24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 16 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İktidarın Valileri Giresun Valisi Mustafa Yaman’ın, önceki görev yeri Tunceli’de 2009 yılında yapılan yerel seçimler sırasında seçmenlere buzdolabı, çamaşır makinesi, koltuk, kanepe dağıttığı için Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından verilen 7 ay 15 günlük hapis ve memuriyetten men cezasının kesinleşmesi, Yargıtay Genel Kurulu’nun temyiz dosyası üzerinde vereceği karara bağlı. Ama öyle de olsa valiler için, Cumhuriyet tarihimizde ilk sayılabilecek bir hüküm var önümüzde: Yüksek Seçim Kurulu’nun suç duyurusu üzerine, yüksek dereceli bir devlet memuru “Valilik imkânlarını bir siyasi partinin seçim propagandasına alet etmek için kullandığı” için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yargı önüne çıkarılıyor. Ve ceza alıyor. 29 Mart 2009’da yapılan yerel yönetim seçimlerinin propaganda kampanyası ile örtüşen o eşya dağıtımının seçim yasalarına aykırı olduğu için durdurulmasını isteyenlerin uyarılarına kulak asmamakta direnen Vali Bey’in arkasında olduğunu Erdoğan, AKP’nin 10 Şubat 2009 Salı günkü grup toplantısındaki konuşmasında, “Ben valimizin bu hassasiyetini takdir ve tebrik ediyorum” sözleri ile açıklamıştı. Erdoğan’ın verdiği gazla.. Karda kışta sürdürdüğü dağıtım eylemi için, arkasında Başbakan’ın olduğunu öğrenen Tunceli Valisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun uyarı kararlarına aldırış etmemiş, Tunceli Sosyal Yardım Vakfı tarafından devlet olanakları ile sağlanan beyaz eşyaların saklandığı il özel idare müdürlüğünün deposunda yapılan aramada da AKP dövizleri bulunmuştu. Devletin, illerdeki en yüksek temsilcilerini “...benim valim” olarak tanıtmaktan hoşlanan Başbakan, Yargıtay Ceza Dairesi’nin kararı karşısında sadece üzüldüğünü söylemekle yetiniyor. Mustafa Yaman’ın savunulmasını, AKP Meclis Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a havale ediyor. Elitaş, sosyal devlet ilkesi gereği, vatandaşa yapılan yardımın siyasi faaliyet olarak değerlendirilmesini yadırgadıklarını söylemekle yetinmiyor, yargı siyasi parti gibi davranmamalı diyor. AKP’lilerin gözlükleriyle, seçimler sırasında beyaz eşya yüklü kamyonlarla ev ev dağıtım yapan valiler, siyasi partili gibi davranmıyor. Ama onların devlet olanaklarını bir siyasi partinin seçim propagandasına alet etmek amacıyla sürdürdükleri eyleme “dur” dediği için yargıya partizan yaftası yapıştırılabiliyor. Tıpkı, Başbakan’ın Danıştay’ın ÖSYM ile ilgili son kararının kendisi de imam hatip lisesi mezunu olduğu için alınmış olduğunu söylemesi türünden kolaycılığa kaçıyor iktidar partisi. Sayıları çoğalıyor... Ve öylece partizanlık yapan, yaptıkları da yanlarına bırakılan valilerin sayıları çoğalıyor. Onlardan birisi Bolu Valisi olarak görev yapan ve Abant platformlarının açılış konuşmalarını üstlendiği sırada hakkında Almanya ve Türkiye’de dava açılmış bulunan Deniz Feneri Derneği’ne övgüler yağdıran Halil İbrahim Akpınar, kendi internet sitesinde politik yazılar yazdığı için bu köşede de eleştirilmişti. Bir başkası, Fethullahçıların Afrika’da açtığı okullarda görev alan öğretmenleri, “Sadece rızai ilahiye sebeb olacak bir amelimiz olabilir mi, diye gittiler” tarzında överken, “ABD Başkanı karşısında 1 milyon için hazır duran başbakan istemiyorum. One minute diyen başbakan istiyorum” sözlerinin sahibi Elazığ Valisi Muammer Erol! Cemaatçiliğinin gereği olmalı. Sadece siyaset yaparak Devlet Memurları Kanunu’nu çiğnemekle kalmıyor. ABD Başkanı ile görüşürken, protokol kurallarına uygun bir biçimde oturmasını bilen, ama o sırada ev sahibine Türkiye’nin çıkarlarını korumak için Irak’a asker göndermeyeceğini açık açık anlatan, o nedenle de CIA operasyonları ile düşürülen rahmetli Başbakan Ecevit’i sözüm ona eleştirmeye kalkabiliyor. O eleştirisini yaparken de, koltuk arasına sığınmaya kalktığı kişinin, devrilen Ecevit’e halef olabilmesi için aynı ABD tarafından nasıl pompalandığını bile bilemeyecek kadar olan bitenden habersiz. Elazığ Genç İş Adamları Derneği’nin toplantısında, kendi deyişi ile “ortalığı boş bulduğu için yeşil gidiyormuş”. Yargıtay, eski Tunceli Valisi hakkındaki kararı onaylarsa, Mustafa Yaman, beş yıl süre ile aynı türden bir eylem yapmamak koşulu ile cezaevine girmeyecek. Ama memurluktan men hükmü de yine o koşullarla uygulanmasa bile yansız bir vali olarak görev yapmayı sürdürebilecek mi? Bence incelenmeye, irdelenmeye değer bir sorudur bu. Öyle anlaşılıyor ki, bu iktidarın İçişleri Bakanlığı partizan valilerin sayılarını arttırmak çabasındadır. Partizan, yani sadece AKP yanlısı olmakla kalmayan cemaat ve tarikatçılığı da ağır basan, ama kartvizitlerinde “Cumhuriyet valisi” yazan kişiler. Ya o yazıları; ya da milletvekillerinin önergelerini sürdürmemek amacı ile İçişleri Bakanlığı, o vali için teftiş kurulunu görevlendirdiğini söylüyor. Sonra?.. Sonrası başından belli. Çünkü müfettişler soruyor soruşturuyorlar, ama sonuç hep aklanma ile bitiriliyor. Tıpkı Hatip Dicle’nin Beşir Atalay’a atfen Habur’da savcı ve hâkimlerin ayarlandığını açıklaması üzerine bakanlıktan ve bazı BDP’lilerden gelen yalanlamalar türünden, Sayın Bakan’ın aklanmaya çalışılması gibi... Türkiye, hukuk devleti imiş. O nedenle yürütme erki hâkimleri ayarlayamazmış. Tamam da, öyle ise o savcı ve hâkimleri, görev yerlerinden sınır kapısına gönderen iradenin sahibi kimdir? Ve nasıl bir rastlantıdır ki, gelen teröristler kurulan çadır mahkemesinin bir kapısından girip beş dakikada öbür kapısından çıkmıştır? İyi ama, devran hep böyle mi sürer? Kervanlar hep bu türlü mü yürütülür? Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner sözlerini atalarımız boşuna mı söylemişler? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Sosyolog Põnar Selek, ayrõmcõlõğa ve şiddete karşõ mücadele etmeyi sürdüreceğini söyledi HİLAL KÖSE Sosyolog Pınar Selek, Mõsõr Çar- şõsõ davasõnda hakkõnda verilen bera- at kararõnõn bozulmasõ üzerine “Bir kâbus yaşıyorum. 12 yıldır süren bir kâbus. Kendimi ne kadar dışına çı- karmaya, başka şeylere yoğunlaş- maya çalışsam da peşimi bırak- mayan bir kabus” diyor. Yargõtay kararõnõ öğrendiğinde, ai- lesinin ve kendi yaşadõğõ olaylarõn gö- zünün önünde, tek tek canlandõğõnõ söyleyen Selek, “Bir bilim kurgu fil- minin içine girmiş gibiyim. Kur- tulmayı bekliyorum. Ama kurtula- mıyorum... Ve film hiç bitmiyor. Düşünsenize, bir katliam sanığı- yım. Hatta neredeyse mahkûmu- yum. Anti militarist, şiddet karşıtı bir insan için bu konularda kendi- ni savunmak zorunda kalmak bü- yük bir işkence” dedi. Mõsõr çarşõsõndaki patlama nedeni- nin, bomba olmadõğõnõn, ilk basõn açõklamalarõndan ve dosyadaki bilir- kişi raporlarõndan bilindiğine dikkat çeken Selek buna karşõn Yargõtay’da ‘bombadır’ kararõ çõktõğõna değine- rek şöyle devam ediyor: “Bu bir skandal değil mi? Hadi diyelim ki bomba. Bunun benimle ilgisi nasıl kuruluyor? Bu konuda bana, sor- guda sorulmuş tek soru yok. Yap- tığım araştırma nedeniyle cezaevi- ne girdikten bir ay sonra, olayın be- nim üzerime yıkıldığını televizyon- dan öğrendim. Birisini çıkarmışlar, ‘bu işi Põnar Selek’le birlikte yaptõk’ diyor. Sonra o kişi, mahkemede, iş- kenceyle bu ifadeye zorlandığını defalarca söylüyor. Bu iddiaların mahkemede çürütülmesi üzerine beraat ediyoruz. Ama savcı benim beraatıma itiraz ediyor. O kişinin beraatına değil. Yargıtay da bunu kabul ediyor. Olacak şey değil.” ‘Kendimi toparlayacağım’ PEN Almanya bursiyeri olarak Ara- lõk’ta Berlin’e giden Selek, son kita- bõ üzerinde çalõşmalarõna burada de- vam ediyor. Selek, diğer yandan da Strasbourg’ta, siyaset bilimi doktora- sõ yapõyor. Haberi alana kadar olduk- ça verimli zamanlar geçirdiğini söy- leyen Selek, “Ama toparlayacağım kendimi ve patikamı kazmaya de- vam edeceğim. Hukuki mücadele- yi avukatlarıma bırakıyorum. Ada- let, barış ve özgürlük için elimden geleni yapmaya, ayrımcılığa ve her türlü şiddete karşı mücadele et- meye devam edeceğim. Adalet mü- cadelesi benimle ve ailemle sınırlı kalmadı. Şimdi ise herkes isyan halinde. Ama sürecek adalet mü- cadelemiz. Ne yazık ki sürecek.” ‘ K A F K A ’ N I N D A V A ’ S I G İ B İ ’ İki buçuk yıl cezaevinde kalmaya dayanıp, ‘içeriyi’ çok verimli geçirmeye çalıştığını, bir kitap yazdığını söyleyen Selek, “Ama aile olarak çok zorlandık. He- pimiz birbirimize kenetlendik ama dayanılacak bir- şey değil ki bu... Katliamdan suçlanmak! Annemin kalbi dayanamadı. Onu kaybettik. Bundan daha bü- yük bir acı hatırlamıyorum” diyor. Ailecek hukuka inandıklarını, hukukçuluğun dedesinden, babasına ve kız kardeşine geçtiğine değiniyor. “Bu olay ger- çekten çok farklı. Kafka’nın Dava’sı gibi. İşte o ki- taptan yola çıkarak bir bilim kurgu filmi çekmişler, bizi de içine atmışlar. Gerçek değil sanki. Kendimizi asılsız suçlamalara karşı savunmaktan yorulduk”. Diyarbakır İl Tütün Kontrol Kuru- lu denetim ekibi, Diyarbakır Adliye- si’ne baskın düzenleyerek araların- da özel yetkili savcılar ile Baro Oda- sı’nın da bulunduğu birçok odada denetim yaptı. İl Tütün Kontrol Ku- rulu Denetim Ekipleri Koordinatö- rü Hüseyin Memiş ve üyeler, adliye girişindeki PTT merkezinden başla- yarak sigara ve diğer tütün ürünü tüketilip tüketilmediğini kontrol et- ti. Üst katlardaki memur ve savcıla- rın odalarına da giren ekip, odalar- da sigara içene rastlamadı ancak ya- pılan küllük kontrollerinde sigara içildiğine dair tutanak tuttu. Diyar- bakır Barosu’ndaki avukat bekleme odası ve çay ocağında da denetim yapılırken denetime şaşıran avukat- lar ekip üyelerine teşekkür etti. Adliyeye sigara baskını Tekin’e güvenoyu İstanbul Haber Servisi - CHP’nin 33. Olağan İstanbul İl Kongresi sonucu İl Başkanlõğõ’na yeniden Gürsel Tekin seçildi. Kongre sonucunda yeni yönetim de belirlendi. Tekin, geçerli 460 oyun tamamõnõn alõrken yeni yö- netim ve disiplin kurulu şu isim- lerden oluştu: Yönetim Kurulu: Mehmet Uğur Afacan, Hilal Aksoy, Aras Arslan, Hüseyin Aydoğdu, Benan Baykal, Uygur Çakmak, Nalan Gonca Çelik, Didem Engin, Zeh- ra Eyicil, Uğur Göksoy, Çetin Ke- çeli, Muharrem Kõlõç, Ayşegül, Köz, Tuncer Meriç, Melda Onur, Arzu Orhan, Hasan Uzunyayla, Nafiz Ünlü, Kemal Yõlmaz, Ko- ray Yücel Disiplin Kurulu: Erol Abik, Yekta Aydõn, O. Gürcan Çelikkol, Ömer Demir, Belgin Gülbağcalar, Mahmut Tanal, Seray Toksoy, Yalçõn Tura, Niyazi Yücel. Fotoğraflar:AA Sembolik katsayõ farkõnõn yürütmesini durduran Danõştay’a itiraz eden YÖK, söz konusu kararõn sõnava hazõrlanan öğrencileri mağdur edeceğini öne sürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK, imam hatiplilerin de üniversiteye girişte önünü açan sembolik katsayõ farkõnõn yürütmesini durduran Danõştay kararõna dün itiraz etti. YÖK’ün Danõştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na yaptõğõ itirazda, “katsayı kara- rının hukuka aykırı olmadığı, söz konusu işlemin uygulanması halinde telafisi im- kânsız zarar ihtimali bulunmadığı” sa- vunulurken, yürütmeyi durdurma kararõnõn öğrencileri mağdur edeceği ileri sürüldü. İti- razda 8. Daire’nin dava konusu katsayõ oranlarõ ile 2009 yõlõnda uygulanan kat- sayõ oranlarõnõ karşõlaştõrarak ciddi bir mantõk hatasõ yaptõğõ da ileri sürüldü. İti- razda, 2009’da uygulanan oranlarõn 50- 100 puanlarõ arasõnda, yeni sistemde ise bu aralõğõn 100-500 olarak belirlendiği anlatõldõ. İtirazda, “Dolayısıyla artık 0.3-0.8 kat- sayı oranlarından bahsetmek yersiz olduğu gi- bi bu oranların uygulanması da mümkün de- ğildir” denildi. Teknik veriler raporlarla anlatıldı İtirazda, yürütmeyi durdurma kararõnõn yeter- li bilimsel veri sunulmadõğõ gerekçesine dayan- dõrõlmõş olmasõ nedeniyle davanõn bu yönüne iliş- kin ayrõntõlõ bilgi verildi. İtirazda, ek olarak su- nulan “ortaöğretim başarı puanı analiz rapo- runda” katsayõnõn ÖSS’ye giren adaylarõn an- cak yüzde 40’õ için tutarlõ olduğu ifade edildi. İti- razda, 776 bin 744 kişinin eski katsayõ uygula- masõndan olumsuz yönde etkilendiği ileri sürüldü. Katsayõ farklõlaştõrõlmasõnõn yalnõzca meslek li- sesi öğrencilerini etkileyen bir durum olmadõğõ kaydedilen itirazda, 2010 ÖSYS Kõlavuzu’nun basõlarak tüm okullara dağõtõldõğõ ve başvurula- rõn alõnmaya başlandõğõ ifade edilerek “Tüm adaylar kılavuz hükümlerine göre çalışma- larına yön vermişlerdir. Öğrencilerin psiko- lojisini önemli derecede etkileyecek belirsiz- lik ve istikrarsızlığın yol açacağı olumsuz or- tam göz önüne alınarak, belirsizlik ve istik- rarsızlık ortamının beraberinde getireceği telafisi güç ya da imkânsız zararlar da dikkate alınarak yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasını talep ederiz” denildi. YÖK’ten yapõlan yazõlõ açõklamada yapõlan iti- raz sonuçlanõncaya kadar konunun Yükseköğ- retim Kurulu’nun gündemine alõnmayacağõ be- lirtildi. YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Öz- can da Danõştay’õn itirazõ reddetmesi durumun- da yapõlacaklar konusunda şunlarõ söyledi: “Sık sık söylüyorum, çok alternatifimiz var. Bu dü- zenlemeler, ikinci sınav sonrasına ait. Onun için öğrenciler çalışmalarına devam etsinler.” CHP’DEN, ARINÇ’A TRT İLE İLGİLİ SORU ÖNERGESİ Kõyak iddiasõ Meclis’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT Türk kanalõna “20 milyon 340 bin Avro değerinde” haber prog- ramlarõ yapan One Ajans’õn, ku- rumla yaptõğõ sözleşmeye aykõrõ ola- rak TRT’nin yaklaşõk 350 bin Avro değerindeki uydu olanaklarõnõ kul- lanmasõ TBMM gündemine taşõndõ. CHP Yalova Milletvekili Mu- harrem İnce, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu so- ru önergesinde, gazetemizin “Ya- zışmada yolsuzluk itirafı” başlõklõ haberini anõmsattõ. İnce, Arõnç’tan şu sorulara yanõt istedi: ? One Haber Ajansõ’nõn sözleş- mede olmamasõna rağmen TRT’nin canlõ yayõn araçlarõnõn up-link ci- hazõnõn, stüdyo ve kameralarõnõn kullanõldõğõna ilişkin iddialar doğ- ru mudur? ? TRT’ye program yapan pro- düksiyon şirketlerinin TRT’nin uy- du, up-link, stüdyo, kamera vb. olanaklarõnõn sözleşmelere aykõrõ olarak bedel ödemeden kullanõmõ- na izin verenler hakkõnda bir so- ruşturma açõlmõş mõdõr? ? Bu nedenle oluşan kurum za- rarõnõn bu uygulamaya izin veren ki- şilerden tazmini konusunda bir iş- lem başlatõlmõş mõdõr? HİKMET ÇETİNKAYA’DAN TAZMİNAT İSTİYORDU Yargõdan Fõrat’a ret Haber Merkezi - Yargõtay 4. Hu- kuk Dairesi, AKP Adana Milletve- kili Dengir Mir Mehmet Fırat’õn, bir yazõsõnda “kişilik haklarına ay- kırı beyanlarda bulunduğu” ge- rekçesiyle yazarõmõz Hikmet Çe- tinkaya’dan 10 bin lira manevi taz- minat isteminin reddini onayladõ. Fõrat, Çetinkaya’nõn 8 Nisan 2008 tarihinde yayõmlanan “Nerede Ka- dın Kuruluşları?” başlõklõ yazõsõn- da “kişilik haklarını saldırı kastıyla tahkir ve tezyif edici beyanlarda, fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil haraket- lerde ve iftiralarda bulunduğu” id- diasõyla dava açmõştõ. Ankara 15. As- liye Hukuk Mahkemesi 30 Aralõk 2008’de açõkladõğõ kararõnda, basõnõn haber verme yanõnda “eleştiri ve yo- rum hakkı da bulunduğunu” vur- guladõ. Mahkeme, güncel konular- daki eleştirilerin kaleme alõndõğõnõ be- lirttiği yazõnõn “kişilik haklarına sal- dırı amacıyla yazılmış yazı niteli- ğinde olmadığından davanın red- dine” karar verdi. Fõrat’õn temyiz et- mesi üzerine dava dosyasõnõ incele- yen Yargõtay 4. Hukuk Dairesi de, “delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini” be- lirtti. Daire, usul ve yasaya uygun ol- duğunu kaydettiği mahkemenin hük- münü “onayladı”. YÖK karara itiraz etti CHP İSTANBUL İL BAŞKANI ‘Engelli hakları yok ediliyor’ İstanbul Haber Servisi - İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Engelli Hak- larõ Atölyesi üyesi bir grup, engelli yurttaşlarõn eğitim aldõ- ğõ özel eğitim kurumlarõna ay- rõlan devlet bütçesinin arttõrõl- mamasõ ve eğitim masraflarõ- nõn büyük bir kõsmõnõn aileler- den istenmesine ilişkin düzen- lemeyi protesto etti. Grup adõ- na açõklama yapan Nilgün Atõ- cõ, “Hükümet geleceğimizi ka- rartan uygulamalarõ derhal durdursun” dedi. Tarihi tünelin sefer saatleri uzatıldı İstanbul Haber Servisi - İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesinin ardõndan Karaköy-Beyoğlu arasõnda hizmet veren Tünel hattõnõn seferleri 22.45’e ka- dar uzatõldõ. Yeni uygulamaya göre Tünel hafta içi ve cu- martesi günleri 07.00 - 22.45 saatleri arasõnda hizmet verir- ken pazar günleri ilk sefer 07.30’da yapõlacak. Soygun için trafoya girince çarpıldı AYDIN (Cumhuriyet) - Söke’de Tuzburgazõ Köprü- sü’nün üzerindeki elektrik tra- fosundaki malzemeleri çal- mak için M.R, H.B, H.K. ve B.B, kapõnõn kilidini kõrarak içeri girdi. Zanlõlardan M.R. elektrik akõmõna kapõldõ. Ar- kadaşlarõ tarafõndan ağõr yara- lõ olarak hastaneye kaldõrõlan M.R, müdahaleye rağmen kurtarõlamadõ. Gözaltõna alõ- nan diğer zanlõlar, ifadelerinin ardõndan mahkemece tutukla- narak cezaevine konuldu. Öz kızını değil tecavüzcüyü savundu SAMSUN (Cumhuriyet) - Samsun’da S.Y. (17), polise giderek 15 yõldõr annesiyle bir- likte aynõ evde yaşadõklarõ Şe- nel Dinç’in, kendisine tecavüz ettiğini iddia etti. Genç kõzõn annesi A.Ö’nün duruşmada, Dinç’i savunarak, “Kõzõm ba- şõna buyruk yaşar. İftira attõğõ- nõ düşünüyorum” dediği belir- tildi. İstanbul Adli Tõp Kuru- mu genç kõzõn olay nedeniyle ruh sağlõğõnõn bozulduğuna dair rapor verirken, mahkeme, tutuklu sanõk Dinç’i 8 yõl 4 ay hapis cezasõna çarptõrdõ. Terhis oldu, 16 gün hapis cezası aldı ANTALYA (Cumhuri- yet) - Kõbrõs’ta piyade er ola- rak askerlik görevini yaptõğõ sõrada, cep telefonu ile yaka- lanan Sadõk Önal (21) terhis olup memleketine döndükten üç ay sonra Askeri Mahkeme tarafõndan 16 gün hapis ceza- sõna çarptõrõldõ. Önal, Elmalõ Cezaevi’ne gönderildi. Baba Hüseyin Önal, “Bu ceza para- ya da çevrilemediği için 16 gün hapis yatacak” dedi. Bir kişiye 219 bin TL ANKARA (AA) - On Nu- mara’da, “1, 11, 12, 13, 14, 17, 19, 22, 25, 27, 34, 41, 42, 44, 47, 48, 49, 57, 67, 73, 77 ve 79” rakamlarõnõ bilen 1 kişi 219 bin 571 TL kazandõ. Çekilişte 9 bi- lenler 1421 lira, 8 bilenler 71 li- ra, 7 bilenler 8.55 lira, 6 bilenler 1.75 lira, hiçbir numarayõ tuttu- ramayanlar ise 1.4 lira alacak. ‘Bitmeyen bir kâbustayõm’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear