24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT 2010 PAZAR 14 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B DanõştayeskibaşkanlarõndanNuriAlancemaatlerisoruşturanhukukinsanlarõnõnbaşlarõnagelenlerideğerlendirdi: Savcõlara gözdağõ veriliyor Danõştay eski başkanlarõndan Nuri Alan’la yargõda şiddetli deprem niteliğindeki son gelişmeleri konuşuyoruz. Eski Başkan Alan özellikle yüksek yargõ üzerinde oynanan oyunlardan çok rahatsõz. Diyor ki: “Bu son gelişmeler AKP’nin devlete egemen olma ve güçlü, otoriter, denetimsiz bir yönetim kurma planının uygulamalarından biridir.” Alan, Erzincan Cumhuriyet Savcõsõ’yla ilgili dosyanõn HSYK tarafõndan görevlerinden alõnan Erzurum savcõlarõnca apar topar İstanbul’a gönderilmesini de şöyle değerlendiriyor: “İstanbul savcıları eğer dosyayla ilgili işlem yaparlarsa etki paralelliği ilkesine göre HSYK’nin onları da görevden alması gerekir.” - Danıştay eski başkanlarından birisi olarak Erzurum Savcısı’nın, cemaat soruşturması yaptığı için Erzincan Başsavcısı’nın odasını, evini bastırtmasını, tutuklatmasını, HSYK’nin Erzurum savcılarına görevden el çektirme kararını, Adalet Bakanı’nın sabah 05.57’de jet açıklamasını, HSYK’nin ihsas-ı rey yaptığı açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de yargı hiç bugünkü kadar bölündü mü? - Bu olaylar dizisi yargõyõ siyasallaştõrma faaliyetlerinin bir uygulamasõndan ibarettir. Bence işin siyasi boyutu daha büyüktür. Tutuklanan başsavcõnõn daha önce yaptõğõ açõklamalarda, HSYK’ye göndermiş olduğu dilekçeden anlõyoruz ki başsavcõ orada 2007’de İsmailağa, daha sonra da Fethullah Gülen cemaati üzerinde bir soruşturma yapmõştõr. Kendi ifadesine göre polis teşkilatõ yardõmcõ olmamõş. Jandarma’nõn araştõrmalarõndan yararlanmõş. Onun yaptõğõ soruşturma TCK’nin 220. maddesine dayanõyor. Yani özel yetkili ağõr ceza mahkemesinin görev alanõ içinde değil. Fakat Erzurum özel yetkili mahkemesi nezdindeki savcõ imzasõz bir ihbar mektubu aldõğõnõ, bunda İsmailağa cemaatinin silahlõ örgüt olduğunun ifade edildiğini bahane ederek soruşturmayõ kendi üzerine alõyor. Ardõndan da izlediğimiz olaylar meydana geliyor. Hal böyle olunca artõk Türkiye’de hiçbir savcõnõn cemaatlerle ilgili bir yargõlama işlemine tevessül etmesi mümkün değildir. Bu, verilmiş bir gözdağõdõr ve Adalet Bakanlõğõ da sabah 05.57’de bir açõklama yapõyor. Açõklamada hâkim ve savcõlarõn yargõlama prosedürü var. Ama aslõ şu: Bir anlamda yapõlan işleme destek vermek, yargõlamanõn sürmesini teşvik etmek ve yol göstermek. İstanbul savcıları da görevden alınmalı - Erzurum Cumhuriyet savcılarının HSYK’nin görevden el çektirme kararını öğrenir öğrenmez Erzincan Cumhuriyet Savcısı’yla ilgili dosyayı apar topar İstanbul’a Ergenekon davası savcılarına göndermesini nasıl yorumluyorsunuz? - HSYK Başkanvekili’nin açõklamasõ çok sayõda televizyon kanalõnda canlõ yayõmlandõğõna göre Erzurum savcõlarõnõn bu karardan bilgileri olmadõğõ ileri sürülemez. Erzurum savcõlarõnõn bu bilgiyi edindikleri andan itibaren artõk o dosyayla ilgili hiçbir işlem yapmamalarõ hem yargõlama etiğinin hem de görevlerinin gerektirdiği tarafsõzlõğõn zorunlu bir sonucudur. Buna karşõn dosyanõn İstanbul’a gönderilmiş olmasõ Erzurum savcõlarõnõn yaptõklarõ soruşturma ve bunu takip eden işlemin amacõnõ açõkça ortaya koymaktadõr. Yetkinin kaldõrõlmasõyla ilgili tebligatõn daha sonra yapõlmõş olmasõ durumu değiştirmez. Olay vahimdir. Hukukun buna en fazla riayet etmesi gerekenler tarafõndan böylesine çiğnenmesi üzücüdür. Adalet Bakanõ olayla ilgili olarak mutlaka soruşturma açmak zorundadõr. Aksi hal bu vahim hukuk ihlalinin bakanlõğõn bilgisi dahilinde ve korumasõ altõnda yapõldõğõ yönündeki düşünceleri haklõ kõlacaktõr. - Peki, bu durumda İstanbul savcıları ne olacak? Erzurum savcılarına yapılan işlemin İstanbul savcılarına da yapılması gerekmez mi? - HSYK’nin kararõ idari nitelikte bir karardõr. CMK’nin 51. maddesi uyarõnca görevlendirdiği Erzurum savcõlarõnõ, yetki paralelliği ilkesi çerçevesinde, hukuken geçerli bir sebebe ve anayasanõn 144., CMK’nin 250/3. maddelerine dayanarak görevlerinden almõştõr. Dosyanõn gönderildiği özel yetkili İstanbul savcõlarõnõn da kendilerini bu konuda yetkili görmeleri halinde hukuki durum değişmemiş olacağõndan HSYK’nin İstanbul savcõlarõnõ da görevden almasõ gerekir. Durumu ilgiyle izleyen bir hukukçu olarak, yeni bir krize neden olmamak için daha kõdemli ve tecrübeli olan İstanbul savcõlarõnõn hukuka uygun bir karar vereceklerini umuyorum. Amaç yüksek yargıyı tasfiye etmek - Bütün bu olanlardan sonra yargı reformu yapmak artık kaçınılmaz olmuyor mu? - Bu olay yargõ reformunu yeniden ve daha acil bir şekilde gündeme getirdi. Bu partinin yargõ reformundan ne anladõğõnõ kavrayabilmemiz için de yine geriye dönük bir tespit daha yapmak istiyorum. Hatõrlayacaksõnõz, AKP göreve geldikten çok kõsa bir süre sonra kamu görevlilerinin zorunlu emeklilik yaşõnõ 65’ten 61’e indirmek istedi. Gerekçesinde de genç görevlilere kadro açma gereğini öne sürdü. Bu Anayasa Mahkemesi’nde iptal edildi. - Görünürde son derece masum olan bu gerekçenin altında yatan gerçek amaç başka değil miydi? - Başkaydõ. 61 yaşõnõ doldurmuş olan kamu görevlilerini emekli etmek suretiyle kendileriyle daha uyumlu çalõşabilecek, daha doğrusu kadrolaşmayõ sağlayacak olan elemanlarõ bu görevlere atamaktõ. - Bir anlamda cemaatçi elemanlar mı? - Olabilir. Tabii bu tek tek incelemeyle ortaya çõkabilecek. Bu iptal kararõndan sonra idaredeki bu kadrolaşma hareketi durmadõ ama daha ağõr bir şekilde işledi. Özellikle Milli Eğitim Bakanlõğõ’ndaki (MEB) uygulamalar gerçek bir kadrolaşmayõ gösteriyordu. Bir kõsmõ idari yargõ tarafõndan iptal edildi. Danõştay buna cevaz veren idari tasarruflarõ iptal etti. Ama MEB bu kararlarõn çoğunu uygulamadõ ya da uygular görünüp eski tasarrufunu sağlayacak yeni tasarruflarda bulundu. - Bu hükümet sürekli darbe tehdidini pompalıyor. Bunun nedenleri konusunda çeşitli spekülasyonlar var. Acaba sizce bunlar askeri zorlayıp bir darbe yaptırmak ya da yüksek yargının AKP’yi kapatmasını sağlayarak yeniden mağduru oynayarak daha büyük bir güçle iktidara mı gelmek istiyorlar sorusu akla geliyor... - AKP yasalarõn, anayasanõn verdiği imkânlar çerçevesinde bütün olanaklarõ kullandõ. Ancak programõnõ gerçekleştirmek için anayasada ve yasalarda değişiklik yapmasõ gereken durumlar var. Ancak yaptõğõ tasarruflarõn büyük bir kõsmõ ana muhalefet partisi tarafõndan Anayasa Mahkemesi’ne götürülüyor ve iptal ediliyor. Dolayõsõyla AKP’nin kendine ayak bağõ olarak gördüğü yüksek yargõyõ aşmasõ lazõm. AKP’nin anayasa değişikliği istemesinin altõnda yatan nedenlerden birisi bu. 2007’nin Haziran ayõnda Erdoğan, Ergun Özbudun’un başkanlõğõnõ yaptõğõ beş kişilik bir kurula yeni bir anayasa hazõrlamasõ için talepte bulundu. Bu kurul taslağõ hazõrladõ ve temmuzun ilk günlerinde Erdoğan’a bir sunum yaptõ. Bu sunumu yapmak demek Erdoğan’a anayasayõ izah etmeleridir. Bundan 25 gün sonra da bu taslağõ AKP’nin yetkili makamlarõna verdiler. Bu şunu gösteriyor: Bu anayasa taslağõ Erdoğan’õn bilgisi dahilindedir, onayõ vardõr. Kimi yerlerinde düzeltme talep etmiştir. Komisyon da bunu yapmõştõr. Erdoğan’õn bu anayasa taslağõnõ benimsediğini gösteren başka bir olgu da şu: O tarihlerde Karayollarõ Genel Müdürlüğü konferans salonunda anayasa taslağõnõ hazõrlayan profesörlerin katõldõğõ bir panel düzenlendi. Erdoğan orada bir açõş konuşmasõ yaptõ. Bu anayasa taslağõnda önemli iki hüküm vardõ. Birisi Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nin oluşmasõyla, öbürü de kanun hükmündeki kararnamelerin Anayasa Mahkemesi’nce denetlenmesiyle ilgiliydi. Bu kararnamelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nde iptal davasõ açõlabilir. Ancak tasarõya göre yapõlacak denetim çok sõnõrlõ bir şekle ilişkin. Yani kanun hükmündeki kararnamelerin esas hükümleri bakõmõndan anayasaya aykõrõlõğõnõ Anayasa Mahkemesi tartõşamayacaktõr. - Peki, bu ne anlama geliyor? - Bu, hükümetin kanun hükmündeki kararnameyle düzenlenecek alanlarda istediği şekilde düzenleme yapmasõ ve bu düzenlemeyi yaptõktan sonra da buna uygun icraata geçmesi demektir. Bu icraata karşõ açõlacak olan davalarda, esas bakõmõndan anayasa hükümleriyle çatõşmõş olsa dahi ne Anayasa Mahkemesi ne de idari yargõ üyeleri iptal kararõ veremeyeceklerdir. Bu da yargõ denetimi olmayan, çok kuvvetli bir yürütme demektir. Siz bir gücü denetimsiz olarak kime verirseniz verin o gücün amacõndan sapmasõ mümkündür. Bu gücü Anayasa Mahkemesi’ni ele geçirmek suretiyle de takviye etmek istiyor. O taslağa göre 17 üyeli Anayasa Mahkemesi olacak. Bunun sekizini TBMM seçecek. Bu üyeleri TBMM beşte üç çoğunlukla seçer diyor. Beşte üç çoğunluk 330 milletvekili demektir. Bugünkü iktidarõn TBMM’deki temsilci sayõsõ 330’un üstündedir. - Bütün bu tasarruflar kuvvetler ayrılığı ilkesi- nin ihlali anlamına gelmiyor mu? - Anayasamõz kuvvetler ayrõlõğõ ilkesini benimse- miştir. Parlamenter rejim içinde yönetimi kabul edi- yoruz. Parlamenter sistemin doğasõna uygun olarak artõk bugün yürütmeyle yasama organõ aşağõ yukarõ iç içe bulunuyor. Çünkü başbakan yasama organõ içindeki çoğunluk partisinden seçiliyor. Yürütmesi- ni sağlõklõ yapabilmesi için de yasamadan destek al- masõ lazõm. Ancak bizde yürütme ve yasama ilişki- lerinde hükümet tam anlamõyla yetkili ve kudretli. Yani TBMM’ye sevk edilen kanun tasarõlarõ aley- hinde iktidar partisi kanadõndan hiçbir konuşma gö- remezsiniz. Ya da eğer milletvekilleri tarafõndan verilen teklifler varsa bunlar iktidar partisinin mer- kez yönetiminin bilgisi ve desteği altõnda yürütüle- bilir. Öte yandan Cumhurbaşkanlõğõ görevini yapan Sayõn Abdullah Gül hükümetin idari tasarruflarõna hiçbir engel çõkarmadõğõ gibi TBMM’den gelen ya- salarõ derhal yürürlüğe koymak suretiyle hükümete gereken kolaylõğõ göstermektedir. - Esas olarak da rektör atamalarında hüküme- tin elini tamamıyla serbest bırakmıyor mu? - Asõl ona gelmek istiyorum. YÖK üyelerinin se- çimi cumhurbaşkanõ tarafõndan yapõlmaktadõr. Za- man içinde kadrolaşma yönünde YÖK’te yeterli sa- yõya ulaşõlmak suretiyle üniversite rektörlerini be- lirlemede önemli bir aşama kaydedilmiştir. YÖK üniversitelerden gelen rektör adayõ listelerinde dü- zenleme yapmakta, cumhurbaşkanõ da YÖK’ten ge- len listeleri onaylamaktadõr. - İyi de, eski uygulamanın da böyle yapıldığını söyleyerek kendilerini savunmuyorlar mı? - Eskiden bu tür uygulamalarõn yapõlmõş olmasõ bugün bunlarõn tekrar edilmesini hiçbir şekilde hak- lõ göstermez. YÖK’ün üniversitelerden gelen liste- ler üzerinde değişiklik yaparken bu değişikliği haklõ nedenlere dayandõrmasõ, bunun bir sebebinin olma- sõ gerekir. Nitekim bu konudaki idari işlemler Da- nõştay’a, ya da idari yargõya intikal ettiği zaman bu mahkemeler bu işlemlerin hukuki sebeplerini sor- makta ve istemektedirler. Yine bu iktidarõn önemli tasarruflarõndan bir tanesi basõnõ vergilendirme yo- luyla baskõ altõna alma eylemidir. Nitekim bunun sonucu alõnmõştõr. Baskõ altõna alõnan medya grubu- nun gazetelerinin çehresi değişmiştir. Ama bunu köşe yazarlarõ değil, haberler bakõmõndan söylüyo- rum. Bir de işin şu boyutu var. Belli gazete ve tele- vizyon kanallarõ bankalardan sağlanan ve banka mevzuatõna aykõrõ olduğu iddia edilen kredilerle ele geçirilmiştir. Daha açõk söylemek gerikirse Sabah ve ATV olayõ. Başkalarõ da var. Sözdereformlayargõ siyasallaştõrõlacak - Peki, bu taslak yürürlüğe girseydi ne olurdu? - Kamuoyu tepkisiyle AKP’nin reddettiği bu anayasa taslağõ yürürlüğe girmiş olsaydõ bu üyelerin hemen dördünü AKP kendi çoğunluğuyla seçecekti. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarõnda bir oyun dahi kararlarõ nasõl değiştirdiğini düşünelim. HSYK’de de aynõ yapõlanma öngörülüyor. Türkiye bunun denemesini yaptõ. 1961 Anayasasõ’nda HSYK 18 üyeden oluşuyordu. Bunun altõsõ Yargõtay’dan, altõsõ birinci sõnõf hâkimler tarafõndan, üç üye senato, üç üye de Meclis’ten seçiliyordu. O zaman TBMM önünde aday hâkim kuyruklarõ oluştu ve bu yürümedi. Bu hüküm 1971’de değiştirildi. TBMM’nin bu tür seçimlerde çok partizanca davrandõğõna ilişkin pek çok örnek var. Bu tür seçimlerin Türkiye’de yürümediği hatta kargaşaya neden olduğu ortadadõr. Onun için biz geçmişten biraz ders almalõyõz. Ergun Özbudun’un hazõrladõğõ taslakta yüksek yargõnõn oluşturulmasõna ilişkin hükümlerin aslõnda yüksek yargõyõ siyasallaştõrmaya yönelik olduğunu görüyoruz. - Yani bu hükümetin yargı reformundan anladığı yüksek yargının siyasallaştırılması mı? - Evet. Yeni hazõrlanan taslakta HSYK’nin sekretaryasõ olacaktõr, deniliyor. Bununla şunu söylemek istiyorlar: Özlük İşleri Genel Müdürlüğü Adalet Bakanlõğõ bünyesinden alõnacak, kararnameler ve hazõrlõk işlemleri kurulun bünyesinde yapõlacak. Teftiş hizmetleri kurula bağlõ müfettişler tarafõndan yapõlacak. Sathi olarak baktõğõnõz zaman bunlar iyi şeyler. Ama hangi kurul? Siz siyasallaştõrõlmõş bir kurulun emrine teftiş heyetini verirseniz uygulama bugünkünden farklõ olmayacaktõr. İşte, Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ hakkõndaki soruşturma ve bunu izleyen işlemler, AKP’nin bazõ örneklerini verdiğim kadrolaşma yoluyla kurumlarõ ele geçirme, başaramadõklarõnõ baskõ altõnda tutma, her konuda yandaş yaratma, engel olan kurum ve kişileri tasfiye etme ve bu suretle devlete tümüyle egemen olarak güçlü, otoriter ve denetimsiz bir yönetim kurma planõnõn uygulamalarõndan birisidir. P O R T R E NURİ ALAN Ankara, 1939 doğumlu. Yükseköğrenimini AÜ Hukuk Fakültesi’nde yaptõ. Paris Uluslarara- sõ Kamu Yönetimi Enstitüsü’nden master de- recesini aldõ. Danõştay’da göreve başladõ. Da- nõştay’da her kademede görev yaptõ. Anayasa Mahkemesi’nde geçici raportör, Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) başkanvekili olarak çalõştõ. 1986’da Danõştay 5. Daire Başkanõ, 2000’de Danõştay Başkanõ oldu. 2004’te emekliye ayrõldõ. Makaleler yazõyor, konferanslar veriyor. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Peki, ihalelerin hep yandaş fir- malara gitmesini nasıl karşılıyorsu- nuz? - İhale kanununda şimdiye kadar altõya yakõn değişiklik yapõldõ. Bu- nun amacõnõn ihaleleri yandaş ser- maye sahiplerine vermek olduğu õs- rarla ifade ediliyor. Tabii ben bunu belgeleyecek durumda değilim. Hü- kümetin göze çarpan icraatõ içinde bir başka olay Deniz Feneri davasõ. Deniz Feneri Derneği kurulmak is- tendiği aşamada iki defa Danõş- tay’dan geri döndü. Kamu yararõna dernek statüsünü kazanabilmesi için o günkü mevzuata göre Danõştay’õn olumlu görüş bildirmesi gerekiyor- du. Danõştay İdari İşler Kurulu ve yetkili dairesi iki kez bu isteği geri çevirdi. Bunun üzerine hükümet Da- nõştay’õn görüşünü öngören yasayõ değiştirmek suretiyle Deniz Fene- ri’ne Bakanlar Kurulu kararõyla ka- muya yararlõ dernek statüsü verdi. Bugün Almanya’daki dernekle ilgili Alman yargõsõnõn kararlarõnõ biliyo- ruz. O kararda Almanya’daki derne- ğin buradaki dernekle ilişkisi olduğu yolunda hükümler var. İçişleri Ba- kanlõğõ bu dernek hakkõnda bir dene- tim yaptõrdõ. Bu denetim raporunda bu derneğin çok büyük miktardaki harcamalarõnõn usulsüz olduğu sap- tandõ. Ama İçişleri Bakanlõğõ bunu işleme koymadõ. Oysa İçişleri Bakanlõğõ bunu kamu yararõ- na dernek statüsünden çõkarmasõ ge- rekirdi. Bununla ilgili yargõsal süreç hakkõnda da hiçbir bilgimiz yok. AA’da, TRT’de inanõlmaz kadrolaş- ma oldu. Haberler, yorum program- larõ tamamõyla yanlõ. O programlarda yandaş aydõnlardan geçilmiyor. Bu yandaş aydõnlar demokrasiyi sadece seçim mekanizmasõyla ilgili görü- yorlar. Hükümetler seçimle işbaşõna geliyor ve askeri müdahale olmadan görevi bõrakabiliyorlarsa bunun de- mokrasi için yeterli olduğunu düşü- nüyorlar. - İyi de hukuk devleti olmadan demokrasi nasıl oluyor? - Demokrasilerde hukuk devletinin varlõğõ esastõr. Hukuk devleti için de yargõ bağõmsõzlõğõ gereklidir. Türki- ye’de hukuka aykõrõ inanõlmaz işler oluyor. Bu arkadaşlarõ dinlediğim zaman bunlara kesinlikle temas et- mediklerini görüyorum. Konularõ sa- dece ordunun, askerin geçmişteki ya da şu anda olduğunu iddia ettikleri eylemleri. Bunun dõşõnda ne işçi haklarõna, ne ifade özgürlüğüne, ne yargõnõn hükümet ya da hükümet içindeki bakanlar tarafõndan baskõ al- tõnda tutulmasõna dikkat çekiyorlar. Adalet Bakanlõğõ mutlaka soruşturma açmak zorundadõr. Aksi hal bu vahim hukuk ihlalinin bakanlõğõn bilgisi dahilinde ve korumasõ altõnda yapõldõğõ yönündeki düşünceleri haklõ kõlacaktõr. Erzincan Başsavcõsõ hakkõndaki soruşturma ve işlemler AKP’nin devlete tümüyle egemen olarak güçlü, otoriter ve denetimsiz bir yönetim kurma planõnõn uygulamalarõndan birisidir. AA VE TRT’DE YANDAŞ AYDINDAN GEÇİLMİYOR leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr Kuvvetler ayrõlõğõ ilkesi tümden yok ediliyor Y A R I N : E S K İ Y A R G I T A Y 8 . C E Z A D A İ R E S İ B A Ş K A N I N A C İ Ü N V E R
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear