24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Akıl Yenik Düşünce Sevgili, Doğan Hasol iyi bir mimar, usta bir yönetici, akıcı üsluplu bir yazar, akıllı bir adam. Bu yüzdendir ki, cumartesi günkü “Bir Öneri: Ali Sami Yen Parkı” yazısına güldüm. Doğan, Galatasaray’dan TOKİ’ye geçip yıkılacak olan Ali Sami Yen Stadı’nın yerine bir park yapılmasını öneriyor. Mesleği mimarlık olan, arazi değerini bilen, Galatasaray’da yöneticilik yapmış, Ali Sami Yen’in konumunun bilincinde, yöneticilik deneyimi geniş, rantın ne denli önemli olduğunun farkında bir adam, TOKİ Başkanı’nın “İstanbul’un en değerli arsası olduğunu” söylediği bir yere, Türkiye gibi bir ülke için tekliflerin en olmazını getiriyor ve Ali Sami Yen Parkı yapılmasını öneriyor. Daha önce de, kimi aklı evveller, iki adım ötedeki eski Şişli Tramvay Deposu’nun yeşil alana dönüştürülmesini önermişler, kimi safları da peşlerinden sürüklemişlerdi. Orası tabii ki yeşil alana dönüşmedi, Cevahir Alışveriş Merkezi oldu. Kentlerimizde, alışveriş merkezlerinin yanında, yeşilin ya da kutsalın lafı mı olur?!.. Bu gerçek yalnız İstanbul’a has değil, Anadolu için de geçerli. Olayın ayırdında olan cami yaptırma merkezleri, ibadet ile alışverişi gayet güzel telif etmişler, tüm camilerin altını dükkâna, mağazaya çevirmişler. TOKİ Başkanı’nın İstanbul’un en değerli arsası dediği yer için Hasol da burada İstanbul’un en yüksek binasının yapılabileceğini belirtiyor. Bu durumda TOKİ, buraya park yapılmasına göz yumar mı? Arazi TOKİ’nin değil, Belediye’nin eline geçseydi de pek bir şey değişmeyecekti. Nitekim şimdi Cevahir Alışveriş Merkezi olan yer daha önce Şişli Belediyesi’ne geçmişti. Hangi belediye o kadar büyük rantın bir kenara bırakılıp, halk için, çocuklar için yeşil alan yapılmasına kalkışabilir, ya da böyle bir şeyi aklına getirmeye cüret edebilir? Belediye dediğimiz, eskilerin deyimiyle “Hilâl-i Ahmer” (Kızılay) mı? Hangi belediye halkına hizmeti rantın önüne geçirebilir, hangi halkın kendisi böyle bir talebi dile getirmeyi, yani kendisini ranttan üstün görmeyi düşleyebilir ki? Böyle bir isteği değil ortaya atmak, telaffuz etmeye bile kalksanız, alacağınız yanıt hazırdır: - Abi o kadar değerli arsa park olur mu? Sen enayi misin? Bizim toplumda enayi kurnazın karşıtıdır. Aynı şekilde akıllı da kurnaz anlamına gelmediği için o da enayiye yakın bir kavramdır. Hatta kurnazlığın egemen olduğu toplumlarda, enayilik ile akıllılık eşanlamlıdırlar. Bu durumda Hasol’un dünkü yazısında ileri sürdüğü şu hususlara bir daha bakalım: “Görüldüğü gibi, zaten yeterince yüklenmiş olan bölgeye aşırı bir yapılaşma ve yoğunluk getiriliyor. Bütüncül bir planlama anlayışı yerine parsel bazında uygulamalara geçildiğinde ,rastlantısal biçimlenmeler şehir için kader oluyor...” Şimdi bu satırları nasıl niteleyeceğiz? Şehircilikten bir nebze nasibini almış kişiler için, bu uyarılar aklın sesidir. Ama kendi yaşamlarının küçük köşelerini dönerken, toplumu sürekli büyük bir çıkmaza itenlere göre ise kutsal ranta karşı koyan bu satırlar enayilik ifadesidir. Evet, onlara göre, bütüncül planlama gibi kimi zaman rantı kamu çıkarının gerisine iten ve bir anlamda maazallah komünistlikle eşdeğer olan bir zihniyet, her görüldüğü yerde ezilmelidir. Doğan Hasol’un görmediği gerçek, parsel bazında uygulamaların rastlantısal biçimlenmeler değil, rantsal biçimlenmelere yol açtığıdır ki, böyle bir biçimlenme temeli avanta ve talana dayanan toplumlarda kutsaldır. Temeli avanta ve ranta dayanan toplumlar, bu rant kutsallarıyla insanların küçük köşeleri dönüp, koca çıkmazın duvarlarında suratlarını parçaladıkları, çöp içinde gezip, bok içinde yüzerken, büyük alışveriş merkezlerinden, ödenemeyen kredi kartlarıyla alışveriş ettikleri binalar ve kargacık burgacık sokaklar topluluğu İstanbul benzeri diyarlar yaratırlar. Bu durumda, “Doğan Hasol Ali Sami Yen Parkı önerisini neden ortaya atıyor” sorusunun yanıtı da otomatik olarak şu olacaktır: - İyi mimar, çağdaş hemşehri, akıllı adam da ondan!.. Ama unutmayın bu yanıt aklı başında toplumlar için geçerlidir. Yoksa aklın kurnazlığa, toplumun ranta yenik düştüğü diyarlarda bu önerinin karşılığı tek sözcükle “enayilik”tir. İlahi Doğan!.. asirmen@cumhuriyet.com.tr HSYKBaşkanvekiliÖzbek’inişaretettiğiyazõdaErgenekonsavcõlarõnõnsoruşturmayapamayacaklarõbelirtiliyor Yetki kimde tartõşmasõ AKP, Devlet Bahçeli’nin 7 maddelik kriz nitelemesine tepki gösterdi Bahçeli’ye 7 maddeyle yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP, MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’nin Türkiye’de “devlet kri- zi” yaşandõğõ yönündeki açõklama- sõna, “Bugünkü mücadele, devleti kutsal kabul ederek milletin hak- kını kafalarındaki antidemokratik anlayışa feda eden zihniyetle; dev- leti millet için var kabul eden, in- sanı ve insanın hakkını yönetimin aslı, özü kabul eden zihniyetin mü- cadelesidir” yanõtõnõ verdi. AKP Tanõtõm ve Medya Başkanlõ- ğõ, ülkenin genel halini “Kriz, kar- gaşa, kaos, korku, kutuplaşma, kavga ve karanlık”tan oluşan “7- K”li tahribat zincirine benzeten Bah- çeli’ye 7 maddelik açõklamayla yanõt verdi. Açõklamada, Devlet Bahçe- li’nin Habur’da yaşananlarõ “düz- mece mahkeme kurmak olarak nitelendirdiği” anõmsatõlarak, “Düz- mece mahkeme yakıştırması, ora- da görev yapan tüm hukuk adam- larımıza ve işin içerisinde olan tüm kurumlarımıza yöneltilmiş bir saygısızlık ve hatta hakarettir” denildi. Açõklamada, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yargõdaki krize ilişkin eleştirilerine de özetle şu ya- nõt verildi: “Yargının bağımsız ol- ması yetmez; yargı aynı zaman- da tarafsız olmalı. İdeolojik bir tarafgirlik içine giren yargının saygınlığını ve güvenilirliğini kay- bedeceği açıktır.” İSMAİLAĞA SORUŞTURMASI Mehmet Çelik’in derin ilişkileri CHP’li Atilla Kart, cemaat soruşturmasõna takõlan Mehmet Çelik’in Adalet Bakanlõğõ’na 192 daire sattõğõnõ söyledi. FIRAT KOZOK ANKARA - Eski Bakanlar Osman Pe- pe ve Hilmi Güler ile yaptõğõ telefon gö- rüşmeleri Erzincan Başsavcõsõ İlhan Ci- haner’in tutuklanmasõyla sonuçlanan “İs- mailağa Soruşturması” dosyasõna giren Mehmet Çelik’in Adalet Bakanlõğõ’na 192 dairelik lojman sattõğõ ortaya çõktõ. CHP milletvekili Atilla Kart bakanlarla yaptõğõ samimi konuşmalarõ basõna yansõ- yan işadamõ Çelik’in şirketi Tek Çelik AŞ’nin İstanbul Başakşehir’deki Misstan- bul Evleri’nin 192’sini Adalet Bakanlõ- ğõ’na lojman olarak sattõğõnõ söyledi. Söz konusu satõşõn 2 yõl içerisinde yapõldõğõnõ belirten Kart, dairelerin bedelinin yaklaşõk 40 milyon TL olduğunu ifade etti. Konu- nun ayrõntõlarõnõ hafta içerisinde düzenle- yeceği basõn toplantõsõyla kamuoyuna açõklayacağõnõ anlatan Kart, ”Adalet Ba- kanlığı’na satılan evlerde genellikle hâ- kimler ve savcılar oturuyor. Eylül ayın- da meydana gelen sel felaketinde evler- de yaşayanların yapı denetimi ve proje- ye uygunlukla ilgili sıkıntıları da bana ulaşmıştı. Şimdi ulaşan bilgilere göre bu dairelerden 192’si yaklaşık 40 milyon TL karşılığında Adalet Bakanlığı’na sa- tılmış. Elbette Mehmet Çelik de konut yapabilir ancak burada şeffaflık ilkesi- ne uyulmuş mudur?” dedi. Konunun bir diğer önemli boyutunun ül- kedeki ekonomik çõkar yapõlanmasõ oldu- ğuna dikkat çeken Kart, şunlarõ kaydetti: “Bu, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu yönetiminde egemen olan siyasi, ideolojik ve ekonomik çıkar örgütlen- mesinin en somut göstergesidir. Ya da Uğur Mumcu’nun meşhur tespiti cema- at-siyaset-ticaret ilişkisinin Türkiye’de artık kurumsal hale geldiğini, en üst dü- zeyde bakanlıklar, kamu kurumları, hükümet düzeyinde nasıl kurumsallaştı- ğını gösteren bir fotoğraftır.” İLHAN TAŞCI ANKARA - Tutuklanan Er- zincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İl- han Cihaner’in dosyasõnõn gön- derildiği Ergenekon savcõlarõ, Adalet Bakanlõğõ’nõn “sıfatları ne olursa olsun siz soruştu- run” talimatõna, birinci sõnõfa ay- rõlmõş yargõçlarõ terör suçundan olsa bile soruşturmaya yetkili olmadõklarõ yanõtõnõ vermişti. Ergenekon savcõlarõnõn bu yanõ- tõna dikkat çeken Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek, Er- zurum savcõlarõnõn yetkisi ol- madõğõna göre buna özel yetkili Ergenekon savcõlarõnõn da baka- mayacağõnõ vurguladõ. Özbek, Ergenekon savcõlarõnõn da İlhan Cihaner gibi birinci sõ- nõf hâkim ve savcõlarõ soruştu- ramayacaklarõnõ, bunu yapmaya yetkili olmadõklarõnõ bir yazõyla Adalet Bakanlõğõ’na gönderdik- lerini açõklamõştõ. Özbek’in dik- kat çektiği yazõşma süreci şöyle gelişmişti: Ergenekon soruşturmasõ sõra- sõnda yapõlan aramalarda bulun- duğu belirtilen kimi belgelerde bazõ yargõç ve savcõlarõn isimle- ri de yer aldõ. Bunun üzerine İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõ Ve- kili Turan Çolakkadı, Adalet Bakanlõğõ’na gönderdiği “2008/1763 B.M” sayõlõ ve 14 Ağustos 2008 tarihli yazõda, “Bu belgelerin delil olarak hangi va- sıf ve mahiyette bulunduğu gi- bi hususlar tahlil edilmeksizin, tamamen ilgili ve yetkili ma- kamlar tarafından değerlen- dirilebilmesi için olduğu gibi gönderilmiştir” dedi. Daha sonra dönemin Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, ken- disinin 5 Eylül 2008 tarihli olu- ruyla “gizli tanık ifadeleri, Os- man Akyıldız adıyla gönderi- len elektronik mektup ve İP Genel Merkezi’nde bulunan CD’de adı geçen hâkim ve sav- cıların” Adalet Müfettişliği’nce incelenmesi ve delil elde edildi- ğinde de soruşturmaya geçilme- sine vize verdi. Başmüfettişlerin yaptõklarõ incelemenin ardõndan düzenledikleri 19 Ocak 2009 ta- rihli tutanakla, birinci sõnõf hâ- kim ve savcõlarõn eylemlerine ilişkin dosyanõn İstanbul Özel Yetkili Başsavcõ Vekilliği’ne devrine karar verildi. ‘Fezleke bakanlıkta’ Özel yetkili savcõlõk ise “2009/270 Soruşturma” sayõlõ ve 20 Nisan 2009 tarihli fezle- kesini Adalet Bakanlõğõ’na gön- derdi. Fezlekenin en dikkat çeken bölümü şöyleydi: “CMK’nin 250. maddesindeki suçlardan birini işledikleri yolunda yeterli delil bulunmaması nazara alın- dığında, soruşturma evrakı- nın gereğinin takdir ve ifası için Adalet Bakanlığı’na gönderil- mesi gerekmektedir.” Buna Adalet Bakanõ adõna ya- nõt veren Ceza İşleri Genel Mü- dür Yardõmcõsõ Çetin Şen im- zasõyla İstanbul Cumhuriyet Baş- savcõ Vekilliği’ne gönderilen ya- zõda, Ceza Muhakemesi Kanunu değerlendirilerek, hâkim ve sav- cõlara yönelik “İddia edilen Er- genekon terör örgütüne üye ol- mak ve bilerek bu örgüte yar- dım etmek suçlarından soruş- turmanın suçu işleyenin sıfatı- na bakılmaksızın ilgili cum- huriyet başsavcılığınca yürü- tüleceği açıkça anlaşılmakta- dır” denildi. Bakanlõğõn yazõ- sõnda, işlem sonucunun da Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne bil- dirilmesi istendi. Ergenekon sav- cõlõğõ da kimi isimlerle ilgili so- ruşturma yapmõş ve takipsizlik kararõ vermişti. Bu arada Cihaner’in Ergene- kon savcõlarõna gönderilen dos- yasõna, makamõnda ve evindeki aramalarda el konulan 400 kilo- luk delil eklendiği öğrenildi. Bakanlığa gönderilen savcı Ercan Şafak ve Fikret Seçen imzalı fezlekenin iki sayfalık kupürü. BAKAN YILDIZ’A SORULDU ElektrikÜretimAŞ’de akaryakıt yolsuzluğu MURAT KIŞLALI ANKARA - CHP Zonguldak Milletve- kili Ali Koçal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıl- dız’dan Elektrik Üre- tim AŞ’de (EÜAŞ) ya- şanan akaryakõt yol- suzluğunun akõbetini sordu. Başbakanlõk Yüksek Denetleme Kurulu ta- rafõndan hazõrlanan Özel İnceleme Rapo- ru’nda “22 ayrı dosya konusu olarak ihale- siz yapılan alım; Ka- mu İhale Yasası’nın ‘Temel İlkeler’ baş- lıklı 5. maddesinde yer alan ‘Eşik değerin altõnda kalmak ama- cõyla mal ve hizmet alõmlarõ ile yapõm işleri kõsõmlara bölünemez’ hükmü de dikkate alındığında anılan kanuna açıkça aykı- rılık arz etmektedir” tespiti yapõlarak “Ko- nunun Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Ba- kanlığı Teftiş Kuru- lu’nca soruşturulma- sı gerekmektedir” de- nilmişti. Birinci sõnõf yargõcõ soruşturamayacaklarõ görüşünü ileten Ergenekon savcõlarõnõn Cihaner dosyasõnda ne yapacaklarõ hâlâ belirsizliğini koruyor. Devlet Bahçeli.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear