Bu öğrencilerin sõnav pu-
anlarõnõn hesaplanmasõ katõlmalarõ
gereken yõldaki ortalamalar ve sap-
malara göre hesaplanõr.
5- Özel eğitime muhtaç çocuklar
SBS’ye nasıl girecek?
Özel eğitime ihtiyacõ olan öğren-
cilerin, sõnavlarda özür durumlarõna
uygun hizmet alabilmeleri ve bu
öğrencilerin bilgilerinin sisteme iş-
lenmesi amacõyla; okul müdürlüğü-
nün bağlõ bulunduğu Rehberlik ve
Araştõrma Merkezi Müdürlüğü’ne
(RAM) müracaat etmeleri zorunlu-
dur. Özel eğitime ihtiyacõ olan öğ-
rencilere, Rehberlik ve Araştõrma
Merkezi Müdürlükleri tarafõndan
MEBBİS-RAM Modülüne işlenen
bilgiler doğrultusunda sõnav hizme-
ti verilecektir. Sistemde bilgileri yer
almayan öğrencilere, bu hizmet ve-
rilemeyecektir.
Özürlü öğrenciler, sürekli kullan-
dõklarõ araç–gereç ve cihazlarõ ken-
dilerinin getirmesi kaydõyla sõnavda
kullanabilecektir.
SBS maratonu başlıyor
İlköğretim 8. sõnõf öğrencileri 5 Haziran’da, 7. sõnõf öğrencileri 6 Haziran’da,
6. sõnõf öğrencileri ise 12 Haziran’da Seviye Belirleme Sõnavlarõ’na girecekler
B A Ş A R I S I R A L A M A S I N A D İ K K A T !
Öğrenci ve veliler tercih yaparken öğrencinin
OYP’sinden önce Genel Başarı Sıralamasını dikka-
te almalıdır. Öğrencinin Genel Başarı Sıralamasıy-
la tercih edeceği okulların bir önceki yıl sahip olduğu
Genel Başarı Sıralaması karşılaştırılmalıdır. Başa-
rı Sıralaması puandan daha sağlıklı bilgi verir.
Tercihler sõralanõrken puanõna göre büyükten kü-
çüğe, başarõ sõralamasõna göre küçükten büyüğe doğ-
ru sõralanmalõdõr.
Öğrenci ve veliler tercih listelerini yapmadan ön-
ce okullarla ilgili bilgi sahibi olmaya çalışmalıdır.
Okulun eğitim programı, yabancı dil eğitimi, hazır-
lık sınıfının olup olmaması, kontenjanı, pansiyon du-
rumu, okulun bulunduğu yer, üniversite giriş sına-
vı başarısı, sosyal-kültürel-sportif etkinlikleri gibi özel-
likleri öğrenilmelidir.
Öğrenci gitmek istemediği hiçbir okulu tercih-
lerinin arasõna yazmamalõdõr. Unutmayalõm ki, ikin-
ci ve üçüncü yerleştirmelerde tercih listemizi değiştirme
şansõmõz yok.
Öğrenciler tercih listelerinin ilk sıralarına
kendi başarı sıralarının üstünde başarı sırasına sa-
hip okulları yazarak başlayabilirler. Listenin büyük
bölümüne kendi başarı sıralarına yakın, kazanma ih-
timallerinin yüksek olduğu okulları, listenin son sı-
ralarına ise kendi başarı sıralarından daha düşük ba-
şarı sırasına sahip okulları yazmalı yani garanti ter-
cih yapmalıdırlar.
Tercih yaparken okullarõn özel başvuru şartlarõ
göz ardõ edilmemelidir.
Başvurulara
3.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Se-
viye Belirleme Sınavları’na (SBS)
çeşitli nedenlerle başvuramayan
adaylar için dünden itibaren sı-
navın yapılacağı tarihten iki gün
öncesine kadar başvuru yapma
imkânı tanıdı. Bu uygulama kap-
samında SBS’ye başvuran adaylar
sınava yedek salonlarda girebile-
cekler.
MEB SBS başvuruları için 8-26
Mart 2010 tarihleri arasında öğ-
rencilere süre tanınmış, daha son-
ra taleplerin yoğunluğu gerekçe-
siyle 5-9 Nisan 2010 tarihleri ara-
sında ek süre verilmişti. MEB yet-
kililerinden alınan bilgiye göre, 6,
7 ve 8. sınıflara yönelik SBS için
çeşitli nedenlerle başvuramayan
toplam 583 bin aday tespit edildi.
Çeşitli nedenlerle başvuramayan
bu adayların, sınav ücretini yatır-
maları koşuluyla başvuru yapa-
bilmeleri kararı alındı. Adaylar,
dünden itibaren sınavın yapılaca-
ğı tarihten 2 gün öncesine kadar
başvuru yapabilecekler.
SBS’ye başvurmak isteyen aday-
lar, MEB Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğü (EĞİTEK) ile
internet sitesinde yer alan tele-
fonlar aracılığıyla veya dilekçeyle
irtibat kuracak. İlgili birimler,
başvurmak isteyen adaya banka
hesap numarası verecek ve aday-
lar sınav ücreti olan 10 TL’yi ya-
tırarak, sınava başvurmuş sayıla-
cak. Sınav ücretini ödeyen aday-
ların isimleri ve sınava girecekle-
ri yedek salonlar il milli eğitim mü-
dürlüklerine bildirilecek. Adaylar
sınava nerede gireceklerini il mil-
li eğitim müdürlüklerinden öğre-
nebilecekler. Adayların sınava gi-
rebilmeleri için kimlik belgelerini
bulundurmaları yeterli olacak.
Sınav, tüm il merkezleri ile
başvuru sayõsõna göre gerekli
görülen bazõ ilçe merkezlerinde,
yurtdõşõnda ise Lefkoşa, Trab-
lusgarp, Riyad, Medine, Cidde,
Tebük, Kuveyt, Aşkabat, Taş-
kent, Bakû ve Bişkek’te ger-
çekleştirilecek.
İlköğretim 8. sõnõflarõn sõna-
võ 5 Haziran 2010 Cumartesi, 7.
sõnõflarõn sõnavõ 6 Haziran 2010
Pazar, 6. sõnõflarõn sõnavõ da 12
Haziran Cumartesi günü dü-
zenlenecek. SBS tüm sõnav yer-
lerinde Türkiye saatiyle
10.00’da başlayacak.
SINAVLAR HAZİRANIN İLK YARISI
‘Eğitimde piyasa yöntemlerinden
vazgeçilmelidir’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de
20-22 Mayõs tarihleri arasõnda gerçekleştirilen
“Aramızdan Ayrılışının 50. Yılında İsmail
Hakkı Tonguç Sempozyumu”nun sonuç
bildirgesinde, eğitimin piyasalaştõrõlmasõ
düşüncesinden vazgeçilmesi çağrõsõ yapõldõ.
Etkinliğin sonuç bildirgesinde de, Milli Eğitim
Bakanlõğõ’nõn eğitimi bir hak olarak algõlamasõ
gerektiği belirtildi. İsmail Hakkõ Tonguç
önderliğindeki Köy Enstitülerinin, yalnõz eğitim
değil bilim, kültür, sanat ve yaşam biçimi
hareketi olduğuna vurgu yapõldõ.