22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 28 MAYIS 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bir ‘Kültür Başkenti’ne Layık Olmak… ‘Dünya Kültür Başkenti İstanbul 2010’ diye yola çıkmıştık. Şimdi 2010’u yarıladık. Bu demektir ki, genel bir döküm yapmanın zamanı artık yaklaşmakta. Bence o zaman gelip çattığında, bu bağlamda özellikle harcanmış bir geçmişten bundan böyle artık harcanmayacak bir geleceğe hangi köprülerin kurulması gerektiği, en birincil ve en yararlı soru olmalıdır. Çünkü süslü sözleri ve yapılması gerektiği halde yapılmamış olanları yapılmış sayma alışkanlıklarını bir yana bıraktığımız takdirde, karşımızda İstanbul’a ilişkin tek bir manzara var: Tarihteki olağanüstü kültürel ağırlığı ve değeri onyıllardır acımasız bir rant ekonomisinin acımasız pençelerine terk edilmiş bir kentin manzarası. Bu tutum varlığını ne yazık ki bugün, yani şu ‘kültür başkenti 2010’un tam ortalık yerinde de varlığını tüm korkunçluğuyla sürdürmektedir ve bugün, deyiş yerinde ise eğer, İstanbul’un bir kent olarak sırtından ne kadar para kazanılabileceğine ilişkin projeler, bu kenti bir “kültür başkenti” niteliğiyle koruyup yarınlara aktarabilmeye yönelik çabalardan çok daha örgütlü ve ısrarlı bir biçimde yürütülmektedir. Bir başka deyişle, dünyanın “kültür başkenti” diye anılmaya layık çok az sayıdaki kentlerinden biri olan İstanbul, bugünkü durumuyla bir ülkede “kapitalizm”, “liberalizm” ya da “serbest girişimcilik” gibi ciddi (!) kavramların koruyucu şemsiyesi altında sürdürülen eşi zor bulunur bir soygun ve yağmacılık zihniyetinin başarıya ulaşmasının en somut örneklerinden biridir ve bu yanıyla bile başlı başına “müzelik” denilebilecek bir değer taşımaktadır! Ben bu açıdan düşündüğümde, içinde bulunduğumuz yıl “Dünyanın Sayılı Kültür Başkentlerinden İstanbul, Bir Kültür Başkenti Olmaktan Nasıl Çıkarıldı?” başlıklı ve çok kapsamlı bir serginin düzenlenmemiş oluşunu, program açısından büyük bir eksiklik sayıyorum! Çünkü bu sergi, her ne kadar geçmişin yıkımlarının izini silmek artık olanaksız ise de, en azından gelecekte bu türden yıkımları önleme bağlamında belli bir bilinçlenmeye zemin hazırlayabilirdi. Böyle bir sergide örneğin, bugüne kadar İstanbul’da “yol ve trafik düzenlemeleri” amacıyla Mimar Sinan’a ait kaç eserin resmi kararlarla yıktırılmış olduğu gösterilebilirdi. Aynı sergide, bugüne kadar tarih ve mimarlık açısından eşsiz önem taşıyan kaç yapının önünün büfelerle, lokantalarla, çarpık çurpuk dükkânlarla vb. kapatıldığı ve göze görünmez kılındığı görünür kılınabilirdi. Ayrıca serginin örneğin “yazılı belgeler” kısmında, İstanbul’da bugüne kadar tarihi mirası kurtarabilmek amacıyla kaç dava açılmış olduğu ve neden böyle bir yola gerek duyulduğu da yazılı ve görsel malzeme aracılığı ile gözler önüne serilebilirdi. Söz konusu serginin önemli bir bölümü, kentin tarihinin bin yıllık bir bölümünü kapsayan Bizans geçmişinin, başka deyişle Doğu Roma İmparatorluğu döneminin ne ölçüde bu kentin tarihsel kimliğinden sayıldığı ve değerlendirildiği, örneklerle tartışma konusu yapılabilirdi. Böylece de fetih yıldönümlerini giysilerine domates salçasından kanlar sürülmüş, yüzlerine de yapıştırıcıları kimi zaman yetersiz kalan bıyıklar takılan yeniçerilerle(!) kutlamakla yetindiğimiz bir kentin, aslında nasıl bir tarihi mirasın veraseti olarak Osmanlılara geçtiği, Fatih Sultan Mehmet’in böyle bir veraseti neden onca önemsemiş olduğu da bugünün ve yarının kuşaklarına doğru anlatılabilirdi. Bu yazıyı, yabancı bir şairin “Söyle bana, nedir aşk?” adlı şiirinin iki dizesini İstanbul’a uyarlayarak noktalıyorum: “Bütün bunlar yapılamamışsa eğer / söyle bana, nedir İstanbul?” acem20@hotmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr T iyatro sanatõnõn, önünde sonunda, ar- dõ kesilmeyen, sonu gelmeyen, bin- lerce milyonlarca olasõlõk arasõndan ya- põlan seçimlerin bir araya gelmesiyle oluştu- ğunun ilginç örneklerinden biriydi “Elektra” oyunu… Baştan başlayayõm: Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali çer- çevesinde, bu yõl Onur Ödülü’nü de alan Ta- dashi Suzuki’nin tasarlayõp, yönettiği bir oyundu “Elektra”. Euripides’ten Sophokles’e, mitolojik olayõ ele almõş nice oyun var. Elektra, Agamemnun ile Klytemnestra’nõn kõzõdõr. Babasõnõ öldü- ren annesinden intikam almak için kardeşi Ores- tes’i kullanõr, vb… Malum, Sigmond Fre- ud kõz çocuklarõn babaya aşõrõ düşkünlüğü ve anneyle rekabete girişmesini “Elektra kompleksi” diye adlandõrmõştõr… Dönelim tiyatroya… Yönetmen seçimini en dramatik, opera metninden yana yapmõş (Euripdes- Hof- mannsthal). Onu da iyice kesip biçmiş… METİNLER BİR BAHANE Tadashi Suzuki, sadece ülkesi Japonya’nõn değil, dünyanõn sayõlõ yönetmenlerinden biri. İstanbul festivallerinde daha önce sunduğu Iva- nov ve Dionisos adlõ oyunlarõndan onu hatõr- layabilirsiniz… Ben o iki oyunu da çok iyi anõmsõyorum, şimdi ondan üçüncü oyunu da iz- ledikten sonra, rahatlõkla şunu söyleyebili- rim: Kullandõğõ metinler sadece bir “baha- ne”… Kendi dünya görüşünü, sunabilmek için bir “bahane”… Bu dünya görüşü olduk- ça karamsar. Çelişkiler çoğu kez gelip umut- suzlukta düğümleniyor. Dünkü Cumhuriyet’te, Özlem Altunok’un sorularõnõ yanõtlayan Tadashi Suzuki hem bu dünya görüşünü, hem de “Elektra”yõ oturttu- ğu çerçeveyi ayrõntõlarõyla anlatõyordu, o ne- denle tekrarlamayacağõm… Elektra ve yakõn ai- lesini, metafor olarak kullandõğõ akõl hastane- sine yerleştirmesi bile, dünya görüşünü yete- rince açõklõyor zaten: Yönetmenin, klasikleri kullanma nedenini, kendi tiyatrosunu sunarken, “ortak bir dilden yararlanma” olarak özetleyebilirim. HAYVANSI ENERJİ Tadashi Suzuki sadece bir yönetmen de de- ğil, kendi adõnõ verdiği bir oyunculuk eğitimi- nin, bir yöntemin, “Suzuki Aktör Eğitimi Me- todu”nun yaratõcõsõ… Bu metodun özü, Japon geleneksel Noh Ti- yatrosu’nun kimi öğelerini günümüze taşõmak. Oyuncunun “iç sesini”, “iç enerjisini dışa vur- mak”… Kendi deyişiyle, her insanõn içinde- ki “hayvansı enerji”yi çok disiplinli, çok in- celikli, çok uzun süren çalõşma ve egzersizlerle dõşa vurmayõ öğrenebilmek. Bir bakõş, bir el ha- reketi için oyuncularõn aylarca çalõştõklarõnõ bi- liyorum… Bu nedenle de onun topluluğunda her oyuncu “başrol oyuncusu”. Yine geleneksel Japon tiyatrosundan aldõğõ ri- tim duygusunu, tüm oyunlarõna taşõmasõ, yö- netmenin başlõca özelliklerinden biri. Yukarõda vurguladõğõm iki özellik, “Elektra” oyununa tümüyle egemendi. Bu iki özellik ay- rõca, sahne estetiğini de beliriyordu. Bu iki özel- lik, fiziksel bir gerçeğe dönüşüyor sahneyi ye- ni baştan biçimlendiriyordu. Oyunun başõndan sonuna sahnenin bir köşe- sinde geleneksel çağdaşa uzanan irili ufaklõ vur- malõ çalgõlar yer alõyordu. Oyunun müziğinin bestecisi ve icracõsõ Midori Takada da onlarõn başõnda… Ancak söz ettiğim ritim sadece vur- malõlarõn, müziğin ritmi değil. Oyunu biçim- lendiren, tekerli sandalyelerde hareket eden ayak- larõn, bacaklarõn ritmi, ellerin kollarõn ritmi, de- vinimin ritmi… Sonra seslerin ritmi… Sonra alõ- nõp verilen nefesin ritmi… Tekrar tekrar yinelenen bu ritim, kimi zaman ağõrlõğõnõ gözkapaklarõnõza taşõsa da, (Japon vur- malõlarõnõn böyle bir etkisi hep var bende!) “kre- şendo”lar yani duygu patlamalarõ o ağõrlõğõ alõp götürüyor! SAHNE ESTETİĞİ Sahneye egemen olan minimalist bir estetik- ti. Yani tümüyle “Japon ruhuna” uygun… Arkadaki dev pano, o panoda beliren resim, o panodan süzülen õşõklar, õşõğõn kullanõmõ, her oyuncuya ait spot õşõk, sahneye girip çõkan te- kerlekli sandalyeler, sepetler ve çalgõlar dõşõn- da, sahne üzerinde kalõcõ dekor ve aksesuvar ol- mamasõ… Elektra (Yoo Jeong Byun) ve kardeşi Ores- tes’in (Yoichi Takemori) vahşi hayvanlarõ andõran giysileri, birbirini tamamlayan birinin suskunluğu ve delici bakõşlarõ, ötekinin sesi, her ikisinin de iç seslerini, iç enerjilerini dõşa vur- malarõ… Anne Klytemnestra’nõn da tekerlekli san- dalyede olmasõ, dağlarõ yerinden oynatan çõğ- lõklarõ … “Malbro” yazõlõ çantasõ ve kõpkõrmõzõ dudaklarõ gibi ayrõntõlar… Oyun boyunca tekerlekli sandalyedeki has- talar olsun, hemşireler olsun, hem koro görevi yapmalarõ hem Elektra’nõn düşlerini dõşa vur- malarõ… Sahnedeki her minicik hareket… Bütün bunlar sahne estetiğini tamamlayan öğelerdi… “2010 Türkiye’de Japon Yılı” etkinliğine, Japon Hükümeti Kültür İşleri Ajansõ’na ve ola- yõn sponsoru Sony’ye destekleri için sonsuz te- şekkürler! zeynep@zeyneporal.com faks: 0212.257 16 50 Sezai Karakoç için şiir etkinliği Kültür Servisi - Cumhuriyet Kitap yazarlarõndan Mustafa Şerif Onaran’õn 4 yõldõr Rüştü Asyalõ ile birlikte yürüttüğü şiir günleri, bugün saat 16.00’da Ankara Milli Kütüphane salonlarõnda İkinci Yeni’nin mistik şairi olarak tanõmlanan Sezai Karakoç için yapõlacak. Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever ile beraber İkinci Yeni’nin dört asõ arasõnda yer alan Karakoç’u Onaran’õn anlatacağõ, Rüştü Asyalõ’nõn ise Karakoç’un şiirlerini yorumlayacağõ etkinliğe, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ Milli Kütüphane Başkanlõğõ ile TÜRSAB destek veriyor. İstanbul’dan farklõ bir ‘Elektra’ oyunu geçti… MinimalistJaponestetiğiUluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali çerçevesinde, bu yõl Onur Ödülü’nü de alan Tadashi Suzuki’nin tasarlayõp yönettiği bir oyundu “Elektra”. Servisi - “17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festiva- li”nde bugün, İngiliz tiyatro oyunlarõ öne çõkõyor. Festiva- lin açõlõş gösterisi olan, Se- lim Atakan’õn Shakespeare’in metin ve şi- irleri üzerine yaptõğõ çalõşma- larõndan oluşan “Hekate’nin Şarkısı”, bugün saat 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Festivalin bugünkü diğer İn- giliz konuğu ise İngiltere’nin en tanõnmõş ve ilgi çekici çağdaş oyun yazarlarõndan biri olan Charlotte Jones’un ilk oyunu olan “Airswim- ming” olacak. Gerçek bir hi- kâyeye dayanan, 1920’lerde İngiltere’de akõl hastanesine kapatõlan ve orada 50 yõl tu- tulan orta sõnõfa mensup iki genç kadõnõn olağanüstü ha- yatõnõ anlatan oyun, saat 20.30’da Garajistanbul’da sahnelenecek. Tiyatro festi- valinde bugün izlenebilecek diğer oyunlar ise Prospero Dans Topluluğu tarafõndan saat 20.30’da Kumbara- cõ50’de sahnelenecek “Mese- le” ve DOT’un saat 20.30’da Salon’da tiyatro severlerle buluşacak “Malafa” olacak. Bu hafta İngiliz tiyatro oyunlarõ öne çõkõyor Kültür Servisi - Sanat, drama ve müzik okullarõnõ bünyesinde barõndõran ABD’nin en eski üniversite- lerinden Yale Üniversitesi, Türkiye’de farklõ üniversite- lerle birlikte sanatsal çalõş- malar gerçekleştirmek ve iki ülkenin kültürlerini birleştir- mek amacõyla 26 Mayõs - 2 Haziran tarihleri arasõnda İs- tanbul, Ankara ve İzmir’de farklõ etkinlikler düzenliyor. Dün Yale Üniversitesi Başkan Yardõmcõsõ ve Genel Sekreteri Linda Koch Lori- mer, Yale Koleji Dekan Yar- dõmcõsõ Susan Cahan ve Ya- le Tiyatro Okulu Dekan Yar- dõmcõsõ ve Yale Repertuvar Tiyatrosu Genel Müdürü Victoria Nolan’õn katõlõmõy- la düzenlenen basõn toplantõ- sõnda, Yale Üniversitesi sa- nat bölümleri ve Türkiye’de gerçekleştirilecek etkinlikler- le ilgili bilgi verildi. Lorimer, Türkiye’yi 21. yüzyõlda kilit ülke olarak gördüklerini ve bu nedenle akademik ortaklõk kurmak için burada bulunduklarõnõ dile getirdi. Nolan ise arala- rõnda Sigourney Weaver, Meryl Streep, Paul Gia- matti’nin de bulunduğu dün yaca ünlü sinema ve tiyatro oyuncularõ yetiştirdiklerini, bunlardan birinin de Haldun Dormen olduğunu belirtti. Yale Tiyatro Okulu öğren- cileri tarafõndan Haldun Dor- men’in de katõlõmõyla, İtal- yan doğaçlama komedisi Commedia Dell’Arte türün- de “Daima Neredeyse Bir Şey” adlõ oyun Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatrosu’nda bugün saat 17.30 ve yarõn saat 15.00’te izlenebilecek. Şef Toshiyuki Shimada yönetimindeki Ya- le Senfoni Orkestrasõ’nõn konserine devlet sanatçõmõz İdil Biret’in solist olarak ka- tõlacağõ konser Ankara’da 30 Mayõs Pazar günü saat 19.00’de Bilkent Üniversitesi Konser Salonu’nda ve İz- mir’de 2 Haziran Çarşamba günü saat 20.30’da Adnan Saygun Konser Salonu’nda gerçekleşecek. Ayrõca etkinlikler kapsa- mõnda bugün Boğaziçi Üni- versitesi Albert Salonu’nda saat 10.00’da başlayacak ‘Yale Liderlik Zirvesi’ne Koç Holding Kurumsal İleti- şim ve IT Başkanõ Ali Koç ve TÜSİAD Başkanõ Ümit Boyner de katõlacak. Yalehaftasõbaşladõ İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ Airswimming SAHİBİNDEN Acil Alibeyköy’de 140 m2 arsa 140.000 TL’ye satõlõktõr. Tel: 0212 607 08 76 Cep: 0539 327 04 27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear