24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2010 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Askeri Darbe Gerekebilir İktidarın borazanı kanalda Siyah Gözlüklü Kadın ve yandaş görüş sahiplerinin hedefinde yargı, Erzincan Savcısı Cihaner, HSYK var. Siyah gözlüklü, AKP’nin siparişi üzerine o mahut anayasa taslağının hazırlayıcılarından. Bir özel görevli. Ama ekrandaki yüzünün belirgin özelliği, siyah gözlükleri. Batu soruyor: Kör mü o kadın? Evet mi desem, yoksa hayır mı?! Siyah Gözlüklü Kadın, demokrasinin Avrupa’da nasıl büyük zorluklarla yerleştirildiğini anlatıyor! Ne Rönesanslar, ne Aydınlanma dönemleri, ne burjuva devrimleri eksikti söylevinde! Büyük zorluklarla, büyük mücadelelerle kurulmuş demokrasi Avrupa’da. Kanla, ateşle, barutla kuruldu demokrasi; bunları dedi mi anımsamıyorum. Ama demediyse eksik bıraktığı için ekliyorum... Demokrasiyi kim istedi, burjuvalar. Kentsoylu ve kapitalistler. Kara Gözlüklü Kadın’ın sözünü ettiği “demokrasi savaşı” kime karşı verildi? Kiliseye! Feodal ağalara, kralların mutlak yönetimlerine, toprak beylerine karşı! Gün oldu devran döndü, Türkiye adında bir ülkede, dinci gelenek-görenek ve ideoloji, uzuuun pelerinli, yerlere kadar sakallı tarikatlar, cemaatler; feodal Kürt-Türk ağalar, ithalatçı aracı -tefeci tufeyli tüccar... Yani özetle Avrupa demokrasisinin ne kadar mezara gömdüğü tarihsel figür varsa, hepsi günümüzde canlanmış, demokrasi savaşını yürütüyor oldu. Başlarında en büyük büyük demokrat... O “demokrasi savaşı”nın en büyük mücahidi! Bu savaşı ve iktidar yürüyüşünü “Referansımız İslamiyet. Bizi hiçbir zaman sindiremezler… Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler ise kışlalarımızdır. Okunan ezanı kimse susturamayacak” konuşmasıyla başlatmıştı! İktidara gelince de demokrasi ve özgürlük savaşını, kızları kadınları türbanlamak için sürdürdü. Köktendinci ne kadar insan, tarikat, cemaat varsa, devleti ve tüm olanaklarını bunlar arasında parsellemek, verdiği büyük demokrasi savaşının gereğiydi. Bu savaşın genişlemesine, derinlemesine anlamı, gerçek demokrasiden kalma ne kadar (tarihsel) kılıç artığı varsa, hepsini mallandırma- mülklendirmedir. O, en büyük demokrasi savaşını medyayı iktidar tapınakları haline getirmek için veriyor. Her -köktenci- ideoloji sahibinin yaptığı gibi, bu iktidar da kendi hukukunu yaratmak/kurmak için bir “demokrasi savaşı” sürdürüyor. Önceki hukuku ve temsilcilerini yıkmak zorundadır. İki başlı hukuk olmaz! Tek bir hukuk, iktidarın hukuku, iktidarın hukuk temsilcileri, iktidarın hukukunu koruyup kollayacak ve geliştirecek, iktidarın hukukuna uygun yasalar olmak zorundadır! Güçler ayrılığı olmaz, tek bir iktidar gücü olabilir! Bütün güçler, iktidarın emrinde olmalıdır! Güçler ayrılığı gibi zevzeklikler, milletin yüce ve kutsal iradesine karşı gelmektir! Buna karşı durmak ise demokrasi düşmanlığıdır! Siyah Gözlüklü Kadın, biliyor ki, bir -köktenci- iktidarın kendi hukukunu kurması zordur ve kanlı savaşlar gerektirebilir. Ayrıca dertleniyor ve diyor ki: Meclis yargı reformunu yapacak, CHP bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürecek. Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal edecek ve yine kısırdöngünün içinde kalınacak. Öyleyse bu iş nasıl olacak? Siyah Gözlüklü Kadın, bir çıkış yolu arıyor... Biliyor ama söyleyemiyor. Ben tercüman olayım efendim: AKP’ye bir askeri darbe gerekir! Sayın Siyah Gözlüklü Kadın, demokrasi savaşı, gerekirse kanlı darbelerle ilerler! Demokrasiler tarihte gerektiğinde kanla kuruldu, değil mi!? Demokrasi için, polisin askeri silahlarla donatılması aşamasına geldik. Şimdi orduyu parçalayıp, içinden çıkartılacak bir “demokrasi savaş birliği” ile, bir gecede, hem geri kalan “krallık ordusu” temizlenir, hem de “feodal ağaların son temsilcisi” yüksek yargı... CIA+Cemaat + İktidar üçgeni bir yol ayrımına geliyor: Cemaatin demokrasisi kanlı mı kurulacak kansız mı! Kansız kavgaları çıkmaza girer ve sonuç vermezse, bu işi bitirmek için bir askeri darbeye ihtiyaçları olacaktır. Derin yarılmanın anlamını ve gidebileceği yeri merak edenlere... Not: “Son Karakol” F.Gülen’in, 01.10.1980 tarihli, yani 12 Eylül 1980 askeri darbesi üzerine yazdığı bir yazının adı. (http://tr.fgulen.com/content/view/10747/3/) Orada diyor ki: “Ve işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tulûu saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, hızır gibi imdadımıza yetişen mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz… Karakol, sükûnetin, huzurun ve emniyetin remzidir. Ondaki düzen, huzur ve orada gözlerin uyanık oluşu, umumî emniyet ve muvâzenenin en büyük teminâtıdır. Ondaki kargaşa ve bunalımlar ise, arkasındaki topluluklar için en büyük felâkettir.” Yorumda özgürsünüz… Cemaat soruşturmasõna Erzurum Başsavcõlõğõ’nca el konulduktan sonra yaşanan süreç dikkat çekiyor Soruşturmadaderinfarklõlõklar AYKUT KÜÇÜKKAYA Türkiye’nin gündemine oturan Erzincan-Erzurum hattõndaki yargõ krizinin başlangõcõ 2007 yõlõna uzanõyor. 2007-2010 yõllarõ arasõnda İsmailağa ve Gülen cemaatine yönelik soruşturmayõ başlatan Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in yürüttüğü soruşturma ile Cihaner’i Ergenekon örgütüne üye olmak suçlamasõyla tutuklatan Erzurum Savcõsõ Osman Şanal’õn yürüttüğü soruşturmalar arasõnda “derin farklılıklar” dikkat çekiyor. İşte Cihaner ile Şanal’õn yürüttüğü soruşturmalarõn karşõlaştõrmalõ aşamalarõ. Cihaner, jandarma istihbaratõ kaynaklõ bilgi no- tu üzerine 2 Kasõm 2007’de İsmailağa cemaatine yö- nelik soruşturma başlattõ. Soruşturma kapsamõnda Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nden cemaatle il- gili görülen çok sayõda isim için telefon dinleme ve teknik takip izni alõndõ. Cihaner, soruşturmayõ elinden almak isteyen Şa- nal’a 16 Mart 2009’da gönderdiği cevapta, cemaa- tin öne sürülen suçlarõ işlediğine dair “delil ve ema- re bulunmadığını” iletti. Cihaner baskõlar sonucu dosyayõ gönderdi. Ci- haner, şüpheli listesi, dinleme kayõtlarõ ve soruşturma süreci hakkõnda ayrõntõlõ bilgiler verdiği görevsizlik kararõndaki önemli bilgilere yer verdi. Erzincan Baş- savcõsõ, cemaat çevresindeki telefon konuşmalarõn- da adõ öne çõkan isimlerden olan işadamõ Mehmet Çelik ile bir önceki AKP hükümetinde Enerji Ba- kanõ olan Hilmi Güler ve Orman Bakanõ olan Os- man Pepe arasõndaki konuşmalarda suç şüphesi bu- lunduğunu savundu. Konuşma kayõtlarõna göre işa- damõ Çelik’in Güler ile “talimat” verir bir şekilde konuştuğunu ve “rakibi olan firmaya iş verilme- mesini istediğini” kayda geçirdi. Çelik’in konuş- malarõnda “ihaleye fesat karıştırma, rüşvet ver- me, komisyon alma” şüphesi uyandõğõnõ kaydeden Cihaner, Pepe ile telefon sohbetleri için de “vergi kaçakçılığı” suçu şüphesi doğduğuna işaret etti. Cihaner, soruşturma elindeyken gözaltõna al- dõğõ cemaat mensubu 9 kişiyi “izinsiz eğitim ku- rumu açmak, izinsiz yardım toplamak” gibi id- dialarla tutukladõ. TUTUKLANAN CİHANER NE YAPTI? Erzincan’daki tutuklamalardan sonra Erzu- rum devreye girdi. “Cemaatin silahlı örgüt ol- duğu, bu nedenle özel yetkili savcılığın görev alanına girdiği” iddiasõyla Mart 2009’da soruş- turmaya Erzurum Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca el kondu. Bu yazõya bir gün sonra cevap veren Şanal dosyaya “el konduğunu” ve Erzurum’a gönde- rilmesini istedi. Soruşturmayõ bu iddiayla Erzurum’a aldõran özel yetkili savcõ Osman Şanal, 8, 10 ve 12 Ha- ziran 2009 tarihlerinde Cihaner’in ağõr suç şüp- hesini dile getirdiği, aralarõnda cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu, Yeni Şafak gazetesi- nin sahibi Ahmet Albayrak, İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş ve bakanlarla yapõlan telefon konuşmalarõnda adõ öne çõkan isim- lerden işadamõ Mehmet Çelik’in de aralarõnda bu- lunduğu 282 kişi hakkõnda “ek kovuşturmaya yer olmadığı”na hükmetti. Osman Şanal, 22 Haziran 2009’da hazõrla- dõğõ iddianame ile 16 kişiyi suçladõ. Erzincan’da tutuklanan isimler teker teker tahliye edildi. 16 Şu- bat 2010’da, bir savcõ ve polis heyetiyle Erzincan Başsavcõlõğõ’na baskõn düzenleyen Şanal, Ciha- ner’in makam odasõ ve evinde arama yaptõrdõ, do- kümanlara el koydurdu. Erzurum’a gelen ihbar nedeniyle Şanal tara- fõndan “Ergenekon terör örgütüne üyelik”le suçlanan Cihaner Erzurum’a götürüldü ve bir gün sonra tutuklanarak cezaevine kondu. T24 com.tr cemaat soruşturmasõnda mahkeme kararõyla dinlenen telefon kayõtlarõnõ yayõmladõ Albayrak telefona takıldı Haber Merkezi - Tutuklanan Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in yürüttüğü soruşturmada mahkeme kararõyla dinlenen te- lefon kayõtlarõnõ yayõmlayan T24.com.tr haber portalõ dün de Yeni Şafak gazetesinin imtiyaz sahibi ve Basõn İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Albayrak’õn telefon konuşma- larõna yer verdi. Albayrak’õn, İsmailağa cemaati soruşturma- sõ kapsamõnda Erzincan Sulh Ceza Mahkeme- si kararõyla dinlenen telefon konuşmalarõ, yüz- lerce sayfayõ buluyor. T24’ün yayõmladõğõ gö- rüşmelere göre bakanlardan müsteşarlara, genel müdürlerden siyasetçilere uzanan ilişkiler ağõ içinde çok sayõda iş ve ihale için telefon mesaisi yaptõğõ anlaşõlõyor. Ahmet Albayrak’õn yasal yol- larla dinlenen konuşmalarõ, 2 Kasõm 2007’de İs- mailağa soruşturmasõnõ başlatan Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in hazõrladõğõ dosyada yer alõyor. İnternet sitesi Albayrak’õn ticari girişimleri üzerinde ağõrlõk kazanan gö- rüşmelerinde Adalet Bakanõ ve Müsteşarõ’ndan Vakõflar Bankasõ Genel Müdürü’ne uzanan, yer yer bazõ Anayasa Mahkemesi üyelerini de ko- nu edinen konuşmalarõ yorumsuz aktardõ. Sitenin aktardõğõ görüşmelerden birisi özetle şöyle: Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararõyla 13 Ocak 2009 tarihinde dinlenilen ve mahkeme kayõtlarõna geçen telefon görüşmesi şöyle: Ahmet Albayrak: Alo Hasan ......: Selamünaleyküm Albayrak: Aleykümselam Hasan Bey. Hasan: Ne yapõyorsun? Nerdesin Ahmet Bey? Albayrak: İyi, bakanlõktan çõktõm şu anda Ada- let Bakanlõğõ’ndayõm. Hasan: Ha iyi o zaman. Bakan beyle halle- debildiniz mi? Albayrak: He konuyu anlattõm, adam halle- deceğim dedi. Hasan: Allah razõ olsun, çok çabuk karar ve- rildi, o yeğenleri de Albayrak’lara benzer yani. Albayrak: He o sõkõntõ yani yoksa o iş ona sõ- kõntõ verir yani. Hasan: Doğru, doğru söylüyorsun doğru. Tamam Ahmet Bey oldu, biraz sonra Bakan Bey buraya geliyor, konferans verecek. Albayrak: Tamam. Hasan: Oldu hadi görüşürüz, kolay gelsin. İş- ler halloluyor değil mi? Albayrak: Olmak üzere. Hasan: İyi hadi Allah yardõmcõn olsun. Albayrak: Sağol. Adalet Bakanı kimdi? Albayrak’õn mahkeme kararõyla dinlenen te- lefon konuşmasõ yaptõğõ tarihte Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’di. Şahin dün İstanbul’da Bağcõlar Belediyesi’nce düzenlenen “Uluslar- arası Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu” öncesi basõn mensuplarõnõn yargõda yaşanan ge- lişmelere ilişkin değerlendirmesini sormalarõ üze- rine şunlarõ söyledi: “Bu soru sorulduğunda ne cevap vere- ceğimi biliyorsunuz. Ben yargının işine karışmam. Yargıyı, yargıya bırakalım. Yargı, yasal çerçevede görevini yapsın. Biz yargının işine karışmayız, siz de yargı- nın işine karışmayın.” ‘Gül, AKP’ye destek veriyor’ AYDIN (Cumhuriyet) - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emi- nağaoğlu’yla birlikte Aydõn Barosu’nca dün düzenlenen “Hukuk Devleti ve Yargı Ba- ğımsızlığı” konulu panele katõldõ. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ ya- nõtlayan Kanadoğlu,Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yargõ reformunu gündeme getirmesiyle ilgili şunlarõ söyledi: “Yargı reformu olarak istedikleri, doğrudan siyasi iktidarın kendi- lerine bağımlı bir yargı yaratma çabasından doğmaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun oluşumunu siyasi iktidara bağ- layan her girişim, yargının bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devleti ilke- lerine aykırı bir girişim niteliğindedir. Siya- si iktidarın böyle bir dönemde amaçlarını gerçekleştirecek bir eyleme girişmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından desteklenmesi, talihsiz bir açıklama ve siyasi iktidara veri- len ayrı bir destek niteliğindedir.” obursali@cumhuriyet.com.tr TUTUKLATAN ŞANAL NE YAPTI? AKP’Lİ DOĞAN’DAN İTİRAF ‘Şimdi onlarõ biz fişliyoruz’ KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) - AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Do- ğan, Türkiye’nin 10 yõl daha AKP’ye gerek- sinimi olduğunu savunarak, “Eğer biz bi- razcık tökezlersek bu Ergenekoncular fa- lan bu defa çok kötü intikam alır, halktan. Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu imam hatibe gidiyor hepsini fişlemişler, Kim muhafazakâr, kim ramazanda oruç tutu- yor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onla- rı fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde” dedi. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi de olan AKP Kahra- manmaraş Milletvekili Avni Doğan, 16 Şubat Salõ günü Kahramanmaraş Belediyesi Meclisi tarafõndan mahalle statüsüne getirilen ancak itiraz üzerine Danõştay kararõ ile yeniden belde statüsüne kavuştuğu için 7 Mart’ta belediye başkanlõğõ seçimi yapõlacak olan merkez Kara- casu beldesindeki AKP seçim bürosunu ziya- ret etti. Burada partililere seslenen Doğan, “Buralardaki halk, Kahramanmaraş Bele- diyesi’ne bağlanmayı istemiyordu. Eğer biz isteseydik ve açılan davalarda savunma hakkımızı kullansa idik, bu yerleşim yeri yeniden belde olamazdı. Biz hükümetiz ve bizim istemediğimiz şeyi de kimse yapa- maz” diye konuştu. Maraş’õn tarihindeki en uzun süre vekilliği kendisinin yaptõğõnõ anla- tan Doğan, “Ben bir müteahhitle aynı masa- ya oturup bir çay içmedim. Eğer siyasetçi- ler, vekiller, belediye başkanları, zenginler- den yardım almaya başlamışsa iş bitmiş. Bi- zi konuşturmasınlar. Bizi konuştururlarsa laf bitmez. Yahu hükümet biziz. Yapılan her şeyi biz yaparız. Bizim istemediğimiz şeyi de kimse yapamaz” dedi. SABİH KANADOĞLU ‘Anayasa değişecek’ KASTAMONU (Cumhuriyet) - Devlet Baka- nõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, 1982 Anayasasõ’nõn önemli sorunlar taşõdõğõnõ belirte- rek “Kendi temennimize göre değil, bu anaya- saya göre değiştireceğiz” dedi. “Türkiye Buluşmaları” toplantõsõna katõlmak üzere Kastamonu’ya gelen Çiçek, toplantõnõn ar- dõndan Vali Mustafa Kara’yõ ziyaret etti. Vilayet binasõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Çi- çek, tutuklanan başsavcõ İlhan Cihaner için Yar- gõtay üyelerinin bildiri yayõmlamasõna ilişkin soru üzerine, “Görülmekte olan davalarla il§gili fi- kir beyan etmek bize düşmüyor. Hukukun iş- leyeceğine, işlemesi gerektiğine inanıyorum. Başka yolu yok” dedi. Sivil dikta ve yargõ diktasõ konusundaki tartõşmalara ilişkin de açõklama yap- maktan kaçõnan Çiçek, demokratik açõlõm konu- sununu da “Demokrasiyi daha iyi bir standar- da getirme çabasıdır” şeklinde değerlendirdi. TARHAN ‘Yapılan işlemler sakat’ İstanbul Haber Ser- visi - Yargõçlar ve Sav- cõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Emine Ülker Tarhan, Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklanma- sõnõn ardõndan yapõlan tüm işlemlerin “sakat olduğunu” söyledi. İstanbul Barosu’nun düzenlediği toplantõya katõlan Tarhan, yaşanan gelişmelerle ilgili soru- larõ yanõtladõ. Tarhan, şunlarõ söyledi: “Dos- yanın içeriğini bilmiyo- rum. Yargıtay’ın yar- gılayacağı kişilerden sayın Cihaner’in tu- tuklanması ancak son soruşturmanın açılma- sı kararını verecek olan merci tarafından yapılabilir. Tutuklan- ma isteği ona karşı ile- tilebilir. Yani yöntem baştan sakattır. Baştan beri yöntem gaspı ol- duğu için yasaya uy- gun olmadığı için yapı- lan tüm işlemler sakat- tır. Her türlü yöntem- sizliğe, gaspa karşı mücadelemizi sürdüre- ceğiz. Gelişmeler doğ- rultusunda tavır alaca- ğız. Her platformda refleks geliştirerek ka- muoyu doğru şekilde aydınlatılacaktır.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear