Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2010 PAZAR
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Askeri Darbe Gerekebilir
İktidarın borazanı kanalda Siyah Gözlüklü
Kadın ve yandaş görüş sahiplerinin hedefinde
yargı, Erzincan Savcısı Cihaner, HSYK var. Siyah
gözlüklü, AKP’nin siparişi üzerine o mahut
anayasa taslağının hazırlayıcılarından. Bir özel
görevli. Ama ekrandaki yüzünün belirgin özelliği,
siyah gözlükleri. Batu soruyor: Kör mü o kadın?
Evet mi desem, yoksa hayır mı?!
Siyah Gözlüklü Kadın, demokrasinin
Avrupa’da nasıl büyük zorluklarla yerleştirildiğini
anlatıyor! Ne Rönesanslar, ne Aydınlanma
dönemleri, ne burjuva devrimleri eksikti
söylevinde! Büyük zorluklarla, büyük
mücadelelerle kurulmuş demokrasi Avrupa’da.
Kanla, ateşle, barutla kuruldu demokrasi;
bunları dedi mi anımsamıyorum. Ama demediyse
eksik bıraktığı için ekliyorum...
Demokrasiyi kim istedi, burjuvalar. Kentsoylu ve
kapitalistler. Kara Gözlüklü Kadın’ın sözünü ettiği
“demokrasi savaşı” kime karşı verildi? Kiliseye!
Feodal ağalara, kralların mutlak yönetimlerine,
toprak beylerine karşı!
Gün oldu devran döndü, Türkiye adında bir
ülkede, dinci gelenek-görenek ve ideoloji, uzuuun
pelerinli, yerlere kadar sakallı tarikatlar, cemaatler;
feodal Kürt-Türk ağalar, ithalatçı aracı -tefeci
tufeyli tüccar... Yani özetle Avrupa
demokrasisinin ne kadar mezara gömdüğü
tarihsel figür varsa, hepsi günümüzde canlanmış,
demokrasi savaşını yürütüyor oldu.
Başlarında en büyük büyük demokrat... O
“demokrasi savaşı”nın en büyük mücahidi! Bu
savaşı ve iktidar yürüyüşünü “Referansımız
İslamiyet. Bizi hiçbir zaman sindiremezler…
Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler
ise kışlalarımızdır. Okunan ezanı kimse
susturamayacak” konuşmasıyla başlatmıştı!
İktidara gelince de demokrasi ve özgürlük
savaşını, kızları kadınları türbanlamak için
sürdürdü.
Köktendinci ne kadar insan, tarikat, cemaat
varsa, devleti ve tüm olanaklarını bunlar arasında
parsellemek, verdiği büyük demokrasi savaşının
gereğiydi.
Bu savaşın genişlemesine, derinlemesine
anlamı, gerçek demokrasiden kalma ne kadar
(tarihsel) kılıç artığı varsa, hepsini mallandırma-
mülklendirmedir.
O, en büyük demokrasi savaşını medyayı
iktidar tapınakları haline getirmek için veriyor.
Her -köktenci- ideoloji sahibinin yaptığı gibi, bu
iktidar da kendi hukukunu yaratmak/kurmak için
bir “demokrasi savaşı” sürdürüyor. Önceki
hukuku ve temsilcilerini yıkmak zorundadır. İki
başlı hukuk olmaz! Tek bir hukuk, iktidarın
hukuku, iktidarın hukuk temsilcileri, iktidarın
hukukunu koruyup kollayacak ve geliştirecek,
iktidarın hukukuna uygun yasalar olmak
zorundadır!
Güçler ayrılığı olmaz, tek bir iktidar gücü olabilir!
Bütün güçler, iktidarın emrinde olmalıdır! Güçler
ayrılığı gibi zevzeklikler, milletin yüce ve kutsal
iradesine karşı gelmektir!
Buna karşı durmak ise demokrasi düşmanlığıdır!
Siyah Gözlüklü Kadın, biliyor ki, bir -köktenci-
iktidarın kendi hukukunu kurması zordur ve kanlı
savaşlar gerektirebilir. Ayrıca dertleniyor ve diyor
ki: Meclis yargı reformunu yapacak, CHP bunu
Anayasa Mahkemesi’ne götürecek. Anayasa
Mahkemesi bu yasayı iptal edecek ve yine
kısırdöngünün içinde kalınacak. Öyleyse bu iş nasıl
olacak?
Siyah Gözlüklü Kadın, bir çıkış yolu arıyor...
Biliyor ama söyleyemiyor. Ben tercüman olayım
efendim:
AKP’ye bir askeri darbe gerekir! Sayın Siyah
Gözlüklü Kadın, demokrasi savaşı, gerekirse
kanlı darbelerle ilerler! Demokrasiler tarihte
gerektiğinde kanla kuruldu, değil mi!?
Demokrasi için, polisin askeri silahlarla
donatılması aşamasına geldik. Şimdi orduyu
parçalayıp, içinden çıkartılacak bir “demokrasi
savaş birliği” ile, bir gecede, hem geri kalan
“krallık ordusu” temizlenir, hem de “feodal ağaların
son temsilcisi” yüksek yargı...
CIA+Cemaat + İktidar üçgeni bir yol ayrımına
geliyor: Cemaatin demokrasisi kanlı mı
kurulacak kansız mı! Kansız kavgaları çıkmaza
girer ve sonuç vermezse, bu işi bitirmek için bir
askeri darbeye ihtiyaçları olacaktır.
Derin yarılmanın anlamını ve gidebileceği yeri
merak edenlere...
Not: “Son Karakol” F.Gülen’in, 01.10.1980 tarihli,
yani 12 Eylül 1980 askeri darbesi üzerine yazdığı bir
yazının adı.
(http://tr.fgulen.com/content/view/10747/3/) Orada
diyor ki: “Ve işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde,
asırlık bekleyişin tulûu saydığımız, bu son dirilişi, son
karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor;
ümidimizin tükendiği yerde, hızır gibi imdadımıza
yetişen mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine
varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz… Karakol,
sükûnetin, huzurun ve emniyetin remzidir. Ondaki
düzen, huzur ve orada gözlerin uyanık oluşu, umumî
emniyet ve muvâzenenin en büyük teminâtıdır.
Ondaki kargaşa ve bunalımlar ise, arkasındaki
topluluklar için en büyük felâkettir.” Yorumda
özgürsünüz…
Cemaat soruşturmasõna Erzurum Başsavcõlõğõ’nca el konulduktan sonra yaşanan süreç dikkat çekiyor
Soruşturmadaderinfarklõlõklar
AYKUT
KÜÇÜKKAYA
Türkiye’nin
gündemine oturan
Erzincan-Erzurum
hattõndaki yargõ
krizinin başlangõcõ
2007 yõlõna
uzanõyor. 2007-2010
yõllarõ arasõnda
İsmailağa ve Gülen
cemaatine yönelik
soruşturmayõ
başlatan Erzincan
Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in
yürüttüğü
soruşturma ile
Cihaner’i Ergenekon
örgütüne üye olmak
suçlamasõyla
tutuklatan Erzurum
Savcõsõ Osman
Şanal’õn yürüttüğü
soruşturmalar
arasõnda “derin
farklılıklar” dikkat
çekiyor. İşte Cihaner
ile Şanal’õn
yürüttüğü
soruşturmalarõn
karşõlaştõrmalõ
aşamalarõ.
Cihaner, jandarma istihbaratõ kaynaklõ bilgi no-
tu üzerine 2 Kasõm 2007’de İsmailağa cemaatine yö-
nelik soruşturma başlattõ. Soruşturma kapsamõnda
Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nden cemaatle il-
gili görülen çok sayõda isim için telefon dinleme ve
teknik takip izni alõndõ.
Cihaner, soruşturmayõ elinden almak isteyen Şa-
nal’a 16 Mart 2009’da gönderdiği cevapta, cemaa-
tin öne sürülen suçlarõ işlediğine dair “delil ve ema-
re bulunmadığını” iletti.
Cihaner baskõlar sonucu dosyayõ gönderdi. Ci-
haner, şüpheli listesi, dinleme kayõtlarõ ve soruşturma
süreci hakkõnda ayrõntõlõ bilgiler verdiği görevsizlik
kararõndaki önemli bilgilere yer verdi. Erzincan Baş-
savcõsõ, cemaat çevresindeki telefon konuşmalarõn-
da adõ öne çõkan isimlerden olan işadamõ Mehmet
Çelik ile bir önceki AKP hükümetinde Enerji Ba-
kanõ olan Hilmi Güler ve Orman Bakanõ olan Os-
man Pepe arasõndaki konuşmalarda suç şüphesi bu-
lunduğunu savundu. Konuşma kayõtlarõna göre işa-
damõ Çelik’in Güler ile “talimat” verir bir şekilde
konuştuğunu ve “rakibi olan firmaya iş verilme-
mesini istediğini” kayda geçirdi. Çelik’in konuş-
malarõnda “ihaleye fesat karıştırma, rüşvet ver-
me, komisyon alma” şüphesi uyandõğõnõ kaydeden
Cihaner, Pepe ile telefon sohbetleri için de “vergi
kaçakçılığı” suçu şüphesi doğduğuna işaret etti.
Cihaner, soruşturma elindeyken gözaltõna al-
dõğõ cemaat mensubu 9 kişiyi “izinsiz eğitim ku-
rumu açmak, izinsiz yardım toplamak” gibi id-
dialarla tutukladõ.
TUTUKLANAN CİHANER NE YAPTI?
Erzincan’daki tutuklamalardan sonra Erzu-
rum devreye girdi. “Cemaatin silahlı örgüt ol-
duğu, bu nedenle özel yetkili savcılığın görev
alanına girdiği” iddiasõyla Mart 2009’da soruş-
turmaya Erzurum Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca el
kondu.
Bu yazõya bir gün sonra cevap veren Şanal
dosyaya “el konduğunu” ve Erzurum’a gönde-
rilmesini istedi.
Soruşturmayõ bu iddiayla Erzurum’a aldõran
özel yetkili savcõ Osman Şanal, 8, 10 ve 12 Ha-
ziran 2009 tarihlerinde Cihaner’in ağõr suç şüp-
hesini dile getirdiği, aralarõnda cemaatin lideri
Mahmut Ustaosmanoğlu, Yeni Şafak gazetesi-
nin sahibi Ahmet Albayrak, İstanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş ve bakanlarla
yapõlan telefon konuşmalarõnda adõ öne çõkan isim-
lerden işadamõ Mehmet Çelik’in de aralarõnda bu-
lunduğu 282 kişi hakkõnda “ek kovuşturmaya yer
olmadığı”na hükmetti.
Osman Şanal, 22 Haziran 2009’da hazõrla-
dõğõ iddianame ile 16 kişiyi suçladõ. Erzincan’da
tutuklanan isimler teker teker tahliye edildi. 16 Şu-
bat 2010’da, bir savcõ ve polis heyetiyle Erzincan
Başsavcõlõğõ’na baskõn düzenleyen Şanal, Ciha-
ner’in makam odasõ ve evinde arama yaptõrdõ, do-
kümanlara el koydurdu.
Erzurum’a gelen ihbar nedeniyle Şanal tara-
fõndan “Ergenekon terör örgütüne üyelik”le
suçlanan Cihaner Erzurum’a götürüldü ve bir gün
sonra tutuklanarak cezaevine kondu.
T24 com.tr cemaat soruşturmasõnda mahkeme kararõyla dinlenen telefon kayõtlarõnõ yayõmladõ
Albayrak telefona takıldı
Haber Merkezi - Tutuklanan Erzincan Cum-
huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in yürüttüğü
soruşturmada mahkeme kararõyla dinlenen te-
lefon kayõtlarõnõ yayõmlayan T24.com.tr haber
portalõ dün de Yeni Şafak gazetesinin imtiyaz
sahibi ve Basõn İlan Kurumu Yönetim Kurulu
Üyesi Ahmet Albayrak’õn telefon konuşma-
larõna yer verdi.
Albayrak’õn, İsmailağa cemaati soruşturma-
sõ kapsamõnda Erzincan Sulh Ceza Mahkeme-
si kararõyla dinlenen telefon konuşmalarõ, yüz-
lerce sayfayõ buluyor. T24’ün yayõmladõğõ gö-
rüşmelere göre bakanlardan müsteşarlara, genel
müdürlerden siyasetçilere uzanan ilişkiler ağõ
içinde çok sayõda iş ve ihale için telefon mesaisi
yaptõğõ anlaşõlõyor. Ahmet Albayrak’õn yasal yol-
larla dinlenen konuşmalarõ, 2 Kasõm 2007’de İs-
mailağa soruşturmasõnõ başlatan Erzincan Cum-
huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in hazõrladõğõ
dosyada yer alõyor. İnternet sitesi Albayrak’õn
ticari girişimleri üzerinde ağõrlõk kazanan gö-
rüşmelerinde Adalet Bakanõ ve Müsteşarõ’ndan
Vakõflar Bankasõ Genel Müdürü’ne uzanan, yer
yer bazõ Anayasa Mahkemesi üyelerini de ko-
nu edinen konuşmalarõ yorumsuz aktardõ. Sitenin
aktardõğõ görüşmelerden birisi özetle şöyle:
Erzincan Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararõyla
13 Ocak 2009 tarihinde dinlenilen ve mahkeme
kayõtlarõna geçen telefon görüşmesi şöyle:
Ahmet Albayrak: Alo
Hasan ......: Selamünaleyküm
Albayrak: Aleykümselam Hasan Bey.
Hasan: Ne yapõyorsun? Nerdesin Ahmet
Bey?
Albayrak: İyi, bakanlõktan çõktõm şu anda Ada-
let Bakanlõğõ’ndayõm.
Hasan: Ha iyi o zaman. Bakan beyle halle-
debildiniz mi?
Albayrak: He konuyu anlattõm, adam halle-
deceğim dedi.
Hasan: Allah razõ olsun, çok çabuk karar ve-
rildi, o yeğenleri de Albayrak’lara benzer yani.
Albayrak: He o sõkõntõ yani yoksa o iş ona sõ-
kõntõ verir yani.
Hasan: Doğru, doğru söylüyorsun doğru.
Tamam Ahmet Bey oldu, biraz sonra Bakan Bey
buraya geliyor, konferans verecek.
Albayrak: Tamam.
Hasan: Oldu hadi görüşürüz, kolay gelsin. İş-
ler halloluyor değil mi?
Albayrak: Olmak üzere.
Hasan: İyi hadi Allah yardõmcõn olsun.
Albayrak: Sağol.
Adalet Bakanı kimdi?
Albayrak’õn mahkeme kararõyla dinlenen te-
lefon konuşmasõ yaptõğõ tarihte Adalet Bakanõ
Mehmet Ali Şahin’di. Şahin dün İstanbul’da
Bağcõlar Belediyesi’nce düzenlenen “Uluslar-
arası Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu”
öncesi basõn mensuplarõnõn yargõda yaşanan ge-
lişmelere ilişkin değerlendirmesini sormalarõ üze-
rine şunlarõ söyledi:
“Bu soru sorulduğunda ne cevap vere-
ceğimi biliyorsunuz. Ben yargının işine
karışmam. Yargıyı, yargıya bırakalım.
Yargı, yasal çerçevede görevini yapsın.
Biz yargının işine karışmayız, siz de yargı-
nın işine karışmayın.”
‘Gül, AKP’ye
destek veriyor’
AYDIN (Cumhuriyet) - Yargõtay Onursal
Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu,
eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emi-
nağaoğlu’yla birlikte Aydõn Barosu’nca dün
düzenlenen “Hukuk Devleti ve Yargı Ba-
ğımsızlığı” konulu panele katõldõ.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularõnõ ya-
nõtlayan Kanadoğlu,Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün yargõ reformunu gündeme getirmesiyle
ilgili şunlarõ söyledi: “Yargı reformu olarak
istedikleri, doğrudan siyasi iktidarın kendi-
lerine bağımlı bir yargı yaratma çabasından
doğmaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu’nun oluşumunu siyasi iktidara bağ-
layan her girişim, yargının bağımsızlığına,
hukukun üstünlüğüne ve hukuk devleti ilke-
lerine aykırı bir girişim niteliğindedir. Siya-
si iktidarın böyle bir dönemde amaçlarını
gerçekleştirecek bir eyleme girişmesi ve
Cumhurbaşkanı tarafından desteklenmesi,
talihsiz bir açıklama ve siyasi iktidara veri-
len ayrı bir destek niteliğindedir.”
obursali@cumhuriyet.com.tr
TUTUKLATAN ŞANAL NE YAPTI?
AKP’Lİ DOĞAN’DAN İTİRAF
‘Şimdi onlarõ
biz fişliyoruz’
KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) -
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Do-
ğan, Türkiye’nin 10 yõl daha AKP’ye gerek-
sinimi olduğunu savunarak, “Eğer biz bi-
razcık tökezlersek bu Ergenekoncular fa-
lan bu defa çok kötü intikam alır, halktan.
Bu memlekette kimin kızının başı örtülü,
hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu imam
hatibe gidiyor hepsini fişlemişler, Kim
muhafazakâr, kim ramazanda oruç tutu-
yor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onla-
rı fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı,
inşallah sıra bizde” dedi.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor Komisyonu üyesi de olan AKP Kahra-
manmaraş Milletvekili Avni Doğan, 16 Şubat
Salõ günü Kahramanmaraş Belediyesi Meclisi
tarafõndan mahalle statüsüne getirilen ancak
itiraz üzerine Danõştay kararõ ile yeniden belde
statüsüne kavuştuğu için 7 Mart’ta belediye
başkanlõğõ seçimi yapõlacak olan merkez Kara-
casu beldesindeki AKP seçim bürosunu ziya-
ret etti. Burada partililere seslenen Doğan,
“Buralardaki halk, Kahramanmaraş Bele-
diyesi’ne bağlanmayı istemiyordu. Eğer biz
isteseydik ve açılan davalarda savunma
hakkımızı kullansa idik, bu yerleşim yeri
yeniden belde olamazdı. Biz hükümetiz ve
bizim istemediğimiz şeyi de kimse yapa-
maz” diye konuştu. Maraş’õn tarihindeki en
uzun süre vekilliği kendisinin yaptõğõnõ anla-
tan Doğan, “Ben bir müteahhitle aynı masa-
ya oturup bir çay içmedim. Eğer siyasetçi-
ler, vekiller, belediye başkanları, zenginler-
den yardım almaya başlamışsa iş bitmiş. Bi-
zi konuşturmasınlar. Bizi konuştururlarsa
laf bitmez. Yahu hükümet biziz. Yapılan
her şeyi biz yaparız. Bizim istemediğimiz
şeyi de kimse yapamaz” dedi.
SABİH KANADOĞLU
‘Anayasa değişecek’
KASTAMONU (Cumhuriyet) - Devlet Baka-
nõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, 1982
Anayasasõ’nõn önemli sorunlar taşõdõğõnõ belirte-
rek “Kendi temennimize göre değil, bu anaya-
saya göre değiştireceğiz” dedi.
“Türkiye Buluşmaları” toplantõsõna katõlmak
üzere Kastamonu’ya gelen Çiçek, toplantõnõn ar-
dõndan Vali Mustafa Kara’yõ ziyaret etti. Vilayet
binasõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Çi-
çek, tutuklanan başsavcõ İlhan Cihaner için Yar-
gõtay üyelerinin bildiri yayõmlamasõna ilişkin soru
üzerine, “Görülmekte olan davalarla il§gili fi-
kir beyan etmek bize düşmüyor. Hukukun iş-
leyeceğine, işlemesi gerektiğine inanıyorum.
Başka yolu yok” dedi. Sivil dikta ve yargõ diktasõ
konusundaki tartõşmalara ilişkin de açõklama yap-
maktan kaçõnan Çiçek, demokratik açõlõm konu-
sununu da “Demokrasiyi daha iyi bir standar-
da getirme çabasıdır” şeklinde değerlendirdi.
TARHAN
‘Yapılan
işlemler
sakat’
İstanbul Haber Ser-
visi - Yargõçlar ve Sav-
cõlar Birliği (YARSAV)
Başkanõ Emine Ülker
Tarhan, Erzincan Cum-
huriyet Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in tutuklanma-
sõnõn ardõndan yapõlan
tüm işlemlerin “sakat
olduğunu” söyledi.
İstanbul Barosu’nun
düzenlediği toplantõya
katõlan Tarhan, yaşanan
gelişmelerle ilgili soru-
larõ yanõtladõ. Tarhan,
şunlarõ söyledi: “Dos-
yanın içeriğini bilmiyo-
rum. Yargıtay’ın yar-
gılayacağı kişilerden
sayın Cihaner’in tu-
tuklanması ancak son
soruşturmanın açılma-
sı kararını verecek
olan merci tarafından
yapılabilir. Tutuklan-
ma isteği ona karşı ile-
tilebilir. Yani yöntem
baştan sakattır. Baştan
beri yöntem gaspı ol-
duğu için yasaya uy-
gun olmadığı için yapı-
lan tüm işlemler sakat-
tır. Her türlü yöntem-
sizliğe, gaspa karşı
mücadelemizi sürdüre-
ceğiz. Gelişmeler doğ-
rultusunda tavır alaca-
ğız. Her platformda
refleks geliştirerek ka-
muoyu doğru şekilde
aydınlatılacaktır.”