25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
iir Atlası CEVATÇAPAN iumenşair 'veyazar Marin So- rescu, 1936'da Bulzeşti'de doğ- du. 1960'talaşi Üniversitesi'ni bi- tirdi. 1964'teçı- kan ilk kitabı Şa- irler Arasında Yalnız, ilgiyle kar- şılanarak geniş biçimde tartışıldı. 1965'ten itibaren yayımladığı şiirteriyle çok popüler olan So- nescu, dinleyicileh salonlara sığmadıklann- dan şiirienni futbol sahalannda okuyordu. 77- yatro oyunlan ve düzyazılar da yazdı. 1983'te Paris MallarmĞ Akademisi'ne, 1992'de Romanya Akademisi'ne üye seçildi. Kültür bakanı oldu. 1996'da Bükreş'te tedavi edilmekte olduğu hastanede öldü. Sorescu, şaiıiiği hakkında, tipik bir ironiyle, "Tıpkısiga- ra içmediğim için sigarayı bırakamayacağım gibi, yeteneğim olmadığı için yazmaktan vazgeçemem. Bir şey söylemekle pek çok başka şeyi söyleyememiş olumm". diyordu. Ona göre şiir, özlü ve adeta cebirsel olmalıy- dı. Eserieriyle dokuz ulusal, dört uluslararası ödül kazandı. NobelEdebiyat ödülü'ne aday gösterildi. Craiova'da bir ulusal tiyatro binasına adı verildi. Kitaplanndan bazılan: Şi- irier, Don Kişot'un Genç-liği, öksünik, De- nizdekiPırmriar, Yaşam Suyu - û/üm Suyu, SansürünSeçtiğiŞiirler, Geçit, Köprü... ACIYORUM Işığı kapayınca Kelebeklere acıyorum, Açınca da Yarasalara... Kimseyi incitmeden Bir tek adım atamaz mıyım Başımı ellerimin arasına alıp Korumak istediğim Çok acayip şeyler oluyor, Ama yok ediyor onlan Yukandan atılan çapa... Yelkenleri yırtıp atmanın Zamanı değil yine de. Kalsın öylece. AH LAMBA Bize ışık vermeyi üstlenen lamba, gün söndürdü seni; gündüz vakti nasıl da budala gibi, kaz gibi duruyorsun ışımadan öyle. Işığın kedilerin ateşböceği gözlerinden de zayıf. Ama sana sevgim hep aynı. BOŞ İNANÇ Kedim yıkanıyor Sol patisiyte. Bir savaşımız daha olacak. Çünkü dikkat ettim Ne zaman Sol patisiyle yıkansa Uluslararası gerilim Çok artıyor. Nasıl sürekli görebiliyor Beş kıtayı birden? Gözbebeklerinde Bütün dünyanın Noktasız virgülsüz tarihini önceden bildirme Gücüne sahip Pythia* mı Oturuyor? Marin SORESCU/ Şiirler/ Çeviren: Baki Yiğit 'Işığt kapayınca acıyorum Hem benim Hem de sırtladığım Cennetlik ruhlann Son çare diye Bir kedinin kaprisine Bağlı olduğumuzu düşünmek Feryat etmem için yetiyor. Git, fare yakala sen, Sakın serbest bırakma Dünya savaşlarını artık, Lanet olası Tembel! CENNET MERDİVENİ Bir örümcek ağı Sarkıyor tavandan. Yatağımın tam üzerinde. Dikkat ediyorum Biraz daha alçalıyor her gün. Cennet merdiveni Gönderiliyor bana -diyoaım, 'Yukan'dan geliyor. önceki kendimin sadece hayaleti olan Bu erimiş halime rağmen Sanıyorum bedenim Bu ince merdiven için Çok ağır. - Ruhum, sen çıkmalısın önce, Yavaş yavaş! DAÖ Bir kaldınm taşının yerine konuldum. Üzücü bir kanşıklıktan buradayım. Üzerimden Küçük arabalar, Kamyonlar, Tanklar Ve her türlüsünden adımlar geçti öğleye kadar güneşi hissettim, Gece yansına kadar ay'ı. Bulutlar gölgeleriyle abandı üstüme. Çetin ve etkili olaylar Sertleştirdi etimi. Bu granıt yazgımı bir stoik" gibi Kabul etmeme rağmen Ara sıra kendime sürpriz yapıyorum bağırarak: Canımın Oayanabilen yanında dolaşın sadece, Ey barbarlari DENİZ KABUĞU Bir deniz kabuğuna saklandım, ama hangisiydi unuttum. Artık her gün dalıyorum denizi parmaklarımla süzerek bulmak için kendimi. Dev bir balığın beni yırttuğunu düşünüyorum bazen. Her yere bakarak emin olmak istiyorum beni bütün bütün götürdüğünden. Deniz yatağı çekiyor beni, hepsi birbirine benzeyen milyonlarca kabuk tarafından geri çevriliyorum. Yardım edin, onlardan biriyim ben. Keşke bilseydim hangisiyim. Kaç kere gittim onlardan birine doğrudan, 'Bu ben'im' diyerek. Ancak, ne zaman tutup açtımsa boştu. DUBLE Gece Biri giyer giysilerimi. Sabah ayakkabılardaki taze çamuru fark ederim. Acaba başka kim çıkar aynı yürüyüşe benim gibi? Geçenlerde Düşüncelerimi de giymeye başladı. Uyandığımda hiç bulamıyorum onlan Bıraktığım yerde. Yıpranmışlar, bitkinler, gözlerinde koyu halkalar. Belli ki biri Düşünmüş onlarla, Bütün gece. Acaba başka kim taşır aynı canı benim gibi? HASTALIK Doktor, Çok kötü hissediyorum kendimi burada, Bedenimin her yeri ağnyor. Gün boyunca güneş sıkıyor canımı, Geceleyin ay ve yıldızlar. Bulutlar çok üzüntü veriyor bana. Kış gibi uyanıyorum Her sabah. Her türiü hapı kullandım, ama boşuna. Nefret ettim, sevdim, okumayı öğrendim. Hatta kitaplar okudum. Insanlara anlatıp öğrettim, lyiydim, hoştum... Bütün bunlar için çok para harcadım, Ama hiç yararı olmadı, doktor. Sanıyorum ölüm hastalığını kapmışım Bir süre önce Doğduğum zaman. IŞIĞI GÖRDÜM Dünyadaki ışığı gördüm de Doğdum Nasıl yaşadığınızı görmek için. Sağlıklı mısınız? Güçlü müsünüz? Mutlulukla aranız nasıl? Teşekkür ederim, cevap vermeyin. Cevaplar için zamanım yok, Soru soracak zamanım var ancak. Ama burası hoşuma gidiyor; Sıcak, güzel, Işık o kadar çok ki Otlar büyüyor. Ve o kız Bana candan bakıyor... Hayır, yavrum, beni sevip de başını derde sokma, Ama bir acı kahve alınm Senin elinden. Nasıl yapıldıgını bilmen Hoşuma gider. İKARUS'U OYNAYIŞ Gidip istedim kuşlardan, Bir tüy Verdi bana her biri. Akbabadan bir yüksek tüy, Cennetkuşundan bir kırmızı, Sinekkuşundan bir yeşil, Papağandan bir konuşan, Devekuşundan bir utangaç - An, ne kanatlar yaptım kendime. Onlan ruhuma takıp Başladım uçmaya. Akbabanın yüksek uçuşu, Cennetkuşunun kırmızı uçuşu, Sinekkuşunun yeşil uçuşu, Papağanın konuşan uçuşu, Devekuşunun utangaç uçuşu - An, nasıl uçtum! KAPININ ALTINDAN Her gün gibi Bu gün de verildi bana Kapının altından. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 4 Gözlüğümü takıp Okumaya başlıyorum. Olağanüstü hiçbir şey göımüyorum... Diyor ki belirli bir nedene bağlı olmadan Biraz hüzünlenecekmişim ögleyin. Ben ışıöı sevmeye devam edeceğim Dün kaîdığım yerden. Dış haberier sayfası; Kanıma ve beynime girmek gibi Saçma istekleri yüzünden Hava, su ve dağlarla : | Tartışacağımı bıldiriyor bana. | j Sonra da Çalışma ve ekmek almaya i Gitme enerjimle, lyi mizahla ilgili sıradan haberier (Ama karaciğerimin durumuna ilişkin Tek satır yok). Nerde yazıyor bu benim Inanılmaz yanlışlaria dolu yaşamım? KUM SAATİ Yavaşça boşaltıyor muyum kendimi Yoksa dolduruyor muyum? Ne yöne Çevirirsen çevir, Kumun akışı aynı. SANATÇININ PORTRESİ Ayakkabılanmı yola bıraktım. | Pantolonuma gelince, ağaçlara attım onu, yapraklara doğru. Ceketimi rüzgânn omzuna dürdüm. Eski şapkamı önüme gelen ilk buluta verdim. Sonra ölümün içine geri çekildim # kendimi incelemeye. Kendi portrem aslına sadıktı. öylesine benziyordu ki tümüyle göründüğü gibi olan insanlara - - Unutmuştum onu imzalamayı - - Birtaşa yazdım adımı. SATRANÇ , Beyaz bir gün oynuyorum, ; Siyah bir gün oynuyor. Bir düşle ilerliyorum, Onu savaşa sokuyor. Akciğerime hamle ediyor, Aşağı yukarı bir yıl düşünüyorum hastanede. Parlak bir kombinasyon sergiliyorum Ve siyah bir gün kazanıyorum. Belayı sürüyor Ve beni kanserle tehdit ediyor (Şu anda haç biçiminde oynayan). Ama bir kitap koyuyorum önüne, Geri çekilmek zorunda kalıyor. Birkaç taş daha kazanıyorum. Ama, işte, yan ömrüm Gitti. - Sana şah çekersem iyimserliğini kaybedersin, Diyor bana. - Onemi yok, diye espri yapıyorum, Duygu roku yapacağım. Arkamda kanm, çocuklar, Güneş, ay ve diğer seyirciler Her hamlemde kaygılanıyorlar. Bir sigara yakıyorum ı Ve oyuna devam ediyorum. l YEMEKLİSTESİ ' Kahvaltı için ince bir dilim tereyağlı Yaşam. Yanında su alınz, sürekli yükselen (Dün gece dünyanın üç çeyreğini kapladı). Ve onu kaynatıp mikroplardan anndınnz. öğleyin iyi ve esaslı yeriz, Üç tabak toprak: Kara toprak, lös, kil. Akşam, pişmiş yemegimiz olmaz genellikle. Ya Bir parça ballı yıldız Ya da bitmemişse Biraz mutluluk alınz (aslında Pazar günleri için sakladığımız) Ve başka ne kaldıysa. • •Pythla: Gaipten haber veren Apollon rahibesi. (Ç.N.) S AY F A 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear